afrikaans
güney afrika cumhuriyeti ve namibya'da konuşulan, güney afrika'nın on bir resmî dilinden biri. 17.yy'de afrika'nın güneyine yerleşen hollandalı sömürgeciler tarafından kıt'aya getirilen hollandaca'nın bugüne kadarki şekillenmiş hâlidir. hollandacanın bir lehçesidir diyebiliriz. afrikaanca ya da boer dili de denmektedir.
devamını gör...
pk
başrollerini aamir khan ve anuşka şarma'nın paylaştığı, 2014 yapımı bir hindistan filmi.
yönetmen koltuğunda rajkumar hirani oturmaktadır ve 14 milyon dolar bütçe ile çekilen filmden 115 milyon dolar gibi bir hasılat elde edilmiştir. film hindistan'daki tanrı anlayışını ciddi şekilde eleştirdiğinden zamanında hindistan halkı tarafından yapımcılara yönelik boykotlar vuku bulmuştur. 10/10 filmdir, ölmeden izlenmelidir.
yönetmen koltuğunda rajkumar hirani oturmaktadır ve 14 milyon dolar bütçe ile çekilen filmden 115 milyon dolar gibi bir hasılat elde edilmiştir. film hindistan'daki tanrı anlayışını ciddi şekilde eleştirdiğinden zamanında hindistan halkı tarafından yapımcılara yönelik boykotlar vuku bulmuştur. 10/10 filmdir, ölmeden izlenmelidir.
devamını gör...
etik dinleyici ile akvaryum radyo yayını
girift radyo yayını sonrasında takriben 22:30 dolaylarında hiphop'ın 4 elementinden biri olan graffiti temalı rap parçalardan oluşan bir çalma listesi ile sözlük radyosunda olıciiim. umarım. görüşmek. üzere.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
ne kadar severim o insaları!
o insanlar ki renkli, silik
dünyasında çıkartmaların
tavuklar, tavşanlar ve köpeklerle beraber
yaşayan insanlara benzer.
orhan veli kanık - insanlar.
o insanlar ki renkli, silik
dünyasında çıkartmaların
tavuklar, tavşanlar ve köpeklerle beraber
yaşayan insanlara benzer.
orhan veli kanık - insanlar.
devamını gör...
nickinizi bir müzikle anlatın
dört duvar arası kapanmaz ki
sendeki özgür ruh
ölünce parçalanmaz ki
bendeki özgür ruh
sevişe sevişe azalmaz ki
tendeki özgür ruh
kopyalayarak çoğalmaz ki
gendeki özgür ruh
sendeki özgür ruh
ölünce parçalanmaz ki
bendeki özgür ruh
sevişe sevişe azalmaz ki
tendeki özgür ruh
kopyalayarak çoğalmaz ki
gendeki özgür ruh
devamını gör...
kitap ayracı olarak kullanılan en tuhaf şey
başka bir kitap.
devamını gör...
yuva
bir jung yun kitabıdır.
çocukluğumuz boyunca yaşadığımız deneyimlerin kurguladığı bir hayatı yaşamaya çalışıyoruz hepimiz. o yüzden “ kime sorsak evinde bir oda eksik.” hepimizde bir telaş çocukken eksik kaldıklarımızı tamamlamak için, bozulanları tamir etmek için, kaybolanları yerine koymak için.
mark twain’e göre kişiliğimizi on beş yaşına kadar yaşadıklarımız belirlermiş. kitabımızın merkezinde duran kyung cho da çocukluk travmalarının, sevgi eksikliğinin, aile içi şiddetin oluşturduğu hasarı gidermek için kendine yapılanın tam aksini yapma peşinde ve tabii kırgınlıkları ile baş etmek.
bir çocuğu mutlu etmek, iyi ve düzenli bir geleceğe sahip olmak için onu maddi yönden doyurmak, özel hocalarla meşgul etmek yeterli midir? bir evde huzur yoksa o eve yuva diyebilir miyiz?
zengin bir ailenin çocuğu olan kyung aile içi şiddet mağduru olan bir çocuk ama zincirleme şiddet tamlamasının son öğesi o. babasından şiddet gören annesinden şiddet gören bir çocuk.
bu şiddet zincirini daha fazla uzatmamak için ailesinden uzak yaşamaya, onlarla görüşmemeye ve yeni kurduğu çekirdek ailesini onlardan soyutlamaya çalışırken bir yandan da madd zorluklara göğüs germek gibi ağır bir yükün altında. varlık içinde yokluk yaşatmayı tercih eden kyung farklı bir kültürden gelen, farklı bir ülkenin genlerini taşıyan eşi ve eşinin ailesine de kendini kabul ettirmek istemekte. ama bu kültürel farklılık kyung’un elini kolunu öyle bir bağlamakta ki olaylar çığrından çıktığında kyung kendini hiç istemediği bir durumda bulmakta.
belki de yoluna koyabileceğini düşündüğü hayatınız bahçenizde koşturan çıplak bir kadının vücudundaki şiddet izlerinin sızısıyla yeniden alt üst olsa neler hissederdiniz acaba? yuva’nıza koşmak en doğru çözüm olurdu belki de, belki de olmazdı.
çocukluğumuz boyunca yaşadığımız deneyimlerin kurguladığı bir hayatı yaşamaya çalışıyoruz hepimiz. o yüzden “ kime sorsak evinde bir oda eksik.” hepimizde bir telaş çocukken eksik kaldıklarımızı tamamlamak için, bozulanları tamir etmek için, kaybolanları yerine koymak için.
mark twain’e göre kişiliğimizi on beş yaşına kadar yaşadıklarımız belirlermiş. kitabımızın merkezinde duran kyung cho da çocukluk travmalarının, sevgi eksikliğinin, aile içi şiddetin oluşturduğu hasarı gidermek için kendine yapılanın tam aksini yapma peşinde ve tabii kırgınlıkları ile baş etmek.
bir çocuğu mutlu etmek, iyi ve düzenli bir geleceğe sahip olmak için onu maddi yönden doyurmak, özel hocalarla meşgul etmek yeterli midir? bir evde huzur yoksa o eve yuva diyebilir miyiz?
zengin bir ailenin çocuğu olan kyung aile içi şiddet mağduru olan bir çocuk ama zincirleme şiddet tamlamasının son öğesi o. babasından şiddet gören annesinden şiddet gören bir çocuk.
bu şiddet zincirini daha fazla uzatmamak için ailesinden uzak yaşamaya, onlarla görüşmemeye ve yeni kurduğu çekirdek ailesini onlardan soyutlamaya çalışırken bir yandan da madd zorluklara göğüs germek gibi ağır bir yükün altında. varlık içinde yokluk yaşatmayı tercih eden kyung farklı bir kültürden gelen, farklı bir ülkenin genlerini taşıyan eşi ve eşinin ailesine de kendini kabul ettirmek istemekte. ama bu kültürel farklılık kyung’un elini kolunu öyle bir bağlamakta ki olaylar çığrından çıktığında kyung kendini hiç istemediği bir durumda bulmakta.
belki de yoluna koyabileceğini düşündüğü hayatınız bahçenizde koşturan çıplak bir kadının vücudundaki şiddet izlerinin sızısıyla yeniden alt üst olsa neler hissederdiniz acaba? yuva’nıza koşmak en doğru çözüm olurdu belki de, belki de olmazdı.
devamını gör...
bu devirde rakı içen insan
yahu arkadaş, lahmacundan terasa kurum olarak geliyorsun da rakıyı mı beğenmiyorsun? yapılacak iş mi şimdi bu? hayır sevmiyorsun tamam da, rakıyı insana benzetmek nedir? bak nefret suçu işliyorsun haberin olsun. ne var yani kendi kendimize kıyıda köşede içiyorsak şu mereti. biz şimdi kalkıp diğer içkilere karşı nefret suçu işliyor muyuz? benim de sevmediğim içkiler var ama onlarında kör içicisi vardır elbet. zaten yeterince içki düşmanı var. kalenin anahtarını içeriden teslim etmemek lazım. ''bütün alkolikler birleşin, alkol oranlarından başka kaybedeceğiniz neyiniz var.'' diyerek hepinizi safları sıklaştırmaya davet ediyorum. birde istanblue falan bunlar hoş şeyler değil rica ederim dikkatli olalım. su uyur alkol düşmanı uyumaz. ayrılıkçı başlıklardan uzak duralım...
devamını gör...
tiktok'un türkiye'ye temsilci atama kararı
tiktok türkiye'de temsilcilik açmaya karar verdi. kararı ulaştırma ve altyapı bakan yardımcısı dr. ömer fatih sayan kişisel twitter hesabından duyurdu. yaptığı paylaşım şöyle ;
--- alıntı ---
vk ve youtube’un ardından bugün yaptığımız görüşmeler neticesinde tiktok da temsilci atayacağını açıkladı.
temennimiz diğer sosyal ağ sağlayıcıların da bir an önce temsilcilerini bildirmeleri ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri.
hayırlı olsun!
--- alıntı ---
ilgili tweet
--- alıntı ---
vk ve youtube’un ardından bugün yaptığımız görüşmeler neticesinde tiktok da temsilci atayacağını açıkladı.
temennimiz diğer sosyal ağ sağlayıcıların da bir an önce temsilcilerini bildirmeleri ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri.
hayırlı olsun!
--- alıntı ---
ilgili tweet
devamını gör...
erkek tacizine uğramamak için erkek taklidi yapmak
devamını gör...
kağıt ev
erdal beşikcioğlu'nun ve nur fettahoğlu'nun başrollerinde oynadığı star tv dizisidir.
ilk bölümü olmasına rağmen çok uzun süre ekranlarda kalacağını düşünmüyorum. tipik bir erdal beşikcioglu dizi klasiği diyebiliriz. adı efsane dizisinde olduğu gibi ilk bölümler başarıyı yakalayıp sonradan birden bitti. keza yakin zamanda da çocukluk dizisinde de aynisi oldu.
kagit ev dizisine gelecek olursam yine karısını aldatan bir koca var. evlilikleri mutlu gibi görünse de aslında biten bir evlilik var. en azından koca da bitmiş.
karisini aldatan kart zampara koca,metresiyle bir gece geçiriyorlar. metres de her dizi de olduğu gibi hiç de gözünüzün tutamayacağı, sinsi bir tip (azra).
her şeyi başlatan ise sorunlu ve psikolojisi baya bozuk da bir evlat var. adı cemre.
babasının,annesini aldattığından şüphe ediyor. (telefon konuşmalarına şahit oluyor)
dizinin asıl konusu da burada başlıyor zaten. babasının, annesini aldattığını düşündüğü kadın ise evlerinde çalışan hizmetlinin kızı (ınci) . şüphe etmesinin nedeni babasının kiza yakin tavırları, aralarında muhabbet etmeleri ve kıza yardım etmesi.
ama halbuki babasının,annesini aldattığı kız o değil. psikopat evlat cemre ise "sen bunu anneme nasil yaparsın?" deyip inci'nin kafasını duvara çarpıyor ve en sonunda kızı itekleyerek kafasını yere çarpıyor.
daha da kötüsü anne (nur fettahoğlu) ve baba (erdal b) yerde öylece yatan kıza yardim etmektense bir depoya koyuyorlar. sirf kendi kızları hapse atılmasın, yargilanmasin diye olayın üstünü örtbas ediyorlar. daha da kötüsü var yerde yatan kızın babasıyla ilişkisi yok. yani b*k yoluna gitti inci. ayrica cemre'nin abisinin sevgilisi de ınci. anlayacaginiz durumlar karmakarışık.
masumiyet dizisi ile sadakatsiz dizisinin karışımı gibi bir şey olmuş. tutar mi ? maksimum 10 bölüm.
ilk bölümü olmasına rağmen çok uzun süre ekranlarda kalacağını düşünmüyorum. tipik bir erdal beşikcioglu dizi klasiği diyebiliriz. adı efsane dizisinde olduğu gibi ilk bölümler başarıyı yakalayıp sonradan birden bitti. keza yakin zamanda da çocukluk dizisinde de aynisi oldu.
kagit ev dizisine gelecek olursam yine karısını aldatan bir koca var. evlilikleri mutlu gibi görünse de aslında biten bir evlilik var. en azından koca da bitmiş.
karisini aldatan kart zampara koca,metresiyle bir gece geçiriyorlar. metres de her dizi de olduğu gibi hiç de gözünüzün tutamayacağı, sinsi bir tip (azra).
her şeyi başlatan ise sorunlu ve psikolojisi baya bozuk da bir evlat var. adı cemre.
babasının,annesini aldattığından şüphe ediyor. (telefon konuşmalarına şahit oluyor)
dizinin asıl konusu da burada başlıyor zaten. babasının, annesini aldattığını düşündüğü kadın ise evlerinde çalışan hizmetlinin kızı (ınci) . şüphe etmesinin nedeni babasının kiza yakin tavırları, aralarında muhabbet etmeleri ve kıza yardım etmesi.
ama halbuki babasının,annesini aldattığı kız o değil. psikopat evlat cemre ise "sen bunu anneme nasil yaparsın?" deyip inci'nin kafasını duvara çarpıyor ve en sonunda kızı itekleyerek kafasını yere çarpıyor.
daha da kötüsü anne (nur fettahoğlu) ve baba (erdal b) yerde öylece yatan kıza yardim etmektense bir depoya koyuyorlar. sirf kendi kızları hapse atılmasın, yargilanmasin diye olayın üstünü örtbas ediyorlar. daha da kötüsü var yerde yatan kızın babasıyla ilişkisi yok. yani b*k yoluna gitti inci. ayrica cemre'nin abisinin sevgilisi de ınci. anlayacaginiz durumlar karmakarışık.
masumiyet dizisi ile sadakatsiz dizisinin karışımı gibi bir şey olmuş. tutar mi ? maksimum 10 bölüm.
devamını gör...
kitap alıntıları
(bkz: simyacı)
bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.
....
seni seviyorum, çünkü bir düş gördüm, sonra bir krala rastladım, billuriye sattım, çölü geçtim, kabileler savaşa tutuştular ve bir simyacının oturduğu yeri öğrenmek için bir kuyunun yanına geldim. seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı.
devamını gör...
veronika ölmek istiyor
coelho ‘nun simyacı ‘ da da yapmayı başardığı ; insanı son sayfanın son satırına kadar okutan , kitap bittikten sonra bile düşündürten , şimdi veronika ne yapıyor diye sormayı başarabilen bir anlatıma sahip olan roman.
devamını gör...
şarkı olmuş şiirler
en beğendiklerim şunlardır;
sultan-ı yegâh: attilâ ilhan nur yoldaş yorumu -mor ve ötesi yorumu
'şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın'
kavaklar: metin altıok sezen aksu
bedenim üşür, yüreğim sızlar.
ah kavaklar, kavaklar...
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
birdenbire: orhan veli kanık ışığın yansıması
her şey birdenbire oldu
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
sultan-ı yegâh: attilâ ilhan nur yoldaş yorumu -mor ve ötesi yorumu
'şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın'
kavaklar: metin altıok sezen aksu
bedenim üşür, yüreğim sızlar.
ah kavaklar, kavaklar...
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
birdenbire: orhan veli kanık ışığın yansıması
her şey birdenbire oldu
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
devamını gör...
ebu cehil
keşke ebu cehil galip geleydi. asıl lakabı ebu hakemdir. dinine hakaret eden muhammede karşı dinini, malını, mülkünü, ailesini, arkadaşlarını ve geleneğini savunmuştur. savaşı ilk muhammed başlatmıştır. putperest insanların dinine ilk muhammed saldırmıştır. saldırmakla yetinmeyip kuran'da da putperest insanlara ve kendisine inanmayan insanlara kin ve nefret kusmuştur.
devamını gör...
geceye güzel bir kadın görseli bırak
devamını gör...
her tür müziği dinleyen kişi
dahil olduğum gruptaki insan tipi. ısınamadım dediğim rap ile ilgili bile yeni yeni beğendiğim parçalar keşfediyorum. bir yandan yelpaze genişliği açısından güzel olsa da oturmuş bir müzik kültürü oluşturmak pek mümkün olmuyor.
devamını gör...
türkiye’de asla yaşanmayacak fantastik olaylar
(bkz: harry potter)
devamını gör...