yazarların yaşadıklarını hissettiği anlar
başlık "armysuzy" tarafından 22.11.2020 22:11 tarihinde açılmıştır.
141.
sinop mantısına denk geldiğim herhangi bir an. ne lezzetler var.
devamını gör...
142.
histerik bir kadınla sevişmek.
o küçük kasılmaları hissetmek.
o küçük kasılmaları hissetmek.
devamını gör...
143.
rüzgarın yüze ve vücuda şiddetle çarptığı her an.
devamını gör...
144.
sevdiğim bir şarkıcının konserinde şarkılarına eşlik ederken yaşadığımı hissediyorum.
devamını gör...
145.
sevdiğin insanların yanında olmak.
doğup büyüdüğüm şehrin dışında üniversite okurken evime geldiğim hafta sonları birebir kurduğum cümleydi bu. sanki oradayken emaneten yaşıyorum da yanınıza gelince nefes alıyorum diyordum.
sonra o nefesin kalitesine de deodorant sıktılar. sorun bende değil, ozon tabakasında. ben daha iyilerine layığım.
doğup büyüdüğüm şehrin dışında üniversite okurken evime geldiğim hafta sonları birebir kurduğum cümleydi bu. sanki oradayken emaneten yaşıyorum da yanınıza gelince nefes alıyorum diyordum.
sonra o nefesin kalitesine de deodorant sıktılar. sorun bende değil, ozon tabakasında. ben daha iyilerine layığım.
devamını gör...
146.
suyun altında olduğum an ya da çok yüksek bir adrenalin yaşadığım zaman . işte yaşıyorum kalbim hızlı hızlı atıyor , hâlbuki ben ölü sanıyordum.
devamını gör...
147.
"there's no one else
could ever make me feel
i'm so alive"
could ever make me feel
i'm so alive"
devamını gör...
148.
an'dır o. çoğul olamaz.
öncesi de, sonrası da yoktur.
bir an.
kuyruklu yıldızın kayıp geçmesi gibi...
öncesi de, sonrası da yoktur.
bir an.
kuyruklu yıldızın kayıp geçmesi gibi...
devamını gör...
149.
misal; sporla uğraşmak ve kitap okumak bunlardan biridir.
devamını gör...
150.
çıplak ayakla yuruyus yapmak, çimenlere basmak.
devamını gör...
151.
bir akşam ilk kez kuma basmıştım ayakkabıları çıkarıp, yürüdüm öyle biraz.
yaşadığını hissetme edebiyatını bilmiyorum ama yeryüzüne direkt temas etmek hissi farklıymış. böyle her şeyimizle ne kadar da emanetiz.
yaşadığını hissetme edebiyatını bilmiyorum ama yeryüzüne direkt temas etmek hissi farklıymış. böyle her şeyimizle ne kadar da emanetiz.
devamını gör...
152.
yeni traşlanmış kaleminin meşe kokusunu içine çekerken, keskin ve sivri ucunu kağıda değdirdiği an... değil tabii ki. başlığa yakışır bir tanım girmek istedim sadece.
devamını gör...
153.
yalnizlik. hicbir sey yapmasam dahi yalnizlikla beraber kendi icime yonelme durumu. herkesten, her seyden, tum sorumluluklardan soyutlanip zihnimin icine gomulme hali. kendi dunyamda yasama da diyebiliriz. neticede insan en cok zihninde nefes alir dimi? tabi zihni hapishanesi degilse. vicdani rahatsa…
devamını gör...
154.
erasmusta geçirdiğim 3.5 ay. bütün hayatı boyunca toksik bir babayla aynı evde geçirdim, o yüzden o süreç bana ilaç gibi geldi ve kendi kimliğimi keşfettim. gitmeme nasıl izin verdi hiçbir fikrim yok hala, ama iyi ki vermiş.
devamını gör...
155.
son olarak mart 2020’nin başında yaşadığım günlerin dahil olduğu kümedir. malum mart ortası saçma sapan kararlarla hayattımıza tahakküm kurdurduk. eve kilitlenmek için yanıp tutuştuk. çok garipsiniz lan, o dönem ben “bir virüs için eve adam mı kapatılır?” derken ben çomardım. haziran gelir gelmez tatile gittiniz. olan benim öğrenciliğimin son günlerine oldu. siz o günlerde “ekmek yapıyoruz yhaaa” kezbanlığındayken, ben delirdim. kafayı yedim. siz ise şu an sanki her şey normalmiş, çalınan yıllar yokmuş gibi takılırken ben senelerdir 23 yaşımı yaşıyorum kafamda. bu bana reva mıydı? değdi mi post apokaliptik romantizminizi beslemek için benim gibi milyonlarca kişinin yaşam enerjisini söndürmeye?
devamını gör...
156.
kızım küçücük ağzıyla beni öpünce diyorum tamam. ben yaşıyorum ve daha ne isterim.
devamını gör...
157.
bazen uyandığım zaman, aaa ben yaşıyormuşum dediğim oluyor.
devamını gör...
158.
159.
çayımı sessiz sakin bir yerde sevdiğim bir insanla karşılıklı içebilmek.kac yaşına gelirsem geleyim, çimler üstünde şunu yapabilmek cennet gibi gelicek bana.
devamını gör...
160.
sabah saat 6 suları, mekandan çıkmışız iki kız iki erkek, arabayı çekmişiz hayatımızın kıyılarından birine. bir yandan kafamda hızlı yaşanmış bir gece var, bir yandan iş var, bir yandan güzel bir kadın var yanımda, elimde bir içki kadehi var. ve sessizlik var üzerimde, manzaraya odaklanmışım daha çok. sigarayı parmaklarımın arasından hızla fırlatıp, arkadaşa dönerek ''hadi kaçalım artık'' diyorum. o noktada başlıyor işte. gecenin sonuna giden yolda yaşadığımı hissediyorum..
devamını gör...