geceye bir bilgi bırak
çarşamba, perşembe ve cuma günlerinin ingilizcedeki karşılıklarının iskandinav mitolojisindeki tanrılardan gelmesi.
wednesday - (w)odinsday
thursday - thorsday
friday - freyasday
yazmışken diğer günlerin de kökenlerini yazayım ;)
sunday - sunsday
monday - moonsday
tuesday - tiusday
saturday - saturnsday
wednesday - (w)odinsday
thursday - thorsday
friday - freyasday
yazmışken diğer günlerin de kökenlerini yazayım ;)
sunday - sunsday
monday - moonsday
tuesday - tiusday
saturday - saturnsday
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
cemali~şimdi hayallerdesin.
90'lı yılların benim için en özel en güzel şarkılarından biri.
devamını gör...
kendine gel aptal biz zenginiz
umarım ileride söyleyebileceğim bir cümle olur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
aynı yolu yürüyüp aynı yere varamamaktı seninle geldiğimiz nokta.
can yakıcı bir sensizlik vardı,
kabul edilemez bir yanlış,
buz gibi bir sessizlik...
uzunca düşündüm sonra üzerine,
birimiz gidiyorduk belki,
diğerimiz dönüyordu...
ben sana dönüyorken sen benden gidiyordun,
ve hangimiz başlatmıştı bunu bilmiyorduk...
sonra,
ömrümün geçtiği ama artık yabancısı olduğum şehrimin sokaklarındaki her kadın biraz bana,
her adam biraz sana dönüşüyordu.
susuyorlardı,
yüzleri asık,
içleri hüzünlüydü,
mutsuzlardı,
umutsuz,
yolları karanlık...
oysa ben gündüz bile sokak lambalarını yakıyordum;
giderek sana, giderek bana dönüşen herkes için,
hayal kırıklıklarımı göz kapaklarımın ardına gizliyordum sen görme diye,
ne kadar gizleyebilirdim sen bu kadar içimi görüyorken?
gizleyebilir miydim yıldızlar gibi elimi uzatsam sana dokunacak gibi oluşumun
ve senin tıpkı onlar gibi ışık yılları kadar uzak oluşunun
senden gidemeyişimin aslı sebebi oluşunu,
bu kadar biliyorken bendeki halini, gizleyebilir miydim?
peki bu kadar durduramazken ben gidişini,
neden yanıyordu hala sokak lambaları?
sen gidiyorsun... *
gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor,
ama hepsinden önce sen gidiyorsun...
can yakıcı bir sensizlik vardı,
kabul edilemez bir yanlış,
buz gibi bir sessizlik...
uzunca düşündüm sonra üzerine,
birimiz gidiyorduk belki,
diğerimiz dönüyordu...
ben sana dönüyorken sen benden gidiyordun,
ve hangimiz başlatmıştı bunu bilmiyorduk...
sonra,
ömrümün geçtiği ama artık yabancısı olduğum şehrimin sokaklarındaki her kadın biraz bana,
her adam biraz sana dönüşüyordu.
susuyorlardı,
yüzleri asık,
içleri hüzünlüydü,
mutsuzlardı,
umutsuz,
yolları karanlık...
oysa ben gündüz bile sokak lambalarını yakıyordum;
giderek sana, giderek bana dönüşen herkes için,
hayal kırıklıklarımı göz kapaklarımın ardına gizliyordum sen görme diye,
ne kadar gizleyebilirdim sen bu kadar içimi görüyorken?
gizleyebilir miydim yıldızlar gibi elimi uzatsam sana dokunacak gibi oluşumun
ve senin tıpkı onlar gibi ışık yılları kadar uzak oluşunun
senden gidemeyişimin aslı sebebi oluşunu,
bu kadar biliyorken bendeki halini, gizleyebilir miydim?
peki bu kadar durduramazken ben gidişini,
neden yanıyordu hala sokak lambaları?
sen gidiyorsun... *
gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor,
ama hepsinden önce sen gidiyorsun...
devamını gör...
emzirmenin uygun olmadığı durumlar
doğumdan sonra ilk 6 ay bebeğe anne sütü verilmelidir,ek bir gıda 6 aya kadar kullanılmamalıdır.ancak bazı rahatsızlık durumlarında emzirmek uygun değildir. emzirmenin kontrendike olduğu durumlar:
alkol kullanımı
hiv enfeksiyonu
aktif tedavisiz tüberküloz
meme kanseri tedavisi
bebekte galaktozemi varlığı
human t cell lösemi virüsü(htlv-1-2)
kokain,eroin, marihuana kullanımı.
emzirmenin kontrendike olmadığı durumlara ise term bebekte cmv,hbv aşısı ve ig yapılmışsa hepatit b be hepatit c virüsüdür.
alkol kullanımı
hiv enfeksiyonu
aktif tedavisiz tüberküloz
meme kanseri tedavisi
bebekte galaktozemi varlığı
human t cell lösemi virüsü(htlv-1-2)
kokain,eroin, marihuana kullanımı.
emzirmenin kontrendike olmadığı durumlara ise term bebekte cmv,hbv aşısı ve ig yapılmışsa hepatit b be hepatit c virüsüdür.
devamını gör...
sulu çor kağan
8. yüzyıl başlarında hüküm süren türgiş devleti hakanı. günümüzde adı pek bilinmese de türk tarihinin en önemli simalarından biridir. türk milliyetçisi bir iktidarın millî eğitim bakanı olsaydım, bu devlet adamı için tarih derslerinde en az bir ünite ayrılması talimatını verirdim. halkımıza yaşamıyla örnek, ölümüyle ibret olan sulu kağan'ın icraatlarına bakalım:
717 yılında göktürk devleti'nden ayrılarak bağımsız bir devlet kuran sulu kağan, dönemin en kuvvetli devletiyle karşı karşıyadır. dört halife devrinde 10 yıl içinde sasani imparatorluğu yok edilmiş, doğu roma imparatorluğu'nun bütün ortadoğu toprakları ele geçirilmiştir. onlardan iktidarı devralan emeviler kuzey afrika'yı baştan başa fethedip atlas okyanusu'na ulaşmış, batı avrupa'ya çıkarma yaparak iber yarımadası'nı 3 yılda istila etmiş ve en önemlisi binlerce senelik türk yurdu maveraünnehir'i kasıp kavurmaktadır. talkan ve cürcan katliamları henüz gerçekleşmiş ve merkezi otoriteden yoksun türkler kendilerini doğru dürüst savunamamıştır. işte böyle bir zamanda başa geçen sulu kağan bölgedeki türk boylarını bir araya getirir ve işgale karşı büyük bir direniş başlatır. tam 20 yıl boyunca dünyanın en güçlü ordularına karşı savaşarak onları hem (buhara ve semerkant) gibi) büyük kentler önünde hem de sarp arazilerde yenilgiye uğratmıştır. gayrinizami harbin erken orta çağ'daki en iyi örnekleri bu dönemde görülür. uçsuz bucaksız steplerde zorlu manevralar yapıp düşmanı lojistik merkezinden uzaklaştırarak büyük kayıplar verdirme stratejisi (örnek: 724 yılında arapların deyimiyle "susuzluk" ya da "ateş günü") mükemmel biçimde uygulanır. vaktiyle orta asya içlerine ilerlemeye niyetli olan emevi devleti, maveraünnehir'i bile zar zor elinde tutar hâle gelmiştir. sulu kağan'a taktıkları lakabın ebu müzahim (zahmetin/zahmet verenlerin babası) olması boşuna değildir.
işin örnek alınacak kısmını anlattık. ibret alınacak kısmına gelirsek, sulu kağan kazandığı başarılardan sonra yönünü çin'e çevirir. ancak gizlice çinlilerle anlaşan yakın adamı kül çor (bağa tarkan)'un düzenlediği suikast sonucu 737 yılında öldürülür. neticede türgiş devleti çin karşısında etkin olamamış, ülkede kargaşa çıkmış ve emevilerin iran istikametinde püskürtülmesi imkansız hâle gelmiştir. sarı ve kara olarak ikiye bölünen türgişler arasında kanlı bir iç savaş patlak verir. güç bela durumu toparlayan kül çor, tekrar ilerlemeye başlayan emevilerle savaşa tutuşur fakat esir düşer ve 744'te idam edilir. işin ilginci düşmana muharebe sırasında değil, keşif yaparken yakalanmıştır. türgişler peş peşe yaşanan bu facialardan sonra toparlanamaz ve bir süre sonra yıkılır. bu arada emevi devleti de 750'de iç kargaşa nedeniyle ortadan kalkar ve yerine nispeten ılımlı abbasi yönetimi geçer. seyhun nehri araplar ve türkler arasında sınır olarak kalmıştır. bir yıl sonra yaşanacak talas muharebesi ise tarihin akışını bambaşka mecralara sürükleyecektir.
717 yılında göktürk devleti'nden ayrılarak bağımsız bir devlet kuran sulu kağan, dönemin en kuvvetli devletiyle karşı karşıyadır. dört halife devrinde 10 yıl içinde sasani imparatorluğu yok edilmiş, doğu roma imparatorluğu'nun bütün ortadoğu toprakları ele geçirilmiştir. onlardan iktidarı devralan emeviler kuzey afrika'yı baştan başa fethedip atlas okyanusu'na ulaşmış, batı avrupa'ya çıkarma yaparak iber yarımadası'nı 3 yılda istila etmiş ve en önemlisi binlerce senelik türk yurdu maveraünnehir'i kasıp kavurmaktadır. talkan ve cürcan katliamları henüz gerçekleşmiş ve merkezi otoriteden yoksun türkler kendilerini doğru dürüst savunamamıştır. işte böyle bir zamanda başa geçen sulu kağan bölgedeki türk boylarını bir araya getirir ve işgale karşı büyük bir direniş başlatır. tam 20 yıl boyunca dünyanın en güçlü ordularına karşı savaşarak onları hem (buhara ve semerkant) gibi) büyük kentler önünde hem de sarp arazilerde yenilgiye uğratmıştır. gayrinizami harbin erken orta çağ'daki en iyi örnekleri bu dönemde görülür. uçsuz bucaksız steplerde zorlu manevralar yapıp düşmanı lojistik merkezinden uzaklaştırarak büyük kayıplar verdirme stratejisi (örnek: 724 yılında arapların deyimiyle "susuzluk" ya da "ateş günü") mükemmel biçimde uygulanır. vaktiyle orta asya içlerine ilerlemeye niyetli olan emevi devleti, maveraünnehir'i bile zar zor elinde tutar hâle gelmiştir. sulu kağan'a taktıkları lakabın ebu müzahim (zahmetin/zahmet verenlerin babası) olması boşuna değildir.
işin örnek alınacak kısmını anlattık. ibret alınacak kısmına gelirsek, sulu kağan kazandığı başarılardan sonra yönünü çin'e çevirir. ancak gizlice çinlilerle anlaşan yakın adamı kül çor (bağa tarkan)'un düzenlediği suikast sonucu 737 yılında öldürülür. neticede türgiş devleti çin karşısında etkin olamamış, ülkede kargaşa çıkmış ve emevilerin iran istikametinde püskürtülmesi imkansız hâle gelmiştir. sarı ve kara olarak ikiye bölünen türgişler arasında kanlı bir iç savaş patlak verir. güç bela durumu toparlayan kül çor, tekrar ilerlemeye başlayan emevilerle savaşa tutuşur fakat esir düşer ve 744'te idam edilir. işin ilginci düşmana muharebe sırasında değil, keşif yaparken yakalanmıştır. türgişler peş peşe yaşanan bu facialardan sonra toparlanamaz ve bir süre sonra yıkılır. bu arada emevi devleti de 750'de iç kargaşa nedeniyle ortadan kalkar ve yerine nispeten ılımlı abbasi yönetimi geçer. seyhun nehri araplar ve türkler arasında sınır olarak kalmıştır. bir yıl sonra yaşanacak talas muharebesi ise tarihin akışını bambaşka mecralara sürükleyecektir.
devamını gör...
aslında kimsenin kimseye aşık olmaması sorunsalı
parası pulu batsın sadece mutlu olup mutlu etmek isteyen insan kalmadı galiba her şey menfaat her şey iki yüzlülük kokuyor.
devamını gör...
dostoyevski'den alıntılar
baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
devamını gör...
marketlerde ayçiçek yağlarına alarm takılması
bu gözler bunuda mı gördü dedirten olaydır.
devamını gör...
mad men
1960'lı yıllarda reklamcılığın gerek gizli gerek açık rekabetçi çocuklarının hayatlarını türlü baharat ve meze çeşitleriyle önümüze getiren dahice yapım. bu dizide her şey vardır. aşk vardır, para vardır, puro vardır, seks vardır, kızılı vardır, sarışını vardır, kötüsü vardır, masumu vardır vardır. tıpkı sıradan bir hayat gibi. bu arada herkes don draper'a bayılır durur ancak mahallemizin roger sterling'tir, her neyse... isminin mad men olduğuna bakmayın dizide her ne kadar olaylar bu adamların iş hayatları ve karmaşık ilişkileri etrafında dönüyor olsa da arka planda ya da hayır hayır direkt ön planda kadın karakterlerin de gelişimlerini bu divane adamlar karşısında süratle tamamladıkları görülmekte ve izlerken bu durum bana haz vermektedir. çıkarcı insanlar, dedikodular, ahlaksız ve sıra dışı ilişkiler, karşı konulamaz arzular tüm gerçekliğiyle sebepli sebepsiz göze sokulur. şimdi bunun nesi güzel ablacığım diyebilirsiniz, her insan evladının hakkıdır bunu demek; ama burada gerçek ile yalan arasındaki kırmızı çizgide gidip gelmektedir karakterlerimiz. çok önemsiz gibi görünen sahneler aslında çok şey anlatmaktadır. bilinçaltındaki her bir düşünce ve görünenin ardındaki gerçek hisler çok güzel aktarılır. gerçekleri ana hatlar değil detaylar şekillendirir. bu deli adamlar ve aynı oranda kaçık kadınların yemişş oldukları her bir haltın aslında dile getirilenden çok daha başka sebepleri, istekleri vardır bir yerlerde.
bu arada hemen hemen her bölümün diğer dizilerdeki gibi ciddi bir olay olmaksızın gayet sıradan bir biçimde bitivermesi ayırt edici özelliklerinden biridir. müzikler başarılıdır, kostümler başarılıdır, oyuncular harikadır
bu arada hemen hemen her bölümün diğer dizilerdeki gibi ciddi bir olay olmaksızın gayet sıradan bir biçimde bitivermesi ayırt edici özelliklerinden biridir. müzikler başarılıdır, kostümler başarılıdır, oyuncular harikadır
devamını gör...
başkası adına utanmak
özellikle gündüz programlarında bolca yaşanan histir.
(bkz: palu ailesi)
(bkz: palu ailesi)
devamını gör...
ülkenin geri kalmışlık belirtileri
kurucusuna hakaret .
devamını gör...
mutluluğu kendine fazla gören insan
mutsuzluğa alışmış insandır.
hani eski bir değiş vardır " alışmadık g*tte don durmaz" diye.
aynı o misal işte, mutsuzluk öyle bir hale bürünmüştür ki, mutluluğa yer kalmamıştır bünyede.
konunun ilginç tarafı ise, bu insanlara mutluluk fırsatı bir çok kez gelir. fakat o kadar yabancı bir şeydir ki onlar için bu, ne yapacaklarını bilemezler. zaten çok kırılgan olur bu insanların mutluluğu. bu yüzden de kırarlar bir noktada. sağlam tutmayı beceremezler.
fakat sanmayın ki bu insanlar mutlu olmayı istemez. tabi ki isterler. belki de en büyük fantazileri, arzuları mutlu olmaktır. ama bu gerçekten elde edinceye kadardır maalesef. çünkü gerçekten ellerine geçince mutluluk fırsatı, korkarlar ondan. onu koruyamamaktan, kayıp etmekten ya da daha kötüsü birinin gelip ellerinden alacağında korkarlar.
asyalıların da eski bir değişi vardır "hayat karşısına çıkardığı fırsatları değerlendirmeyenlerin yüzüne gülmez" şeklinde.
dediğim gibi mutluluk fırsatı çıkar karşılarına ama saydığım sebeplerden beceremezler. her şey yolunda gitse, bu sefer de kendilerini sabote ederler.
bilinçli de yapmazlar bunu. zaten budur ya en acısı. hem mutlu olmak istemek, hemde kendine çok görmek.
bir de şu var ki, mutsuzluk kolaydır aslında. çok çalışma gerektirmez. fakat mutluluk/mutlu olmak cesaret işidir. dik duruş gerektirir, emek gerektirir.
hayat senden ne alırsa alsın, yüzüne o gülümsemeyi takınabilmek, buruk bir gülümseme olsa bile. işte mutluluk budur.
nietzsche ne derse dersin, asıl üstün insan işte budur.
her şeye rağmen mutlu olabilen.
herkese saygılar...
hani eski bir değiş vardır " alışmadık g*tte don durmaz" diye.
aynı o misal işte, mutsuzluk öyle bir hale bürünmüştür ki, mutluluğa yer kalmamıştır bünyede.
konunun ilginç tarafı ise, bu insanlara mutluluk fırsatı bir çok kez gelir. fakat o kadar yabancı bir şeydir ki onlar için bu, ne yapacaklarını bilemezler. zaten çok kırılgan olur bu insanların mutluluğu. bu yüzden de kırarlar bir noktada. sağlam tutmayı beceremezler.
fakat sanmayın ki bu insanlar mutlu olmayı istemez. tabi ki isterler. belki de en büyük fantazileri, arzuları mutlu olmaktır. ama bu gerçekten elde edinceye kadardır maalesef. çünkü gerçekten ellerine geçince mutluluk fırsatı, korkarlar ondan. onu koruyamamaktan, kayıp etmekten ya da daha kötüsü birinin gelip ellerinden alacağında korkarlar.
asyalıların da eski bir değişi vardır "hayat karşısına çıkardığı fırsatları değerlendirmeyenlerin yüzüne gülmez" şeklinde.
dediğim gibi mutluluk fırsatı çıkar karşılarına ama saydığım sebeplerden beceremezler. her şey yolunda gitse, bu sefer de kendilerini sabote ederler.
bilinçli de yapmazlar bunu. zaten budur ya en acısı. hem mutlu olmak istemek, hemde kendine çok görmek.
bir de şu var ki, mutsuzluk kolaydır aslında. çok çalışma gerektirmez. fakat mutluluk/mutlu olmak cesaret işidir. dik duruş gerektirir, emek gerektirir.
hayat senden ne alırsa alsın, yüzüne o gülümsemeyi takınabilmek, buruk bir gülümseme olsa bile. işte mutluluk budur.
nietzsche ne derse dersin, asıl üstün insan işte budur.
her şeye rağmen mutlu olabilen.
herkese saygılar...
devamını gör...
boğaziçi'li akademisyenlerin yeni atanan rektöre sırt çevirmesi
--- alıntı ---
boğaziçi öğrencileri dün bir protesto eylemi düzenlemişti. bugün de erdoğan’ın atadığı ve eski akp’li milletvekili aday adayı olan melih bulu’yu akademisyenler protesto etti.
akademisyenler, saat 12.00’de üniversite kampüsünde yapılan devir-teslim törenine cübbeleriyle katılıp, arkalarını dönerek töreni protesto etti.
--- alıntı ---
kaynak: bundle.app/6zJbS9Mp
boğaziçi öğrencileri dün bir protesto eylemi düzenlemişti. bugün de erdoğan’ın atadığı ve eski akp’li milletvekili aday adayı olan melih bulu’yu akademisyenler protesto etti.
akademisyenler, saat 12.00’de üniversite kampüsünde yapılan devir-teslim törenine cübbeleriyle katılıp, arkalarını dönerek töreni protesto etti.
--- alıntı ---
kaynak: bundle.app/6zJbS9Mp
devamını gör...
müşkülpesent
farsça kökenlidir. zor beğenen, bin dereden su getiren, iş yapmamak için direnen, huysuz gibi anlamları vardır.
devamını gör...
gizliden gizliye zevk alınan ufak sapkınlıklar
dudaktaki soyulan küçük deriyi dişlerle çekip koparmak.
devamını gör...
salataya vişne reçeli koymak
mantık güzel de sonucun güzelliğinden emin değilim.
devamını gör...
sözlük yazarlarının telefon rehberlerinde kayıtlı en garip isim
-adanadanadana
sağolsun arkadaşım çok güzel otobüs terminallerinde yolcu çağıran muavin repliği yapar dı.
sağolsun arkadaşım çok güzel otobüs terminallerinde yolcu çağıran muavin repliği yapar dı.
devamını gör...
sözlükte çok takip edilmenin aslında iyi bir şey olmaması
hiç öyle hisler yaşamadığımdan katılmadığım beyan.
insanım sonuçta. arada bir saçmalamak, hatta bazen hep saçmalamak hakkına sahibim herkes gibi. bu nedenledir ki 1 dakika öncesinde gecikmiş seçim deneyi ve kuantum silgisi hakkında başlık açarken 2 dakika sonra kafa sözlük aşık atışmasında görülebilirim. *
insanım sonuçta. arada bir saçmalamak, hatta bazen hep saçmalamak hakkına sahibim herkes gibi. bu nedenledir ki 1 dakika öncesinde gecikmiş seçim deneyi ve kuantum silgisi hakkında başlık açarken 2 dakika sonra kafa sözlük aşık atışmasında görülebilirim. *
devamını gör...
