daha önce kendisine girdiğim nick altı yazısını, ‘yazını beğenmedim kaldır’ gibisinden özel mesaj yoluyla ilettiği için kaldırmıştım.

bugün abdul hocamın nick altında yazdığını da ben beğenmedim. demek ki bir iki yüzlülük var. başkasına kafamıza göre nick altı girebiliyoruz anlaşılan.

madem öyle başlayalım ufak ufak.

tanımları rezalet. sırf roman alıntısı.oğuz atay hocamın da şöylee buyurduğu gibi başlayan her yazıdan tiksiniyorum açıkçası.

“x yazarından alıntı” yapmayı yasaklasalar, kendisi gibi nick altından gülücük “artı oya boğuyoom”culuk oynadığı diğer tırt yazarlarla kreş ortamına çevirir sözlüğü.

bu kadar ‘başıboşluk’ fazla. iki yüzlülükten tiksiniyorum. bilmem anlatabildim mi.

not: geri dön bir zahmet, azıcık rahat ol yahu. hemen bozulmalar falan. gerek yok böyle şeylere.
devamını gör...

regl döneminde ya da reglden 1 hafta önce yüzün herhangi bir bölümünde çıkan sivilcelerdir.
zaten hormonlar alt-üst olmuşken ve kendimi yeterince çirkin hissediyorken bu sivilcelerle kendime bunalımlardan bunalım beğeniyorum.
devamını gör...

"seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz; size akıl verenler değil."

thomas stearns eliot

her ne kadar hayatın her alanında geçerli olsa da, özellikle üniversitede bölüm seçimi yapacak olanların çok dikkate alması gereken, "ailem şunu istiyor" diyerek bölüm seçmemeleri gerektiğini gösteren bir söz. aileler ne yazık ki bugün var, yarın yok ama mesleğiniz siz ölene kadar sizinle...
devamını gör...

karikateistten okuyup okuyup basit beyinleriyle islam dinini eleştirenleri görüyorum. mevzular da şaşmaz 4 eş, miras, şahitlik...

derinlemesine araştır bebeğim. zor görünce çıkış yolu arama kendine.
devamını gör...

çünkü oğuz atay'ın da dediği gibi:
cam kırıkları gibidir bazen kelimeler,
ağzına dolar insanın.
sussan, acıtır; konuşsan, kanatır...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!”dedi. bu eksik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış...


sabahattin ali- kürk mantolu madonna
devamını gör...

benim için farkı olmayan söylemdir.
devamını gör...

tam bir atom karınca. işini severek yapıyor. ordan oraya durmaksızın çalışıyor. tam şikayet geliyor el atacağım... işlem yapılmış bile. bir bakıyorum kim diye ö.a.h.s. *
devamını gör...

yaşayan ya da tarihten bir ünlü figürün ırkçı, homofobik vs eylemlerinden dolayı ifşa edilmesi ve bir nevi kazandığı başarılarının/ayrıcalıklarının/itibarlarının elinden alınması. bazen de benzer sebeplerle bazı sanat eserlerinin, işlerin iptal edilmesi, rafa kaldırılması. son günlerde çok tartışılan şey. güncel iki örnek:

1: joe biden'ın görevi devralma töreninde şiir okuyan genç siyahi kadın şair amanda gorman'ın şiirlerinin çevirilmesi işi hollanda'da beyaz ve nonbinary olduğunu söyleyen ancak sanırım kadın olarak nitelendirilmeyen bir çevirmene verildi, ardından bu çevirmenin görevine son verilerek yerine kadın ve siyahi bir çevirmen getirileceği söylendi. bu durum ispanya'ya da sirayet etti, yine orada da iş beyaz ve sanırım erkek çevirmenden alındı. şimdi bu burada dursun, döneceğiz.

2: winston churchill ingiltere'de bizdeki atatürk gibi görülen, ülkeyi hatta avrupa'yı hitler'den kurtaran adam gözüyle bakılan bir tarihi figür. şimdi kendisinin ırkçı ve emperyalist, kolonici mirası tartışmaya açıldı (biliyorsunuz kendisi çanakkale savaşlarında da sahnedeydi).

bu örneklere black lives matter eylemleri döneminde yıkılan, indirilen, suya atılan heykelleri vs de ekleyebilirsiniz. aynı zamanda ardından tecavüz, taciz iddiaları/gerçekleri kovalayan yazarları, sinemacıları vs (bunlar bence de cancel edilmeli)...

özellikle 1. örnek üzerinden konuşacak olursam bazıları - bütün ayrıcalıklılarını kuşanarak, bilip bilmeden - cancel culture çığrından çıktı, abartıyorlar nidaları atıyor. vay efendim o zaman uzaylı karakterin anlatıldığı kitap için de uzaylı çevirmen mi bulacakmışız bilmem ne... bir de netflix'in dizilerine eşcinsel ve siyahi oyuncu ağırlığı vermesinden rahatsız olan bir kesim var mesela ne demekse! bir de bunlar türkiye'nin eğitimli, geek kesimi olduklarını iddia ediyorlar. çevirmen olayına şu açıdan bakmak gerekiyor: hollanda da, ispanya da emperyal geçmişleri olan, siyahi meselesinde bir tarihi bagajları olan ülkeler, bunu göz ardı ediyor kararı eleştirenler. dolayısıyla böyle bir tarihi birikimi olan bu ülkelerde pek ala amanda gorman'ın kitaplarını çevirecek bir sürü siyahi kadın çevirmen olduğuna eminim. siz işi bunlara vermezseniz doğal olarak bir eşitsizlik ortaya çıkar. mesela türkiye özelinde konuşursak bu durum çok geçerli olmayabilir, çünkü ne siyahilerle ilgili böyle ciddi bir geçmiş birikimimiz var, ne de bu seviyede bir edebi çeviri yapabilecek siyahi kadın çevirmenlerimiz (vardır belki ama sonuç olarak sayısı hollanda ya da ispanya kadar olmayacaktır).

2. örneğe dönecek olursam, winston churchill bir tabu olarak görülmemeli, evet. yerden yere de vurulmalı. ama en azından kendi ülkesi için yaptığı iyi şeyleri de unutturmanın bir gereği yok. yani adamı neden tarih sahnesinden silelim ki? bu cancel culture ile ilgili genel problem savunan ve eleştiren her iki tarafın da olayları fazla siyah - beyaz görmesi. tarih ya da hiç bir olgu o kadar siyah - beyaz değildir. insanlar değişebilir ve çoğu zaman olaylarda birden fazla faktör vardır. herkes yaptığı kötülükler için bedel ödemeli, ayrıca eşitsizliği gidermek için pozitif ayrımcılık yapmak da kötü değildir. öte yandan bu çok yönlü bakış açısını da kaybetmemek gerekiyor. denge lazım yani, her şeyde olduğu gibi denge.

çok çetrefilli bir konu aslında. belki de ben de saçmaladım. işin içinden çıkması zor ancak çağımızın bir gerçeği bu konu.
devamını gör...

daha kötüsü uyanık olunduğu halde durak kaçırmaktır.
devamını gör...

barış manço, adam olacak çocuk programından hemen sonra yazışma adresini verirdi. o adres “moda” ile biterdi, aklımda kalan sadece o.
devamını gör...

eskişehir'in ortasından geçen çayın adıdır aynı zamanda. eskiden şehrin kalbi olduğunu düşünürdüm. dikkatle dinlenildiğinde etraftaki kahkahalara, konuşmalara rağmen sesini duyacakmışım gibi gelirdi. ne zaman yalnız, umutsuz hissetsem kıyısındaki banklardan birine oturur; içimdeki huzursuzluğu suya gömmeye çalışırdım.
devamını gör...

yine olmadığım listelerden biri. küstüm oynamıyorum.
devamını gör...

arkadaş.
devamını gör...

bu kadar heyecanlı olmam bi' sorun mu?
aidiyet mükemmel bir şey değil mi yaa...
devamını gör...

çocuk masumiyeti ile kimi zaman gerçek kimi zamansa hayal ürünü olan şeylere karşı duyduğumuz korkulardır.

-gece tuvale kalkınca karanlıkta bir şeylerin olduğunu düşünmekten korkmak,
-yaramazlık yapınca verileceğinden korkulan polis, yine aynı şekilde iğne yapmasından korkulan doktorlar
devamını gör...

hiç aldatılmamış kimse yoktur, aldatıldığından habersiz kimse vardır.
devamını gör...

sanırım asla karar veremeyeceğim -_-
devamını gör...

1874 yılında kırcaali savcısı ahmet vasıf efendi’nin oğlu olarak edirne’de dünyaya gelen, tam adı mehmet talat olarak bilinen, ittihat ve terakki cemiyetinin kurucularından ve liderlerinden olan büyük devlet adamıdır.

henüz 21 yaşındayken ikinci abdülhamid istibdatına karşı onurlu bir mücadele yürüten jön türkler hareketine katılmış, bu faaliyetlerinden dolayı tutuklanarak selanik’e sürgüne gönderilmiş ve burada posta idaresinde memur olarak çalışmaya başlamıştır.

1906 yılında ittihat ve terakki cemiyetinin kurucuları arasında yer almıştır. 1908 yılındaki ikinci meşrutiyet'in ilanından sonra ittihat ve terakki partisi’nden edirne milletvekili seçilerek meclis-i mebusan üyesi olmuştur. örgütçülüğü ve liderlik karizması ile kısa zamanda teşkilatın en önemli liderleri arasına girmiştir.

mehmet talat’ın ittihat ve terakki cemiyeti için anlamını ziya gökalp’ın dizelerinde görmek mümkündür;

‘’sen candan birleştiren bir ruhsun…
vicdanını sende görür cemiyet:
necat teknesidir. sen nuhsun,
sen olmasan öksüz kalır bu millet”


ikinci abdülhamit’in tahttan indirilmesi için alınan kararın en ateşli savunucuları arasındadır. 1913 yılında ittihat ve terakki’nin kamil paşa hükümetine karşı düzenlediği meşhur bab-ı âli baskını’nın organize edilmesinde önemli rol oynamıştır.

1913 yılından itibaren harbiye nazırı enver, bahriye nazırı cemal ile birlikte dahiliye nazırı talat olarak osmanlı imparatorluğu’nun dış ve iç politikasını belirleyen üç adamdan biridir. enver paşa ve cemal paşayla birlikte osmanlı’nın almanlar ile birlikte birinci dünya savaşı’na girmesinde etkili olmuştur.

1915 yılında hem itilaf devletleri’nin hem de rusya’nın kışkırtmasıyla başlayan doğu anadolu’daki ermeni isyanlarını bastırmak için mücadele etmiştir. etkisi bugün bile hissedilen, ermeni diasporasının soykırım yalanıyla üstünü örtmeye çalıştığı ermeni ihanetini engellemek için ermeni tehciri’nin başlatılmasını sağlayan ünlü 24 nisan 1915 kararlarını yayınlamıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

1917 yılında said halim paşa’nın sadrazamlıktan ayrılması üzerine padişah mehmet reşat tarafından sadrazamlık görevine getirilmiştir. osmanlı devleti’nin birinci dünya savaşı’ndan yenik çıktığını tescilleyen 30 ekim 1918 tarihli mondros mütarekesi’nin imzalanmasından 20 gün önce bu görevinden istifa etmiştir.

1 kasım 1918’de ittihat ve terakki genel kongresinde siyasetten çekildiğini açıklamış, enver ve cemal paşalarla birlikte bir alman denizaltısına binerek yurdu terk edip berlin’e yerleşmiştir.

1915 olaylarından dolayı ermeni taşnak cemiyeti’nin en öncelikli hedefi olan talat paşa, 15 mart 1921 tarihinde rus ve ingiliz istihbaratının yardımıyla ermeni taşnak örgütünden olan iran asıllı ermeni terörist solomon teilirian tarafından evinin sokağında arkadan başına sıkılan bir kahpe kurşunla şehit edilmiştir. ermeniler bu katilin ermenistan’da heykellerini dikmişlerdir.

mustafa kemal atatürk’e talat paşa’nın şehit edildiği haberi geldiği zaman,

“vatan büyük bir evlâdını, inkılâp büyük bir teşkilatçısını kaybetti” diyerek ardından gözyaşı döktüğü bilinmektedir.

anadolu’nun bugün türk yurdu olmasında en büyük kahramanlığı gösteren, ittihat ve terakki’nin bu vatansever yiğidinin ardından türk gençlerine şu sözleri miras kalmıştır.

''beni bir gün sokakta vuracaklar. alnımdan kan akarak yere serileceğim. yatakta ölmek nasip olmayacak. ziyanı yok, varsın vursunlar. vatan, benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. bir talat gider, bin talat yetişir!''

aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kaynakça
bilimveutopya.com.tr/inkila...
turksandarmenians.marmara.e...
www.agos.com.tr/tr/yazi/113...
www.biyografya.com/biyograf...
devamını gör...

kadın erkeğin annesi ise kadın öder.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim