tavşan sahiplenmek isteyenlere tavsiyeler
başlık "suddegoktas" tarafından 22.04.2021 10:45 tarihinde açılmıştır.
21.
uzak durmanı tavsiye ederim.
tavşan beslemek benim çocukluk tramvalarımdan biridir. nasıl oldu, nereden geldiyse bir kış günü dışarıda dize kadar kar varken, komşunun bahçesinde tavşan olduğu haberi geldi. yabani olmayan bir türdü, annem de soğukta dışarıda kaldı diye acımış, gitti tavşanı yakaladı. bahçemizde eski depo olarak kullanılan evin bir odasına dişi olduğunu anladığımız tavşanın yemini ve suyunu verip, odaya kapattık. odayı size tarif etmek istiyorum. oda 20-25 m2 fakat yarısında yerden tavana kadar üst üste depolanmış çuvallar var. çuvalların içerisinde de talaş, odun, tahta parçası gibi yakacak malzemeler var. neyse o kışı tavşan o odada tek başına geçirdi. sonra benden görüp, mahallede çocukluk arkadaşım da bir erkek tavşan sahiplendi. baharda bunları eşleştirdik, sekiz tane yavru tavşanımız oldu. yavrular tüylenip büyümeye başlayınca tavşanları o kadar sevimliydi ki kıpır kıpır oradan oraya koşuşturuyorlardı. buraya kadar her şey çok güzeldi. biraz daha büyüdüklerinde arkadaşımla yavru tavşanları paylaştık. benim için kabus o andan itibaren başladı. akşamüzeri ilçe pazarı dağılmaya yakın pazara gider lahana, karnıbahar, havuç v.b sebze artıklarından bir poşet yapardım bir hafta yeterdi. yavru tavşanlar büyüyünce onlar da eşleşmişler, daha sonra diğerleri... popülasyon bir anda arttı. bir poşet, bir çuval olmaya, iki çuval olmaya, üç çuval olmaya başladı. ben artık semt pazarında tezgah altına itilen sebze artıklarını toparlayabilmek için, pazarcı tezgahlarının altında alçak sürünmeye başlamıştım. pazar ile ev arasında bisikletimi nakliye aracı gibi kullanıyordum. daha sonra bana babam da eşlik etmeye başlamıştı. bu arada odadaki tavşanlar çuvalların arasından, alttan, üstten, yandan her yerden tünel açmışlar. hiç bir zaman mevcutta kaç tane tavşanımız var öğrenemedik. ortalıkta gezinenlerden en son 50 küsür tane sayınca ben teslim oluyorum dedim. kurtulmak için etrafa haber saldık, tavşan isteyen var mı diye, bir tane isteyene 4-5 tane verdik. olmaz olmaz diyene zorla verdik. misafirlerimiz geliyordu mesela tavşanları gösteriyorduk. misafirimiz 'aaa ne kadar güzel tavşan, bana bir tane verir misiniz?' deyince babam ' getir oğlum çuvalı' der içine 3-5 tane salardık. öyle öyle bütün tavşanları dağıttık. ailecek bu konu hakkında konuşmasakta, gözlerimizle bir daha bu işe bulaşmamak üzere anlaştık.
tavşan beslemek benim çocukluk tramvalarımdan biridir. nasıl oldu, nereden geldiyse bir kış günü dışarıda dize kadar kar varken, komşunun bahçesinde tavşan olduğu haberi geldi. yabani olmayan bir türdü, annem de soğukta dışarıda kaldı diye acımış, gitti tavşanı yakaladı. bahçemizde eski depo olarak kullanılan evin bir odasına dişi olduğunu anladığımız tavşanın yemini ve suyunu verip, odaya kapattık. odayı size tarif etmek istiyorum. oda 20-25 m2 fakat yarısında yerden tavana kadar üst üste depolanmış çuvallar var. çuvalların içerisinde de talaş, odun, tahta parçası gibi yakacak malzemeler var. neyse o kışı tavşan o odada tek başına geçirdi. sonra benden görüp, mahallede çocukluk arkadaşım da bir erkek tavşan sahiplendi. baharda bunları eşleştirdik, sekiz tane yavru tavşanımız oldu. yavrular tüylenip büyümeye başlayınca tavşanları o kadar sevimliydi ki kıpır kıpır oradan oraya koşuşturuyorlardı. buraya kadar her şey çok güzeldi. biraz daha büyüdüklerinde arkadaşımla yavru tavşanları paylaştık. benim için kabus o andan itibaren başladı. akşamüzeri ilçe pazarı dağılmaya yakın pazara gider lahana, karnıbahar, havuç v.b sebze artıklarından bir poşet yapardım bir hafta yeterdi. yavru tavşanlar büyüyünce onlar da eşleşmişler, daha sonra diğerleri... popülasyon bir anda arttı. bir poşet, bir çuval olmaya, iki çuval olmaya, üç çuval olmaya başladı. ben artık semt pazarında tezgah altına itilen sebze artıklarını toparlayabilmek için, pazarcı tezgahlarının altında alçak sürünmeye başlamıştım. pazar ile ev arasında bisikletimi nakliye aracı gibi kullanıyordum. daha sonra bana babam da eşlik etmeye başlamıştı. bu arada odadaki tavşanlar çuvalların arasından, alttan, üstten, yandan her yerden tünel açmışlar. hiç bir zaman mevcutta kaç tane tavşanımız var öğrenemedik. ortalıkta gezinenlerden en son 50 küsür tane sayınca ben teslim oluyorum dedim. kurtulmak için etrafa haber saldık, tavşan isteyen var mı diye, bir tane isteyene 4-5 tane verdik. olmaz olmaz diyene zorla verdik. misafirlerimiz geliyordu mesela tavşanları gösteriyorduk. misafirimiz 'aaa ne kadar güzel tavşan, bana bir tane verir misiniz?' deyince babam ' getir oğlum çuvalı' der içine 3-5 tane salardık. öyle öyle bütün tavşanları dağıttık. ailecek bu konu hakkında konuşmasakta, gözlerimizle bir daha bu işe bulaşmamak üzere anlaştık.
devamını gör...
22.
bahçe olmadan da bakılabilir ama tavşanınızın rahat hareket edebileceği bir yer gerekli. ben beş yıldır balkonumda bakıyorum(gerçi artık o balkon size ait olmuyor. orası artık tavşanınızın evi) beslenme konusunda lahana, havuç, marul, çimen, biber, elma, ekmek, patates vs birçok yiyecek ile besleyebilirsiniz. tuvalet eğitimi konusu da sorun değil. kısa süre içinde alışabiliyor. ben balkonun su gideri kısmına alıştırdım. oradan başka biryere kesinlikle tuvaletini yapmıyor. o yüzden tuvaleti ve kokusu konusunda çok sorun yaşamadım. kazma ve kemirme isteği de cinsine göre değişebiliyor. benimki oldukça sakin. kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim. tam bir mutluluk sebebi. detaylı bilgi isterseniz bilgi verebilirim.
son olarak da ponçikimin bir resmini bırakayım*
son olarak da ponçikimin bir resmini bırakayım*

devamını gör...
23.
tavşanlar bembeyaz pamuk pamuk tüyleriyle çok sevimli görünüyorlar değil mi? ama hiç göründükleri gibi minnoş canlılar değillerdir zamanında iki tane tavşanım vardı çok heves etmiştim bütün hayvanları severim onları ayrı bi şirin buluyordum ama hiç sıcak kanlı ve sevgiyi alan bi canlı değil ev ortamına hiç ait değil. yaşam alanları vahşi doğa. bağ, bahçe, çiftlik, kümes gibi bir yerde bakacaksanız tamam ama evde zor kapıları kabloları kemirir idrarı çok ağır kokar. bir kedi köpek yada kuşla kurduğunuz bağı kuramazsınız siz onu sahiplenirsiniz ama o sizi sahiplenmez.yine siz bilirsiniz.
devamını gör...
24.
her zaman bi tavşanım olsun istemişimdir ama babamın "ugursuzluk getirir ,tavşanın olduğu evde huzur bereket olmaz " inancı nedeniyle sahip olamadığım canlı.
devamını gör...
25.
bi arkadaşım sahiplenip, 1 ay geçmeden çok pişman olmuştu,akabinde hayvanın mutsuzluğu sahibini de mutsuz edip, şehirde barınağa vermeye de kıyamayıp evde beraber acı çekerek depresyonda yaşadılar ve hayvanın ömrü de baya kısa sürdü. tavşanlar hem evcil değil, hem sosyal hem de bakması zor hayvanlar. bahçeniz yoksa kesinlikle tavsiye etmiyorum zira apartman dairesine kapatılacak bi hayvan değil tavşan. "ayy çok tatlı ama" mantığı ile sahiplendiğiniz hayvan emin olun bakarken, hastalandığında, sağa sola dışkısını bıraktığında sizi de kendini de o kadar mutlu etmeyecektir. evet evde beslenebilen ve hiç sorun çıkartmayan evcilleştirilmiş,insanlarla bi nebze iletişim kurmayı öğrenmiş tavşanlar mevcut ama en nihayetinde tavşan doğası gereği vahşi doğaya aittir ve bi kedi,köpek kadar evcilleştirilemez.istisnalar mevcut olabilir ama kaideyi bozmaz.
devamını gör...
26.
dışkılama sonucundaki şeyleri gördükten sonra kakaolu mısır gevreği yemeyi bırakacaksınız,bırakmayın,savaşa devam edin!
devamını gör...
27.
ben besledim. eşim almıştı. evladım gibiydi. yemek hazırlandığı zaman hemen sofraya koşardı. ben kapıdan girince üzerime atlardı. kucağımda uyurdu. ben ona büyük kuş kafesi almıştım ben uyuyacağım zaman ona koyardım. hayvan netice de. kemirebilirdi heryeri. bir de ister inanın ister inanmayın, tavşanım tek bir yere yapardı tuvaletini. ben oraya gazete ve üzerine talaş koyardım. alıştırabilirsiniz siz de. yemek olarak da valla bizimki herşeyi yiyordu. sucuk bile yiyordu.
devamını gör...
28.
bir zaman sonra aşırı büyüyor ve şımarıklaşıyor.
devamını gör...
29.
ilk üniversite okurken bakmıştım. evin içinde peşimden ördek yavrusu gibi geliyordu. ilk zamanlar sweatlerimin cebinde uyuyordu. büyüdükten sonra botanik bahçeye vermiştik. yaklaşık bir buçuk ay önce yine aldım. idrar olayı birazcık uğraştırıcı olabiliyor ama alışıyorlar pes etmemek lazım. büyümeyle alakalı işin kilit noktası taze sebzeleri çok kaçırmamak. çok verdiğinizde ya da asıl öğünü o olduğunda çabuk ve çok büyüyor. böyle baya zengin içerikli yemler var ben asıl öğün olarak onları tercih ediyorum ayrıca kuru yonca diye bir otları var çok seviyorlar ara ara da taze sebze veriyorum. kafesini her gün temizliyorum evet talaş dayanmıyor orası doğru :) her gün çıkıyoruz evde geziyoruz atlayıp zıplıyoruz enerjimizi atıyoruz. suyu her zaman olmalı bu arada en önemli noktalardan biri bu. bizimki sevgi arsızı hemen dibimize gelip kıvrılıyor sevelim diye. tüylerini tarıyorum bir kedi ya da köpek kadar tüy dökmüyor ama ara ara oluyor. daha önce tırnak kesmeyi denememiştik yakında onu da deneyeceğiz. bu arada evde kılıç çiçeğiniz varsa korumaya alın zira bütün yapraklarını yemek için büyük bir istekle sizinle inatlaşıyorlar :)
devamını gör...
30.
tavşan sahiplenmek isteyenlere en büyük tavsiyem tavşan sahiplenme. tavşan tuhaf bir hayvan, kokuyor , pire olayı çok fazla, evin bahçeli ise bahçede bir yere koyacaksan altın kum ise nerden nasıl çıkar kesitremezsin. aşırı derece de oburdur.
devamını gör...
31.
tavşanlari oldum olası korkunc hayvanlar olarak görmüşümdür. gözleri yüzleri falan korkutuyor beni.
devamını gör...
32.
benimde bir tavşanım vardı eskiden..
sağlıklı beslenmesine yardımcı olun, çünkü kilo almaya aşırı meyilliler,
şarj, tv veya herhangi bir aracın kablolarını koruyun, bunlar için plastik aparatlar var. kemirebiliyorlar.
planlı şekilde yeşilliklerde özgürce hareket etmesine izin verin.
planlı bir hayatı olsun, yemek zamanı, dışarı çıkma zamanı gibi aktiviteleri planlarsanız dışkı saatini de ayarlayabilirsiniz. ve koltukların altında, tv ünitesi arkalarında bombalar bulmazsınız *
ve bolca sevgi..
sağlıklı beslenmesine yardımcı olun, çünkü kilo almaya aşırı meyilliler,
şarj, tv veya herhangi bir aracın kablolarını koruyun, bunlar için plastik aparatlar var. kemirebiliyorlar.
planlı şekilde yeşilliklerde özgürce hareket etmesine izin verin.
planlı bir hayatı olsun, yemek zamanı, dışarı çıkma zamanı gibi aktiviteleri planlarsanız dışkı saatini de ayarlayabilirsiniz. ve koltukların altında, tv ünitesi arkalarında bombalar bulmazsınız *
ve bolca sevgi..
devamını gör...
33.
tavşan evcil bir hayvan değil.
devamını gör...
34.
öncelikle evin içinde beslemeyin. kazamayacakları beton bi zeminin üzerine yapın yuvalarını ve bolca talaş ve saman koyun altlarına. bu kafesin içinde olduğu, etrafı çevrili bir de bahçeniz olsun mümkünse çünkü kafes temizliği sırasında kaçırabilir, bir daha da yakalayamaya bilirsiniz.
bu hayvanlar çok çabuk ürer ve çokta hızlı büyür. yani iki tane diye aldığınız tavşan bir yılda 30 u geçebilir. (bkz: tavşan gibi üremek)
onun harici sebze yerler, albino olanların gözleri çok çabuk kör olur, gri olanlar da genelde dişi çıkar.
bu hayvanlar çok çabuk ürer ve çokta hızlı büyür. yani iki tane diye aldığınız tavşan bir yılda 30 u geçebilir. (bkz: tavşan gibi üremek)
onun harici sebze yerler, albino olanların gözleri çok çabuk kör olur, gri olanlar da genelde dişi çıkar.
devamını gör...
35.
çok sağlam çiş yaparlar ve çok kötü kokar. kedi gibi tuvalet eğitimi de olmuyor. sonra kesip yedik. lezzetlilerdi hansel ve gratel.
devamını gör...
36.
oruç aruoba'nın bir kitabında " tavşan isteyen havuç da yetiştirmelidir'' yazmaktadır.
bir şeyi istiyorsak ona zemin de hazırlamalıyız. tavşan isteyen önce havuç yetiştirsin.*
bir şeyi istiyorsak ona zemin de hazırlamalıyız. tavşan isteyen önce havuç yetiştirsin.*
devamını gör...
37.
38.
sahiplenmeyin, doğal yaşamında gayet mutlular. tavşan, ev ortamına adapte olabilecek bir hayvan değildir. kedi- köpek gibi evcilleştirilemez. bir noktada sizden mutlaka kaçıp, doğaya dönecektir. dolayısıyla, hayvana günah.
devamını gör...
39.
sahiplenmeyin.
devamını gör...
40.
benim de bir büyüğümün 2 kızına tavşanlar almışlardı çok tatlıydı videoları ancak bunlar büyüyünce kendilerini sevdirtmemeye pençe atıp ısırmaya başlıyorlarmış. zaten bahçede besliyorlardı ona rağmen büyüdüklerinde devretmek durumunda kalmışlar.
devamını gör...