elmalı çocuk istismarı davası
aklı başında reşit birisinin istediği kişi ile cinsellik yaşamasını, çocuklara yapılan istismar ile kıyaslayan aşağılık insanlar sebebi ile bu hale geldik.
devamını gör...
sevgili arsız ölüm
bu romanı belli bir kalıba sokmak, işte bu türe girer deyip bir etiket yapıştırmak gerçekten çok zor. zira, lamba şişesi kadar bir kızcağızın gelenek görenekler, batıl inanışlar, aile ve çevre baskısı altında büyümesinin, sancılı öyküsü sevgili arsız ölüm.
bu haliyle psikolojik; ailenin değişimi, kente göçü ve çevre ile etkileşimleri dolasıyla sosyolojik içerikli olduğunu söyleyebiliriz.
köyün birinde başlar hikayemiz, sıkı sıkıya bağlıdır eskiye sakinler. her şey onlar için yabancıdır, bu bazen bir otobüs, bir tulumba ya da okula atanan bir öğretmen olabilir.
kuşku ve korku içlerine sinmiş bu insanlar içinde büyüme mücadelesi verir dirmit. ne yapsa aykırıdır, otu, böceği dost edir, yapayalnız dünyasını onlara anlatır, onlarla avunur.
anne atiye, beceriklidir çokça. kendi yöntemleri ile ayakta tutmaya çalışır aileyi. yine rehberi batıl inançları,gelenekten gelen değerleridir.ne çocuklarından ne de kocasından değer görmektedir öte yandan.
baba figürü daha zayıftır; kişiliğinin oturmamış olduğu açıktır. yeni bir nesneye, siyasete ya da tarikata verir kendini.çevresinin her değişiminde ailesini de o çevreye uydurmaya çalışsa da yine kendi kabuğunda yaşamayı sürdürür.yeşil kitaplarıyla köşede oturan bir adama dönüşür zamanla.
diğer çocuklar ve onların da hayat mücadelelerini de izleriz kitapta.
latife tekin, anadolu’daki adetlere
değinir, yöresel sözcükler kullanır köpek karı gibi; motiflerden, otlardan da bahseder.
elti eltiye küstü( motif)

kuşkuş otu

her anlatı yeni bir maceradır, şimdiye kadar okuduklarımın hiçbirine benzemiyor; dili, şiirsel anlatımı, kurgusu ile.
bu yüzden ikinci kez bitirilen kitaplarım arasına aldım onu.
kendi öz değerlerimi, dilimi ve birlikte doğup büyüdüğüm insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.
latife tekin
bu haliyle psikolojik; ailenin değişimi, kente göçü ve çevre ile etkileşimleri dolasıyla sosyolojik içerikli olduğunu söyleyebiliriz.
köyün birinde başlar hikayemiz, sıkı sıkıya bağlıdır eskiye sakinler. her şey onlar için yabancıdır, bu bazen bir otobüs, bir tulumba ya da okula atanan bir öğretmen olabilir.
kuşku ve korku içlerine sinmiş bu insanlar içinde büyüme mücadelesi verir dirmit. ne yapsa aykırıdır, otu, böceği dost edir, yapayalnız dünyasını onlara anlatır, onlarla avunur.
anne atiye, beceriklidir çokça. kendi yöntemleri ile ayakta tutmaya çalışır aileyi. yine rehberi batıl inançları,gelenekten gelen değerleridir.ne çocuklarından ne de kocasından değer görmektedir öte yandan.
baba figürü daha zayıftır; kişiliğinin oturmamış olduğu açıktır. yeni bir nesneye, siyasete ya da tarikata verir kendini.çevresinin her değişiminde ailesini de o çevreye uydurmaya çalışsa da yine kendi kabuğunda yaşamayı sürdürür.yeşil kitaplarıyla köşede oturan bir adama dönüşür zamanla.
diğer çocuklar ve onların da hayat mücadelelerini de izleriz kitapta.
latife tekin, anadolu’daki adetlere
değinir, yöresel sözcükler kullanır köpek karı gibi; motiflerden, otlardan da bahseder.
elti eltiye küstü( motif)

kuşkuş otu

her anlatı yeni bir maceradır, şimdiye kadar okuduklarımın hiçbirine benzemiyor; dili, şiirsel anlatımı, kurgusu ile.
bu yüzden ikinci kez bitirilen kitaplarım arasına aldım onu.
kendi öz değerlerimi, dilimi ve birlikte doğup büyüdüğüm insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.
latife tekin
devamını gör...
köylerdeki komik lakaplar
pilot..nedeni de , adam 12. kattan düşmüş ölmemiş. adamın eşine dostuna bak. duyduğumda haykırmıştım. müthiş.
devamını gör...
türkiye'de binaların çok çirkin olması
tanımların bir çoğunda binaların çirkin olmasının asıl sorumlusunun paragöz mütaahhitlerin olduğu söylenmiş. sorumlu hepimiziz. şu bir gerçek ki bir işten para kazanmak isteyen insan talebe göre hareket eder. satamayacağı şeyi kimse yapmaz.
talep eden insanlar maddi durumlarından, pahalı oluşundan ya da başka sebepten dolayı estetik kaygısı gütmüyorsa, estetik yapı yapmak isteyen müteahhit ne yapacak? eminim ki müteahhitleri eleştiren insanlar şu an müteahhitliğe idealist olarak başlasa istemese de aynı tip yapıları yapmak zorunda kalacak. müteahhitler de, imar planı oluşturan uzmanlar da, ruhsat veren belediyeler de satın alanlar da bu halkın içinden çıkıyor. bu sorun maalesef toplumsaldır. boşuna avrupaya felan iç geçirmeyin. her toplum yaşamak istediği gibi yaşar. demek ki biz de böyle istemişiz.
talep eden insanlar maddi durumlarından, pahalı oluşundan ya da başka sebepten dolayı estetik kaygısı gütmüyorsa, estetik yapı yapmak isteyen müteahhit ne yapacak? eminim ki müteahhitleri eleştiren insanlar şu an müteahhitliğe idealist olarak başlasa istemese de aynı tip yapıları yapmak zorunda kalacak. müteahhitler de, imar planı oluşturan uzmanlar da, ruhsat veren belediyeler de satın alanlar da bu halkın içinden çıkıyor. bu sorun maalesef toplumsaldır. boşuna avrupaya felan iç geçirmeyin. her toplum yaşamak istediği gibi yaşar. demek ki biz de böyle istemişiz.
devamını gör...
insanın yaratılışında beraberinde gelen riyakarlık
bu sefer trollük yapmadın ama bu yazın arada kaynadı gitti. millet başlıklarını mı engelledi naptıysa artık sjskdnd
ilk defa yazdığın bir girdiyi sonuna kadar okudum ve haklı buldum diyebilirim ama; geçenlerde tecavüze uğradığı için bu durumu kaldıramayan bir erkeğin intihar ettiğini okudum. olay yeni bir olay değil ve ben daha yeni denk geldim. bir kadın tecavüze uğradığında günlerce haberi yapılıyor ve suçlunun hakkı olan cezayı alması için birlik oluyor kadınlar. kamuoyu oluşturulması için çalışma başlatıyorlar. farkındalık için birlik olup beraber hareket ediyorlar. peki erkekler kendi hemcinsleri için ne yapıyor? erkeklerin şiddet gören, öldürülen, tecavüze/tacize uğrayan hemcinsleri için ne yaptığını bilmiyorum. bazen hakkın olanın sana verilmesini beklemeyip o hakkı kendinin gidip alman gerekir.
şunu da belirtmeliyim ki kadınların gördüğü şiddet, yaşadıkları tecavüz/taciz olayları, öldürülme oranı ile erkeklerinkini kıyaslamak bana göre mantıklı bir şey değil.
anıt sayaç
ilk defa yazdığın bir girdiyi sonuna kadar okudum ve haklı buldum diyebilirim ama; geçenlerde tecavüze uğradığı için bu durumu kaldıramayan bir erkeğin intihar ettiğini okudum. olay yeni bir olay değil ve ben daha yeni denk geldim. bir kadın tecavüze uğradığında günlerce haberi yapılıyor ve suçlunun hakkı olan cezayı alması için birlik oluyor kadınlar. kamuoyu oluşturulması için çalışma başlatıyorlar. farkındalık için birlik olup beraber hareket ediyorlar. peki erkekler kendi hemcinsleri için ne yapıyor? erkeklerin şiddet gören, öldürülen, tecavüze/tacize uğrayan hemcinsleri için ne yaptığını bilmiyorum. bazen hakkın olanın sana verilmesini beklemeyip o hakkı kendinin gidip alman gerekir.
şunu da belirtmeliyim ki kadınların gördüğü şiddet, yaşadıkları tecavüz/taciz olayları, öldürülme oranı ile erkeklerinkini kıyaslamak bana göre mantıklı bir şey değil.
anıt sayaç
devamını gör...
hoş geldin paketi
belli uygulamaları ilk kez indirip ilk kez kayıt olan kullanıcılara fırsat olarak sunular ücretli veya ücretsiz paketlere hoş geldin paketi denir.
yoldaş sağ olsun putin tarafından hibe edilen rublelerin bir kısmını harcamamış ve yazarlarına böyle bir hediye vermek istemiştir.
benim de elime geçen gün ulaştı bu paket. içinde 2 tane çeyrek altın, pablo picasso'nun guarenica tablosu, 2 tane damak antep fıstıklı çikolata ve 2000 puanlık hediye çeki bulunuyor. hediye çekinin kodunu yazmanız sonrasında kafa sözlük hesabınıza 2000 puan ekleniyor.
yoldaş sağ olsun putin tarafından hibe edilen rublelerin bir kısmını harcamamış ve yazarlarına böyle bir hediye vermek istemiştir.
benim de elime geçen gün ulaştı bu paket. içinde 2 tane çeyrek altın, pablo picasso'nun guarenica tablosu, 2 tane damak antep fıstıklı çikolata ve 2000 puanlık hediye çeki bulunuyor. hediye çekinin kodunu yazmanız sonrasında kafa sözlük hesabınıza 2000 puan ekleniyor.
devamını gör...
utku lomlu
can yayınları kapaklarını hazırlayan tasarımcı.
buradan
kitap alırken kriteriniz nedir ?
ismi?
konusu?
yazarı?
yayınevi?
aldığı beğeniler?
arka kapak yazısı? şüphesiz hepsi önemli ama bir kriter var ki kitabı almamızı ya da almış isek okurken benimsememizi sağlayan şeylerin başında geliyor.
kapağı. evet kitap kapakları kitabın tercih edilmesinde önemli bir unsur. sizi bilmem ama ben bir kitap aldigimda ilk kapagıni kim hazırlamıs ona bakıyorum.
bu konuda kendisini çok çok başarılı buluyorum. özellikle ilk dönem çalışmaları çok daha samimi iken son dönem çalışmalarında ise daha koleksiyonel. sanki ilk zamanlar okuduğu kitapların kapaklarını yapmış da, sonraki dönemde yayınevinin isteklerini daha ön plana almış ya da ekibinin bakış açısı daha çok yansımış gibi. yaptığı bazı tasarımlarla avrupa'da önemli ödüllerin de sahibi olmuş.
tabiki bazen ciddi hatalar da yapabiliyor. yusuf atilgan'ın anayurt oteli kitabında sürpriz bozan vermesi gibi.

kendisi ile ilgili yapılan roportaj ve tedx konuşması linklerini bırakıyorum. bu linklerden birinde bulunan görseller de kendisi ile ilgili kısa bir fikir verecektir.


buradan
buradan
buradan
kitap alırken kriteriniz nedir ?
ismi?
konusu?
yazarı?
yayınevi?
aldığı beğeniler?
arka kapak yazısı? şüphesiz hepsi önemli ama bir kriter var ki kitabı almamızı ya da almış isek okurken benimsememizi sağlayan şeylerin başında geliyor.
kapağı. evet kitap kapakları kitabın tercih edilmesinde önemli bir unsur. sizi bilmem ama ben bir kitap aldigimda ilk kapagıni kim hazırlamıs ona bakıyorum.
bu konuda kendisini çok çok başarılı buluyorum. özellikle ilk dönem çalışmaları çok daha samimi iken son dönem çalışmalarında ise daha koleksiyonel. sanki ilk zamanlar okuduğu kitapların kapaklarını yapmış da, sonraki dönemde yayınevinin isteklerini daha ön plana almış ya da ekibinin bakış açısı daha çok yansımış gibi. yaptığı bazı tasarımlarla avrupa'da önemli ödüllerin de sahibi olmuş.
tabiki bazen ciddi hatalar da yapabiliyor. yusuf atilgan'ın anayurt oteli kitabında sürpriz bozan vermesi gibi.

kendisi ile ilgili yapılan roportaj ve tedx konuşması linklerini bırakıyorum. bu linklerden birinde bulunan görseller de kendisi ile ilgili kısa bir fikir verecektir.


buradan
buradan
devamını gör...
ikinci eş olmayı reddeden kızı vuran adam
böyle terbiyesizlik , şerefsizlik,hiç bir yörede ve töre de yok, ilk önce kızı ve ailesini suçlayanlar a allah aynısını yaşatsın ki ciğer leri yansın, zavallı suçsuz insanların günahını almak nasılmış görsünler.
diğer şerefsiz ise , ömrü boyunca gün yüzü görmesin, inşallah acı çekerek uzun yıllar yaşar.
diğer şerefsiz ise , ömrü boyunca gün yüzü görmesin, inşallah acı çekerek uzun yıllar yaşar.
devamını gör...
ismet özel
şair-i azam.
'gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da. bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya?'
ideolojik söylemleri nedeniyle şairliğine büyük haksızlık edilen, 'büyük türk şairi.'
'gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da. bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya?'
ideolojik söylemleri nedeniyle şairliğine büyük haksızlık edilen, 'büyük türk şairi.'
devamını gör...
dünyanın sonuna doğmuşum
ya da ölmüşüm haberim yok...
devamını gör...
normal sözlük küstüm şov
sözlüğü bırakmak isteyen yazarların yaptığı, "bakın ben gidiyorum" ana fikirli, uzuuunn bir entryle süslenmiş şovdur.
üzgünüm ama kimse sana lütfen gitme demeyecek sayın yazar dostum, gidene bay bay kalan sahalar bizimdir.
bir de cidden bu tür platformlara gereksiz fazla değer veriyorsunuz. sözlük fazla kullanıcısı olsun bir etkileşim olsun diye açıldı, 5 yazar aralarında paslaşsınlar diye değil. bilgilenmek istiyorsan bilgi başlıklarına gir; iki gırgır şamata istiyorsan interaktif başlıklara gir. basic.
üzgünüm ama kimse sana lütfen gitme demeyecek sayın yazar dostum, gidene bay bay kalan sahalar bizimdir.
bir de cidden bu tür platformlara gereksiz fazla değer veriyorsunuz. sözlük fazla kullanıcısı olsun bir etkileşim olsun diye açıldı, 5 yazar aralarında paslaşsınlar diye değil. bilgilenmek istiyorsan bilgi başlıklarına gir; iki gırgır şamata istiyorsan interaktif başlıklara gir. basic.
devamını gör...
aşık olunan kişi reddederse alınacak pozisyon
bozulduğunu çaktırma, şaka yaptım ayağına yat, yalandan gül. ağlamanı eve kadar sakla.
evde, slowtürk radyosunu aç, hep ağlayacak şarkılar çalar orda. yorulana kadar ağla. sonra da uyu. sabaha şiş gözlerle ama biraz rahatlamış uyanırsın.
unutana kadar bunu tekrarla.
bir hafta sonra olanlara gülersin.
o seni reddettiğine yansın. taş gibisin maşallah. önündeki maçlara bak.
evde, slowtürk radyosunu aç, hep ağlayacak şarkılar çalar orda. yorulana kadar ağla. sonra da uyu. sabaha şiş gözlerle ama biraz rahatlamış uyanırsın.
unutana kadar bunu tekrarla.
bir hafta sonra olanlara gülersin.
o seni reddettiğine yansın. taş gibisin maşallah. önündeki maçlara bak.
devamını gör...
hiçbir yere ait olamamak
insanların yanlış tutumları, ön yargıları ve umursamaz halleri nedeniyle kişi üzerinde oluşan histir.
günümüzde bir çok insanın yaşadığı, yaşamak zorunda bırakıldığı bir histir maalesef.
günümüzde bir çok insanın yaşadığı, yaşamak zorunda bırakıldığı bir histir maalesef.
devamını gör...
duygusal bağ kurulmuş nesneler
ayakkabılarım..
canım ayakkabılarım (kalpler)
yemin ediyorum var öyle bir bağ, biliyorum ama ispatlayamam, özellikle loefer larımla aşkım bambaşka..
şu an yeni iş kurduğum için birçoğunu satışa çıkardım, topuklu olanlarıyla pek samimi değiliz ama bir tane baba loefer ım var, satılacağı için bir kere bile giymedim, ondan ayrılmak, düşündürüyor beni :(
ayakkabı dışında da anlam yüklediğim, sakladığım birçok şeyi attım aslında yakın zamanda, bu konuda kendimi eğitmeye çalışıyorum, sadece gerekli olanlara indirmeye çalışıyorum, yinede azalmıyor..
7 yıldır çalışmıyorum, neredeyse, ihtiyaç dışı hiç yeni alışveriş yapmadım, çuvallarca attım, bir yandan satıyorum, öyle çok ultra geliri olan biride değildim (outletçiyim) ama yinede bitmiyor..
velhasıl, kurtulunması gereken nesnelerdir, iyi yada kötü geçmişle, yaşanmışlıkla, nesnelerle, her ne ile olursa olsun, her tür "bağ"ın insanın hızını kestiğini, aşağı çektiğini, özgürleşmesine engel olduğunu düşünüyorum, yaşadığımız evde, odada, sadece yaşamsal gereçlerin olması yeterli aslında, tek yada eşinle, bavulunu toplayıp gidebilmelisin istediğin zaman, önceliğimiz deneyim olmalı, yaşadığımız duyguya, deneyime odaklanmamızı engelleyen uyaranlardır bu bağlar diye düşünüyorum..
bağları kopardıkça, gereksiz eşyalardan kurtuldukça, o kadar hafifliyorki insan, bunlar insana mental anlamda yük de oluyor, yük hafifleyince enerjiniz ve algınızda da yer açılıyor inanın..
gönül bağınızın olduğu birisi varsa, onun dışında hiçbirşeyle bağ kurmak gerekmiyor bence..
canım ayakkabılarım (kalpler)
yemin ediyorum var öyle bir bağ, biliyorum ama ispatlayamam, özellikle loefer larımla aşkım bambaşka..
şu an yeni iş kurduğum için birçoğunu satışa çıkardım, topuklu olanlarıyla pek samimi değiliz ama bir tane baba loefer ım var, satılacağı için bir kere bile giymedim, ondan ayrılmak, düşündürüyor beni :(
ayakkabı dışında da anlam yüklediğim, sakladığım birçok şeyi attım aslında yakın zamanda, bu konuda kendimi eğitmeye çalışıyorum, sadece gerekli olanlara indirmeye çalışıyorum, yinede azalmıyor..
7 yıldır çalışmıyorum, neredeyse, ihtiyaç dışı hiç yeni alışveriş yapmadım, çuvallarca attım, bir yandan satıyorum, öyle çok ultra geliri olan biride değildim (outletçiyim) ama yinede bitmiyor..
velhasıl, kurtulunması gereken nesnelerdir, iyi yada kötü geçmişle, yaşanmışlıkla, nesnelerle, her ne ile olursa olsun, her tür "bağ"ın insanın hızını kestiğini, aşağı çektiğini, özgürleşmesine engel olduğunu düşünüyorum, yaşadığımız evde, odada, sadece yaşamsal gereçlerin olması yeterli aslında, tek yada eşinle, bavulunu toplayıp gidebilmelisin istediğin zaman, önceliğimiz deneyim olmalı, yaşadığımız duyguya, deneyime odaklanmamızı engelleyen uyaranlardır bu bağlar diye düşünüyorum..
bağları kopardıkça, gereksiz eşyalardan kurtuldukça, o kadar hafifliyorki insan, bunlar insana mental anlamda yük de oluyor, yük hafifleyince enerjiniz ve algınızda da yer açılıyor inanın..
gönül bağınızın olduğu birisi varsa, onun dışında hiçbirşeyle bağ kurmak gerekmiyor bence..
devamını gör...
kaza masrafını ödeyemem deyip kafaya sıkmak
dünyadaki gelir dağılımındaki adaletsizliğin toplumumuzdaki yansımalarıdır. her şeyde eşitliği savunan insanların gelir dağılımındaki bu eşitsizliğe karşı tek bir ses çıkarmaması tuhaftır. çok üzüldüm.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
yalnız gezen olduğum doğrudur, sosyal mesafeyi korumak lazım.
devamını gör...
lgbt
renkli kişiliğim ve ben biraz rahatlayıp şu şarkıyı dinlemenizi istiyoruz.
devamını gör...
şehirlerarası otobüs molaları namaz vaktine göre ayarlanmalı
kurban bayramı tatilini, adet günüme denk gelmeyecek şekilde ayarlayın kadar saçma ve akıl dışı bir tekliftir.
ayrıca seferi olmayı ben mi öğreteceğim kardeşim.
evinizden dışarı çıktığınızda, 15 gün boyunca seferi namazı kılabiliyor olduğunuzu ben söylemiyorum.
dinde güncelleme gerekli diyorlardı da sanırım b*kunu çıkarmaya yemin etmişler!
ayrıca seferi olmayı ben mi öğreteceğim kardeşim.
evinizden dışarı çıktığınızda, 15 gün boyunca seferi namazı kılabiliyor olduğunuzu ben söylemiyorum.
dinde güncelleme gerekli diyorlardı da sanırım b*kunu çıkarmaya yemin etmişler!
devamını gör...
gece cadıları
gece cadıları ıı. dünya savaşı sırasında, sovyetler birliği hava kuvvetleri'ne bağlı, daha sonraları taman muhafızları 46. gece bombardıman hava alayı olarak adlandırılacak, 588. gece bombardıman hava alayının tüm kadın pilotlarına almanlar tarafından takılan lakap.
yukarıdaki alıntıdır.
hikayesi ise oldukça ilgi çekicidir. güçlü kadın dendiğinde aklıma gelen kadınlardandır bu insanlar. sovyetlerin ikinci dünya savaşındaki bombardıman uçakları teknolojik açıdan donanımlı ve güçlü uçaklar değildi , küçük ve nispeten daha dayanıksız bu uçakları kullanan kadın pilotlar geceleri havalanır karanlıktan faydalanarak önce yüksekten uçarak düşman bölgesine girerler sonra yukarıdayken uçakların motorlarını durdurur süzüle süzüle sessizce düşman mevzilerine yaklaşır ve hiç fark edilmeden düşman bölgelerini bombalar ve geri dönerlerdi. almanlar sovyetlere girerken kadın savaşçıları hesaba katmamıştı xd.
yukarıdaki alıntıdır.
hikayesi ise oldukça ilgi çekicidir. güçlü kadın dendiğinde aklıma gelen kadınlardandır bu insanlar. sovyetlerin ikinci dünya savaşındaki bombardıman uçakları teknolojik açıdan donanımlı ve güçlü uçaklar değildi , küçük ve nispeten daha dayanıksız bu uçakları kullanan kadın pilotlar geceleri havalanır karanlıktan faydalanarak önce yüksekten uçarak düşman bölgesine girerler sonra yukarıdayken uçakların motorlarını durdurur süzüle süzüle sessizce düşman mevzilerine yaklaşır ve hiç fark edilmeden düşman bölgelerini bombalar ve geri dönerlerdi. almanlar sovyetlere girerken kadın savaşçıları hesaba katmamıştı xd.
devamını gör...