pek bilinmez ama uzun bir dönem seramik de yapmış olan sanatçıdır. suzanne ve georges ramie çiftinin atölyesinde onların tornada ürettiği seramikleri yeniden yorumlayarak daha çok figür ağırlıklı işlere dönüştürmüştür.

ayrıca picasso'nun çalışma süreci yönetmen henri georges clouzot tarafından bir belgesel olarak çekilmiştir. bu yaratım sürecine seyirci olarak bile dahil olmak çok keyif verici, ilgililere tavsiyemdir. (bkz: the mystery of picasso)
devamını gör...

türkiyede bir akraba evinde kek yaparken başıma geldi. avrupada bir kabartma tozu yeterli iken türkiyede iki kabartma tozu gerekiyormuş. bunu benden sakladılar sırf kabarmasın kek diye. nitekim yeteneksiz de denildi. neyse öğrendim zamanla.
aynı şey tuz içinde geçerli. buradaki ile oradakinin tat farkı var.
devamını gör...

insanı yavaş öldüren zehir gibidir.
devamını gör...

güzel bir farkındalıktır. kendinizden bir beklenti içinde olmazsınız. ama benden çok başka insanlar beklenti içinde olunca stres oluyorum. böyle işte.
devamını gör...

antalya'nın kepez ilçesinde, park yeri yüzünden çıkan tartışma esnasında yüzde 90 engelli mümin kara ve yüzde 40 engelli eşi emine kara ile iki çocuğunun, a.y isimli bir şehir haydudu tarafından öldüresiye dövülmesi haberidir. vatandaşlarının kavgayı ayırması üzerine, şehir haydudu a.y elindeki soda şisesini göstererek ''ailecek bu şişeye hepinizi oturturum, evinizi yakacağım'' diye tehditler savurmuş. mümin bey'in çok ağır yaralandığı ve hastanede ameliyata alındığı olayın ardından şüpheliler, tahmin edebileceğiniz üzere serbest bırakılmışlar.


olay, 19 şubat günü antalya'nın kepez ilçesinde meydana geldi. yüzde 90 engelli mümin kara (58), yüzde 40 engelli eşi emine kara (50), çocukları bekir ve fatma kara ile evlerinin yanındaki işletme sahipleri a.y. ve n.y. arasında park yüzünden tartışma çıktı. iddiaya göre tartışmanın ardından a.y. ile n.y., fatma kara'yı darbedip saçından sürükledi. ikili ardından araçta bulunan mümin kara'yı dövdü. kara'nın üstüne çıkıp yumruklar atan saldırganlar, 'ölürsün, geberirsin' diye bağırdı. bu sırada kara, engeli bulunan sağ bacağını tutarak "sağ bacağım sakat, oraya vurmayın" diye bağırdı. çevredekilerin araya girmesiyle kara'yı bırakan a.y., bu sırada elindeki soda şişesini göstererek, "ailecek bu şişeye hepinizi oturturum, evinizi yakacağım" diyerek tehdit etti. darbedilen mümin kara'nın boğazına kaçan dilini ise eşi çıkarttı ve durumu 112 acil çağrı merkezi'ne bildirdi.

olay yerine gelen polis ekipleri şüphelileri polis merkezine götürürken, mümin kara önce kepez devlet hastanesi'ne, ardından antalya eğitim ve araştırma hastanesi'ne götürüldü. kara'nın engelinin bulunduğu sağ bacağında ve kafatasında kırıklar olduğu belirlendi. ameliyattan çıkan kara, ardından yoğun bakıma alındı. kara'nın sağ gözünün ise yüzde 90 ihtimalle görme işlevini kaybedeceği belirtildi. şüpheliler ise ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

işletme sahipleriyle uzun süredir araç parkı nedeniyle tartışma yaşadıklarını söyleyen emine kara, “evimizin yanındaki bir işletmenin sahibi beyefendiyle aylardır süren araç parkı tartışmamız var. eşim engelli olduğu için anlık olarak hastaneye gidip geliyoruz. bu nedenle kendisini 'buraya araba park etmeyin' diye uyardık. o gün de kızım kendisinden arabasını çekmesini istedi. bize hakaret ve küfretmeye başladı. oğlumu ve beni darbetmeye başladılar, sonra kızımı saçından tutup yerde sürüklediler. bu sırada eşimi de darbettiler. 'geberirsin, ölürsün' diyerek eşimin üstünde tepinmeye başladılar" dedi.

eşinin yüzünün sağ tarafına sürekli vurduklarını söyleyen kara, “çevredekiler müdahale edince bir anda uzaklaştılar. eşime baktım dili boğazına kaçmıştı, hemen müdahale ettik. hastaneye geldik. eşimin ayağında, kafatasında kırık var. dün ameliyata girdi ve yoğun bakıma aldılar. yoğun bakımdan çıkarsa kafatasından ameliyat olacak. ama eşimin yüzde 90 gözünü kaybetme riski var" diye konuştu.


kaynak: haberglobal.com.tr/gundem/a...
devamını gör...

bu saatte farklı anlaşılan sözcük.
devamını gör...

unutma red umut iyi birşeydir,belkide en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez.esaretin bedeli
devamını gör...

yazım ve imla kuralları ile uzaktan yakından ilişiği bulunmayan yazardır. yani o kadar noktalama işaretlerine savaş açmış ki, neredeyse hiç kullanmamış. bu göz kanamasına artık tahammül edemediğim için kendisi tarafımca engellemiş on altıncı yazar oluyor. tebrikler.

umarım türkçemize olan mesafenizi covid-19'a karşı da gösterirsiniz, öyle olursa kesin test bile görmeden virüsün bitişini görürsünüz çünkü.
devamını gör...

affet beni urfa. 1 yıl yaşadım, çok sevdim ilk fırsatta seni görmeye geleceğim.
devamını gör...

ülkemizdeki insanların %70'ini falan kapsayan atasözü.
devamını gör...

bana eti puf alın şekerparelerim.
devamını gör...

bambaşka bir kültüre damat olmak ya da gelin olmak. dezavantajlarının avantajlarından daha az olduğunu düşündüğüm durumdur.
devamını gör...

ergen işi. bana yazıldığında beğenip geçiyorum. onlarla mı uğraşacağım?
devamını gör...

"birini sevdikten sonra mutlu olmadan da yaşayabilirsin. hüzünlü bile olsa hayat güzeldir, nasıl olursa olsun, gene de güzeldir yaşamak.''
fyodor mihailoviç dostoyveski
devamını gör...

bir zamanlar uçurulan "zaten sinirim bozuk" isimli yazarın üslubuna benzeyen bir üslubu olan yazar.

umarım o değildir, ama andırıyor.
devamını gör...

anneme ne zaman yav he he çeksem, kafasını böyle hey gidi ayarında hafif sallayıp iç geçirerek “itim söyler g*t*m dinler” der. canım anam ya, ağzını yediğimsu.
devamını gör...

(bkz: tabii lan manyak mısın)
devamını gör...

türk medeni kanununun 973 üncü maddesine göre bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. kanunun açıklamasından hareketle bir şey üzerindeki fiili hakimiyete zilyetlik denir. mülkiyet hakkı, bir eşya üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkı verirken, zilyetlikte böyle bir tasarruf yetkisi söz konusu değildir. örnek vermek gerekirse; sınav akşamı çalışmak için arkadaşınızın size verdiği kitabın maliki, arkadaşınızdır ancak kitabın zilyedi sizsinizdir. konunun daha iyi anlaşılması için oldukça eğlenceli ve ilgi çekici bir dava olan popov v. hayashi örneğini aşağıya bırakıyorum;

amerikan beyzbol tarihinin en başarılı sporcularından sayılan babe ruth lakaplı georhe herman ruth jr. bir sezonda (1927 yılı) 60 sayı turu (home run) ile kırılması zor bir rekora imza atar. rekor aradan geçen yıllarda iki kez geliştirilir. 2001 senesi beyzbolseverler için tarihi bir anı barındırmaktadır. çünkü beyzbolcu barry bonds kırılması imkânsız olarak görülen bir sezonda en fazla sayı turu vuruşu yapma rekorunu geliştirmek üzeredir. beyzbol kaliforniya’da en popüler sporlardan birisidir ve taraftarlar bu tarihi ana tanıklık etmek istemektedirler. bu nedenlerden dolayı, 7 ekim 2001 tarihindeki maçta tribünler tamamen doludur. tribünlerdeki tüm taraftarların arzusu barry bonds’un sayı turu vuracağı topu yakalamaktır. çünkü top sadece manevi değil aynı zamanda maddi anlamda da ciddi bir değere sahip olacaktır. topu yakalama amacıyla gelen sayısız taraftardan ikisi alex popov ve patrick hayashi’dir. daha sonra davacı ve davalı olarak karşı karşıya gelecek bu ikili topu yakalamak için beyzbol eldivenlerini takıp tribündeki yerlerini almıştır.

maç başlar ve bir süre sonra barry bonds tarihi yetmiş üçüncü sayı turu vuruşunu yapar. tanık beyanları ve görüntülere göre olaylar şu şekilde gelişir: top tribünlere doğru gelir; alex popov beyzbol eldiveniyle topun gidişatını durdurur. fakat popov’un topu tam hâkimiyeti altına alıp almadığı tanık beyanlarından veya görüntülerden anlaşılamaz. tam bu sırada popov oluşan büyük bir arbede sonucu kendisini yerde bulur. kargaşada bazıları topu almak için kasıtlı şekilde popov’un üstüne çullanırken diğerleri arbedenin etkisiyle istemeden kendilerini yerde bulurlar. popov bu süreçte kendisini birçok kişinin altında bulur, nefes almakta zorluk çeker ayrıca tekmelenir. bunun yanı sıra, bazı taraftarlar popov’un beyzbol eldivenine uzanırlar. kargaşadan kimin sorumlu olduğu tanık beyanlarından veya görüntülerden anlaşılamaz.

kargaşa sırasında top popov’un eldiveninden (veya o civardan) ayrılır. topun popov’un eldiveninden (veya o civardan) tam olarak ne zaman, ne şekilde ve neden ayrıldığı görüntülerden veya tanık beyanlarından anlaşılamaz. bu sırada, kargaşa sebebiyle kendisini istemeden yerde bulan ve tüm bu olayların gelişiminde herhangi kusuru olmayan patrick hayashi topu görüp alır, ayağa kalkar ve onu cebine koyar.

güvenlik görevlilerinin müdahalesinden sonra kargaşa yatışır ve popov yerden kalkar. popov yerden kalktıktan sonra topu hâkimiyeti altına aldığını ve onu tutma amacında olduğunu dile getirir. popov, topu tutan hayashi’yi görünce ona topu kendisine vermesini söyler hatta topu kapmaya çalışır. bunun üzerine hayashi topu geri çeker. sonrasında güvenlik görevlileri hayashi’yi tribünlerin güvenli bir kısmına götürür.

olayda altı çizilmesi gereken husus, popov’un topun tam hâkimiyetini sağlayıp sağlayamadığının, topu tam olarak ne zaman ve ne şekilde kaybettiğinin ve kalabalık popov’un üstüne çullanmasaydı onun topun tam hâkimiyetini sağlayıp sağlayamayacağının bilin(e)memesidir.

hukuki uyuşmazlık ve mahkemenin kararı;
davacı popov, zilyetliğinin gaspı (conversion), zilyetliğine zarar verilmesi (trespass to chattel) ve zilyetlik hakkının ihlal edilmesinden dolayı ihtiyati tedbir talepli zilyetliğinin geri verilmesi (constructive trust) davası açar. davacıya göre, hayashi topu kendisinden kasten almıştır ve onu geri vermeyi reddetmektedir.
topa vurulana kadar topun maliki amerika ulusal beyzbol ligi’dir ve bu konuda bir çekince yoktur. vurulduğu andan itibaren top malikin arzusu ile terk edilmiş, taşınır mal üzerindeki hâkimiyet sona ermiştir. amerika birleşik devletleri’nde son seksen yıldır beyzbol maçlarına giden taraftarların yakaladığı topları eve götürme hakkına sahip olduğu kabul edilmektedir. bu nedenle, beyzbol topunu yakalayan taraftar onun maliki olacaktır. bu konu hakkında taraflar arasında çekince yoktur. peki, topa kim(ler) malik olmalıdır?

davanın esası “zilyetlik” tanımı üzerinde yoğunlaşır. kanunlarda zilyetliğin tarifi yapılmıştır fakat ilgili tanım şartlara göre değişiklik göstermektedir. çünkü zilyetliğe ilişkin hukuki uyuşmazlıklar genelde ticari niteliktedir ve farklı ticari sektörler değişik gelenek ve uygulamaları barındırmaktadır. kanun koyucu bu nedenle açık ve net bir zilyetlik tanımından kaçınmıştır. davanın tarafları zilyetlik tanımı üzerinde uzlaşamazlar. mahkemenin uyuşmazlığın çözümüne katkıda bulunması için başvurduğu dört seçkin hukuk profesörü de zilyetliğin tanımı üzerinde mutabık kalamaz.

zilyetliğin açık ve net bir tanımı olmaması onun hakkında genel prensipler olmadığı anlamına gelmez. mahkemenin görüşüne başvurduğu uzman hukukçulardan prof. roger bernhardt’a göre: “zilyetlik eşya üzerinde fiziki kontrolü ve eşyayı kontrol etme niyetini veya başkalarını eşyadan hariç tutmayı gerektirir. fakat genellemeler zilyetliğe ilişkin sorunların çözülmesinde doğrudan belirleyici etken olmaktan ziyade yönlendirici ilke işlevi görmektedir.”

diğer uzman hukukçu prof. brown ise konu hakkında: “zilyetliğe ilişkin geleneksel bakış açısına göre zilyetlik iki unsurun birleşiminden oluşur, zilyetin şey ile olan fiziki ilişkisi ve gayesi. fiziki güç eşya üzerindeki söz konusu fiili kuvvet, eşyayı tutma ve istifade etmektir. fakat zilyetin yalnızca şey üzerindeki fiziki gücü yeterli değildir. eşyayı kontrol etme niyetinin ortaya çıkmış olması şarttır.”

huzurdaki davada eşyayı kontrol etme niyetinin açığa vurulması bir sorun teşkil etmemektedir. çünkü davacı popov topu kontrol etme niyetini, topu yakalamak için beyzbol eldiveni giyip tribünlere gelerek ve topun gidişatını durdurarak açık ve net şekilde ortaya koymuştur. esas sorun davacının top üzerinde yeterli ölçüde münhasır hâkimiyet kurup kurmadığıdır. davalı hayashi’ye göre bir taraftar beyzbol topunu tamamen hâkimiyeti altına almazsa zilyetlik oluşmaz. uzman hukukçu prof. brian gray de benzer görüştedir: “kişi, topu yakalamaya çalışırken, topun ve kendisinin momentumunu sona erdirdiği sırada topun tam hâkimiyetini sağladıysa top yakalanmış sayılır.”

davacı popov’a göre, topun zilyeti olmak için kişinin topu kapma niyeti ve bunun topun gidişatını durdurarak dışa vurulması yeterlidir. zilyetlik için topun tam hâkimiyetini sağlamak gerekli değildir. profesör finkelman ve bernhardt’ın da vurguladığı üzere, bazı durumlarda tam hâkimiyet ve kontrol sağlanmasa dahi zilyetlik tanınabilmektedir. yabani hayvanların avlanılması, balık tutmak ve batmış gemilerin kurtarılması duruma örnek teşkil etmektedir. bir avcı tarafından ölümcül şekilde yaralanmış vahşi hayvan düşmeden önce bir süre boyunca kaçmaya devam edebilir. fakat avcı, yabani hayvanın zilyetliğini onun üzerinde tam hâkimiyet kurduğunda (ele geçirme anında) değil silahla vurduğu sırada kazanır. aynı durum zıpkınla avlanılan balıklar için de geçerlidir. batmış gemi kurtarma operasyonlarında durumun ve eşyanın tabiatının elverdiği ölçüde çaba sarf edilerek zilyetlik elde edilir. fakat yetersiz bir çaba zilyetlik savını desteklemekte eksik kalacaktır. örneğin, batık ve terkedilmiş gemi kurtarma operasyonuna katılacak denizcinin tek başına bir gemiye binip geminin zilyeti olacağını ilan etmesi ona zilyet unvanını kazandırmaz. burada terkedilmiş gemiye operasyon yapılması zilyetlik savını dile getirilmesi için şarttır.

yukarıda açıklandığı üzere, zilyetliğe ilişkin kurallar içinde bulunulan duruma, ilgili sektörün gelenekleri ve uygulamalarına göre değişebilir. davacı popov, yukarıda değinilen açıklamalar ışığında, bir şeye zilyet olmak için onu tamamen hâkimiyet ve kontrol altına almanın gerekli olmadığını iddia etmektedir. fakat yukarıda zikredilen örnekler durumun doğası gereği beyzbol topuna uymamaktadır. kişinin batık gemiyi veya avcı tarafından vurulduktan sonra kaçmakta olan yabani bir hayvanı o anda elleriyle sarması, tam hâkimiyeti ve kontrolü altına alması imkânsızdır. bir beyzbol topu için bu durumun tam tersi geçerlidir. hatta gelenek ve uygulamaya göre, bir beyzbol maçında vurulan topa sahip olmak isteyen taraftarın topu tam kontrol ve hâkimiyeti altına alması yönünde makul bir beklenti vardır. diğer bir deyişle, zilyet olmak için, yaşanan kargaşanın sona ermesini takiben taraftarın topun tam hâkimiyetini sağlamış olması beklenir. popov bunu başardığını gösteren delilleri sunmakta yetersiz kalmıştır.

fakat yukarıdaki bulgu uyuşmazlığın çözülmesinde yeterli değildir. davacı popov’un zilyetliği sağlama çabaları, bir grubun ona hukuka aykırı şekilde toplu olarak saldırmasından dolayı kesintiye uğramıştır. hâkime göre, bu vaka göz önünde bulundurulmadan bir sonuca varmak adil olmaz. ayrıca, yoğun medya ilgisine maruz kalan bu gibi davalar yurttaşların davranışları üzerinde ciddi etki gösterir. bu nedenle, huzurdaki davada bir ilke tekrar vurgulanmalıdır: “biz kaba kuvvetle değil hukukla yönetilen bir ulusuz.”

hakkaniyete göre popov topu yakalama girişimini hukuka aykırı bir hareket tarafından engellenmeden sonlandırabilmeliydi. bunu göz ardı etmek davanın gidişatının şiddet tarafından belirlenmesine yol açar. bu nedenlerden ötürü, mahkeme kararı popov’un tam zilyetliği sağlayamaması tespitiyle sona ermeyecektir. uyuşmazlığı çözümü sadece zilyetliği değil aynı zamanda zilyetliğe sahip olma hakkını da kapsamalıdır.

davacı popov, huzurdaki davada ya zilyetliğinin ya da zilyetliğe sahip olma hakkının tespitini talep etmektedir. ayrıca, zilyetlik hakkının ihlal edilmesinden dolayı ihtiyati tedbir talepli zilyetliğinin geri verilmesi talebinde bulunmaktadır. tüm bu istekler hakkaniyetle bağlantılıdır. hakkaniyet ilkesi de göz önünde bulundurularak mahkeme şu sonuca varmıştır: bir kişi terk edilmiş bir şeyin zilyetliğini elde etmek için önemli fakat yetersiz adımlar atarsa ve bu çaba diğerlerinin hukuka aykırı hareketi sebebiyle kesintiye uğrarsa, bu durum o kişinin eşya üzerinde hukuken tanınabilir bir ön zilyetlik ilgisini doğurur. bu ön zilyetlik ilgisi nitelikli zilyetliğe sahip olma hakkı teşkil eder ve zilyetliğin gaspı (zorla alınan zilyetliğin iadesi) davasını destekleyebilir.

mahkemeye göre, davacı popov topun maliki olmak için bir yola çıkmıştır. varacağı yol ayrımında ya topu başarılı şekilde yakalayacak ve ona sahip olacak ya da topu düşürüp ona zilyet olamayacaktır. huzurdaki davadaki sorun: popov’un yol ayrımına gelmeden bir haydut gurubu saldırıya uğraması ve bu nedenle topun kavrayışını kaybetmesidir.

popov’un hukuken koruma altındaki ön zilyetlik ilgisinin tanınması ona nitelikli bir zilyetlik hakkı tanımakta ve popov’a topu meşru bir şekilde talep etme hakkı vermektedir. bu çözüm yolu kalabalık grubun hukuka aykırı şekilde verdiği zararlara da gönderme yapmaktadır. fakat bu çıkarım davalı hayashi’nin menfaatlerini göz önünde bulundurmadığından, mahkeme tarafların çıkarlarını dengesini gözetmek zorundadır.

davalı hayashi hukuka aykırı bir eylem yapmamıştır. hayashi de popov’a saldıran haydutların mağdurudur. aradaki tek fark hayashi’nin köşeye kaçarak kendisini saldırıdan kurtarmış olmasıdır. hayashi’nin başıboş topu bulduğu nokta da burasıdır. bunu takiben, hayashi topu alıp cebine koyarak tartışmasız şekilde onun tam hâkimiyet ve kontrolünü sağlamıştır.

popov topun tam zilyeti olamamıştır, yaptığı hareketler onun ancak ön zilyet ilgisi sağlamasına yardımcı olmuştur. popov’un eylemlerinden sonra hayashi topun tam zilyeti olmuştur. hayashi topun zilyeti olmak için her şeyi tam olarak yapmıştır. buna rağmen, hayashi topun zilyetliğini edinirken popov’un top üzerindeki zilyetlik ön ilgisi devam etmekte ve hayashi’nin malikliğini gölgelendirmektedir.
topun popov’a verilmesi hayashi bakımından adaletsiz olacaktır. çünkü bu sav popov’un topu yakaladığı varsayımına dayanır ve bu faraziye gerçeklerle desteklen(e)memektedir. topun hayashi’ye verilmesi ise popov’un cezalandırılması anlamına gelir. çünkü bu hipotez popov’un topu düşüreceği varsayımı üzerine kuruludur. bu husus, tıpkı diğeri gibi, gerçeklerle desteklen(e)memektedir.
hem davalı hem de davacı temeli olan sağlam savlar ileri sürmektedir. davanın her iki tarafı da en az diğer kadar itibarı hak etmektedir. bu sebeple ortada bir ikilem vardır. bu açmazın çözümünde ise orta yola başvurulmalıdır.

mahkeme uyuşmazlığın çözümünde “hakkaniyete uygun bölme” (equitable division) teorisinden yararlanmaya karar verir. nazariyenin fikir babası olan prof. r.h. helmholz, kaybedilmiş veya unutulmuş bir eşyayı bulan kişiyle, şeyin bulunduğu arazinin maliki arasındaki uyuşmazlıkları çözmek için bu kuramı öne sürmüştür. huzurdaki dava ile ilgili olmayan sebeplerden ötürü, böyle bir durumda hakkaniyete uygun bölme yapılması gerektiği ileri sürülmektedir. kökeni roma hukukuna kadar dayanan “hakkaniyete uygun bölme” kuramı, mahkemeye göre, tarafların çatışan iddialarının eşit güçte olduğu durumlarda adalete uygun bir çözüm yolu sağlar.
mahkemenin önündeki uyuşmazlıkta, hem popov hem de hayashi topla temas halindeyken onun kontrolünü sağlamak istemiştir. uyuşmazlığı çözmek için ise hangi tarafın savının daha nitelikli olduğu bulunmalıdır. mahkemeye göre, her iki tarafında da argümanları eşit niteliktedir.

mahkeme, yukarıdaki sebeplerden ötürü, hem davalının hem de davacının topla eşit ölçüde ilgili olduğuna ve bu ilginin bölünemeyeceğine kanaat getirmiştir. bu eşit hükmü uygulayabilmek için mahkeme topun açık arttırma vasıtasıyla satılmasına ve satış bedelinin taraflar arasında eşit olarak bölünmesine karar vermiştir. tüm bu süreçten sonra top bir açık arttırmada satışa çıkarılır ve 450 bin amerikan doları karşılığında satılır, para popov ve hayashi arasında eşit şekilde bölüşülür.

(kaynak; av. can yavuz, güncel hukuk dergisi, aralık 2016, sayfa;156)
devamını gör...

arkadaşlar imamlar biz kadınların araba sürmesini de istemiyor. onların sözüne göre hareket edersek işimiz iş..
devamını gör...

bir yaratıcı yazarlık kursunda edindiğim pratik. bir kelime beliliyorsun. saatini kuruyorsun ve altı dakika boyunca bilinç akışıyla yazıyorsun. mesela şu an deniyorum. kelime belirlemedim ama konu belli. bana çok faydası dokundu. yazmaya meraklı kişilere ciddi anlamda tavsiye edebileceğim bir pratik. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim