yazarların itiraf köşesi
sürekli "ben demiştim" diyenlerden hiç haz etmiyorum. dedin de erdin mi?
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
hayatımın hangi yaşında olursam olayım her koşulda bıkmadan, usanmadan dinleyeceğim şarkı.
vazgeçilmez depresyon şarkım olur aynı zamanda.
vazgeçilmez depresyon şarkım olur aynı zamanda.
devamını gör...
normal sözlük'te argo ve küfürlü başlık açılmaması
hayatın bir gerçeği olan ve günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız bu gerçeği neden sözlük olarak reddediyorsunuz acaba diye düşündürendir. hayır hayatınızda hiç mi küfür etmediniz? hiç mi küfür duymadınız? nedir bu iyi aile çocuğu tripleriniz?
devamını gör...
kafa sözlükte sadece sezen aksu konuşan dayı
özlediğimiz dayıdır.
bugün sözlüğe de girmedi *
bugün sözlüğe de girmedi *
devamını gör...
ivanmilinski
geçen torunlarına masal anlatırken takma dişleri yerinden fırladı denilen yazar. 87 yaşında adamın böyle hâli de anlatılır mı kardeşim ayıptır!
devamını gör...
öncelikle sakin olun
kriz durumu yönergelerinin ilk maddesi.
- öncelikle sakin olun
- damam.
- öncelikle sakin olun
- damam.
devamını gör...
apartman boşluğunun yayından kaldırılması hakkında
yaşanan bir anlaşmazlığa ilişkin cevaplar içeren başlık.
anladığım kadarıyla ortada, taraflar arasında yaşanmış bir iletişim sıkıntısı var. nereden vardım bu kanıya? şuradan: sek'in diğer başlıkta yazdığı
ben yayın esnasında süremi 30 dk geçtim ve yayın sürem 1,20 dk falan oldu diye kapat artık şeklinde mesajlar aldım. sol framede en üste sabitlenmedi başlığım.
cümlesinden...
yayın saati dolduğu halde süre 30 dakika kadar aşılmış. burada 2 ihtimal var:
- sek, yayını kafasına göre uzattı ama yönetim için bunda bir sakınca olmadığından ses çıkarılmadı buna,
- sek, yönetimin bilgisi dahilinde yayını uzattı, yani uzatmasında sorun yoktu ama çok uzatması da istenmedi.
sizi bilmem ama en azından bana göre yönetimin her iki durumda da kendisiyle acilen iletişime geçerek ya "tamamdır, sıkıntı yok, devam edebilirsin. zaten sonrasında başka yayın yok" demiş olması ya "uzatabilirsin ama sadece yarım saat kadar" demiş olması ya da süreyi birkaç dakika geçtiği ve yayını kapatmak üzere konuyu toparlamadığı anda "süreyi fazla geçirme. şu kadar saat üzerinden konuşup anlaşmıştık. belki bir sonraki programı uzatırız duruma göre" demesi gerekirdi. yani açıkçası, benim yayınımın arkasında başka program olmasa ve yarım saati geçirdiğim halde ses çıkarılmasa, ben de devam etmeyi düşünebilirdim. bir anda "kapat çabuk" gibi sıkıştırılırsam da "ne oluyoruz yahu!" düşüncesine sürüklenirdim. yani konunun bu kısmında sek'in haklı olduğunu düşünüyorum.
başlık sabitlenmemesi olayına ise diğer başlık altında yazmıştım yorumlarımı. burada tekrarlamaya gerek yok.
kuzguncuktaki vişne'ye katılıyorum ve bu durum nedeniyle iki tarafın da üzüldüğünü düşünüyorum. eğer karşılıklı olarak bir kötü niyet yoksa (ki ben olduğunu sanmıyorum) çözülmeyecek bir problem değil sanırım bu.
ve bana göre, sek haklı olsa da sonuç şu: "eğer ortada çok uzun süren bir anlaşmazlık varsa, iki taraf da haksızdır" diye bir söz var. önümüzdeki saatler yahut günler içerisinde bu konu iki tarafı da memnun edecek şekilde çözülürse herkesin iyi niyetinden emin olacağız. yok eğer bu olay böyle uzayıp gider ve bu program bir daha yayına alınmazsa, en iyi ihtimalle en az tek tarafın, en kötü ihtimalle iki tarafın da burnundan kıl aldırmadığını, geri adım atmadığını ve uzlaşma yoluna gitmediğini anlamış olacağız ki, bu da uzun vadede 2 tarafı da haksız konuma düşürebilir bence.
***
özet geç diyenler için; olayın bu hale gelmesinden tarafları geçtim, dinleyiciler bile memnun olmadığına göre, işin tatlıya bağlanması gerektiğini düşünüyorum. sözlük için bir şeyler yapılmak isteniyorsa, bu tür durumlarda uzlaşmak da bunun bir gereğidir. kimseyi böyle şeyler için kırmamak, küstürmemek taraftarıyım.
anladığım kadarıyla ortada, taraflar arasında yaşanmış bir iletişim sıkıntısı var. nereden vardım bu kanıya? şuradan: sek'in diğer başlıkta yazdığı
ben yayın esnasında süremi 30 dk geçtim ve yayın sürem 1,20 dk falan oldu diye kapat artık şeklinde mesajlar aldım. sol framede en üste sabitlenmedi başlığım.
cümlesinden...
yayın saati dolduğu halde süre 30 dakika kadar aşılmış. burada 2 ihtimal var:
- sek, yayını kafasına göre uzattı ama yönetim için bunda bir sakınca olmadığından ses çıkarılmadı buna,
- sek, yönetimin bilgisi dahilinde yayını uzattı, yani uzatmasında sorun yoktu ama çok uzatması da istenmedi.
sizi bilmem ama en azından bana göre yönetimin her iki durumda da kendisiyle acilen iletişime geçerek ya "tamamdır, sıkıntı yok, devam edebilirsin. zaten sonrasında başka yayın yok" demiş olması ya "uzatabilirsin ama sadece yarım saat kadar" demiş olması ya da süreyi birkaç dakika geçtiği ve yayını kapatmak üzere konuyu toparlamadığı anda "süreyi fazla geçirme. şu kadar saat üzerinden konuşup anlaşmıştık. belki bir sonraki programı uzatırız duruma göre" demesi gerekirdi. yani açıkçası, benim yayınımın arkasında başka program olmasa ve yarım saati geçirdiğim halde ses çıkarılmasa, ben de devam etmeyi düşünebilirdim. bir anda "kapat çabuk" gibi sıkıştırılırsam da "ne oluyoruz yahu!" düşüncesine sürüklenirdim. yani konunun bu kısmında sek'in haklı olduğunu düşünüyorum.
başlık sabitlenmemesi olayına ise diğer başlık altında yazmıştım yorumlarımı. burada tekrarlamaya gerek yok.
kuzguncuktaki vişne'ye katılıyorum ve bu durum nedeniyle iki tarafın da üzüldüğünü düşünüyorum. eğer karşılıklı olarak bir kötü niyet yoksa (ki ben olduğunu sanmıyorum) çözülmeyecek bir problem değil sanırım bu.
ve bana göre, sek haklı olsa da sonuç şu: "eğer ortada çok uzun süren bir anlaşmazlık varsa, iki taraf da haksızdır" diye bir söz var. önümüzdeki saatler yahut günler içerisinde bu konu iki tarafı da memnun edecek şekilde çözülürse herkesin iyi niyetinden emin olacağız. yok eğer bu olay böyle uzayıp gider ve bu program bir daha yayına alınmazsa, en iyi ihtimalle en az tek tarafın, en kötü ihtimalle iki tarafın da burnundan kıl aldırmadığını, geri adım atmadığını ve uzlaşma yoluna gitmediğini anlamış olacağız ki, bu da uzun vadede 2 tarafı da haksız konuma düşürebilir bence.
***
özet geç diyenler için; olayın bu hale gelmesinden tarafları geçtim, dinleyiciler bile memnun olmadığına göre, işin tatlıya bağlanması gerektiğini düşünüyorum. sözlük için bir şeyler yapılmak isteniyorsa, bu tür durumlarda uzlaşmak da bunun bir gereğidir. kimseyi böyle şeyler için kırmamak, küstürmemek taraftarıyım.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
korona olan karşı komşumuza sokaktan geçen herkesin geçmiş olsun dilekleri ve onun maskeyle pencereden sağ olun sağ olun demesi. odamızın karşılıklı olması sonucunda da arada sırada konuşmamız. tatlı bir birlik beraberliği anımsatır bana.
devamını gör...
dünyanın en muhteşem üçlüleri
devamını gör...
eyluling ile youtube röportajı
tanışmaktan memnun olduğum röportaj oldu. ben de anonimliğin baki kalmasından yanayım. hatta linke girerken herhangi sabit bir görüntünün olduğu sadece sesi duyacağımız röportaj bekliyordum. nedense hiç görüntü vereceklerini düşünmedim. *
bir de şunu söylemek istiyorum. ben sözlükte herkesin kendini gayet rahat (hatta beni rahatsız eden konular olmasına rağmen) ifade ettiğini görüyorum. ama sürekli memnuniyetsiz bir kitle var. bu insanlar bir sözlükten ne bekliyor gerçekten anlamıyorum. *
moderasyon ekibine memnuniyetsizlikler, iğneli başlıklar vs. oluyor. ben yazıp, okuyup çıkıyorum. ilk geldiğim dönemdeki karşılama durumu hariç modlarla bir bağım etkileşimler harici olmadı. niye sürekli bu insanları dürtükleme, bir şeyler yaptırtma, neden öyle, niye böyle değil çılgınlığı var anlamıyorum.
gereksiz isyan geliyor bana, neyse..
emek verilmiş, zaman ayırılmış. teşekkürler, güzel röportaj.
bir de şunu söylemek istiyorum. ben sözlükte herkesin kendini gayet rahat (hatta beni rahatsız eden konular olmasına rağmen) ifade ettiğini görüyorum. ama sürekli memnuniyetsiz bir kitle var. bu insanlar bir sözlükten ne bekliyor gerçekten anlamıyorum. *
moderasyon ekibine memnuniyetsizlikler, iğneli başlıklar vs. oluyor. ben yazıp, okuyup çıkıyorum. ilk geldiğim dönemdeki karşılama durumu hariç modlarla bir bağım etkileşimler harici olmadı. niye sürekli bu insanları dürtükleme, bir şeyler yaptırtma, neden öyle, niye böyle değil çılgınlığı var anlamıyorum.
gereksiz isyan geliyor bana, neyse..
emek verilmiş, zaman ayırılmış. teşekkürler, güzel röportaj.
devamını gör...
terapi niteliğindeki alışkanlıklar
çay + künefe.
devamını gör...
havuzlamak
geminin karinasının bakımı, onarımı, temizliği ve boyanması amacıyla kuru ya da yüzer havuza girişini sağlama işidir.
devamını gör...
jonathanlivingston (yazar)
aklıma amerikan pastası isimli filmde ki kurgusal karakter "jim levenstein" i getiren yazar. günün ünlüsü olmuş, tebrik ederim.
devamını gör...
foo
mutlu kal sözlük ben umutsuz vaka.
devamını gör...
olası bir nükleer savaştan sağ çıkma rehberi
işbu tanım, olası bir nükleer saldırıdan muhtemel korunma yollarını içeren tanımdır. ara ara yıldızlara eğlenceli olsun diye kendi yorumlarımı katmaya çalıştım. hadi gelin göz atalım..*
nükleer savaş başlığı ya bir füzenin ucuna takılarak ya da uçaktan bomba olarak atılır. nükleer başlığın bir füzenin ucuna takıldığını varsayalım. füzenin rampadan ayrılıp hedefe varma süresi yaklaşık 16 dakika. füze yola çıkar çıkmaz, nato'nun radarları tarafından tipi, yönü ve olası hedefi ilk 4 dakikada belirlenmiş olacak. türkiye olarak biz de nato'da olduğumuzdan bunu bilebileceğiz. ama devlet bilecek değil mi? peki biz, yani sıradan halk.. biz ne yapacağız? işbu tanım bunun için girilmektedir.*
füze yola çıktıktan 4 dk sonra devletin haberi oluyor dedik. geriye kaldı 12 dk. bu 12 dk içerisinde acil durum otomasyon sistemi devreye giriyor ve tüm televizyon ve radyo sistemleri halka haber veriyor. sığınaklara gidin.! ve sirenler çalmaya başlıyor.* tabi eğer tüm bu yayınları gördüysek, hiç görmeyenlere göre biraz daha şanslı sayıldığımızı söyleyebiliriz.*
bu durumda ne yapacağız, çok kısaca bahsedelim.
1. gidecek yerinizi şimdiden kafanızda belirleyin. bir sığınak* belirleyin kendinize. bu sizi patlamadan, ısıdan ve radyasyondan kısmen de olsa koruyacak bir yer olmalı.*
2. aileniz ya da dostlarınız sığınağa inerken siz de evde yemek ve içmek niyetine ne varsa bir poşete doldurmaya başlıyorsunuz. çünkü muhtemelen o sığınakta haftalarca kalacaksınız. burada önemli nokta size enerji verecek besinlerin olması. snickers öneriliyor bu konuda. küçüktür ama işlevi büyüktür.* özellikle konserve ve kapalı yiyecekler olması, radyoaktif tozdan korunmak için önemli.
3. iletişim şebekeleri patlayacağından bir radyonuz olsa fena olmaz. ayrıca ışık sağlayan bir el lambası oldukça önemli. eh biraz da pil doğal olarak.
4. evde değilseniz ne yapacaksınız? bulabildiğimiz su kanalı, kanalizasyon gibi koruyucu kapalı alan bulup sığınacağız artık. açık alanda kalmamaya çalışmalıyız.
5. saklandık. 12 dk sonra önce gözleri kör eden beyaz bir ışık gelecek. gama ışığı bombardımanına maruz kaldık. hadi hayırlısı. bu bomba patladı anlamına geliyor. gözlerimizi kapatıyoruz ve ışığa bakmıyoruz. *
6. peki bomba sizin ne kadar uzağınızda patladı? sayıyoruz efendim. örneğin; ışığın başlamasından sonra patlamanın sesi 24 saniyede geldiyse bombanın düştüğü yere 8km uzakta oluyoruz. sonrası şu şekilde hesaplanmış: her 24 saniyede bir 8 km uzakta patlamış oluyor bomba. 47 saniye sürdüyse 16 km uzakta yani.
eğer ölmediysek, patlama yerini de kafamızda az buçuk belirledik. muhtemelen önemli bir askeri üsse atıldı bomba.
7. patlama yerine 8 km'den uzaksak eh bir miktar hayatta kalma şansımız var. ışık ve blast dalgaları saklandığımız yerden bile üzerimizden geçecek. ortam radyasyon kaynamaya başladı.* ağmızı, yüzümüzü, açıkta kalan tüm vücudumuzu kapamamız gerek. etraf radyoaktif toz ve toprak kaynıyor. bunları solumamız, bunların cildimize yapışması büyük tehdit. su ve sabunun radyoaktif maddeleri temizleme gibi bir özelliği varmış. her yerimizi yıkıyoruz. ayrıca sığınağa hava girişlerini kapadık, ne dedik radyoaktif tozdan kaçmamız lazım.
8. su ve yiyecek malumunuz sınırlı. etrafımızda güvenilir insanlar olması çok önemli. çünkü ileride kan çıkabilir. ortamı bozan ortamdan uzaklaştırılır.* hayatta kalmaya çalışıyoruz sonuçta. su için hayatta kalma minimum miktarı 10 günlük 3 litre'dir.
9. arabamız varsa çalıştığını kontrol etmemiz lazım, ivedilikle. ölene kadar sığınakta kalamayız. ülkenin güvenli yerlerine bir şekilde kaçmamız gerekecek. bombanın ağırlığına göre güvenlik mesafesi değişiyor. örneğin; 1 megatonluk bir bombanın tam güvenlik çapı 450-500 km kadar. ona göre. ama her yer trafik, her yer cehennem gibi olmuş. yapacak bir şey yok. hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapacağız. muhtemelen devlet, bu durumda halkı bir şekilde yönlendirecek personeli belirlemiştir.
10. araba yok diyelim. 2 hafta sığınakta kalmamız lazım. rasyasyondan korunmak en önemlisi. zaten onunda enerjisi zaman geçtikçe azalacak. ama azalan başka şeyler de var. su, yiyecek, sabır.. ha bir de nereye tuvalet yapacağız?* tabi ki tavalete gidemiyoruz. çöp torbası çok önemli bu yüzden. torbaya yapıp ağzını sıkıca kapatıp en köşede bir yerde onu tutmamız lazım.
11. evimize çıkıp kalan yiyecekleri almamız gerekebilir. elektrik olmadığı için dolaptaki şeyler muhtemelen bozuldu. o yüzden konserve falan ne bulursak almamız gerekiyor. belki muz olabilir. kalın kabuklu yiyecekler yani. yukarı çıkarken iyice kapanıp çıkacağız ve süremiz sadece 1 dk.*
sonrası sabırla beklemek. akıl sağlığını korumak da önemli. güçlü olmak bizim elimizde. umarım böyle bir şey hiçbir zaman yaşamayız ama jeopolitik olarak ilginç bir ülkede yaşıyoruz. bazı hayatta kalma durumlarına biraz aşina olmamız gerekiyor.
işbu tanım, buradan esinlenerek ve kaynakça olarak kullanılarak, olabildiğince özetlenerek yazılmıştır.
nükleer savaş başlığı ya bir füzenin ucuna takılarak ya da uçaktan bomba olarak atılır. nükleer başlığın bir füzenin ucuna takıldığını varsayalım. füzenin rampadan ayrılıp hedefe varma süresi yaklaşık 16 dakika. füze yola çıkar çıkmaz, nato'nun radarları tarafından tipi, yönü ve olası hedefi ilk 4 dakikada belirlenmiş olacak. türkiye olarak biz de nato'da olduğumuzdan bunu bilebileceğiz. ama devlet bilecek değil mi? peki biz, yani sıradan halk.. biz ne yapacağız? işbu tanım bunun için girilmektedir.*
füze yola çıktıktan 4 dk sonra devletin haberi oluyor dedik. geriye kaldı 12 dk. bu 12 dk içerisinde acil durum otomasyon sistemi devreye giriyor ve tüm televizyon ve radyo sistemleri halka haber veriyor. sığınaklara gidin.! ve sirenler çalmaya başlıyor.* tabi eğer tüm bu yayınları gördüysek, hiç görmeyenlere göre biraz daha şanslı sayıldığımızı söyleyebiliriz.*
bu durumda ne yapacağız, çok kısaca bahsedelim.
1. gidecek yerinizi şimdiden kafanızda belirleyin. bir sığınak* belirleyin kendinize. bu sizi patlamadan, ısıdan ve radyasyondan kısmen de olsa koruyacak bir yer olmalı.*
2. aileniz ya da dostlarınız sığınağa inerken siz de evde yemek ve içmek niyetine ne varsa bir poşete doldurmaya başlıyorsunuz. çünkü muhtemelen o sığınakta haftalarca kalacaksınız. burada önemli nokta size enerji verecek besinlerin olması. snickers öneriliyor bu konuda. küçüktür ama işlevi büyüktür.* özellikle konserve ve kapalı yiyecekler olması, radyoaktif tozdan korunmak için önemli.
3. iletişim şebekeleri patlayacağından bir radyonuz olsa fena olmaz. ayrıca ışık sağlayan bir el lambası oldukça önemli. eh biraz da pil doğal olarak.
4. evde değilseniz ne yapacaksınız? bulabildiğimiz su kanalı, kanalizasyon gibi koruyucu kapalı alan bulup sığınacağız artık. açık alanda kalmamaya çalışmalıyız.
5. saklandık. 12 dk sonra önce gözleri kör eden beyaz bir ışık gelecek. gama ışığı bombardımanına maruz kaldık. hadi hayırlısı. bu bomba patladı anlamına geliyor. gözlerimizi kapatıyoruz ve ışığa bakmıyoruz. *
6. peki bomba sizin ne kadar uzağınızda patladı? sayıyoruz efendim. örneğin; ışığın başlamasından sonra patlamanın sesi 24 saniyede geldiyse bombanın düştüğü yere 8km uzakta oluyoruz. sonrası şu şekilde hesaplanmış: her 24 saniyede bir 8 km uzakta patlamış oluyor bomba. 47 saniye sürdüyse 16 km uzakta yani.
eğer ölmediysek, patlama yerini de kafamızda az buçuk belirledik. muhtemelen önemli bir askeri üsse atıldı bomba.
7. patlama yerine 8 km'den uzaksak eh bir miktar hayatta kalma şansımız var. ışık ve blast dalgaları saklandığımız yerden bile üzerimizden geçecek. ortam radyasyon kaynamaya başladı.* ağmızı, yüzümüzü, açıkta kalan tüm vücudumuzu kapamamız gerek. etraf radyoaktif toz ve toprak kaynıyor. bunları solumamız, bunların cildimize yapışması büyük tehdit. su ve sabunun radyoaktif maddeleri temizleme gibi bir özelliği varmış. her yerimizi yıkıyoruz. ayrıca sığınağa hava girişlerini kapadık, ne dedik radyoaktif tozdan kaçmamız lazım.
8. su ve yiyecek malumunuz sınırlı. etrafımızda güvenilir insanlar olması çok önemli. çünkü ileride kan çıkabilir. ortamı bozan ortamdan uzaklaştırılır.* hayatta kalmaya çalışıyoruz sonuçta. su için hayatta kalma minimum miktarı 10 günlük 3 litre'dir.
9. arabamız varsa çalıştığını kontrol etmemiz lazım, ivedilikle. ölene kadar sığınakta kalamayız. ülkenin güvenli yerlerine bir şekilde kaçmamız gerekecek. bombanın ağırlığına göre güvenlik mesafesi değişiyor. örneğin; 1 megatonluk bir bombanın tam güvenlik çapı 450-500 km kadar. ona göre. ama her yer trafik, her yer cehennem gibi olmuş. yapacak bir şey yok. hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapacağız. muhtemelen devlet, bu durumda halkı bir şekilde yönlendirecek personeli belirlemiştir.
10. araba yok diyelim. 2 hafta sığınakta kalmamız lazım. rasyasyondan korunmak en önemlisi. zaten onunda enerjisi zaman geçtikçe azalacak. ama azalan başka şeyler de var. su, yiyecek, sabır.. ha bir de nereye tuvalet yapacağız?* tabi ki tavalete gidemiyoruz. çöp torbası çok önemli bu yüzden. torbaya yapıp ağzını sıkıca kapatıp en köşede bir yerde onu tutmamız lazım.
11. evimize çıkıp kalan yiyecekleri almamız gerekebilir. elektrik olmadığı için dolaptaki şeyler muhtemelen bozuldu. o yüzden konserve falan ne bulursak almamız gerekiyor. belki muz olabilir. kalın kabuklu yiyecekler yani. yukarı çıkarken iyice kapanıp çıkacağız ve süremiz sadece 1 dk.*
sonrası sabırla beklemek. akıl sağlığını korumak da önemli. güçlü olmak bizim elimizde. umarım böyle bir şey hiçbir zaman yaşamayız ama jeopolitik olarak ilginç bir ülkede yaşıyoruz. bazı hayatta kalma durumlarına biraz aşina olmamız gerekiyor.
işbu tanım, buradan esinlenerek ve kaynakça olarak kullanılarak, olabildiğince özetlenerek yazılmıştır.
devamını gör...
diyanet'in allah yerine tanrı denilmesini onaylaması
babamla geçen gün bu yüzden kavga ettik. tanrı demenin chp işi olduğunu iddia ediyor akpli yaşlı tayfa. valla ben bu zihniyetten bıktım açıkçası. akpli baba çok zor. bu arada tanrı kelimesinin etimolojik olarak tengir- fiilinden geldiği düşünülüyor. tengir- yani döndür-. dünyayı döndüren manasında da tanrıya evrildiğini düşünüyoruz. türkçe'ye hayranım ben ya, şu kelimelerin kökenini, mantığını bilip sevmemek elde değil. ben tanrı diyorum valla. bence çok güzel kelime.
devamını gör...
ensest ilişki yaşama özgürlüğü
hem sağlık hem de ahlaki açıdan yapılmaması gerekendir. yapılmasına da izin verilmemeli ve hukuki olarak cezai yaptırımlar olmalı.
devamını gör...
bir kadının en çok hoşuna giden jest
5 dakika sesini duymak için aradım,
5 dakika seni görmeye geldim,
bunu görünce aklıma sen geldin o yüzden bunu sana aldım....
aslında öyle pahalı aman aman hediyeler sürprizler jestler beklemiyoruz. küçücük şeylerle dünyalar bizim oluyor farkında değilsiniz.
en büyük jestler; düşünülerek yapılan ufak ama anlamlı şeyler
5 dakika seni görmeye geldim,
bunu görünce aklıma sen geldin o yüzden bunu sana aldım....
aslında öyle pahalı aman aman hediyeler sürprizler jestler beklemiyoruz. küçücük şeylerle dünyalar bizim oluyor farkında değilsiniz.
en büyük jestler; düşünülerek yapılan ufak ama anlamlı şeyler
devamını gör...
denemeler
''tabiatın insanlara en adilce dağıttığı nimet akıldır derler, çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir. nasıl olsun? aklını beğenmemesi için aklından ötesini görebilmesi lazım.''
devamını gör...
mutfakta sinir eden durumlar
biraz sakarsanız malzemeyi koyayım derken elinizden kayıp yere düşmesi, bütün tadınızın kaçmasıyla birlikte yeri temizlemek zorunda kalmak.
devamını gör...