kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yanlış yere atılmaması gereken şeydir.mazallah aile bireylerinden birine falan gider,rezillik ve bir ömür geyik malzemesi olursunuz..
devamını gör...

sabah saat 5,6 güneş yeni doğuyor, gece yağmur yağmış ve sen kulağında kulaklıkla yürüyorsun...
başka bir şey demiyorum dostlar.
devamını gör...

ne kadar olumlu olursanız olun, ne kadar uğraşırsanız uğraşın bir türlü istediklerinize ulaşamamak. özellikle de bu istedikleriniz çok basit ve diğer insanların kolayca ulaşabildiği şeylerse. insana 'neden' sorusunu sordurur, 'acaba bende mi bir sorun var' diye düşündürür. aslında yıllarca umudunuzu buna rağmen kaybetmezsiniz, hayallerinize tutunursunuz. ama sonra artık yorgunluğa dayanamayıp gerçeği kabullenirsiniz, nedeni ne olursa olsun istediğiniz şeye ya da şeylere ulaşmanız mümkün değildir. sonra da ya mecburiyetten, ya da yapacak başka bir şey bulamadığınız için bir şeylerle uğraşmaya devam edersiniz ama artık ne umudunuz ne de inancınız kalmıştır.
ve o noktadan sonra da hiçbir şey sizin umudunuzu ve inancınızı geri getiremez. düşünmemeye çalışarak, biraz da tatsız tuzsuz yaşamaya devam edersiniz.
devamını gör...


nasa’nın mars’a gönderdiği perseverance keşif aracı ile gezegene gönderilen moxıe adlı cihaz ile mars atmosferinde yüzde 95 oranında bulunan karbondioksit moleküllerinden oksijen atomlarını ayırmak için yüksek ısıdan faydalanılan elektroliz yöntemi ile saf oksijen üretmeyi başardı. üretilen miktarın bir astronotun uzayda 10 dakika geçirebilmesi için yeterli olduğu belirtilirken, söz konusu başarı farklı bir gezegende insan kullanımı için doğal kaynak elde edilen ilk girişim oldu.
link
biz hala kereviz tartışalım. *
devamını gör...

şu zihniyete bakın. işine gelmeyen, kendi gibi olmayan insanı direkt vatan haini ilan etmek bir tek bu ülkede olsa gerek. inancım yok, vatan haini miyim bence hayır çünkü gerek kendim gerek yaşadığım ülke gerek de bu dünya için güzel ve yararlı şeyler yapmaya çalışıyorum. savaşı desteklemiyor olmam veya bu ülke uğruna can vermiyorum diye hain mi oldum şimdi? nazım hikmet'in dediği gibi eğer bu yaptıklarım vatan hainliği ise ben vatan hainiyim.
devamını gör...

parmak ucunda karıncalanmayla başlayan tüm koluma yayılan nörolojik rahatsızlık.hayat standardını düşürür.öldürmez,bunaltır.aylarca mücadele ettim,daha iyiyim.tamamen geçmeyen,ara ara yoklayan hastalık.
devamını gör...

psikolojik sorunla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. insanların bazı öncelikleri vardır veyahut yetiştirilme tarzı burada önemli rol oynar. disiplinli bir ailede yetiştiyse çocuk sevgilinin çok sonraları olması gerektiği ile büyür. önceliklerinin derslerinin, okulunun, geleceği olduğunu düşünür. haksız da sayılmaz.

hiç sevgilisi olmamış diye farklı gözlerle bakılmasını doğru bulmuyor, şaşılacak bir özellik olduğunu düşünmüyorum.
devamını gör...

içimizden gelen, gelmekte olan belki ruhumuzun inişi çıkışı belki hislerimizin karmaşası kim bilir? yazmak istediğimiz her neyse yazdığımız ince, gösterişsiz, sır saklayabilen defter.

insan neden korkar yalnızlıktan?
hele ki şu zamanda!
samimiyetsiz vıcık vıcık insan topluluklarını elinin tersiyle itmek ve kendi masum dünyanı inşa etmek neden bu kadar zor gelir?
ismi lazım değil sınırı bir adım geçmesine izin verdiğim bir insan türü bir gün bana 'duvarların var senin ve insanları kendi hayatına dahil etmiyorsun' demişti.
ne kadar kıymetli benim için o duvarlar ah bir bilseniz.
ve sınırı bir tık geçirdiğim her insandan sonra daha da güçlenen daha da genişleyen duvarları örmem ne muazzam keyifli anlatamam...
beni dahada güçlendiren, duygularımı soyutlatan, kendisinden uzaklaştırmakla kalmayıp arkasından gelecek tüm insanları daha farklı bir gözle süzmemi sağlayan tüm yol ayrımlarıma buradan çok teşekkür ediyorum. sizler olmasaydınız ben sahtelikler içinde debelenip duracaktım. sizler olmasaydınız ben pembe gözlüklerimi belki hiç çıkaramayacaktım. sizler olmasaydınız sevginin kutsallığını ve her önüne gelene aptalca dağıtılmaması gerektiğini hiç bir zaman öğrenemeyecektim. sizler olmasaydınız insandır hata yapar özüne bakmak lazım palavralarıyla kendimi belki ömrümün sonuna kadar uyutacak her fırsatta canımı acıtanları büyüklük bende kalsın egosuyla ve ezikliğiyle affedecek kendimi gıdım gıdım küçültecektim.
insan kendine yeter mi peki?
yetmiyorsa, yetemiyorsa sıkıntı var bilin bunu. sırf yalnız kalmamak için birilerini tutuyorsa hayatında en büyük kötülüğü en önce kendine yapıyordur. kendini yetiştirememişliğin cezası olarak başka bir kapasitesizi hayatına yük ediyordur. çok acı cümleler değil mi? malesef gerçek bu arkadaşlar!
kendinizi artık kandırmayı bırakın. şöyle bir bakın bakalim etrafınıza. kimi ne için tutuyorsunuz hayatınızda?
ve en acısıda aslında kim sizi ne için tutuyor hayatında?
bazen yol ayrımları iyidir.
değerlendirin anını yakaladığınızda...
devamını gör...

rte'nin 1 şubat 2021 tarihli konuşmasında değindiği bir nokta. ben tam anlamını bilmiyorum tabi ki ama galiba şahsım 30 yıl daha aday olabilir, yeni sarayların vergisini de halka yükleyebilir, halkı daha çok düdükleyebilir, bozulmamamış toprak kesilmemiş ağaç bırakmayabilir, holdinglerine daha çok ihale verebilir, alman malı mercedesleri bırakıp rolls royce alabilir, üniversiteleri kapatıp imam hatip ünileri açabilir, lgbt üyelerini yakabilir, muhalefet olanı asabilir gibi bir şey anladım. sorun bende herhalde o konuştukça farklı şeyler anlıyorum.
devamını gör...

aaa!*
burası nezih bir sözlük efendim, rica ediciğim yapmayın böyle şeyler.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aleyna tilki
alişan
demet akalın
ben fero
nihat doğan
killa hakan.
devamını gör...

f klavye

türkçeye en uygun klavye olan f klavye, [pek çok kişinin telaffuz ettiği gibi ef klavye değil, harflerin türkçe okunuş biçimine göre fe klavye] uzun çalışmalardan sonra daktilolarda en kolay, en hızlı ve hatasız yazmak amacıyla üretilmişti. zaten daktilo ile klavye arasında bir bağ kurulabilir yazım dizaynı olarak, üreticiler daha sonra daktilodaki bu dizaynı doğrudan klavyeye aktarmışlardır. türkçede çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harflerin “f klavye”de kolay ulaşılabilecek yerlere yerleştirildiğini, türkçedeki harflerin kullanılma oranları, ünlü-ünsüz ses ilişkileri, hece ve söz yapısı, parmakların kuvvet, yetenek ve işleklikleri göz önünde bulundurularak üretilen ‘f klavye’ bu özellikleri bakımından türkçeye uyduruk ‘q klavye’den çok daha uygundur.

q klavye

q klavye ya da qwerty, özellikle ingilizce konuşulan ülkelerde yaygın olarak kullanılan bilgisayar ve daktilo klavyesidir. bilindiği üzere q klavye ingilizce klavye türüdür. klavye üzerindeki harf yerleşimi ingilizce sisteme göre yapılmıştır. ülkemizde ingilizce konuşup yazmamamıza rağmen q klavye yaygınlaşmıştır. fakat f klavye ise tamamen türkçe bir klavyedir. harf yerleşimi, harf karakterleri ve klavye dizaynı türkçeye göre yapılmıştır. q klavye ile f klavyeyi de birbirinden ayıran en büyük özellik budur.
devamını gör...

bu fotoğrafı xiaomi redmi 5 plus telefonum ile çekmiştim. o zaman bir fotoğraf paylaşma sosyal medya sitesinde paylaşmıştım kendileri de sevmiş ve twitter hesaplarına paylaşmışlardı. bu nedenle inanmayıp tersine görsel arama yapacak olanlar varsa google da çıkan görsel de bana ait. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ortalama 6-7 dilde sallayarak konuşabilirim. yusuf güney misali.
devamını gör...

alexandre dumas tarafından kaleme alınan siyah lale tarihi bir roman niteliği taşımaktadır. " romanın orijinali , paris'de baudry tarafından tarafından 1850 yılında üç bölüm şeklinde la tulipe noire "adı altında yayınlanmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

romanın kahramanı olan cornelius van baerle'nin babası tüccardı. babası yaşadığı hastalıklar ve yaşlılık sebebiyle ölüm döşeğindeydi. ölüm döşeğine oğluna " mutlu ol, her zaman mutlu olacağın işlerde çalış benim gibi tüccarlık yapmaya kalkışma" diye vasiyet etmişti.
yaşadığı yerde mutlu olan van baerle kısa bir zaman sonra sıkılır ve kendisine uğraş edinmek için büyük bahçeli bir eve taşınarak lale yetiştirmeye koyulur. cornelius kısa zamanda 3 farklı tür lale yetiştirmekte usta olmuştu. yetiştirdiği lalelerle insanları etkiliyordu.
dönemin kralı laleleri çok sevdiği için siyah lale yetiştirene 100.000 altın verecekti. cornelius katıldığı bu yarışmayı kazanmak için gecesini gündüzüne katarak çalışıyordu. cornelius'un komşusu ısaac cornelius'un çalışmalarını görünce oda yarışmaya katılmaya karar verir. ne kadar uğraşsa da asla siyah lale yetiştiremez bundan dolayı cornelius'u kıskanır. ilerki zamanlarda isaac cornelius'un yetiştirdiği siyah laleyi almak için bir plan kurarak hapse attırır. cornelius hapishanede tanıştığı rosa ile arkadaş olur ilerki zamanlarda rosa'ya aşık olur. rosa'ya güvenen cornelius ona siyah laleden bahseder. ve ona lale tohumlarını almak konusunda yardım ister.
rosa'ın büyük uğraşları ile laleyi yetiştirirler. bunları kendine yediremeyen isaac bir plan kurarak laleyi alır ve krala götürür. bunu anlayan rosa hemen atına binerek kralın yanına gider ve olan biten her şeyi anlatır.
kral rosa'yı anlar ve cornelius'u hapishaneden çıkartarak büyük ödülü onlara verir. birbirlerine aşık olan cornelius ve rosa evlenirler ve mutlu mesut yaşarlar.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zeki müren de bizi görecek mi?
devamını gör...

susup yemek yemem*
devamını gör...

ankara devlet tiyatrosu tarafından ilk kez 2013-2014 sezonunda sahnelenen, başrolünde erdinç doğan'ın harikalar yarattığı tek kişilik dev bir oyun. sahnede izlemesi başka güzeldi elbette ya, bu akşam evde izlemeyi de dört gözle bekletir insana. çok özlediğimiz sahnelere birazcık da olsa erişebilmek belki mümkün olur diye.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim