tükenmişlik sendromu

sürekli giriş çıkış yaptığım sendrom. tam dibe dalarsam çıkamayabilirim ki buraa yazmak iyi geliyor. birde şehirden defolup gitmek bunun en net ve tek çözümü. yoksa kafa durmuyor. he kafada bizimle gelecek ama tebdili mekanda ferahlık vardır demişler.

ah ah
üç kere iç çekerde bir insan
üç için üçü de kendine yollar mı
rabbim bu ne yaman çelişki
kalsam olmuyor gitsem olmuyor

artık hayattan haz almıyorsanız, sabah o yataktan kalkmak size azap veriyorsa, insanlarla iletişimi kapatıp kafanızın içine gömüldüyseniz tam da size uygun bir sendrom adı var. tükenmişlik sendromu...

yazamamak sendromu da dahil mi.

uzak geçen baharları
hüzün satan hazanları
gence kalem kıranları
yazamadım yazamadım
kırık dökük umutları
sakıncalı tutkuları
o çocuksu korkuları
yazamadım yazamadım
solgun suskun resimleri
göğe yoldaş denizleri
ömrüme göz dikenleri
yazamadım yazamadım
ses vermeyen geceleri
tanımı zor acıları
tek kişilik sancıları
yazamadım yazamadım
gün öksüzü odaları
uygun adım voltaları
ah zamansız sorguları
yazamadım yazamadım
yitip giden anıları
katledilmiş duyguları
yarım kalmış sevdaları
yazamadım yazamadım....

tüketmişlik sendromu ile iç içe geçmiş haldedir artık. kelime şakası değil ya. tükete tükete tükendik sonuçta.

bir üst kademesi bitmişlik sendromu olan sendromdur.
insanın içinden hiç bişey yapmak gelmez.
yine de yapmak zorunda olduğu şeyleri yapmak zorundadır.

söylemesi karizmatik mi geliyor nedir arkadaş...
18 yaşındaki insan bunu söylüyor.

ulan bir dur daha bir kaç sene önce çocuktun... ne ara ne yaptın da tükendin.

diyemiyor tabii insan.

bu nasıl bir şey agalar bilmiyorum ama fena bir şey insanı dağıtan hiçbir şeyden zevk almayan sabah kalkmak istemeyen akşam yatmak istemeyen bu hayatta yaptıklarını zevk aldığı için değil sadece yapılması gerektiği için yapan öylece yaşayan bir hale getiren bir durum maalesef. insanın böyle nefes alınca bile ciğerlerine bıöaklar sokan bir durum maalesef. şuan zaten iq ortalaması gayet düşük bir topluluğun içerisinde bunları yazmaktayım. bundan dolayı daha da dibe düşmüş bir vaziyetteyim.

meryem uzerli'ye muhteşem yüzyıl'ı bıraktıran hastalıktır kendisi.

sürekli kendimi girdim mi lan acaba diye yokladığım sonra iki tokatla kendime geldiğim sendrom*

maaşın 2. gününe tekabül eder.
tüm para kartlara borçlara gidiyor.

her sabah kalktığımda hissettiğim şey. ama anı yaşayınca pek de umurumda olmuyor.

nerde tukenmeye başladım inan hatırlamıyorum ,tek bildiğim uzun süredir aynı şeyleri hissettiğim insanin kahkaha atması gülümsemesi tukenirmi ,,,ben tükendim ve böyle başladı sanirim .....

hayattaki alma verme dengesini kaybetmek sonucu yaşanan bunalım. herkese emek ver ,çaba sarfet ,çalış çabala paralan ..... kendini rahatlatmaya ,ruhunu temizlemeye vakit ayırmazsan hiç olursun . bunada verilen yeni isim tükenmişlik sendromu.

kavurmalı mantarlı omlet ile üstesinden gelinebilecek olan sendrom..

dibine kadar yaşadığım sendyuromdur nonoslar, dayanicek gücüm kalmadı ayol. guzelliyim karşısında gördüyum ilgi beni tüketti, bitirdi. sıfır noktasına geldim, hangi yanıma donsem peşimde akepeli bir erkek, bıktım artık in, ben de normal kadınlar gibi olmak istiyorum. güzelliğimlen değilde purofosyonelligimlem anılmak istiyorum ama ay parçası yüzüm, bacaklarım, sanat eseri kasıklarım buna izin vermiyor ve bu da beni günden güne bitiriyor, 45 külodan 39 kiloya düştüm ayol. çavuşoğlu istifa!1!1!1!

tükenmişlik sendromu, normal şartlarda zevk aldığın şeylerden tat alamamak olarak özetlenebilir ama depresyonla karıştırmayın, depresyonla tükenmişlik sendromu birbirlerine benzeseler de büyük farkları vardır. en önemli özellikse, depresyon herhangi bir nedenden dolayı yaşanabilir. örneğin bir yakının ölümü, mutlu olduğun bir şeyi kaybetmek hatta belki çok sevdiğin bir bilgisayar oyunun bitmesi bile psikolojini etkileyerek seni depresyona sokabilir.



tükenmişlik sendromundaysa, kişi uzun bir süre bir şey için çabaladıktan sonra artık çabalayacak gücü kalmaz ve pes eder. işte bu pes edişe verilen isimdir. bu durum genelde iş hayatıyla ve kariyerle ilgilidir. basitçe kişinin çabalayacak gücü kalmaması, gücünün tükenmesi diyebiliriz.

halkımız tarafından gez geçer denilerek boş verilen bu hastalığın sonuçları çok ağır olabilir ki bu sonuçlardan intihar ilk akla gelendir. ilk akla gelmeyen ve çoğumuzun bilmediği sonuçlarsa, depresyon, kalp hastalığı ve diyabet gibi hayatımızı ciddi anlamda etkileyen hastalıklardır.

kişi bu süreçte hiçbir şey yapmak istemez hatta hareket etmeye dahi korkar hale gelebilir. kişi artık kendinin bir işe yaramadığını düşünür ve kendini yalnızlığa iter. bu durumun sonucu olarak özgüven eksikliği ve hijyene özen göstermemeyle birlikte asosyallikte başlar. yataktan dahi kalkmak istemeyen hasta, çoğu zaman saatlerini geleceğiyle ilgili endişe duyarak geçirir. ileri seviyelerde endişe bile duyamayarak hayatının bittiği düşüncesine kapılabilir.

bu hastalık kesinlikle ciddiye alınmalı ve yardım aldığınız doktorun bütün dediklerini uygulamanız gerekir. ayrıca her psikolojik hastalıkta olduğu gibi tedavi yarım bırakılmamalıdır. tedavinin yarım bırakılması demek, daha büyük ataklarla hastalığın geri dönmesi ve dönüşü daha zor hatta belki de olmayan bir yola girmek demektir. hasta kendini biraz iyi hissedince iyileştim diyerek kafasına göre hareket etmemeli, doktorun yönlendirmesi dışına çıkmamalıdır.

hastanın çevresi de ona destek olmalıdır. genel olarak yapılan en büyük hata hastalığı basite almak, en basit tabirle "gez geçer" ya da "biraz farklı şeyler yap, hobi edin." gibi anlamsız telkinlerdir ya da daha kötüsü "bunlar hep şımarıklık! biz zamanında dağ ayılarıyla savaşarak tarla sürerken vietnam'a erzak taşıyorduk." denmemelidir. insanı küçümseyen tavırlar yerine destek olan davranışlar sergilenmelidir. kişinin ilgi alanına göre minik hediyeler alınabilir, zorlamamak kaydıyla sohbet edilebilir, (sohbet dert tasa değil, boş muhabbet, eğlence, mümkünse komedi olmalıdır.) kişi eğer film veya dizi izlemeyi seviyorsa sevdiği dizi veya film açılabilir veya da sevdiği bir mekan varsa oraya götürülebilir.

bu süreç her ne kadar hastanın doktor yönlendirmesine uymasına ve düzenli ilaç kullanımına bağlı olsa da hastanın çevresinin de büyük etkisi vardır. sevgili hasta yakınları bunu unutmayın. tükenmişlik sendromu yaşayan insanlar şımarık veya çabuk pes eden tembeller değiller. onlar hastalar. kendi egonuzu tatmin etmek için insanların mahvolmuş psikolojilerine moloz dökmeyin, yıkıntıyı kaldırıp kentsel dönüşüme yardım edin.


kaynak:

acibadem.com.tr
medicalpark.com.tr
cerrahi.com.tr
(link: dspace.trakya.edu.tr:8080/x...:: beş büyük faktör kuramının
tükenmişlik sendromu (burnout)
üzerine etkisi ve bir uygulama(pdf))
herbert j. freudenberger and the making of burnout as a psychopathological syndrome(pdf)

bende olandır. ben bitiğim. sevgili yok eş yok dost yok ama yapacak istek de yok. üşengeçlikten evden dışarı çıkmıyorum. çıksam da bir şeyler yiyip eve geri dönüyorum.

bn de tükendim.hakkaten tükendim yani . sürekli kafamın eti yeniyor bnim suçum nedir arkadaş.hiç doğmamış olma hakkimiz olsa kullanirdim bugün.herkesin günah keçisi biz miyiz hep mi bizde hata , hep cevapsiz sorular ve huzursuzluk.hayat kocaman bir klişe.