bir olay veya durum karşısında yapmaması gerekeni beklenmedik şekilde öğrenen kişinin, karşılaşacağı daha zayıf bir olay veya durum karşısında daha dikkatli davranacağını ifade eden özdeyiş.
devamını gör...

canı istememiştir öğrenmemiştir. yıllardır erkeklerin bilmemesi sorun olmuyor da günümüzde bir kesim kadının bilmemesi mi sorun?
devamını gör...

ben insanları kıyafetine göre değil, bana karşı olan haline ve tavrına göre değerlendiriyorum. herkese de bunu tavsiye ediyorum. yoksa çok kazık yersiniz çok.
devamını gör...

çoktan yazılmış ama neden olmasın: insanlar. genel.
dünyada çok çeşit insan var ve benim hoş görebileceğim insan sayısı kısıtlı. kontenjan neredeyse dolu.
devamını gör...

twitter--> çirkin erkekler ölsün bi zahmet.
devamını gör...

2003 yılında istanbul'da yaşanmış olan bir hadise. daha önce sokakta hayat kadını olarak çalışan 40 yaşındaki bir kadın 50 milyara bir otobüs satın alıp içine kabinler ve duşlar yaptırdı. eski tip bir 302'den müşterilerini duraktan alıp duraklara bırakan mobil bir genelev yarattı. bu olay o yıllarda epey gündem olmuştu. ilgili haberi şöyle bırakalım:www.hurriyet.com.tr/gundem/...
devamını gör...

buradan
devamını gör...

lahmacun.
ama her yerden yenmez , ya içini ben hazırlayacağım veya karşıyaka çarşıda halim usta nin lahmacunu olacak, izmir'de ondan daha iyisi bence yok.
devamını gör...

sağlıklı bir ruh var mıdır gerçekten? hepimiz hastayız, uygun zaman ve koşulları bekliyor ruhumuz, sahnedeki yerini almak için.
devamını gör...

fotoğraf çeken güzel çektiği için değil gören güzel gördüğü için güzeldir. bu yüzden fotoğraf çekmeyi bilmeyen insan diye bir şey yoktur. fotoğrafı güzel görmeyi bilmeyen insan vardır. size dünyanın en güzel fotoğrafı gibi gözüken bir fotoğraf kimisine hiç bir anlam ifade etmiyor olabilir. f değeri, pozlama, perspektif vesaire bunlar sadece birer faktördür. eğer bakan güzel görmeyi bilmiyorsa en iyi fotoğrafı yakalamak için gösterdiğiniz bütün çaba beyhudedir.
devamını gör...

skandallara karışmamış, kankacılık sektörünün eline henüz geçmemiş yazarlardır. sözlüğe bir süre girmeseler kimsenin umrunda olmaz. kafa iznine gitseler başkalarının ruhu duymaz. ​nickaltlarında kavga edilmez, sözlüğün enler listesinde pek yer almazlar. profesyoneldirler. okur, yazar, beğenir ve çıkarlar.
devamını gör...

olmamasi gereken bir sistemdir. bilakis ozellikle saglik ve egitim gibi alanlar kisilere esit oranda saglanmasi gereken birer temel haktir. sunulan haktan daha fazlasini bekleyenler imkanlarini genisleterek ozel hastaneye,ozel okula gitmekte zaten. denildigi gibi ozellestirme icerisine girilmesi demek, varolan sinif farkinin cok daha uc seviyelere cikmasi demektir. maddi sikinti yasayan birine "paran yoksa öl demektir". amerika veya baska bir ulkeyle kiyaslamadan once halkin ayni imkanlar dahilinde yasayip yasamadigana donup bir bakmak gerekmektedir...
devamını gör...

beni korkunç yalnızlığımın içerisine çekmekte oldukça başarılı fransız, gerçeküstücü şair. *

gerçeği sanki çözmüş, bütün o -safsata olarak adlandırılabilecek- insan duygularının nihai mucididir sanki. beni derinden yaralar, yeni yaralar açar.
her yerinden bıçaklar insanı... ama bir yaz gecesi rüyası kadar da güzeldir. "mutlu aşk yok mudur sahiden?" diye yakarır insan. hüzünle önüne döner ve o cevabı bekler.
cevap gelir: "mutlu aşk yoktur, ölmek sevmekten daha kolaydır."

elsa triolet için şiirler yazar hayatının sonuna değin. aşıktırlar birbirlerine. yakalamışlardır aşkı. aragon onun için şiirler yazar durur. bir gün elsa gözlerini kapar hayata. aragon bu yas havası içerisinde, elsa'nın anısı için- çekmeceleri karıştırır ve bir mektup bulur. mektupta birçok erkek ismi yazılıdır ve şöyle yazar elsa o mektupta: "herkes beni sevsin. bütün erkekler bana hayran olsun istiyorum."

o uzun listedeki isimler muhtemelen elsa'nın birlikte olduğu veya ona aşık olan erkeklerin isimleridir. ayrıca şu konu da aydınlatıcı olabilir: elsa daha erken bir döneminde vladimir vladimiroviç mayakovski'ye aşıktı. fakat mayakovski, elsa'nın kız kardeşi liliya brik için ilan etmiştir aşkını.

mektubu bulduğu andan itibaren aragon şüphe içinde yaşamaya başlar. ölene kadar yücegönüllülükle katlanır (aşkına duyduğu o yüce bağlılıkla) acısına. elsa belki de hiçbir zaman aşık değildi aragon'a ve belki de nemfomani hastasıydı. ne acı! böyle bir acıyla nasıl yaşayabilir insan! hayatı boyunca kandırılmıştı belki de aragon. uğruna yaşadığı elsa ve bakmaya doyamadığı elsa'nın gözleri belki de sahtekarca bakıyordu başından beri.

fakat aragon işte... çok yücegönüllü, çok aşık. * hem onun anısına saygısızlık etmek mi? asla!


öyle derin ki gözlerin içmeye eğilince
yansıdığını gördüm orda tüm güneşlerin
oraya sığınışını bütün ümitsizlerin
öyle derin ki belleğim kayboldu içlerinde.

devamını gör...

örtülü kast sisteminin damarlarımıza nasıl enjekte edildiğini gösteren açıklama. bir toplumda gördüğün değerin terazideki ağırlığı kartvizindeki ünvanınsa ve buna koşut olarak ücret alıyorsan, 21 yaşındaki bir gencin bunu söylemesine hiç şaşırmam.
türkiye'de ünvan isimden önce yazılır, batı toplumlarında isimden sonra.
- prof. dr. ali velioğlu
- jack mcpeterson, prof.
devamını gör...

istanbul kuzguncuk
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaşı geçmiş azgın dayıların sık sık kandığı bir dolandırıcılık türüdür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bugün itibariyle 36’ya veda ediyorum.*
devamını gör...

ramiz karaeski ezele aile albümünü gösteriyor, yıllarca süren gönül macerasından usanır eve döner diye evinde onu bekleyen, ömrü orada geçmiş rabiasını da çağırıyor yanına. neşeyle fotoğrafları anlatırken bir fotoğrafa geliyor sıra
-bak burda ailecek sinemaya gitmişiz diğmi bak, uğur sırtımda, selim...sen yoksun rabia
+nasıl?
- yani ikimizin beraber böyle bir resmi yok.
+resimleri hep ben çekiyodum da ondandır ramiz bey
bunun üzerine dayı bi duruluyor. ezelden çekmecedeki polaroid makinayla bir fotoğraf çekmesini istiyor. fotoğraf çekiliyor, mahcup bir sessizlik var.
+tamam ramiz bey tamam,dert etme kendine
-bi resmimiz bile yok beraber rabia. bir sen kaldın tek başına bu evde.
+olsun ramiz bey. işiniz var dedim bekledim, aşkınız var dedim bekledim.ben beklerim.
-ben hep gidiyorum, sen hep kalıyosun ama bir resmin bile yok benimle rabia...

selmayla ramizin aşkı neyse de şu sahneden çok derin etkilenmiştim. adanmış bir ömüre karşılık, sevgiden değil de,acıma hissiyle bahşedilmiş bir kare fotoğraf...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim