1836-1912 yılları arasında yaşamış, akademizm ve romantizm akımı temsilcilerinden, hollandalı ressam.
ailesi kendisinin avukat olmasını ister ama 15 yaşında verem olur ve kısa bir ömrünün kaldığı söylenir. hayatının kalan süresinde canının istediğini yapmasına ailesi izin verince o da çizmeye başlar, bir süre sonra iyileşir ve ressam olmaya karar verir.
1870'de ingiltere'ye yerleşen sanatçı ününü ingiltere'de kazanmış, döneminin en çok ilgi gören ve kazanç sağlayan ressamlarından olmuştur. ingiltere kraliyet akademisi üyeliğine seçilmiş ve 1899'da kraliçe victoria tarafından ''sir'' ünvanıyla onurlandırılmış.

italya'ya yaptığı gezilerden sonra roma ve yunan sanatına ilgi duymaya başladığı için eserlerinde roma, mısır ve yunan dönemini resmetmiştir.
en ünlü eseri, roma imparatoru heliogabalus'un sarayındaki misafirlerin yukarıdan döktürdüğü menekşe yığınları içinde boğularak ölmesini yukarıdan seyrettiği the roses of heliogabalus (1888) isimli tablodur. garip bir karaktere sahipmiş zaten bu imparator. 4 yıl tahtta kaldıktan sonra suikaste uğramış. ek bilgi olsun. tabloyla ilgili güzel bir yazı okumak isterseniz buradan
resmi buraya eklemezsem olmaz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ayrıca kendisi mermer çizmekte bir usta. resimlerinde öyle gerçekçi mermerler çiziyor ki resim mi fotoğraf mı anlamakta zorlanıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
expectations (1885)

bayıldığım bir kaç eserini daha ekliyorum:
sappho and alcaeus (1881)
the finding of moses (1904)
egyptian chess players (1879)
spring (1894)

tüm eserlerine bakmak isterseniz buradan
kaynak
devamını gör...

kedi olduğunu öğrense yeter.

sonra geliyor bizi eğitmeye çalışıyor falan hoş olmuyor yani...
devamını gör...

kendisine şeyh, mürşid veya bir rehber edinmeyen birinin kendi başına doğru yolu bulamayıp şeytanın kucağına düşeceğini ifade eden sözdür.

kimi düşünürlere göre islamda ruhban sınıfı yoktur. tabi olunacak yegane varlık allah ve rehber olarak alınacak yegane şey ise indirdiği kurandır. kişi kendi aklından sorumludur. beynini kullanıp doğruyu bulmakla yükümlüdür.

kimi düşünürler ise tarikat ya da cemaatların daha çok taraftar toplamak amacı ile kullandığı bir slogan olarak şirk olduğunu ifade ederler.
devamını gör...

bir yandan amerikan tarihini öğrendiğiniz, bir yandan harika senaryosu ile ilerlediğiniz ve ilk oyundaki john marston karakteri kadar karizmatik efsane arthur morgan ile oynadığınız rock star games yapımı oyun. oynun atmosferi ayrı övülesidir ayrıca.
devamını gör...

okuyucuyu türkçe kelimelerin kökenlerine doğru uzunca bir yolculuğa çıkartan, türkolog prof. dr. ali akar tarafından kaleme alınan bir etimoloji kitabı. her gün kullandığımız ve bize gayet sıradan gelen kelimelerin öyle derin felsefi anlamlar içeren kökenleri olduğunu öğrenince türkçe konuşan herkesin heyecanlanması ve bu dilin lezzetini daha iyi almaları içten bile değil. bu dili icat eden eski insanların geçmişte dünyayı (bizden daha başarılı) algılayış biçimlerine şahit olmak gerçekten de heyecan verici bir duygu.

--! spoiler !--

od: ateş
odak: önemli yer/ merkez
ocak: içinde ateş yakılan, ısınma, yemek pişirme, ısıtma gibi amaçlarla kullanılan yer (odak).eski türklerde evin merkezidir. evin odağı ocağıdır.
ocağım söndü, ocağıma incir ağacı dikti atasözleri de buradan gelir.

--! spoiler !--
devamını gör...

ben biriktirdiğim paralarla taso çıksın diye cips alamıyodum lan. bu nasıl para biriktirmek.
devamını gör...

benim gibi bir münafık dahi 11 yaşında
merakından gitmiştir. hoca " merak ettiklerinizi sorun bakalım" dediğinde çocuk aklıyla ve evde okuduğumuz alevi kültürüne ait kitaplarında verdiği gazla '' allah bana kendi ruhundan üflediyse neden günah işliyoruz? benim ruhum allahtan bir parça değilmi" sorularını sordum, hoca '' sen bir daha gelme evladım" cevabını verdi. küçükten belliydi anarşik olacağım..
devamını gör...

çorba seviyordur, güne sıcacık başlamak istiyordur, doyurucu hafif ve sağlıklı bir öğün tercih ediyordur.
(bkz: me)
kahvaltı çoğu insanın aksine benim için bir eziyet. kahvaltılık denen şeyleri öyle bi ondan bi bundan yemeyi de sevmem hatta serpmecilere de anlam veremem evde yapabileceğin kahvaltıyla dışardaki üç aşağı beş yukarı aynı. 2 3 fazla çeşit peynir daha çeşitli şarküteri vs. aşırı gereksiz bulurum git o paraya yemek ye illa dışarda yiyeceksen.
herneyse konumuza dönersek, o klasik kahvaltı yerine çok ağır olmayan yemekle başlarım genellikle güne. çorba da en sık tercih ettiklerimden biri. efenime söyliyim domates olsun mercimek olsun tarhana olsun ezogelin olsun hepsini severek içerim. güzeldir hoştur tavsiye edilir.
devamını gör...

1 liraya bu kadar fazla ürün içmek iyimiş, devam.
devamını gör...

vergilerden beli kırıldığı halde birilerinin komik bir şekilde eleştirdiği görüş. ütopik fikirleri satmaktan vazgeçmeyenlerin korkulu rüyası.

sosyalist devlet: 10 lira kazanıyorsan 7 lirasını bana vereceksin, eh sana eğitim veriyorum sağlık hizmeti veriyorum, köprü yapıyorum yol yapıyorum...

liberal devlet: 10 liranın sadece 3 lirasını versen yeter. temel bazı hizmetler için gerekiyor, gerisi ile ne istiyorsan yapabilirsin.
---
eşitsizlik denilen şey tarihin başlangıcından beri var. biz daha adil, fırsat eşitliğine dayalı bir sistem istiyoruz. temizlikçi ile mühendis aynı parayı kazanınca "eşitlik" olmuyor, haksızlık oluyor. çünkü kaynaklar kıt, her ikisine de refah yaşam sunamıyorsun. biri bali adasına tatile gidecek, diğer eşiyle pikniğe gidecek. gönül isterdi ki herkes her şeyi ücretsiz, istediği zaman yapabilsin. belki dünyanın enerji ihtiyacını kökten çözebilecek, işçilerin fabrikada çalışmasını gerektirmeyecek, başka gezegenlerde terraforming yapabilecek teknolojik gelişmeler yaşanabilir de kurtuluruz. ancak bu gelişmeler ancak liberal bir devlette meydana gelebilir. ki geliyor da...
devamını gör...

vahdettin - (bkz: türkiye'den defolup gitmek)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oteldeki belkide en güzel etkinlik. bayıldım cidden.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en ön sıradan katılacağım tanımdır. sıradan bir hayat için fazla dikkat çekmek istemem.
devamını gör...

içinde bulunulan hayattan kaçma arzusunun sonucudur.
devamını gör...

çoğu zaman frank w. benson olarak anılan 1862 - 1951 yılları arasında yaşamış amerikalı izlenimci ressam.
resme ilgisinin evde küçük bir odada kendi kendine resim yaparak zaman geçiren annesinden geldiği söylenir.
hem amerika'da hem de avrupa'da resim üzerine iyi eğitimler almıştır. eğitimi bittikten sonra da bir süre eğitmenlik yapmıştır.
ününü gerçekçi portreleriyle elde etmiştir. en çok ilham aldığı iki ressam olarak johannes vermeer ve diego velazquez gösterilir. elbette ki bir izlenimci olarak claude monet'den de epey etkilenmiştir. benson'ın resimlerindeki fırça darbeleri ve stili monet'yi çokça hatırlatır.
zamanında yeni ortaya çıkmakta olan kübizm, dışavurumculuk, fovizm gibi akımlardan etkilenmemiş ve her zaman bir amerikan izlenimcisi olarak kalmıştır.
benson, hem son derece başarılı bir sanatçı hem de museum of fine arts'ın yöneticisi olarak boston'ın sanat sahnesinde kilit bir figürdü. 1914'te altı kişiyle birlikte the guild of boston artists'i kurdu. çalışmalarını boston dışında sergilemekte zorlanan yerel sanatçıları desteklemek için açılan the guild of boston artists'te 13 yıl başkanlık yaptı. avrupa'nın tarihi loncalarını örnek alan kuruluş, destekleyici bir ortamda yüksek profesyonel standartlara sahipti. newbury galerilerinde, tüm üyelerin yıllık eserleri, sanatçıların bireysel çalışmalarını vurgulayan iki haftalık tek kişilik şovlarla sergilendi.


sketch for a mural
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

canadian geese
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

summer
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

the benson family at wooster farm
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kitap çiftliği,
içinizdeki kitapçı,
mürekkep lekesi.
devamını gör...

ip gibi ince kaş. çok şükür bitti de kurtulduk.
devamını gör...

bir cisim ya da sistemin, kendisini oluşturan parçacıkların sıcaklıktan kaynaklı titreşim hareketlerinden doğan kinetik enerji dolayısıyla sahip olduğu iç enerji.

maddeler ısındığında onları oluşturan parçacıklar daha fazla titreşim hareketi yapar. bu nedenle madde ne kadar sıcak olursa termal enerjisi de o kadar yükselir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim