sözlükte ''yerkabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü doğal kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü.'' anlamına gelen sözcüktür.

aşık veysel üstadın da en sadık dostu olduğunu söylediği şeydir aynı zamanda.

ayrıca insanlığın ilk dönemlerinde araç-gereç yapımı için kullanılmıştır.
devamını gör...
unisex bir isimdir aynı zamanda.
devamını gör...
paulstadt mezarlığında yatanlardan biri de benim ve bu yüzden robert seethaler’a kırgınım. belki anlatmaya değecek bir hikaye yaşamadım ölmeden önce, o kadar matah da bir hayat değildi benimki belki de ama en azından benden de bir iki satırla bahsedebilir, beni de ölümden sonraki duygularımı anlatmam için çağırabilirdi. halbuki ben robert’ın konuştuğum dilde yayımlanan bütün kitaplarını okudum, hem de büyük bir keyifle. eğer sohbet etme şansımız olsaydı da bence çok iyi bir dostluk kurabilirdik onunla ama olmadı. benim mezarıma dönüp bakmadan geçti ve ben hiçliğin ortasında bir hiç olarak hiçbir şey hissetmediğimi düşünerek ve hiçbir şey yapmayarak öylece kalakaldım nietzsche’nin bıyıkları gibi.

ben yine de size ölmeden önceki hikayemi anlatacağım. bu hayat hikayesinin kurgusunu kimin yaptığını ise asla bilemeyeceksiniz. ben mi, yoksa tanrı mı?

izmir’de bir üniversite öğrencisi olarak yaşamaya başladığımda içimdeki kötülük tohumunun filizlenmeye başladığını hissetmiştim. izmir’de ölüp paulstadt mezarlığına gömülme nedenimi merak edeceksiniz elbette ama edebiyat her sorunuza cevap vermek zorunda değildir, anlatılmayan şeylerin altında da bir hikaye gizlidir ve siz ölü bir adamı kızdırmak istemezsiniz, hele de bu adamın içinde dönüm dönüm kötülük tarları varsa.

kötülüğün filizlenmeye başlaması öyle aniden olmadı zira ben bir çiçek değilim ve olmaya da niyetim yok, zaten eğer bir gün mezarımı ziyaret ederseniz üstünde sadece kurumuş toprak göreceksiniz.

kötülüğün büyümeye başladığını ilk anladığım gün amaçsızca sokaklarda dolaşıp edebi edebi etrafa bakıp yazacak bir şeyler arıyordum çünkü ben yeteneksiz bir yazarım ve hayal gücüm o kadar zayıf ki etrafı izleyip öykü toplamaktan başka bir yöntem bilmiyorum. o anda beyaz bir araba 50 metre ötemde durdu ve arabadan kıvırcık saçlı su gibi bir kız indi. arabadaki adamla birbirlerine bağırdılar bir süre sonra arabadaki adam kızı saçlarından yakalayıp zorla arabaya sokmaya çalıştı. kimse müdahale etmedi elbette. neden sonra bir adam arabaya doğru yürüdü ve kızı kurtarmaya çalıştı ancak arabadaki adam “ namus meselesi” deyince ateşe değmiş gibi geri çekildi. arabadaki adam artık arabada olan kıvırcık saçlı kızla birlikte uzaklaştı gitti. ben bir şey yapmadım, üzüldüm elbette ama hiçbir şey yapmadım, birisi bir şey yapsın diye bekledim ama hareket bile etmedim. sonra da bu olayı unutmaya ve yazacak bir şeyler bulmaya çalışmaya devam ettim.

o gün eve gittiğimde tuhaf bir şekilde artık boyumun eskisi kadar uzun olmadığını fark ettim, en az beş santim kısaltmıştım. tuhaftı ama gerçekti de aynı zamanda.

ertesi gün yine öykü dilenciliğine çıktığımda benden daha düşkün bir durumda olan bir dilenci ile karşılaştım. aslında karşılaşmadık. ben onun her zaman oturduğu yerden geçerken göz göze geldik. sadaka verme konusunda çok tecrübeli olmadığım için elimi cebime atıp ne kadar param var diye baktım. ben elimi cebime atınca dilenci adamın gözlerinde bir ışık gördüm ama elim cebimde bozukluğa denk gelmeyince sanki amaç para çıkartmak değilmiş gibi elimi cebimde tutup yürümeye devam ettim. ilerideki büfeden sigara alınca büfecinin verdiği bozuklukları cebime koyarken dilencinin umudu geldi aklıma ama kendi kendime muhtemel onun benden zengin olduğunu hatırlatıp yoluma devam ettim, öyle olmadığını bilsem de.

akşam eve geldiğimde yine boyumun kısaldığını gördüm, hem de 7-8 santim kadar. zaten çok uzun boylu değildim, bir de iki günde 10 santimden fazla kısalmak içime bir korku saldı ama aldırmadım. ben, beni oyalayan seslerle o kadar mutluyum ki aldırmam.

sonraki günlerde okul bahçesinden önüme düşen topa vurur gibi yapıp yola kaçmasına müsade ettim, çocukların nefret dolu bakışları eşliğinde. para üstünü yanlış veren marketçi kadar dalgınmış gibi davrandım, sigara izmaritini çöp kutusu bulamamış gibi yaparak mazgala doğru attım ama yeteneksiz olduğum için izmarit sokağa düştü ki bu mazgal daha sonra yine karşıma çıkacaktı. çayı soğuk getiren garsona terslenip çayı geri yolladım, otobüse selam vererek binen amcayı görmezden gelip sahte uykuma devam ettim, telefonum çalınca bağıra bağıra konuştum, kedi köpekle dalaştım, ağaçların dallarını kırıp yapraklarını kopardım ve sonunda üç santimlik bir oluşuma dönüştüm ve az önce adı geçen mazgala düşüp kayboldum bu dünyadan. derler ki o gün bugündür bir köpek gelip o mazgalın başında beklermiş her gün. ya ibret almak için ya da oh olsun demek için.

velhasıl ben bu yüzden öldüm, incelikler yüzünden. dünya halklarının ölme nedeniyle aynı neden aslında ama benim için anlamlı çünkü herkes kendin ölümünü önemser. keşke robert da önemseyip iki satır yazsaydı benim için. yazmadı. şimdi burda onun gelmesini bekliyorum. bir incelik göstermesi gerekirdi bence.
devamını gör...
yaşamın kaynağı, eski toplmularda kutsal sayılan günümüzde habire üstüne bina dikilen yeryüzü parçası.
devamını gör...
topraktan geldik toprağa döneceğiz. ve bu ikisi arasındaki süreçte her an toprağa muhtacız.söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...
ben küçükken, defne joy foster öldü(rül)düğünde annesiz kaldı diye üzüldüğüm sihirli annem'deki karakterlerden biri olan kız.
devamını gör...
insanoğlu toprağa mecburdur .ne zaman ki toprağın efendisi havalarına girdik o günden beri kaybediyoruz
devamını gör...
insanların ve diğer bütün canlıların hayatta kalmasını sağlayan gıdaların yetiştiği yerdir. aşık veysel şatıroğlu nunda dediği gibi

benim sadık yarim kara topraktır.
devamını gör...
tıpkı hava ve su gibi, hayatımızın vazgeçilmezi. dünyamızı bir örtü gibi sararak yaşanılabilir duruma getiren, aldığımız soluğu, yediğimiz her lokmayı bize takdim eden eşi benzeri olmayan bir düzenin sahibi.
bedenimizi ve ruhumuzu ezen strese karşı strese iyi gelen bir ilaç. toprağa temas etmek ve tabiatı hissetmek, stresin en önemli panzehiridir.
devamını gör...
o kadar güzel bir isim ki kadın erkek herkese çok yakışıyor. bu isimdeki kişiler o kadar ferahlatıcı bir etkiye sahip oluyorlar ki.. ayrıca rusça'da tonpak şeklinde yazımıyla da komik anlar yaşatır fjkhgj.
devamını gör...
yağmur yağınca kendisine has güzel bir kokusu olan organik oluşum
devamını gör...
her zaman bağrına basar.
devamını gör...
içine girdiğinde seni hiç yaşamamış gibi yok eden, dönüştüren kara parçası.
devamını gör...
anaç bir simgedir mitolojide. bağrına basar, dönüştürür, can verir, canı kucaklar. nereden geldik bilinmez ama toprağa gideceğimiz aşikar.
devamını gör...
mucize bir şey değil mi. elinde bir şey var. bildiğin toz çamur taş yığını. ama canlı kanlı besin. ne ararsan var. azot potasyum bakır demir kalsiyum .
içine bir şey koyuyorsun. ve yetişiyor. ürün veriyor.
bir şey koyuyorsun parçalıyor yok ediyor.
üreten bir şey. tohumlar içinde büyüyor saklanıyor. buz dolabı gibi de.
yuva oluyor böceklere örneğin yılanlara vs.
bildiğin sıcak ev.
hatta sen de topraktan ev yapıyorsun.
eline alıp bir şeye benzetemedigin şeyin içinde neler neler var.
devamını gör...
kara parçası.
bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposu olup, 1 cm toprağın oluşumu 1000 yıl sürer.
bileşenleri ise şöyledir;

%50 katı kısmı: organik maddeler (%5), inorganik maddeler (%45)
%50 boşluklar : hava (%25) ve su (%25)

zonal
azonal ve intrazonal toprak olarak 3 gruba ayrılır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


dünya, güneş'in etrafında, yine güneşin oluşumundan arda kalan toz ve parçacıkların zamanla ve kütle çekimi ile bir araya gelerek oluşmuş eriyik bir gök cismi idi. boşlukta dönerken zamanla soğuyan bu kütlenin üzeri sert bir kabuk halini almıştır. bu sert kabuğu oluşturan kayaların milyonlarca yıl boyunca çeşitli etkilerle ile ayrışması sonradan içerisine organik maddelerin karışmasından toprak olmuştur.

toprağın katmanları
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görsel ve alıntı kaynak/ wikipedia.
devamını gör...
azer bülbül'ün, bir ara pek sık dinlediğim türkülerindendi... ben ölürsem toprak ile sözlensin diye bilinir.

böyle şarkıları, pek sevmem ve hep defans yaparım esasen. mesela erkin koray'ın deli kadın şarkısı. hoş değil gibi geldi hep.

fakat burada bir vurdu kırdı yok.

burada bir ah-vah var, ölünce, unutma beni diyor, başka şekilde,
yanlış diyor, bunu bir tek, bizim gibiler tutar fakat...


seher yeli sevdiğime haber ver
kokusunu rüzgar ile göndersin
eğer ondan başka bir yar seversem
şu yüreğim toprak ile sözlensin

ey güller ile bezemişem ismini
rüyalarda görür oldum yüzünü
gurbet deye unutmasın sözünü
ben ölürsem toprak ile sözlensin

seher yeli sevdiğime haber ver
mektupları selamları tez gelsin
eğer benden başka bir yar severse
al yazmalım toprak ile sözlensin


devamını gör...
çok sevdiğim bir isim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"toprak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim