çift maske takmak
diğerlerinin dikkat etmediğini görünce önlem katsayısını artıran eylemdir.
devamını gör...
küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler
devamını gör...
sosyal medya kullanmayan insan
sözlük sayılmıyorsa hiçbir sosyal medya hesabım yok. ihtiyaç da duymuyorum, vaktimi boşa harcamak istemiyorum.
genelde interneti araştırmak ve okumak için kullanıyorum.
genelde interneti araştırmak ve okumak için kullanıyorum.
devamını gör...
türk halkının cahil kalma nedeni
ülkedeki herkesin kapitalist kafa yapısına sahip olması, paranın kölesi olmasıdır. mesleğimizi, idealist bir birey olarak değil para aşığı bir birey olarak yapmamızdır ve seçmemizdir. ülkeye dünyaya insanlığa bir şey katma iç güdüsü yok kimsede. güzel bir ev alayım , bir bmw çekeyim bir de iphone, iki fiyakalı gömlek yeter de artar bana , artık ülke çökmüş mü insanlık sonunu getirebilecek sorunlarla mı cebelleşiyor bana ne! kafasındaysan nasıl bir şeyler öğrenebilirsin; hangi dürtüyle?
devamını gör...
kısa şiirler
ölüyorum tanrım
bu da oldu işte
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım
ama, ayrıca aldığın şu hayat fena değildir
üstü kalsın.
cemal süreyya
bu da oldu işte
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım
ama, ayrıca aldığın şu hayat fena değildir
üstü kalsın.
cemal süreyya
devamını gör...
manuş baba'nın çok hızlı unutulması
ben unutmadım.
devamını gör...
söylenecek çok şey varken susmayı tercih etmek
daha fazla sızı hissetmemek için yapılan ve bana göre de doğrusu olan eylemdir. söylenecekler bırak yüreğinde kalsın, dışarı çıkartıp kirletmemeli...
devamını gör...
fazla arkadaşı olmayan insan
yaş ilerledikçe yavaş yavaş azaldı. hatta şuan düşününce gerçekten dertleşebileceğim tek arkadaşım var.
devamını gör...
leo the deacon
leo the deacon (diyakoz leon), iyonya kaloe'de doğmuş bizanslı tarihçi ve vakanüvis. tarihi tamamen kendi gözlemleri ile aktarmaya özen göstermiştir (triaditza kuşatması, antakya ve kuzey suriye bölgesinin fethi, bulgar savaşı vs.) fakat çok sık basit kelimeleri bile unutulmuş eş anlamları ile yazdığı için bu tavrı bilge görünme çabası olarak adlandırılmış ve değersizleştirilmiştir. oysa leo the deacon ne kadar değersizleştirilmiş ve sıkıcı bulunmuş olsa bile döneminin önemli otoritelerinden biri olduğu unutulmamalı. konstantinopolis'te imparatorluk tarihi yazmaya başlamış fakat bitiremeden ölmüştür.
" the events as i saw them with my own eyes (for eyes are more trustworthy than ears, as herodotus says) and as i gathered them from those who saw them, these things i write in my book."
kaynak: bir kaç bilgi catholic encyclopedia'dan teyit edilmiştir.
" the events as i saw them with my own eyes (for eyes are more trustworthy than ears, as herodotus says) and as i gathered them from those who saw them, these things i write in my book."
kaynak: bir kaç bilgi catholic encyclopedia'dan teyit edilmiştir.
devamını gör...
öz güveni zedeleyen öğretmen
kekemelik problemi olan öğrencisinin konuşma bozukluğunu tiye alan ve sınıftaki diğer 24 öğrencisini güldüren öğretmendir aynı zamanda.
devamını gör...
alan shearer
ingiliz eski milli futbolcudur. futbol tarihinin en iyi santraforlarından biridir.
onu hep siyah beyaz newcastle formasıyla hatırlarız. kariyerinde southampton, blackburn ve newcastle united forması giymiştir. kendisi premier ligte 441 maçta forma giyip 260 gol atıp 61 asist yapmıştır.
kendisi kendine has gol sevinciyle ve golün her türlüsünü atmasıyla futbolseverlerin gönlünde taht kurmuştur. gelmiş geçmiş en karizmatik forvetlerden biridir. newcastle kulübüne duyduğu saygı ve sevgi onun en büyük özelliklerindendir. st james park önünde heykeli vardır öyle değerli öyle önemlidir siyah beyazlılar için.
newcastle united takımına konsantre olmak için 30 yaşında milli takımı bırakmıştır. milli takımda 63 maçta 30 gol atmıştır.
kendisi golün her türlüsünü atabilen eski tip santraforlardan birisiydi. ceza sahası dışından kafa golleri atıp tribünlere elini kaldırırdı.
kendisiyle manchester united ve alex ferguson baya yakından ilgilenmiştir ama tercihi siyah beyaz formadan yana olmuştur.
bir ödül töreninde alex ferguson ona bizde olsaydın kaç tane daha madalya alabileceğini düşünebiliyor musun demiştir. yılların golcüsü shearer ise size gelmiş olsaydım kaç tane daha avrupa kupası kazanmış olacağınızı düşünebiliyor musun demiştir.
zamanında izlediğim bir belgeselde newcastle halkının shearera yaklaşımını çok ilginç bulmuştum. adama tapıyorlardı. bildiğiniz tapıyorlardı. okul isimlerinden tutun park bahçe isimlerine kadar onun isimlerini veriyorlardı. bir şehrin özgürlük umutları olmuş bir adam lan bu dedim.
kendisi futbolculuğundan sonra newcastle kulübünde teknik direktörlük yaptı ama pek başarılı olamadı. şu an yorumculuk yapıyor.
kendisi jubile maçında sakatlığı yüzünden oynayamayan ve oynamadığı maçın sonunda penaltı atarak son golünü atan ferguson amcanın deyimiyle profesyonellerin profesyonelidir.
çok büyüksün shearer.
resimag.com/p1/1b0379aacade.jpeg
onu hep siyah beyaz newcastle formasıyla hatırlarız. kariyerinde southampton, blackburn ve newcastle united forması giymiştir. kendisi premier ligte 441 maçta forma giyip 260 gol atıp 61 asist yapmıştır.
kendisi kendine has gol sevinciyle ve golün her türlüsünü atmasıyla futbolseverlerin gönlünde taht kurmuştur. gelmiş geçmiş en karizmatik forvetlerden biridir. newcastle kulübüne duyduğu saygı ve sevgi onun en büyük özelliklerindendir. st james park önünde heykeli vardır öyle değerli öyle önemlidir siyah beyazlılar için.
newcastle united takımına konsantre olmak için 30 yaşında milli takımı bırakmıştır. milli takımda 63 maçta 30 gol atmıştır.
kendisi golün her türlüsünü atabilen eski tip santraforlardan birisiydi. ceza sahası dışından kafa golleri atıp tribünlere elini kaldırırdı.
kendisiyle manchester united ve alex ferguson baya yakından ilgilenmiştir ama tercihi siyah beyaz formadan yana olmuştur.
bir ödül töreninde alex ferguson ona bizde olsaydın kaç tane daha madalya alabileceğini düşünebiliyor musun demiştir. yılların golcüsü shearer ise size gelmiş olsaydım kaç tane daha avrupa kupası kazanmış olacağınızı düşünebiliyor musun demiştir.
zamanında izlediğim bir belgeselde newcastle halkının shearera yaklaşımını çok ilginç bulmuştum. adama tapıyorlardı. bildiğiniz tapıyorlardı. okul isimlerinden tutun park bahçe isimlerine kadar onun isimlerini veriyorlardı. bir şehrin özgürlük umutları olmuş bir adam lan bu dedim.
kendisi futbolculuğundan sonra newcastle kulübünde teknik direktörlük yaptı ama pek başarılı olamadı. şu an yorumculuk yapıyor.
kendisi jubile maçında sakatlığı yüzünden oynayamayan ve oynamadığı maçın sonunda penaltı atarak son golünü atan ferguson amcanın deyimiyle profesyonellerin profesyonelidir.
çok büyüksün shearer.
resimag.com/p1/1b0379aacade.jpeg
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
eğer silemeyeceksen geçmişimin tozlu raflarına üfleme. sonra sen gidiyorsun, ben boğuluyorum o tozların içinde. (bukre-kahraman tazeoğlu)
devamını gör...
normal sözlük'te sürekli islam'ı kötüleyen başlık ve tanımlara müsaade etmek
her şey eleştirilebilir dogmatik düşünmemek lazım, eğer inançlı bir kişiyseniz zaten dinde sorgulamayı emretmiştir ama işte keşke hakaret olmasa onun içinde yapacak bir şey yok insanların ağzı çuval değil ki dikesin, istersen yazarı engelleyebilirsin senin için yada böyle düşünenler için en iyisi bu. benim şahsi fikrim sende yorumunu yap geç herkes özgürdür istediğini söyler, seninde bu açıklamaları girebilmen zaten bu özgürlüğün bir parçası değilmidir. biraz geniş düşünmek lazım yoksa hayat bitmez cancağızım aksi takdirde bütün hayatın bir şeyleri korumakla geçer. sen de kendi fikrini söylersin okuyan kime inanacağına kendisi karar verir.
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
daima yüksek sesle.
devamını gör...
çaylak tanımlarına seri beğeni atmak
bugün kazandığım alışkanlık.
edit: tabi ki okuyup güzel bulduğumu beğeniyorum, zaten amaç yazmaya teşvik etmek dostlar.
edit: tabi ki okuyup güzel bulduğumu beğeniyorum, zaten amaç yazmaya teşvik etmek dostlar.
devamını gör...
üsteğmen nazlıgül daştanoğlu
alıntıdır
yakın arkadaşımın komutanıydı. hakkında çok sohbet ederdik.
emekli albay nazlıgül daştanoğlu'nu intihara sürüklediler fetö'nün baskıları yüzünden, ancak 1 günlük albaylık yapabilen ve emekli olmak zorunda kalan sebati ataman, intihar eden üsteğmen nazlıgül daştanoğlu'nun ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. ataman, "nazlıgül üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi" dedi.
1993 yılında silahlı kuvvetler’de göreve başlayan, erciyes kış eğitim merkezi komutanı görevinde iken, 2012 yılının nisan ayından itibaren çeşitli mobbing yöntemleri ile iki kez sorguya alınan ve en sonunda baskılara dayanamayıp, 2013 yılının ağustos ayında, albay rütbesini aldığı gün emeklilik dilekçesini veren 1 günlük albay sebati ataman, intihar eden üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun, ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. 2012 yılı nisan ayında başlayan haksız sorgulamaların ardından, ağustos ayında 12. ana ulaştırma hava üs komutanlığı’na, birlik eğitim merkezi şube müdürü olarak atandığını ve pasif göreve çekildiğini dile getiren sebati ataman, komutanlığın başında o dönem tuğgeneral olan ve 15 temmuz’dan sonra dubai’ye kaçarken yakalanan cahit bakır’ın olduğunu ifade etti. “niçin dar eşofman giyiyorsun, neden eşinden ayrıldın?”
pasif göreve çekildikten sonraki süreçte, ekim ayında, bulunduğu birime eğitime gelen üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun kendisini ziyaret ettiğini söyleyen sebati ataman, o gün yaşananları şöyle anlattı:
“odamda iken kapım çalındı, nazlıgül üsteğmen odama girdi. o güne kadar da tanımadığım bir kişidir. tedirgin bir şekilde, ‘içeri girebilir miyim?’ dedi. buyur ettim. ‘sizin de başınıza benzer şeyler gelmiş, bir şey paylaşabilir miyim?’ dedi. kendisini ilk sorguya şubat 2012’de çağırdıklarını söyledi ve kendisine yapılan zulümleri anlatmaya başladı. niçin dar eşofman giyiyorsun, niçin lojmanda dar eşofmanla spor yapıyorsun, neden eşinden ayrıldın… o çocuğa her türlü baskı yapıldı, okulda milli güvenlik öğretmenliği yapmaya gidiyor, orada öğretmen bir beyefendi eşi ile birlikte bunu annesiyle yemeğe çağırıyor, ‘sen niye onlara yemeğe gittin, o öğretmenle ilişkin mi var’, izmir’e kursa gittiğinde bir yüzbaşı ile tanışıyor, ki gayet doğaldır. onunla ne yaptın, izmir’de nereye gittiniz, ne yaptınız?’ gibi ifadelerle kıza sürekli mobbing uygulamışlar. inanılmaz stresli, sıkıntılı ve benimle aynı şekilde depresyonda olduğunu gördüm. ailesinin bunu bilip bilmediğini sordum. annesinin yanında kaldığını ve hiçbir şey anlatmadığını söyledi. ben de telkin olarak, ne olursa olsun yaşadıklarını annesiyle paylaşmasını söyledim. bir şey olmaz, korkma gibi telkinlerde bulundum. ben kendim korkuyorum ama ona orada güç vermeye çalışıyorum, ne de olsa büyüğüyüm… hatta doktora gitmesini önerdim. anlattığı şeyler inanılmaz derecede iğrenç, tamamen özel hayata ilişkindi.”
“kanım dondu”
aradan 20 gün geçtikten sonra üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nu brifing salonunda tekrar gördüğünü, ertesi gün de, üstteki toplantı esnasında, intihar haberini aldıklarını dile getiren sebati ataman, “salı sabahıydı, üstte toplantıları salı sabahları komutanın odasında yapardık. hiç unutmuyorum, kapı vuruldu, emir astsubayı içeri girdi. ikmal’de çalışan mehmet yüzbaşı’nın çok acil bir şey söyleyeceğini ifade etti. mehmet yüzbaşı son derece korkmuş bir yüz ifadesiyle içeri girdi ve nazlıgül üsteğmen’in intihar haberini verdi. o zamanki 12. hava ulaştırma ana üs komutanı tuğgeneral cahit bakır, gayet soğukkanlı biçimde, ikmal komutanı ve personel şube müdürüne, ‘çıkın ilgilenin’ dedi ve toplantıya devam etti. sonra da, ‘yapmamalıydı, hata yapmış, allah taksiratını affetsin, çok da günahı vardı’ dedi, ki benim kanım dondu” diye konuştu. “bu çocuğu intihara sürüklediler”
intihar olayından bir gün önce, üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’na hava kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği ve silahını teslim etmesi bilgisinin usulüne uygun olmayan biçimde verildiğine dikkat çeken sebati ataman, üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun bilinçli bir şekilde intihara sürüklendiğini ileri sürdü. sebati ataman, sözlerini şöyle tamamladı: “sabahleyin evden gidişi de enteresandır. annesine, bankaya gidip işlerini halledeceğini ve silahını teslim edeceğini söylüyor, sonra da intihar ediyor. yastığının altında bile kur’an-ı kerim bulundu bu kızın. nazlıgül üsteğmen’i intiharından önceki pazartesi günü saat 16.00’da, ki genelde bu saatte çağırırlar, silahlı kuvvetler’den ilişiği kesildiğine dair mesaj gelir. o günde nazlıgül üsteğmen nöbetçi. personel şube müdürü kendisini çağırıyor ve nöbet için yerine başka birinin bulunduğunu, hava kuvvetleri’nden ilişiğinin kesildiğini, ertesi gün de silahını teslim etmesi gerektiğini söylüyor. ben de bir personel subayıydım, böyle bir durumda bu ona çok farklı bir şekilde söylenmeliydi; devre arkadaşları çağrılmalıydı, onlara durum önceden söylenmeli ve onun yanına refakatçi verilmeli, evine gidilmeli, refakatla gidenler o silahı almalıydı. bu çocuğu intihara sürüklediler… o dönemde oluşturulan komisyonun başında korgeneral mustafa özsoy ve komutan cahit bakır’ın olduğunu biliyoruz ve bunlar bugün içeri alındı. bu çocuk çok yalnız kaldı. ne kadar naçar ki, beni hiç tanımıyor ve benim de aynı olayları yaşadığımı bildiği için, kapımı çalıp yaşadıklarını anlatıyor. çünkü artık kimse kendisiyle konuşmuyor, çünkü herkes acaba konuşursa beni de onunla birlikte suçlarlar mı diye korkuyor. nazlıgül üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi.”
kayseri 12. hava ulaştırma ana üs komutanlığında üsteğmen olarak görev yapan nazlıgül daştanoğlu, 7 kasım 2012 tarihinde, silahını teslim etmeye gideceği gün melikgazi ilçesi beştepeler mesire alanında, aracını bir yolun kenarına çekerek, teslim edeceği silahıyla kendini kalbinden vurarak ve intihar etmişti.
ruhu şad olsun.
yakın arkadaşımın komutanıydı. hakkında çok sohbet ederdik.
emekli albay nazlıgül daştanoğlu'nu intihara sürüklediler fetö'nün baskıları yüzünden, ancak 1 günlük albaylık yapabilen ve emekli olmak zorunda kalan sebati ataman, intihar eden üsteğmen nazlıgül daştanoğlu'nun ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. ataman, "nazlıgül üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi" dedi.
1993 yılında silahlı kuvvetler’de göreve başlayan, erciyes kış eğitim merkezi komutanı görevinde iken, 2012 yılının nisan ayından itibaren çeşitli mobbing yöntemleri ile iki kez sorguya alınan ve en sonunda baskılara dayanamayıp, 2013 yılının ağustos ayında, albay rütbesini aldığı gün emeklilik dilekçesini veren 1 günlük albay sebati ataman, intihar eden üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun, ölmeden önce yaşadıklarını kendisi ile paylaştığını söyledi. 2012 yılı nisan ayında başlayan haksız sorgulamaların ardından, ağustos ayında 12. ana ulaştırma hava üs komutanlığı’na, birlik eğitim merkezi şube müdürü olarak atandığını ve pasif göreve çekildiğini dile getiren sebati ataman, komutanlığın başında o dönem tuğgeneral olan ve 15 temmuz’dan sonra dubai’ye kaçarken yakalanan cahit bakır’ın olduğunu ifade etti. “niçin dar eşofman giyiyorsun, neden eşinden ayrıldın?”
pasif göreve çekildikten sonraki süreçte, ekim ayında, bulunduğu birime eğitime gelen üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun kendisini ziyaret ettiğini söyleyen sebati ataman, o gün yaşananları şöyle anlattı:
“odamda iken kapım çalındı, nazlıgül üsteğmen odama girdi. o güne kadar da tanımadığım bir kişidir. tedirgin bir şekilde, ‘içeri girebilir miyim?’ dedi. buyur ettim. ‘sizin de başınıza benzer şeyler gelmiş, bir şey paylaşabilir miyim?’ dedi. kendisini ilk sorguya şubat 2012’de çağırdıklarını söyledi ve kendisine yapılan zulümleri anlatmaya başladı. niçin dar eşofman giyiyorsun, niçin lojmanda dar eşofmanla spor yapıyorsun, neden eşinden ayrıldın… o çocuğa her türlü baskı yapıldı, okulda milli güvenlik öğretmenliği yapmaya gidiyor, orada öğretmen bir beyefendi eşi ile birlikte bunu annesiyle yemeğe çağırıyor, ‘sen niye onlara yemeğe gittin, o öğretmenle ilişkin mi var’, izmir’e kursa gittiğinde bir yüzbaşı ile tanışıyor, ki gayet doğaldır. onunla ne yaptın, izmir’de nereye gittiniz, ne yaptınız?’ gibi ifadelerle kıza sürekli mobbing uygulamışlar. inanılmaz stresli, sıkıntılı ve benimle aynı şekilde depresyonda olduğunu gördüm. ailesinin bunu bilip bilmediğini sordum. annesinin yanında kaldığını ve hiçbir şey anlatmadığını söyledi. ben de telkin olarak, ne olursa olsun yaşadıklarını annesiyle paylaşmasını söyledim. bir şey olmaz, korkma gibi telkinlerde bulundum. ben kendim korkuyorum ama ona orada güç vermeye çalışıyorum, ne de olsa büyüğüyüm… hatta doktora gitmesini önerdim. anlattığı şeyler inanılmaz derecede iğrenç, tamamen özel hayata ilişkindi.”
“kanım dondu”
aradan 20 gün geçtikten sonra üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nu brifing salonunda tekrar gördüğünü, ertesi gün de, üstteki toplantı esnasında, intihar haberini aldıklarını dile getiren sebati ataman, “salı sabahıydı, üstte toplantıları salı sabahları komutanın odasında yapardık. hiç unutmuyorum, kapı vuruldu, emir astsubayı içeri girdi. ikmal’de çalışan mehmet yüzbaşı’nın çok acil bir şey söyleyeceğini ifade etti. mehmet yüzbaşı son derece korkmuş bir yüz ifadesiyle içeri girdi ve nazlıgül üsteğmen’in intihar haberini verdi. o zamanki 12. hava ulaştırma ana üs komutanı tuğgeneral cahit bakır, gayet soğukkanlı biçimde, ikmal komutanı ve personel şube müdürüne, ‘çıkın ilgilenin’ dedi ve toplantıya devam etti. sonra da, ‘yapmamalıydı, hata yapmış, allah taksiratını affetsin, çok da günahı vardı’ dedi, ki benim kanım dondu” diye konuştu. “bu çocuğu intihara sürüklediler”
intihar olayından bir gün önce, üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’na hava kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği ve silahını teslim etmesi bilgisinin usulüne uygun olmayan biçimde verildiğine dikkat çeken sebati ataman, üsteğmen nazlıgül daştanoğlu’nun bilinçli bir şekilde intihara sürüklendiğini ileri sürdü. sebati ataman, sözlerini şöyle tamamladı: “sabahleyin evden gidişi de enteresandır. annesine, bankaya gidip işlerini halledeceğini ve silahını teslim edeceğini söylüyor, sonra da intihar ediyor. yastığının altında bile kur’an-ı kerim bulundu bu kızın. nazlıgül üsteğmen’i intiharından önceki pazartesi günü saat 16.00’da, ki genelde bu saatte çağırırlar, silahlı kuvvetler’den ilişiği kesildiğine dair mesaj gelir. o günde nazlıgül üsteğmen nöbetçi. personel şube müdürü kendisini çağırıyor ve nöbet için yerine başka birinin bulunduğunu, hava kuvvetleri’nden ilişiğinin kesildiğini, ertesi gün de silahını teslim etmesi gerektiğini söylüyor. ben de bir personel subayıydım, böyle bir durumda bu ona çok farklı bir şekilde söylenmeliydi; devre arkadaşları çağrılmalıydı, onlara durum önceden söylenmeli ve onun yanına refakatçi verilmeli, evine gidilmeli, refakatla gidenler o silahı almalıydı. bu çocuğu intihara sürüklediler… o dönemde oluşturulan komisyonun başında korgeneral mustafa özsoy ve komutan cahit bakır’ın olduğunu biliyoruz ve bunlar bugün içeri alındı. bu çocuk çok yalnız kaldı. ne kadar naçar ki, beni hiç tanımıyor ve benim de aynı olayları yaşadığımı bildiği için, kapımı çalıp yaşadıklarını anlatıyor. çünkü artık kimse kendisiyle konuşmuyor, çünkü herkes acaba konuşursa beni de onunla birlikte suçlarlar mı diye korkuyor. nazlıgül üsteğmen bilinçli olarak intihara sürüklendi.”
kayseri 12. hava ulaştırma ana üs komutanlığında üsteğmen olarak görev yapan nazlıgül daştanoğlu, 7 kasım 2012 tarihinde, silahını teslim etmeye gideceği gün melikgazi ilçesi beştepeler mesire alanında, aracını bir yolun kenarına çekerek, teslim edeceği silahıyla kendini kalbinden vurarak ve intihar etmişti.
ruhu şad olsun.
devamını gör...
onur ünlü
müzisyen, * şair, yazar, senarist, yönetmen; bu dünyadan olmayan yetenekli sanatçıdır.
çay içmeyi çok sever. kocaman bardaklarda çay içer. sabah akşam mat siyah güneş gözlükleri takar. ah muhsin ünlü mahlasıyla bir adet şiir kitabı vardır.
(bkz: gidiyorum bu)
herkes onu leyla ile mecnun'un yönetmenliğini yapmasıyla tanısa da filmografisi hayli uzun bir listeye sahip kişidir:
2006 - polis
2008 - çocuk
2008 - güneşin oğlu
2009 - beş şehir
2009 - leyla ile mecnun
2011 - celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi
2013 - sen aydınlatırsın geceyi
2014 - itirazım var
2015 - kırık kapler bankası
2015 - ben de özledim
2016 - beş kardeş
2017 - put şeylere
2017 - cingöz recai
2017 - aşkın gören gözlere ihtiyacı yok
2018 - topal şükran'ın maceraları
2018 - gerçek kesit: manyak
2018 - görünen adam
tüm bunların yanında, onur ünlü'nün resulullah'la benim aramdaki farklar şiirinde bir mısrasında şöyle yazar:
"zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz..."
çay içmeyi çok sever. kocaman bardaklarda çay içer. sabah akşam mat siyah güneş gözlükleri takar. ah muhsin ünlü mahlasıyla bir adet şiir kitabı vardır.
(bkz: gidiyorum bu)
herkes onu leyla ile mecnun'un yönetmenliğini yapmasıyla tanısa da filmografisi hayli uzun bir listeye sahip kişidir:
2006 - polis
2008 - çocuk
2008 - güneşin oğlu
2009 - beş şehir
2009 - leyla ile mecnun
2011 - celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi
2013 - sen aydınlatırsın geceyi
2014 - itirazım var
2015 - kırık kapler bankası
2015 - ben de özledim
2016 - beş kardeş
2017 - put şeylere
2017 - cingöz recai
2017 - aşkın gören gözlere ihtiyacı yok
2018 - topal şükran'ın maceraları
2018 - gerçek kesit: manyak
2018 - görünen adam
tüm bunların yanında, onur ünlü'nün resulullah'la benim aramdaki farklar şiirinde bir mısrasında şöyle yazar:
"zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz..."
devamını gör...
bir masum mor menekse
aktroll meler gelir
aktroll meler gelir
dağları deler gelir
aktroll meler gelir
dağları deler gelir
devamını gör...
hayatında hiç sevgilisi olmamış kişi
psikolojik sorunları olduğuna delalet etmeyen mesele. bazı insanlar, istemezler. bazı insanlar, sevmezler. bazı insanlar, öyledirler.
devamını gör...