10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmeye çalışırken yakalanan kişi
cezaların ne elde etmek amaçlandığıysa onun alınarak devlet tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyorum. örneğin vergi kaçıran bir zengin para için yapıyor bunu. verilecek en iyi ceza tüm parasını almaktır. burada da böyle bir ceza sistemi getirilebilir devlet tarafından.
devamını gör...
11 ekim 2021 tüik işsizlik oranı açıklaması
türkiye istatistik kurumu (tüik) tarafından yapılan açıklamaya göre, türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı ağustos ayında bir önceki aya göre 11 bin kişi artarak 3 milyon 965 bin kişi oldu. işsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %12,1 seviyesinde gerçekleşti.
buradan
devamını gör...
annenin ölmesi
eğer ölümden sonra biryer varsa eminim her neredeyse hala bizi izliyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
21. yy'da varlığımın kokuştuğunu aynaya bakmadan görebiliyorum. artık bir kanalizasyon faresinin dedikodularına bile konu olamıyorum. odamdaki kılıç çiçeği tozlanmış, balıklarımın yemini vermeyi unutmuşum gibi hissediyorum. en yakın arkadaşımı kaybetmiş ,aslında hiç bulamadığını anlayamamışım gibi. kulaklığımı düşürdüğüm koltuk kenarına geçen sene bıraktığım umutlarımı çorabımın teki ile birlikte bulmama vesile olduğu için teşekkür ediyorum. camımın önündeki menekşeler solmuş, kumrular artık şafakta penceremi ziyaret etmez olmuş. sivri dilim bile kesmez olmuş tenimin nemini. var neyleyim sensiz bedenimi. zat-ı muhterem tekilim, şahtı şahbaz gönlümün ehval'i olmuş.
sirtaki yapmak isteyen bir palyoçaya minnetlerim bunlar. kalk hadi -
rakı içelim,
çifte telli oynayalım,
mutlu olalım.
sirtaki yapmak isteyen bir palyoçaya minnetlerim bunlar. kalk hadi -
rakı içelim,
çifte telli oynayalım,
mutlu olalım.
devamını gör...
normal sözlük d&r çekleri
yazma motivasyonumu arttıran en öenmli faktörlerden biri.
ee olmuş bir öabt kitabısı 130 lira. ınsanın başka bir şey almaya parasını bırakmıyor kpss.
tanımlarımı okuyup beğendiklerinizi oylasanızda şu ilk 10a girsem keşke yayın suserlar.
ee olmuş bir öabt kitabısı 130 lira. ınsanın başka bir şey almaya parasını bırakmıyor kpss.
tanımlarımı okuyup beğendiklerinizi oylasanızda şu ilk 10a girsem keşke yayın suserlar.
devamını gör...
yazarları diğer insanlardan farklı kılan özellikleri
karakterim. herkesi birbirinden ayıran da budur zaten bence. herkes sinirli olabilir ama kimse aynı seviyede ve aynı şekilde tepki vermez olaylara. herkes gülebilir, ağlayabilir, şaşırabilir ama aynı değildir hiç kimsenin tepkisi. o yüzden bana göre bizi herkesten ayıran şey, tüm duygusal durumlara karşı aldığımız tutum yani karakterimiz,huylarımız.
devamını gör...
neron
m.s. 37 ve 68 yılları arasında yaşamış, roma’nın beşinci imparatoru.***
çocukluğu akli dengesinin bozukluğu ile bilinen imparator caligula’nın yanında geçmiştir. caligula’nın ölmesinden sonra tahta claudius geçince neron’un annesi agrippina kocasını zehirleyerek öldürmüş, amcası claudius’la evlenmiştir. sonrasında claudius’un öz oğlu britannicus’un da kuyusunu kazmış ve claudius’un kızı ile oğlu neron’un evlenmesini sağlamıştır. böylece neron roma imparatorluğunun yasal varisi haline gelmiştir.
imparatorluk yaptığı ilk yıllarda herkes onun ne kadar iyi ve hoşgörülü olduğundan bahsetmiştir. öyle ki neron arenada kan dökücü yarışmalar düzenlenmesini yasaklamış, ölüm cezasını kaldırmış, vergileri düşürmüş ve kölelerin haksızlığa uğramaları durumunda mahkemelere başvurabilmelerini sağlamıştır. senatonun bağımsız karar verme yetkisi artırılmış, atletizm, şiir ve tiyatro yarışmaları düzenlenmeye başlanmıştır. ancak annesinin ölümünden üç sene sonra karısını öldürtmüş ve yavaş yavaş değişmeye başlamıştır.
roma’yı yaktığı söylenir; ama yakmamıştır. tarihçi tacitus’a göre yangın sırasında neron, roma’ya elli altı kilometre uzaklıktaki antium’dadır. ama yangını bir fırsat olarak görmüş, küle dönen roma şehrini yunan mimari anlayışına göre yeniden kurmuş; bu sırada da roma’nın üçte birini kaplayan bir altın ev* yaptırmıştır. bu sarayın yapımı için hem halkın bazı bölümünün topraklarına el konulmuş hem de halktan ağır vergiler toplanmıştır.
kendisine karşı çıkarılan ayaklanmalar sonucu aralarında seneca, lucanus ve petronius’un da olduğu 18 kişiyi ölüme göndermiştir. ancak bir yerden sonra bu ayaklanmaları durduramaz hale gelmiştir. hatta ayaklanmalara gülüp geçmiştir çünkü önceliği her zaman tiyatroda oyunlar oynayıp kendini alkışlatmak, yarışmalarda boy göstermek olmuştur.
68 yılında senato tarafından galba imparator, neron ise halk düşmanı ilan edilmiş, neron da roma’dan kaçmak zorunda kalmıştır. ölümü hakkında kendisini azatlı bir köleye öldürttüğü veya kendisini öldürdüğü iddiaları olsa da net bir şey söylenememektedir.
çocukluğu akli dengesinin bozukluğu ile bilinen imparator caligula’nın yanında geçmiştir. caligula’nın ölmesinden sonra tahta claudius geçince neron’un annesi agrippina kocasını zehirleyerek öldürmüş, amcası claudius’la evlenmiştir. sonrasında claudius’un öz oğlu britannicus’un da kuyusunu kazmış ve claudius’un kızı ile oğlu neron’un evlenmesini sağlamıştır. böylece neron roma imparatorluğunun yasal varisi haline gelmiştir.
imparatorluk yaptığı ilk yıllarda herkes onun ne kadar iyi ve hoşgörülü olduğundan bahsetmiştir. öyle ki neron arenada kan dökücü yarışmalar düzenlenmesini yasaklamış, ölüm cezasını kaldırmış, vergileri düşürmüş ve kölelerin haksızlığa uğramaları durumunda mahkemelere başvurabilmelerini sağlamıştır. senatonun bağımsız karar verme yetkisi artırılmış, atletizm, şiir ve tiyatro yarışmaları düzenlenmeye başlanmıştır. ancak annesinin ölümünden üç sene sonra karısını öldürtmüş ve yavaş yavaş değişmeye başlamıştır.
roma’yı yaktığı söylenir; ama yakmamıştır. tarihçi tacitus’a göre yangın sırasında neron, roma’ya elli altı kilometre uzaklıktaki antium’dadır. ama yangını bir fırsat olarak görmüş, küle dönen roma şehrini yunan mimari anlayışına göre yeniden kurmuş; bu sırada da roma’nın üçte birini kaplayan bir altın ev* yaptırmıştır. bu sarayın yapımı için hem halkın bazı bölümünün topraklarına el konulmuş hem de halktan ağır vergiler toplanmıştır.
kendisine karşı çıkarılan ayaklanmalar sonucu aralarında seneca, lucanus ve petronius’un da olduğu 18 kişiyi ölüme göndermiştir. ancak bir yerden sonra bu ayaklanmaları durduramaz hale gelmiştir. hatta ayaklanmalara gülüp geçmiştir çünkü önceliği her zaman tiyatroda oyunlar oynayıp kendini alkışlatmak, yarışmalarda boy göstermek olmuştur.
68 yılında senato tarafından galba imparator, neron ise halk düşmanı ilan edilmiş, neron da roma’dan kaçmak zorunda kalmıştır. ölümü hakkında kendisini azatlı bir köleye öldürttüğü veya kendisini öldürdüğü iddiaları olsa da net bir şey söylenememektedir.
devamını gör...
çavuşoğlundan ab vize serbestisi için açıklamalar
yine yalanlar yine martaval okumalar başlamış. insanlara umut satıp oy beklemeye devam edin siz az kaldı hükümranlığınız bitmek üzere.
devamını gör...
normal sözlük ocak devrimi
çaylaklık gelmesi gayet yerinde karar olmuş, mevcut yazarlardan da çaylaklığa atılan olur umarım.
yenilikler hoş ve yazma isteğini artıyor. kafa sözlük, sözlük aleminde öncü olmaya devam ediyor dedirten yenilikler. *
sözlük’ü sevme sebebim artıyor. şimdi biraz daha aktif olma zamanı.
yenilikler hoş ve yazma isteğini artıyor. kafa sözlük, sözlük aleminde öncü olmaya devam ediyor dedirten yenilikler. *
sözlük’ü sevme sebebim artıyor. şimdi biraz daha aktif olma zamanı.
devamını gör...
7 yaşındaki kızın internetten satışa sunulması
kumsaldaki bir kum tanesi sadece. böyle haberleri gördükçe kaçırılıp satılan milyon tane çocuğun olduğu gerçeğini hatırlıyor insan. hatırladıkça da aldığı her nefesten vicdan azabı duyuyor. sonsuza dek cehennemin dibinden çıkamazlar umarım.
devamını gör...
türk
çok çeşitli anlamlara geldiği düşünülen, onlarca bilim insanının farklı anlamlar yüklediği türk sözcüğü, günümüzde ''güç, kuvvet'' anlamına gelecek şekilde kullanıllmaktadır. bazı bilim insanlarının ''türk'' sözcüğünün anlamı için ileri sürdüğü görüşler şunlardır;
macar asıllı türkolog arminius wambery'e göre ''türemek'' fillinden gelen bir sözcüktür.
alman asıllı türkolog gerhard doerfer'e göre ise ''devlete bağlı olan halk'' anlamına gelen bir sözcüktür.
''türk milliyetçiliğinin babası'' olarak bilinen aynı zamanda bir toplum bilimci ve siyasetçi olan, ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ün ''fikir babam'' dediği ziya gökalp'e göre ise ''töreli, nizam sahibi, kanun sahibi'' anlamına gelir türk sözcüğü.
türkçenin bilinen en eski sözlüğünün yazarı olan kaşgarlı mahmut'a göre ise türk sözcüğü ''olgunluk çağı'' anlamlarına gelir.
''türk'' sözcüğünün bir devlet ismi olarak kullanılması ise göktürkler zamanında gerçekleşmiş bir olaydır.
biraz da türklerin ana yurtları ve yetiştikleri coğrafi koşullar hakkında yazmak istiyorum.
türklerin bilinen ilk ana yurdu, türkistan olarak da bilinen ''orta asya'' bölgesidir.
orta asya denilen bu bölge, adından da anlaşılacağı gibi asya kıtasının ortasında yer alır.
bu bölge doğuda kingan dağları, batıda hazar denizi, kuzeyde sibirya ve güneyde hindikuş ve karanlık dağları ile çevrilidir.
türklerin bu bölge çevresinde hazar denizi ile ural-altay dağları arasında yoğun olarak yaşadığı bilinmektedir.
bu bölgede iklim tipi olarak karasal iklim hüküm sürmekteyken, bu iklime bağlı olarak yetişen bozkırlar, bu bölgenin bitki örtüsünü oluşturur.
macar asıllı türkolog arminius wambery'e göre ''türemek'' fillinden gelen bir sözcüktür.
alman asıllı türkolog gerhard doerfer'e göre ise ''devlete bağlı olan halk'' anlamına gelen bir sözcüktür.
''türk milliyetçiliğinin babası'' olarak bilinen aynı zamanda bir toplum bilimci ve siyasetçi olan, ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ün ''fikir babam'' dediği ziya gökalp'e göre ise ''töreli, nizam sahibi, kanun sahibi'' anlamına gelir türk sözcüğü.
türkçenin bilinen en eski sözlüğünün yazarı olan kaşgarlı mahmut'a göre ise türk sözcüğü ''olgunluk çağı'' anlamlarına gelir.
''türk'' sözcüğünün bir devlet ismi olarak kullanılması ise göktürkler zamanında gerçekleşmiş bir olaydır.
biraz da türklerin ana yurtları ve yetiştikleri coğrafi koşullar hakkında yazmak istiyorum.
türklerin bilinen ilk ana yurdu, türkistan olarak da bilinen ''orta asya'' bölgesidir.
orta asya denilen bu bölge, adından da anlaşılacağı gibi asya kıtasının ortasında yer alır.
bu bölge doğuda kingan dağları, batıda hazar denizi, kuzeyde sibirya ve güneyde hindikuş ve karanlık dağları ile çevrilidir.
türklerin bu bölge çevresinde hazar denizi ile ural-altay dağları arasında yoğun olarak yaşadığı bilinmektedir.
bu bölgede iklim tipi olarak karasal iklim hüküm sürmekteyken, bu iklime bağlı olarak yetişen bozkırlar, bu bölgenin bitki örtüsünü oluşturur.
devamını gör...
yazarların engellediği ilk yazar
hiç bir yazarı engellemedim.
engellemeye de niyetim yok.
insan kaybetmek 1'e 1. veriyor, kazanmak ise 1'e 100.
hangisi daha kârlı ?
engellemeye de niyetim yok.
insan kaybetmek 1'e 1. veriyor, kazanmak ise 1'e 100.
hangisi daha kârlı ?
devamını gör...
kadınların kendilerini çok değerli hissetmesi
"bunu bir de sabah akşam dayak yiyen kadınlara sormak gerek" düşüncesine yol açan iddia.
normal şartlarda sadece kadınlar değil, herkes değerli hissetmek ister. bunu anormal ya da psikolojik bir rahatsızlık gibi ele almanın anlamı yok. normal bir şey bu. birlikte olduğunuz kişinin de size bunu hissettirecek gibi davranmasını istersiniz elbette. "şununla evleneyim de bana pislik muamelesi yapsın" demezsiniz, akıl sağlığınız yerindeyse.
adet, gelenek, görenek... bunlar kadına değerli gibi hissetirmez. ettirse de uzun sürmez. "kız alırken kendini gösteren adaletsiz ritüeller" kısa sürer. sonra gelsin o kızı tepesi atınca dövmeler, kıza tüm sülalenin hizmetçiliğini yaptırmalar, sürekli çocuk doğurtmalar... şu ülkedeki çoğu evliliğin sonu bu. bırakın da kısacık da olsa değerli hissetsin böyle yaşayan kadınlar. keşke elimizden gelse de hepsine ömür boyu değerli olduklarını hissetirebilsek. bunu biz çözemeyiz, eğitim sistemi çözer ancak.
normal evliliği olanlara gelince... onların da zaten "bana bak, seni istemeye geldiğimizde değerli hissettin. şimdi sıra bende" gibi bir hesabı olamaz. onlar olması gerektiği gibi, karşılıklı şekilde değerli hissettirir zaten.
özetle, tartışılması bile abes bir konu bu bence. biraz rahat mı bıraksanız artık diğer insanları da kendinizi de?
normal şartlarda sadece kadınlar değil, herkes değerli hissetmek ister. bunu anormal ya da psikolojik bir rahatsızlık gibi ele almanın anlamı yok. normal bir şey bu. birlikte olduğunuz kişinin de size bunu hissettirecek gibi davranmasını istersiniz elbette. "şununla evleneyim de bana pislik muamelesi yapsın" demezsiniz, akıl sağlığınız yerindeyse.
adet, gelenek, görenek... bunlar kadına değerli gibi hissetirmez. ettirse de uzun sürmez. "kız alırken kendini gösteren adaletsiz ritüeller" kısa sürer. sonra gelsin o kızı tepesi atınca dövmeler, kıza tüm sülalenin hizmetçiliğini yaptırmalar, sürekli çocuk doğurtmalar... şu ülkedeki çoğu evliliğin sonu bu. bırakın da kısacık da olsa değerli hissetsin böyle yaşayan kadınlar. keşke elimizden gelse de hepsine ömür boyu değerli olduklarını hissetirebilsek. bunu biz çözemeyiz, eğitim sistemi çözer ancak.
normal evliliği olanlara gelince... onların da zaten "bana bak, seni istemeye geldiğimizde değerli hissettin. şimdi sıra bende" gibi bir hesabı olamaz. onlar olması gerektiği gibi, karşılıklı şekilde değerli hissettirir zaten.
özetle, tartışılması bile abes bir konu bu bence. biraz rahat mı bıraksanız artık diğer insanları da kendinizi de?
devamını gör...
normal sözlük mafyasından kamuoyuna duyuru
ozaman bundan sonra 4beğenide kalıcaz mecbur!! 4ten sonrası portakal atsın.
devamını gör...
ali ismail korkmaz
"baktıkça güzelleşen bir boynum yok benim
sol yanındaki “ben”den mecaz üretmeye lüzum da yok
iki ismim var, içinde hiç ali yok.
beni övenleri de hatırlıyorum. oldu.
tabiatın bana bir şeyler söylediğini sandığım
zamanlar vardı. yüzümü eğmeden sessiz derinden
derinlik diye bir şey yokmuş bende bildim.
oldu beni övenler de. hatırlıyorum.
ben de baktıkça isterdim güzelleşsin boynum
adım ali olsun yüzüm aydın olsun gözüm mavi
ali dışındakiler yalan. yalan çok bende gördüm.
övdüler de ne oldu hatırlıyorum. beni.
yüzüm aydın değil, boynum güzel değil, ben cesur değilim
beni üç defa övdüler, üçünde de sokaktaydım. bağırıyordum.
geliyoruz zincirleri kıra kıra hey!
burjuvanın kafasına vura vura hey!
geliyoruz zincirleri kıra kıra hey!
haydi övün beni şimdi,
sakallarımın gürültüsünden başlayarak.
binbir kere adım ali benim
adım binbir kere ali."
sol yanındaki “ben”den mecaz üretmeye lüzum da yok
iki ismim var, içinde hiç ali yok.
beni övenleri de hatırlıyorum. oldu.
tabiatın bana bir şeyler söylediğini sandığım
zamanlar vardı. yüzümü eğmeden sessiz derinden
derinlik diye bir şey yokmuş bende bildim.
oldu beni övenler de. hatırlıyorum.
ben de baktıkça isterdim güzelleşsin boynum
adım ali olsun yüzüm aydın olsun gözüm mavi
ali dışındakiler yalan. yalan çok bende gördüm.
övdüler de ne oldu hatırlıyorum. beni.
yüzüm aydın değil, boynum güzel değil, ben cesur değilim
beni üç defa övdüler, üçünde de sokaktaydım. bağırıyordum.
geliyoruz zincirleri kıra kıra hey!
burjuvanın kafasına vura vura hey!
geliyoruz zincirleri kıra kıra hey!
haydi övün beni şimdi,
sakallarımın gürültüsünden başlayarak.
binbir kere adım ali benim
adım binbir kere ali."
devamını gör...
sosyal fobi
hahh! tam da içinde bulunduğum durum. bu sebepledir ki buradayım. bu fobimi yıkmak için nihayet ilk adımı tam da şuanda atmış bulunmaktayım.
devamını gör...


