tanımlarını okumaktan büyük keyif aldığım bilgili yazar. severek takip ediyorum.
devamını gör...

yapılan eylemden, bulunulan durumdan, bir kişiden, nesneden kısacası her şeyden eskiden aldığı tadı alamamak anlamına gelir.

(bkz: evde durmaktan sıkılmak)
devamını gör...

"eskiye dair her şeyi çok severim." dedi.
"köhnemiş şeyleri..." diyerek ekledi. çok önemli bir düşünürdü, tanıdınız mı?
"neden yazıyorsunuz?" diye sordum.
"yazmasam çıldıracaktım." dedi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ütopya eserinin tersine sağlam bir katolik ve kralın tek adamlığa karşı bir duruş sergilemiş, vii. ve viii. henry'lerin her biriyle kavga etme yeteneği sergilemiş şahıstır.

üstelik rönesansa verdiği destek kadar reforma karşı çıkmıştır, erasmus'la kanka olmuştur.

son olarak döneminde çıkan isyanlara karşı hümanist bakış açısı ve akılcı çözümlemeler getirmiştir, bu yönüyle de en azından bir dönem halkta karşılığı kraldan daha yüksek noktalara ulaşmıştır.

dahası viii.hentry'nin sunduğu görevlerden kaçmak-kaçınmak istesede sonrasında çevresinden gelen baskılarında etkisiyle kabul etmiş, bugünkü anlamda bakılacak olursa baş yargıçlıktan sürgüne/kaçağa, viii.henryle'de başyargıç, maliye bakanı, meclis başkanı ya da kral yardımcısı, başbakan, dışişleri bakanı gibi çevirebileceğimiz birçok farklı görevlerde bulunmuştur.

kralın dini yetkiler dahil tüm yetkileri elinde topladığı (anglo sakson kilisesinin kuruluşuda sayılan), mevcut kralın yetkilerini ise arttırdığı yasaya alenen muhaliflik yaptığı için tüm yetkisi, malvarlığı ve canını kaybetmiştir.

sözün özü kaypak ya da yavşak değildir. tutucu katolik ve insan aşığı bir hümanisttir dolayısıyla zıtlıklar barındırır en azından bugünün gözüyle aynı zamanda da fikirleri uğruna koltuğunu bırakmak bir yana canı pahasına fikirlerini savunur. bu yüzdende her ne kadar canını kurtarmak için mücadele etsede "öldürülme" durumunu göze aldığını iddia etmek zorlama değildir çünkü vii.henry'le zor kurtardığı canını viii. henry'e karşı durarak kaybetmiştir. (infaz edildi).
devamını gör...

sonuncudan çıktığımda su şişesini hışımla yere nasıl fırlattığımı halen çok net hatırlıyorum. aynı sokağa gitsem suyun sıçradığı yerleri elimle işaretleyebilirim gibi geliyor. o zamanlar bana mantıklı bir sistem gibi geliyordu. şimdilerde her sene bu kadar stresin anlamı var mıydı diye düşünüyorum. neyse ki bir şekilde bugünlere* geldik. ayrıca başlığı açan yazar eminim efsane nesil* demek istemiştir.
devamını gör...

diz ağrısı sahibi olmak.
köydeki evimiz merdivenli, aşağı yukarı gitmekten yıldık.
hiç tavsiye etmiyorum, düz ayak iyidir.
devamını gör...

bende olmayan pişmanlıktır. bakırla başlayıp kızılla devam ettim. sürekli bakım isteyen bir renktir.
devamını gör...

sıradan hadise.

hayaller - hayatlar dediğimiz şey tam da bu işte. gözümüzde büyüttüklerimizin fos çıkması durumu...
devamını gör...

mısır tanrılarının çoğu dünyanın bir temel yönünü temsil ediyordu: örneğin ra güneş tanrısıydı ve nut gökyüzünün tanrıçasıydı.
çeşitli mısır tanrılarının üstlendiği fiziksel biçim genellikle insan ve hayvanın bir kombinasyonuydu ve çoğu bir veya daha fazla hayvan türüyle ilişkilendirildi. ve bir hayvan, bir tanrının ruh halini ifade edebilirdi. bir tanrı kızdığında, vahşi bir dişi aslan olarak tasvir edilebilirdi; nazik olduğunda ise bir kedi olurdu. sfenks örneğinde olduğu gibi bir insan başı ve bir aslan gövdesi ile tasvir edilebilecek bir kralın tasviri için kullanıldı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüğü sözlük gibi kullanan yazardır. *
devamını gör...

öğretmenim, saçımı çekti.
devamını gör...

“vergi vermeyelim, ihtiyaç oldukça iban yollasınlar, biz para yollayayalım” bu cümleyi duydum haberlerde az önce, bana daha mantıklı geldi. (hızlı geçildi söyleyen kişi, kaçırdım kim olduğunu.)
devamını gör...

gözlerinin hapsindeyim.
devamını gör...

akışta neler oliiirrr.
son günlerde akışla pek ilgilenmemişim galiba ben bu geyiği nasıl kaçırmışım yahu?
püff zaten söylenecek her şey söylenmiş bana okumak kalmış. canım sıkıldı.

ben kendi sözlüğümü kurmuşum sanırım. kendim çalıp kendim oynuyorum.
siz de deneyin efem.
kasmayın bu kadar, stres yapmayın.
stres kalbe zarar hem beyni de yorar he ruha da çelme takar.
hadi hayırlı işler...
devamını gör...

tayland'da şeker kamışı tarlasına giren fil, insanların geldiğini görünce elektrik direğinin arkasına saklanmış.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

“ey canımın güftesi, eylülün ikinci haftasıydı o sıra
bana gülümseyerek getirdiğin bir bardak suydu o sıra

hatırla denize hiç bakmadık çünkü kıyısındaydık
bir elma kendi kendine büyür dururdu o sıra

bir kıyı ikindisiyle bir elma öyle kendiliğinden
büyürler bir öfkenin ya da bir dağın yanısıra

bir kıyının beslerliği bir elmadan ayrılmaz gibi ama
elma soğuk bir kış akşamında bile yenir ısıra ısıra

bir öfkeyi diriler durmadan elma, ovadan gelir
elbet küfelerle sandıklarla hüzünlerle ardısıra

ey geçmişten gelen konuk, sonsuz düğmelerimi tut
yerlerini yadırgayan sonsuz iliklerin adına

ey canımın güftesi, denize hiç bakmadık, hatırla
tek pencereli bir odada elma yedik ısıra ısıra

elmanın topraktan süzdüğü, gemilerin denizlerde gezdiği
bir tatildi, bir geçiştirmeydi, yalnızlıktı bir kusura

neydi, ne doğruydu, nerden vardık yakışmıyor konuşmak bize
öyle barışlar okuyup yalnızlığı yaşamak kara kara

ey canımın güftesi, ey penceresi bütün sıkıntılarımızın
bizim babalarımız neden ölürlerdi hatırla sıra sıra

bu söylediğim iyi bir şarkıdır elle bile hatırlanır
yani şu, ateş ve deniz buluşurlar bir limanda arasıra

yani şu, elma yenir ve balık durmaz kaçar
ama yenilmezler artık buluştukları sıra.”

turgut uyar şiiri.
devamını gör...

kendisinden son derece memnun olunan ankara belediye başkanıdır.

ötekinden farkını gösteremedi, martı koymaktan başka iş yapmadı diyen tayfanın çok büyük ihtimalle geçmiş dönemlerden gelen mamaları kesilmiştir.

kendisini tanımam, ne belediye ile ne de taşeron firmalar ile gram iş ilişkim ya da akrabalığım bulunmamaktadır ancak sırf eleştirmek olsun diye laf söylenince, şehrin her tarafına dinazor diken, eser diye apartman aydınlatması koyan adamdan farkı yok denince biraz geriliyorum açıkçası.

mansur yavaş, polatlı ilçesinin kronik hale gelen içme suyu hattının iyileştirilmesi projesine başlamıştır.
etimesgut türk kızılayı caddesine, iki adet battı çıktı yaparak trafiği ciddi ölçüde rahatlatmıştır. hem de öbür başkanın sözde şehir girişi olan yerlere ne idüğü belli olmayan kapı diktiği paraya.
sincan - ayaş yolu üzerinde köprülü kavşak inşaatı devam etmekte olup, yenikent -sincan organize sanayi bağlantısı yine bir battı çıktı ile geçen sene çözüme kavuşturulmuştur.
yirmi yıl sonra belki de ilk kez, covid öncesi dönemde, toplu taşıma araçları, metrolar temizlenmeye başlamıştır.

bunlar ilk aklıma gelenler. bir de pandemi sürecinde başlatılan ve devletin bir kısmına engel getirdiği sosyal yardım kampanyaları var.

mansur yavaş size fazla arkadaşlar. kar yağdığı zaman "yollar neden tuzlanmıyor" diye yazdığınız zaman "tuzladık, inanmazsan yala da bak" diyen adamlar lazım.

gidin ötede oynayın.
devamını gör...

neden almasın? bazı iş adamları bile yapıyor bunu. mesela ben geçen biriyle tanıştım, çok düzgün birisi, aşırı iyi niyetli. hatta şimdi iş için amsterdam'da ve kartları bloke olduğu için benden biraz kredi çekmemi rica etti. bakın fotoğrafı da bu:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

o yazarı var ya o yazarı böyle ıslak odunla döveceksin azizim sonra basacaksın engeli anasını satıyım. o değil de gece gece yine bi gerildim ben, çay olsa da içsek ya. en iyisi oralet yapayım kendime ne yapayım başka….
devamını gör...

benden başlayabilirsiniz. asla hakaret etmem.*yine de olsun görmek istemeyen engellesin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim