türkiye'nin 61 yıldır ab'ye girememesinin sebebi
başlık "arishtat" tarafından 23.01.2021 17:42 tarihinde açılmıştır.
41.
ülkenin medeniyet seviyesinin "olmaması".
düşük olması falan demiyorum.
düşük olması falan demiyorum.
devamını gör...
42.
çünkü bize ihtiyaçları yok. ingiltere gördüğünüz üzere ab den ayrıldı çünkü ab ülkelerinin ona ihtiyacı var, ingilterenin değil. çöpten dağları olan, hiçbir şey üretmeyen bir ülkeye neden gidip ayrıcalıklar tanısınlar? ya da yardımda bulunsunlar? siz bir kek yapacak olsanız içine gidip çürük yumurta koyar mıydınız?
devamını gör...
43.
iliklerine kadar bir orta doğu ülkesi olmasıdır.
devamını gör...
44.
trabzon 'dur
devamını gör...
45.
sorun bizde değil. sorun avrupa birliğinde; mesela ingiltere birlikten çıkma kararı aldı. demek ki işler yolunda gitmiyor...
devamını gör...
46.
sebebi gayet anlaşılabilir korkulardır. türkiye ab'ye girerse bir anda almanya ve fransa ile beraber en güçlü üyelerden biri olacak. ab içindeki söz sahipliği yanında asya'daki türk devletleri ve orta doğu'daki islam devletleriyle de belli tarihsel yakınlığımız olduğu için oradan gelen bir etki de türkiye'yi ab içinde kontrolü daha zor bir güç merkezi yapacaktır. buna ek olarak ab'yle vize serbestisi olduğunu bir düşünsenize, o ülkeleri baya ele geçiririz.
yani bütün yunanistan'ın nüfusu bir istanbul etmiyor ve avrupa'da pek çok üke düşük nüfusa sahip, o açıdan bakınca avrupa'nın nüfus yapısında ciddi değişimler de olacaktır diyebiliriz. bu korkular bizim dışarıda bırakılmamıza neden oluyor. ben de bir türk olarak o korkuları anlıyorum çünkü avrupa bize açık kapı bırakırsa biz o kapıdan gireriz. ayrıca bizim milletin tarihsel açıdan yönetime yönelme gibi bir huyu var, örnek türk asıllı alman bakan cem özdemir. yani düşünün daha 2. kuşakta alman hükümetine bakan çıkardık. büyük bir nüfus göçü olsa ülkeyi resmen kontrol altına almaya başlarız. avrupalılar da salak değil bu özelliklerimizi biliyorlar ondan dolayı da saçma sebepler uydurup yeterli mesafede durmamızı sağlıyorlar. ab'ye çok ihtiyacımız var mı asıl soru bu. hem var hem yok. ab'nin medeniyet prensiplerini biz kendimiz zaten uygularsak, ab'ye girmeden, atatürk'ün belirttiği gibi dünyada örnek gösterilen, çağdaş medeniyet seviyesinin üzerinde bir ülke oluruz.
yani bütün yunanistan'ın nüfusu bir istanbul etmiyor ve avrupa'da pek çok üke düşük nüfusa sahip, o açıdan bakınca avrupa'nın nüfus yapısında ciddi değişimler de olacaktır diyebiliriz. bu korkular bizim dışarıda bırakılmamıza neden oluyor. ben de bir türk olarak o korkuları anlıyorum çünkü avrupa bize açık kapı bırakırsa biz o kapıdan gireriz. ayrıca bizim milletin tarihsel açıdan yönetime yönelme gibi bir huyu var, örnek türk asıllı alman bakan cem özdemir. yani düşünün daha 2. kuşakta alman hükümetine bakan çıkardık. büyük bir nüfus göçü olsa ülkeyi resmen kontrol altına almaya başlarız. avrupalılar da salak değil bu özelliklerimizi biliyorlar ondan dolayı da saçma sebepler uydurup yeterli mesafede durmamızı sağlıyorlar. ab'ye çok ihtiyacımız var mı asıl soru bu. hem var hem yok. ab'nin medeniyet prensiplerini biz kendimiz zaten uygularsak, ab'ye girmeden, atatürk'ün belirttiği gibi dünyada örnek gösterilen, çağdaş medeniyet seviyesinin üzerinde bir ülke oluruz.
devamını gör...
47.
parlemontoda 3 büyük ülke. nüfus da 1 büyük ülke. askeri personel olarak baya güçlü ülkeyiz. birde avrupa ile vize kalktığını düşün türkleşen bir avrupa. cola turka reklamı geldi aklıma pierre van hooijdonk ile gazanfer özcanın oynadığı reklam. birde amerika versiyonu vardı. :)
devamını gör...
48.
kokoreç ya. bizi bok yiyor sanıyor bu teresler. başka bir şey değil.
devamını gör...
49.
parlamentoda nüfusa göre temsilci oluyor. türkiye'nin nüfusu kalabalık olduğu için söz sahibi olacak. ayrıca ab gelişmemiş bölgelere fon ayırmak ve yatırım yapmak zorunda. türkiye'deki bir çok il ab'nin kabul ettiği gelişmişlik düzeyinin altındadır. bu da demek oluyor ki ab yatırımın fonunun büyük bir kısmını türkiye'ye ayırmak zorunda kalacak. ayrıca türkiye ucuz işçi pazarı. ab ye girdiğinde buradaki işçiler avrupa'ya gidecek ve oradaki işçilerin fiyatı düştüğü gibi burdakilerinki artacak bu yüzdende üretim maliyetleri artacak. o yüzden kimse kimseyi kandırmasın türkiye ab'ye giremez. ha girmeli midir? bence girmemelidir.
devamını gör...
50.
türkiye'nin demokrasi ve insan hakları konusunda uganda ile aynı ligde olması ve bu ligden çıkmak istememesi.
ab'ye üye olma sürecinde türkiye, demokrasi ve insan hakları konusunda ab'nin ögördüğü normlara yaklaşıyor göründü. idam cezasını kaldırdı, işkenceye sıfır tolerans diye bir slogan buldu. karakollar şeffaflaşacak denildi. bu arada "madem karakolda dövemeyeceğiz, biz de dışarıda döveriz" diye balyoz timleri kurdu devlet. esnaftan, çakaldan, askerde seçilmiş psikopatlardan oluşan ekipler. ali ismail korkmaz bu ekipler tarafından öldürüldü. bir iki gazeteci bundan söz edecek oldu, derhal susturuldular.
devlet ihalelerine fesat karıştırmak, ihale maksadıyla deveyi hamuduyla götürmek için ihale yasasını 191 kere değiştirdi a ko p. kaldı ki, yabancı bir partnerle yapılan işte ne kadar rüşvet verildiğini "gavur" bilir.
son noktaya gelindiğinde 11 tane kriteri yerine getirmemişti türkiye ve canım hepsini yerine getirdik, 11 kriteri de görmezden gelin diyordu. bu 11 kriter temel insan hakları ve özgürlüklere yönelik kriterlerdi, yani bu işin can damarı. örneğin aihm kararını kabul etmemek, ya da kabul ediiyormuş gibi yapıp suçluyu(!) başka suçtan tutuklayıp serbest bırakmamak kurnazlığını yemiyor avrupalı.
bu yüzden de ab'ye giremedik, giremeyeceğiz.
ab'ye üye olma sürecinde türkiye, demokrasi ve insan hakları konusunda ab'nin ögördüğü normlara yaklaşıyor göründü. idam cezasını kaldırdı, işkenceye sıfır tolerans diye bir slogan buldu. karakollar şeffaflaşacak denildi. bu arada "madem karakolda dövemeyeceğiz, biz de dışarıda döveriz" diye balyoz timleri kurdu devlet. esnaftan, çakaldan, askerde seçilmiş psikopatlardan oluşan ekipler. ali ismail korkmaz bu ekipler tarafından öldürüldü. bir iki gazeteci bundan söz edecek oldu, derhal susturuldular.
devlet ihalelerine fesat karıştırmak, ihale maksadıyla deveyi hamuduyla götürmek için ihale yasasını 191 kere değiştirdi a ko p. kaldı ki, yabancı bir partnerle yapılan işte ne kadar rüşvet verildiğini "gavur" bilir.
son noktaya gelindiğinde 11 tane kriteri yerine getirmemişti türkiye ve canım hepsini yerine getirdik, 11 kriteri de görmezden gelin diyordu. bu 11 kriter temel insan hakları ve özgürlüklere yönelik kriterlerdi, yani bu işin can damarı. örneğin aihm kararını kabul etmemek, ya da kabul ediiyormuş gibi yapıp suçluyu(!) başka suçtan tutuklayıp serbest bırakmamak kurnazlığını yemiyor avrupalı.
bu yüzden de ab'ye giremedik, giremeyeceğiz.
devamını gör...
51.
umberto eco ve hilmi yavuz vaktiyle -elbette ayrı ayrı yerlerde- türkiye ile ab'nin farklı medeniyetlerin merkezleri olduğunu, bu yüzden ab'nin bu işi her zaman sürüncemede bırakacağını söylemişlerdi. öyle görünüyor ki ab ile ilişkimiz menfaat ilişkisinden ötede değil. almanlar hitler döneminde menfaatleri gereği bizi ari ırka dahil saymışlardı. nur vergin'in sözüne bakılacak olursa afet inan avrupa'dan döndüğünde ise m.kemal paşa'ya "bizi sarı ırk sayıyorlar ve aşağılıyorlar" demişti. şüphesiz bu bağlamda başka gerekçeleri de vardır. nur vergin doğu batı'daki aynı yazısında avrupa'da bir türk olduğu için ikinci sınıf muamelesine tabii tutulduğunu, yıllarca zorluklar çektiğini ama buna direndiğini, işin tuhafıysa türkiye'ye geldiğinde kimsenin kendisini türk'ten saymadığını söylemiştir. görüldüğü gibi, bu işler öyle kolay değil.
devamını gör...
52.
yukarıdakilerden hiç biri değildir! (doğruluk payı var hepsinin de o ayrı)
avrupa parlementosu nun yapısı sıkıntılı:
"üyeler: avrupa parlamentosunun (mep) üye sayısı 751 ile sınırlandırılmıştır. üye devlet başına asgari üye sayısı altı iken maksimum sayı doksan altı koltuk olarak belirlenmiştir. koltuklar, her üye devletin nüfusuna göre tahsis edilir. "
buna göre, almanya gibi nüfus itibarıyla kalabalık ülkelerin ap içindeki temsilci sayısı fazla, malta gibi küçük ülkelerin temsilci sayısı az olmaktadır.
şimdi bak... bu adamların total nüfusu 450-500 milyon.
almanya kabaca bizle hemen hemen aynı olup 80 küsür milyon.
yüzyıllarca savaştığın, kültürel, dinsel, mental vs bir bağın olmadığı bir toplulukta
birden almanya kadar üye sahibi olacaksın parlementoda!
birden mesela akp kafasının ab kararlarında ağırlıklı güç olduğunu bir düşünsene...
birden ekonomiden dolayı değil ama nüfustan dolayı koca topluluğun en söz sahibi bir kaç ülkesinden biri olduğunu.
o yüzden türkiyeyi de ukraynayı da istesen de al maz lar... bu şartlarda!
belki ta ilerde bir gün bu durumu değiştirirlerse!
peki devlettekilerin on yıllardır mazaret olarak bundan hiç bahsettiğini duydunuz mu?
hell no!
avrupa parlementosu nun yapısı sıkıntılı:
"üyeler: avrupa parlamentosunun (mep) üye sayısı 751 ile sınırlandırılmıştır. üye devlet başına asgari üye sayısı altı iken maksimum sayı doksan altı koltuk olarak belirlenmiştir. koltuklar, her üye devletin nüfusuna göre tahsis edilir. "
buna göre, almanya gibi nüfus itibarıyla kalabalık ülkelerin ap içindeki temsilci sayısı fazla, malta gibi küçük ülkelerin temsilci sayısı az olmaktadır.
şimdi bak... bu adamların total nüfusu 450-500 milyon.
almanya kabaca bizle hemen hemen aynı olup 80 küsür milyon.
yüzyıllarca savaştığın, kültürel, dinsel, mental vs bir bağın olmadığı bir toplulukta
birden almanya kadar üye sahibi olacaksın parlementoda!
birden mesela akp kafasının ab kararlarında ağırlıklı güç olduğunu bir düşünsene...
birden ekonomiden dolayı değil ama nüfustan dolayı koca topluluğun en söz sahibi bir kaç ülkesinden biri olduğunu.
o yüzden türkiyeyi de ukraynayı da istesen de al maz lar... bu şartlarda!
belki ta ilerde bir gün bu durumu değiştirirlerse!
peki devlettekilerin on yıllardır mazaret olarak bundan hiç bahsettiğini duydunuz mu?
hell no!
devamını gör...
53.
yobazlar dinciler.
devamını gör...
54.
siyasi sebepler
ekonomik sebepler
kültürel sebepler
demografik sebepler.
hele hele şu saatten sonra hayatta almazlar.
ülke afgan, suriyeli, ıraklı doldu.
adamlar zaten ülkemizi tampon bölge olarak kullanıyor.
bir yandan yemliyor, bir yandan fonluyor.
ekonomik sebepler
kültürel sebepler
demografik sebepler.
hele hele şu saatten sonra hayatta almazlar.
ülke afgan, suriyeli, ıraklı doldu.
adamlar zaten ülkemizi tampon bölge olarak kullanıyor.
bir yandan yemliyor, bir yandan fonluyor.
devamını gör...
55.
insan hakları, demokratik kazanımlar konusunda oldukça gerideyiz. onun dışında güvenli bir ülke değiliz. avrupa ülkeleri arasında serbest dolaşım var. türkiye'nin de buna dahil olmasını elbette ki istemezler. işin güvenlik boyutunun yanında şu durumda bir şekilde avrupa'ya giren bir türk oradan çıkmaz istemez. onun dışında nüfusu fazla olan ülkelerin temsil hakkı daha yüksek. bu durumda türkiye ciddi bir karar verici haline gelebilir, bu da elbette ki onlar için istenmedik bir durumdur. ama bence en önemli sebebi türkleri öteki olarak görmeleri. yani sevmiyorlar, kendi medeniyetlerine ait hissetmiyorlar. aslında biz de onlara karşı öyle hissediyoruz. ait olmadığımızı,orada eğreti duracağımızı biliyoruz. nafile bir çaba. yoksa avrupa haklar konusunda gelişmemiş ekonomisi kırılgan birçok ülkeyi bünyesine aldı aslında. avrupa bu birliği türkiye'ye dediğini yaptırıp iç işlerine müdahale edebilmek için hep bir koz olarak kullandı.aslında o kriterleri sağlayamamız için de elinden geleni yaptı.suç yalnızca onlarda demiyorum tabi ki asıl suç bizde. bir kale içeriden fethedilir sonuçta.
devamını gör...
56.
ab girilen bir yer değil çünkü. zaten ab nin içinde doğarsınız.
ab li olunmaz ab li doğulur.
ab li olunmaz ab li doğulur.
devamını gör...
57.
58.
ulu önder mustafa kemal atatürk'ün modernliğinden ayrılıp o'na din düşmanı ve dinsiz diyen dinci yobaz cahiller yüzünden giremiyoruz. resmen son çeyrek asırda türkiye'yi modernlikten kopararak siyasal islam kafasıyla cahil bıraktılar. bir ülkeyi son 20 yılda bu kadar eğitim ve zeka konusunda geri bırakmak büyük bir başarı.
devamını gör...
59.
devamını gör...
60.
bunun sebebi maalesef ülkenin dış politikada sahip olduğu düşük sosyolojik ve kültürel imaj. avrupa ülkeleri bizi toplumsal olarak kendilerine denk görmüyorlar ve açıkcası bu konuda çok haklılar. eğri oturup, doğru konuşmak gerekiyor. politik ve sosyal sebepleri görmezden gelerek, yapılan bu uzun vadeli yaptırımı amaçsız bulmak çok büyük riyakarlık olur. neden?
her ülke kendi vatandaşının bireysel güvenliğini ve ülke bütünlüğünü korumakla görevlidir ve bu devletin zorunluluğudur. dolayısıyla gelişmemiş bir ülkeye, tüm avrupa ülkelerine giriş için koşulsuz ve sınırsız hak tanırsanız, bu ülkelerin vatandaşlarının güvenliğine ne olur? hepsinin güvenlik anlayışının temeline dinamit döşemiş olursunuz.
biz yıllardır türk kadınları olarak kendi ülkemizde güvende değiliz. bu ülke daha kendi kadınlarının fiziksel ve yaşamsal haklarını koruyamıyor avrupalı kadınlar- genç kızlara ne olacak ? ab ülkelerine elimizi kolumuzu sallayarak girersek, ne olur acaba ?
türk toplumu, avrupanın sahip olduğu modernliğe ve kültür seviyesine maalesef sahip olamaz dolayısıyla bunca cahil ve cühelayı o insanların, özellikle ''kadınların ve genç kızların'' arasına sokmak hepsinin bedensel güvenliğini tehlikeye sokar. avrupalı insanlar yeri geliyor bikini ile sokakta geziyorlar, çıplak güneşliyorlar çünkü bunlar onların normal hayat düzeni ve kültür seviyeleri bunu '' normalite'' olarak tanımlıyor. bu kültürel gelişmişliğe sahip olmayan bir ülke dolusu adamı, bu insanların içerisine sokamazsınız. sokarsanız, tecavüz, pedofili, kaçırma, cinayet, şiddet vakaları patlar.
bu sefer uluslararası kutuplaşmalar başlar çünkü her ülke kendi vatandaşının güvenliğini korumakla yükümlüdür.
ab ülkeleri türkiye gibi değildir. türkiye kendi ülkesi göçmenlerden zarar görsede, ses çıkartmıyor bunu görmüş olduk ama diğer ülkeler kendi ülkelerine gelen insanlar halkına zarar verdiğinde, cevapsız kalmaz. canımıza okurlar siyasi- politik ve ekonomik yaptırımlarıyla. avrupa birliği 27 bağımsız ülkeden oluşur. 27 ülkenin size bir anda toplumlarına zarar verdiğiniz için yüz çevirdiğini düşünsenize? bu portreden bir daha geri dönmek bence imkansız olur. bu öyle bir uç ki istesekte toplayamayız. bence ülkeler bunu gördüğü için, hiç biri ab ülkesi olmamızı onaylamıyor. bence de haklı düşünce. bunca yıl sonra 4. dünya savaşının çıkmasına gerek yok.
böyle her şey gayet güzel. kontrollü giriş yapmak en mantıklısı ve bu güvenlik adımının sonuna kadar arkasındayım. schengen vizesi için konsolosluğa başvurmak bence gayet ideal ve eşit bir yaklaşım türü. eğer sicilinizde ve şahsınızda bir pürüz yoksa, kapı gibi vizeyi alıyorsunuz.
dolayısıyla türkiye ab'ye giremese bile, nitelikli insan için hiç bir şey değişmiyor. her türlü giriş hakkına yasal olarak sahip oluyorsunuz.
her ülke kendi vatandaşının bireysel güvenliğini ve ülke bütünlüğünü korumakla görevlidir ve bu devletin zorunluluğudur. dolayısıyla gelişmemiş bir ülkeye, tüm avrupa ülkelerine giriş için koşulsuz ve sınırsız hak tanırsanız, bu ülkelerin vatandaşlarının güvenliğine ne olur? hepsinin güvenlik anlayışının temeline dinamit döşemiş olursunuz.
biz yıllardır türk kadınları olarak kendi ülkemizde güvende değiliz. bu ülke daha kendi kadınlarının fiziksel ve yaşamsal haklarını koruyamıyor avrupalı kadınlar- genç kızlara ne olacak ? ab ülkelerine elimizi kolumuzu sallayarak girersek, ne olur acaba ?
türk toplumu, avrupanın sahip olduğu modernliğe ve kültür seviyesine maalesef sahip olamaz dolayısıyla bunca cahil ve cühelayı o insanların, özellikle ''kadınların ve genç kızların'' arasına sokmak hepsinin bedensel güvenliğini tehlikeye sokar. avrupalı insanlar yeri geliyor bikini ile sokakta geziyorlar, çıplak güneşliyorlar çünkü bunlar onların normal hayat düzeni ve kültür seviyeleri bunu '' normalite'' olarak tanımlıyor. bu kültürel gelişmişliğe sahip olmayan bir ülke dolusu adamı, bu insanların içerisine sokamazsınız. sokarsanız, tecavüz, pedofili, kaçırma, cinayet, şiddet vakaları patlar.
bu sefer uluslararası kutuplaşmalar başlar çünkü her ülke kendi vatandaşının güvenliğini korumakla yükümlüdür.
ab ülkeleri türkiye gibi değildir. türkiye kendi ülkesi göçmenlerden zarar görsede, ses çıkartmıyor bunu görmüş olduk ama diğer ülkeler kendi ülkelerine gelen insanlar halkına zarar verdiğinde, cevapsız kalmaz. canımıza okurlar siyasi- politik ve ekonomik yaptırımlarıyla. avrupa birliği 27 bağımsız ülkeden oluşur. 27 ülkenin size bir anda toplumlarına zarar verdiğiniz için yüz çevirdiğini düşünsenize? bu portreden bir daha geri dönmek bence imkansız olur. bu öyle bir uç ki istesekte toplayamayız. bence ülkeler bunu gördüğü için, hiç biri ab ülkesi olmamızı onaylamıyor. bence de haklı düşünce. bunca yıl sonra 4. dünya savaşının çıkmasına gerek yok.
böyle her şey gayet güzel. kontrollü giriş yapmak en mantıklısı ve bu güvenlik adımının sonuna kadar arkasındayım. schengen vizesi için konsolosluğa başvurmak bence gayet ideal ve eşit bir yaklaşım türü. eğer sicilinizde ve şahsınızda bir pürüz yoksa, kapı gibi vizeyi alıyorsunuz.
dolayısıyla türkiye ab'ye giremese bile, nitelikli insan için hiç bir şey değişmiyor. her türlü giriş hakkına yasal olarak sahip oluyorsunuz.
devamını gör...