bir yazar ya da şair neden yazma ihtiyacı duyar sorunsalı
her insan kendine özgü niteliktedir. herkesin kendine has bir amacı olabilir. unutmayı veya unutulmayı önlemek bir nedeni olabilir. bir de ölümsüz hissetmek için olabilir. hep ölümsüz olmayı hayal eder insan. bu eylem de bunu sağlayabilir.
yazının ortaya çıkmadığı dönemlerde de haber amaçlı veya korunmak bilgilendirmek amaçlı mağaralara çizimler yapılmış. gelecek düşünülmüş.
yazının ortaya çıkmadığı dönemlerde de haber amaçlı veya korunmak bilgilendirmek amaçlı mağaralara çizimler yapılmış. gelecek düşünülmüş.
devamını gör...
aşırı romantizmin baydığı gerçeği
bir koli dolusu abur cubur yollamak da buna dahilse katıldığım başlıktır.
devamını gör...
sözlükte doğum günü kutlamak
bugün benim doğum günüm, diyen insanın doğum gününü kutlamak nezakettendir diye düşünüyorum.
devamını gör...
beyaz zambaklar ülkesinde
kendilerine gül bahçesi vadedilmemiş bir toplumun bataklıktan bir çiçek bahçesine dönüşünün yazıya dökülüşüdür beyaz zambaklar ülkesinde.
''yeni toplumlar yeni şarkılar üretirler'' diye bir söz geçiyor kitapta. yeni anlayışların, isteklerin ve hedeflerin oluşması kadar doğal şey olamaz bir devlette. eğer o anlayış, istek ve hedeflere gözler kör edilip kulaklar kapatılırsa, eski yöntemlere göre yol almaya çalışılırsa ve bir yeniliğe canavar görmüş gibi yaklaşılırsa, gideceğimiz tek yer geri olur.
ulu önder mustafa kemal atatürk şöyle der:
''umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.''
atamızın okunması gerektiğini söylediği kitabı okurken büyük bir umutsuzluk ve karamsarlık içerisinde olmaktan utanç duydum. belki bir 5-6 yıl önce okusam müthiş gaza gelirdim, hatta itiraf edeyim, ülkemizi kurtarma planları yapardım. birkaç yıl önce okusam, eğer çok istersek olur diye düşünür bitmeye doğru yol alan umudumu korumaya çalışırdım lakin bu yıl içerisinde okuduğumdan 'biz neden böyle olduk?' diye sormaktan ve herkesin kendisini düşündüğünden birlik olamayacağımız ve bir şeyleri değiştiremeyeceğimiz hakkında düşünmekten kendimi alamadım.
bir şeyleri kolay kolay değiştiremeyeceğimiz zaten şuradan belli, neden atatürk'ün okullarda rehber kitap olarak okutulması gerektiğini söylediği kitap okullarda okutulmadı bizlere? neden müfredatta yer almadı? neden kitap hakkında hiçbir tartışma içerisinde yer almadık?
neden düşünmek veya bir şeyleri değiştirmek istediğimizde hep önümüzde engellerle karşılaştık? ve en önemlisi, neden bu kadar umutsuz bireylere dönüştük?
yılların insanı umutsuzluğa sürüklediğini söyleriz fakat ülkemizde bizi umutsuzluğa sürükleyenin 'zaman' olmadığını çok iyi biliriz.
''yeni toplumlar yeni şarkılar üretirler'' diye bir söz geçiyor kitapta. yeni anlayışların, isteklerin ve hedeflerin oluşması kadar doğal şey olamaz bir devlette. eğer o anlayış, istek ve hedeflere gözler kör edilip kulaklar kapatılırsa, eski yöntemlere göre yol almaya çalışılırsa ve bir yeniliğe canavar görmüş gibi yaklaşılırsa, gideceğimiz tek yer geri olur.
ulu önder mustafa kemal atatürk şöyle der:
''umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.''
atamızın okunması gerektiğini söylediği kitabı okurken büyük bir umutsuzluk ve karamsarlık içerisinde olmaktan utanç duydum. belki bir 5-6 yıl önce okusam müthiş gaza gelirdim, hatta itiraf edeyim, ülkemizi kurtarma planları yapardım. birkaç yıl önce okusam, eğer çok istersek olur diye düşünür bitmeye doğru yol alan umudumu korumaya çalışırdım lakin bu yıl içerisinde okuduğumdan 'biz neden böyle olduk?' diye sormaktan ve herkesin kendisini düşündüğünden birlik olamayacağımız ve bir şeyleri değiştiremeyeceğimiz hakkında düşünmekten kendimi alamadım.
bir şeyleri kolay kolay değiştiremeyeceğimiz zaten şuradan belli, neden atatürk'ün okullarda rehber kitap olarak okutulması gerektiğini söylediği kitap okullarda okutulmadı bizlere? neden müfredatta yer almadı? neden kitap hakkında hiçbir tartışma içerisinde yer almadık?
neden düşünmek veya bir şeyleri değiştirmek istediğimizde hep önümüzde engellerle karşılaştık? ve en önemlisi, neden bu kadar umutsuz bireylere dönüştük?
yılların insanı umutsuzluğa sürüklediğini söyleriz fakat ülkemizde bizi umutsuzluğa sürükleyenin 'zaman' olmadığını çok iyi biliriz.
devamını gör...
mantar kurabiye
bir diğer adı da "damat boğan"dır. hızlı bir şekilde yerseniz ufak çaplı bir boğulma hissi verdiğinden damadını çok seven*bir kaynananın severek yaptığı bir kurabiye çeşididir.
devamını gör...
normal sözlük ocak devrimi
gözlerimin içindeki ülkemsin sen kafa sözlük. “ancak kendinde devrim yapabilen devrimci olabilir” dedik. seninle çıktık bu yola… “devrimden başka bir hayat yoktur” demenle yürüyoruz omuz omuza.
sen ki reklamlarla cebini doldurup, yazarları açken her gün dürüm yiyenlerden değilsin.
doğruyu savunup “daima zafere kadar” diyenlerdensin.
bizler ise haksızlıklara, adaletsizliklere, sessizliğe devrim yapan kardelenleriz. zulmün, zorbalığın hesabını soran sönmeyen ateşleriz.
sözlükte farklı düşünenleri de unutmamak gerekir tabi ki…kafa store rozetleri ile ilgili olarak kimi “ev, araba, villa, uçak, yat” gibi rozetler almak isteyebilir.
kimi de “nobel ödülü, oscar ödülü, pulitzer ödülü, altın portakal ödülü” gibi rozetler isteyebilir.
mizah amaçlı olarak şöyle muhabbetler geçebilir…*
“kız, kafa sözlük’te bir oğlan vardı. ev, araba, yat, arsa, boğaz’da yalı, uçak, her türlü rozeti vardı. beni takip eder, çok beğeni yapardı. el emeği, göz nuru, alın teri ile çok puan kazanmıştı, meğerse hepsi beni etkilemek içinmiş ayol.”
ya da annesi sorar “oğlum ne oldu eskiden hiç kitap okumazdın, şimdi elinden kitap düşmüyor.”
-“ kütüphane rozetli bir kız var anne. ben de tanım yazıyorum rozetdaş olmak için. sen de kafa sözlük’e üye ol da bana beğeni yap puan kazandır.”
bu arada bazen mizahi bir şekilde yazıyoruz ama tanımlarda gülmece işareti * kullansak dahi yazdıklarımızı yanlış anlayanlar olabiliyor. iko bunun için bir çözüm getirebilir. tanımın başlangıcına özel bir gülmece işareti koyulursa yazarın maksadı daha iyi anlaşılmış olur.
özellikle çaylaklık sisteminin gelmesi iyi olmuş. ceketi sırtında yazarlar vardır, tanımını yazar çıkar, puana rozete bakmaz. kimi yazar da puana beğeniye bakar. içimizde daha evvel gazete ve dergilerde yazmış yazarlar da var, okuma yazmayı yeni öğrenip gelen çocuklar da.
"kafamı dağıtıp hoşca vakit geçireyim" diyen de var, burayı komuta ettiği bölük sanıp "disiplin" diye tutturan emekli subaylar da...yeni nesil arasında "puan toplayım, level atlayım, ödül kazanayım" diye heves eden gençler de var. yapıcı eleştiriler ile sistem zaman içinde yerine oturur.
sözlüğe katkısı olan herkes sağ olsun. getirilen yenilikler için yoldaş benjamin franklin, iko ve kıymetli moderatörlerimize teşekkürler.
sen ki reklamlarla cebini doldurup, yazarları açken her gün dürüm yiyenlerden değilsin.
doğruyu savunup “daima zafere kadar” diyenlerdensin.
bizler ise haksızlıklara, adaletsizliklere, sessizliğe devrim yapan kardelenleriz. zulmün, zorbalığın hesabını soran sönmeyen ateşleriz.
sözlükte farklı düşünenleri de unutmamak gerekir tabi ki…kafa store rozetleri ile ilgili olarak kimi “ev, araba, villa, uçak, yat” gibi rozetler almak isteyebilir.
kimi de “nobel ödülü, oscar ödülü, pulitzer ödülü, altın portakal ödülü” gibi rozetler isteyebilir.
mizah amaçlı olarak şöyle muhabbetler geçebilir…*
“kız, kafa sözlük’te bir oğlan vardı. ev, araba, yat, arsa, boğaz’da yalı, uçak, her türlü rozeti vardı. beni takip eder, çok beğeni yapardı. el emeği, göz nuru, alın teri ile çok puan kazanmıştı, meğerse hepsi beni etkilemek içinmiş ayol.”
ya da annesi sorar “oğlum ne oldu eskiden hiç kitap okumazdın, şimdi elinden kitap düşmüyor.”
-“ kütüphane rozetli bir kız var anne. ben de tanım yazıyorum rozetdaş olmak için. sen de kafa sözlük’e üye ol da bana beğeni yap puan kazandır.”
bu arada bazen mizahi bir şekilde yazıyoruz ama tanımlarda gülmece işareti * kullansak dahi yazdıklarımızı yanlış anlayanlar olabiliyor. iko bunun için bir çözüm getirebilir. tanımın başlangıcına özel bir gülmece işareti koyulursa yazarın maksadı daha iyi anlaşılmış olur.
özellikle çaylaklık sisteminin gelmesi iyi olmuş. ceketi sırtında yazarlar vardır, tanımını yazar çıkar, puana rozete bakmaz. kimi yazar da puana beğeniye bakar. içimizde daha evvel gazete ve dergilerde yazmış yazarlar da var, okuma yazmayı yeni öğrenip gelen çocuklar da.
"kafamı dağıtıp hoşca vakit geçireyim" diyen de var, burayı komuta ettiği bölük sanıp "disiplin" diye tutturan emekli subaylar da...yeni nesil arasında "puan toplayım, level atlayım, ödül kazanayım" diye heves eden gençler de var. yapıcı eleştiriler ile sistem zaman içinde yerine oturur.
sözlüğe katkısı olan herkes sağ olsun. getirilen yenilikler için yoldaş benjamin franklin, iko ve kıymetli moderatörlerimize teşekkürler.
devamını gör...
28 şubat 2021 normal sözlük’ün çökmesi
ne ara online oldu, ne ara başlık açıldı, ne ara 15 tanım girildi dediğim çökmedir. kapıda bekliyorken oluşan izdihamdan içeri giremedik diye. olmaz ama.
devamını gör...
bir kızın bir erkekten telefon numarası istemesi
geçen hafta kızımın servis şoföründen telefon numarasını isteyerek dahil olduğum eylem.
servis şoförü sağ olsun, bu isteğimi nezaketle karşıladı.
"yenge sen çaldır beni, ben de kaydedeyim."
servis şoförü sağ olsun, bu isteğimi nezaketle karşıladı.
"yenge sen çaldır beni, ben de kaydedeyim."
devamını gör...
isviçre
doğup büyüdüğüm tarafsızlığın ülkesidir. birçok uluslararası kuruluş isviçre'de konumlanmıştır. bu ülkeye taşınmayı düşünenler için bazı bilgiler vermek istiyorum. isviçre avrupa birliği'ne üye değildir. bu sebeple para birimi olarak euro değil isviçre frangı kullanırlar. bu ülke bankaları, saat markaları, çakısı, bilim adamları, alp dağları, refah seviyesi ve toblerone çikolatası ile ünlüdür.
isviçre'de 4 resmi dil vardır. en az 2 tanesini bilmeniz bu ülkeye yerleşmeden önce sizin faydanıza olacaktır. isviçre'de asgari ücret yaklaşık olarak 4500 isviçre frangıdır. ev kirası ve temel ihtiyaçlar normal şartlarda 3500 isviçre frangı tutacaktır. kişiden kişiye değişse de isviçre'nin refah düzeyi her vatandaş için aynıdır. bu ülkede açlık, enflasyon, develüasyon, tanzim satış gibi şeyler yoktur. bugün 10 frank olan ürün 10 yıl sonra da 10 franktır. isviçre frangının değeri küresel olarak sürekli artmaktadır. ayrıca isviçre'nin bayrağı vatikan ile birlikte kare şeklindedir. devlet başkanı diye bir şey yoktur. doğrudan demokrasi bu ülkede uygulanır. nestle, toblerone, rolex, milka en önemli markalarıdır. cenevre, basel, zürih, lozan, montrö gibi şehirleri dururken başkenti bern olan ülkedir.
doğduğum, büyüdüğüm, sevdiğim ülkedir. denize kıyısı yoktur. bu yüzden her yıl tatilimi asıl ülkem olan türkiye'de yaparım.
isviçre'de 4 resmi dil vardır. en az 2 tanesini bilmeniz bu ülkeye yerleşmeden önce sizin faydanıza olacaktır. isviçre'de asgari ücret yaklaşık olarak 4500 isviçre frangıdır. ev kirası ve temel ihtiyaçlar normal şartlarda 3500 isviçre frangı tutacaktır. kişiden kişiye değişse de isviçre'nin refah düzeyi her vatandaş için aynıdır. bu ülkede açlık, enflasyon, develüasyon, tanzim satış gibi şeyler yoktur. bugün 10 frank olan ürün 10 yıl sonra da 10 franktır. isviçre frangının değeri küresel olarak sürekli artmaktadır. ayrıca isviçre'nin bayrağı vatikan ile birlikte kare şeklindedir. devlet başkanı diye bir şey yoktur. doğrudan demokrasi bu ülkede uygulanır. nestle, toblerone, rolex, milka en önemli markalarıdır. cenevre, basel, zürih, lozan, montrö gibi şehirleri dururken başkenti bern olan ülkedir.
doğduğum, büyüdüğüm, sevdiğim ülkedir. denize kıyısı yoktur. bu yüzden her yıl tatilimi asıl ülkem olan türkiye'de yaparım.
devamını gör...
23 ocak 2021 ekrem imamoğlu’nun vatandaşa cevabı
akıl çok farklı bir kazanım üstadım...
devamını gör...
kendi kendine konuşmak
doğaldır. ama cevap verirsen kötüdür.
devamını gör...
altın yumurta
35 yaş üstü anne adaylarından,
erken menopoza girenlerden,
yumurtalık rezervi ve kalitesinde problem olan genç anne adaylarından,
tekrarlayan gebelik kaybı yaşayanlardan
“çifte uyarım yöntemi” ile elde edilen, genetik olarak da test edilmiş en sağlıklı ve kaliteli yumurtaya altın yumurta denir.
her kadın doğduğunda yaklaşık 2.000.000 yumurtaya sahiptir. ergenlik döneminde bu yumurta sayısı 400 bine iner. 40’lı yaşlarda yaklaşık 25 bine düşer.
her ay yaklaşık 1.000 civarında yumurta döllenmek için ayaklanır ama genellikle 1 veya 2 yumurta gelişip prenses olarak öne geçer.
kadın hastalıkları ve tüp bebek uzmanı mehmet reşit asoğlu “erken yaşlarda yumurta rezervi azalabilir. sigara içmenin yumurta rezervine ve kalitesine ciddi ölçüde zarar verdiği net olarak biliniyor.
yine aşırı alkol tüketimi ve çevresel toksinlere maruziyet olumsuz faktörler arasında sayılabilir. pozitif faktörler olarak düzenli beslenme, egzersiz yapmak, düzenli uyumak ve stresten uzak durmak gelmektedir.
akdeniz tipi beslenme yani sebze, meyve ve beyaz et ağırlıklı bir beslenme şeklinin yumurta sağlığı üzerine olumlu etkileri vardır. buna ek olarak haftada 3-4 gün her defasında 30-60 dakika olacak şekilde egzersiz yapmak, uyku düzeni ve hijyenine dikkat etmek, sessiz ve hafif serin bir odada uyumak sayılabilir. “
erken menopoza girenlerden,
yumurtalık rezervi ve kalitesinde problem olan genç anne adaylarından,
tekrarlayan gebelik kaybı yaşayanlardan
“çifte uyarım yöntemi” ile elde edilen, genetik olarak da test edilmiş en sağlıklı ve kaliteli yumurtaya altın yumurta denir.
her kadın doğduğunda yaklaşık 2.000.000 yumurtaya sahiptir. ergenlik döneminde bu yumurta sayısı 400 bine iner. 40’lı yaşlarda yaklaşık 25 bine düşer.
her ay yaklaşık 1.000 civarında yumurta döllenmek için ayaklanır ama genellikle 1 veya 2 yumurta gelişip prenses olarak öne geçer.
kadın hastalıkları ve tüp bebek uzmanı mehmet reşit asoğlu “erken yaşlarda yumurta rezervi azalabilir. sigara içmenin yumurta rezervine ve kalitesine ciddi ölçüde zarar verdiği net olarak biliniyor.
yine aşırı alkol tüketimi ve çevresel toksinlere maruziyet olumsuz faktörler arasında sayılabilir. pozitif faktörler olarak düzenli beslenme, egzersiz yapmak, düzenli uyumak ve stresten uzak durmak gelmektedir.
akdeniz tipi beslenme yani sebze, meyve ve beyaz et ağırlıklı bir beslenme şeklinin yumurta sağlığı üzerine olumlu etkileri vardır. buna ek olarak haftada 3-4 gün her defasında 30-60 dakika olacak şekilde egzersiz yapmak, uyku düzeni ve hijyenine dikkat etmek, sessiz ve hafif serin bir odada uyumak sayılabilir. “
devamını gör...
türk milliyetçiliğini aşağılamanın popüler olması
siyasi bir konuda konuşmamaya özen gösteririm ancak bu konuda yazmak gerekiyor. birisi pkk'lı kürtçülerle, ülkücüleri bir tutmak gibi bir gaflette bulunmuş, bunun açıklaması olamaz.
kürtler, kürt milliyetçilerini hiçbir şekilde eleştirmez, hatta öyle ya da böyle desteklerini de esirgemezken; bizim türkler, türk milliyetçiliğini sözümona solcuyuz, seküleriz, moderniz, kardeşiz diyerek yerin dibine sokma yarışına girerler. bunu yapanların bir kısmının kendisine atatürkçü demesi de müthiş bir ironidir; kendisi en büyük türk milliyetçisidir zira. ırkçılığa karşıyız diyenlerin konu türk milleti olunca "barbar, katil, soykırımcı" yaftalarından ve bunlara destek olan türkleri görmekten bıkıp usanmış vaziyetteyim.
ben de türk milliyetçisi biriyim, milletimi, vatanımı çok seviyorum. bizler okumuş insanlarız. milliyetçi olup da okumamış, okuyamamış ya da bilerek cahil kalmayı seçmiş insanları da bu potada eritmek zorundayız. kürt aydınları, kendi ırkçılarına tek bir laf geldiği anda: "cahil bıraktınız, yıllardır mahvettiniz bizleri, bu moğol artıklarının eseridir" minvalinde yazılar yazıyorken bizimkiler de aynı insanlarla bir olup kendi milletini aşağılıyor.
bugün, türk siyasetinin kilidini kürtlerin oyları açabiliyorsa, iktidar olabilmek için kürt oylarına muhtaç olunuyorsa, "ben atatürk demek istemiyorum" diyenlere laf edip karnımızı ağrıtamayız. bu ülke gerçekten bir akıl tutulması yaşıyor. aşağıladığınız türk milliyetçileri, vatanımıza birileri göz koyduğunda mücadele etme ihtimalleri en yüksek kesimken onları aşağılamak, onları aşağılarken "siz atsızların torunlarısınız" diyenlerle aynı dili kullanmak çok çirkin bir iştir ve bu ülkenin türk gençliği bu rezilliğiyle türk tarihinin huzurunda rezil olmaktadır.
türk milliyetçiliğini siyasal islamla yan yana koyup eleştirerek ne büyük hata yaptığınızı umarım anlarsınız. niyetiniz kötü değilse, öyle ya da böyle anlayacaksınız zaten. yiğit türk askerini şehit edenlerin cenazelerinde boy gösterenlerin bize neler yapabileceğini düşünmeyen abuk herifler.
kürtler, kürt milliyetçilerini hiçbir şekilde eleştirmez, hatta öyle ya da böyle desteklerini de esirgemezken; bizim türkler, türk milliyetçiliğini sözümona solcuyuz, seküleriz, moderniz, kardeşiz diyerek yerin dibine sokma yarışına girerler. bunu yapanların bir kısmının kendisine atatürkçü demesi de müthiş bir ironidir; kendisi en büyük türk milliyetçisidir zira. ırkçılığa karşıyız diyenlerin konu türk milleti olunca "barbar, katil, soykırımcı" yaftalarından ve bunlara destek olan türkleri görmekten bıkıp usanmış vaziyetteyim.
ben de türk milliyetçisi biriyim, milletimi, vatanımı çok seviyorum. bizler okumuş insanlarız. milliyetçi olup da okumamış, okuyamamış ya da bilerek cahil kalmayı seçmiş insanları da bu potada eritmek zorundayız. kürt aydınları, kendi ırkçılarına tek bir laf geldiği anda: "cahil bıraktınız, yıllardır mahvettiniz bizleri, bu moğol artıklarının eseridir" minvalinde yazılar yazıyorken bizimkiler de aynı insanlarla bir olup kendi milletini aşağılıyor.
bugün, türk siyasetinin kilidini kürtlerin oyları açabiliyorsa, iktidar olabilmek için kürt oylarına muhtaç olunuyorsa, "ben atatürk demek istemiyorum" diyenlere laf edip karnımızı ağrıtamayız. bu ülke gerçekten bir akıl tutulması yaşıyor. aşağıladığınız türk milliyetçileri, vatanımıza birileri göz koyduğunda mücadele etme ihtimalleri en yüksek kesimken onları aşağılamak, onları aşağılarken "siz atsızların torunlarısınız" diyenlerle aynı dili kullanmak çok çirkin bir iştir ve bu ülkenin türk gençliği bu rezilliğiyle türk tarihinin huzurunda rezil olmaktadır.
türk milliyetçiliğini siyasal islamla yan yana koyup eleştirerek ne büyük hata yaptığınızı umarım anlarsınız. niyetiniz kötü değilse, öyle ya da böyle anlayacaksınız zaten. yiğit türk askerini şehit edenlerin cenazelerinde boy gösterenlerin bize neler yapabileceğini düşünmeyen abuk herifler.
devamını gör...
yağmur ve kapalı hava seven insan
bu kişilere pluviofil denir. aslında tam olarak bir mutluluk değil de şöyle hüzünden doğan sevinç gibi bir his oluşur insanda. evet bu insan benim. yağmurlu ve kapalı hava , bir de toprak kokusu.. daha ne olsun.
devamını gör...
sabahları neşeli olan tipler
madde kullanıyordur.
devamını gör...
benimle çıkar mısın sorusu
her türlü samimi olup, adı olmayan, birden biten ilişkileri düşününce, eski günler özleniyor tabii.
trip yapınca anlıyor insan, bir şey olmadığını, e o olanlar neydi?
sonra niçin yalnızız, niçin benim kimsem yok. beter ol. *
allahtan başkaları da var böyle düşünen.
tek, nerde akşam orda sabahçı tek ben değilim demek ki.
tanımın, bir kısmı ironi bir kısmı gerçek.
fifty fifty.
trip yapınca anlıyor insan, bir şey olmadığını, e o olanlar neydi?
sonra niçin yalnızız, niçin benim kimsem yok. beter ol. *
allahtan başkaları da var böyle düşünen.
tek, nerde akşam orda sabahçı tek ben değilim demek ki.
tanımın, bir kısmı ironi bir kısmı gerçek.
fifty fifty.
devamını gör...
anne kız diyalogları
anne, arabayla çok sevgili gün arkadaşının evine bırakılacaktır.
yola çıkılır, yol tarifi şahane olan anne "şimdi sola dönücez" der, sola dönülür. anne bir anda panikler ve bombayı patlatır, "ben o sola demedim diğer sola dedim."
yola çıkılır, yol tarifi şahane olan anne "şimdi sola dönücez" der, sola dönülür. anne bir anda panikler ve bombayı patlatır, "ben o sola demedim diğer sola dedim."
devamını gör...
normal sözlük'ün küfür haznemizi daraltması
bok ve çük kelimelerinden sebep tanımı silinmeyecek bir yazarın tespiti.
buyursunlar.
#139
(bkz: bilgi olmadan fikir sahibi olmak)
buyursunlar.
#139
(bkz: bilgi olmadan fikir sahibi olmak)
devamını gör...