sözlükte yazmak ama okumamak

herkes bir şeyler anlatma derdinde okuyup öğrenme ilgi çeken bir şey değil. öyle olsaydı zaten değil aya marsa, satürne gidiyorduk.

#11638

ilk önce yazarlar hiç okumuyor, oylamıyor denilmiş, başka bir başlıkta ''beğenilmek için beğenen yazar'' gibisinden başka bir benzetme yapılıyor. bir kalıba sokacağız illaki?

okuyacak vaktim yok.
özetleleeini okuyorum.

kişinin isteğine ve keyfine bağlı olan durum. istediğini yapmakta özgürdür kişi. kuralların arasında belirtilmeyen bir durum, hiç kimseyi alakadar ettiğini düşünmüyorum.

tarzan sözlüğü sevmek. hep yazmak ama okumamak.

sanırım içinde bulunduğum durum. ilgimi çeken başlık görürsem girip yazıp çıkıyorum. benden öncekiler ne yazmış pek okumuyorum, nadiren.

gayet normal bir tercihtir. burada yazmak, okuma borcu doğurmaz. ya da burada okumak, yazmak zorunluluğu doğurmaz.

yazmaya, yazmaya, yazmaya geldik.
normal sözlükte kendimizi göstermeye geldik.
ey sözlük :)

okuma alışkanlığı olmayan kişilerin sadece normal'de değil normalde de yaptığı hareket.

her zaman dediğimi tekrarlayacağım; bu ülkenin daha iyi bir durumda olmamasının en büyük nedeni okumamak ve bunu marifet saymak.

burada "yazı çok uzun" ya da "durumumuz yoktu okuyamadım" diyenlerin gerçek hayatta da hiçbir şeyi doğru dürüst okumadığını biliyorum. bu bir alışkanlık. uzun yazı ya da kitap okumaya üşenmeyen adam burada da üşenmiyor tanım okumaya.

bir de özellikle ekşi, twitter falan gibi kalabalık sosyal medya ortamlarında herkes sadece kendi aklına geleni yazma derdine düşüyor. sanırsın çok ama çok değişik bir şey yazacaklar. kendisinden önce ve hatta bazen neredeyse aynı cümlelerle yazılmış şeyi gelip yapıştırıyor oraya. kardeşim bu beğeni butonları bunun için konuyor buraya; senin diyeceklerini demiş olan, görüşlerine katıldığın kişinin yazdıklarını onaylayasın diye. aynısını tekrar tekrar yazmanın başlık sayfa sayısını gereksiz yere 50'ye yükseltmekten başka bir sonucu yok.

okuyun canlarım ciğerlerim! vallahi billahi okumaktan, başkalarının fikirlerini öğrenmekten zarar gelmez, yarar gelir.

yani bu başlıkta yazan herkesin kendince haklı yanı vardır. ben de aksi bir tez öne sürmek istiyorum. herkes okumak zorunda da değil ki. burada girilen tanımları okumuyor diye kitap okumuyor damgası vermek de çok yanlış bence. insanlara olan önyargıyı acilen bırakmalıyız.

göz atınca bir iki saniye yazıya, sana hitap edip etmediğini anlarsın o yazıdaki kullanılan dilin.

burada bir hafta takılınca, kimin nasıl yazdığını da çözersin. yazan çizen hepi topu 30 kişi.

o yüzden her entry okunacak diye bir kaide yok.
boş yapmayalım.

yazan yazar, okuyan okur.

ikisini de yaptığım için sorun yok.

çok yazanların okumadığı, yazmaktan okumaya fırsat bulamadıkları düşünülüyor ama oy vermemesi, okumadığı anlamına mı gelir ki?


yazısını bitirdikten sonra okumaya devam edebilir. sabah beşte okur isterse. ne fark eder?

dikkatimi çeken başlıkları okuyup beğendiklerime beğeni atıp sonra deli gibi yazıyorum

okumadan yazmak düşünmeden konuşmak gibidir.

okuyorum ama okuduğumu anlamıyorum, yazıyorum ama yazdığımı da anlamıyorum. sanırım gözlerim bozuk.

tipik tarım toplumu hareketi.

arada yaziyorum sonra yazdigimi begenmeyip siliyorum falan deli deli isler.

yazdığımdan çok okuyorum. farklı karakterlerin farklı bakış açılarını okumak çok keyifli.

yazdım yazdım sildim ve neyse çekiyorum. neyseeee...