101.
mezar soyguncularına tedbir amacıyla kendi mezarını lanetlediği öne sürülen sanatçı.
kaynak: kayiprihtim.com/liste/willi...
kaynak: kayiprihtim.com/liste/willi...
devamını gör...
102.
tired with all these, for restful death i cry..
böyle başlar 66. sonesi ki favorimdir.
böyle başlar 66. sonesi ki favorimdir.
devamını gör...
103.
ingilizce diline 1500'den fazla yeni kelime eklemiştir. kanımca insan değildir, kendisinin de itiraf ettiği üzere rüyaların yapıldığı maddeden yapılmış, edebiyat peygamberidir.
devamını gör...
104.
ingiliz dili ve edebiyatı bölümünde birçok yazarı derslerde işlersiniz ama shakespeare diye ders vardır kendisi öyle bir abimiz.ayrıca bu kadir mısıroğlu şeyh pir diye bir şeyi ortaya atmadan önce derste hoca shakespeare 'in müslüman olma ihtimalinden bahsetmişti.
devamını gör...
105.
aşık olunacak adam.
devamını gör...
106.
kimilerine göre hırsız kimilerine göre büyük bir şair ve yazar. tabi bu bir bilinmez ama yine de eserlere odaklanmak lazım. hem oyunları hem de soneleri bir başka... okunduğunda veya seyredildiğinde duyulan ve hissedilen harmoni şimdiye kadar üretmiş yazarların hiçbirinde yok denilebilir.
devamını gör...
107.
şekspirin yazdığı tiyatro oyunlarında dolaylı ve dolaysız 21 adet intihar teması işlenmiş olmasıdır.
devamını gör...
108.
" kendiniz olun.
fazlasını olmaya çalışırsanız,
bir hiç olursunuz.. "
fazlasını olmaya çalışırsanız,
bir hiç olursunuz.. "
devamını gör...
109.
romeo ve julyet'i okudum geçen gün. neden bu kadar abartılmış diye düşündüm. sonra düşünmeyi gereksiz buldum. insanlar , içinde aşk geçen her şeyi aşk sanıyo. aşk böyle bi şey değil bence. hele romeo - julyet gibi hiç değil.
devamını gör...
110.
john milton (kayip cennetin yazariydi sanirim) ve shakespeare ingilizler icin inanilmaz önemli yazarlar diye biliorum.shakespeare önem acisindan bir adim daha önde sanirim.escinsel olmasi ve türklerden nefret etmesi de bonus olsun
devamını gör...
111.
(bkz: https://images.app.goo.gl/V...)https://images.app.goo.gl/vpdsfwpxqnesxlwj
sözlerinden sadece biri.
sözlerinden sadece biri.
devamını gör...
112.
devamını gör...
113.
coriolanus adlı tragedyasını ingiltere'deki buğday sıkıntısının olduğu dönemlerde yazmıştır. kitabı yazarken esinlendiği yazar plutarkhos'tur.
devamını gör...
114.
kadir mısırlıoğlu'nun shakespeare değil "şeh pir"dir aslen konyalıdır dediği kişidir.
devamını gör...
115.
ingiliz edebiyatı ve dilinde büyük yeri olan yazar ve şair. kendi yazdığı oyunlarda önemli rollerde değil, küçük ve önemsiz rollerde oynamıştır. ayrıca kraliçe ( 1.) elizabeth'in ( o aklınıza gelen değil) koruması ve desteğini alarak almış yürümüştür.
devamını gör...
116.
ilerideki kütüphanemde tüm şiirlerini ilk sıraya dizeceğim, insanların ulaşamayacağı derinlikte aşkı tatmış bir şair. her bir sonesini okurken ruhum tazeleniyor.
devamını gör...
117.
bulunduğu şehirde mutsuz olup her şeyi arkada bırakarak yeniden başlamak isteyen genç bir adam hiç bilmediği bir şehire ayak basar, sokakta yürürken bir çocuğun tiyatro tiyatro diye bağırışlarını duyar, meraklı adımlarla yanına gider ve bir bilet alır, akşam olmuştur salona girip yerini alır ve oyun başlar, gösteri bittiğinde çok etkilenmiştir salondan ayrılamaz, görevli gelir ve kapatıyoruz artık çıkmalısın der, buranın yetkilisi kim diye sorar ve salon sahibi gelir, tiyatroya hayran kaldım bana salonda bir iş verin ne iş olsa yaparım yaşlı adam kalın ses tonu ile temizlik işleri için birisine ihtiyacım var ama önce bana çalışkan olduğunu göstermelisin, burada bir oda var eğer orayı sana verdiğim zaman içinde temizlersen seni işe alabilirim der, odayı gösterir darmadağın toz içerisindedir, genç adam işe koyulur verilen süreden erken şekilde bitirir, salon sahibi etkilenmiştir, tamam seni işe alıyorum yarın gel başla der, genç adam ama benim kalacak yerimde yok, salon sahibi eğer daha fazla çalışmayı kabul edersen burada kalabilirsin, genç adam kabul eder arkasını dönüp kapıya doğru ilerlerken, yaşlı adam seslenir adın ne senin,william efendim william shakespeare.
adını her duyduğumda aklıma gelen hikayesidir.
adını her duyduğumda aklıma gelen hikayesidir.
devamını gör...
118.
kadın düşmanı ingiliz yazar. ingiliz olmasına şaşırmıyorum ancak çok okunmasına şaşırıyorum.
devamını gör...
119.
kendisine has tabirlerinin olduğu bir sözlüğü bile vardır. usul usul hicivleriyle yerin dibine sokar insanı.
devamını gör...
120.
''dünya bir oyun sahnesi, bizler birer oyuncuyuz. bütün erkekler ve bütün kadınlar, sırası geldiğinde girerler ve çıkarlar bu oyun sahnesine.'' demiş hazret-i shakespeare.
güncel tarafından baktığın zaman geyik yapmış rahmetlik shakespeare diyorsun. entel dantel muhabbetler. so what? diyesi geliyor insanın. yanlış anlaşılmasın; adam ingiliz olduğu için... yoksa soru sormak ifadesini question etmek şeklinde telaffuz etmenin, boş burjuvaziye yatay geçiş yaptırdığını düşünenlerden değilim. geçiyorum... rahmetlinin vecizesini huysuz virjin söylese, zenne yerine koymazlar. nitekim o da ''dünya yuvarlaktır döner, sevda yalancıdır söner; dalavera'' diyor, gülüp geçiyorlar. shakespeare söylese, galileo galilei ile bir tutarlar.
zamane kızlarını düşünsene... ilk buluşmana çıkmışsın, mum ışığında yemek falan...
- hande?
+ efendim...
- dünya bir oyun sahnesi, bizler birer oyuncuyuz.
ikinci sahne... hande ve en yakın kız arkadaşı telefonda konuşuyorlar...
- eee? nasıl buldun hakan'ı?
+ aa yok... baygınlık geçiriyo'dum... hepimiz oyuncuymuşuz. kedi yavrusu muyuz biz?
mevlana boşuna dememiş; karşında derya deniz olsa, kabın kadar alırsın.
shakespeare’e gelince; tarihsevmezler, gerek olayları gerekse vecizeleri, yaşadıkları güne göre yorumlarlar. 2022 senesinden 1923’ü eleştirmek gibi... dünya bir tiyatro sahnesi, bizler birer oyuncuyuz ifadesi de aslında geyik bir ifade değil. aslında tiyatro sanatının temelini anlatıyor. o temel ne derseniz: ''çatışma!''
bir sinema ya da tiyatro oyununu seyretmeye tahammül edilmesinin sebebi, sonunda ne olacağının merak edilmesi. ortada bir merak varsa, bir de düğüm olması lazım. o düğüm nasıl çözülecek? çatışa çatışa... o düğümü yaratan şey çatışma. çatışacaksın ki, oyunun bir sonraki satırına geçmeye bahanen olsun. tiyatro oyunu düşünsene:
- salavat getir; vuracam seni...
+ eşhedü enlaaaa ilahe illallahü vahdehüla şerikeleh ve eşhedü enne muhammeden abdühu ve resuluhu...
sahne kararır, oyun biter. hakan şükür’ün dünya kupasında attığı gol kadar kısa... ama makbul değil.
shakespeare de bunu demek istiyor. insan ortalama 70 – 80 sene yaşıyor. yaşamaya o kadar sene tahammül etmesinin, hatta mümkün olsa sonsuza kadar yaşamak istemesinin sebebi de çatışma. sonrasında ne olacak merakı. 6 yaşına kadar annenle babanla çatışırsın. seni terbiye ederler. sonra okula başlar arkadaşlarınla, öğretmeninle çatışırsın. büyümek istersin çatışırken. acaba büyüyünce ne olacak? merak işte... lise gelirsin, kız arkadaşınla çatışırsın. acaba bütün kızlar aynı mı? merak işte... üniversiteye gelirsin, polisle çatışırsın. acaba memleketi ben kurtarsam nasıl bir şey çıkar ortaya? merak işte. iş hayatında rakiplerinle ve patronla çatışırsın. çatışmayı kazanan yükselir. acaba yükselince ne olacak? evlenir miyim ki? çoluk çocuk? merak işte... çocuklar büyüyünce karınla çatışırsın. moğolistan'a kitabe görmeye mi gitsek, paris'e alışverişe mi? ikisi de cazip. merak işte. yaşlanınca kendinle çatışırsın. acaba kaç yaşına kadar yaşayacaksın? merak işte. gerçi hayatın finalinde pek de merak edecek bir şey olmadığını görürsün. ölerek... ne gelirse meraktan işte...
siyaseti atladık bak. o da aynı şey. çatışman lazım ki çözüme ulaşasın.
intihar edenleri sorduğunuzu duyar gibiyim. hatta ne gibisi? duyuyorum.
+ duyduğuna sevindim. eee? peki intihar edenler merak etmiyorlar mı geleceği; zeki şey seni?
- intihar edenler, ölündüğü zaman, dertlerden kurtulmanın çekiciliği nedeniyle intihar ediyorlar. gerçekten tatmin oluyorlar mı? bilemiyorum. bu da benim merak iştem olsun.
başarılı oyun metni demek, başarılı çatışma demek. bir sonraki repliği merak edeceksin. eğer yorucu bir iş gününün akşamına tiyatroya gittiğiniz zaman, oyunun ortalarında yorgunluktan göz kapaklarınız ağırlaşıyorsa, oyunun metnine konsantre olun; oyunculara değil. eğer hala göz kapaklarınız ağırlaşmaya devam ediyorsa, kötü bir oyuna gitmişsiniz demektir. horlamıyorsanız, uyumak serbest.
tabii bunu evde denemeye kalkmayın. eğer evliyseniz, eşinizle çatışmanız, yuvanızın selahiyeti açısından çok daha önemli. monoton çiftlerin boşanma talebi, çatışma içindeki çiftlerden çok daha fazladır; bilirsiniz. çünkü çatışma çözüm getirir. çatışma yoksa hayat yok. kadınları bilirsiniz; çatışma olmayan yerden kavimler göçü yaparlar.
- neden eve gelip bilgisayar başında vakit geçirdiğini anlamıyorum! zaten bütün gün iş yerinde bilgisayarın başındasın! bunun tek bir sebebi olabilir! evet evet tek bir sebebi var! ya hayatında başka biri var ya da evlilikten artık eskisi gibi hoşnut değilsin! konuşsana! bi' şey söylesene! heeey! kime diyorum?!
çatışmadan kasıt, oyuncuların karşılıklı birbirlerini boğazlaması değil elbette. gerçi günlük hayatta bunu, anlam olarak olduğu gibi alan insanlar var ama onlar konumuz dışında. çatışmadan kasıt, farklı eğitimleri ve dünya görüşleri olan insanların fikir teatisine girmesi. fiziki hareketlerle desteklenebilir. ve adam vurma, yaralama hiç olmayacak diye bir kural da yok. paragraf başındaki ifademiz yanlış anlaşılmasın. genelleme çıkarmamak gerek, bütün söylediğim o.
sahneye geçecek olursak; çatışmayı, yani oyunu destekleyici her sahne dekorunun bir sebebi olacak ve çatışmadaki yerini alacak. vazoda çiçek varsa, o çiçek ya kadın tarafından adamın kafasında paralanacak ya da çatışma yapan adamla bayan arasında barışma vesilesi olacak veya çiçek renkleri koyu ve açıksa adamın ve kadının karakterini sembolize edecek, vs vs vs...
sahnede tüfek varsa ya mutlaka patlayacak ya da karşı taraf tehdit edilecek veya o tüfeğin var oluş sebebi direkt veya dolaylı olarak izleyiciye anlatılacak; öyle ya adam katil mi avcı mı yoksa koleksiyoner mi?
dünya bir oyun sahnesi, bizler birer oyuncuyuz. öyle ya... padişahlar bile oyuncu. misal ıv. murat... birini cellata verirken katı ruhlu, akşam olduğunda şehzadesine karşı şefkatli, eşine karşı sevecen. sadr-ı azam'ına karşı duyarlı... al sana farklı alanlarda farklı oyun alanları. ve elbette farklı çatışmalar.
esasında shakespeare azrail’e gönderme yapıyor. gönderme yaparken de kendiyle çatışıyor. ''sıramız geldiğinde sahneden çekileceğiz.'' belki de gizli saklı, bizim bilmediğimiz bir günah işledi shakespeare. belki teyze oğlunun kulağına zehirli damla damlattı. yaş kemale erince de öteki tarafı düşünerek... anladınız işte... günümüzde vergi kaçıran, yalan söyleyen, tecavüz eden vs insanlar var. hani yaşlandıklarında hac'ca giderek tövbe eden tiplemeler. kim yiyecekse yukarıdan?! shakespeare bey hac'ca gitse olmaz; kraliçe bir daha mahallesine uğramaz, cenazesine gelmez. ne etsin de ruhunu ferahlatsın?
dünya bir oyun sahnesi, shakespeare bir oyuncu. sırası geldiğinde girdi oyun sahnesine ve çıktı oyun sahnesinden.
çıkmaz mı bir tiyatro konusu?
tez anti tez.
maksat çatışma olsun.
güncel tarafından baktığın zaman geyik yapmış rahmetlik shakespeare diyorsun. entel dantel muhabbetler. so what? diyesi geliyor insanın. yanlış anlaşılmasın; adam ingiliz olduğu için... yoksa soru sormak ifadesini question etmek şeklinde telaffuz etmenin, boş burjuvaziye yatay geçiş yaptırdığını düşünenlerden değilim. geçiyorum... rahmetlinin vecizesini huysuz virjin söylese, zenne yerine koymazlar. nitekim o da ''dünya yuvarlaktır döner, sevda yalancıdır söner; dalavera'' diyor, gülüp geçiyorlar. shakespeare söylese, galileo galilei ile bir tutarlar.
zamane kızlarını düşünsene... ilk buluşmana çıkmışsın, mum ışığında yemek falan...
- hande?
+ efendim...
- dünya bir oyun sahnesi, bizler birer oyuncuyuz.
ikinci sahne... hande ve en yakın kız arkadaşı telefonda konuşuyorlar...
- eee? nasıl buldun hakan'ı?
+ aa yok... baygınlık geçiriyo'dum... hepimiz oyuncuymuşuz. kedi yavrusu muyuz biz?
mevlana boşuna dememiş; karşında derya deniz olsa, kabın kadar alırsın.
shakespeare’e gelince; tarihsevmezler, gerek olayları gerekse vecizeleri, yaşadıkları güne göre yorumlarlar. 2022 senesinden 1923’ü eleştirmek gibi... dünya bir tiyatro sahnesi, bizler birer oyuncuyuz ifadesi de aslında geyik bir ifade değil. aslında tiyatro sanatının temelini anlatıyor. o temel ne derseniz: ''çatışma!''
bir sinema ya da tiyatro oyununu seyretmeye tahammül edilmesinin sebebi, sonunda ne olacağının merak edilmesi. ortada bir merak varsa, bir de düğüm olması lazım. o düğüm nasıl çözülecek? çatışa çatışa... o düğümü yaratan şey çatışma. çatışacaksın ki, oyunun bir sonraki satırına geçmeye bahanen olsun. tiyatro oyunu düşünsene:
- salavat getir; vuracam seni...
+ eşhedü enlaaaa ilahe illallahü vahdehüla şerikeleh ve eşhedü enne muhammeden abdühu ve resuluhu...
sahne kararır, oyun biter. hakan şükür’ün dünya kupasında attığı gol kadar kısa... ama makbul değil.
shakespeare de bunu demek istiyor. insan ortalama 70 – 80 sene yaşıyor. yaşamaya o kadar sene tahammül etmesinin, hatta mümkün olsa sonsuza kadar yaşamak istemesinin sebebi de çatışma. sonrasında ne olacak merakı. 6 yaşına kadar annenle babanla çatışırsın. seni terbiye ederler. sonra okula başlar arkadaşlarınla, öğretmeninle çatışırsın. büyümek istersin çatışırken. acaba büyüyünce ne olacak? merak işte... lise gelirsin, kız arkadaşınla çatışırsın. acaba bütün kızlar aynı mı? merak işte... üniversiteye gelirsin, polisle çatışırsın. acaba memleketi ben kurtarsam nasıl bir şey çıkar ortaya? merak işte. iş hayatında rakiplerinle ve patronla çatışırsın. çatışmayı kazanan yükselir. acaba yükselince ne olacak? evlenir miyim ki? çoluk çocuk? merak işte... çocuklar büyüyünce karınla çatışırsın. moğolistan'a kitabe görmeye mi gitsek, paris'e alışverişe mi? ikisi de cazip. merak işte. yaşlanınca kendinle çatışırsın. acaba kaç yaşına kadar yaşayacaksın? merak işte. gerçi hayatın finalinde pek de merak edecek bir şey olmadığını görürsün. ölerek... ne gelirse meraktan işte...
siyaseti atladık bak. o da aynı şey. çatışman lazım ki çözüme ulaşasın.
intihar edenleri sorduğunuzu duyar gibiyim. hatta ne gibisi? duyuyorum.
+ duyduğuna sevindim. eee? peki intihar edenler merak etmiyorlar mı geleceği; zeki şey seni?
- intihar edenler, ölündüğü zaman, dertlerden kurtulmanın çekiciliği nedeniyle intihar ediyorlar. gerçekten tatmin oluyorlar mı? bilemiyorum. bu da benim merak iştem olsun.
başarılı oyun metni demek, başarılı çatışma demek. bir sonraki repliği merak edeceksin. eğer yorucu bir iş gününün akşamına tiyatroya gittiğiniz zaman, oyunun ortalarında yorgunluktan göz kapaklarınız ağırlaşıyorsa, oyunun metnine konsantre olun; oyunculara değil. eğer hala göz kapaklarınız ağırlaşmaya devam ediyorsa, kötü bir oyuna gitmişsiniz demektir. horlamıyorsanız, uyumak serbest.
tabii bunu evde denemeye kalkmayın. eğer evliyseniz, eşinizle çatışmanız, yuvanızın selahiyeti açısından çok daha önemli. monoton çiftlerin boşanma talebi, çatışma içindeki çiftlerden çok daha fazladır; bilirsiniz. çünkü çatışma çözüm getirir. çatışma yoksa hayat yok. kadınları bilirsiniz; çatışma olmayan yerden kavimler göçü yaparlar.
- neden eve gelip bilgisayar başında vakit geçirdiğini anlamıyorum! zaten bütün gün iş yerinde bilgisayarın başındasın! bunun tek bir sebebi olabilir! evet evet tek bir sebebi var! ya hayatında başka biri var ya da evlilikten artık eskisi gibi hoşnut değilsin! konuşsana! bi' şey söylesene! heeey! kime diyorum?!
çatışmadan kasıt, oyuncuların karşılıklı birbirlerini boğazlaması değil elbette. gerçi günlük hayatta bunu, anlam olarak olduğu gibi alan insanlar var ama onlar konumuz dışında. çatışmadan kasıt, farklı eğitimleri ve dünya görüşleri olan insanların fikir teatisine girmesi. fiziki hareketlerle desteklenebilir. ve adam vurma, yaralama hiç olmayacak diye bir kural da yok. paragraf başındaki ifademiz yanlış anlaşılmasın. genelleme çıkarmamak gerek, bütün söylediğim o.
sahneye geçecek olursak; çatışmayı, yani oyunu destekleyici her sahne dekorunun bir sebebi olacak ve çatışmadaki yerini alacak. vazoda çiçek varsa, o çiçek ya kadın tarafından adamın kafasında paralanacak ya da çatışma yapan adamla bayan arasında barışma vesilesi olacak veya çiçek renkleri koyu ve açıksa adamın ve kadının karakterini sembolize edecek, vs vs vs...
sahnede tüfek varsa ya mutlaka patlayacak ya da karşı taraf tehdit edilecek veya o tüfeğin var oluş sebebi direkt veya dolaylı olarak izleyiciye anlatılacak; öyle ya adam katil mi avcı mı yoksa koleksiyoner mi?
dünya bir oyun sahnesi, bizler birer oyuncuyuz. öyle ya... padişahlar bile oyuncu. misal ıv. murat... birini cellata verirken katı ruhlu, akşam olduğunda şehzadesine karşı şefkatli, eşine karşı sevecen. sadr-ı azam'ına karşı duyarlı... al sana farklı alanlarda farklı oyun alanları. ve elbette farklı çatışmalar.
esasında shakespeare azrail’e gönderme yapıyor. gönderme yaparken de kendiyle çatışıyor. ''sıramız geldiğinde sahneden çekileceğiz.'' belki de gizli saklı, bizim bilmediğimiz bir günah işledi shakespeare. belki teyze oğlunun kulağına zehirli damla damlattı. yaş kemale erince de öteki tarafı düşünerek... anladınız işte... günümüzde vergi kaçıran, yalan söyleyen, tecavüz eden vs insanlar var. hani yaşlandıklarında hac'ca giderek tövbe eden tiplemeler. kim yiyecekse yukarıdan?! shakespeare bey hac'ca gitse olmaz; kraliçe bir daha mahallesine uğramaz, cenazesine gelmez. ne etsin de ruhunu ferahlatsın?
dünya bir oyun sahnesi, shakespeare bir oyuncu. sırası geldiğinde girdi oyun sahnesine ve çıktı oyun sahnesinden.
çıkmaz mı bir tiyatro konusu?
tez anti tez.
maksat çatışma olsun.
devamını gör...