türkiye nasıl düzelir sorunsalı

- parlamenter sisteme geri dönülmelidir.
- mevcut iktidar değişmelidir.
- hukuk alanında düzenlemeler getirilmelidir.
- atatürk inkılaplarını kendimize yol gösterici olarak görmemiz ve bunu uygulamamız lazımdır.
- mevcut iktidar değiştiği için ülkeye yatırımcı gelecek ve ülkeye sıcak para girişi olacaktır.
- eğitim sisteminin kökten değişmesi gerek, bu konuda kendimize finlandiya eğitim sistemini örnek alabiliriz.
- mevcut iktidarın yaptığı gibi din ve ideolojiler bir sömürü aracı olarak kullanılmaktan vazgeçilmelidir.
- kutuplaşma olmaması lazım , insanları tuttuğu partiye göre yargılamamak gerekiyor.
- mecliste yeni ve genç insanların olması lazım.
- torpil ve adam kayırmanın sonunun gelmesi lazım , liyakata göre işe eleman alınması lazım.
- gıda , sağlık , eğitim her alanda denetlemelerin sıklıkla yapılması lazım.
- iyi bir mülteci politikası lazım.

düzelir mi gerçekten? hala umudumuz var mı bunun için?.

göçmen karşıtları ve ırkçılara biraz beyin zerk etmenin yolunu bulabilirsek umutlanabilirim.

insanları düzelirse.

türkiye'de bir kaynağa göre 116 başka bir kaynağa göre ise 105 siyasî parti var seçime girebilmesi için en az 41 il de örgütlenmesi gerekir.
türkiye ile ilgili bu kısa bilgiden sonra yurt dışında gelişmiş ülke tabir ettiğimiz ülkelere bir göz atalım abd 5 parti ingiltere 11 parti almanya 13 parti fransa 5 parti ( kaynak wikipedia)
şimdide argoda geçen atasözü'müze bakalım nerde çokluk orda .okluk
durum şu ki bizde herhangi bir partiye küsen siyasetçi gidip yeni bir parti kuruyor üstelik bu partiler bir nevi geçin kapısı gibi hazine' den yardım alıyorlar seçime katılma yeterliliğine sahip olanları da ekstra seçim yardımı alıyor. hal böyle olunca vatandaşa hizmet için kullanılabilecek önemli bir meblağ siyasi partileri beslemeye gidiyor eğer kanun çıksada siyasi partiler üyelerinden gelecek aidat ve bağışlarla faaliyet gösterecekler denilse ortada bir tanesi kalmaz diye düşünüyorum.
bunun yanısıra seçim yasası gereği barajı geçemeyen partilere atılan oylar ise o sandık bölgesindeki önde olan partinin ekmeğine yağ sürüyor bu da meselenin bir başka boyutu. bu tespitlerden sonra konuya dönersek eğitimin ön planda olduğu insanların karın doyurmak için çalışmaktan başka gönüllü sivil toplum örgütlerinde aktif faaliyette bulunması soran sorgulayan bir toplum olma yolunda her bireyin çekinmeden çıkıp hakkını araması ve başta gelişmiş ülkeler dediğimiz ülkelerdeki gibi kendi düşünce yapısına en yakın parti çatısı (115 parti nedir arkadaş parti sayısı bir elin parmaklarını geçmemeli) altında toplanıp daha müreffeh bir yaşam için mücadelesini burada sürdürmesi soran sorgulayan bir toplum haline dönmesi gerekir.
bütün bunların gerçekleşmesi için eğitim eğitim eğitim.

zihniyet değişmediği sürece düzelmez.

tabiki de mükemmel bir eğitim sistemi ve sapık arap kültüründen arınma ile...

şu halk açken demokrasi diye saçmalayan, halkların kardeşi, hümanist, muhalefet olacağım diye afedersiniz mal olan politikacılardan kurtularak.
amerika gibi olacak. orada nasıl tüm kurumlar biribirini denetliyor yok temsilciler meclisi, yok senato falan iki parti olacak. iki parti de iktidar olmak için değil ülke ve halk menfaatleri için çalışacak. seçilen kişi de eline verilen senaryoyu okuyacak. ülkeyi esasında sistem yönetecek, toplum değil.

özetle bu ülkeyi düzeltmek için stalin gibi bir adam lazım. kimse kusura bakmasın. mesela pkk yüzünden biri hüküm giyerse 2. derece akrabalarına kadar sınır dışı edilecek. bunların mal varlıkları devlete geçecek. o mülkler satılıp bölgeye yatırım yapılacak.
hümanizm masallarına gerek yok. burası avrupanın ortasında izole olmuş tek derdi demokrasi olan bir coğrafya değil.

ekonomi almış başını gitmişken muhalefetin gündemi helallik almaksa bu ülkeden bi bok olmaz.

telefonunu çıkra diyen dayılar gebermeden düzelmez.

spesifik çözümlemeler, kompleks hesaplamaların hepsinden önce iki şeye yediden yetmişe herkesin ihtiyacı var; bitirilmiş nefret ve dış görünüşe göre değişmeyen tarafsız sevgi...

düzelip ne olacak? ne yapacaksınız düzelmiş türkiye'yi?

her hükümeti değiştirince düzeleceğine inanan kitleyi değiştirebilirsek değişir mesela. siyaset ve demokrasinin farklı ekonomi bilgisinin ve yönetiminin farklı şeyler olduğunu öğretirsek ya da öğrenirsek düzelir mesela. öz kaynak kullanımını özendiren politikaları benimser ve ithal ürün sevdasından vazgeçersek ki bu sevdalanmanın vergi bağımlılığından başka bir şey olmadığını da belirtirsek düzelebilir mesela. yat sahiplerine mazotu 16 liradan çiftçiye 1 liradan verirsek, ata tohumu kullanıp sunni gübre kullanımını azaltırsak düzelir mesela. insansız hava aracı macerasından biraz vazgeçip, sanayinin temeli olan tarım makinelerini geliştirsek düzelir mesela. korkmayın ben cem uzan değilim. (bkz: tevekkül) elinden gelenin hepsini yaptıktan sonra işi allah'a bırakmaktır. hiç bir şey yapmayıp tevekkül etmekten vazgeçmemekten de vazgeçmemiz gerekiyor sanırım. faiz haram düşmeli deyip yılda çok milyar dolar faiz ödememek de düzelme yollarından biri olabilir mesela. halkın arasına görevli göndermek yerine sadece bir gün gösterişten uzak insan derdi dinleyerek siyasetin ötesinde halkın gerçek gündeminin ne olduğunu dinleyerek düzelmez elbet ama insanların güveni için önemlidir. devletin kurumlarına güvenmekten başka çaresi olmayan halkın gerçek güvenini kazanarak ülkemiz düzelebilir. bir sürü kamu binası arazisi boş atıl dururken bu alanları üretime dahil etmek de çözüme katkı sağlayabilir. iyimser olmak ve üretime katılmayı teşvik etmek katkı sağlayabilir. avrupa birliği fonu üzerinden yapılan desteklerin gerçek üretici adaylarıyla buluşturulması da katkı sağlayabilir.

t: üretim ve üretim alanında reform yapılmalı.

herkesi önemseyerek düzelir. düşüncelere değer vererek düzelir. tabi ki mümkün değil .

ortak bir sevinç kaynağı gerekiyor.

eurovision varken bir sanatçı bizi temsil ediyordu, dünya kapısı, avrupa şampiyonası'nda dereceye ilerleyen bir takım gerekiyor.

naim süleymanoğlu vs gibi olimpiyatlara katılıp derece yapan insanlar tüm ülkeyi birbirine bağlardı, farklı fikirde olsak da bütün ülkenin tek bir umudu olurdu, başarı...

ortak başarımız kalmadı. herkesin kendi adamı var, herkes kendi adamını destekliyor. bu gidişle halk olarak daha çok kutuplaşır senci, benci modunda gireriz.

siyasal islamcıları ilk seçimde göndererek dicem de onlardan sonra iktidara gelme potansiyeli en yüksek olan ychp'de bunların aynısı.

hidrojen bombası atarak yaşamın sonlandırılıp toptan reset atılması suretiyle çözülebilecek sorunsal.*

hepimiz elimizde tütsülerle dağı taşı gezersek ülkeyi karanlık enerjiden arındırabiliriz diye düşünüyorum.

yönetim değişmeli. dayıları teyzeleri dinlememekle.

hiç devrim demeyin ha.