nedenini biliyorum ama asla bir şey yapmiyorum. çünkü ona bile gücüm yok.
devamını gör...


adı yunanca chronos (zaman) ve logos (söz) sözcüklerinden türetilmiş, zamanı sıralayan ve olayları meydana geldikleri sıraya yerleştirmek için kullanılan bir yöntemdir. takvim sistemleriyle yakından ilgili olan insanlık tarihini kaydetmek için kullanılan kronoloji sistemleri, bunları kullanan insanların amacına, karmaşıklık derecesine ve becerilerine göre kapsam, doğruluk ve yöntem açısından farklılık gösterir.

tüm olayları meydana geldikleri sırayla ve doğru orantılı aralıklarla sabit bir ölçekte yerleştirmeyi amaçlayan bilimsel kronoloji, birçok disiplinde kullanılmaktadır ve çok geniş çağları kapsama almak için kullanılabilir. örneğin astronomi, binlerce milyon yıldaki kozmik olayların sırasını ölçer; jeoloji ve paleontoloji, dünya'nın ve yaşamın evriminin izini sürerken, yüzlerce veya binlerce milyon yıllık dönemleri kullanmak durumundadır. bunların kapsamı, doğruluğu ve yöntemi, ayrılmaz bir şekilde bağlı oldukları takvim sistemlerine göre değişiklik gösterdiği gibi, bunları kullanan insanların amacına, karmaşıklık derecesine ve becerisine göre de değişir.

antik tarihsel kronolojileri bilimsel kronoloji ile ilişkilendirmek zordur. eski halkların referans terimleri, modern standartlara göre değerlendirildiğinde belirsiz ve tutarsızdı ve yazıt ve yazılarının çoğu kaçınılmaz olarak zaman içerisinde ortadan kaybolmuştur.

arkeolojik kazıların sonuçlarıyla kayıtlarındaki boşluklar giderek daha fazla doldurulmakta ve tutarsızlıkları giderilmektedir. bu bulgulara rehberlik eden bilim adamları, önceden geçici olarak yapılmış kronolojik yeniden yapılandırmaları doğrulayabilir, çürütebilir veya değiştirebilir. astronomik hesaplama ve radyoaktif karbon içeriğiyle tarihlendirme yöntemleri, antik kronolojileri düzeltme çalışmasında da yardımcı olmaktadır.



kaynak
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tavırlara bak , 20 yıllık model sanki.
devamını gör...

kumanda nerede? kumanda nerde diyorum.
devamını gör...

korkmuyorum. öldüğümüz zaman fani hayat son bulacak ve edebi hayata doğacağız. aslında ruhumuz bir yere "hoşça kal." derken diğer yere" hoş buldum. "diyor. oralarda ne var ne yok gideriz, dünya sıktı zaten biraz değişiklik hepimizin ihtiyacıdır.
devamını gör...

taksimdeki ay adındaki bardan bahsediyoruz galiba.

geceleri gökyüzünde gördüğümüz 384.403 km uzaklıktaki yuvarlak toptan bahsediyor olamayız.


yok öyleyse de haber verin büyük boy bayrak alayım asmalık.
devamını gör...

çok eski tarihlerde yazılmış ansiklopedileri bulup okumak. özellikle tarihle ilgili olanları.
devamını gör...

bu saatlerde mekaninin sahibi benim, gecenin sonunda herkes dagilir ama ben buradayim. yani bence uyumamak icin hayli gecerli bir sebep. bu arada "mekanin sahibi" olayi da biraz iddiali oldu, umarim yoldas gormez.
devamını gör...

kendisine yatırım yapmasıdır. kitap okuması, araştırması, düşünmesi, sorgulaması, her alanda kendini geliştirmeye çalışmasıdır. kendisine yaptığı bir şey yine fazlasiyla artarak kendisine dönüyor. insanın kendine yapacağı en büyük iyilik kendini fark etmesi ve kendi için çabalamasıdır.
devamını gör...

bana göre şiirin en güzel tanımını ümit yaşar oğuzcan yapmıştır.

‘şiir bir köprüdür madde ile ruh arasında.
şiir güzelliğin en yoğun ifadesidir ve nefes alışıdır duygularımızın.’
devamını gör...

t: yazdıkça yazasınızın gelmesidir.

sağımdaki solumdaki melekler bu kadar yazmadı yav.

bir ortama girildiği zaman 40 yıl düşünsem aklıma gelmeyen kelimeler günlük konuşma dilime nakış işler gibi işlendi. bazen bende ağzımdan çıkan kelimelere hayret ediyorum.

sabahları millet manitasından,eşinden dostundan bildirim almak uğruna telefona sarılırken ben "bak bakayım whis bugün kimler tanımlarını okumuş da oylamış?" diyorum. her birine ayrı ayrı bakarım kaçırmam.

sözlükte 3,5 sevdiğim yazarla dedikodu,gıybet bağımlılığımız oluştu. ama ona gıybet demeyelim de kafa dengi insanlarla hoş sohbet mohbet etmek diyelim *

bazen de kendinizi x yazarın tanımı veya açtığı saçma başlıklara sinirlenip sitem ederken bulabilirsiniz. o da tanimlari ve basliklari engelle butonuyla hallolacak şeyler.
devamını gör...

birçok aksiyon filminde şahit olduğumuz bir sinema klişesidir.

malkoçoğlu, kara murat, tarkan filmlerinde kahramanlarımızın üzerine onlarca bizans askeri saldırır ancak sayıları ne kadar fazla ise kahramanlarımız o kadar az zarar görür. elbette insanlar bu filmleri izlerken eleştirmiş, on kişinin bir adamı öldürememesini saçma bulmuş, bu kadar çok düşmanla mücadele eden kahramanların bir çizik bile almaması ile dalga geçmişlerdir. ancak bu dalga geçilecek bir şey değildir. nasıl ki havaya attığımız bir nesne yerçekimi yasası gereği yere düşmek zorunda ise kahramanımızda ters ninja kanunu yüzünden tek sıyrık almadan kurtulmak zorundadır.

aynı kanun gereği hain kostok ya da artık ağzının yerini birliğimiz anton’a yaklaştıkça ve düşman sayısı azalmaya başladıkça mücadeleler uzamaya ve kahramanlarımız ciddi darbeler ve yaralar almaya başlar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hollywood filmlerinde de bolca rastladığımız ters ninja kanunu için en iyi örneklerden biri kill bill diğeri ise john wick’tir. kill bill filminde the bride onlarca kişiye kılıçla saldırdığında nadiren yaralansa da filmin hemen başında vernita green tarafından epey hırpalanır. john wick ise yakın mesafeden headshotlarla sıka sıka ilerlerken italyan takımları kırışmazken kütüphanede karşılaştığı ernest tarafından az da olsa hırpalanır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dolayısıyla filmlerle dalga geçmeden önce kanunları öğrenmekte fayda var. kanundan kaçılmaz, gidelim.
devamını gör...

merhaba, bu entry acı barındırır.

sol frame’de gördüm ve yaşadıklarımı paylaşma gereği duydum. özellikle moronlara ithafen yazmak isterim.

taciz, tecavüz dalga geçilecek, hafife alınacak bir konu değildir.

bir merhaba demeyi, bir boş bakışı, yarım gülüşü de taciz diye adlandırmayınız.
______

yaş beş. bu yaşıma dair ve hayatıma dair en eski hatırladığım tek şeyin taciz olması bile başlı başına bir hüzün.

annem çalışıyor, baba başka ülke de. her çocuk gibi ben de arkadaşımla yaz günü dışarda oynuyodum. aramızda otuz beş- kırk yaş olan bir akrabamız beni görünce arabasını durdurdu ve “annen çağrıyor, seni ona götürmemi rica etti” diyor. bense korkuyorum. annemden bana öyle bir bilgi gelmedi sabah evden çıktığında.
korkuyorum çünkü bu adamla ne zaman yalnız kalsak “kucağıma gel” diyor. anlayamıyorum neyi neden yaptığını fakat beni rahatsız eden bi şey var.
o gün annemi kızdırmamak adına bindim arabasının ön koltuğuna. tek eli direksiyondayken diğer eli ile pantolonunun fermuarını açtı. o tarafa bakmak istemiyorum, bu harekete anlam veremiyorum. bir yandan sol elimi çekiştiriyor. inicem diye bağırmaya başladım ve yavaş giden arabadan adeta atlamak suretiyle kaçtım. şansım varmış, kaçabilmişim. annem eve geldiğinde hiç konuşmamıştım. böyle garip bi şey nasıl anlatılır? ya beni döverse? ya inanmazsa bana? işte asıl o zaman dünyam başıma yıkılır. sustum.

———-

başka bir gün o akrabalarımıza gidiceğimizi duyduğumda dünyam karardı. yine korkuyla uyudum, korkuyla uyandım. annem nereye ben oraya mecburiyetiyle gittik şahsın evine. akraba ya hani. güvenilir(!) akrabadan böyle bir şey beklenilmez, düşüncesi dahi en fesat insan ilan eder seni...

akşam oldu. lanet olası şahsın arabasındayız. bu sefer en küçük çocuğu da yanımızda. annem ve diğer akraba arabadan inip, markete gittiler. yine o iğrenç cümle:

“kucağıma gelsene”

kendi çocuğuna neden yapmıyosun? diyorum, o benim çocuğum ama olmaz ki. iyi ki arka koltuktayım, burda beni yakalayamaz.

———-

aradan yıllar geçti, olayı anneme anlatabildim. inanır mısınız bana inandı.
annem bana inandı. babana söylemeyelim, katil olur, dedi sustuk. fakat o akrabadan hesap sormadı, soramadı çünkü bir evlilik söz konusu idi.

hem ya o akrabanın eşi, anneme değil de akrabaya inanırsa?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tanıştırayım papağanım müdür.
devamını gör...

mevzudaki cahilin siz olup olmadığından emin olunuz, zira çoğunlukla cahil bunun farkında değildir
devamını gör...

edebi yönü çok çok sağlam olan yazar, düşünür. bir kafatas muhabbetidir gidiyor. evet o dönem kendisi ırkçı düşüncelere sahiptir fakat her dönemi de az da olsa içinde değerlendirmek gerekir. kafatas muhabbeti de gerçek değildir. oğlu bile köşesinde açıklamıştır bunu. bunun için kapısına gelenlerle nasıl dalga geçtiğini yazmıştır.

sol görüşlü insanlar, karşıt görüşlü insanların da sanatçı olabileceğini, iyi bir yazar olabileceğini nedense kabul etmiyorlar ve dünya görüşleriyle çelişir biçimde inanılmaz önyargılı davranıyorlar. fakat neler kaçırdıklarının farkında değiller. ruh adam kitabı türkiye'de yazılmış en iyi psikolojik romandır bence. edebi eserleri okunmalıdır.
devamını gör...

apricity. kış gününde ortaya çıkan güneş ışığı
basorexia: birini aniden öpme isteği
berceste: okunan bir yazının en tatlı en akılda yeri
bibliosmia: kitap kokusunu sevmek
cafuné: sevdiğinin saçlarını okşama isteği
cheiro no cangote: burnunun ucunu sevdiğinin boynunda nazikçe gezdirirken koklamak
cingulomania: bir kişiye sarılmak için duyulan büyük arzu
ehvenişer: kötülerin arasında en iyisi
eşbah: şen şakrak
euneirophrenia: rüyalardan sonra hissedilen huzur
fernweh: uzaklara gitmeyi istemek
flechazo: ilk görüşte aşk
gökotta. sabahın erken saatlerinde kuşları dinlemek için yürüyüş yapmak
gupse: candan, sevecen.
gümüşservi: geceleri ay'ın suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm
ikigai: sabahları sizi yataktan kaldıran güç, yaşamak için bir neden
jayus: yapılan esprinin komikliğinden değil de kötülüğünden gülmek
lilav: karların erimesiyle ortaya çıkan su
lirik : esinle dolu, coşkulu.
mbuki mvuki: dans ederken içimizden geçen giysileri çıkarma dürtüsü
mudita: başkalarının sevinciyle mutlu olmak
natsukashii: nostalji hissi veren bir nesne yüzünden anıları yaşayıp keyiflenmek
nermdil: yumuşak dilli, merhametli
novatuirent: içinde bulunulan durumda güçlü bir değişim yaratma isteği
orenda: etrafımızdaki her şeye etki ederek dünyanın değişebileceğini düşünme,
perestiş: delicesine sevmek
petrichor: yağmur sonrası gelen güzel toprak kokusu
pluviofil: yağmuru çok seven
philocalist: güzel şeyleri keşfeden
philophobia: âşık olma korkusu
psithurism: rüzgarın, ağaçların ve yaprakların sesi
rayiha : güzel koku
redamancy: seni çok seven birini karşılıklı olarak çok sevme
retrouvailles: uzun bir ayrılıktan sonra sevdiğinle tekrar buluşmanın verdiği haz.
querencia: kendini en güçlü ve güvende hissettiğin yer
serendipçe: mutlu kaza
shinrin-yoku: doğa havasında huzur bulmak
sillage: sevdiğin biri gittikten sonra ardında bıraktığı koku.
sisu: en zor durumlar karşısında irade, kararlılık, azim göstermek
sukha: dış ortamdan etkilenmeden yaşanan özgün mutluluk
tahassür: yana yakıla özlemek
trouvaille: tesadüfen çok güzel bir şey keşfetmek.
uitwaaien: kafanı dinlemek için rüzgarda yürümek
utelips: güneşli havada açık alanda içecek keyfi

favori kelimem ise
mamihlapinatapai: iki insanın da yapmak istemediği, ancak ikisinin de söylemeye çekindiği için yapmamalarını umarak karşılıklı bakışmaları
devamını gör...

kendisi hakkında hiçbir fikrim olmasa da, yazdıklarıyla, nicki ile gönlümüzü kazanan yazardır. 4-3-3 oynatan aykut nickini gördüğümde moralim bozuksa bile bir gülümsüyorum içimden, yani varlığı beni-bizi çok mutlu ediyor. dün doğum günüsü olan yazarımız imiş, sözlükten bu aralar biraz uzak kaldığım için bir güncük gecikme ile doğum gününüzü ve yeni yaşınızı kutlarım.* sevdiklerinizle ve ailenizle beraber nice güzel yaşlarınız olsun inşallah.bir de editör olmuş kendisi, başarılarınız daim olsun.*siz hep buralarda olursunuz umarım, kaleminiz daim olsun. çokça sevgi ve saygı ile.*
devamını gör...

dünya basın özgürlüğü günüdür.

"1994 yılında birleşmiş milletler tarafından alınan bir karar doğrultusunda, 3 mayıs tarihi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de 'dünya basın özgürlüğü günü' olarak kutlanmaktadır."

tutuklu o kadar gazeteciyi düşününce özgürlük kelimesi saçma geliyor.
devamını gör...

çayım ve kitaplarım dışında hemen hiçbir şey aramıyorum.
ölüm,hastalık,deprem ve benzeri haberlere tepki vermiyorum.
gereksiz her ses fazlasıyla rahatsız ediyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim