doğuda bir ilçeye televizyonun geliş hikayesini, baş karakter deli emin'in gözünden anlatan eğlenceli ama bir o kadar da dramatik film.
yönetmen
yılmaz erdoğan, ömer faruk sorak
oyuncular
cem yılmaz, demet akbağ, yılmaz erdoğan, tolga çevik, altan erkekli
yılmaz erdoğan, ömer faruk sorak
oyuncular
cem yılmaz, demet akbağ, yılmaz erdoğan, tolga çevik, altan erkekli
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi" tarafından 09.11.2020 17:58 tarihinde açılmıştır.
1.
harika bir dönem filmidir. yılmaz erdoğan’ın aslında çocukluğunu anlatan bir otobiyografidir de denilebilir. en sevdiğim repliği ise belediye başkanının şu sözleridir: dünyanın en güzel yerinde yaşıyorsanız ve orayı sevmiyorsanız orası dünyanın en güzel yeri değildir. televizyonun gömüldüğü sahne ise insanın içini burkar.
bu arada drone çekimleri ilk defa bir türk filmi için bu filmde kullanılmış olabilir. sanırım, galiba yani muhtemelen.
bu arada drone çekimleri ilk defa bir türk filmi için bu filmde kullanılmış olabilir. sanırım, galiba yani muhtemelen.
devamını gör...
2.
her ne kadar kendisini pek sevmesem de yılmaz erdoğan bu yazma işini iyi biliyor. iyi gözlemleri sayesinde tam bir türk filmi hatta bazı konularda yol göstericisi. -sinemamızın yeşilçam kuşağından sonraki tarzını baz alıyorum. dünyanın, teknolojinin, dönemin değişimini. yoksa yeşilçam filmlerinden benzer yöresel örnekler çıkabilir.- hükümet kadın, ay lav yu, dondurmam gaymak falan gibi filmler bence hep bu filmden özenilerek çekilen filmler. filmdeki sorunlar, karakterler, kültür ülkenin aynası olmuş. üstüne iyi oyuncular ve doğru rol tercihleri de eklenince ortaya harika bir iş çıkmış. gora, pardon falan gibi farklı bir kültlüğü var bence. 21.yüzyılda çıkan en iyi filmlerimizin içinde kendine rahat yer bulur.
devamını gör...
3.
türkiye oskarı olsaydı, kafadan koparacak ilk filmdir. sadece tek dalda da değil.
en iyi senaryo: yılmaz erdoğan
en iyi film müzikleri: kardeş türküler, feryal öney
en iyi görüntü yönetmeni (hatırlıyorum o zamanlar "drone" denen şey yoktu, yılmaz erdoğan şöyle demişti "çok büyük para vererek abd den drone helikopter kiralamıştık")
en iyi kadın oyuncu: demet akbağ
en iyi erkek oyuncu: altan erkekli
en iyi yardımcı kadın oyuncu: şu ayyaş abinin karısı bence şebnem sönmez
en iyi yardımcı erkek oyuncu: ayyaş abim tuncer salman
vs vs bana kalırsa hepsi oskarlık.
en iyi senaryo: yılmaz erdoğan
en iyi film müzikleri: kardeş türküler, feryal öney
en iyi görüntü yönetmeni (hatırlıyorum o zamanlar "drone" denen şey yoktu, yılmaz erdoğan şöyle demişti "çok büyük para vererek abd den drone helikopter kiralamıştık")
en iyi kadın oyuncu: demet akbağ
en iyi erkek oyuncu: altan erkekli
en iyi yardımcı kadın oyuncu: şu ayyaş abinin karısı bence şebnem sönmez
en iyi yardımcı erkek oyuncu: ayyaş abim tuncer salman
vs vs bana kalırsa hepsi oskarlık.
devamını gör...
4.
iki bölümden oluşan film serisi. ilki adıyla aynı vizontele, ikincisiyse vizontele tuuba'dır.
yılmaz erdoğan, demet akbağ, cem yılmaz, altan erkekli gibi dev kadrodan oluşan oyuncular vardır. aslında bir demet tiyatro'nun birkaç oyuncuyla birleşmiş versiyonu gibidir. (bkz: bir demet tiyatro)
nedense ben ilkinde çok güldüm sonunda üzüldüm, ikincisinde ise çok düşündüm. tarık akan farklı bir hava katmıştı ikincisine. keşke devam ettirselerdi diyorum arada ama nedense zaman geçtikçe koşulların iyileştiğini düşünürsek daha iyi filmler çekileceğine daha kötüleri geliyor.
yılmaz erdoğan, demet akbağ, cem yılmaz, altan erkekli gibi dev kadrodan oluşan oyuncular vardır. aslında bir demet tiyatro'nun birkaç oyuncuyla birleşmiş versiyonu gibidir. (bkz: bir demet tiyatro)
nedense ben ilkinde çok güldüm sonunda üzüldüm, ikincisinde ise çok düşündüm. tarık akan farklı bir hava katmıştı ikincisine. keşke devam ettirselerdi diyorum arada ama nedense zaman geçtikçe koşulların iyileştiğini düşünürsek daha iyi filmler çekileceğine daha kötüleri geliyor.
devamını gör...
5.
2000 yılında yapılmış 2001 yılında gösterime girmiş yönetmenliğini yılmaz erdoğan, ömer faruk sorak'ın üstlendiği yapımcılığını necati akpınar'ın yaptığı ve yine yılmaz erdoğan'ın kaleminden dökülen komedi filmidir.
oyuncuları,
yılmaz erdoğan
demet akbağ
altan erkekli
cezmi baskın
cem yılmaz
şebnem sönmez
bican günalan
erdal tosun
şafak sezer
can kahraman
hakkari'de geçen film aslında van'da çekilmiştir. hakkari'nin bir köyüne televizyon gelmesini ve halkın bunu merakla karşılanmasını konu alır film. halkın çektiği bir takım sıkıntılar ve değişik diyaloglarda konu olmuştur. yılmaz erdoğan emin karakterini canlandırmıştır. deli emin kendi şahsına münhasır bir insandır kendileri. ve televizyonun kurulmasında rolü büyüktür.
en bilindik replikleri 'zeki müren de bizi görecek mi?' ve 'radyonun resimlisi' dir.
o dönem için keyifle izlenmiş bir filmdi benim için. gülmüştük eğlenmiştik açıkçası o dönemden sonra hiç izlemedim. ama ben bu ekibi genel olarak seviyorum. zaten son yıllarda yapılan komedi filmlerine bakarsak öpüp başımıza koymamız gereken bir film bence.
2003 yılında devam filmi çekilmiştir. beklenti varken devamı gelmedi ama gelmeyecek anlamına gelmez sanırım.
iyi seyirler...
oyuncuları,
yılmaz erdoğan
demet akbağ
altan erkekli
cezmi baskın
cem yılmaz
şebnem sönmez
bican günalan
erdal tosun
şafak sezer
can kahraman
hakkari'de geçen film aslında van'da çekilmiştir. hakkari'nin bir köyüne televizyon gelmesini ve halkın bunu merakla karşılanmasını konu alır film. halkın çektiği bir takım sıkıntılar ve değişik diyaloglarda konu olmuştur. yılmaz erdoğan emin karakterini canlandırmıştır. deli emin kendi şahsına münhasır bir insandır kendileri. ve televizyonun kurulmasında rolü büyüktür.
en bilindik replikleri 'zeki müren de bizi görecek mi?' ve 'radyonun resimlisi' dir.
o dönem için keyifle izlenmiş bir filmdi benim için. gülmüştük eğlenmiştik açıkçası o dönemden sonra hiç izlemedim. ama ben bu ekibi genel olarak seviyorum. zaten son yıllarda yapılan komedi filmlerine bakarsak öpüp başımıza koymamız gereken bir film bence.
2003 yılında devam filmi çekilmiştir. beklenti varken devamı gelmedi ama gelmeyecek anlamına gelmez sanırım.
iyi seyirler...
devamını gör...
6.
"insan yaşadığı yeri niçin sever?
başka çaresi yoktur da ondan!"
bu film, bir doğu şehrinin* televizyonla tanışma hikayesi olsa da, türk sinema tarihinin mihenk taşlarından bir filmdir.
yılmaz erdoğan'ın en verimli öykülerini yazdığı zamana denk gelmiştir. filmde; iyi, kötü, güzel, çirkin, güçlü, zayıf her telden bir karakter ve her birinde farklı hikayeler barındıran müthiş bir senaryonun eseridir.
filmin kadrosu o dönem göz önünde bulundurulur ise; yılmaz erdoğan'dan başkası bu denli kaliteli kadroyu bir araya getiremezdi herhalde. cem yılmaz, kendi filmlerinde dahi, yılmaz erdoğan'ın filmde karakterize ettiği vizontele fikri karakterinin üzerine çıkmamıştır. yılmaz erdoğan, cem yılmaz ikilisinin organize işler filmindeki uyumu; yılmaz erdoğan'ın başarısının bir başka delilidir.*
dillere pelesenk olmuş bir çok replik, bu filmin bize armağanıdır.
film her ne kadar komedi filmi olsa da; filmin finali; izleyiciyi ters köşeye yapmıştır.
filmi izlemeyen var mıdır bilmem. ancak televizyonda bu filme denk gelinirse, birçok insan, tıpkı benim yaptığım gibi, oturur tekrar izler bu filmi.
başka çaresi yoktur da ondan!"
bu film, bir doğu şehrinin* televizyonla tanışma hikayesi olsa da, türk sinema tarihinin mihenk taşlarından bir filmdir.
yılmaz erdoğan'ın en verimli öykülerini yazdığı zamana denk gelmiştir. filmde; iyi, kötü, güzel, çirkin, güçlü, zayıf her telden bir karakter ve her birinde farklı hikayeler barındıran müthiş bir senaryonun eseridir.
filmin kadrosu o dönem göz önünde bulundurulur ise; yılmaz erdoğan'dan başkası bu denli kaliteli kadroyu bir araya getiremezdi herhalde. cem yılmaz, kendi filmlerinde dahi, yılmaz erdoğan'ın filmde karakterize ettiği vizontele fikri karakterinin üzerine çıkmamıştır. yılmaz erdoğan, cem yılmaz ikilisinin organize işler filmindeki uyumu; yılmaz erdoğan'ın başarısının bir başka delilidir.*
dillere pelesenk olmuş bir çok replik, bu filmin bize armağanıdır.
film her ne kadar komedi filmi olsa da; filmin finali; izleyiciyi ters köşeye yapmıştır.
filmi izlemeyen var mıdır bilmem. ancak televizyonda bu filme denk gelinirse, birçok insan, tıpkı benim yaptığım gibi, oturur tekrar izler bu filmi.
devamını gör...
7.
yılmaz erdoğan’ın çocukluk anılarını ekleyerek yazarlığını, oyunculuğunu hatta yönetmenliğini yaptığı 2001 yılında vizyona girmiş filmidir. demet akbağ, altan erkekli ve cem yılmazın da eşlik ettiği komik ancak işlenilen konu ve oldukça sağlam diyaloglarla günümüzde de izlenebilirliğini sürdürebilecek bir filmdir.
vizontele ülkemizde bir döneme bakış açısı olarak ışık tutmakta . 1974 van’ında ki yaşantıyı ve ilk defa televizyon gelmesini halkın bakışını çatışmalarını anlatıyor. filmin konusu, senaryosu bu noktada güzel işlenmiş. giyilen kıyafetler, konuşmalar, insanların teknolojiye bakışları batılı insanların doğu bölgelerine ve orda ki insanlara bakışları o dönemi oldukça yansıtıyor.
filmde televizyonun gelmesini bekleyen kesimin heyecanı ve gavur icadı olarak gören birde ticari amaç güden kesimin isteksizliği kapışır halde. daha adını bile bilmedikleri bir alet getirilip hiçbir açıklama yapılmadan bırakılır.ne yapacaklar bununla . tek çare deli emin lakaplı radyolara ilgisi olan bir köylü. bir şekilde başarırlar televizyonu pardon halk diliylevizontele'yi kurmayı lakin ilk haber belki de filmin duygusal anın en yoğun olduğu sahne kaymakamın oğlunun kıbrıs barış harekatı‘nda öldüğünün yayınlanması olur . bu sahnede ki duygu o kadar yoğunki insanın lanet olsun diyesi geliyor. haliyle bir anne nasıl durabilir bu haberden sonra. vizontele gömülür.
filmden akıldan kalan eminim bir çok replik var ama hepimizin aklına ilk gelense;
‘’ peki zeki müren de bizi görecek mi? ’’
vizontele ülkemizde bir döneme bakış açısı olarak ışık tutmakta . 1974 van’ında ki yaşantıyı ve ilk defa televizyon gelmesini halkın bakışını çatışmalarını anlatıyor. filmin konusu, senaryosu bu noktada güzel işlenmiş. giyilen kıyafetler, konuşmalar, insanların teknolojiye bakışları batılı insanların doğu bölgelerine ve orda ki insanlara bakışları o dönemi oldukça yansıtıyor.
filmde televizyonun gelmesini bekleyen kesimin heyecanı ve gavur icadı olarak gören birde ticari amaç güden kesimin isteksizliği kapışır halde. daha adını bile bilmedikleri bir alet getirilip hiçbir açıklama yapılmadan bırakılır.ne yapacaklar bununla . tek çare deli emin lakaplı radyolara ilgisi olan bir köylü. bir şekilde başarırlar televizyonu pardon halk diliylevizontele'yi kurmayı lakin ilk haber belki de filmin duygusal anın en yoğun olduğu sahne kaymakamın oğlunun kıbrıs barış harekatı‘nda öldüğünün yayınlanması olur . bu sahnede ki duygu o kadar yoğunki insanın lanet olsun diyesi geliyor. haliyle bir anne nasıl durabilir bu haberden sonra. vizontele gömülür.
filmden akıldan kalan eminim bir çok replik var ama hepimizin aklına ilk gelense;
‘’ peki zeki müren de bizi görecek mi? ’’
devamını gör...
8.
70'lerin halktan kopuk, herhangi bir alt metni olmayan kopya filmlerinin ardından 80'ler türk sineması biraz daha realist bir akıma yönelmişti.
90'lar türk sineması ise bu realistliği daha yukarı çıkartarak, sinemanın bir sanat olduğunu hatırlayıp, toplumun sorunlarını da ele aldığı, sanat yönü kuvvetli ve anlatacak bir şeyleri olan bir yola girmişti.
bu film ise 2000 sonrası türk sineması için büyük bir ilham kaynağı olmuştur. belki de bir dönüm noktası. bu film, yakın tarihimize ışık tutarak, toplumun bir kesiminin ötekileştirilmesini, yalnız bırakılmasını alaycı bir dil ile işlemiştir.
sinematografisi ve sanat yönü kuvvetli, dönemin şartları ve yaşananları çıplak bir biçimde ortaya koyan, iyi bir senaryo ve güçlü kadro ile oluşturulmuş bir kara mizah.
90'lar türk sineması ise bu realistliği daha yukarı çıkartarak, sinemanın bir sanat olduğunu hatırlayıp, toplumun sorunlarını da ele aldığı, sanat yönü kuvvetli ve anlatacak bir şeyleri olan bir yola girmişti.
bu film ise 2000 sonrası türk sineması için büyük bir ilham kaynağı olmuştur. belki de bir dönüm noktası. bu film, yakın tarihimize ışık tutarak, toplumun bir kesiminin ötekileştirilmesini, yalnız bırakılmasını alaycı bir dil ile işlemiştir.
sinematografisi ve sanat yönü kuvvetli, dönemin şartları ve yaşananları çıplak bir biçimde ortaya koyan, iyi bir senaryo ve güçlü kadro ile oluşturulmuş bir kara mizah.
devamını gör...
9.
daha dün, türk sinemasının oskar'ı olsaydı hangi filmler alırdı gibi bir şey düşünüyordum, aklıma ilk gelen filmlerden biri bu oldu, tuba değil ama birincisi. diğerlerinin çoğu şener şen filmleri tabi ki...eşkıya, züğürt ağa vs vs. neyse vizontele diyorduk, senaryo baş yapıt, oyuncular ülkenin en iyileri, çekim için hiçbir masraftan kaçınılmamış. (yılmaz erdoğan söylemişti, dron kamera o zamanlar ülkede yokmuş, amerikadan milyon dolara getirtmiş) her şey çok güzel ama gözden kaçırdığımız bir şey var...müzikler....kardeş türküler, bu film için döktürmüş....yarmış...film dönemin hakkari'sini anlatıyor olsa da çekimler van gevaş'ta yapılmış, gidip görmüştüm. vurucu mevzusu şu aslında...hani bunlar bölücü, töröröst ya...
o töröröstlerden biri kıbrısta şehit oluyor, bölücülerde bunu trt1 den izliyor. neyse susayım.
o töröröstlerden biri kıbrısta şehit oluyor, bölücülerde bunu trt1 den izliyor. neyse susayım.
devamını gör...