yazarların sınav anıları

ne çok sınavdan geçtik ve geçiyoruzdur şu ömrümüzde. bu yolculukta başımızdan illa ki tuhaf olaylar geçmiştir. lisede deneme sınavında başıma tuhaf bir olay gelmişti. yatılı okuldayız, üst baş rezil dalmışım sınava. o esnada içeri müdür ve ekibi girdi. herkes kendini topladı falan. yatılı okullarda bilen bilir müdür ilah gibidir. benim ismim söylendi. dedim ki tam zamanıydı dayak yemenin. neyse beni aldılar müdür odasına. bir yandan üstümü düzeltiyor diğer yandan saçımı tarıyorlar. yakışıklı bir dayak atacaklar diye düşünürken ildeki şiir yarışmasında birinci olduğumu söylediler. ödülü vali verecekmiş. ben iyice şok. gittim aldım ödülümü. sınav da yalan oldu ancak benim için güzel bir anı oldu.

bizim zamanımızda sbs vardı. 3 yıl girdik. üçünde de de düştüm. hatta 8. sinifta girdiğimde merdivenden çıkarken arka arkaya 3 kez düştüm. malesef üzerimde böyle bir uğursuzluk var sınavlarda mutlaka ya düşerim ya da çok önemli bir eşyamı unuturum. büyük bir acı içinde başladım sınava. ellerimin içine taş girmişti dizim kanamisti. hayret birşey ya. ilk sene de sınava almiyorlardi. belgedeki fotoğrafıma benzemiyormusum. acayip korkmuştum.

ceza hukuku sınavında uyuyakalmışım, asistan dürtüp uyandırmıştı. en güzel sınav anım da budur.

sözel öğrencisi olduğum için malûm ayt sınavını 40dakikada bitirip beklemekten canım sıkılınca matematik fen falan çözmüştüm. 7 doğru 0 yanlış yapmışım.. sayısal arkadaşlarım barajın altında kalmıştı ben geçmiştim...

lise zamanında en arka sırada oturuyor telefonuda dizime koymuştum, öndeki arkadaş masasını çekince kopya çektiğim belli olduğunamı yanayım yoksa telefonun çat diye yere düşüp ekranının çatlamasınamı bilemedim.

ehliyet sınavında gözetmen önüme buruşturulmuş bir kağıt koydu. evet cevap anahtarı.

sınav sırasında telefonu sessize almayı unutmuşum.birden çalmaya başladı arayan annemdi.beni merak etmiş.

-genel olarak yazım kötüdür, lisede hocam yazılarımı okuyamadıgı için sınav kagıdımı birlikte okumustuk tabi ki de “ bazı cevaplara pozitif yorum yaparak” notu yükseltmiştim:)
-bir keresinde de sınav zamanı “ özel sebepten” ötürü girememiştim sonrasında bir oda da tek girmiştim ve gözetmen olmadan:) tabi telefon ile bazı cevapları arkadaslarıma sormustum:).

üniversite sınavına ilk girişim, önümde oturan çocuk inanılmaz gergin sürekli bacaklarını sallıyor masayı sallandırıyor uyarı yapılmasına rağmen kendine engel olamıyor benimde dikkatimi dağıtıyor hem sınavla hemde bu arkadaşla mücadele içindeyim derken erkenden sınavı bırakıp gidiyor bu vatandaş bende hem ona hem kendime üzülüyorum netice de sınavlar çöp oluyor. bende aman canım çok çalışmadım zaten deyip bir şekilde geçiştiriyorum olayı ama sıkıntılı bir durum olduğunun farkındayım.
üniversite sınavına ikinci girişim artık ciddiye almışım sınavı ya olacak ya olacak. ilk bir saat sonra dışarıda korna sesine tepki veren velilerin bağırışları,velilere görevlilerin sesli uyarıları derken sınav bitimine son yarım saat kala arı giriyor sınıfa, önümdeki arkadaşın saçı sapsarı o kafasındaki arı'dan haberdar değilken ben arıyla cebelleşiyorum,stresten ateşim çıkıyor. üst üste yaşadığım bu talihsizlikler sonucu sınav fobisi oluşuyor.ailemin bir sene daha çalışıp tekrar dene demesine rağmen onları dinlemiyor kendimi atabildiğim bir üniversite'ye atıyorum. böylece sağlıklı kararlar verilmeyen zincirin halkasınıda başlatmış bulunuyorum.işte karşınızda sınav anıları..

3 kere öss'ye girdim üniversiteye giremedim. e artık ümidi kesmeyelim bari derken bizimkilerden habersiz 1 kez daha girdim her şey güzel giderken , önümde oturan kızın bildiğin çingene pembesi dantelli full sentetik g-stringi gözüme takılıverdi. net hatırlıyorum 3 tane olips şekeri yedikten sonra kendime geldim ve sınava devam ettim.

o sıra yaş : 25

coğrafya dersinde harita sınavı oluyorduk, sıranın altındaki atlastan kopya çekiyordum arkadaşım ile birlikte.
ben 90 o ise kopya çekmesine rağmen 10 almıştı.
hala anlamsız gelir.

lise ikideyken sınıfın orta halli öğrencilerinden biri evime kadar geldi ve bana matematikle ilgili 7-8 tane soru çözdürdü. ertesi günkü sınavda soruların aynısı çıktı. nasıl yaptılarsa soruları ele geçirmişler. o zamanlar sınıfta kalma vardı, herkes anne babasından korkardı. matematik hocasının "sınıfın başarısı bayağı iyi, kimse bütünlemeye kalmadı" demesi dün gibi aklımda. neyse ki akıllı davranıp kim hangi soruyu doğru yapacak aralarında kararlaştırmışlardı da hoca durumu çakmamıstı.

hazırlık sınavındaki sınav olduğumuz sınıfın kapısı bozuktu çok zor açılıyordu. sınavda benden önce çıkan arkadaş kapıyı açmak için çok zorladı en sonunda açtı çıkarken de kapıyı kapattı. ardından ben çıkmak istedim kapı kilitlendi hocalar da dahil herkes kısa süreli bir aksiyon yaşadı sonra dışarıda olan başka bir hocaya haber verdiler hoca gelip kapıyı açtı da öyle çıktım dışarı.

başka bir sınavda da cam kenarında oturuyordum hoca perdeyi çekebilir misin? dedi perdeyi çekerken perde elimde kalmıştı.

üniversite sınavının ikinci oturumunda sınav başladıktan kısa bir süre sonra öyle bir acıkmıştım ki elim ayağım titremeye başladı kafamda basınç hissettim gözlerim karardı. sıraya kapandım bir süre öyle bekledim ama bu öyle bir açlık ki sınavmış gelecekmiş umrumda değildi çıkıp yemek yesem mi diye düşünmeye başladım. yapmalı mıyım yapmamalı mıyım diye epey düşündüm, bunu düşürken kendime son bir gaz verip çözmeye yeltenmiştim ki sınavın yarısına yaklaştığımızı fark ettim. o arada bayılmış olabilir miyim acaba diye hâlâ düşünüyorum. bir şeyler oldu ama ne oldu hiç anlamadım. ben hayatımda öyle acıkmamıştım.. şu anda da yine bir açlık geldi bu anıyı hatırladım.

lgs -o zamanlar oks olmuştu ilk oks sınavı.şimdi ne oldu takip edemedim . neyse sınava girdim bitti .çıktık ,bi baktım sınav kağıdıyla optik kağıdınıda yanıma almışım ..

yks msk lgs aöf tarzı sınavlara mecburen veya öylesine girmişliğim vardır. çok defa kalem, silgi, unutmuşluğum olmuştur. okul ismi benzerliğinden veya okulun eski yerinden taşınması nedeniyle gittiğim yerlerde okulu bulamamışlığım ve depar atarak -ki hiç gerek yoktu- 10 km koşmuşluğum vardır. tabi ki sınavların sonu hep hüsran. sınavlarda kazandığım hiçbir şey olmadı.

en komik olanını yazmak istiyorum. yine topluca katıldığımız bu dandirik çoktan seçmeli sınavlardan birinde hocalardan biri üç beş tane cevabı bize vereceklerini söylediler. tabi ki sınavın sonuna doğru bu müjdeyi verdiler...
herkes silip tekrardan işaretleme yaptı. ben hiç kımıldamayınca, anaç bir öğretmen, yavrum sen niye işaretlemiyorsun söylediklerimizi dedi.
hocam ben işaretledim. ben cevaplarımdan eminim.. demiştim.. aslında tekrardan silip karalamak istemiyordum. aşırı bunalmıştım.
hoca sınıfın ortasında işte! işte arkadaşlar dedi... verdiği cevaplardan emin olan bir arkadaşınız. bakın kendisinden o kadar emin ki, bizim cevaplarımızın doğru olup olmadığını bile sorguluyor. aferin çocuğum sana dedi. aferin sana çocuk! dedi.
bu beni hiç tanımayan ve bir daha da görmeyecek olan hoca bütün bunları söylerken gözlerinden ışık çıkıyordu. bana kanı ısınmıştı.
sınıftaki herkes ağzı açık şekilde bana bakıyordu. kimisi denyo lan bu filan diyordu. neyse efendim.
bir süre sonra sonuçlar açıklandı. ben yanlış hatırlamıyorsam ya 5 puan almıştım ya 15 öyle bir şeydi..

bu hadisenin üzerinden bir sene geçmişti. hamburgercilerin birinde kızın biri bana 'ay sen o çocuksun!' dedi.
hangi çocuğum yahu dedim. sınavdaki çocuk. annem de yanımdaydı o gün.
teyzecim oğlunuz çok ilginç ama çok karakterli biri dedi.
annem öyle mi? dedi.
kız evet dedi. geçen yıl beraber aynı sınava girmiştik kendisi hocanın verdiği kopyayı bile kabul etmedi...
ben de sağ olun. öyle büyütülecek bir mesele değil deyip geçiştirmiştim.
bir daha da uzun süre o hamburgerciye gitmemiştim. kızla samimiyet kurmak istememiştim. kız yılışık bir tipti biraz. her neyse bu da böyle bir anımdır işte.

biz mürekkep yutmadık efendiler.

anım yok.

zaten en önemli imtihan, allahu tealanın dünya imtihanıdır. bunu nasıl kazanırız, buna yönelmemiz gerekir.

aklıma birkaç anı geldi ama en önemlisini yazacağım.
üniversite sınavında yanımda oturan kız, gözetmenle sınav esnasında iletişime girmek yasak olduğu ve bu dile getirildiği halde "kaç dakka kaldığğ" diye bağırmıştı. gözetmen de cevap verdi. ikisini de şikayet ettim ama sonucunda ne oldu hiçbir fikrim yok. yine aynı sınav esnasında dangalağın teki gözetmene suyunu uzattı, adam suyu aldı dolabın üstüne koydu ve çocuğa bakıp oldu mu böyle falan dedi. lys-fen sınavıydı, hayatımda bu mallıklara dikkatimin dağılacağı aklıma gelmezdi ama bu mahluklar yüzünden üstünkörü çözdüm.

uzun süre açıklanmayan oks sonrası * lgs ye girmiştim. ilk sınav, matematik sınavıydı.
tabi ben bir gün öncesinden akşama kadar güneşin altında durmuştum, çünkü salağım.
sınav başladıktan 1 saat kadar sonra burnum kanamaya başladı. o dönem kan sulandırıcı da kullanıyordum. kanama durmadı bir türlü.
gözetmen sınıftan çıktığımda sınavının iptal olacağını söyledi, yapabileceğim başka da birşey yoktu, sınav geçersiz oldu.
ertesi gün girdiğim türkçe sınavında da sınav anında bir aydınlanma geldi kendime dedim ki, matematik puanı olmadan türkçe olsa ne olacak?* sorulara bakmadan cevap anahtarına işaretledim.
sonuçlar açıklandığında ise 0 çekenler kervanında gördüm kendimi.

ehliyet sınavı oluyordum ve sorular çok ama çok basitti.