bugün balkona çıktığımda* hissettiğim o sıcak hava, kuş cıvıltıları, parıldayan güneş yazın geldiğinin habercisidir.. bayılıyorum bu havaya.
devamını gör...

yanlışlıkla kız diye beni düşürmeye çalışmışlardı.
hatta erkek düşürmeye çalışan erkekler de oldu, o da bana denk geldi.
devamını gör...

şebnem ferah. yıllardır hayranıyım. çok büyük hayranıyım. mesela fırtına şarkısında konser kaydı daha iyi. mesela deli kızım uyan şarkısı her üzüntüye gider. mesela ya hep ya hiç şarkısı bir direniştir.
devamını gör...

evet tespit etmesi çok kolay olan zavallıdır. sinirle bir başlık açar, yazdıktan sonra yazdığını okumaz, ortaya nazi kriptosuyla şifrelenmiş gibi bir metin çıkar. altına sorgular bir tanım yazmak püf noktadır. akabinde o da ne! mesaj kutunuzda turuncu bir hüzme! senin beynini s*k*yim, *mc*k agızlı gibi küfür sisilesi. böylelikle tanımı yazanın gelişmemiş bir primat olduğunu anlarsın. zaten sen bir yavaş ol bakalım! diyene kadar seni engelleyip kaçmıştır. küfürler mi? onun için mahkemeye gitmem gerekecektir zamanım yoktur. yönetim sadece herkesin okuduğu küfürlerden sorumludur çünkü.


editleme: sevgili yazar yoldaşlar ben de isterim bir fight night izleyin gönlünüz hoş olsun ama maalesef bunlar o kulvarda yazarlar değil(bkz: swh) son günlerde birkaç kere böyle yersiz küfredip kaçan hadsizle karşılaştım iş dönüşü yol faaliyeti olarak böyle bir başlık açayım dedim.
devamını gör...

ben tek tek tanıdıklarıma uğrarım, ben yokken arkamdan ne konuşuyolar diye. herkes birbirinin arkasından iş çevirir oldu.
kime güveneceğimizi bilelim.
devamını gör...

latince adıyla theloderma corticale, daha çok vietnam ve çevresi bölgelerde görülen muazzam bir kurbağa türü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

anlayacağınız üzere ismini yosuna benzeyen şeklinden alıyor. böyle görünmesinin nedeni ise; evrimsel süreçlerinde iken ortama uyum sağlamak için bedenlerinde meydana gelen değişiklikler. mekânı tatlı sular olan ve nemli yerlerden de hoşlanan bu tür, kendini yaşadığı bölgedeki canlılardan birazcık soyutluyor. pek sevmiyor insan içine çıkmayı yani. *
herhangi bir tehlike anında da bacaklarını içeri doğru çekip tamamen bir yosuna dönüyor. tehlikeden kurtulmuş oluyor.

buraya kadar ilginç gördüğünüz her bilgiyi unutun çünkü daha ilginç olanı geliyor. * asya'da bu kurbağayı evinde besleyenler varmış. bir dönem bayağı da rövaçtaymış.
devamını gör...

o gün bu gün arkadaşlar!
devamını gör...

denizcilikte rüzgarın gittiği değil, "geldiği" yöne verilen isimdir.

edit: işbu tanımlama, orsalesta anafor esas düzeltmeyi yaptığı için kendi kendini yok edecektir. yani umarım.*
devamını gör...

suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. birçok matematikçiye göre integral hesabın mimarı olarak kabul edilir. yunan sayı sistemini geliştirmiştir.
devamını gör...

tam bir anadolu insanıdır.
devamını gör...

evet doping yaparken hamile kalan pesmerge nickinin anlamını açıkladıysa, rahat bir uyku uyuyabiliriz artık.:
devamını gör...

- hayır reaktör patlamadı! rbmk reaktörü patlamaz.
- yerde grafit görmedin. onlar yanarak siyahlaşan beton parçaları!
- lütfen söyler misin? rbmk reaktörü nasıl patlar?
- tabi ki de patlamaz.
- peki sen salak mısın?
- bu doz ölçer hatalı. pahalı olanı kasadan getirin!
- kasanın anahtarı kimde?
devamını gör...

özellikle batarya,kaplama metalleri yapımında çalışan kişilerde yoğun maruziyet sonucu prostat kanseri gelişebilen maddedir.
devamını gör...

bir yazarın seçtiği bir konuyla ilgili kendine has görüş ve düşüncelerini fazla derine inmeden okurla konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüdür.

kalemi elime almadığım uzunca bir zaman diliminin ardından bir parça dökülme hissinden yola çıkarak birkaç kelam edeyim istedim.
okumaya durumumuz yoktu kitlesini şurada kaybettiğimizi varsayarak kalanlar için hazırsanız başlıyorum.
bugünkü konu, birçok insanı derinden etkileyen ancak bazıları için hala sıradan görülen bir olay, "kadına şiddet".
şimdi biraz tanımsal bir şekilde başlayacak olursak
nedir kadına şiddet? fiziksel ya da psikolojik tahrip. nedenleri nelerdir? işte bu kısım uzun uzadıya bir makalede konu olarak işlenebilir. keza işlenmiştir de. olayın derinine inmeden zikredecek olursak fiziksel ya da ekonomik açıdan güçlü bireylerin zayıf olan üzerinde gücünü kabul ettirme durumu.
nasıl gerçekleşir? darp, hakaret, küçük görme...
peki kimler şiddet görür? işte bu kısım çok önemli herkes yani her kadın şiddet görebilir, en azından bir kez. eğer tanıdığımız biri ise baba, anne, eş, abi, sevgili bu bir kereden sonra yolumuza bakarız. tabii maddi açıdan kendine yetebilen, hayatta tek başına ayakta kalabilecek şekilde yetiştiysek. bu şartları sağlayamayan bireyler zaten bu zulmün altında ne yazık ki hayatlarına devam etmek zorunda kalıyorlar.
ve bu konu bir kesim tarafından hala sıradanlaştırılabiliyor. basit argümanlar; bir de kadının ne yaptığına bakmak lazım, insanı da çileden çıkarabiliyorlar vesaire... hayır, efendim. çileden çıkabilirsiniz. kadın yanlış yapmış olabilir. ama bu size şiddet hakkını doğurmaz. pozitif ayrımcılık yapmıyorum eğer kadın da psikolojik şiddet uyguluyorsa o zaman aynı kınama, onun için de geçerli olacaktır. ancak fiziksel şiddet tek taraflıdır. kendisini savunamayacak bir bireye saldırmak, zarar vermek için insaniyetin yitirilmiş olması gerekir.
peki şiddeti sadece tanıdıklarımızdan mı görürüz? hayır!
burada anlatmak istediğim iki anım var, konuyu pekiştirmek için ve de şiddetin bazen gerçekten hiç beklemediğiniz bir anda karşımıza çıkıveriyor oluşunu göstermek için. biri henüz yirmi yaşında bir öğrenciyken bir diğeri de öğretmen olduğum, otuz yaşındayken gerçekleşen iki olay.
evet şimdi ilk olay şu şekilde vuku buldu. "o sıralar eskişehir'de, üniversitede okuyorum; bir tatilde yakın bir arkadaşımla birlikte birkaç günlüğüne istanbul'a gidiyoruz. annesi, arkadaşım ve ben alışveriş için dışarıya çıkıyoruz ve akşam on gibi kağıthane'de anacadde üzerinden eve dönüyoruz. o esnada koyu renkli bir araba yanımızdan yavaşlayarak geçiyor. laf atıyorlar. sonra karşı şeritten aynı şekilde laf atarak geçiyorlar. tekrar yanımazdan geçerken arkadaşımın annesi elindeki şemsiyesi sallayarak bağırıyor. 'defolun gidin rahatsız etmeyin' diye. araç birden köklenerek durduluyor. içindeki dört kişiden ikisi iniyor. birden arkadaşımın annesine saldırmaya başlıyor bir tanesi. diğeri izliyor. biz de arkadaşımla araya girmeye çalışıyoruz. ama adam durmuyor. bir müddet bu böyle devam ediyor. yoldan insanlar gelip geçiyor. bağırıp yardım istiyoruz. bir arabadan geçen birinin şu sözlerini duyuyorum o kargaşa esnasında 'kimbilir o....lar, ne yaptılar!' bakın o gece tokat yedim, itildim, fırlatıldım ama bu cümle daha çok acıttı canımı. bu arada adam bizi bir kenara atıyor sürekli kadına yumruk, tekme falan atıyor. bir şey yapamayacağımı anlayınca plakayı aldım, polisi aradım. ama adres bilmiyordum! sonra bir güvenlik ya da bekçi emin değilim ama silahlı üniformalı biri geldi. havaya ateş etti ve adamı kadının üzerinden zor bela aldılar. hastaneye gittik. darp raporu aldık. arkadaşımın annesinin burnu kırıldı, arkadaşımın kaşı patladı ve hepimizde birçok morarmış bölge vardı. doktor beyin tavrına da değinmek istiyorum 'gece vakti sokakta ne işimiz varmış?'*
sonra adam 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. ha bunda başka suçların da etkisi vardı gerçi ama olsun. "
ikinci olaya gelirsek o da bir zamanlar gelibolu'da görev yaptığım sırada gerçekleşti." bir gün bir kadın öğretmen arkadaşımla okul bahçesinde nöbet tutuyoruz. o esnada kapıya yakın bir yerde bir hengame oluyor. koşup gidiyoruz. erkek öğrencilerimizden biri gözyaşı içinde yerde, öğrencimiz olmayan bir erkek ile bir kız da okula doğru yürüyor. ilk önce çocuğu kontrol edip diğerlerinin peşinden koşuyoruz. memurun odasına geçiriyorum. orada beklemelerini, polisi arayacağımı söylüyorum. o ara müdüre falan haber yollayınca erkek olan 'aman işi amma büyüttünüz, kız arkadaşıma top attı,ben de bir tokat attım altı üstü, gidiyoruz biz.' deyip kapıya yöneliyor. hayır gidemezsiniz deyince arkadaşımı da beni tartaklayarak kapıdan çıkmaya çalışıyor. ve başarıyor. okuldan çıkmadan polis geliyor. karakola gidiyoruz. karokolda öğreniyoruz ki başka bir liseden olan bu öğrenci birçok kez başka öğrencilere şiddet uygulamış ancak hatırı sayılan bir dayısı olduğu için hep şikayetler geri alınmış ve de 10 kereden fazla karakolluk olmasına rağmen davranışlarının sonucuna hiç katlanmamış. biz ifade verirken dışarıda bir gürültü kopuyor. bakıyoruz aynı kişi bu sefer bir polis memuru ile kavga ediyor. ama tabii ki polis etkisiz hale getiriyor. ona da şahit olunca hem davacı hem de başka bir olayın tanığı oluyoruz. tam hatırlamıyorum ama 18 ay gibi bir ceza alıyor sonuç olarak. "
konuya geri dönecek olursam görüyorsunuz ki bazen nedenleri kişiden kaynaklanmasa da sebep-sonuçlarıyla ilginiz olmasa da şiddetin ortasında kalıveriyorsunuz. ailemden ya da çevremden hiç şiddet görmemiş bir bireyken fiziksel olarak bir kadından daha güçlü olmalarını hak gören birileri sebebiyle bu durumu yaşadım. suçlu; paşa oğlum her şeyi yapabilir diyen anneler mi, babasından gördüğü şiddeti yansıtan adamlar mı bilmiyorum. bildiğim tek şey var. yakmayın kadınların canlarını!
devamını gör...

yanılmıyorsam barış manço birisiyle "her konuda şarkı yapılmaz" diye tartışması üzerine "bana herhangi bir şey söyle onunla şarkı yapıp sana her konuda şarkı yapılabileceğini ispatlayacağım" demiş ve söz konusu kişi kolundaki düğmelere bakarak "kol düğmesi" yanıtını vermiş. barış manço da böylelikle hepimizin bildiği şarkıyı yazmıştır.

devamını gör...

(bkz: lanet olsun sebebi neydi ki)
devamını gör...

phycodurus eques olarak da bilinen bir deniz canlısı. gövdesinde ki yaprak benzeri çıkıntılar sayesinde bu ismi almış. bu çıkıntılar onun avcılar karşı kamufle olmasını da sağlıyor aynı zamanda. maksimum 45cm kadar büyüyen bu canlılar, deniz yosunları ve küçük plantonlar ile beslenirler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sessizce bir köşede öldürülmeyi bekliyorum... reddettiğim biri mi, sevgilim mi, eşim mi, eski eşim mi, ailemden biri mi yoksa hiç tanımadığım biri mi olur bilemiyorum. fakat bu ülkede bu zihniyette insanlar olduğu sürece kadınların sonu böyle olacak... acıyorum hem kendi korkularıma kendi çaresizliğime acıyorum, hem de beni - ve tüm kadınları- bu hale getirenlerin insanlığına acıyorum.
devamını gör...

the witcher 3 wild hunt soundtrack’i olan bu şarkıyı dinlerken o han içinde hissederiz kendimizi. şarkı insanı alır uzaklara götürür. priscilla’s song günümüzde hasret çeken aşıkların şarkısı olmuştur.

not: çevirilerde “in context” denilen bir husus vardır. kelimeler bulundukları cümleye göre farklı anlamlar kazanır. kimi yazar google translate ile düz çeviri yapıyor... şarkının hikayesine gelince; normal bir insan olmayan canavar avcısı gerald’ın sevgilisi yennefer’e duygularını gösterme imkanı yoktur. yennefer tribini atınca gerald “eğer sana olan sevdamı görmek istiyorsan sök al kalbimi” der. gerald ile yennefer'in aşk şarkısı olarak yazılır, priscilla da söyler.
devamını gör...

en sevdiklerimden...*
"yaz dostum,
güzel sevmeyene adam denir mi?"

devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim