tükenmişlik sendromu

genelde yoğun ve stresli bir hayat yaşayanlarda görülür,dört evresi vardır.
coşku
durgunlaşma
engellenme ve
umursamazlık

ilk evrede hayata ve yaşama çok güzel adapteleri vardır,belli düzenlere uyarlar yaptıkları işi severler.(özetle)

ikinci evrede yavaş yavaş durgunlaşmaya, kişinin problemleri dışarı yansımaya başlar.fiziksel ve mental yorgunluk yaşarlar

üçüncü evrede kişi kendini olumsuzluklara karşı güçsüz hisseder ve değiştiremeyeceğini anlar bu yüzden kendini engeller.ilgilendiği hiçbir şey keyif vermez haliyle çevresiyle problemler yaşar
yani olanlar davranışlarına yansır-öfke problemleri,fiziksel rahatsızlıklar vb.-

ve dördüncü evrede kişi yaptığı hiçbir şeyden zevk almaz,ne yapıyorsa mecburiyetten yapar-iş hayatı gibi-
duygusal yetileri azalır,dışarıya karşı kopukluk yaşarlar-derealizasyon gibi değil- iş ve benzeri ortamlarda performansı düşer ve artık amaçlarını kaybetmiş durumdadırlar.artık yaptıkları şeyler onlar için bir zevk değil stres ve kaygı faktörüdür



kısacası tükenmişlik sendromu böyledir
ayrıca psikoloji okumak içimde öyle bir ukde kalmış ki notlarımda yazıyor hepsi..

doğduğum ilk günden beri peşimi bırakmayan sendrom.

yaşayan bilir.
dibe vurmuşluk değil bu.
dibin dibine gömülmüşlük.
ölmüşlük sendroması.
romatizma gibi k..pe, kalleş... ah..

tükendi tüm sevgiler zaman vurdu sevdayı sevişmeler yorgun artık sevişmeler yaralı ellerin alışkanlık hep ezbere sevişler vazgeç benden, vazgeç ne kaldı söyle bizden.

türküsünü bile yapmışlar...

tükendi nakdi ömrüm

o kadar tükendim ki, sendrom bile diyemiyorum buna. bu direkt ben-drom.

bir nevi depresyon, eli bol olanın bir anlık olumsuz durumda hemen psikolojisinin bozulma durumu

sınıfsaldır.

bakın geyik yapmıyorum. çok ciddi bir şeyden söz ediyorum. hayatımda işim, sanat, edebiyat, benim insanlarım dediğim kişiler ve onlarla birlikte yaptığım şeyler olmasa ben bu seneyi atlatamazdım. en azından ruhsal sağlık, stabilite bakımından. ve ondan öncekini de. hatta ondan bir öncekini de.

canım istediğinde çalışmayabilme olanağım olsaydı, ilgimi çeken, beni heyecanlandıran sanatsal çıktılara koşulsuz ve sınırsız erişimim ya da, gel dediğimde gel, git dediğimde git diyebileceğim, benimle çıkar ilişkisi kurmuş insanlardan oluşsaydı çevrem... düşünemiyorum! s.e.v.e s.e.v.e çalışmak zorundaydım istediğim evde, semtte yaşamımı sürdürmek önceliğimse. iki konsere gittiğim ay üçüncü davete ya da meyhane masasına gidemem, gitmemem gerekir. bu aktivitelere, beni ben yapan, öncesinde isteksiz olsam da gerçekleştirdiğimde bana kendimi iyi hissettirecek olduklarını defalarca kez deneyimlediğim bu eylemlere katılımcı olmam beni diri, canlı tutuyor ne yaşarsam yaşayayım. çalışmak zorunluluğum olmasa kesin, bakın yüzde bir milyon işi bırakırdım bu sene çok sevmeme rağmen mesleğimi. istediğim her zaman istediğim her yere gidebilecek kadar param olsaydı hiçbir yere gitmezdim, ertelerdim ve kaybolurdum sonunda. arkadaşlarımın, aile üyelerimin ajandalarına ve duygu durumlarına göre de konumlanmam gerekmeseydi, onlarla ilişkim her sağlıklı interaksiyonda olduğu gibi benim gel-geç buhranlarımdan bağımsız olarak emek istiyor olmasaydı yalnızlaştırmıştım kendimi bu süreçte bile isteye. bakın tükenmiş hissetmekten bahsetmiyorum. belli bir sınıfa ait değilseniz tükenmişlik sendromuna kapılamazsınız diyorum. buna lüksünüz olmayacağından söz ediyorum. neyse ki. next.

her şeye yetişmeye çalışıp kendine yetememek

dünya sağlık örgütü'nün 1998 yılında yayınladığı rapora göre fazla çalışma ile ortaya çıkan aşırı bir duygusal yorgunluk ve bunun sonucunda iş ve sorumluluklarını yerine getirememe durumu  olarak tanımlanmış sendromdur.

zengin işidir hemşerim.
fakirlerde canım bir şey yapmak istemiyor versiyonu kullanılır.

mental çöküş. şu sıralar içerisinde olduğum sendrom şeysi olabilir.

sözlük eskisi gibi tat vermiyor mesela tükenmişliğim sayılabilir

"küçük kedim
molozlu sokakların ağır uykusunda gerin
bilirim ki sen
bu çöplükten değilsin."
dizelerini akıllara getirir.

insanların hayal kurmalarına bile engel olan sinsi hastalık. tek çaresi terapi. terapiyi sağlam birinden almak şart.

sendrom çok pahalı gibi biz sadece tükendik. hep para ekonomi suriyeli teyp

işe okula gitmek için uyandığında havanın hala karanlık olduğunu görmek bile yeterli bu sendrom için ya

şu an tükenmez kalemimin yaşadığı ruh hali...

ingilizce karşılığı burn out. cok havalı
ama bizdeki tükenmişlik...
oluk oluk arabesk akıyor