yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
5921.
eleştirilmekten nefret ediyorum. yanlış yaptığım şeylere eleştiri aldığımda değil elbette... eleştirel insanlara asla gelemiyorum.
devamını gör...
5922.
bana büyük kazığı ve ben de ona babam attı galiba.
o kalın haticeyi de o boyalı mıknatısı da ihya ederek..
kimbilir belki verdiğim artı puanlar çok ama çok fazlaydı ve ben bilemedim !!!
o kalın haticeyi de o boyalı mıknatısı da ihya ederek..
kimbilir belki verdiğim artı puanlar çok ama çok fazlaydı ve ben bilemedim !!!
devamını gör...
5923.
küçükken abisi olan arkadaşlarıma çok özenirdim, keşke benim de bir tane abim olsaydı derdim. büyüdükçe geçti, iyi ki ablam var diyorum.
devamını gör...
5924.
üff ne biçim şeyler yaşıyorum. üff hatta hönk ve de off diyorum.*
devamını gör...
5925.
itiraf edecek birşeyimin olmamasına mı yanayım?
yakınacak bir sevdiceğimin olmamasına mı sevdiceğim biraz kavga edelim diyorum ama olmuyor o potansiyel yok onda.
yakınacak bir sevdiceğimin olmamasına mı sevdiceğim biraz kavga edelim diyorum ama olmuyor o potansiyel yok onda.
devamını gör...
5926.
kendi sırtımı kendim sıvazladığım ve kendi kendimin arkasında dimdik durduğum için mutluyum.
kendimden vazgeçmediğim, kendim için kendimle olduğum için mutluyum.
inandığım bazı değerler, ilkeler var ve bunlara sahip olmak beni ben yapan bir şey, bunu biliyorum. hep şöyle dendi bana "uyum sağla, çıkıntılık yapma, güç sahipleri ile iyi geçin, diretme ve direnme" ama eğer sistem böyleyse, birilerinin diğerlerini itekleyerek üste çıktığı, yıkıcı bir rekabetin sürekli körüklendiği, ‘büyük balık küçük balığı yer’ mantığının normalleştirildiği bir düzense bunu kabullenmek, insan olmayı inkar etmek anlamına gelir.
insanlık yüzyıllar boyunca üzerine düşündüğü etik, ahlaki ilkeleri, varoluşun özünü boşuna düşünmüş, sistemselleştirmiş, kavramsallaştırmış demektir. düşünceler ve ilkeler, eylemselleşmiyorsa o zaman eylemsellik açısından bizim varlığımızın vahşiden bir farkı kalmadığı gibi ondan çok daha aşağıdadır çünkü bilmemize rağmen, eyleme dökmüyoruz demektir. bu da bilinçli bir vahşilik demektir, sığ bir vahşilik halinden çok daha aşağılıktır.
işte bu yüzden, bugün önüme çıkan gerçekten çok iyi bir fırsatı reddettim çünkü yükselmek için kendimden vazgeçmem, ilerlemekle eğilip bükülmek aynı şey değil.
kendimden vazgeçmediğim, kendim için kendimle olduğum için mutluyum.
inandığım bazı değerler, ilkeler var ve bunlara sahip olmak beni ben yapan bir şey, bunu biliyorum. hep şöyle dendi bana "uyum sağla, çıkıntılık yapma, güç sahipleri ile iyi geçin, diretme ve direnme" ama eğer sistem böyleyse, birilerinin diğerlerini itekleyerek üste çıktığı, yıkıcı bir rekabetin sürekli körüklendiği, ‘büyük balık küçük balığı yer’ mantığının normalleştirildiği bir düzense bunu kabullenmek, insan olmayı inkar etmek anlamına gelir.
insanlık yüzyıllar boyunca üzerine düşündüğü etik, ahlaki ilkeleri, varoluşun özünü boşuna düşünmüş, sistemselleştirmiş, kavramsallaştırmış demektir. düşünceler ve ilkeler, eylemselleşmiyorsa o zaman eylemsellik açısından bizim varlığımızın vahşiden bir farkı kalmadığı gibi ondan çok daha aşağıdadır çünkü bilmemize rağmen, eyleme dökmüyoruz demektir. bu da bilinçli bir vahşilik demektir, sığ bir vahşilik halinden çok daha aşağılıktır.
işte bu yüzden, bugün önüme çıkan gerçekten çok iyi bir fırsatı reddettim çünkü yükselmek için kendimden vazgeçmem, ilerlemekle eğilip bükülmek aynı şey değil.
devamını gör...
5927.
piskolog psikiyatri varsa bir bosbulunmuslukla cevap verebilir mi ?
devamını gör...
5928.
tam da böyle bir başlık ararken “zank” diye belirmek suretiyle karşıma çıkan başlık, neyse.
karar verdikçe büyüyoruz güzel bir insanın da dediği gibi. pozitif veya doğru olduğunu düşündüğümüz anlamda hep şu, bu olmak bazen işe yaramıyor. istenilen verilmeyip rasyonel sebepler ile açıklamaları yapıldığında dahi işe yaramıyor. sonucun etkisine odaklanılıyor, üzücü. derin düşünülmüyor üzerine. sert şeyler yaşıyoruz kendimizce, yontuluyoruz onlar tarafından. benzer deneyimleri tatmış kişiliklere hızlı adapte edebiliyoruz kendimizi şansımız yaver giderse. sık rastlanılan anlar değilse tecrübe ettikleriniz, küçük küçük kendimize kabuk örmeye başlıyoruz.
insan günün sonunda keşkelerden bağımsız anlaşılmayı bekliyor irrasyonel bir karşılaştırmaya kurban gitmeden.
karar verdikçe büyüyoruz güzel bir insanın da dediği gibi. pozitif veya doğru olduğunu düşündüğümüz anlamda hep şu, bu olmak bazen işe yaramıyor. istenilen verilmeyip rasyonel sebepler ile açıklamaları yapıldığında dahi işe yaramıyor. sonucun etkisine odaklanılıyor, üzücü. derin düşünülmüyor üzerine. sert şeyler yaşıyoruz kendimizce, yontuluyoruz onlar tarafından. benzer deneyimleri tatmış kişiliklere hızlı adapte edebiliyoruz kendimizi şansımız yaver giderse. sık rastlanılan anlar değilse tecrübe ettikleriniz, küçük küçük kendimize kabuk örmeye başlıyoruz.
insan günün sonunda keşkelerden bağımsız anlaşılmayı bekliyor irrasyonel bir karşılaştırmaya kurban gitmeden.
devamını gör...
5929.
evlenmek istiyorum. ciddi bir şekilde istiyorum.
devamını gör...
5930.
aranızdan bazıları ile seviştim ve aranızdan baska bazılarıyla da sevişeceğimi dusunuyorum.
devamını gör...
5931.
"o kadar da düşmedik." dediğimiz durumlara düştük aslında da bunu kendimize itiraf edemedik.
devamını gör...
5932.
alayımızı ilgilendirdiği için gecenın bomba itirafı iki entry üstteki gibidir. ben bu kadar ilgilinin oldugu yere böyle bir yazı yazamazdım.
devamını gör...
5933.
dökün içinizi heyecanlı oluyor. *
devamını gör...
5934.
kim kimle ne yaptı? saygıyla liste sunacak babayiğitleri ve hanımefendileri başlık altına davet ediyorum.
edit : ilk taşı en günahsızımız atsın. modlar göreve.sanırım en günahsızı sizden iyi bilen yoktur.
edit : ilk taşı en günahsızımız atsın. modlar göreve.sanırım en günahsızı sizden iyi bilen yoktur.
devamını gör...
5935.
bira içtiğimde başım ağrıyor artık. içmek dedimse öyle ahım şahım bir şey değil, üç biracık bile malamat etmeye başladı. “ne kadar bira, o kadar su” kuralına riayet edecek vaziyete gelmişiz.
gençlik bitmiş, bitmiş.
gençlik bitmiş, bitmiş.
devamını gör...
5936.
üniversite zamanında ilk kez biriyle date'e çıkmıştım. çocuğu ismen daha önce arkadaş ortamında duymuştum ama yüz yüze ilk kez görüşecektik. o gün güzel bir kombin yaptım, özenip bezendim ve buluşmaya gittim. hayatımda ilk kez beyaz jean pantolon giymiştim. nereden bilebilirdim ki ilklerin son olacağını…
efendim, reglime bir hafta varken o gün heyecandan mıdır stresten midir bilmem, regl oldum. üstelik bunu, avm’deki sinema salonunda izlediğimiz komedi filminde fark ettim * ve bir anda ağlamaya başladım. dötümde kurt varmış gibi kıpırdanıyorum. eleman dönüp dönüp komedi filminde neden ağladığımı soruyor. ortam bildiğiniz 56... filme konsantre olamıyorum, çocuğu bile süzemiyorum, nedir ne değildir bakamıyorum. bahane uydurup çıkamıyorum da… salon tıklım tıklım dolu. iki koltuk ötede ergenler var, görseler dalga geçerler diye ödüm kopuyor.
yarım saat geçti, bir saat geçti, film bitmek bilmiyor. o iki saat bana iki yıl gibi geldi. şansımıza ara da verilmedi. neyse, film sonunda bitti. çocuk benden önce kalktı, “hadi biraz gezelim,” dedi. ben de “sen önden git, ben geliyorum,” dedim. kafamı bordo koltuğa çevirdim… aman tanrım! ortalık ana vatan kan ağlıyor. çocuğa “kanka arkama baksana, bir şey var mı?” dememek için kendimi zor tuttum * ve iki elimle popomu kapata kapata çıktım salondan.
neyse, sonunda çocuk durumu fark etti. “bir sorun mu var?” dedi. “evet,” dedim ve başladım ağlamaya. timsah gözyaşları eşliğinde rezilliğimi kapatmaya çalışıyorum. “ben rahatsızlandım,” dedim. o da hemen “geçmiş olsun, ne oldu, miden falan mı bozuldu?” diye soruyor. “kanamam var,” dedim. “iç kanama gibi mi?” dedi. “he, aynen kanka, acile kaldırılmam lazım. ambulansı ara,” dedim. çocuk cidden cebinden telefonu çıkarınca “salak mısın* ? sana para vereceğim, bana şu bedende pantolon al, bir de gratise gidip ped al,” dedim. “hee öyle desene, sıkıntı yok,” deyip verdiğim parayı alıp gitti. arkasını döndüğünde güldüğüne yemin edebilirim bu arada *
ben avm tuvaletinde çocuğu bekliyorum. film iki saat sürdü, çocuğun gelmesi bir buçuk saat… dedim herhalde parayı aldı kaçtı gitti bu. arıyorum, açmıyor, meşgule atıyor. * tuvalete gelen giden de yok. "orada iliklerime kadar yalnızdım arkadaşlar".
sonunda çocuk geldi. poşetlere bakmadan wc’ye girdim. poşeti açtım… üstümdekinden birkaç ton daha açık beyaz pantolon ve günlük ped * kahkaha atıp ağlamaya başladım, sinirlerim tamamen bozuldu. tuvalette deli gibi hem gülüyorum hem ağlıyorum. istediği oyuncak alınmamış çocuk gibi çığlık atıyorum resmen tuvalette. . o sırada wc'ye yeni giren bi kız çocuğu sesi ve annesinin sesini duyuyorum. “hadi kızım elini yıka, burda fazla durmayalım.” diyor. kesilmeyi anlamış dana gibi böğürürsen wc'de whis, kadın tabi kaçar çocuğuyla...
neyse tüm peçeteleri nizamı bir şekilde sarıp sarmaladım, günlük pedi üst üste koyup 3. köprüyü inşaa ettim, çocuğun yeni aldığı beyaz pantolonu çektim ve çıktım tuvaletten. elamanın yüzü sirke satıyor tabii. regl olan ben ama ne hikmetse trip atan o. yemek faslına geçmeden “ben eve gideyim, böyle rahat edemem. her şey için teşekkürler,” dedim. onun da canına minnet tabii. kafa tokuşturmamıza, hadi emmioğlu selametle dememize ramak kalmadan taksiye binip eve gittim.
bir yandan da telefonlarım susmuyor… elaman merak edip aradı demek isterdim ama yook! meraklı kız arkadaşlarım sağ olsun. hepsine olayı tek tek anlatmaktansa whatsapp kız grubuna yazdım. "bir daha date'e mate'e çıkan kendi kanında boğulsun!!". o gündür bugündür date mate işlerine c2 seviyesinde uzağım. elemanla bir daha görüşmedik. her şer de bir hayır varmış arkadaşlar. ama allahım keşke bu vesileyle elamanın gerçek yüzünü görmeseydim ya.
beyaz jean pantolonlar ise o günün travmasını tetiklediği için aynı gün çöpe gitti. bu arada gittiğimiz film de cinayet süsüydü *. neresinden baksan trajikomik bir olay yani. ortalık kan revan içindeydi ama cinayetlik, süslük bir durum yoktu çok şükür.
efendim, reglime bir hafta varken o gün heyecandan mıdır stresten midir bilmem, regl oldum. üstelik bunu, avm’deki sinema salonunda izlediğimiz komedi filminde fark ettim * ve bir anda ağlamaya başladım. dötümde kurt varmış gibi kıpırdanıyorum. eleman dönüp dönüp komedi filminde neden ağladığımı soruyor. ortam bildiğiniz 56... filme konsantre olamıyorum, çocuğu bile süzemiyorum, nedir ne değildir bakamıyorum. bahane uydurup çıkamıyorum da… salon tıklım tıklım dolu. iki koltuk ötede ergenler var, görseler dalga geçerler diye ödüm kopuyor.
yarım saat geçti, bir saat geçti, film bitmek bilmiyor. o iki saat bana iki yıl gibi geldi. şansımıza ara da verilmedi. neyse, film sonunda bitti. çocuk benden önce kalktı, “hadi biraz gezelim,” dedi. ben de “sen önden git, ben geliyorum,” dedim. kafamı bordo koltuğa çevirdim… aman tanrım! ortalık ana vatan kan ağlıyor. çocuğa “kanka arkama baksana, bir şey var mı?” dememek için kendimi zor tuttum * ve iki elimle popomu kapata kapata çıktım salondan.
neyse, sonunda çocuk durumu fark etti. “bir sorun mu var?” dedi. “evet,” dedim ve başladım ağlamaya. timsah gözyaşları eşliğinde rezilliğimi kapatmaya çalışıyorum. “ben rahatsızlandım,” dedim. o da hemen “geçmiş olsun, ne oldu, miden falan mı bozuldu?” diye soruyor. “kanamam var,” dedim. “iç kanama gibi mi?” dedi. “he, aynen kanka, acile kaldırılmam lazım. ambulansı ara,” dedim. çocuk cidden cebinden telefonu çıkarınca “salak mısın* ? sana para vereceğim, bana şu bedende pantolon al, bir de gratise gidip ped al,” dedim. “hee öyle desene, sıkıntı yok,” deyip verdiğim parayı alıp gitti. arkasını döndüğünde güldüğüne yemin edebilirim bu arada *
ben avm tuvaletinde çocuğu bekliyorum. film iki saat sürdü, çocuğun gelmesi bir buçuk saat… dedim herhalde parayı aldı kaçtı gitti bu. arıyorum, açmıyor, meşgule atıyor. * tuvalete gelen giden de yok. "orada iliklerime kadar yalnızdım arkadaşlar".
sonunda çocuk geldi. poşetlere bakmadan wc’ye girdim. poşeti açtım… üstümdekinden birkaç ton daha açık beyaz pantolon ve günlük ped * kahkaha atıp ağlamaya başladım, sinirlerim tamamen bozuldu. tuvalette deli gibi hem gülüyorum hem ağlıyorum. istediği oyuncak alınmamış çocuk gibi çığlık atıyorum resmen tuvalette. . o sırada wc'ye yeni giren bi kız çocuğu sesi ve annesinin sesini duyuyorum. “hadi kızım elini yıka, burda fazla durmayalım.” diyor. kesilmeyi anlamış dana gibi böğürürsen wc'de whis, kadın tabi kaçar çocuğuyla...
neyse tüm peçeteleri nizamı bir şekilde sarıp sarmaladım, günlük pedi üst üste koyup 3. köprüyü inşaa ettim, çocuğun yeni aldığı beyaz pantolonu çektim ve çıktım tuvaletten. elamanın yüzü sirke satıyor tabii. regl olan ben ama ne hikmetse trip atan o. yemek faslına geçmeden “ben eve gideyim, böyle rahat edemem. her şey için teşekkürler,” dedim. onun da canına minnet tabii. kafa tokuşturmamıza, hadi emmioğlu selametle dememize ramak kalmadan taksiye binip eve gittim.
bir yandan da telefonlarım susmuyor… elaman merak edip aradı demek isterdim ama yook! meraklı kız arkadaşlarım sağ olsun. hepsine olayı tek tek anlatmaktansa whatsapp kız grubuna yazdım. "bir daha date'e mate'e çıkan kendi kanında boğulsun!!". o gündür bugündür date mate işlerine c2 seviyesinde uzağım. elemanla bir daha görüşmedik. her şer de bir hayır varmış arkadaşlar. ama allahım keşke bu vesileyle elamanın gerçek yüzünü görmeseydim ya.
beyaz jean pantolonlar ise o günün travmasını tetiklediği için aynı gün çöpe gitti. bu arada gittiğimiz film de cinayet süsüydü *. neresinden baksan trajikomik bir olay yani. ortalık kan revan içindeydi ama cinayetlik, süslük bir durum yoktu çok şükür.
devamını gör...
5937.
bir iki ay içerisinde parçası olacağım şahsi davalarımın büyüklüğü sözlüğün isim hakkının yarısını satın alır.
heyecanlı mıyım? ben heyecanlanmam.
heyecanlı mıyım? ben heyecanlanmam.
devamını gör...
5938.
başkalarının bana karşı yaptığı bir hatayı ya da ayıbı onlar kafaya takmazken ve üzerinden 1 seneden fazla zaman geçmişken ben dönem dönem kafaya takıp dertleniyorum. aslında şu an bu durum onların zerre umrunda değil ve yaşamlarını sürdürüyorlar. peki ben neden kendime sıkıntı yaratıyorum ki?
devamını gör...
5939.
dün akşam durağımda servisten inmeyi unutmuşum jahsdjhakj
aklıma geldikçe gülüyorum
aklıma geldikçe gülüyorum
devamını gör...
5940.
erkekler arası yakışıklılık yarışmaları yapmalıyız. (kelime dahi komik ama.. )
rakipsizlikten hanımefendilere sarıyorlar bazı bazı... hem denkleştirmiş oluruz.
(bkz: sidik yarışı)
rakipsizlikten hanımefendilere sarıyorlar bazı bazı... hem denkleştirmiş oluruz.
(bkz: sidik yarışı)
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299