taksicilerin aslında çok iyi birer geometrici olduğu gerçeği
şüphesiz gerçek olan durumdur.
hepsi birer pisagor, hepsi birer öklittir.
bildiğimiz üzere taksiciler taksimetre ne kadar yazarsa o kadar para talep etmektedir bizden.
taksimetrenin çok yazması için taksiciler gidilecek en uzun yolu saniyeler içerisinde kafalarında hesaplamak zorundadırlar.
bu hesaplamaları taaaa antik yunandan günümüze gelen geometrik bilgilerle yaparlar.
aklında gizli bir geometri tarikatıdır taksiciler.
işte bunu kanıtı;

işte görüyorsunuz taksi durağının üstünde kiril alfabesiyle bir metin yazmakta.
o metinde; "geometri bilmeyen giremez" yazıyor.
bugün yine bir mesleğin foyasını meydana çıkardık sonraki günler görüşmek üzere.
ayrıca bir önceki foyayı da buraya bırakıyorum;
(bkz: çaycıların aslında çok iyi birer fizikçi olduğu gerçeği)
hepsi birer pisagor, hepsi birer öklittir.
bildiğimiz üzere taksiciler taksimetre ne kadar yazarsa o kadar para talep etmektedir bizden.
taksimetrenin çok yazması için taksiciler gidilecek en uzun yolu saniyeler içerisinde kafalarında hesaplamak zorundadırlar.
bu hesaplamaları taaaa antik yunandan günümüze gelen geometrik bilgilerle yaparlar.
aklında gizli bir geometri tarikatıdır taksiciler.
işte bunu kanıtı;

işte görüyorsunuz taksi durağının üstünde kiril alfabesiyle bir metin yazmakta.
o metinde; "geometri bilmeyen giremez" yazıyor.
bugün yine bir mesleğin foyasını meydana çıkardık sonraki günler görüşmek üzere.
ayrıca bir önceki foyayı da buraya bırakıyorum;
(bkz: çaycıların aslında çok iyi birer fizikçi olduğu gerçeği)
devamını gör...
21. yüzyılda hala cahil kalmayı başarabilmek
cahil kalmak bilgiye ulaşmak değildir çünkü. bakış açısını değiştiremedikten sonra, düşünme yeteneklerini geliştiremedikten sonra kuru bilginin bir önemi yok ki.
devamını gör...
sosyal medyadan eşine mesaj atan genci bıçaklayan adam
kimsenin eşi kendi malı değildir. eşler bir bireydir ve özgürdür. istediği kişiyle konuşma hakkına sahiptir. birilerinden mesaj alması aldatacağı anlamına gelmez. aldatacağı varsa da birlikteliğiniz zaten uygun değildir demektir.
burada iyi olmuş diyenlerin hepsi suça yatkın kişilerdir. hatta sosyal medya kanunlarında bu tür yorum sahiplerinin ceza alması gerekebilir.
düşündüklerinizin sahibisinizdir ama söyledikleriniz ve/veya yazdıklarınız sizin sahibinizdir.
herkes özgürce düşünmeli ve yazmalı. ama şeriat devletinde yaşamıyoruz; en azından kağıt üzerinde.
ister aldatsın ister “namussuzluk” yapsın. bu kişinin şahsi kararıdır ve hukuk içinde cezası varsa bunu ancak mahkemeler değerlendirir. beyni gelişmemiş, okuduğunu anlama yeteceğine sahip olmayan, konuşmağı bilmeyen hayvanımsı yaratıklar değil.
burada iyi olmuş diyenlerin hepsi suça yatkın kişilerdir. hatta sosyal medya kanunlarında bu tür yorum sahiplerinin ceza alması gerekebilir.
düşündüklerinizin sahibisinizdir ama söyledikleriniz ve/veya yazdıklarınız sizin sahibinizdir.
herkes özgürce düşünmeli ve yazmalı. ama şeriat devletinde yaşamıyoruz; en azından kağıt üzerinde.
ister aldatsın ister “namussuzluk” yapsın. bu kişinin şahsi kararıdır ve hukuk içinde cezası varsa bunu ancak mahkemeler değerlendirir. beyni gelişmemiş, okuduğunu anlama yeteceğine sahip olmayan, konuşmağı bilmeyen hayvanımsı yaratıklar değil.
devamını gör...
içine ata ata çöp poşeti olmak
poşet doldu konteynır olduk.
devamını gör...
böyle giyinirsen bakarız diyen yaşlımsı
orada karşı çıkan insanları görünce mutlu oldum gerçekten. böyle aptal saptal konuşan insanımsılara ağızlarının payını vermek lazım.
devamını gör...
nişanlılığın üçüncü yılında evlilik isteyen nişanlı
aklından zoru olan acilen tedavi görmesi gereken nişanlıdır. 10 yıldan aşağı nişanlılığa nişanlılık mı denir. terbiyesizliğin anlamı yok.
devamını gör...
bu bahar aşka hazır
yılmaz erdoğan'ın;
"şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek" albümünden olan mükemmel şiir. bende çok özel bir yeri vardır bu şiirin.
şiir severler, kurban olayım dinleyin şunu:
bu bahar aşka hazır
şiiri de ekleyelim:
her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
ve kim neye erse bu geçişte
bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
seslerinde.....
ya yine boş koridor islaklığıysa ve beton efesi
bütün fakir çocukluklarda....
ama herşey sırasını beklerken
mukaddes bir kuytuda
senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
herhangi bir anne kadar kanguru
işte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
rüyayla gerçeğin arasında
hep iyinin aşkın tarafında
ve
değmediğim yerin kalmayıncaya
bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
bu bahar aşk için hazır
hazır vazgeçmeye
adının bile baş harflerinden
kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşundan
her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve
bahanesi bir yürek bir et
bir bedenin içine girmek!
hazır bu bahar
akılsız! bir yeşermenin şahane hasadına
hazır nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
unutma baharda çiçek olan
meyvedir yaza....
bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
her dem taze kalsa...
"şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek" albümünden olan mükemmel şiir. bende çok özel bir yeri vardır bu şiirin.
şiir severler, kurban olayım dinleyin şunu:
bu bahar aşka hazır
şiiri de ekleyelim:
her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
ve kim neye erse bu geçişte
bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
seslerinde.....
ya yine boş koridor islaklığıysa ve beton efesi
bütün fakir çocukluklarda....
ama herşey sırasını beklerken
mukaddes bir kuytuda
senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
herhangi bir anne kadar kanguru
işte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
rüyayla gerçeğin arasında
hep iyinin aşkın tarafında
ve
değmediğim yerin kalmayıncaya
bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
bu bahar aşk için hazır
hazır vazgeçmeye
adının bile baş harflerinden
kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşundan
her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve
bahanesi bir yürek bir et
bir bedenin içine girmek!
hazır bu bahar
akılsız! bir yeşermenin şahane hasadına
hazır nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
unutma baharda çiçek olan
meyvedir yaza....
bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
her dem taze kalsa...
devamını gör...
hint ingilizcesi
bir gün bir eğitim videosu izlemem gerekiyordu, bi de ne göreyim hintli bir arkadaş. sonrası malum, hiçbir şey anlamadım ve eğitimi kapattım.
devamını gör...
10 yıl önceki kendimize söylemek istediklerimiz
biraz rahat ol
herşeye heyecan yapma
insanları takma
hata yapmaktan korkma
girişken ol azıcık başımın belası...
herşeye heyecan yapma
insanları takma
hata yapmaktan korkma
girişken ol azıcık başımın belası...
devamını gör...
apollo
amerikan ulusal havacılık dairesi nasa tarafından gerçekleştirilen insanlı ay yolcuğu projesidir.
özellikle doğu bloku ile yaşanan soğuk savaş ve uzay yarışı, bu projenin gelişmesinde etkili olmuştur.
özellikle doğu bloku ile yaşanan soğuk savaş ve uzay yarışı, bu projenin gelişmesinde etkili olmuştur.
devamını gör...
euripides
armysuzy isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
mö 9. yüzyıl- ms 2. yüzyıl arasındaki yunan edebiyatının temsilcilerindendir.
tragedyalarında insanın kendi kendisiyle mücadelesini anlatmıştır.
bu tragedyalarda insanlar kendi tutkularıyla mücadele eder ve hep yenilgiye uğrar.
mö 9. yüzyıl- ms 2. yüzyıl arasındaki yunan edebiyatının temsilcilerindendir.
tragedyalarında insanın kendi kendisiyle mücadelesini anlatmıştır.
bu tragedyalarda insanlar kendi tutkularıyla mücadele eder ve hep yenilgiye uğrar.
devamını gör...
engelli biriyle evlenmemek
işin doğrusunu konuşmam lazım. öyle romantizmi bulaştırmayalım.
12 sene evli kaldığım sürece eşime hep iyi davrandım. her zaman onu mutlu etmeye gayret ettim. nitekim elimden geldiğince maddi manevi içinde bir şey kalmasın diye çabaladım.
ama engelli olduğumda, çalışmayı bırakıp emekli olduğumda beni terk etmek için gözünü bile kırpmadı.
12 sene evli kaldığım sürece eşime hep iyi davrandım. her zaman onu mutlu etmeye gayret ettim. nitekim elimden geldiğince maddi manevi içinde bir şey kalmasın diye çabaladım.
ama engelli olduğumda, çalışmayı bırakıp emekli olduğumda beni terk etmek için gözünü bile kırpmadı.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
sakar şakir başladı herhal.*
devamını gör...
öldüresiye dövülen ekşi sözlük yazarı
hikayeyi okudum..
darp raporlarını inceledim...
evet kavga olmuş.. temiz dayak yemişler...
ama hikayeyi anlatan arkadaşın anlattıklarına bakınca oradan sağ salim kurtulabilme imkanları yok.. aşırı abartılı geldi. anlattıkları ile aldıkları hasar tutmuyor.
olaylar anlattığı biçimde gelişse ve devam etseydi inanın ki o arkadaşların o mekandan sadece ölüsü çıkardı...
adamlar darp raporu alıp taburcu edilmişler. yine de bu olayın aydınlatılması gerekir.
gerekli cezaların verilmesi gerekir.
darp raporlarını inceledim...
evet kavga olmuş.. temiz dayak yemişler...
ama hikayeyi anlatan arkadaşın anlattıklarına bakınca oradan sağ salim kurtulabilme imkanları yok.. aşırı abartılı geldi. anlattıkları ile aldıkları hasar tutmuyor.
olaylar anlattığı biçimde gelişse ve devam etseydi inanın ki o arkadaşların o mekandan sadece ölüsü çıkardı...
adamlar darp raporu alıp taburcu edilmişler. yine de bu olayın aydınlatılması gerekir.
gerekli cezaların verilmesi gerekir.
devamını gör...
burma günleri
george orwell’ın 1934 yılında basılan romanı.
pek bilinen bir romanı olmasa da ingiliz sömürgesi altındaki hindistan’a ışık tutması ve yazarın gözünden o dönem yaşadıklarını görmemiz açısından değerli bir kitap. ingilizlerin ‘uygarlık’ getirdiğini söylediği hindistan’da , nasıl bir uygarlıktan bahsedildiğini gözler önüne seriyor.
bildiğimiz üzere, george orwell (gerçek ismiyle eric arthur ) hindistan doğumludur ve bir dönem hindistan’da (1922-1927) hindistan imparatorluk polisi olarak görev yapmıştır. oradaki anılarının bir kısmını bir idam kitabında açıklamıştım.
kitap şu anki ismi myanmar olan burma’da geçer( ingilizlerin birmanya diye adlandırdıkları yer aynı zamanda). kitabınızın kahramanı flory adlı bir ingiliz olup, bir kereste firmasında çalışıyor. yüzünde bulunan doğum lekesi, onu biraz çekingen,biraz sinirli yapmaktadır. sert ve asosyal görüntüsünün altında aslında şefkatli ve aşka muhtaç bir kalp yatar. ne hintlidir ne ingiliz. ingilizlerin yerli halka davranışlarını onaylamaması ve hintli olan doktor arkadaşı , onu biraz grup dışına iter. tesadüfen ingiliz bir kızı görünce aşık olur. kız, paris’te bir süre bulunmuş, o süre zarfında sanattan ve sanatçılardan nefret etmiş, hep zengin arkadaşlarına özenmiş, babası servetini kaybetmiş bir kızdır. yani onun hakkında iyi bir şey diyemeyeceğim,kısaca zengin koca bulma amacında olduğunu söyleyebilirim. ikisinin tanışması ve sonrasında yaşananlar; iftiralar, ihanetler kitabın ana unsurlarını oluşturuyor.
orwell’ın en çok kitap karakteri kurguladığı kitaptır diyebilirim( hayvan çiftliği gibi). o dönemin , hintli olup belli mevkide olanların kendilerini ingilizlere kabul ettirme gayeleri ve ingilizlerden çok yalan dolanla yüksek mevkiye gelen bu kişilerin kendi halkına uyguladığı zulüm, ingilizlerin yerli halkı aşağılamaları gerçekçi bir dille anlatılmış.
okunup ders alınacak romanlardan biri. sonu mu? orwell’ın kitaplarında ne zaman mutlu son olmuş*. kitabın arka kapağından alıntı ile bitireyim:
bizim bu ülkede bulunmamızın hırsızlık yapmaktan başka bir amacının olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? çok basit. memurlar burmalıları ezerken,işadamları da onların ceplerine dalıyorlar. eğer bu ülke ingilizlerin elinde olmasaydı, diyelim benim firmamın şimdiki gibi kereste sözleşmeleri yapabileceğini mi sanıyorsunuz? ya da başka kereste firmalarının veya petrol şirketlerinin ,madencilerin,çiftçi ve tüccarların? arkasında hükümet olmasa pirinç çemberi talihsiz çiftçiyi soyup soğana çevirmeye nasıl devam edebilirdi.
pek bilinen bir romanı olmasa da ingiliz sömürgesi altındaki hindistan’a ışık tutması ve yazarın gözünden o dönem yaşadıklarını görmemiz açısından değerli bir kitap. ingilizlerin ‘uygarlık’ getirdiğini söylediği hindistan’da , nasıl bir uygarlıktan bahsedildiğini gözler önüne seriyor.
bildiğimiz üzere, george orwell (gerçek ismiyle eric arthur ) hindistan doğumludur ve bir dönem hindistan’da (1922-1927) hindistan imparatorluk polisi olarak görev yapmıştır. oradaki anılarının bir kısmını bir idam kitabında açıklamıştım.
kitap şu anki ismi myanmar olan burma’da geçer( ingilizlerin birmanya diye adlandırdıkları yer aynı zamanda). kitabınızın kahramanı flory adlı bir ingiliz olup, bir kereste firmasında çalışıyor. yüzünde bulunan doğum lekesi, onu biraz çekingen,biraz sinirli yapmaktadır. sert ve asosyal görüntüsünün altında aslında şefkatli ve aşka muhtaç bir kalp yatar. ne hintlidir ne ingiliz. ingilizlerin yerli halka davranışlarını onaylamaması ve hintli olan doktor arkadaşı , onu biraz grup dışına iter. tesadüfen ingiliz bir kızı görünce aşık olur. kız, paris’te bir süre bulunmuş, o süre zarfında sanattan ve sanatçılardan nefret etmiş, hep zengin arkadaşlarına özenmiş, babası servetini kaybetmiş bir kızdır. yani onun hakkında iyi bir şey diyemeyeceğim,kısaca zengin koca bulma amacında olduğunu söyleyebilirim. ikisinin tanışması ve sonrasında yaşananlar; iftiralar, ihanetler kitabın ana unsurlarını oluşturuyor.
orwell’ın en çok kitap karakteri kurguladığı kitaptır diyebilirim( hayvan çiftliği gibi). o dönemin , hintli olup belli mevkide olanların kendilerini ingilizlere kabul ettirme gayeleri ve ingilizlerden çok yalan dolanla yüksek mevkiye gelen bu kişilerin kendi halkına uyguladığı zulüm, ingilizlerin yerli halkı aşağılamaları gerçekçi bir dille anlatılmış.
okunup ders alınacak romanlardan biri. sonu mu? orwell’ın kitaplarında ne zaman mutlu son olmuş*. kitabın arka kapağından alıntı ile bitireyim:
bizim bu ülkede bulunmamızın hırsızlık yapmaktan başka bir amacının olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? çok basit. memurlar burmalıları ezerken,işadamları da onların ceplerine dalıyorlar. eğer bu ülke ingilizlerin elinde olmasaydı, diyelim benim firmamın şimdiki gibi kereste sözleşmeleri yapabileceğini mi sanıyorsunuz? ya da başka kereste firmalarının veya petrol şirketlerinin ,madencilerin,çiftçi ve tüccarların? arkasında hükümet olmasa pirinç çemberi talihsiz çiftçiyi soyup soğana çevirmeye nasıl devam edebilirdi.
devamını gör...
bilim içerikli tanım girenleri engellemek
benim bu. bilim, sanat, felsefe, tarih, din görünce hepsini engelliyorum. yazıyı okumaya başlarım bir şey öğrenecek gibi olunca anında yarıda keser hemen yazarı da engellerim. zorla kültürlenmek zorunda miyim kardeşim ben hı? istersem yutubda da aynisindan vardir yani. burasi yutup mu? hem sözlük burası adı üstünde goy goy için yağni*.
devamını gör...
bir kadınla bir erkeği birbirine yakınlaştıran şey
onla geçirilen zaman ve kafaların uyuşması
devamını gör...
kuran kursu sapıklığının son sürat devam etmesi
başta çocuklar olmak üzere istismar vakalarının tümünde şikayet esasının kalkması ve şikayet olmadığı takdirde de otomatikman ve hiç vakit kaybetmeden kamu davası açılması gerekmektedir. hatta gerekli görüldüğü takdirde çocuk ailenin elinden de alınabilir. biliyorum radikal gelecek çoğumuza ama çocuğu istismara maruz kaldığı halde bile sesini çıkarmayacak kadar şerefsiz ve korkak insanlar çocuk yetiştirmemeli.*
çocuklarda yukarıda bahsettiğim üzere ailenin şikayetçi olmama durumundan dolayı zaten kamu davası gerekli ancak yetişkin boyutunda bile bu gereklilik var bence. birini istismar eden yaratık bir başkasına da zarar verir. söz konusu şahıs veya aile şikayetçi olmadan bile bu istismarcı pislikler hakkında ivedilikle kamu davası açılmalı ve kefaret, indirim, denetimli serbestlik ve eğer suç kesinse tutuksuz yargılanma veya adli kontrol gibi saçmalıkların hiçbiri olmamalı. bu kadar net. çocuk, yetişkin, evlilik içi, kadın, erkek vs. yeri, zamanı ve hedefi kim olursa olsun bütün cinsel istismar vakaları için geçerli bu dediğim.
t: gerçek islam bu değilci ponçiklerin bile sebebini bal gibi bildiği rezillik.
çocuklarda yukarıda bahsettiğim üzere ailenin şikayetçi olmama durumundan dolayı zaten kamu davası gerekli ancak yetişkin boyutunda bile bu gereklilik var bence. birini istismar eden yaratık bir başkasına da zarar verir. söz konusu şahıs veya aile şikayetçi olmadan bile bu istismarcı pislikler hakkında ivedilikle kamu davası açılmalı ve kefaret, indirim, denetimli serbestlik ve eğer suç kesinse tutuksuz yargılanma veya adli kontrol gibi saçmalıkların hiçbiri olmamalı. bu kadar net. çocuk, yetişkin, evlilik içi, kadın, erkek vs. yeri, zamanı ve hedefi kim olursa olsun bütün cinsel istismar vakaları için geçerli bu dediğim.
t: gerçek islam bu değilci ponçiklerin bile sebebini bal gibi bildiği rezillik.
devamını gör...
tarihi dizilerden öğrenmek
bir de bunları izleyip izleyip tarih dersi vermeye çalışan bir örgüt var. gülünçler cidden.
devamını gör...
