2461.
“dışarı çıkalım mı?” diyen herkese “yok yaa, evde yatacağım ben bugün.” dedim. şimdi de “çok yalnızım kahretsin” diye dertleniyorum. canım kendim. böyle devam edelim de iyice huzursuz, iyice manyak edelim kendimizi.
devamını gör...
2462.
yarın iş var. duş almak lazım. lakin şöyle bir sıkıntı var: sabah mı duş alayım yoksa akşam mı? normalde ben sabah alırım duşu. saçlar uzun, saç kurutma makinesi olmadığı için sıkıntı. e akşamdan duş alınca da saçlar sabah kadar dağılıyor, az da olsa yine yağlanıyor. e ben ne yapacağım?
devamını gör...
2463.
aslında hiç de iyi sayılmam. . .
olduğum yerde bile istenmiyorum, daha başka ne olabilir ki. artık ben de istemiyorum. tam şu an öleceksin deseler içim acımaz ya da acır ' içim acımadığına acır'
neden, neden, neden? bırakın salın beni! gözyaşları içinde bu satırları yazmak istemezdim dostum. insan en çok istenilmediği için üzülür belki de.
ölüm var, ölüm... ne gerek var ki bu kadar şiddet bu kadar kırgınlık?
var mı öyle karşımda oturacak kimse, içimdeki tüm her şeyi karşısında haykıra haykıra ağlayarak anlatacağım biri?*
yok işte. yok!..
ve daha acısı da görmemezlikten gelinmek...*
devamını gör...
2464.
hastalıktan geberiyorum. yarına kritik almam gereken projelerim var. ama yataktan çıkamıyorum. ekstra bi duygusallaştım. hayatımı sorguluyorum. derslerime okuluma ilgi göstermiyorum. hayal kuramıyorum. gelişine yaşıyorum gibi hissediyorum. beni en çok korkutan şey ise herseyin farkında olup harekete geçmek istememem yada harekete geçmekten korkuyor olmam. bilemiyorum.
devamını gör...
2465.
sevgili sözlük.
şubat 2021'de, bir anlık can sıkıntısı ile sana dahil oldum.
öncesinde bir başka sözlük deneyimim olmadı.
senden öncem yok yani.
benim ilkimsin.
neden olmadı,
çünkü hiç böyle bir ihtiyacım olmadı.
sosyal medyalarım yetiyordu bana.
aonim anonim, şurda burda yazsam demedim hiç.
burda da bir iki ay anonim olabildim,
sonra sıkıldım.
geçen sene şubattan beri dahil olduğum bu sözlükte, her yaş gurubundan çok samimi insanlarla tanıştım.
kimi ile fiziken tanıştım
kimi ile yazışarak.
bir kaç tane çürük elma dışında,
lan bunu da keşke tanımasaydım dediğim kimse çıkmadı.
yani sevgili yoldaş benjamin franklin,
bu sözlüğü direkt bana atfetseydin anca bu kadar olurdu.
ya geçen,
canımın içi bir yazar bana kitap almış,
bir başka canımın içi yazar bana kitap hediye etmek istedi,
benden imzalı kitabımı isteyenler oldu,
kitabımı internetten alan oldu,
eski bir sözlük komşum bana gofret yolladı.
kahve sevmediğini herkes biliyor,
çocukların yaşına kadar her şeyimi okumuşlar
biliyoruz diyorlar.
yazdıklarımı okuyan canlar, gözleriniz sağlık.
bana yazdıklarınıza sirayet eden, gönüllerinize sağlık.
bu bir veda konuşması gibi oldu
ama
değil
bu bir vefa yazısı.
bana çok iyi geliyorsunuz
sizde hep iyi olun inşallah.

sözlükçüm,
bu ayın en tatlı kırçiçeği gelsin sana
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

birde ikiye on kala'dan
kendimi sende buldum
şarkısı.

varsan var yoksan yokum

open.spotify.com/track/6QMZ...
devamını gör...
2466.
şu hayatta iddiandan vuruluyosun kardeşim harbi daha ne olabilir diyosun ama hissediyorum bu nirvana ya hiç böyle hissetmemiştim gerçekten abdürd komedi seyrediyoruz absürd şeylerin bazılarını bastırarak aklileştiriyoruz ya da aklileştiğini sanıyoruz ama yok harbi bi şey bastırdıkça absürdleşiyosa ona ne denilebilir ya.
devamını gör...
2467.
“ben sana mecburum, sen yoksun!”
devamını gör...
2468.
bankta yanımda oturan ve tahmini 60 lı yaşlarında olan teyze elindeki poğaçanın tamamını bir köpeğe verdi. neden hepsini verdiğini sorduğumda "ben istediğimde yenisini alırım kızım." dedi.

-sevgi paylaşmaktır.

adete top modele benzeyen kusursuz bir çift yanımdan geçerken sanki dünyanın en mutsuz insanları onlarmış gibi somurtuyordu. oysa hemen birkaç adım ötede, ağacın dibinde oturan ve ikisi de toplumun görüşü ile 'tombul çift' saatlerdir kahkalarla gülüp arada sarılıyorlar.

-sevgi anlaşmaktır.

hava biraz rüzgarlı olduğu için bir kadın montunu yanındaki adamın omuzlarına örtüyor.

-sevgi düşünmektir.

bir vitrin camından yorgun gözlerimi ve vazgeçmiş bir kız görüyorum.

-sevgi vazgeçmektir.

(yukarıda, lisede çok sevdiğim bir ablanın yazısından paylaştığım bir alıntı bulunuyor. her okuduğumda onun ne kadar güzel biri olduğu ve tertemiz kalbini hissediyorum. 'keşke benim ablam' olsaydı dediğim kişi. bu ablayı her gördüğümde iyi dileklerimi iletiyorum ve onun güzel kalbini seviyorum.
mükemmel şiirleri de bulunuyor. kitabını imzalı almıştım ne mutlu.)

aşkın değeri bilinmezse bitiyor ne yazık ki. bitişi de kalbin zamanla parça parça olup o parçaların tamir edilemeyişi.
değeri bilinirse en güzel dönüşüm oluyor.
tırtıl, başkalaşım ile kelebeğe dönüşüyor, kelebek 2 3 gün içinde ölüyor. larva başkalaşım geçirip kurbağa oluyor. hiç eski hallerinden bir iz kalmıyor.
aşk ise en güzel, değerli, kalbimize, ruhumuza adeta huzur veren bir şeye başkalaşıyor: sevgiye. en güzel dönüşüm bu olmalı .
hepimizin kalbindeki sevgi, biricik bir cevher. aşk da bunun bir başka hali. umarım aşkımız en güzel dönüşümü yaşar.
sevmek, müthiş bir şey.
devamını gör...
2469.
bunu itirafetmek çok zor benim için ama keşke biriyle sevgili olmak nasıl bir duygu bilmiş olsaydım. bu hayattan böyle yapayalnız göçüp gidecek olmasaydım. onca yalancı çirkin piç kız sevilirken bana da yaklaşan birileri olsaydı keşke.
devamını gör...
2470.
o kadar iğrenç yaşıyorum ki içinde bulunduğum süreci. saldırgan. hoyrat. bencil. kendime, beni sevenlere ve sevmeye çalışanlara acımasızca. hiçbir şeye mazeret yaratma niyetinde değilim, ne var ki söylemem gerekenler var.

sakin, pürüzsüz bir yüzeydim ben. dalgalanmalarım durulmuştu, zeminimden çeri, çöpü hatta çakıl taşlarını bile temizlemiştim. çok emek vermiştim, çok uğraşmıştım. istediğim ve hatta istenilmeye değer görülebilecek bir versiyonuma büründürmüştüm kendimi. memnundum, tatmin, en önemlisi de huzurluydum.

kimse bana bir şey yapmadı. kimse beni kirletmedi, kimse rüzgarıyla beni yeniden bulandırmadı. ben bile isteye kendimi bırak içine girilmeyi, izlenmesi ve hatta varlığı bile huzursuzluk verecek bir girdaba dönüştürdüm. kaçtığım ne varsa kendime kattım, sevmediğim, eleştirdiğim, ayıpladığım tüm eylemleri bir bir gerçekleştirdim. sanki şimdiye kadar yapmadığım ne varsa yapmak zorundaymışım gibi. sanki huzur bana harammış gibi. bunu becerdim, her şeye rağmen kendimi tamamım noktasına getirdim şimdi sırada bunun tam tersini yapmak var der gibi.

en kötüsü ne biliyor musun. halimden mutsuz değilim. en garibi, en inanılmazı hala az geliyor oluşu. biliyorum, görüyorum, farkındayım ama hala memnun değilim, hala tatmin olmadım ve en önemlisi hala istediğim kadar kaçıramadım huzurumu. huzuru.
devamını gör...
2471.
nereden başlayalım oğlum yazmaya...
ya da anlatmaya..
"ya da"birleşikmiydi laa..
neyse takılma oraya..
kaçıncı cigaran.. kaçıncı bira.. kaçıncı isyan bu...
hep aynı terane..
kendini bi dibe çekme çabaları..
çevrende ki herkese "tek kullanımlık hayat" telkini verirken sende ki bu kaçıncı seviye..
mutlu iken mutsuzluğu arzulamak nasıl bir terane..
hangi kelimenin hangi anlamı yitirdiğin bu süre..
yalnız öleceksin..
sırt,
dönmeye kolay..
darbeye sözdedir derler..
artık bunu kabul et..
kafası kuma gömülü deve kuşu olma artık kalk..
ve saçmalama..
devamını gör...
2472.
yoruldum.
devamını gör...
2473.
bize 'sen benim manzaramsın' diyenlerin bi daha hiç gelmeyecek olan gün batımı manzarasıydık. o saati kaçırdılar...
devamını gör...
2474.
bir şeyler oluyor sözlük bir şeyler değişiyor bende.
durduramıyorum.
bu ben miyim? diyorum sürekli kendime.
kimliğimden uzaklaşıyorum.
sanki bir girdabın içerisinde döne döne çekiliyorum.
neler oluyor bana ah bilmiyorum.
çizgilerim, sınırlarım, kurallarım, heveslerim, hedeflerim her şeyim birer birer değişiyor.
sanki beni bi terzinin önüne atmışlar da gıkımı çıkaramadan oramdan buramdan ölçü alıp bana elbise dikiyor gibi.
ruhum sözlük, hissediyorum, ölüyor.
başkalaşıyor.
çocukluk ölüyor sözlük.
kabuk değiştirme zamanım gelmiş,
herkesleşme sıram gelmiş.
nerede o idealist nerede o temiz kalpli çocuk?
boyalı bir kadın geliyor, fırfırlı etekleri sahte gülüşleriyle bu kadın nereye gidiyor.
üstelik hepsini de isteyerek yapıyor.
ısteyerek giyiyor, isteyerek şevkle yürüyor.
ama çocuk ölüyor.
çocuk geride kalıyor.
bu genç ve tecrübesiz kadın hayatının yeni yarısına geçmiş şaşkın şaşkın kalabalığa bakıyor, ürküyor, afallıyor, bilmiyor, çekiniyor.
çocuk artık geride kalmalı, biliyor.
onun devri kapandı kendi devri başladı.
ama çocuk o değil mi aslında? neden unutarak kaçıyor ondan.
istemiyorum unutmak, bırakmak.
çocuk haklı. çocuk doğru.
bu kadın iyi mi? kalbi iyilikle dolu mu?
kalbini hissedemiyorum.
küçük dünyasında küçük insanlara bazen küçük hamleler yapıyor buna da hayatta kalma diyor.
çocuk olsa asla yapmazdı.
o yüzden çocukları çocuklar değil yetişkinler onları korur değil mi?

sen öyle ardıma bakarak, yerlere çökerek ağlama çocuk.
acıtma içimi, suçlu hissettirme.
elbette seni unutacağım yoksa geleceği nasıl hatırlarım.
bu yeni bir yol çocuk, dikenli, kasvetli, sisli, riyakar ve bozuk bir yol.
burada sana izin yok.
bekle beni bıraktığım yerde, bir gün çıkacağım elbet bu labirentten.
bu karışık yok bir gün son bulacak işte o zaman diğer kapının ucunda seni bulacağım.
eskisi gibi, her şey eskisi gibi olacak çocuk söz.
sen ben ve sorulmayı bekleyen sorular, özgür bir zihin, boyasız temiz yüzlerimiz, koşarken düşüp yaraladığımız dizlerimiz, dondurduğumuz meyve sularımız, ılık bir rüzgar, ılık bir yaz günü.
sem ben ikimiz.
devamını gör...
2475.
bugün aile pikniğimiz vardı, daha doğrusu sülale pikniği desem daha uygun olur herhalde. bir yanda erkekler çekirdek çitliyor, küçük çocuklar salıncaklarda sallanıyor, anneler ve büyük çocukları voleybol oynuyor, arka fonda da bizim oraların* havaları çalıyor. tam voleybol oynarken 19 yaşındaki yeğenim bana döndü ve "sanki eski türk filmlerinin piknik sahnelerinden birinde gibiyiz yenge şu ortama baksana" dedi. gerçekten de tespiti doğruydu. sanki o eski günlerdeki gibi mutlu bir gündü bugün...
devamını gör...
2476.
yarın iş var. duş almak lazım.
devamını gör...
2477.
birilerinin hevesini kırmayayım diye bugün yapmam gereken hiç bir şeyi yapmadım.

eve geldim ve tepeden tırnağa vücudumun her yeri zonkluyor ve halsizim.

yarın sınavım var ve benim şuan yatıp dinlenmem gerekiyor.

bir daha bu hatayı yapmayacağım sanırım.
devamını gör...
2478.
naber lan sözlük? beni soracak olur isen, öyle bir hata yapma. ben soruyorum kendime bu soruyu ara sıra, enteresan cevaplar alıyorum ve hiçbiri almayı umduğum cevaplar değil.

''iyiyim'' diyor mesela bazen. lan nasıl iyisin? kafanda bin bir tane tilki, onların da kafalarında bin bir tane insan. matematiğimin yetmeyeceği kadar tilki ve kafa var kafamda.

''bozuk allah'a şükür'' diyor bazen. seviyorum bak o tabiri her ne kadar insanlar sevmese de.

''aynı'' diyor bazen. en boktanı o galiba. neyle aynı, hangi dönemle aynı ne bileyim ben.

''kötü'' diyor bazen. sormuyorum ''neden kötü'' diye. hiç çekemem kendi derdimi dinlemeyi valla.
devamını gör...
2479.
kayıtlara geçsin hakim bey !
bu bir aşk-ı müdafa dır.
bu aşkın tek suçlusu ben değilim,
uykuyu haram kılıp gözlerime,
gecelere doldurduğum efkar onun eseridir.
hiç hesapta yokken kundakladı yüreğimi,
sönmek bilmeyen tutuşmalara o neden oldu.
ne olmuş yani adına şiirler yazdıysam,
o da öyle güzel bakıp baştan çıkartmasaydı göz bebeklerimi.
tüm çiçekleri avucunda biriktirip kıskandırmasaydı baharları.
iliklerime kadar aşk doluysam eğer,
hücrelerime kadar ele geçirildiğimdendir.
dizlerimde hala başının yorgunluğu var hakim bey,
dökülen saç tellerini delil den sayar mısınız ?
evet sevdim,hemde çok sevdim.
unutmaya yüz tuttuğum o duyguyu aslında daha önce hiç yaşamadığımı o öğretti bana,
hani idam etseniz fark etmez,
inanın hiçbir şey onsuz kalmak kadar koymaz,
bakın boynumda dudak izleri var,
ve nefesi hala sıcak, fazla uzaklaşmış olamaz.
siz aşk nedir bilir misiniz hakim bey?
yüreğinde taşıdığın bir okyanustur aşk,
tökezleyip taşırırsan kaybeder,
taşırmadan yaşayabilirsen hak edersin,
yemin ederim ben bu aşkın tek zerresini ziyan etmedim.
söyleyeceklerim bu kadar hakim bey.
senden önce o verdi zaten hüküm'ü.
çoktan teslim oldum kirpiklerine.
müebbet bir sevdaya çarptırdı beni,
demem o ki hakim bey,
sen kalemi kırsan da ben bir tek ona diz çökerim
ve cezam aşık olarak ölmekse
ben bu sevdayı seve seve çekerim..
devamını gör...
2480.
kendimi ufacık hissediyorum. minnacık. böyle sanki küçülmüşüm küçülmüşüm o kadar küçük olmuşum ki rüzgar estiğinde insanları rahatsız eden o küçük polenler kadarım.

görülmüyorum, önemsenmiyorum sanki. öyle geçip gidiyorum önünüzden fark etmiyorsunuz bile. anlaşılmak istiyorum diye yanaşıyorum da sanki elinizle itiyormuşsunuz gibi.

sevdiğinizi söylüyorsunuz, neden hissetmiyorum? neden kendimi fazlalık hissediyorum. neden olmasam daha huzurlu olacakmışsınız gibi geliyor bana? neden insanlar beni tanıdıktan bir süre sonra önemsemiyor? neden sadece ben uğraşıyormuşum gibi geliyor bana?

bugün çok ağır hissediyorum bunu. yürümek istiyorum. yürürken ağlamak istiyorum. kalbimin tüm huzursuzluklarını yıkamak istiyorum. kendime ağır gelmemek istiyorum. sonsuz yürümek istiyorum. yürüdükçe her şeyi halledebilecekmişim gibi hissetmek istiyorum.

öyle yorulayım ki yürümekten ayaklarım acısın. ayaklarım acıdan sızlasın. kopartıp atmak isteyeyim ayaklarımı. öyle ağlamak istiyorum. vücudumdaki tüm suyu gözlerimden çıkartmak istiyorum.

huzurlu hissetmek istiyorum. önemsendiğimi kendi çabalarımla anlamak yerine ufak tavırlarla hissetmek istiyorum. bir şeyleri elde etmek için uğraşmak istemiyorum. bir şeyleri hissetmek için, yaşamak için bana bahşedilmesi için uğraşmak istemiyorum.

yoruldum öyle çok yoruldum ki yürümek istiyorum. hiç durmadan yürümek ve ağlamak istiyorum. ankara'nın altını üstüne getirmek istiyorum. insanlara bağırıp çağırmak istiyorum. ayaklarım parçalanırcasına yürümek istiyorum.

en güzeli de bundan kimsenin haberi bile olmayacak. hissetmeyecekler. anlamayacaklar. çünkü belli bile olmayacak. şimdi şu kaldırımın kenarından kalkıp anlamadan geldiğim o uzun yolu geri yürüyeceğim. dinlediğim şarkının sözlerine odaklanırken ne kadar hızlı yürüdüğümü de anlamayacağım.

şanslıysam eğer, belki yolda 1-2 damla gözyaşı akar. biraz olsun rahatlarım belki. sonra geçer. yürürüm, yürürüm. sonra hiçbir şey olmamış olur. hem zaten hiçbir şey olmadı ki? gülümserim. güzelce gülümserim.

hiçbir şey olmamış olur, yine sabah erkenden kalkarım. sıradan bir gün olur yine. belki gün içinde güldürürüm yine birilerini. ben de gülerim. insanların gülmesini izlerim. gülümsemelerini anlamlandırmaya çalışırım. çözmek için uğraşırım. kafamı buna yorarım. kendime çevirmem düşüncelerimi.

sonra,
sonra akşam bir film açarım. duygusal bir film. hep yaptığım gibi, filmi izlerken karakterlere empati yaparım. odaklanırım. belki ağlarım. ağlarsam iyi hissederim. hafiflerim.

acaba büyür müyüm? kendimi belli edecek kadar büyür müyüm? her neyse işte..

açmakta zorlanırım insanlara kalbimi, kırgınım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim