türk insanının beceremediği şeyler

samimiyet, sıcak kanlılık, misafirperverlik gibi sıfatların arkasına sığınarak bireysel alanı hiçe saymak.

kesinlikle kibar ve ahlaklı olmak.


bu ülkede çok az insan onurunu ve kişisel prensiplerini ciddiye alarak hareket ediyor özellikle iş hayatına girmiş yetişkinlerde bu gözle görülür bir kayıp olarak karşımıza çıkıyor. bu ülkede para her insanın olmasa dahi, çoğu insanın karakterini ve ahlak duygusunu satın alabilir ki bu çok üzücü. insan kendi benliğinden ödün verebiliyorsa, neyine güvenebilirsiniz ki ? tutunacak hangi dalı kalıyor?

medeni olmayı başaramıyor. ağır geliyor medeniyet.
celal şengör'ün sevdiğim tespitlerinden birinde şöyle der ''kadını bikini giyer erkeği mercedes'e biner güzel takım elbise giyer ama kafaların içini açtığın zaman afganistan'daki kafanın aynısı''

bakmadan geçmek

takdir etmek.

hiç ama hiç bilmiyorlar. insan motive etmeyi bilmiyorlar, teşvik etmeyi bilmiyorlar, gayreti fark etmeyi beceremiyorlar.

açılın bir kenara, uzaklaşın. darlanıyorum ben.

mesafe korumakla ilgili bir şeyler zırvalamak istiyorum. konuya ben de dahilim. hayır, mesafe bir yere kadar korunabiliyor sonrası toparlanamaz ilişkiler yumağı oluyor. bu kadar açık hayatlar yaşanmasını, insanların öylece birden çözülmesini anlamıyorum.

sınır ihlali neredeyse hiç bitmiyor. buna boyun eğmediğinde soğuk, paylaşımsız, fazla etik yaklaşan kişi olarak etiketlenebiliyor insan. bu isteme hali genel herhalde. evini anlat, ilişkini anlat, aileni, acılarını anlat ve muhakkak karşı taraf da anlatsın. hayır.

bundan arınabilmiş insanlarla az rastlaşıyoruz sanki.

kendine güvenmek.
sorgulamak.
hayırdan anlamamak.
iletişim kurmamak.
zorbalığa son vermemek.
duygu sömürüsüne aldanmamak.
okuduğunu anlamak.
empati yapmak.
üfürükçü hocalara prim vermemek.
birini dikizlemenin rahatsız olduğunu anlayamamak.
insanların özel hayatına saygı duymak.

akıllıca hareket edememek.

şikayet etmemek, mağduru oynamamak.

dün şantiyede akkuyu hakkında konuşuyoruz...santralin tüm maliyeti 25 milyar dolar ve bu para harcanmış bitmiş. sonuç: daha 1. reaktör bile tamamlanmadı...4 reaktör var. peki, sebep?
ana üstlenici firma (türk) inanılmaz boyutlarda yemiş...santralin tüm masrafı ruslara ait, iğneden ipliğe, yeme içme, barınma hepsi...ne yapmış bizim türk firması? 1 milyon litre mazot lazımsa 2 milyon yazmış, 1 milyon litre kendi şirketine, 1000 kişilik yemek fatura edeceğine 2000 yazmış, 500 kişinin kaldığı kampa 1500 yazmış, 1 ton demir geleceğine 2000 yazmış. her yerden yemiş her yerden...sonuç: 15 bin kişiyi işten çıkarıyorlar. ruslar kendi şirket ve elemanlarıyla geliyormuş. 25 bin kişi çalışıyordu, ekmek yiyordu. adam değiliz....hiç değiliz...

özgür olmak ve "gerçekten" istediği gibi eğlenmek.
arka planda hep onu tutan, hep ona "acaba?" dedirten düşünceler vardır.
öyle büyümüştür.
onu öyle büyüten de öyle büyümüştür çünkü.
çünkü onları büyütenler de o mantıkla büyümüşler.
nesiller süren bir "yanlış" saçmalığı.
kime göre? 200 yıl önceki büyüklerine göre.
sana göre?
e yanlış işte.
e sen bunu hiç ciddi anlamda sorguladın mı?
yahu ben ne yapıyorum? ben neden böyle davranıyorum? ben gerçekte kimim ve ne istiyorum? diye kendine sordun mu?
yok.

bu sebeple, bu insanların en yeteneksiz olduğu konu budur.
onlar için instagramda gördükleri şeyin aynısını/benzerini yapmak mutluluk sebebidir.
onlar için arkadaşının yaptığı cesurca bir şeyin aynısını yapmak mutluluk sebebidir.
herkesin gittiğine gider, herkesin sevdiğini sever.
öyle alışmış ne yapsın?

ya dubai çikolatası yedi bu insanlar abi*
öyle işte...

özgür olamayan halkım, hiç özgür hissetmeyecek insanlarım var benim.
doğdular, büyüdüler ve hep belli kurallara uymak zorunda hissederek yaşayıp ölecekler.
üzücü.

anlam. okuduğu, bildiği ve gördüğü şeylerden anlam çıkaramaz.

bunun da 2 nedeni vardır.

1. sorgulanamaz ve eleştirilemez dini.

2. sorgulanamaz, eleştirilemez siyasal lideri ( atası) ve kurduğu rejim.

bundan ötürü bu ölkede matematik ve mantık gelişmez. sayısal zekanın ölü olması gerekiyor, mevcut düzende barınmak için.

uşaklık.

başkasının hayatına burnunu sokmamak.

empati kuramamak
sakin kalamamak

gazoz icmek. evet.

seks çok net ve açık.

özel alana saygı duymamak.

evli miyim, çocuğum var mı, neden kilo verdim, kaç yaşındayım, nereliyim, kaç kardeşim, yalnız mı yaşıyorum vb. soruları kamusal alanda tanıştığınız birisine soramazsınız, haddiniz değil.

sanata ve sanatçıya değer vermek.
not; bununla birlikte bunun gibi pek çok şeyi de anlamıyoruz bence. en basitinden mimari ve restorasyon işlerinden bile bunu anlayabiliriz...buradan

türk olmak