şükrü erbaş
bazen bu adam bu kadar güzel mi sevmiş gerçekten yoksa sadece güzel mi yazmış emin olamadığım yazardır.
eşini kaybettikten 1 sene sonra yazdığı yaşıyoruz sessizce kitabını okurken derin düşüncelere sokuyor insanı.
ilk sayfasında eşinin sözüyle başlıyor.
babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessizce ağlattım ben*
ve kitaptan bir alıntı;
bir gün ağzından uzak gülerse ağzım
tanrı gökyüzüyle boğsun beni
eşini kaybettikten 1 sene sonra yazdığı yaşıyoruz sessizce kitabını okurken derin düşüncelere sokuyor insanı.
ilk sayfasında eşinin sözüyle başlıyor.
babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessizce ağlattım ben*
ve kitaptan bir alıntı;
bir gün ağzından uzak gülerse ağzım
tanrı gökyüzüyle boğsun beni
devamını gör...
bipolar insan
eskilerin "tanrıların hastalığı" lakabı taktığı bozukluktan mustarip, bir ucunda hastaya manyak (maniac) dememek için mani kısaltması yapılan coşku ve taşkınlık, diğer ucunda majör depresyon ve intihara varabilen bir çökkünlük hali olan yani duygu-durum skalasında -10 ila +10u görebilen kişilerdir.
tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere iki çeşidi sıklıkla karşımıza çıkar ve "hızlı döngülü, psikotik manili, şizoaffektif bozukluğa da giriyor" denilen yorumlamaları mevcut.
ben deniz tip 1im yani bol bol mani atağı yaşayan cinsi. eh artık o kadar senede öğrendik, okuduk neymişiz neciymişiz, ne ile savaşmaktaymışız.
bipolar arkadaşlara tavsiyem, öncelikle içinde bulundukları hali öğrenmeleri üzerine bilgi edinerek bu yolda ilerlemeleridir.
ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar da kardasınız demektir evet, ara ara manyak olabiliyoruz ve uç duygularımızca ele geçirilip durmamak için de mümkün mertebe çabuk davranmalı, direnip kendimizi boşa yıpratmamalıyız.
güvenebileceğiniz, iyi bir doktor bulmanız da diğer tavsiyemdir. bu da pek tabii biraz maddiyata da bakıyor, ama devletteki doktor da olsa, hiç doktorsuzluktan, takipsizlikten iyidir arkadaşlar. bir doktorunuz olsun, aklınıza geleni not alın randevulara gitmeden önce, sorun. doktor-aile ve hasta takım olarak çalışınca o kadar kolaylaşıyor ki işiniz.
ve aile desteği elbette, her sağlık sorununda olduğu gibi bu bozukluk ile mücadelede de aile içi iletişim, hoşgörü, sevgi bağı ve bilinç çok önemli.
geçmeyecek ama geçmiş olsun diyeyim artık ehehe.
ha bi de her şeye rağmen esprili yönünüzü asla kaybetmeyin. hayatta tutar.
tip 1 ve tip 2 bipolar olmak üzere iki çeşidi sıklıkla karşımıza çıkar ve "hızlı döngülü, psikotik manili, şizoaffektif bozukluğa da giriyor" denilen yorumlamaları mevcut.
ben deniz tip 1im yani bol bol mani atağı yaşayan cinsi. eh artık o kadar senede öğrendik, okuduk neymişiz neciymişiz, ne ile savaşmaktaymışız.
bipolar arkadaşlara tavsiyem, öncelikle içinde bulundukları hali öğrenmeleri üzerine bilgi edinerek bu yolda ilerlemeleridir.
ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar da kardasınız demektir evet, ara ara manyak olabiliyoruz ve uç duygularımızca ele geçirilip durmamak için de mümkün mertebe çabuk davranmalı, direnip kendimizi boşa yıpratmamalıyız.
güvenebileceğiniz, iyi bir doktor bulmanız da diğer tavsiyemdir. bu da pek tabii biraz maddiyata da bakıyor, ama devletteki doktor da olsa, hiç doktorsuzluktan, takipsizlikten iyidir arkadaşlar. bir doktorunuz olsun, aklınıza geleni not alın randevulara gitmeden önce, sorun. doktor-aile ve hasta takım olarak çalışınca o kadar kolaylaşıyor ki işiniz.
ve aile desteği elbette, her sağlık sorununda olduğu gibi bu bozukluk ile mücadelede de aile içi iletişim, hoşgörü, sevgi bağı ve bilinç çok önemli.
geçmeyecek ama geçmiş olsun diyeyim artık ehehe.
ha bi de her şeye rağmen esprili yönünüzü asla kaybetmeyin. hayatta tutar.
devamını gör...
markete girip ne alacağını şaşırmak
para bütçemiz ile ihtiyaç listemizi karşılaştırdığımızda ortaya çıkan durum. siz ekmek alıp çıkın en iyisi, onu alamıyorsanız pasta alın.*
devamını gör...
keşke içinde olsaydım denilen dizi
zor bir anket. chuck dizisinde olup gizli görevlere giden ahmak bir ajan olmayı isterdim good place dizisinde olup "kötü yer" adına çalışan bir iblis olmayı isterdim. tales from the loop dizisinde olup o enteresan boyutta kaybolmayı isterdim. stranger things dizisinde olup demogorgon beslemeyi isterdim. the boys dizisinde olup homelander'a bir çift laf etmeyi isterdim. * how i met your mother dizisinde olup bizim tayfanın oturduğu masanın çaprazında maclarens pub'da iki bira içmek isterdim. altered carbon dizisinde olup o ışıltılı, tehlikeli cyberpunk cehennemini dolaşmak isterdim. breaking bad dizisinde olup jesse'nin evinde günler süren partide sızmak isterdim. rick and morty dizisinde olup "show me what you goooot!" diyen kocakafalara "karabiberim vur kadehlere" demek isterdim. brooklyn nine-nine dizisinde olup hitchcock ve scully ile patlayana kadar yemek yemek isterdim.
ben biraz maymun iştahlıyım galiba. şimdilik aklıma gelenler bunlar... kurgusal gerçeklikte buralarda olmak istiyorum ama gerçek hayatta güzel sevgilimin yanında...
ben biraz maymun iştahlıyım galiba. şimdilik aklıma gelenler bunlar... kurgusal gerçeklikte buralarda olmak istiyorum ama gerçek hayatta güzel sevgilimin yanında...
devamını gör...
hayattan çıkarılmış en önemli ders
hatalar doğru yapmamız için gereken neyse onu öğretir. öğrenene kadar da hep başladığın noktaya geri dönersin çünkü sorun başladığı yerde çözülür.
devamını gör...
misc radyo yayını
yavru ceylanımın* yine sek sek sekserek bizi yükselteceği yeni konseptli yayını.
takın kelepçeleri pardon kemerleri, çok zevkli bir akşam sizi bekliyor.*
takın kelepçeleri pardon kemerleri, çok zevkli bir akşam sizi bekliyor.*
devamını gör...
türkiye islam hukuku ile yönetilseydi neler olurdu sorunsalı
emevi islam hukuku olsaydı; bir farkı kalmazdı bugün ki durumdan. ancak peygamberimiz ve hz ali döneminin islam hukuku olsaydı; büyük ihtimal yöneticilerin hepsi yargılanır ve cezalandırılırdı.
emevi islamı, maslahat islamıdır. maslahat islamı, sadece güçlünün yanındadır. haklı olan değil, güçlü olan söz sahibidir. bu düşünce 14 asırdır islam topraklarında hüküm sürmektedir. saltanat temeli bu dönemde atılmıştır.
muhammedi islam gerçek islamdır. güçlünün değil, haklının yanındadır. gerektiği yerde peygamber'den hakkını isteyen ukkaşe'ye sırtını kırbaçlatmaktır. 10 yıl hüküm sürmüştür. saltanat ile savaşmış, saltanat düzeninin hilelerine yenilmiştir.
emevi islamı, maslahat islamıdır. maslahat islamı, sadece güçlünün yanındadır. haklı olan değil, güçlü olan söz sahibidir. bu düşünce 14 asırdır islam topraklarında hüküm sürmektedir. saltanat temeli bu dönemde atılmıştır.
muhammedi islam gerçek islamdır. güçlünün değil, haklının yanındadır. gerektiği yerde peygamber'den hakkını isteyen ukkaşe'ye sırtını kırbaçlatmaktır. 10 yıl hüküm sürmüştür. saltanat ile savaşmış, saltanat düzeninin hilelerine yenilmiştir.
devamını gör...
güzel başlıkların yanlış zamanda açılması
aslında hakkında pek çok şey yazılabilecek bir başlık,yanlış zamanda açılarak sonsuzluğa uğurlanmıştır ta ki yolunu şaşıran biri entry girip onu tekrar aktifleştirene kadar.
devamını gör...
soğuktu ve yağmur çiseliyordu
1990 yılında gösterime giren ve engin ayça’nın yazıp yönettiği bir filmdir. filmin başrollerinde sultan türkan şoray ve iyi adam mı kötü adam mı olduğunu hiçbir filminde anlayamadığım ekrem bora oynamakta.

yanlış bir düşünce olabilir, emin olarak yazmıyorum bunu ama türk sanat müziği ile ilgilenen insanların her zaman bizim idrak edemediğimiz üstün bir hüzün çizgisinde yürüdüğünü düşünürüm. arabeskçiler gibi salya sümük ya da rapçiler gibi karman çorman bir hüzün değil sanki onlarınki. daha aklı başında, daha can yakıcı, daha sahici.
bu filmde de türk sanat müziği sanatçısı leyla hanım ile orkestrasına dahil olan udi cemal beyin hikayesi güzel bir hüzün ile anlatılmış. hikaye bir nevi bilinç akışı tekniği izliyor çünkü film cemal beyin ölümü ile başlayıp leyla hanımın zihninde devam ediyor. geçmişe gidip günümüze atlayarak süren film kırık bir aşk hikayesi. söylenmemiş sözlerin bestelenmiş haliç
bence izleyin çünkü ben tanımı yazdığımda soğuktu ve yağmur çiseliyordu.

yanlış bir düşünce olabilir, emin olarak yazmıyorum bunu ama türk sanat müziği ile ilgilenen insanların her zaman bizim idrak edemediğimiz üstün bir hüzün çizgisinde yürüdüğünü düşünürüm. arabeskçiler gibi salya sümük ya da rapçiler gibi karman çorman bir hüzün değil sanki onlarınki. daha aklı başında, daha can yakıcı, daha sahici.
bu filmde de türk sanat müziği sanatçısı leyla hanım ile orkestrasına dahil olan udi cemal beyin hikayesi güzel bir hüzün ile anlatılmış. hikaye bir nevi bilinç akışı tekniği izliyor çünkü film cemal beyin ölümü ile başlayıp leyla hanımın zihninde devam ediyor. geçmişe gidip günümüze atlayarak süren film kırık bir aşk hikayesi. söylenmemiş sözlerin bestelenmiş haliç
bence izleyin çünkü ben tanımı yazdığımda soğuktu ve yağmur çiseliyordu.
devamını gör...
konuşmadan vakit geçirebilen insan
şu ana kadar yalnızca bir kişiyle bu durumda bulundum. o da tahmin edersiniz ki gitti. lise dönemimde her teneffüs yanına gidip otururdum. genelde müzik dinlerdi. kulaklığın tekini alıp ben de dinlerdim. bazen kitap okurdu. bazen uyurdu. dururduk. sadece dururduk. hiç bitmeseydi keşke dediğim nadir anlardan. peki bu ne kadar mı sürdü? tüm lise hayatım boyunca. 4 yıl. * yanında olduğumun farkında bile olmadığına da kalıbımı basarım. evet hiç konuşmadan vakit geçirilebiliyormuş.
devamını gör...
düğün yapmak istemeyen gelin
bir kadın olarak benim bile alnından öpeceğim gelindir. azınlık olmak zordur ama özeldir. helal olsun koçum sana.
devamını gör...
zorla tesettüre sokulan kız çocukları
saçlarınıözgürce rüzgarda savurması aile ya da toplum baskısından kurtulduğunda olur. bunlar-dan biri benim çocukluğunda tanıdığım bir kız çocuğuydu. başını zorla kapatıklarında 16 yaşındaydı istediği için açtıģında 23...
beni aradı önce. şaşırdın mı dedi? biraz dedim. corona günlerinde bir parkta oturup onu konuşacağız.
çocukları rahat bırakın diyoruz da iki okuldan biri imam hatip olmuş. abd projesi yeşil kuşağın sonucu olan cemaatlerin ellerinde büyütülen kindar çocuklar cumhuriyetten rövanş almak istiyor. daha doğrusu yaratılmak istenen bu ama olmaz bir tanem olmaz sevdiğim...
sonuç olarak din bir kadının saçından korkuyorsa orada art niyet ararım ben.
beni aradı önce. şaşırdın mı dedi? biraz dedim. corona günlerinde bir parkta oturup onu konuşacağız.
çocukları rahat bırakın diyoruz da iki okuldan biri imam hatip olmuş. abd projesi yeşil kuşağın sonucu olan cemaatlerin ellerinde büyütülen kindar çocuklar cumhuriyetten rövanş almak istiyor. daha doğrusu yaratılmak istenen bu ama olmaz bir tanem olmaz sevdiğim...
sonuç olarak din bir kadının saçından korkuyorsa orada art niyet ararım ben.
devamını gör...
aforizmalar
kafka, dünyanın en iyi aforizma yazarlarından biridir. bu kitabı ise bir yol gösterici olarak görünüp bu bilinçle okunmalıdır. bir nevi kutsal kitaptır kafka’nın aforizmalar’ı. sabah evden çıkmadan önce rast gele bir sayfa açıp günlük ruh halinizi düzenleyebilir. ya da okuduğunuz aforizmaya göre gelecek tahminlerinde bulunabilirsiniz.
haftalık şöyle bir uzgörü olabilir mesela:
1. gün: “ ders sensin, ne yazık ki, etrafta öğrenci yok.”
bu aforzimayı yorumlayarak etrafta sizin niteliklerinizi değerlendirecek kimsenin olmayacağı bir güne uyandığınızı anlayabilirsiniz ya da vizelerde öyle ya da böyle çuvallayacağınızı.
2. gün: “ dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.”
bunu okuyunca aklınıza yaşadığınız hayatın başlamadan kaybedilmiş bir savaş olduğu ve çabalarımızın beyhude olduğu da gelebilir, küresel ısınma konusunda daha dikkatli davranmak adına bir şeyler yapmak gerektiği de.
3. gün: “ kafesin biri kuş aramaya çıktı.”
bu uyarı sizi özgürlüğün mümkünsüzlüğünü görmeye de davet edebilir, hayvan hakları yasasının hala yürürlüğe girmediğini görmeye de.
4. gün: “ bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamaktır mutluluk.”
yeryüzünde varlığımızın sahip olduğumuz kütleden daha fazla olamayacağı fikri de oluşabilir kafanızda bu sözle; mülk sahibi olarak mutluluğa erişmenin mümkün olamayacağı fikri de.
5. gün: “ ona sığınmazsa, insan yaşamdan nasıl zevk alabilir.”
bu cümleyle yaşamın kucağında kalan insanın direnmeden teslim olması fikri de çıkabilir ortaya; uzay araştırmaları yaparak koloni kurma fikrinin gereksizliği de.
ben size beş günlük bir rehber hazırladım. gerisi size kalmış. her güne, her ruh haline uygun bir kafka cümlesi vardır mutlaka.
haftalık şöyle bir uzgörü olabilir mesela:
1. gün: “ ders sensin, ne yazık ki, etrafta öğrenci yok.”
bu aforzimayı yorumlayarak etrafta sizin niteliklerinizi değerlendirecek kimsenin olmayacağı bir güne uyandığınızı anlayabilirsiniz ya da vizelerde öyle ya da böyle çuvallayacağınızı.
2. gün: “ dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.”
bunu okuyunca aklınıza yaşadığınız hayatın başlamadan kaybedilmiş bir savaş olduğu ve çabalarımızın beyhude olduğu da gelebilir, küresel ısınma konusunda daha dikkatli davranmak adına bir şeyler yapmak gerektiği de.
3. gün: “ kafesin biri kuş aramaya çıktı.”
bu uyarı sizi özgürlüğün mümkünsüzlüğünü görmeye de davet edebilir, hayvan hakları yasasının hala yürürlüğe girmediğini görmeye de.
4. gün: “ bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamaktır mutluluk.”
yeryüzünde varlığımızın sahip olduğumuz kütleden daha fazla olamayacağı fikri de oluşabilir kafanızda bu sözle; mülk sahibi olarak mutluluğa erişmenin mümkün olamayacağı fikri de.
5. gün: “ ona sığınmazsa, insan yaşamdan nasıl zevk alabilir.”
bu cümleyle yaşamın kucağında kalan insanın direnmeden teslim olması fikri de çıkabilir ortaya; uzay araştırmaları yaparak koloni kurma fikrinin gereksizliği de.
ben size beş günlük bir rehber hazırladım. gerisi size kalmış. her güne, her ruh haline uygun bir kafka cümlesi vardır mutlaka.
devamını gör...
kedi
beslediğiniz zaman siz evinizde kedi besliyormuşsunuz gibi değil de sanki o evinde insan besliyormuş gibi takılan tatlı bir ruh hastası.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
aşık olabilirim ama aşk çok acımasız . bu yüzden soğuk ve gıcık biri olmayı kendime savunma mekanizması olarak kullanıyorum.hadi bakalım.
büdüt: istesem de olamıyorum zaten. bunu saklamaya gerek yok ;)
büdüt: istesem de olamıyorum zaten. bunu saklamaya gerek yok ;)
devamını gör...
kulak üstü kulaklık önerileri
ben jbl urbanears gibi beğendiğim güzel markaları tercih etmek istiyorum genelde ama fiyatlar malum. o yüzden preo diye bi marka var tatmin edici ses performansıyla beni yakaladı. kardeşime almıştık ben daha çok kullanıyorum.
devamını gör...



