türk rock tarihinin en sağlam parçası
devamını gör...
yürüdüğün kadının sevgilisi olduğunu öğrendiğin o an
elini başına götürür ve ben ne yaptım dediğin andır. nasıl anlayamadığını sorgularsın. eğer adamsan oradan hızlıca uzaklaşırsın.(genelde öyle yaparım:d).
bunun ile ilgili bir hikayem var. ciddi anlamda çok güzel bulduğum bir kız vardı. ara sıra yürüyordum ama nasıl olsa bana bakmaz diye. aşırı samimi konuşuyordu ve bazen olur mu acaba dedirtiyordu. şansımı deneyeyim dedim 3 yıllık sevgilim var dedi... uzun ilişkiden sıkılanlar böyle yürümelerle kendilerini tatmin ediyor olabilir. yapmayın bu da kalp...
bunun ile ilgili bir hikayem var. ciddi anlamda çok güzel bulduğum bir kız vardı. ara sıra yürüyordum ama nasıl olsa bana bakmaz diye. aşırı samimi konuşuyordu ve bazen olur mu acaba dedirtiyordu. şansımı deneyeyim dedim 3 yıllık sevgilim var dedi... uzun ilişkiden sıkılanlar böyle yürümelerle kendilerini tatmin ediyor olabilir. yapmayın bu da kalp...
devamını gör...
agartha
bir başka sitedeki kendi yazımdan alıntıdır.
atlantis uygarlığının devamı niteliğindeki çok gelişmiş bir uygarlık olduğuna inanılan ve ismi genellikle şambala ile birlikte anılan uygarlık.
efsaneye göre agartha iyilik ve dürüstlüğü temsil ederken, şambala da tam tersini temsil ediyormuş. fakat tibet'in bazı bölgelerinde ikisinin de aynı olduğu söyleniyor.
yine efsaneye göre agartha son derece gelişmiş bir uygarlıkmış. özellikle himalayalar bölgesinde yerin altında yaşadıkları ve yer altı tünellerinde son derece hızlı hareket eden arabaları olduğu iddia ediliyor. kuzey ve güney kutuplarında büyük delikler bulunduğu ve bu deliklerin de agarthalıların tünel sistemiyle bağlantısı olduğu söyleniyor.
ancak burada devreye amiral byrd denen adam giriyor maalesef. bu adam, kutuplardaki bu deliklerden birini gördüğünü iddia eden tek kişi. buraya kadar sıkıntı yok, istediğini iddia edebilir tabi, ama aynı adam dünyanın düz olduğunu, kutup olarak bildiğimiz yerin ilerisinde başka kıtaların da var olduğunu söyleyen biri olduğundan, söyledikleri ne derece ciddiye alınabilir, tartışılır. sürekli olarak farklı farklı şeyler iddia ederek dikkat çekmeye çalışan biri gibi görünüyor daha çok. üstelik gördüğünü iddia ettiği tek şey delik değil. üzerine bir de değişik varlıklarla iletişime geçip onlara ait yerlere götürüldüğünü söylemiş. onu seçmelerinin nedeni de, dünyadaki insanlar içerisinde üstün bir kişi olmasıymış. ben yorum yapmayayım, yorum sizin olsun. bir de karşılıklı bir konuşma hikâyesi * var ki, cidden güzel yazmış diyor insan. internetten bulunabilir sanırım konuşmanın tamamı.
bir de yer yüzünün içinin boş olduğunu, iç içe girmiş, kutuplarda de birer girişi olan kürelerden oluştuğunu söyleyen biri var. bu kişiye göre yer altında yaşayan kişiler, tünellerle diğer katlara (yani kürelere) geçip kutuplardaki kapılardan çıkıyormuş. bunları herkese kanıtlamak için tüm dünyadan yardım istemiş bu arkadaş. bir nevi çiftlik bank olayına imza atacaktı bence yardım toplayabilseydi.
bu arada agartha ve şambala'yı kur'an-ı kerim'deki yecüc ve mecüc ve benzer şekilde yeni ahit'teki gog ve magog ile bağdaştıranlar var.
son olarak bu konuyu, her ne kadar bilimsel olmasa da adına teori denen oyuk dünya teorisi ile birlikte değerlendirmek uygun olur. zaten yanlış hatırlamıyorsam, bunu ortaya atan kişi de yukarıda bahsettiğim kişi. yeryüzünün içinin boş olduğunu iddia eden kişi yani.
*: yukarıdaki yazıya ek olarak amiral byrd'ün karşılıklı konuşma hikâyesi dediğim kısmı da onedio. com linki olarak ekliyorum
tık
atlantis uygarlığının devamı niteliğindeki çok gelişmiş bir uygarlık olduğuna inanılan ve ismi genellikle şambala ile birlikte anılan uygarlık.
efsaneye göre agartha iyilik ve dürüstlüğü temsil ederken, şambala da tam tersini temsil ediyormuş. fakat tibet'in bazı bölgelerinde ikisinin de aynı olduğu söyleniyor.
yine efsaneye göre agartha son derece gelişmiş bir uygarlıkmış. özellikle himalayalar bölgesinde yerin altında yaşadıkları ve yer altı tünellerinde son derece hızlı hareket eden arabaları olduğu iddia ediliyor. kuzey ve güney kutuplarında büyük delikler bulunduğu ve bu deliklerin de agarthalıların tünel sistemiyle bağlantısı olduğu söyleniyor.
ancak burada devreye amiral byrd denen adam giriyor maalesef. bu adam, kutuplardaki bu deliklerden birini gördüğünü iddia eden tek kişi. buraya kadar sıkıntı yok, istediğini iddia edebilir tabi, ama aynı adam dünyanın düz olduğunu, kutup olarak bildiğimiz yerin ilerisinde başka kıtaların da var olduğunu söyleyen biri olduğundan, söyledikleri ne derece ciddiye alınabilir, tartışılır. sürekli olarak farklı farklı şeyler iddia ederek dikkat çekmeye çalışan biri gibi görünüyor daha çok. üstelik gördüğünü iddia ettiği tek şey delik değil. üzerine bir de değişik varlıklarla iletişime geçip onlara ait yerlere götürüldüğünü söylemiş. onu seçmelerinin nedeni de, dünyadaki insanlar içerisinde üstün bir kişi olmasıymış. ben yorum yapmayayım, yorum sizin olsun. bir de karşılıklı bir konuşma hikâyesi * var ki, cidden güzel yazmış diyor insan. internetten bulunabilir sanırım konuşmanın tamamı.
bir de yer yüzünün içinin boş olduğunu, iç içe girmiş, kutuplarda de birer girişi olan kürelerden oluştuğunu söyleyen biri var. bu kişiye göre yer altında yaşayan kişiler, tünellerle diğer katlara (yani kürelere) geçip kutuplardaki kapılardan çıkıyormuş. bunları herkese kanıtlamak için tüm dünyadan yardım istemiş bu arkadaş. bir nevi çiftlik bank olayına imza atacaktı bence yardım toplayabilseydi.
bu arada agartha ve şambala'yı kur'an-ı kerim'deki yecüc ve mecüc ve benzer şekilde yeni ahit'teki gog ve magog ile bağdaştıranlar var.
son olarak bu konuyu, her ne kadar bilimsel olmasa da adına teori denen oyuk dünya teorisi ile birlikte değerlendirmek uygun olur. zaten yanlış hatırlamıyorsam, bunu ortaya atan kişi de yukarıda bahsettiğim kişi. yeryüzünün içinin boş olduğunu iddia eden kişi yani.
*: yukarıdaki yazıya ek olarak amiral byrd'ün karşılıklı konuşma hikâyesi dediğim kısmı da onedio. com linki olarak ekliyorum
tık
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bu hafta da, ciğer kokumuz mahalleyi saracak belli oldu.
devamını gör...
seni seviyorum demenin farklı şekilleri
üşüyorsun ceketimi al
devamını gör...
bir ben kaldım
şimdi saat sensizliğin ertesi - yusuf hayaloğlu "bir ben kaldım tenhasında gecenin."
kalbe dokunan sözlerin bestelenmiş hali... ayrılığın hediyesi - ahmet kaya
kalbe dokunan sözlerin bestelenmiş hali... ayrılığın hediyesi - ahmet kaya
devamını gör...
rebel inc.
strateji geliştirme odaklı bir isyan simülatörüdür.
oyundaki bölgenin tamamında istikrar sağlandığında operasyon başarılı bir şekilde tamamlanmış olur.
oyundaki bölgenin tamamında istikrar sağlandığında operasyon başarılı bir şekilde tamamlanmış olur.
devamını gör...
pentagram
bu vatanın öz evlatlarıdır.
grubun kuruluşundaki gitaristlerinden ümit yılbar, 1993'te askere gitmek için gruptan ayrılmış, gönüllü olarak komando olmuş, siirt-eruh'ta pkk tarafından şehit edilmiştir.
"bir", "sonsuz" gibi şarkıları manevi yönden ne denli kuvvetli olduklarının,
"gündüz gece", "şeytan bunun neresinde" ise anadolu'nun tam da göbeğinden beslendiklerinin göstergesidir.
benim için "şeytan bunun neresinde" memleketimin bir ozanı olan "şair dertli"' nin eseri olması sebebiyle çok ayrıdır. metin türkcan ise karabük'ün çocuğu olduğu için* ayrıca değerlidir.
2007 rock'n coke'daki gündüz gece, bostancı'daki "bir" performansları akıllara kazınmıştır, muhteşem ötesidir.
35. yılları yaklaşırken biz hala buradayız ? , popçular dışarı.
grubun kuruluşundaki gitaristlerinden ümit yılbar, 1993'te askere gitmek için gruptan ayrılmış, gönüllü olarak komando olmuş, siirt-eruh'ta pkk tarafından şehit edilmiştir.
"bir", "sonsuz" gibi şarkıları manevi yönden ne denli kuvvetli olduklarının,
"gündüz gece", "şeytan bunun neresinde" ise anadolu'nun tam da göbeğinden beslendiklerinin göstergesidir.
benim için "şeytan bunun neresinde" memleketimin bir ozanı olan "şair dertli"' nin eseri olması sebebiyle çok ayrıdır. metin türkcan ise karabük'ün çocuğu olduğu için* ayrıca değerlidir.
2007 rock'n coke'daki gündüz gece, bostancı'daki "bir" performansları akıllara kazınmıştır, muhteşem ötesidir.
35. yılları yaklaşırken biz hala buradayız ? , popçular dışarı.
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
kitap var diye gelmiştim, baktım eğlenceli bir yer devam edeyim dedim. evet.
devamını gör...
evernevergreen
dikkat bu bir nickaltı yalakalığıdır! *
efenim ben tanımlarını severek okuduğum sevgili yazar arkadaşıma nasıl nickaltı yazmamışım diye hayıflandım. tanımları ve yazı dili çıtayı tepelere çıkarmış, cana yakın, sevecen, yardımsever, güleryüzlü bazen bir bahar kelebeği bazen arı maya* iyi kalpli güzel insan evernevergreen.. seviliyorsun.. * hep yazsın, hep okuyalım.. daim olsun kaliteli tanımları.
efenim ben tanımlarını severek okuduğum sevgili yazar arkadaşıma nasıl nickaltı yazmamışım diye hayıflandım. tanımları ve yazı dili çıtayı tepelere çıkarmış, cana yakın, sevecen, yardımsever, güleryüzlü bazen bir bahar kelebeği bazen arı maya* iyi kalpli güzel insan evernevergreen.. seviliyorsun.. * hep yazsın, hep okuyalım.. daim olsun kaliteli tanımları.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/06/18/9hovo5j8g4ki9ak0-t.jpg)
devamını gör...
bir ilişkide olması gereken en önemli şey
önce saygı. bütün ilişkilerde saygı şart. sonra güven. güvenmediğin kimseyle ne iş yaparsın ne de arkadaşlık. daha özele inersem tutku/çekim/aşk. sadakat, sevgi, ilgi, şefkat diye sırayla gidiyor. ve önemli bir şey daha var, yanında utanmadan saçmalayacağın birisi olmalı o özel kişi.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
yaş aldıkça daha duygusal hale gelmem güçlenmeme de yol açıyor aynı zamanda.
bu ilerlemeden çok memnunum açıkçası.
itiraf başlığına dün yazacaktım aslında birazdan diyeceklerimi ama biraz daha geniş geniş yazabilmek adına rahat zaman yaratmak istedim sadece.
asıl itirafıma girizgah yapacak olursam da niye daha duygusal oluyorum yaş aldıkça diye başlamamın sebebini bağlayacağım çünkü.
ülkemizde özellikle dini bayramların çok önemliymiş gibi gözüktüğü fakat aslında bir çok şey gibi içinin boş olması ve gittikçe de boşaltılmasından dolayı zaten hiç o taraklarda bezi olmayan bendeniz zaman içerisinde bu "bayramlaşma" ritüellerinden mecburi olsa bile iyice uzaklaştım. ayrıca ; (bkz: ateistspor)
fakat şu duygusallık işine geliyorum.
bu sene iyiden iyiye hissettiğim ve olaylara farklı açılardan bakabilmemi sağladığını fark ettiğim duygusallık durumunun beni daha iyi insan yaptığını hissediyorum. tabi ki duygusallığın "ağlaklık" olmadığını söylememe gerek yok diye düşünüyorum..
bu bayram hayatımda bir şekilde kısa süredir yer almış olan 2 hemcinsimden çok içten bayram mesajları aldım.
nasıl diyeyim ; hem içimden bir ses o 2 kişinin de bana yazacağını söyledi garip bir şekilde ,hem de olsun "yahu zaten olmasa da olur hem ne yapacaksın sen bayram mesajını?" dedi.
yani bunu kelimelerle anlatmam pek mümkün değil aslında ama milisaniyelik düşünceler, hisler gibi diyelim.
ve birkaç saat arayla gerçekten ikisi de beni çok mutlu eden o bayram mesajlarını gönderdiler bana. aslında sevindiğim şey bayram içerikli mesajlar değil, o 2 kadının bir şekilde içsesimi yanıltmamış olduklarının verdiği mutluluktu! 2 iyi insanı hayatıma katmış olmanın verdiği belki başkaları için küçük ama benim için çok önemli bir gurur kaynağı. ve karşılıklı duyguların beni yanıltmaması ayrıca..
gözlerim dolmaya yakın bir hale geldi bile diyebilirim..
sen ki yılların ateisti, sen ki anarşist, sen ki agresif ve atarlı,sen ki burnunun dikinden başka yol görmeyen insan!
günün birinde kurban bayramı mesajıyla mutlu olacağın aklına gelir miydi?!
-ebilmek -abilmek fiillerini hayatının düsturu yapmış bir insan olarak gelebilirdi pekala ama form olarak farklı algılardın belki..
tüm özelliklerinle "sen" olduğun şu hayatta ne güzel de büyüyorsun, duyguna duygu katıyorsun,tüm hatalarınla yüzleşiyorsun. ne güzel insanlar da tanıyorsun ve onları seviyorsun,sevindirebiliyorsun.
kızlar ; siz burayı muhtemelen şu an okumayacaksiniz,belki de uzun bir süre daha. zaten okumamanız daha anlamlı benim için *
beni çok çok mutlu ettiğinizi bilmenizi isterim,size verdiğim cevaptan daha çok daha mutlu hem de.
hep iyi,hep mutlu olun,verdiklerinizden daha fazlasını alırsınız umarım.
duygusal ablanız bildirdi*
bu ilerlemeden çok memnunum açıkçası.
itiraf başlığına dün yazacaktım aslında birazdan diyeceklerimi ama biraz daha geniş geniş yazabilmek adına rahat zaman yaratmak istedim sadece.
asıl itirafıma girizgah yapacak olursam da niye daha duygusal oluyorum yaş aldıkça diye başlamamın sebebini bağlayacağım çünkü.
ülkemizde özellikle dini bayramların çok önemliymiş gibi gözüktüğü fakat aslında bir çok şey gibi içinin boş olması ve gittikçe de boşaltılmasından dolayı zaten hiç o taraklarda bezi olmayan bendeniz zaman içerisinde bu "bayramlaşma" ritüellerinden mecburi olsa bile iyice uzaklaştım. ayrıca ; (bkz: ateistspor)
fakat şu duygusallık işine geliyorum.
bu sene iyiden iyiye hissettiğim ve olaylara farklı açılardan bakabilmemi sağladığını fark ettiğim duygusallık durumunun beni daha iyi insan yaptığını hissediyorum. tabi ki duygusallığın "ağlaklık" olmadığını söylememe gerek yok diye düşünüyorum..
bu bayram hayatımda bir şekilde kısa süredir yer almış olan 2 hemcinsimden çok içten bayram mesajları aldım.
nasıl diyeyim ; hem içimden bir ses o 2 kişinin de bana yazacağını söyledi garip bir şekilde ,hem de olsun "yahu zaten olmasa da olur hem ne yapacaksın sen bayram mesajını?" dedi.
yani bunu kelimelerle anlatmam pek mümkün değil aslında ama milisaniyelik düşünceler, hisler gibi diyelim.
ve birkaç saat arayla gerçekten ikisi de beni çok mutlu eden o bayram mesajlarını gönderdiler bana. aslında sevindiğim şey bayram içerikli mesajlar değil, o 2 kadının bir şekilde içsesimi yanıltmamış olduklarının verdiği mutluluktu! 2 iyi insanı hayatıma katmış olmanın verdiği belki başkaları için küçük ama benim için çok önemli bir gurur kaynağı. ve karşılıklı duyguların beni yanıltmaması ayrıca..
gözlerim dolmaya yakın bir hale geldi bile diyebilirim..
sen ki yılların ateisti, sen ki anarşist, sen ki agresif ve atarlı,sen ki burnunun dikinden başka yol görmeyen insan!
günün birinde kurban bayramı mesajıyla mutlu olacağın aklına gelir miydi?!
-ebilmek -abilmek fiillerini hayatının düsturu yapmış bir insan olarak gelebilirdi pekala ama form olarak farklı algılardın belki..
tüm özelliklerinle "sen" olduğun şu hayatta ne güzel de büyüyorsun, duyguna duygu katıyorsun,tüm hatalarınla yüzleşiyorsun. ne güzel insanlar da tanıyorsun ve onları seviyorsun,sevindirebiliyorsun.
kızlar ; siz burayı muhtemelen şu an okumayacaksiniz,belki de uzun bir süre daha. zaten okumamanız daha anlamlı benim için *
beni çok çok mutlu ettiğinizi bilmenizi isterim,size verdiğim cevaptan daha çok daha mutlu hem de.
hep iyi,hep mutlu olun,verdiklerinizden daha fazlasını alırsınız umarım.
duygusal ablanız bildirdi*
devamını gör...
ülkeye hiçbir hayrı dokunmayacak meslek grupları
(bkz: influencer)
devamını gör...
biricik sheldon asalı
the big bang theory dizisinin sheldon cooper karakteri tarafından tanıtılan ve "unique sheldon prime" olarak literatüre giren 73 sayısıdır.
sheldon cooper, 73 sayısının neden en iyi sayı olduğunu şu şekilde açıklıyor:
"en iyi sayı 73’tür; çünkü 21. asaldır ve bu da 7 ve 3 ün çarpımıdır. 73’ün tersten yazılmış hali 37, 12. asaldır ve 21’in tersten yazılmış halidir. 73 aynı zamanda ikilik sistemde 1001001, 21 ise 10101 biçiminde olarak yazılır ve bunların her ikisi de palindrom sayılardır.”
bu sayı, dizinin 73. bölümünde tanıtılıyor ve sheldon cooper karakterini canlandıran jim parsons, 1973 doğumludur.
sheldon cooper, 73 sayısının neden en iyi sayı olduğunu şu şekilde açıklıyor:
"en iyi sayı 73’tür; çünkü 21. asaldır ve bu da 7 ve 3 ün çarpımıdır. 73’ün tersten yazılmış hali 37, 12. asaldır ve 21’in tersten yazılmış halidir. 73 aynı zamanda ikilik sistemde 1001001, 21 ise 10101 biçiminde olarak yazılır ve bunların her ikisi de palindrom sayılardır.”
bu sayı, dizinin 73. bölümünde tanıtılıyor ve sheldon cooper karakterini canlandıran jim parsons, 1973 doğumludur.
devamını gör...
antalya'nın renkli halı tarlaları
türkiye'nin 81 ilinden, antalya'nın döşemealtı ilçesine getirilen, dokuma tezgahlarında kök boyalı iplerle dokunmuş halı ve kilimler, yıkanıp, kurutuluyor, onarımdan geçirildikten sonra tarlalara seriliyor.
tarlalarda görsel şölen
güneş altında mikroplardan arınması ve renginin pastele dönüşmesi için tarlalara serilen el dokuması halılar, görsel şölen oluşturuyor.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/07/05/e6gkevl67rybiuc6-t.jpg)
dünyanın her yerine halı gönderiyorlar
ilçede halı ticaretiyle uğraşan halil börekçi, istanbul'da halı ticareti yaparak başladığı mesleğinde 50 yılı geride bıraktığını söyledi.
türkiye'yi karış karış gezerek el dokuması halı ve kilimleri topladığını aktaran börekçi, "insanların evlerinde kullanarak eskittiği halıları yeniden işleyerek yurt dışına pazarlıyorum. bu yolla ülkemize döviz girdisi sağladığım için mutluyum." dedi.
börekçi, güneş altında bekletilen halı ve kilimlerin kimyasallardan arındırıldığını, renklerinin solduğunu anlattı.
bir sezonda 5-6 bin civarındaki halının tarlalara serildiğini vurgulayan börekçi, "anadolu'nun herhangi bir köyünden aldığımız halıyı güneş altında tarlada beklettikten sonra steril havuzlarda yıkayıp, mikroplardan arındırıyoruz. tamamen organik hale getirdiğimiz halı ve kilimleri tekrar kullanıma hazır hale getirmiş oluyoruz. paketlediğimiz halıları dünyanın her yerine gönderiyoruz. en çok da abd'den müşterimiz var." diye konuştu
buradan
devamını gör...
hiç gelmeyecek birini özlemek
bir de gözünün önünde olup tekrar eskisi gibi olamayacağın birini özlemek vardır ki, bir kavanoz cin biberi yemiş gibi yakar kavurur sözlük. hadi göz görmeyince gönül katlanır da iki metre ötende olunca karnını bir müptezel sebepsiz pıçaklıyor gibi olur.
devamını gör...
verdiği artıyı geri alan yazar
çift tıkla tanım beğenme özelliğinden dolayı, bazen kontrolüm dışında beğeni verdiğim için "aaa ben bunu beğenmedim ki, yok canım daha neler, ben beğenmedim elim beğenmiş" diyerek geri alıyorum.
tanım: kendine göre bir nedene sahip yazardır.
tanım: kendine göre bir nedene sahip yazardır.
devamını gör...
kötü espriler
-hocam karpuz sever misiniz ?
+ne alaka evladım ? severim!
-hocam ben karpuz sevmiyorum yağmurpuz daha çok hoşuma gidiyor.
(hani kar puz yağmur puz . kfkfkfk)
not:sene 2011 civarı bu espiri yüzünden iktisat dersi hocası 1 yıl boyunca dersine almadı ve kaldım.
+ne alaka evladım ? severim!
-hocam ben karpuz sevmiyorum yağmurpuz daha çok hoşuma gidiyor.
(hani kar puz yağmur puz . kfkfkfk)
not:sene 2011 civarı bu espiri yüzünden iktisat dersi hocası 1 yıl boyunca dersine almadı ve kaldım.
devamını gör...
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir değil çok şey var. öğrendiğim bazı şeyler bir şiirde mısralar olmuş. izninizle o şiiri paylaşmak istiyorum sizlerle.
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“o olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin onu sevdiğinden…
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları…
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“o benim.” diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak…
not:bu şiir can yücel'e ait değildir. gerçekte kime ait olduğunu bulamadım. bilen yazarlar beni bilgilendirirse çok mutlu olurum.
şairi buldum editi: yukarıdaki şiir perihan özcan'a aittir. yardımcı olan yazarlara teşekkür ediyorum çok çok.*
kaynaksız olmaz
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“o olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin onu sevdiğinden…
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları…
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“o benim.” diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak…
not:bu şiir can yücel'e ait değildir. gerçekte kime ait olduğunu bulamadım. bilen yazarlar beni bilgilendirirse çok mutlu olurum.
şairi buldum editi: yukarıdaki şiir perihan özcan'a aittir. yardımcı olan yazarlara teşekkür ediyorum çok çok.*
kaynaksız olmaz
devamını gör...
yazarların en çok özlemini duyduğu şey
çocukken sokaktaki arkadaşlarımla akşam on bire kadar oyun oynamayı, kahkahalarımızın duvara yankılandığı günleri özledim.
devamını gör...