yazarların kavga anıları
dövüş sporlarıyla ilgilenmeme rağmen uzun süredir yumruk yumruğa kavgaya girişmedim. kavga sizi yere götürmez, kininizi pekiştirirsiniz.
ancak karşınızdaki kişiye, kavgayı sevmediğinizi gösterin. kavgayı bilmiyor sanıp da üstünüze çıkmasın. işte o zaman kaçınılmaz olur.
ancak karşınızdaki kişiye, kavgayı sevmediğinizi gösterin. kavgayı bilmiyor sanıp da üstünüze çıkmasın. işte o zaman kaçınılmaz olur.
devamını gör...
kötüyle baş edilir ama şüpheyle edilmez
belirsizlikten hoşlanmayan kişilerce söylenenilecek bir söz.
kötü bir olayda, ne yapabileceğimizi biliriz. en önemlisi olayı bilir ve kabulleniriz. sonrasında çıkar yolu bulmaya çalışırız.
şüpheli olaylarda neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. sürprizlerden hoşlanan biri değilseniz, sizin için hayli problem yaratacaktır. adım atamazsın,hareket edemezsin. düşmanın nedir bilemezsin.
kötü bir olayda, ne yapabileceğimizi biliriz. en önemlisi olayı bilir ve kabulleniriz. sonrasında çıkar yolu bulmaya çalışırız.
şüpheli olaylarda neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. sürprizlerden hoşlanan biri değilseniz, sizin için hayli problem yaratacaktır. adım atamazsın,hareket edemezsin. düşmanın nedir bilemezsin.
devamını gör...
sıdıka
bir bölümünde kenar ile selahattin rakı sofrasında muhabbet ederler;
kenar: bizim de bir gargamel kamil var biliyorsun değil mi?
selahattin: hani şu ''alkol duvarını aşan cisimler, kütleleri oranında haydari ve mezeye dönüşür.'' hipotezini bulan mı? abi, adama ''rakının einstein'ı'' diyorlarmış..
kenar: yok, bu adam içince içinden başka başka insanlar çıkıyor.bir keresinde vietnamlı dördüz annesi bir kadın çıkmış.geçen de ben çıkmışım.
selahattin: yok abi dedikodudur.senin ne işin var adamın içinde?
kenar: bizim de bir gargamel kamil var biliyorsun değil mi?
selahattin: hani şu ''alkol duvarını aşan cisimler, kütleleri oranında haydari ve mezeye dönüşür.'' hipotezini bulan mı? abi, adama ''rakının einstein'ı'' diyorlarmış..
kenar: yok, bu adam içince içinden başka başka insanlar çıkıyor.bir keresinde vietnamlı dördüz annesi bir kadın çıkmış.geçen de ben çıkmışım.
selahattin: yok abi dedikodudur.senin ne işin var adamın içinde?
devamını gör...
venüs'ün doğuşu
kıbrıslı güzeller güzel aphrodite veya venüs'ün doğuşu mitosunun görsel sanatlardaki en ünlü betimlemesi olan tablo.
bugün bile kıbrıs'ta venüs'ün denizden doğduğu rivayet edilen kayalıklara aphrodite kayalıkları deniyor. peki biz bunları nereden biliyoruz. hesiodos'un theogonia adlı eserinden. kitapta venüs'ün doğuşu ile ilgili kısım şöyledir:
oradan da denizle çevrili kıbrıs'a gitti, orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu narin ayaklarının bastığı yerden. aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar, bir köpükten doğmuş olduğu için’’
aphros yunanca köpük anlamına geliyor. hesiodos da bu noktaya dikkat çekmek için tanrıçaya aphrodite ismi verildiğini söylüyor. ancak aphrodite isminin kökenini sadece buraya bağlamak için elbette daha fazla kanıt gerekiyor.
bu tablodan bahsederken bir de joel peter witkin'in yerin ve göğün tanrıları isimli fotoğrafından da bahsetmek gerek. zira bu fotoğrafta, trans bireylerle venüs'ün doğuşu sahnesi yeniden canlandırılmış.
witkin'in tarzı, alışılmışın dışında görüntülere sahip kişiler ve ölüler ile beraber çeşitli nesneleri de kullanarak bir yeniden anlam üretme çabası taşır.
elbette bahsi geçen fotoğrafta da bu yeniden anlam üretme çabasını görebiliriz. rönesansın güzellik anlayışının tablodaki yansımalarına karşın witkin'in fotoğrafında trans bedeni ve çıplaklık ile eleştirel bir üslup görülür.
konu ile ilgili yazılmış bir makaleyi de bırakalım şuraya
bugün bile kıbrıs'ta venüs'ün denizden doğduğu rivayet edilen kayalıklara aphrodite kayalıkları deniyor. peki biz bunları nereden biliyoruz. hesiodos'un theogonia adlı eserinden. kitapta venüs'ün doğuşu ile ilgili kısım şöyledir:
oradan da denizle çevrili kıbrıs'a gitti, orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu narin ayaklarının bastığı yerden. aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar, bir köpükten doğmuş olduğu için’’
aphros yunanca köpük anlamına geliyor. hesiodos da bu noktaya dikkat çekmek için tanrıçaya aphrodite ismi verildiğini söylüyor. ancak aphrodite isminin kökenini sadece buraya bağlamak için elbette daha fazla kanıt gerekiyor.
bu tablodan bahsederken bir de joel peter witkin'in yerin ve göğün tanrıları isimli fotoğrafından da bahsetmek gerek. zira bu fotoğrafta, trans bireylerle venüs'ün doğuşu sahnesi yeniden canlandırılmış.
witkin'in tarzı, alışılmışın dışında görüntülere sahip kişiler ve ölüler ile beraber çeşitli nesneleri de kullanarak bir yeniden anlam üretme çabası taşır.
elbette bahsi geçen fotoğrafta da bu yeniden anlam üretme çabasını görebiliriz. rönesansın güzellik anlayışının tablodaki yansımalarına karşın witkin'in fotoğrafında trans bedeni ve çıplaklık ile eleştirel bir üslup görülür.
konu ile ilgili yazılmış bir makaleyi de bırakalım şuraya
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
ne çalardı her yerde.
devamını gör...
isradipin
sinoatrial nodu baskılayarak bradikardi oluşturan kalsiyum kanal blokörleri grubundan ilaçtır.
devamını gör...
normal sözlük online kişi sayısının düşmesi
tatlış minnoş sözlüğümdü burası benim.
çok kişi gelmiş çook.
benjamin neler oluyor kuzum allasen?
çok kişi gelmiş çook.
benjamin neler oluyor kuzum allasen?
devamını gör...
gençliğe hitabe ile dalga geçen belediye personeli
başakşehir belediyesi sosyal yardım işleri müdürlüğü’nde görev yapan bir personelin, 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı’nda arkadaşları ile çektiği videodur.
kendi meşrebince komiklik yaptığını sanan videodaki o vicdansız genç kız 24 yaşını görmüş müdür acaba?
bak bir fidan intihar etmiş duymuş mudur acaba? zerre vicdanı sızlayıp düşünmüş müdür acaba niye böyle ? komik değilsiniz, sadece insanlarda tiksinme uyandırıyorsunuz..
antalya'da 24 yaşında bir genç, instagram hesabından, "diğer tarafta iki elim yakanızda akp hükümeti ve rte" diyerek intihar etti.
bana çürümüşlüğün videosunu çekebilir misin abidin?
buradan
kendi meşrebince komiklik yaptığını sanan videodaki o vicdansız genç kız 24 yaşını görmüş müdür acaba?
bak bir fidan intihar etmiş duymuş mudur acaba? zerre vicdanı sızlayıp düşünmüş müdür acaba niye böyle ? komik değilsiniz, sadece insanlarda tiksinme uyandırıyorsunuz..
antalya'da 24 yaşında bir genç, instagram hesabından, "diğer tarafta iki elim yakanızda akp hükümeti ve rte" diyerek intihar etti.
bana çürümüşlüğün videosunu çekebilir misin abidin?
buradan
devamını gör...
normal sözlük'te başlıkların yürümemesi
başlıklara yazmak isteyen yok nedeni bazı arkadaşların hayırlı forumlar demesi olabilir. insanları rahat bırakın yoksa çok fena olur.
devamını gör...
hermann'la dorothea
johann wolfgang von goethe tarafından yazılmış eser. dilimize hermann ile dorothea olarak çevrilmiştir. her bölüm ismini yunan ilham perilerinden alıyor. goethe, dönemin şartlarını bir aşk hikayesini merkeze alarak aktarıyor. hermann karakterinin babası tarafından yalnızca istediklerini gerçekleştirecek ve kendisinin hayal ettiği gibi yaşaması gereken bir figür olarak görülmesi bana günümüzdeki aile yapısını anımsattı. yetişkinler çocukları için doğru olduğunu umdukları bir yol çiziyor ve hayatları boyunca bu yolda yürümeleri için onları zorluyorlar. peki ya ne faydası var bunun? kendi hatalarını yapmadıktan sonra başkalarının doğruları ne denli mutlu edebilir insanı? okurken sorguladığımız şeylerden yalnızca biri bu.
dönemin olaylarını ve toplum yapısını ustaca kaleme almış goethe, burjuvazinin kült eseri bile diyebiliriz hatta. klasik bir zengin-fakir ilişkisini konu aldığı düşünülse bile ve üzerine inşa edildiği konu ne kadar basit duruyor olsada; karakterlerin iç dünyası, dönemin güncel olayları ve büyüleyici bir anlatım ile üst düzey bir eser. goethe kelimelerle adeta dans etmiş, dil konusundaki tüm ustalığını konuşturmuş. bu eseri ortaya koyarken goethe'nin niyeti, eski destanı ve eski yunan altılık ölçüsünü alman şiiri için verimli kılmaktı özünde. schiller, wilhelm von humboldt ve hegel bu eserin edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olduğunu dile getirmiştir.recai bilgin çevirisini önerebilirim, elbette o büyülü anlatım tam olarak çevrilemez ama yine de mümkün olan en iyi işi çıkarmış recai bilgin.
--- alıntı ---
"ja, mir hat es der geist gesagt, und im innersten busen / regt sich mut und begier, dem vaterlande zu leben / und zu sterben und andern ein würdiges beispiel zu geben.“ (hermann, s. 27)
--- alıntı ---
dönemin olaylarını ve toplum yapısını ustaca kaleme almış goethe, burjuvazinin kült eseri bile diyebiliriz hatta. klasik bir zengin-fakir ilişkisini konu aldığı düşünülse bile ve üzerine inşa edildiği konu ne kadar basit duruyor olsada; karakterlerin iç dünyası, dönemin güncel olayları ve büyüleyici bir anlatım ile üst düzey bir eser. goethe kelimelerle adeta dans etmiş, dil konusundaki tüm ustalığını konuşturmuş. bu eseri ortaya koyarken goethe'nin niyeti, eski destanı ve eski yunan altılık ölçüsünü alman şiiri için verimli kılmaktı özünde. schiller, wilhelm von humboldt ve hegel bu eserin edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olduğunu dile getirmiştir.recai bilgin çevirisini önerebilirim, elbette o büyülü anlatım tam olarak çevrilemez ama yine de mümkün olan en iyi işi çıkarmış recai bilgin.
--- alıntı ---
"ja, mir hat es der geist gesagt, und im innersten busen / regt sich mut und begier, dem vaterlande zu leben / und zu sterben und andern ein würdiges beispiel zu geben.“ (hermann, s. 27)
--- alıntı ---
devamını gör...
yazarların hayat felsefesi
günü kurtarmak.
devamını gör...
thomas aquinas
yüzeysel bi bakışta basit bi aristocu gibi gözükse de ilahiyat bahislerinde hristiyan felsefe tarihinde eline su dökebilecek adam yoktur. magnum opus'u* ''summa theologiae'dır ve türkçeye sadece bi kısmı kazandırıldı bu kitabın. ayrıca kendisi bir rahip olarak 'summa*' tekniğiyle bir önemli kitap daha yazmıştır.* aristo üzerine yorumları, polemik yazıları ve kutsal kitap yorumları olmak üzere pek çok eseri daha vardır.
aquino'lu thomas filozof olmaktan öte, her zaman bir teologdur. bir augustinus kadar olmasa da dini saiklerle felsefe yapar. yakın zamanda bunun aksini iddia eden pek çok aquinas yorumcusu olsa da pek şaşırtıcı değil artık. (herakletios'tan bile diyalektik materyalist çıkartmış bu insanoğlu) descartes ile birlikte modern felsefe, newton ile modern bilim, klasik ortaçağ anlayışını öcü olarak gördüğü için yıllar boyu hristiyan felsefesi angarya olarak görüldü. artık postmodernitenin etkisi midir nedir, başladılar ortaçağ araştırmalarına, bu sefer de bütün ortaçağ filozoflarına 'gavur' muamelesi yapıyolar. neyse... şunu da söylemeliyim, aquinas kanımca asla bi yunan-hristiyan sentezi yapmamış, aksine inanılmaz bi ferasetle, yaklaşan 'akıl' tehlikesini görmüş ve harika bi refleks göstermiştir.
vahiy ve aklı birbirinden ayırmıştır ve akıl için güzel bir sınır belirlemiştir. anselmus'un ünlü sözü 'credo ut intelligam*'ı tersine çevirmiştir. bu da aslında pratikle ilgili bi ters çevirmedir. aquinas her ne kadar inanç önceliğini savunsa da, pratikte bilgiyi ön plana çıkartmıştır. ontolojik bi evrim anlayışı vardır.* varlığın tanrı'ya yükselişidir bu..
kendine has kavramlar ve aristocu şablon aynen tematize edilmiştir. kimileri hristiyan aleminde felsefeyi ve bilimi bitirdi der, saldırır* kimisi de bilim ve felsefeyi dinsizleştirdi der saldırır* tabi neticede yorum, okurundur...
ayrıca kendisi ilginç bi biyografiye sahiptir. ortaçağ'ın tecessüm etmiş hali gibidir doctor angelicus. ölümü bile tuhaftır. papa'nın davetine icabet için paris'ten napoli'ye döndüğünde yolculuk esnasında bilinmeyen bir nedenden dolayı yere düşmüş ve kafasını çarpmış. bi süre sonra da vefat etmiş.
aquino'lu thomas filozof olmaktan öte, her zaman bir teologdur. bir augustinus kadar olmasa da dini saiklerle felsefe yapar. yakın zamanda bunun aksini iddia eden pek çok aquinas yorumcusu olsa da pek şaşırtıcı değil artık. (herakletios'tan bile diyalektik materyalist çıkartmış bu insanoğlu) descartes ile birlikte modern felsefe, newton ile modern bilim, klasik ortaçağ anlayışını öcü olarak gördüğü için yıllar boyu hristiyan felsefesi angarya olarak görüldü. artık postmodernitenin etkisi midir nedir, başladılar ortaçağ araştırmalarına, bu sefer de bütün ortaçağ filozoflarına 'gavur' muamelesi yapıyolar. neyse... şunu da söylemeliyim, aquinas kanımca asla bi yunan-hristiyan sentezi yapmamış, aksine inanılmaz bi ferasetle, yaklaşan 'akıl' tehlikesini görmüş ve harika bi refleks göstermiştir.
vahiy ve aklı birbirinden ayırmıştır ve akıl için güzel bir sınır belirlemiştir. anselmus'un ünlü sözü 'credo ut intelligam*'ı tersine çevirmiştir. bu da aslında pratikle ilgili bi ters çevirmedir. aquinas her ne kadar inanç önceliğini savunsa da, pratikte bilgiyi ön plana çıkartmıştır. ontolojik bi evrim anlayışı vardır.* varlığın tanrı'ya yükselişidir bu..
kendine has kavramlar ve aristocu şablon aynen tematize edilmiştir. kimileri hristiyan aleminde felsefeyi ve bilimi bitirdi der, saldırır* kimisi de bilim ve felsefeyi dinsizleştirdi der saldırır* tabi neticede yorum, okurundur...
ayrıca kendisi ilginç bi biyografiye sahiptir. ortaçağ'ın tecessüm etmiş hali gibidir doctor angelicus. ölümü bile tuhaftır. papa'nın davetine icabet için paris'ten napoli'ye döndüğünde yolculuk esnasında bilinmeyen bir nedenden dolayı yere düşmüş ve kafasını çarpmış. bi süre sonra da vefat etmiş.
devamını gör...







