z kuşağının normal sözlük'e girişinin yasaklanması gerekliliği
ekseriyetle minik bir kod dokumayla halledilecek iş. iko göreve..
malumunuz.. bu aralar çok azıttı bu ergen irisi oluşum. geceleri açtıkları türlü eril başlıklarla sözlüğün ahlaki kaidelerini birer ikişer çiğnerken geceleri uyuma saatini 2’ye indirerek sözlükte gündüz vakitleri de infiale yol açmaktadırlar.
zekaları dilim varmıyor ama kamer genç ile ilyas salman arasında gidip geliyor.. sürekli öfkeli ve azgınlar..
evimin en güzel bölümü diye başlık açıp hepbir ağızdan yatak odası yazıyorlar.
iğrençç herifler. kıllı, tişörtlerine portkakal suyu sıçramış lekeli ibişler.
atılsınlar sözlükten tez vakittee.
malumunuz.. bu aralar çok azıttı bu ergen irisi oluşum. geceleri açtıkları türlü eril başlıklarla sözlüğün ahlaki kaidelerini birer ikişer çiğnerken geceleri uyuma saatini 2’ye indirerek sözlükte gündüz vakitleri de infiale yol açmaktadırlar.
zekaları dilim varmıyor ama kamer genç ile ilyas salman arasında gidip geliyor.. sürekli öfkeli ve azgınlar..
evimin en güzel bölümü diye başlık açıp hepbir ağızdan yatak odası yazıyorlar.
iğrençç herifler. kıllı, tişörtlerine portkakal suyu sıçramış lekeli ibişler.
atılsınlar sözlükten tez vakittee.
devamını gör...
kısa şiirler
yüzüm kime dönük olursa olsun,
yüreğim hep sana dönük olacak.
ben senden başkasına
kapı nasıl açılır bilmiyorum.
-cemal süreya
yüreğim hep sana dönük olacak.
ben senden başkasına
kapı nasıl açılır bilmiyorum.
-cemal süreya
devamını gör...
hayatınızın arka planında çalan şarkı
kendimi sıklıkla yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış şeylerle uğraşıp; hayatı kaçırdığımı düşünürken buluyorum. eskiden ne yapmak istediğimi bildiğim için bu yılların çok daha farklı geçeceğini hayal ediyordum oysaki. şimdilerde ise kararsızlık ve karamsarlık, atacağım bir sonraki adımı düşünmemin önünde bir engel oluşturuyor. neyi seçersem seçeyim, sonucun beni tatmin etmeyeceği hissi...
devamını gör...
normal sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü
ben de buradayım! çok eğleneceğiz hissediyorum. *
devamını gör...
manaki mou
izmir, anneanne şarkısı, düeti.
hayatımda dinlediğim en güzel sese sahip kişi oydu, hayatımda duyduğum en güzel memleket şarkısı da bu.
yannis kotsiras yine harlamıştır ateşi, bize düşen yolunda ölmek.
anneanne evi 2 katlı, çevresindeki köylerin aksine mübadele öncesinde çoğunluğunun türk olduğu bir köyde, bahçeli, bahçesinde menengiç ağacı, taş fırın, tulumba var. anneanne evinin merdivenleri var, alt kat kiler, alt katta yarısı toprağa gömülü kocaman zeytinyağı küpleri, anforalar var. alt katın bir tarafı hayatımda yediğim en güzel üzümü veren asma, öbür tarafı incir ağacı. evin duvarları o kadar kalın ki büyük bir insan bile pencere içlerine rahat rahat oturabilir, ben ise küçücük çocuğum bana ne ki?
pencereden bakıyorum, karşımda şu an artık ayakta olmayan yıllar önce bir yıldırıma esir düşmüş fıstık çamı. insan, hatta küçük bir çocuk fıstık çamına aşık olur mu? ben olmuştum, çünkü koca ovanın en görkemli, en koruyucu ağacı idi o, o pencere içine sığdığım ev gibiydi, o her bayram kapısına dayanmak için can attığım mavi gözlü kadın, anneannem gibiydi.
merdiven korkulukları yoktu anneanne evinin, merdiven korkuları yoktu hiçbirimizin, o merdivenin her basamağında bembeyaz kireç boyalı peynir tenekeleri, her birinin içinde anneanne yadigarı acem karanfilleri.
her bir basamağın kokusu ayrı, her beyaz boyalı tenekenin özü farklıydı sanki, ya da ben küçüçük çocuktum sadece.
anneannem o merdivenin başında durup bana bakardı, en çok bana bakardı, en sevdiği torunu bendim, ya da en salak / en güvensiz olanı.
bir gün merdivene açılan evinin kapısında otururken bu türküyü söylemeye başladı, 6 da açılan trt'den bir saat önce 5 de açılan yunan radyosundan sonra ilk kez duyduğum yunanca kelimeleri kullanarak, usul usul, sakin sakin. en alt basamağa oturdum, gözlerimi ona diktim, eşi müftü, eşi tüm çocuklarını karışık eğitim veren köy enstitüsüne gönderen, eşi zamansız ölen, eşi öldükten sonra koca ev, koca köy, koca dünyayı tek başına omuzlayan kadını seyrettim. her erkek çocuğu annesine aşıktır ama sanırım ben anneanneme daha büyük bir aşkla bağlıydım, - ki hala da öyle içimde biryerler.
bitirdi anneannem o syminaiki tragoudia'yı, beni yanına çağırdı, içerden getirdiği nohut mayalı ekmek ve yanında kelle peyniri koyduğu tepsiyi yanıma koydu.
ve türkümüz bir daha da hiç susmadı.
hayatımda dinlediğim en güzel sese sahip kişi oydu, hayatımda duyduğum en güzel memleket şarkısı da bu.
yannis kotsiras yine harlamıştır ateşi, bize düşen yolunda ölmek.
anneanne evi 2 katlı, çevresindeki köylerin aksine mübadele öncesinde çoğunluğunun türk olduğu bir köyde, bahçeli, bahçesinde menengiç ağacı, taş fırın, tulumba var. anneanne evinin merdivenleri var, alt kat kiler, alt katta yarısı toprağa gömülü kocaman zeytinyağı küpleri, anforalar var. alt katın bir tarafı hayatımda yediğim en güzel üzümü veren asma, öbür tarafı incir ağacı. evin duvarları o kadar kalın ki büyük bir insan bile pencere içlerine rahat rahat oturabilir, ben ise küçücük çocuğum bana ne ki?
pencereden bakıyorum, karşımda şu an artık ayakta olmayan yıllar önce bir yıldırıma esir düşmüş fıstık çamı. insan, hatta küçük bir çocuk fıstık çamına aşık olur mu? ben olmuştum, çünkü koca ovanın en görkemli, en koruyucu ağacı idi o, o pencere içine sığdığım ev gibiydi, o her bayram kapısına dayanmak için can attığım mavi gözlü kadın, anneannem gibiydi.
merdiven korkulukları yoktu anneanne evinin, merdiven korkuları yoktu hiçbirimizin, o merdivenin her basamağında bembeyaz kireç boyalı peynir tenekeleri, her birinin içinde anneanne yadigarı acem karanfilleri.
her bir basamağın kokusu ayrı, her beyaz boyalı tenekenin özü farklıydı sanki, ya da ben küçüçük çocuktum sadece.
anneannem o merdivenin başında durup bana bakardı, en çok bana bakardı, en sevdiği torunu bendim, ya da en salak / en güvensiz olanı.
bir gün merdivene açılan evinin kapısında otururken bu türküyü söylemeye başladı, 6 da açılan trt'den bir saat önce 5 de açılan yunan radyosundan sonra ilk kez duyduğum yunanca kelimeleri kullanarak, usul usul, sakin sakin. en alt basamağa oturdum, gözlerimi ona diktim, eşi müftü, eşi tüm çocuklarını karışık eğitim veren köy enstitüsüne gönderen, eşi zamansız ölen, eşi öldükten sonra koca ev, koca köy, koca dünyayı tek başına omuzlayan kadını seyrettim. her erkek çocuğu annesine aşıktır ama sanırım ben anneanneme daha büyük bir aşkla bağlıydım, - ki hala da öyle içimde biryerler.
bitirdi anneannem o syminaiki tragoudia'yı, beni yanına çağırdı, içerden getirdiği nohut mayalı ekmek ve yanında kelle peyniri koyduğu tepsiyi yanıma koydu.
ve türkümüz bir daha da hiç susmadı.
devamını gör...
iyi geceler sözlük
kafamın içindeki onlarca tutankamon'un artık eğitilmesi gerekiyor zira hepsinden ayrı ses çıkınca yaşama odaklanmak biraz zorlaşabiliyor. bir süre kendi içime katlanmam gerekiyor sanırım. bunu entellik veyahut şımarıklık olarak nitelendirirseniz ponçik kalbimden gelen çııt sesini taaa oralardan duyabilirsiniz.
ben tekrar gelene kadar ve tabii ki her zaman, hoşça kalın!
iyi geceler sözlük.*
ben tekrar gelene kadar ve tabii ki her zaman, hoşça kalın!
iyi geceler sözlük.*
devamını gör...
kısmetsiz yazar
başlık açınca kimsenin başlığına tanım girmediği yazardır.
devamını gör...
cehenneme gidildiğinde yapılacak ilk aktivite
günlük rutinime devam ederim diye düşünüyorum.
ee kul nasıl biliyorsa yaradan öyle değil miydi?
benim bilişim bu yönde.
madem cehennemimizi kendimiz yaratıyor, odunumuzu kendimiz taşıyoruz o tarafa eh bir zahmet ben de kendi yaşamımdan bir şeyler taşıyayım ötelere.
herkesin cehennemine kimse karışamaz.
saygılar...
ee kul nasıl biliyorsa yaradan öyle değil miydi?
benim bilişim bu yönde.
madem cehennemimizi kendimiz yaratıyor, odunumuzu kendimiz taşıyoruz o tarafa eh bir zahmet ben de kendi yaşamımdan bir şeyler taşıyayım ötelere.
herkesin cehennemine kimse karışamaz.
saygılar...
devamını gör...
24 mayıs 2021 habertürk süleyman soylu yayını
sedat peker'in yayın esnasında attığı twitler sorulsa keşke. ismail saymaz dışında hepsi süs biberi gibi duruyor. ismail saymaz bir kaç kez kafa kaldırdı susturuldu. susturan kişi sadece süleyman soylu değildi, ekip olarak çullandılar adama. diğerlerinin sormaya çalıştığı soruları da ilk olarak ismail saymaz sordu. tek bir istisnası varsa o da merdan yanardağ'ın söz alıp uzun uzun konuştuğu kısımdır.
devamını gör...
hüseyin nihal atsız 116 yaşında
ırkçı ve anti-islamcı bir yazarın 116 yaşında olduğunu bildiren başlık.
devamını gör...
salatalık turşusu
zalimliktir.
sizi tuzlu, asitli suyun içinde günlerce bekletip yeseler hoş olur mu?
sizi tuzlu, asitli suyun içinde günlerce bekletip yeseler hoş olur mu?
devamını gör...
cc
compact car'ın kısaltmasıdır.
devamını gör...
uzun süre etkisinden çıkılamayan rüyalar
anlatayım da ne biçim bilinç altım var görsün herkes*. rüyamda ışid gelmiş türkiyeye. her yer sakallı, taliban kılıklı terörist dolu. rüyayı gördüğüm dönemler hep siyah giyinirdim üstümde metal grup tshirtleri olurdu. rüyada da öyleyim. neyse efendim sokakta yürüyorum her yer taliban kılıklı adamlarla dolu, bana bakıyorlar dik dik. ben de üzlüyorum ne oldu bu memlekete canım memleketimin geldiği hale bak diye. yürürken bir terörist durdurdu satanist misin kılıga bak falan diyor. dedim sümme haşa müslümanız*. sen gel bakayım liderimizle görüştüreyim o anlar senin ne olduğunu dedi. takıldım peşine bir alana geldik on kadar terörist var hepsi silahlı. çağırdı bu liderini. adam bir geldi meğer ışid'in lideri thom yorke'muş, onun siyah uzun sakallı versiyonu*. çok sakin bakıyor. sen kimsin bakalım necisin dedi. dedim valla müslümanım sizi çok destekliyorum iyiki geldiniz, sefa verdiniz. boynumda şeytan sembollü kolye var tuttu kolyeyi bunlar nedir diyor. dedim bunlar hep sembolik ben biraz özentiyim ondan bunlar. diğer herifler de bakıyor dik dik. biri dedi ki izin ver sıkayım şunun kafasına. pacayı kurtarmam lazım dedim ermenice bilirim anlaşma yapacakmışsınız yakında yardımcı oluruz. tamam dedi ama önce bizden olduğunu kanıtlaman lazım biz bu külliyeyi yıkacaktık. bunlar şirktir git oraya saygısızlık yap.* dedim tamam gittim külliyeye yumruk attım*. külliyenin yanından ayrılırken bir anda yağmur ızgarasının içine düştüm. kollarımla demiri zor kavradım gövdem boşlukta. çıkmak için uğraşıyorum. bi baktım elin ışidlileri dalga geçiyor benimle bıyık altından gülen var te allam diyen var. neyse sinir ve utancla çıktım ızgaranın içinden thom yorke'un yanına gittim. tamam yarın sabah gel dedi, tamam dedim. oradan ayrıldım dedim bir günde ermeniceyi nasıl öğreneceğim lan ben? ağlayacağım neredeyse. orada bir genç vardı tıp öğrencisiymiş olanları görmüş dedi sen cidden ermenice biliyor musun yoo dedim. neyse akşam çalış belki öğrenirsin dedi teşekkür edip eve yöneldim. yolda ehli sünnet tv'yi sunan baba deyip duran adamı gördüm elinde çiğ köfte kafa selamı veriyor bana. neyse dedim bahane buluruz affeder inşallah falan ama adamlar yolda adam dövüyor silah sıkıyor ne affetmesi. o akşam ermenice sözlük karıştırdım video'lar izledim. ertesi gün sabah meydana gittim tam thom yorke'u gördüm bana doğru geliyordu ki uyandım. bu da böyle rüyamdır*.
devamını gör...
later with jools holland
iflah ve ıslah olmaz bir musikişinas* olarak bana, televizyon tarihinin en sevdiğin programı nedir diye sorsalar, yanıt olarak ismini söyleyeceğim, bbc2’ nin ikonik müzik programıdır.
kendine has çoklu sahne dekorunda gerçekleşen müzik performanslarında, leonard cohen, björk, tori amos, massive attack, david bowie, the cure, aerosmith, portishead, jamiroquai, the white stripes, amy winehouse daha sayamadığım niceleri... 1992 yılından bu yana kimler geldi kimler geçti... bu trafikte programın sunucusu jools holland’ın müzik piyasasındaki ağırlığı ve kişisel dostluklarının da payı büyük elbette.
bir de yeni isimlerle tanıştırma misyonu vardır ki bana florence and the machine, kasabian ve emeli sande’ i kazandırmıştır.
kendine has çoklu sahne dekorunda gerçekleşen müzik performanslarında, leonard cohen, björk, tori amos, massive attack, david bowie, the cure, aerosmith, portishead, jamiroquai, the white stripes, amy winehouse daha sayamadığım niceleri... 1992 yılından bu yana kimler geldi kimler geçti... bu trafikte programın sunucusu jools holland’ın müzik piyasasındaki ağırlığı ve kişisel dostluklarının da payı büyük elbette.
bir de yeni isimlerle tanıştırma misyonu vardır ki bana florence and the machine, kasabian ve emeli sande’ i kazandırmıştır.
devamını gör...
yüzyüzeyken de konuşamadık
ruh komşum, kardeşim olan yazar.
kalp yaraların aynıysa bir insanla ya da aynı acıları, özlemleri, hüznü yaşadıysan bir şekilde ruhların komşu oluyor.
o da eksik benim gibi. fakat yaşına rağmen çok çok güçlü. nasıl dik nasıl korunaklı. kendini çok güzel yetiştirmiş. ama içinde bir yerlerde hala ufak bir çocuk var görebiliyorum. koca kadın oldum hala bende bile var çünkü. ruhları yaralı insanlar çok erken büyüyorlar. daha çabuk adapte oluyorlar hayata. savunma mekanizmaları daha sistematik çalışıyor. fakat içlerinde bir yerde çocuk bir yan kalıyor. o bile güçlü olmak zorunda. işte benim ruh kardeşimde aynı böyle.
kendisini sevişim ve ona hayranlığım sadece bunlardan sebep değil tabi. bu yanını yazmaya adayışı. herkes yazar ama o içinden yazıyor. sanki kaleminden dökülenlere elinizle dokunabiliyorsunuz gibi. ya da dokunmak istiyorsunuz. ilginç bir enerji. kendinden, kendi ruhundan katıyor cümlelerine belkide bu yüzden çekiyor beni kendine.
canım kardeşim bir süredir profilleri ziyaret etmiyordum. bu ara başladım tekrardan ziyarete, okumaya ve üniversiteyi kazandığını okudum. inan çok sevindim. nasıl güzel bir haber bu. içim sıcacık oldu sabah sabah.
kalbin gibi tertemiz bir ömrün olsun. güzel bir eğitim hayatın ve harika bir kariyerin. yıllar sonra seninle oturup bunu kutlayalım.
ayağına taş değmesin cancağızım...
kalp yaraların aynıysa bir insanla ya da aynı acıları, özlemleri, hüznü yaşadıysan bir şekilde ruhların komşu oluyor.
o da eksik benim gibi. fakat yaşına rağmen çok çok güçlü. nasıl dik nasıl korunaklı. kendini çok güzel yetiştirmiş. ama içinde bir yerlerde hala ufak bir çocuk var görebiliyorum. koca kadın oldum hala bende bile var çünkü. ruhları yaralı insanlar çok erken büyüyorlar. daha çabuk adapte oluyorlar hayata. savunma mekanizmaları daha sistematik çalışıyor. fakat içlerinde bir yerde çocuk bir yan kalıyor. o bile güçlü olmak zorunda. işte benim ruh kardeşimde aynı böyle.
kendisini sevişim ve ona hayranlığım sadece bunlardan sebep değil tabi. bu yanını yazmaya adayışı. herkes yazar ama o içinden yazıyor. sanki kaleminden dökülenlere elinizle dokunabiliyorsunuz gibi. ya da dokunmak istiyorsunuz. ilginç bir enerji. kendinden, kendi ruhundan katıyor cümlelerine belkide bu yüzden çekiyor beni kendine.
canım kardeşim bir süredir profilleri ziyaret etmiyordum. bu ara başladım tekrardan ziyarete, okumaya ve üniversiteyi kazandığını okudum. inan çok sevindim. nasıl güzel bir haber bu. içim sıcacık oldu sabah sabah.
kalbin gibi tertemiz bir ömrün olsun. güzel bir eğitim hayatın ve harika bir kariyerin. yıllar sonra seninle oturup bunu kutlayalım.
ayağına taş değmesin cancağızım...
devamını gör...
misc radyo yayını
misc? misk? cenk ceylan mıymış?
misk, bir tür erkek ceylan tarafından üretilen güzel kokulu madde.
kendisinin tabiriyle rabbişkom'a şükür; başlıyor yine iki gözümün çiçeee.
akşam; ol!
misk, bir tür erkek ceylan tarafından üretilen güzel kokulu madde.
kendisinin tabiriyle rabbişkom'a şükür; başlıyor yine iki gözümün çiçeee.
akşam; ol!
devamını gör...
erwin rommel
nazi dönemi ss subaylarından. paul blobel ile birlikte öne çıkan subaylandan'dı.
devamını gör...
kişisel gelişim kitapları zırvalığı
dünyadaki bütün kişisel gelişim kitapları birleşse bir suç ve ceza kadar insan yaşamına ve aklına etki etmemesine rağmen tüketici toplumun gerektirdiği şekilde bol bol yazıldığı ve satıldığı için hayatımızdan uzun bir süre çıkmayacak zırvalıklardır..
devamını gör...