an itibariyle "hi guys!" diyerek giriş yaptığım kulüptür. teşekkürler arkadaşlar, telefonumu çok fazla çaldığı için bir süre kapalı tutacağım maalesef, mazur görünüz.
devamını gör...

bazıları o parayı 4 gün çalışarak kazanıyor bazıları'da yakarak kül ediyor adaletini si....m dünya
devamını gör...

ünlü japon kılıç üstadı (bkz: miyamoto musashi)'nin dövüş sanatları üzerine yazdığı ve ölmeden hemen önce tamamladığı kitabıdır. anahtar kitaplar yayınevi tarafından yayımlanmıştır. çevirmeni sibel özbudun'dur. kitabın özgün adı "go rin no sho"dur. türevlerinden farklı olarak dövüş sanatlarına odaklanmıştır. ama öğretileri strateji alanında her şeye uygulanabilir. musashi bu kitabını "strateji öğrenmek isteyenler için bir rehber" şeklinde tanımlamıştır. musashi tüm açıklamalarını "strateji yolu" kavramı üzerinden yaptığı için her bölümde strateji yolu kavramını tekrarlamaktadır. ayrıca kitapların hepsi "zamanlama" üzerinedir. çünkü musashi'nin tabiriyle "zamanlama stratejidir."

kitap beş bölümden oluşur:

1- toprak kitabı
2- su kitabı
3- ateş kitabı
4- rüzgar kitabı
5- boşluk kitabı

bölümleri kısaca ve genel hatlarıyla özetleyeyim. okuması size kalsın.

toprak kitabı genel hatlarıyla "strateji yolu"nu ve kitabın bölümleri hakkında kısa bilgilerle temel kavramları konu edinir. su kitabı'na geçmeden hemen önce strateji yolu 9 ilkeyle özetlenir. bu bölümde insanın esas zanaatının yanında başka zanaatları da öğrenmesi tavsiyesi oldukça önemlidir.

su kitabı "strateji yolu"nun ruhunu şekillendirir. kitaba kaynaklık eden felsefi öğretiler bu bölümde ele alınıp işlenir.

ateş kitabı düşmana saldırırken nasıl bir yol izleneceğinden; yani neyi nasıl yapmak gerektiğinden, saldırı stratejisine kaynaklık eden bazı tavsiyelerden ve zafere nasıl ulaşılacağından bahsedilir.

rüzgar kitabı bu kitapta musashi, kendisi gibi, kılıç dövüşü yapan ve yapacak olan savaşçıları yetiştiren diğer okulları eleştirir.

boşluk kitabı önceki dört kitapta verilen tüm ilkelerin sürekli temrin edilmesi ve strateji yolu üzerine anlaşılmayan hiçbir şeyin kalmaması için sürekli çalışma öğüdü verilir.
devamını gör...

hatırlayan olursa bir turuncuyu yaksın iki sevindik olam!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insan şaşar beşer, hiç kimsenin hata yapmama lüksü yoktur. kimsenin hatası için hesap vermeme yetkiside yoktur.
şikayet eden yazarı üstün cesaretinden ötürü tebrik ediyorum.
devamını gör...

dismonere bir hastalıktır. kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. acı eşiği erkeklere göre yüksek olan kadınların dahi dayanamadığı bir durumken abartılıyor sanılması acınasıdır.
devamını gör...

1991'de kurulan ingiliz müzik grubu. yerküreye kazara düştüğüne inandığım beth gibbons adında bir de solistleri vardır.

devamını gör...

ikisi de yanlış bence. gerçekten müsait değilsem; telefonu açmam ama meşgule de atmam. en fazla yapacağım şey çevreye rahatsızlık vermemesi için sessize almak olur. cevapsız çağrı olarak kalır vesselam.

çok kısa süre içinde ikinci hatta üçüncü kez ararsa, arayan; hazır mesajlarımdan biri ile müsait olmadığımı ancak acil bir durum varsa mesaj atabileceğini bildiririm karşı tarafa.*

çoğunlukla çok önemsiz olur ve mesaj falan yazmaz arayan zat-şahaneleri.* ben müsait olunca kendilerine dönüş yaparım muhakkak.*

zaten bir çoğumuzun kullandığı ultra akıllı telefonların arama kayıtlarında sadece cevapsızları filitreleyebilecek bir özellik vardır. **

bu özelliği kaçırdığınız cevapsız aramaları görün diye koymuşlar. kullanın, kullandırın. ille de kullanmazük diyenleri bana yönlendirin. ben icabına bakarım.

kıps...
devamını gör...

askeri danışmanlık şirketi adı altında kurulan, eski tuğgeneral ve cumhurbaşkanı danışmanı, finansal kaynaklarını söylememe gerek olmayan, (bkz: adnan tanrıverdi)'nin kurucu ve başkanlığını yaptığı (bkz: sadat)'tan yani, türkiye'den çıkan tırların türkmenlere karşı savaşan (bkz: el nusra)'ya gittiğini iddia etmiştir.

eğer böyle bir şey varsa resmen araplara türkmenleri katletmeleri için silah gönderilmiş. araplaşmış, kafayı mezhep uğruna sıyırmış orta doğu lağımı gibi, araplar diyarına çevrilmek istenen türkiye'den türkmenleri öldürmek için, d. türkistan'a, türk diyarında olan zulme ses çıkarmayan araplaşmış türkiyeden türkmenleri öldürmek için...

korkum sonumuzun iran gibi olması. iranlı bir dostumla konuşurken iran'ında devrimden önce (mollaların islam cumhuriyeti devrimi) türkiye gibi aynı süreçlerden geçtiği ve en sonra devrimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. lakin şimdi tek farkla, burada devrimi bizzat mevcut rejim yapacak böyle bir şey olursa.

kolay mı sanıyorsunuz ya ülkenin kurucusu ya kurucusu (bkz: mustafa kemal atatürk)'e artık sarıklıların televizyonlar önünde hakaret ve küfre varan rahat rahat konuşmalarını. allah sonumuzu hayır etsin.

peki kim ve nedir bu adnan tanrıverdi ve sadat:

ordudan emekli olmuş askeri personellere istihdam sağlandığı söyleniyor.
kurucusunun adnan tanrıverdi'nin ''mehdiye ortam hazırlıyoruz'' dediği şirket. tek amacı da iktidarın devamını temin etmek. boşuna demiyorduk bu ülkeyi kolay kolay bırakmayacaklar diye.

adnan tanrıverdi hakkında ismail hakkı pekin: '' tsk'da görev yaptığı sürede dini kendi amaçlarına alet eden uygulamalar içinde olmuştur. istanbul maltepe'deki tugay komutanlığı sırasında kışlanın içerisine dini sokmuş, kendine oraya bir grup kurmaya çalışmış kışla içinde toplu namaz kıldırdığı bilgiler doğrultusunda kızak bir göreve çekilerek emekli edilmiştir. ''

adnan tanrıverdi hakkında emekli tümgeneral ahmet yavuz: '' atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı bir adamla yoluna devam edenler bu ülkeyi bu felaketten kurtaramaz.''
devamını gör...

ben küçükken sarışındım diyenlerin ne kadar doğru söylediklerini anlamamızı sağlayan fotoğraflardır.
şahsen ben de çocukken sarışındım.
devamını gör...

norveç'te moskenes belediyesine bağlı bir köydür. balıkçı köyü olmasına rağmen son yıllarda turizm de gelir kaynakları arasında yer alır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaşıyoruz be. valla bu devirde o da bir şeydir. hiç küçümsemeyin.
devamını gör...

garip bir selamlaşma biçimi. boynuzlu hayvan misali güç gösterisi mi yapılıyor acaba merak etmiyor deģilim hani 2 kadın birbirini görünce öpüşür falan ki sevgi ve özlem göstergesidir anlarımda kafaları tokuşturmayı asla bir yere koyamıyorum.
devamını gör...

bir a.e. van vogt kitabıdır.

iyi bilimkurgu kitabı bulmak git gide zorlaşmaya başladı. teknoloji o kadar baş döndürücü bir hızda gelişiyor ki modern yazarlar bir bilimkurgu kitabına başladığında gerçekten kurgu olan şey kitap bitene kadar gerçekleşmiş oluyor ve onca emek boşa gidiyor.

o yüzden eski zamanlardan kalma bilimkurguları okuyup öngörülerinin ne kadar doğru çıktığını ya da yanlış çıktığını görmek daha mantıklı geliyor bana. büyük bir bilimkurgu hayranı olarak ve bilimkurgunun iyi edebiyat olduğuna inanan biri olarak bu kitaba geç kalmış olmaktan dolayı da büyük pişmanlık duydum.

kitap kütüphanede sırasını beklerken nedense elim hep başka kitaplara gitti ama okuyup bitirdikten sonra en iyi bilimkurgu kitapları listemde ilk on içindeki yerini aldı.

charles darwin’in evrim teorisinin temellerini atmak için yola çıktığı the beagle yani tazı isimli gemisiyle aynı adı taşıyan bir gemi ile bu sefer aynı teoriyi gözlemlemek için uzaya çıkan bir ekiple birlikteyiz romanda.

bu seyahatte karşımıza çıkanlar galapagos kaplumbağaları değil. evrimin daha üst bir düzeyinde olan varlıklar. yok olmuş gezegenlerde türünün tek örneği kalan ixtl, evrenin en aç kedisi coeurl, iyi niyetini göstermeye çalışan riim bu yaratıklardan bazıları. ve bir evrenin sonsuz korkunçluğu.

bir neksiyoloji uzmanının gözlemleri ve kendini kabul ettirme çabası eşliğinde okuyacağınız roman sizi de içine alacak ve uzay tazısının izinde evrenin sırlarını çözeceksiniz.
devamını gör...

bunun bir üst versiyonunu (bkz: ukde doldurup hâlâ ukdeyi anlamamak)
devamını gör...

beşikte iken iki ana babanın nişanladığı çocuklar.
devamını gör...

beni kör kuyularda merdivensiz bırakan şair.
devamını gör...

t: 1928 tarihinde yazılmış olan bir ali rıza seyfi romanıdır. aynı zamanda 1953 yılında filmi çekilmiş olup ilk türk korku filmi -yanlış hatırlamıyorsam- olma özelliğini taşımaktadır. fakat işbu tanım kitap hakkında olacaktır.

kitap 1997 yılında kamer yayınları tarafından latin harfli olarak giovanni scognamillo önsözüyle basılmıştır. malumunuz kont drakula karakterinin uluslararası tanınması bram stoker'ın meşhur dracula romanından sonra olmuştur. türkçe versiyonunu yazan ali rıza seyfi ise kendi kitabının konusunu, hatta her şeyini dracula kitabından alır. dracula kitabı 400-500 sayfa arası olup ali rıza seyfi'ninki 150-170 sayfa arasındadır. ali rıza seyfi'nin eseri bir nevi aslının özeti gibidir.
ali rıza'nın romanının gerçek adı "kazıklı voyvoda"dır. fakat kitabın latin harfli basımında "drakula istanbul'da" adı daha uygun görülmüş ki bence de isabetli olmuş.

orijinalinde incil, bizimkinde kur'an; orijinalinde sarımsak ve haç gibi nesneler kullanılırken bizimkinde haç yok doğal olarak fakat diğerleri var. mezar-türbe zıtlığı da mevcuttur.
orijinalindeki ana karakterin adı jonathan harker'dır, bu uyarlamada ise karakterimizin adı azmi. jonathon harker'ın sevgilisi olan mina harker, burada güzin olarak karşımıza çıkar. mina'nın arkadaşı lucy westenra ise şadan'dır. meşhur abraham van helsing ise doktor resuhi bey.
devamını gör...

bunlardan en belirgin olanları genellikle ailenin sahip olduğu geleneklerden ötürü bir başka grubun gizemli ve ilginç görülmesidir. örneğin; ben çocukken alevilerle alakalı inanılmaz önyargılara sahiptim.

şimdi çocukken dediğim yaşlar 14 15 hatta 17 18, hiç de öyle el kadar bebe değildik. neyse, aleviler bana çok gizemli insanlar gibi gelirlerdi. sünni gelenekten gelen, hatta tarikatlarla iç içe geçmiş bir çevreye sahiptim. kendi gelenekleri dışında herhangi bir görüşün tartışılmasına izin verilmediğini düşüneceğiniz bir enerji vardır bu tip çevrelerde. bunun sebebi, genellikle nakşi ya da kadiri gelenekten gelen insanların yahut tarikatlarla alakası olmayıp, hanefi mezhebine bağlı standart bir anadolu müslümanının pek entelektüel bilgisinin olmayışındandır. o yüzden kafalarının almayacağı şeylerden korkarlar, tartışılmasını da istemezler. sanki bazı şeyler bunları dinden çıkaracakmış gibi gelir. yani esasında insanların bunlardan korkmasına rağmen türkiye'de sünni tarikat geleneğinden kimse durup "şunlar lanetli kavim, mnakoduklarım sizi" falan demiyor. bunları yapanlar ya selefi bir düşünceye kapılıp gitmiş olanlar ya da provakatörler oluyorlar. neyse, konumuza dönelim.

anadolunun sünni müslüman taifesini tanıyan insanlar da bilirler ki alevilik de bu konulardan biridir. çok üzerinde konuşulmaz, "işte saz çalıp ibadet ediyorlar" dır. bir de çirkin bazı söylentiler vardır ki bunu genellikle sizden 4 5 yaş büyük, manyak olmuş bir dinci fısıldar kulağınıza ya da ortamdan birileri sırf enteresan bir şeyler anlatıp ilgi çekmek amacıyla söyler. "hadi lan, yok ebesininkiii" diye şaşırırsınız ama iki dakika sonra unutursunuz. bu yüzden ayda yılda bir konusu açılan, açıldığında da enteresan şeyler söylenen bir grup benim için gizemli ve heyecan verici geliyordu. bir gün cemevleriyle alakalı bir haberde, hz. ali'yi betimleyen bir fotoğraf, bu ekiple alakalı merak duyguma korkuyu da eklemişti. haberi gece gördüğüm içindi ya da fotoğraftaki kişinin kocaman gözlerinin sürmeli olmasındandı bilemiyorum ama korkmuştum.

öyle yıllar geldi geçti. lan dedim bir gün, neymiş şu alevilik biraz araştırayım. bir pdf okudum 32 sayfalık, işte kerbeladan başlayıp 12 imama, oradan tarihsel kökenine, sürecine her şeye ufak ufak değiniyordu. çalışmalara devam ettim, ilgimi de çekti, belgeseller, röportajlar falan devam ettik öyle. baktım müthiş bir renkmiş bu, bizimkiler falancaymış, bunlar filanca. ikisinin de faydası, bana dinler tarihiyle alakalı müthiş bilgiler vermesi oldu. primitif dinlerden bugünlere kadar tüm dinler sürecinin, mücadelenin bir yansımasını, sosyolojiye ve psikolojiye olan etkisini de islam dinindeki yol ayrımlarında görebiliyoruz.

yanlış bakış açıları vardır, bugün size çok ters gelen bir düşünce varsa, onunla alakalı kesin hükümler vermek yerine araştırmalara girişin. gerekirse o düşünceye sahip insanlarla konuşun. üç beş kişinin etrafında gezdiği saçmalıklardan değil, kitleleri arkasına toplayan düşünceleri, ideolojileri anlamak hem kişisel gelişimimiz için önemlidir hem de toplumun yanlış yollara gitmemesi için faydalıdır. bugün pkk destekçilerinden tutun da siyasal islamcılara kadar birçok insanın kullandığı ad hominem, whataboutism gibi kavramların aşılamamasının sebebi bilgisizliktir ve eğer bunu temizleyemezsek başımız daha da ağrıyacak. bugün bile herhangi bir görüşe sahip insana gerçeği anlatamıyorsunuz, post truth politics denilen şey adeta memleketi esir aldı, herkes kendi inanmak istediği şeyi gerçeği kabul ediyor. hiçbir sorun çözülemiyor ve bu çözümsüzlükler üzerinden birileri güç devşiriyor.
devamını gör...

evde kahve içip fal kapadım. saçma günlerden birisi daha.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim