yazarların bugünkü mutluluk sebebi
gommedolap yaptırıyorum.. çok mutluyum sözlük çok..
devamını gör...
gibi
"sen aynur ablanla hitler'i bir mi tutuyon?"
ara ara gülmekten nefessiz kaldığım dizi. feyyaz yiğit komedisinde kilit nokta sessizliktir. en çok güldüren sahneler sessiz kalınan sahnelerdir. durum oluşur ve siz o duruma şahit olup gülmeye devam ederken ortam sessizleşir...
tam 10 ay oldu ve başlamamak için kendimi tutup çok sabrettim. 2. sezonun başlamasına az kala da ilk sezonu seyretmeye başladım ki arada çok bir bekleme durumu olmasın.
daha sonra dizi ile ilgili, hele hele herkesin pek beğenmediği 3. bölüm ile ilgili bir şeyler yazacağım.
dizinin başarısındaki asıl isim, kilit isim için aşağı bakınız;
aziz kedi
ara ara gülmekten nefessiz kaldığım dizi. feyyaz yiğit komedisinde kilit nokta sessizliktir. en çok güldüren sahneler sessiz kalınan sahnelerdir. durum oluşur ve siz o duruma şahit olup gülmeye devam ederken ortam sessizleşir...
tam 10 ay oldu ve başlamamak için kendimi tutup çok sabrettim. 2. sezonun başlamasına az kala da ilk sezonu seyretmeye başladım ki arada çok bir bekleme durumu olmasın.
daha sonra dizi ile ilgili, hele hele herkesin pek beğenmediği 3. bölüm ile ilgili bir şeyler yazacağım.
dizinin başarısındaki asıl isim, kilit isim için aşağı bakınız;
aziz kedi
devamını gör...
uğur mumcu
eskişehir odunpazarı belediyesi'nin anısını yaşatmak için anıt parkını açtığı, bombalı suikaste kurban gitmiş atatürkçü gazeteci.
bombayla patlatılan otomobili ankara'dan özel izinle getirilerek parkta sergilenmektedir. kendisini göremesek de gericilerle ne kadar mücadele ettiğini büyüklerimizden öğrendik, huzur içinde uyusun.
bombayla patlatılan otomobili ankara'dan özel izinle getirilerek parkta sergilenmektedir. kendisini göremesek de gericilerle ne kadar mücadele ettiğini büyüklerimizden öğrendik, huzur içinde uyusun.
devamını gör...
gecelerin ötesi
türk sinemasında toplumsal gerçekçilik akımının en iyi örneği olan 1960 yapımı metin erksan şaheseri.
kısaca konusuna değinecek olursak;
ait oldukları alt sınıf topluluktan kurtulmak isteyen aynı mahallede yaşayan ve farklı beklentilere sahip 7 arkadaşın ortak arzuları olan paraya ulaşmak için çete kurup giriştikleri benzin istasyonu soygununu anlatan 27 mayıs öncesi dönemde ülkenin sosyo ekonomik durumuna ve amerikan rüyası yaklaşımına bir eleştiri niteliğindedir. hepsinin farklı beklentileri ve hayalleri olmasına rağmen sonu aynıdır. kısa yoldan zengin olmak isteyen gençler, meşhur olmak isteyen müzisyenler, ezilen işçi sınıfları, zengin koca avcıları yıllardır değişmeyen yaralar yani.
film günümüzde bile izlenildiğinde değişen bir şeyin olmadığı hatta daha kötüye gittiğimizi anlamanızı sağlayacaktı kadir savun, erol taş, suphi kaner , metin ersoy , suna selen, hayati hamzaoğlu gibi gerçekten mükemmel sanatçıların rol değil de gerçekten o hayatı yaşadığına inanırsınız.
filmin müziklerine gelince bir yeşilçam filminden beklentilerinizi 5000 katı ile çarpın işte odur. hele son sahne anlatmak ile bitmez benim için yeşilçam'ın en underrated filmidir burada bile bu başlığın bu zaman açılması bunun göstergesidir.
kadir savun oyunculuğu için bu film içinde ayrı bir parantez açmak gerekir.
ödülleri:
en iyi yardımcı erkek oyuncu (türk filmleri yarışması-1961)
en iyi senaryo (türk filmleri yarışması-1961)
kısaca konusuna değinecek olursak;
ait oldukları alt sınıf topluluktan kurtulmak isteyen aynı mahallede yaşayan ve farklı beklentilere sahip 7 arkadaşın ortak arzuları olan paraya ulaşmak için çete kurup giriştikleri benzin istasyonu soygununu anlatan 27 mayıs öncesi dönemde ülkenin sosyo ekonomik durumuna ve amerikan rüyası yaklaşımına bir eleştiri niteliğindedir. hepsinin farklı beklentileri ve hayalleri olmasına rağmen sonu aynıdır. kısa yoldan zengin olmak isteyen gençler, meşhur olmak isteyen müzisyenler, ezilen işçi sınıfları, zengin koca avcıları yıllardır değişmeyen yaralar yani.
film günümüzde bile izlenildiğinde değişen bir şeyin olmadığı hatta daha kötüye gittiğimizi anlamanızı sağlayacaktı kadir savun, erol taş, suphi kaner , metin ersoy , suna selen, hayati hamzaoğlu gibi gerçekten mükemmel sanatçıların rol değil de gerçekten o hayatı yaşadığına inanırsınız.
filmin müziklerine gelince bir yeşilçam filminden beklentilerinizi 5000 katı ile çarpın işte odur. hele son sahne anlatmak ile bitmez benim için yeşilçam'ın en underrated filmidir burada bile bu başlığın bu zaman açılması bunun göstergesidir.
kadir savun oyunculuğu için bu film içinde ayrı bir parantez açmak gerekir.
ödülleri:
en iyi yardımcı erkek oyuncu (türk filmleri yarışması-1961)
en iyi senaryo (türk filmleri yarışması-1961)
devamını gör...
ekim'de maskelere veda edeceğiz iddiası
maskelere veda edene kadar inanmayacağım iddiadır.
veda ettikten sonra bile bir süre inanmayabilirim.
veda ettikten sonra bile bir süre inanmayabilirim.
devamını gör...
bildirim yağmuruna tutulmanın getirdiği zevk
"yaaa teşekkürler teşekkürler" diye ödül alıyormuşçasına seviniyorum.
devamını gör...
bir gün mutlaka gideceğim denilen yer
nikah masası.
devamını gör...
karayılan'ı bin parçaya bölmezsek şehitler yüzümüze tükürsün
bir kez daha anlamış bulunuyorum ki bu adamlar siyaseti sadece ve sadece kendilerine körü körüne bağlı insanlar için yapıyorlar.
adamın söylediği hiçbir şeye ben ikna olmuyorum olmamda olanlar buyursunlar efendim.
adamın söylediği hiçbir şeye ben ikna olmuyorum olmamda olanlar buyursunlar efendim.
devamını gör...
1000kitap
bir kitap inceleme, alıntılama ve listeleme uygulamasıdır.
bir dönem okuduğum kitapları listelemek ve kendi kişisel not defterim muamelesi yaparak beğendiğim alıntıları not etmek ve de okuduğum kitaplar aklımdan hiç silinmesin diye haklarında inceleme yazmak için kullandığım bir uygulama idi. şimdi artık sadece okuduğum kitapları işaretleyip yıllık bir liste elde etmek için kullanıyorum.
çünkü nadiren iyi bir kitap incelemesine rast gelmeye başladım. uygulamadaki neredeyse herkes okudukları kitapları ilginç, enterasan, güzel ya da etkileyici buluyor. okumamızı ya da okumamamızı salık veriyor. bunun dışında kitaplar ilgili anlatacak hiçbir şeyi yok hiç kimsenin.
bir de üstüne üstlük gül kokulu kalemleri ile bal gibi iletiler paylaşan bir ekip, bunun yanından maneviyatı yüksek olduğu için ellerinde güllü yasin kitabı ile cumayı hayırlayan bir başka ekip ve salya sümük bir romantizmin kollarında depresif bir acının sıcaklığına sığınıp kendini harap eden bir başka ekip var.
dolayısıyla bir edebiyat uygulaması olmaktan çıkıp amatör bir facebook hareketine döndüğü için uygulamayı arada bir girip okuduğum kitapları işaretlemek için kullanıyorum.
ama siz kullanın. kullanın ki kaleminiz hep gül koksun ve daim olsun.
bir dönem okuduğum kitapları listelemek ve kendi kişisel not defterim muamelesi yaparak beğendiğim alıntıları not etmek ve de okuduğum kitaplar aklımdan hiç silinmesin diye haklarında inceleme yazmak için kullandığım bir uygulama idi. şimdi artık sadece okuduğum kitapları işaretleyip yıllık bir liste elde etmek için kullanıyorum.
çünkü nadiren iyi bir kitap incelemesine rast gelmeye başladım. uygulamadaki neredeyse herkes okudukları kitapları ilginç, enterasan, güzel ya da etkileyici buluyor. okumamızı ya da okumamamızı salık veriyor. bunun dışında kitaplar ilgili anlatacak hiçbir şeyi yok hiç kimsenin.
bir de üstüne üstlük gül kokulu kalemleri ile bal gibi iletiler paylaşan bir ekip, bunun yanından maneviyatı yüksek olduğu için ellerinde güllü yasin kitabı ile cumayı hayırlayan bir başka ekip ve salya sümük bir romantizmin kollarında depresif bir acının sıcaklığına sığınıp kendini harap eden bir başka ekip var.
dolayısıyla bir edebiyat uygulaması olmaktan çıkıp amatör bir facebook hareketine döndüğü için uygulamayı arada bir girip okuduğum kitapları işaretlemek için kullanıyorum.
ama siz kullanın. kullanın ki kaleminiz hep gül koksun ve daim olsun.
devamını gör...
kondisyon
çok önemli bir kavramdır.
yeterli olarak sağlanamaması başarıya engel olur.
yeterli olarak sağlanamaması başarıya engel olur.
devamını gör...
trafoya giren kedi
bir dönemin efsane kedisidir.
malum şahıslar tarafından sıkça bahane olarak kullanılır.
malum şahıslar tarafından sıkça bahane olarak kullanılır.
devamını gör...
mahallenin muhtarları
1992 - 2002 yılları arasında yayımlanmış 10 sezon sürmüş o kanal senin bu kanal benim gezmiş kendi çapında komedi, aile dizisi.
oğuz yalçın, filiz kaynak, avni kütükoğlu ve nursan esenboğa'nın yönetip kandemir konduk'un senaristliğini yaptığı hemen hemen her bölümde bölümün konusuyla alakalı şarkılar geçen bir türk dizisi.
eski mahalle kültürünü ve o mahalledeki insanların başlarından geçen olayları, kavgalarını, didişmelerini, atlattığı zorlukları, samimi duygularını konu alan kendi döneminde değerlendirilmesi gereken bir dizidir.
başrollerinde,
aydan burhan
erkan can
cihat tamer
ışık aras
goncagül sunar
esra akkaya
nedret özbek
leman çıdamlı
filiz taçbaş
benim hatırladığım kadarıyla bir muhtar bey (cihat tamer) ve onun muhtardan öte kızı fadime (aydan burhan) var mahallede.
çaycı temel (erkan can) ilk yıllarda koşturup durur fadime'nin peşinde. fadime istemez, naz yapar, süründürür sıkça. temel pek sebatkardır aşkı için uğraşır durur asla vazgeçmez.
fadime'yi ikna eder ve nişanlanırlar. tam düğün günü fadime hayallere dalar açık kalan ütüyü unutur ve yangın çıkar. kavuşamazlar iki sevgili, mutlu bir evlilik hayal olur.
mahalleye bir şirin taşınır. adı gibi şirin, hanım, kendi halinde fadime'nin aksine pek uysal. şirin (esra akkaya) üniversite okuyan yeğenleri için taşınır istanbul'a.
temel şirin'in pek beğenir ee karşılıkta bulur tabi. bu sefer engel şirin'in ablası melek olur. birazda böyle oyalanır temel sonra icazet alır ve evlenirler.
temel'i maymunu çaydanlık renk katar diziye. mahallede çeşit çeşit karakter vardır. değişik tipte bir sürü insan. bugün olsa izlenmeyecek bir dizi o zaman izlenmiştir ama gereksiz uzatılmıştır. tadında bırakılsa belki bugün hakkında bu kadar gev gev yapılmayacaktı. dönemin kendi çapında komik, saçma ama izlenen dizisi işte. ben tabi çocuktum tüm sezon'u izlediğimi sanmıyorum ama aklımda bayağı detayları kalmış. tabi bunun bir nedeni de tekrar tekrar tvde gösterilmiş olması.
akılda kalan bir diğer karakter mehpare (nedret özbek) 'annem annem' 'hakkım hakkım' deyişleriyle saf, temiz kalpli bir hanımcağız. abisi şoför ali, (yalçın gülhan) yengesi behiye (filiz taçbaş) annesi seher (leman çıdamlı) ile beraber yaşar. hakkı'sını da (nezih tuncay) unutmamak lazım. aşklarına annesi biraz karşı çıksada sonunda evlenirler.
çoğu insanın beğenmediği fakat benim o yıllar çocuk olduğum ve daha sonra hiç izlemediğim için anımsadığımda beni tebessüm ettiren bir dizi. eski mahalle kültürünü, dostluğunu getirir aklıma. dediğim gibi fazla uzun olması ve tekrar tekrar ekranlarda dönmesi biraz sıkmış olabilir.
ayrıca tam 4 kanal gezmiş bir dizidir. kanal 6'da başlayıp atv, kanal d ve star tv'ye geçmiş ve orada noktalanmıştır.
oğuz yalçın, filiz kaynak, avni kütükoğlu ve nursan esenboğa'nın yönetip kandemir konduk'un senaristliğini yaptığı hemen hemen her bölümde bölümün konusuyla alakalı şarkılar geçen bir türk dizisi.
eski mahalle kültürünü ve o mahalledeki insanların başlarından geçen olayları, kavgalarını, didişmelerini, atlattığı zorlukları, samimi duygularını konu alan kendi döneminde değerlendirilmesi gereken bir dizidir.
başrollerinde,
aydan burhan
erkan can
cihat tamer
ışık aras
goncagül sunar
esra akkaya
nedret özbek
leman çıdamlı
filiz taçbaş
benim hatırladığım kadarıyla bir muhtar bey (cihat tamer) ve onun muhtardan öte kızı fadime (aydan burhan) var mahallede.
çaycı temel (erkan can) ilk yıllarda koşturup durur fadime'nin peşinde. fadime istemez, naz yapar, süründürür sıkça. temel pek sebatkardır aşkı için uğraşır durur asla vazgeçmez.
fadime'yi ikna eder ve nişanlanırlar. tam düğün günü fadime hayallere dalar açık kalan ütüyü unutur ve yangın çıkar. kavuşamazlar iki sevgili, mutlu bir evlilik hayal olur.
mahalleye bir şirin taşınır. adı gibi şirin, hanım, kendi halinde fadime'nin aksine pek uysal. şirin (esra akkaya) üniversite okuyan yeğenleri için taşınır istanbul'a.
temel şirin'in pek beğenir ee karşılıkta bulur tabi. bu sefer engel şirin'in ablası melek olur. birazda böyle oyalanır temel sonra icazet alır ve evlenirler.
temel'i maymunu çaydanlık renk katar diziye. mahallede çeşit çeşit karakter vardır. değişik tipte bir sürü insan. bugün olsa izlenmeyecek bir dizi o zaman izlenmiştir ama gereksiz uzatılmıştır. tadında bırakılsa belki bugün hakkında bu kadar gev gev yapılmayacaktı. dönemin kendi çapında komik, saçma ama izlenen dizisi işte. ben tabi çocuktum tüm sezon'u izlediğimi sanmıyorum ama aklımda bayağı detayları kalmış. tabi bunun bir nedeni de tekrar tekrar tvde gösterilmiş olması.
akılda kalan bir diğer karakter mehpare (nedret özbek) 'annem annem' 'hakkım hakkım' deyişleriyle saf, temiz kalpli bir hanımcağız. abisi şoför ali, (yalçın gülhan) yengesi behiye (filiz taçbaş) annesi seher (leman çıdamlı) ile beraber yaşar. hakkı'sını da (nezih tuncay) unutmamak lazım. aşklarına annesi biraz karşı çıksada sonunda evlenirler.
çoğu insanın beğenmediği fakat benim o yıllar çocuk olduğum ve daha sonra hiç izlemediğim için anımsadığımda beni tebessüm ettiren bir dizi. eski mahalle kültürünü, dostluğunu getirir aklıma. dediğim gibi fazla uzun olması ve tekrar tekrar ekranlarda dönmesi biraz sıkmış olabilir.
ayrıca tam 4 kanal gezmiş bir dizidir. kanal 6'da başlayıp atv, kanal d ve star tv'ye geçmiş ve orada noktalanmıştır.
devamını gör...
hakaret edip engellemek
sözlük yazarlarımızın vazgeçilmez zevklerinden.
geri zekâlı olduğunu belli etme şekli.
geri zekâlı olduğunu belli etme şekli.
devamını gör...
respiratuar distres sendromu
her iki akciğerde de oksijen tedavisine yanıt vermeyen akut solunum yetmezliği sendromudur.
devamını gör...
değerini kaybedince anladığımız bir şey
bozdurulan dolar.*
devamını gör...
dolunay
geceye gizem ve güzellik katan, ayın en çekici hali.
ne zaman dolunay olsa,
kaldırıp başımı baksam ona,
kimler bakıyor diye düşlerim,
içlerinde acaba var mıdır ruh eşim?
ne zaman dolunay olsa,
kaldırıp başımı baksam ona,
kimler bakıyor diye düşlerim,
içlerinde acaba var mıdır ruh eşim?
devamını gör...
reptilian
reptilianlar yıllar önce insanlarla bir arada yaşamaktadırlar fakat daha sonraları insanlara düşman olup onları yok etmeye başlarlar. bunun üzerine diğer uzaylı medeniyetler insanları gezegenden alır ve anunnakilerden bu gezegeni yok etmelerini isterler. ardından meşhur anunnaki ve reptilian savaşları olur ve bu savaşın ardından reptilianlar güneş sisteminin dışına kaçar.
anlatılan hikayeler ne kadar doğru bilinmez ama ben varlıklarına inanmaktayım.

bazı sümer heykelleri
anlatılan hikayeler ne kadar doğru bilinmez ama ben varlıklarına inanmaktayım.

bazı sümer heykelleri
devamını gör...
agatha christie
dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kadın polisiye romanı yazarıdır. günümüzde izlediğimiz diziler ve filmlerin çoğu, işleniş yapı ve kurgu bakımından christie'nin kitaplarından izler taşır. bazıları büsbütün bayat, klasik kopyalarıdır. polisiye türü için tüm dünyaya ilham vermiş büyük yazardır.
ayrıca bkz: hercule poirot
ayrıca bkz: hercule poirot
devamını gör...
yazarların kitaplıklarının fotoğrafları
bazı arkadaşların yanlış anlamalarından mütevellit bu başlığı fesh ediyorum.
devamını gör...
4.murad'ın bağdad'ı fethi
safeviler erdebil barış antlaşmasını 1624 yılında ihlal etmiş ve osmanlı safevi savaşı o tarihte tekrar başlamıştı. sultan 4. murad 8 mayıs 1638 yılında bağdad üzerine sefer kararı aldı ve bu tarihte ordusu ile birlikte istanbuldan ayrıldı.
istanbul bağdad yolu 110 konağa ayrılmıştı. iznik 5., inönü 14. konaktı. eskişehir civarına gelirken sultan murad, atası osman gazi'nin kayınpederi şeyh edebalı'nın türbesini ziyaret etti. sadrazam bayram paşa, 28 mayısta inönü konağında gelip orduya emrindeki birliklerle birlikte katıldı. 8 haziran 1638 yılında ordu akşehir'e geldi.
17 haziranda konya'ya gelen sultan murad, burada mevlana'nın türbesini ziyaret etti. 25 hazirana kadar burada konakladılar. konya'ya geleli 5 gün olmuştu ki ahmed adında üfürükçü bir şeyh yakalanıp idam edildi.
konya-halep arasını 27 günde alan osmanlı ordusu, 22 temmuzda bu şehre vardı. burası, istanbul-bağdad yolunun tam ortasıydı. 6 ağustos'a kadar 15 gün halepte kaldılar. buradan 6 ağustos tarihinde ilerlemeye başlayan osmanlı ordusu, 15 kasım günü bağdad önlerine geldi ve muhasaraya başladı. istanbul - bağdad arası mesafe konaklamalar ile birlikte 5 ay 8 günde alınmıştı.
bağad'ı bektaş han kumandasında 40 bin civarında safevi askerinden oluşan bir garnizon savunuyordu. şah safi, ordusu ile birlikte kasr-ı şirin'de bekliyordu. şah safi bağdad'ın muhasara altına alındığını öğrenince yanına 12 bin kişilik bir önce kuvvet alarak diyale ırmağına kadar yanaştı. halep beylerbeyi şah'ın ırmağı geçmesine engel olmak için gönderildi, zaten şah'ın ırmağı geçmeye ve muazzam büyüklükteki osmanlı ordusu ile çarpışmaya hiç niyeti yoktu. fakat bağdad'ın düşeceğine ihtimal vermiyor, şehrin kuvvetli surlarına ve içerideki 40 bin asker ile yüzlerce topa güveniyordu.
sultan murad, birkaç defa yanında 86 yaşındaki şeyhülislamı yahya efendi ile birlikte, en ileri hatlara kadar gelip askerini morallendirdi. yaralı çadırlarını, kendi çadırlarının etrafına kurdurdu. her gün yaralıları ziyaret ediyor, hatırlarını soruyor ve her birine 50 altın ihsan ediyordu.
27 kasımda, surlarda ilk geniş gedikler açıldı. 4 aralıkta, musul'dan yola çıkarılan 10 büyük muhasara topu daha, dicle üzerinden osmanlı ordusuna getirildi. bu vuruşmalar esnasında tayyar mehmed paşa alnına yediği bir safevi kurşunu ile şehid oldu. aynı şekilde babası olan uçar mustafa paşa da bağdad önlerinde bir safevi kurşunu ile şehid olmuştu.
24 aralık sabahı bektaş han daha fazla dayanamayarak vire ile yani sağ kalan askerlerin serbestçe çıkıp gitmeleri şartı ile kaleyi teslim edeceğini bildirdi. sultan murad, karanlık basmadan teslim olmaları kaydıyla bu teklifi kabul etti.
safevi garnizonun'nun 4'te3'ü türklerden oluşuyordu. bunların arasından bir kısmı ile birlikte bektaş han, şah safi'den korktuğu için osmanlı hizmetine girdi.
1 ay 9 gün süren bağdad muhasarasında, 10 bin safevi ve 5 bin osmanlı askeri öldü. bunun yanında 20 bin kadar asker yaralandı. neredeyse 15 yıldır işgal altında olan bağdad, 1917 yılında kaybedilene kadar bir daha işgal görmedi. sultan 4.murad ise "bağdad fatihi" ünvanı ile anılmaya başlandı.
istanbul bağdad yolu 110 konağa ayrılmıştı. iznik 5., inönü 14. konaktı. eskişehir civarına gelirken sultan murad, atası osman gazi'nin kayınpederi şeyh edebalı'nın türbesini ziyaret etti. sadrazam bayram paşa, 28 mayısta inönü konağında gelip orduya emrindeki birliklerle birlikte katıldı. 8 haziran 1638 yılında ordu akşehir'e geldi.
17 haziranda konya'ya gelen sultan murad, burada mevlana'nın türbesini ziyaret etti. 25 hazirana kadar burada konakladılar. konya'ya geleli 5 gün olmuştu ki ahmed adında üfürükçü bir şeyh yakalanıp idam edildi.
konya-halep arasını 27 günde alan osmanlı ordusu, 22 temmuzda bu şehre vardı. burası, istanbul-bağdad yolunun tam ortasıydı. 6 ağustos'a kadar 15 gün halepte kaldılar. buradan 6 ağustos tarihinde ilerlemeye başlayan osmanlı ordusu, 15 kasım günü bağdad önlerine geldi ve muhasaraya başladı. istanbul - bağdad arası mesafe konaklamalar ile birlikte 5 ay 8 günde alınmıştı.
bağad'ı bektaş han kumandasında 40 bin civarında safevi askerinden oluşan bir garnizon savunuyordu. şah safi, ordusu ile birlikte kasr-ı şirin'de bekliyordu. şah safi bağdad'ın muhasara altına alındığını öğrenince yanına 12 bin kişilik bir önce kuvvet alarak diyale ırmağına kadar yanaştı. halep beylerbeyi şah'ın ırmağı geçmesine engel olmak için gönderildi, zaten şah'ın ırmağı geçmeye ve muazzam büyüklükteki osmanlı ordusu ile çarpışmaya hiç niyeti yoktu. fakat bağdad'ın düşeceğine ihtimal vermiyor, şehrin kuvvetli surlarına ve içerideki 40 bin asker ile yüzlerce topa güveniyordu.
sultan murad, birkaç defa yanında 86 yaşındaki şeyhülislamı yahya efendi ile birlikte, en ileri hatlara kadar gelip askerini morallendirdi. yaralı çadırlarını, kendi çadırlarının etrafına kurdurdu. her gün yaralıları ziyaret ediyor, hatırlarını soruyor ve her birine 50 altın ihsan ediyordu.
27 kasımda, surlarda ilk geniş gedikler açıldı. 4 aralıkta, musul'dan yola çıkarılan 10 büyük muhasara topu daha, dicle üzerinden osmanlı ordusuna getirildi. bu vuruşmalar esnasında tayyar mehmed paşa alnına yediği bir safevi kurşunu ile şehid oldu. aynı şekilde babası olan uçar mustafa paşa da bağdad önlerinde bir safevi kurşunu ile şehid olmuştu.
24 aralık sabahı bektaş han daha fazla dayanamayarak vire ile yani sağ kalan askerlerin serbestçe çıkıp gitmeleri şartı ile kaleyi teslim edeceğini bildirdi. sultan murad, karanlık basmadan teslim olmaları kaydıyla bu teklifi kabul etti.
safevi garnizonun'nun 4'te3'ü türklerden oluşuyordu. bunların arasından bir kısmı ile birlikte bektaş han, şah safi'den korktuğu için osmanlı hizmetine girdi.
1 ay 9 gün süren bağdad muhasarasında, 10 bin safevi ve 5 bin osmanlı askeri öldü. bunun yanında 20 bin kadar asker yaralandı. neredeyse 15 yıldır işgal altında olan bağdad, 1917 yılında kaybedilene kadar bir daha işgal görmedi. sultan 4.murad ise "bağdad fatihi" ünvanı ile anılmaya başlandı.
devamını gör...