küçük prens
aklıma hep tek bir alıntıyı getiren kitap.
her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. insanın gelenekleri olmalıdır.
her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. insanın gelenekleri olmalıdır.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
ben yine bu adama takıldım ya, ne oluyor bana? aşk maşk da yok... hayrolsun... en son on birinci sınıfta falan dinlemiştim herhalde. neyse. istediğim bölüme yerleşmenin mutluluğu başımı döndürdü herhal.
"bu fırtına dinmek bilmez mi, bir öpüşsek her şey geçmez mi?"
devamını gör...
kar körlüğü
askerliğimi kar kalkmayan geniş arazili bir yerde yaptığımdan azıcık da olsa tecrübe ettim. açık alanda geçirdiğim zamandan sonra kapalı alana girdiğimde ilk başta görüşüm çok zayıf oluyor, zamanla normale dönüyordu. bir çok kişi vardı bunu söyleyen. ben güneş kırıcı gözlük takmaya başladım ne olur ne olmaz. hasar alan veya kör olan görmedim.
devamını gör...
laplace'ın şeytanı teorisi
adam fawer'in olasılıksız isimli kitabında uzunca anlatılan teori.hatta kitabın ana karakteri,kendini yakalamak isteyen bilim adamlarınca laplace'ın şeytanı olarak nitelendiriliyordu.
devamını gör...
kendi saçını kesmek
daha bikaç yıldır gittiğim kuaföre güvenemezken kendi saçımı kesmek mi? henüz o kadar delirmedim diye düşünüyorum açıkçası sanırım asla yapamayacağım şeylerden birisi bu* .
devamını gör...
zamanın eskitemediği şeyler
yaşanamamışlıkların keşkeleri, çıkarsız ve saf sevgiler bir de gerçek dostluklar der, anketimide doldururum.
devamını gör...
freddie mercury'nin vokal başarısızlığı
taş olursun taş.
devamını gör...
favbuddy
dm'den iletişim kurmaksızın en üstten 3-5 arası entryi favlayarak ilk ışığı yaktığınız müessesedir. *
devamını gör...
teselli kılığına girmiş boş laflar
hakkında hayırlısı.
devamını gör...
kazıklı maria
çoğu düşüncesini kendi düşüncelerime benzettiğim ve sinir olduğum konularda konuşurken içimin yağlarını eriten şahane youtuber. ayrıca bu sözlüğü keşfetmemi sağladığı için kendisine teşekkür ediyorum.
devamını gör...
şeyma subaşı'nın kitabı için kesilen ağaçlar
böyle zırvaları alıp okuyan bir kesim olduğu müddetçe yapılacak hiçbir şey yok. sadece şeyma kitabına kötü, berbat denildi de ne oldu? gayet de güzel satıldı kitap. e herkes kitabı bu kadar kötü buluyorsa kimler, neden alıyor anlamak gerçekten mümkün değil.
devamını gör...
zor zamanlarını tek başına atlatan insan
bazen kendi tercihi değildir. yapısı budur.
belki de laneti...
mutluluğunu paylaşma hususunda mâhirdir, zorluğu ve sıkıntıyı ise ruhunun en dibine hapseder. belki yanlış yerde, yanlış zamanda bulur onu zorluk, paylaşamaz.yahut paylaşmakla değeri artan mutluluk olgusunun aksine, yansıttıkça benliğini âcz içinde ve değersiz hissettiren muvakkat bir mevcudiyet olarak görür zorluğu.
akıl almaktan nefret eder bir yapısı bile olsa,köpeğin kemik aradığı gibi kendisine akıl verebilecek bir insan arar da bazen bulamaz, bulsa isteyemez. çünkü zor olanı seçen bizatihi kendisidir.
ağlayacaksan oynamayalım...
oyunu kendisi istemiştir, ağlamayacaktır. ve ağlamadan bitirir oyunu, bilmem kaç bin damla gözyaşını göğüs kafesine sıkıştırıp. belki bundan sebep , paylaşırken bile bir mutlu ânı durulur birden, ruhu dalar gider çetin dalgalı mazi okyanusuna.
göğsünde , kendi kendine tedavi ettiği irili ufaklı onca kurşun yarasına karşın madalya da alamamıştır. hoş; madalya, şilt beratı, taltifnâme bekleseydi, devlet memuru olurdu zaten.
güçlü olduğu tartışmaya açık olup, yorgun olduğu muhakkak olan insan.
belki de laneti...
mutluluğunu paylaşma hususunda mâhirdir, zorluğu ve sıkıntıyı ise ruhunun en dibine hapseder. belki yanlış yerde, yanlış zamanda bulur onu zorluk, paylaşamaz.yahut paylaşmakla değeri artan mutluluk olgusunun aksine, yansıttıkça benliğini âcz içinde ve değersiz hissettiren muvakkat bir mevcudiyet olarak görür zorluğu.
akıl almaktan nefret eder bir yapısı bile olsa,köpeğin kemik aradığı gibi kendisine akıl verebilecek bir insan arar da bazen bulamaz, bulsa isteyemez. çünkü zor olanı seçen bizatihi kendisidir.
ağlayacaksan oynamayalım...
oyunu kendisi istemiştir, ağlamayacaktır. ve ağlamadan bitirir oyunu, bilmem kaç bin damla gözyaşını göğüs kafesine sıkıştırıp. belki bundan sebep , paylaşırken bile bir mutlu ânı durulur birden, ruhu dalar gider çetin dalgalı mazi okyanusuna.
göğsünde , kendi kendine tedavi ettiği irili ufaklı onca kurşun yarasına karşın madalya da alamamıştır. hoş; madalya, şilt beratı, taltifnâme bekleseydi, devlet memuru olurdu zaten.
güçlü olduğu tartışmaya açık olup, yorgun olduğu muhakkak olan insan.
devamını gör...
radyoaktivite
çok büyük, yani kararsız atom çekirdeklerinin, ışıma yaparak parçalanması ve daha küçük atom çekirdeklerine dönüşmesi şeklinde ortaya çıkan çekirdek tepkimesi.
olay sonunda açığa çıkan enerjik parçacıklar, insan vücudu dahil birçok cismin içerisinden rahatlıkla geçer. enerjileri yüksek olduğundan, geçtikleri yerlerdeki atomlardan elektron koparabilirler. insan vücudunda da aynı etkiyi gösterdiklerinden hücre yapısını bozarak hücreyi mutasyona uğratır ve kanserojen etki gösterirler.
olay sonunda açığa çıkan enerjik parçacıklar, insan vücudu dahil birçok cismin içerisinden rahatlıkla geçer. enerjileri yüksek olduğundan, geçtikleri yerlerdeki atomlardan elektron koparabilirler. insan vücudunda da aynı etkiyi gösterdiklerinden hücre yapısını bozarak hücreyi mutasyona uğratır ve kanserojen etki gösterirler.
devamını gör...
etc.
et cetera, çoğunlukla etc. olarak kısaltılan (&c. ve &/c. arkaik kısaltmalarındandır) latince söz; "ve diğerleri" anlamındadır
devamını gör...
hayatını evden işe işten eve şeklinde yaşayan insan
size daima, çalışmanın bir lanet ve emeğinse kötü bir talih olduğu söylendi... fakat siz acı içindeyken doğumunuzu bir ıstırap,bedeninizi taşımayı alanınıza yazılmış bir lanet olarak adlandırıyorsanız, ben ancak şöyle yanıtlarım: orada yazılanları sadece ama sadece alınteriniz yıkayıp götürecektir... bir de size, hayatın bir karanlık olduğu söylendi ve siz de kendi bıkkınlığınızda ancak bıkmışların size söylediğini tekrarlarsınız.
halil cibran/ ermiş
halil cibran/ ermiş
devamını gör...
begonvil
sezen aksu şarkılarından biridir.
begonvil boy vermiştir şimdi
yasemen basmıştır bodrum'u
kokusu geldi rüzgârın
bir kelebek öptü boynumu…
tık tık
begonvil boy vermiştir şimdi
yasemen basmıştır bodrum'u
kokusu geldi rüzgârın
bir kelebek öptü boynumu…
tık tık
devamını gör...