1.
batı tekniğine uygun ilk kusursuz roman örneği bu dönemde verilmiştir. yabancı kelimelerle bezeli ağır bir dil kullanılmıştır. romanlarda genellikle istanbul'da geçen olaylar konu edinmiştir.
devamını gör...
2.
batı etkisinde geliştirilen edebi akımdır. edebiyat hareketidir.
devamını gör...
3.
servet-i fünun dönemi
servet-i fünun devri, sanatın sanat için yapıldığı bir devirdir. bu dönem ortaya konan eserler ise, hedef kitle olarak, seçkin bir zümreye hitap etmekteydi. bu dönemde kimi sanatçılar daha ön plana çıkmıştır. örnek vermek gerekirse, tevfil fikret, mehmet rauf gibi isimleri bu dönem öne çıkan sanatçılar olarak gösterebiliriz. servet-i fünun dönemi kapanış yılı ise, 1901’ dir.
servet-i fünun edebiyatı
batı etkisinde olan türk edebiyatının mühim aşamalarından biri, servet-i fünun edebiyatıdır. süresinin kısa olmasına karşın, türk edebiyatında ciddi bir aşama olarak görülmektedir. aslında servet-i fünun edebiyatı, o devrin şartlarının bir sonucudur denilebilir. bu sebeple, edebiyatı ve sanatçıları anlamak adına, o devrin siyasi atmosferini anlıyor olmak gerekir.
servet-i fünun dönemi, 1896 ile 1901 seneleri arasındaki, 5 yıllık dönem olarak bilinmektedir. bu dönemde osmanlı devletini sultan 2. abdülhamid idare etmekteydi. daha evvelki dönemde toplumun aydınlanması için çalışan edebiyatçılar, bu dönemde iyiden iyiye susturulmuştu. çünkü devlet, uğraşmakta olduğu büyük problemler ile birlikte, bir de muhalif sesleri duymak istemiyordu. bir nevi, baskı toplumun her yanına sirayet etmişti. işte böyle bir atmosfer sonucunda servet-i fünun edebiyatı ortaya çıkmıştır.
servet-i fünun sanatçıları
servet-i fünun oluşumunu sağlayan, servet-i fünun edebiyatı sanatçıları şu şekildedir:
-tevfik fikret.
-halit ziya uşaklıgil.
-cenap şahabettin.
-mehmet rauf.
-ali şuayb.
-hüseyin cahit yalçın.
--- alıntı ---
servet-i fünun devri, sanatın sanat için yapıldığı bir devirdir. bu dönem ortaya konan eserler ise, hedef kitle olarak, seçkin bir zümreye hitap etmekteydi. bu dönemde kimi sanatçılar daha ön plana çıkmıştır. örnek vermek gerekirse, tevfil fikret, mehmet rauf gibi isimleri bu dönem öne çıkan sanatçılar olarak gösterebiliriz. servet-i fünun dönemi kapanış yılı ise, 1901’ dir.
servet-i fünun edebiyatı
batı etkisinde olan türk edebiyatının mühim aşamalarından biri, servet-i fünun edebiyatıdır. süresinin kısa olmasına karşın, türk edebiyatında ciddi bir aşama olarak görülmektedir. aslında servet-i fünun edebiyatı, o devrin şartlarının bir sonucudur denilebilir. bu sebeple, edebiyatı ve sanatçıları anlamak adına, o devrin siyasi atmosferini anlıyor olmak gerekir.
servet-i fünun dönemi, 1896 ile 1901 seneleri arasındaki, 5 yıllık dönem olarak bilinmektedir. bu dönemde osmanlı devletini sultan 2. abdülhamid idare etmekteydi. daha evvelki dönemde toplumun aydınlanması için çalışan edebiyatçılar, bu dönemde iyiden iyiye susturulmuştu. çünkü devlet, uğraşmakta olduğu büyük problemler ile birlikte, bir de muhalif sesleri duymak istemiyordu. bir nevi, baskı toplumun her yanına sirayet etmişti. işte böyle bir atmosfer sonucunda servet-i fünun edebiyatı ortaya çıkmıştır.
servet-i fünun sanatçıları
servet-i fünun oluşumunu sağlayan, servet-i fünun edebiyatı sanatçıları şu şekildedir:
-tevfik fikret.
-halit ziya uşaklıgil.
-cenap şahabettin.
-mehmet rauf.
-ali şuayb.
-hüseyin cahit yalçın.
--- alıntı ---
devamını gör...
4.
edebiyatıcedide akımı yazarlarının toplandığı derginin adıdır. yani "yeni edebiyat" akımı bu dergide oluşmuştur. yayıncısı ahmet ihsan tokgöz'dür.
devamını gör...
5.
bıktık ulan bu köylülerden denilip başlatılan edebi akım.
sahi köylü ne anlar şiirden?
tayyip erdoğan’ın arkasından koşan insanlar ne anlasın sanattan ve edebiyattan?
düşünün ya hu
“ ben tayyip erdoğan’ın götünün kılıyım” diyen insanlar ne anlasınlar romandan, öyküden ve şiirden?
türkiye’de son 20 yılda yapılmış olan heykellere bakın sadece...
ya da boş verin ben baktım siz bakmayın. zira kıyamam size.
estetikten bihaber insanlar için mi edebiyat yapılacak?
emin olun sanat halk içindir diyen insanlar öyle düşündükleri için ve öyle inandıkları için söylememişlerdir.
ya halka acımışlardır.
zaten allah vurmuş bir de biz vurmayalım kafasıyla yaklaşanlar gibi.
ya da bu işten çıkarı olanlardır.
ulan bizim kitabı kime satacağız düşüncesine sahip uyanıklar gibi.
sahi köylü ne anlar şiirden?
tayyip erdoğan’ın arkasından koşan insanlar ne anlasın sanattan ve edebiyattan?
düşünün ya hu
“ ben tayyip erdoğan’ın götünün kılıyım” diyen insanlar ne anlasınlar romandan, öyküden ve şiirden?
türkiye’de son 20 yılda yapılmış olan heykellere bakın sadece...
ya da boş verin ben baktım siz bakmayın. zira kıyamam size.
estetikten bihaber insanlar için mi edebiyat yapılacak?
emin olun sanat halk içindir diyen insanlar öyle düşündükleri için ve öyle inandıkları için söylememişlerdir.
ya halka acımışlardır.
zaten allah vurmuş bir de biz vurmayalım kafasıyla yaklaşanlar gibi.
ya da bu işten çıkarı olanlardır.
ulan bizim kitabı kime satacağız düşüncesine sahip uyanıklar gibi.
devamını gör...
6.
dönem baskının olduğu edebiyatın tam gelişmeye yönelik harekete geçtiği dönem. sanat sanat içindir anlayışı burada mecburi bir iklimde gelişmiş ki daha sonra buna dayanamayan tevfik fikret 180 derece dönerek tamamen topluma yüzünü dönmüş. şimdi sen halkı sanat anlayacak düzeye getirmez o eğitimi vermezsen sonra sanatın toplum veya sanat için olmasının bir anlamı kalmaz. kaç seneler unutulmuş anadolu anca milli mücadele dönemiyle değer gördü. yoksa anadolu halkı ne sanattan anlamayacak kafada ne de sanata uzak. güzel dönem ama şartların sağladığı baskıyı unutmak komik olur. dönem sanatçılarında bir namık kemal cesareti olmaması dönemi aklamaz. evet.
devamını gör...
7.
edebi dönem.
devamını gör...
8.
edebiyatıcedide olarak da bilinen servetifünun dergisi etrafında toplanan genç yazarların meydana getirdiği edebi dönem. servetifünun (fenlerin serveti) adından da anlaşılabileceği gibi bir fen dergisidir. derginin başına recaizade mahmut ekrem'in öğrencisi tevfik fikreti getirmesiyle bu dergi edebi içerikli yazılar da yayınlamaya başlamıştır. bu derginin çevresinde zamanla bir edebi anlayış oluşuyor. bu anlayışa göre sanat sanat içindir. ağır süslü dil ve görülmemiş tamlamalar kullanıyorlar. güzel olan her şey sanatın konusudur gibi ilkeler bütününde eser vermeye başlıyor. cidden de özellikle şiir ve roman için altın çağ denebilecek bir dönem yaşanıyor. aruz türkçeye başarıyla uygulanıyor. teknik yönden kusursuz romanlar ortaya çıkıyor. bu dönemin ünlü sanatçılarını saymak gerekirse: tevfik fikret, cenap şahbettin, halit ziya uşaklıgil... bu dönemin sanat anlayışını daha iyi açıklamak için örnek olarak cenap şahabettin'in elhan-ı şita'sından bir kısım buraya bıraktım.
bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar
geçen eyyâm-ı nevbaharı arar…
tabi böyle tamamen gelenekten kopuk batı nazım biçimleriyle eser verince ahmet mithat gibi geleneksel üslupla eser veren yazarlar onları batı uşağı olmakla suçluyor. istibdat döneminde yazdıkları için üzerlerinde yoğun bir baskı var. bundan dolayı bir nevi escapism havası var şiirlerinde. zaten uzaklarda sakin bir yurt özlemine sahipler. önce yeni zelanda'ya gitmeyi deniyorlar. olmayınca manisa sarıçam'a yerleşmeyi amaç ediniyorlar. buna da çoğunun ömrü yetmiyor. bu devrin nasıl kapandığına gelirsek dergi hüseyin cahit yalçının çevirdiği edebiyat ve hukuk makalesinden dolayı 1901de kapanıyor. 1896'da açıldığını düşünürsek epi topu beş yıl süren bu dönem edebiyat tarihimizde kayda değer bir dönem kesinlikle.
derginin dijital arşivi
şimdi kendi fikirlerime gelirsek. ben bu dönemde verilen eserleri beğeniyorum. mesela elhan-ı şita müthiş bir eserdir. cidden karın yağışı hisseder insan. bu hayal gerçek çatışmasını çok doğru kullanıyor bu dönemin şairleri. biraz sözlük karıştırarak okumak gerekse de okuması keyif veren şiirler yazmışlar. istibdat dönemine rağmen başarılı eserler vermişler. ahmet mithat dekadanlar diyerek haksızlık ediyor bence.
bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar
geçen eyyâm-ı nevbaharı arar…
tabi böyle tamamen gelenekten kopuk batı nazım biçimleriyle eser verince ahmet mithat gibi geleneksel üslupla eser veren yazarlar onları batı uşağı olmakla suçluyor. istibdat döneminde yazdıkları için üzerlerinde yoğun bir baskı var. bundan dolayı bir nevi escapism havası var şiirlerinde. zaten uzaklarda sakin bir yurt özlemine sahipler. önce yeni zelanda'ya gitmeyi deniyorlar. olmayınca manisa sarıçam'a yerleşmeyi amaç ediniyorlar. buna da çoğunun ömrü yetmiyor. bu devrin nasıl kapandığına gelirsek dergi hüseyin cahit yalçının çevirdiği edebiyat ve hukuk makalesinden dolayı 1901de kapanıyor. 1896'da açıldığını düşünürsek epi topu beş yıl süren bu dönem edebiyat tarihimizde kayda değer bir dönem kesinlikle.
derginin dijital arşivi
şimdi kendi fikirlerime gelirsek. ben bu dönemde verilen eserleri beğeniyorum. mesela elhan-ı şita müthiş bir eserdir. cidden karın yağışı hisseder insan. bu hayal gerçek çatışmasını çok doğru kullanıyor bu dönemin şairleri. biraz sözlük karıştırarak okumak gerekse de okuması keyif veren şiirler yazmışlar. istibdat dönemine rağmen başarılı eserler vermişler. ahmet mithat dekadanlar diyerek haksızlık ediyor bence.
devamını gör...
9.
her ne kadar roman, hikaye ve şiirde büyük gelişme katedilse de modern tiyatronun en zayıf dönemidir aynı zamanda. bunun iki sebebi var
1)istibdad dönemi, abdülhamid bu dönemde birçok tiyatroyu halkın milliyetçi duygularını körüklediği gerekçesiyle yıktırmıştır
2)tiyatro, sanatkarane üsluba çok önem veren servetifünucular için eser vermeye pek uygun bir tür değildi. tiyatro tanzimatta halka hitap eden bir tür olmuş hatta namık kemal tiyatroyu bir mektep olarak görmüştü. ama servetifünucular için halkın seviyesine inmek sanat anlayışlarına tersti bu yüzden istibdad olmasa bile servetifünuncuların dili kullanma becerilerini daha iyi sergileyeceği şiir, roman, hikaye gibi alanlar varken tiyatroya yönelip yönelmeyeceği şüphelidir. buna rağmen servetifünucuların da tiyatro eserleri yok değildir cenap şehabettin, halit ziya, mehmet rauf gibi isimler tiyatro yazmıştır fakat bu tiyatroların çoğunluğu teknik olarak zayıftır
1)istibdad dönemi, abdülhamid bu dönemde birçok tiyatroyu halkın milliyetçi duygularını körüklediği gerekçesiyle yıktırmıştır
2)tiyatro, sanatkarane üsluba çok önem veren servetifünucular için eser vermeye pek uygun bir tür değildi. tiyatro tanzimatta halka hitap eden bir tür olmuş hatta namık kemal tiyatroyu bir mektep olarak görmüştü. ama servetifünucular için halkın seviyesine inmek sanat anlayışlarına tersti bu yüzden istibdad olmasa bile servetifünuncuların dili kullanma becerilerini daha iyi sergileyeceği şiir, roman, hikaye gibi alanlar varken tiyatroya yönelip yönelmeyeceği şüphelidir. buna rağmen servetifünucuların da tiyatro eserleri yok değildir cenap şehabettin, halit ziya, mehmet rauf gibi isimler tiyatro yazmıştır fakat bu tiyatroların çoğunluğu teknik olarak zayıftır
devamını gör...