yeni türkü
bir çok parçası ile gönüllere taht kurmuşlardır.
eminim kendilerini tanımayanlar bile şarkılarını bilir, benim favorim birçok parçası var ama murathan mungan'ın şiirinin şarkıya dönmüş halini buraya bırakıyım.
haberiniz olsun dinlediğiniz zaman bağımlılık yapıyor.
eminim kendilerini tanımayanlar bile şarkılarını bilir, benim favorim birçok parçası var ama murathan mungan'ın şiirinin şarkıya dönmüş halini buraya bırakıyım.
haberiniz olsun dinlediğiniz zaman bağımlılık yapıyor.
devamını gör...
her düşünceye saygı duyulur mu sorunsalı
her düşünceye saygı duyulmaz. şöyle veya böyle düşünceler belirli çerçeveler içinde olmak zorundadırlar. eğer olmazsa bu sınırsızlık getirir ve iş kötü noktalara gidebilir.
devamını gör...
kendinle sevgili olur musun sorunsalı
kendim gibi birini bulsam zaten ertesi gün basacam nikahı. ama yook. şu ufacık evrende tekim.
devamını gör...
şahsiyet
gerek senaryosuyla, gerek oyuncularıyla, gerek dokundurduklarıyla, gerek yeri geldiğinde cuk yerine oturan replikleriyle muhteşem olan ve kesinlikle izlenmesi gereken bir baş yapıttır.
(bkz: anlatmaya gerek yok görüyorsunuz)
(bkz: anlatmaya gerek yok görüyorsunuz)
devamını gör...
raelizm
insanlığın (ırkın) ilerlemiş uzaylı türlerin klonlanmasıyla yaratıldığını savunan raelizm bir çeşit topluluk, tarikat ya da akım olarak adlandırılmaktadır. uzay dini, ufo dini olarak da bilinen raelian 1973 ve 1975 yıllarında toplamda iki kez uzaylılar tarafından kaçırılan ya da uzaylılarla karşılan claude vorilhon (claude maurice marcel vorilhon) tarafından ortaya çıkarılmıştır.
lider anlamındaki rael olarak bilinen claude vorilhon, 1973 yılında sönmüş bir volkanda rael gezegeninden gelen uzaylı biliminsanlarıyla karşılaştığını dile getirmiş ve insanlığın kökeni, geleceğiyle ilgili bazı mesajlar aldığını söylemiştir. raelian felsefesine göre insanlar, hayvanlar ve bitkiler, rael gezegeninden 25 bin yıl önce dünyaya gelen elohim adındaki (gökten gelenler anlamındadır, yüksek rütbeler için kullanılır misal kral, prens hatta tanrı gibi) uzaylılar tarafından laboratuvarlarca yaratılmıştır (sonradan klonlanarak çoğalma olmuş).
bu şahsa göre uzaylılar tekrar gelecek ve bunun için de uzaylılar kendisine dünyada bir elçilik kurulmasını talep etmişler. elçi olarak da kendisini seçmişler. o günden sonra da adamımız tüm bilgisini dünyaya yaymak için madech isimli topluluğu kurmuştur. felsefesi de: şimdi inanma zamanı değil, anlama zamanı.
lider anlamındaki rael olarak bilinen claude vorilhon, 1973 yılında sönmüş bir volkanda rael gezegeninden gelen uzaylı biliminsanlarıyla karşılaştığını dile getirmiş ve insanlığın kökeni, geleceğiyle ilgili bazı mesajlar aldığını söylemiştir. raelian felsefesine göre insanlar, hayvanlar ve bitkiler, rael gezegeninden 25 bin yıl önce dünyaya gelen elohim adındaki (gökten gelenler anlamındadır, yüksek rütbeler için kullanılır misal kral, prens hatta tanrı gibi) uzaylılar tarafından laboratuvarlarca yaratılmıştır (sonradan klonlanarak çoğalma olmuş).
bu şahsa göre uzaylılar tekrar gelecek ve bunun için de uzaylılar kendisine dünyada bir elçilik kurulmasını talep etmişler. elçi olarak da kendisini seçmişler. o günden sonra da adamımız tüm bilgisini dünyaya yaymak için madech isimli topluluğu kurmuştur. felsefesi de: şimdi inanma zamanı değil, anlama zamanı.
devamını gör...
25 yaşında arabası olmayan erkek
20 yaşında altıma ancak bir 96 model kartal çekebildim. bu nedenle bu listede yer alamayacağım sanırım. 96 model. çukura girdiğimde torpidosu falan açılıyor.
devamını gör...
valide kösem sultan'ın öldürülmesi
1651 yılının 2 eylül'ünü 3 eylüle bağlayan gece topkapı sarayında vuku bulmuş olan hadisedir. kösem sultan'ın saltanat naibeliği yaptığı dönemde padişahın annesi olan tarhan sultan arasında amansız bir mücadele başlamıştı. saray'da herkes kösem sultan'a düşman olmuştu. zira kösem sultan'ın çok hain planlar tezgahladığı bilinen bir gerçekti.
kösem sultan, oğlu ibrahim'den sonra, torunu olan padişah 4.mehmed'i de ortadan kaldırmak, ve yerine diğer torunu veliahd şehzade süleyman'ı geçirip saltanat naibeliği görevine devam etmek istiyordu. veliahd şehzade'nin annesi kösem ile başa çıkabilecek bir kadın değildi.
vaktiyle şuuru bozuk olan 1.mustafa'nın tahta çıkmasına yardım ederek, osmanlı veraset hukukunu bozan, üvey oğlu 2.osman'ı bir süre için tahtından eden ve ayrıca onun ölümünde parmağı bulunan, büyük oğlu 4.murad'ın çocukluk yıllarında istediği gibi sürdüğü saltanatın tadını bir türlü unutamayan ve her iki oğlu tarafından büyük tehditlerle siyasi hayatından uzaklaştırılan bu osmanlı tarihinin bir numaralı kadını, akıl almaz serveti sayesinde bir çok şahsı elde etmişti.*
tüm bu serveti elde ederken de halkın gözüne girebilmek için çok büyük hayır eserleri yaptırmıştı. ancak son projesini tatbik edemedi. kösem sultan'ın dairesine, turhan sultan tarafından yerleştirilmiş bir cariye, büyük valide'nin niyetini gelinine bildirdi. turhan sultan da vakit kaybetmeden sarayın en büyük amiri olan darüssade ağası'nı durumdan haberdar etti. uzun süleyman ağa vakit kaybetmeden adamlarını silahlandırdı ve padişahı suikasten muhafaza etmek için, en kestirme yoldan kösem'in odasına yolladı.
kösem sultan 2 eylülü 3 eylüle bağlayan gece, topkapı sarayında 40 yıldan beri oturduğu dairesinde bir perde ipiyle alelacele boğuldu.
tarhan valide sultan, saltanat naibesi oldu. kösem aslen bir rum kızıdır. tarhan, hürrem haseki sultan gibi ukraynalı yani slavdır. ancak tarhan sultan, tarihe hürrem ve kösem gibi kötü bir şekilde değil gayet müsbet bir şekilde geçmiştir.
devletin menfaatini herşeyin üzerinde tutan 24 yaşındaki bu genç kadın, anarşiye son vermek için bitmek tükenmez bilmez bir enerji ile harekete geçmiş, şahsi siyasi nüfuz edinmeyi aklına bile getirmemiş, köprülü mehmet paşa sadrazam olduktan sonra naibeliği dahi kendi isteği ile bırakmıştır. işte bu akıllı, merhametli ve hayırsever kadın, osmanlı tarihinin en genç valide sultanıdır.
kösem sultan, oğlu ibrahim'den sonra, torunu olan padişah 4.mehmed'i de ortadan kaldırmak, ve yerine diğer torunu veliahd şehzade süleyman'ı geçirip saltanat naibeliği görevine devam etmek istiyordu. veliahd şehzade'nin annesi kösem ile başa çıkabilecek bir kadın değildi.
vaktiyle şuuru bozuk olan 1.mustafa'nın tahta çıkmasına yardım ederek, osmanlı veraset hukukunu bozan, üvey oğlu 2.osman'ı bir süre için tahtından eden ve ayrıca onun ölümünde parmağı bulunan, büyük oğlu 4.murad'ın çocukluk yıllarında istediği gibi sürdüğü saltanatın tadını bir türlü unutamayan ve her iki oğlu tarafından büyük tehditlerle siyasi hayatından uzaklaştırılan bu osmanlı tarihinin bir numaralı kadını, akıl almaz serveti sayesinde bir çok şahsı elde etmişti.*
tüm bu serveti elde ederken de halkın gözüne girebilmek için çok büyük hayır eserleri yaptırmıştı. ancak son projesini tatbik edemedi. kösem sultan'ın dairesine, turhan sultan tarafından yerleştirilmiş bir cariye, büyük valide'nin niyetini gelinine bildirdi. turhan sultan da vakit kaybetmeden sarayın en büyük amiri olan darüssade ağası'nı durumdan haberdar etti. uzun süleyman ağa vakit kaybetmeden adamlarını silahlandırdı ve padişahı suikasten muhafaza etmek için, en kestirme yoldan kösem'in odasına yolladı.
kösem sultan 2 eylülü 3 eylüle bağlayan gece, topkapı sarayında 40 yıldan beri oturduğu dairesinde bir perde ipiyle alelacele boğuldu.
tarhan valide sultan, saltanat naibesi oldu. kösem aslen bir rum kızıdır. tarhan, hürrem haseki sultan gibi ukraynalı yani slavdır. ancak tarhan sultan, tarihe hürrem ve kösem gibi kötü bir şekilde değil gayet müsbet bir şekilde geçmiştir.
devletin menfaatini herşeyin üzerinde tutan 24 yaşındaki bu genç kadın, anarşiye son vermek için bitmek tükenmez bilmez bir enerji ile harekete geçmiş, şahsi siyasi nüfuz edinmeyi aklına bile getirmemiş, köprülü mehmet paşa sadrazam olduktan sonra naibeliği dahi kendi isteği ile bırakmıştır. işte bu akıllı, merhametli ve hayırsever kadın, osmanlı tarihinin en genç valide sultanıdır.
devamını gör...
turgut özal
ilk sivil cumhurbaşkanı. vizyon sahibi nadir insanlardan. o zamanın şartlarında federalizmi tartışabiliriz demiş, risk almış ve ölmüştür. piyasa ekonomisine biraz da bodoslama ülkeyi sokmuştur. çokça abd taraftarı olmakla eleştirilmiştir. ırak'a girelim kerkük'ü alalım fikrinde bir adamdı. ölümüyle türkiye'nin pek bir sisli zamanları başlamıştır. şiddet azmış, ekonomi batmıştır.
adına bir üniversite de var şu an ankara'da.
adına bir üniversite de var şu an ankara'da.
devamını gör...
tek şarkısı ile tanınan şarkıcı
eylem-aman
devamını gör...
endüljans
orta çağ zamanında günah çıkarma ve ölümden sonraki zamanlarda cennete gidilmesi adına papa'nın verdiği bir af belgesidir. kiliseler günahlarınız affolacak diye halktan para toplayarak bir nevi cennetten toprak satarlarmış.
bizde de her haltı yedikten sonra hacca gideyim, o da yetmedi; cami yaptırayıma denk düşüyor herhalde. kim kimi kandırıyor orası aslında belli ama, kandırılan bunu yer mi diye sorsanız, tabii ki yemez.
bizde de her haltı yedikten sonra hacca gideyim, o da yetmedi; cami yaptırayıma denk düşüyor herhalde. kim kimi kandırıyor orası aslında belli ama, kandırılan bunu yer mi diye sorsanız, tabii ki yemez.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin
kimse insan gibi başlık açmadığından sazı eline almış, naapsın zaar.
gece olmuş 11 adamcağız ağaçkakan diye entry giriyor sısısıs
gece olmuş 11 adamcağız ağaçkakan diye entry giriyor sısısıs
devamını gör...
kendime saygım yok davranışları
başkaları sevmiyor ya da alay ediyor diye sevdiğin şeylerden utanmak.
devamını gör...
erkeklerin zeki kadın sevmemesi
aksine çok severim. kadın zeki, güçlü ve özgüvenli olacak. erkekten hiçbir konu da geri kalkmayacak. geri kalmasını isteyenler biliyor ki kadın öğrenirse herkes öğrenir, cahil bir toplum için kadının öğrenmesini istemiyorlar. genelde bu anlayış orta doğu zihniyetine sahip insanlar da görünür.
devamını gör...
#türkiyedinsizleşiyor
yaşasın, 100 sene geç kalındı.
devamını gör...
tiktok fenomeninden pis fakirler açıklaması
tiktok'ta yayın yapan birini ciddiye alıp bunu buraya taşımak da ne bileyim biraz işsizlik gibi sanki.
devamını gör...
azra gülendam haytaoğlu
ben şiddetin olumlu yönde kullanılması gerektiğini savunurum her zaman. insanlık vasıflarını yitirmiş yaratıklar karşısında merhamet duygusunun çok da kullanışlı olduğunu düşünmüyorum.
ibret-i alem diye bir kavram var, hepimiz aşinayız. neden kullanmadığımızı anlamıyorum. bence bu katilleri, vicdan yoksunlarını, insanlık vasfını yitirmiş bu organizmaları dünyadan temizlemeden gerçekten insan olanlara rahat yok belli ki.
azra artık bu dünya üzerinde değil ve evet unutacağız çok kısa zaman sonra. arada paylaşacağız resmini ve azra öldüğü ile kalacak. çektiği acıları kimse hatırlamayacak.
o yüzden azra’nın bunu yaşanmasına neden olan herkesin üzerinde şiddeti olumlu yönde kullanmalıyız. bunu insan olmak adına yapacağız ve dahasını da yapabiliriz.
ibret-i alem diye bir kavram var, hepimiz aşinayız. neden kullanmadığımızı anlamıyorum. bence bu katilleri, vicdan yoksunlarını, insanlık vasfını yitirmiş bu organizmaları dünyadan temizlemeden gerçekten insan olanlara rahat yok belli ki.
azra artık bu dünya üzerinde değil ve evet unutacağız çok kısa zaman sonra. arada paylaşacağız resmini ve azra öldüğü ile kalacak. çektiği acıları kimse hatırlamayacak.
o yüzden azra’nın bunu yaşanmasına neden olan herkesin üzerinde şiddeti olumlu yönde kullanmalıyız. bunu insan olmak adına yapacağız ve dahasını da yapabiliriz.
devamını gör...
türk erkeğinin zavallı olması
bu yazılanların hiçbirini yapmıyorum, öyle huylarım yok. ama yine de zavallıyım. kader utansın.
devamını gör...
fake fotoğraf kullanan insan
kendi fiziksel görünüşüne benzer bir insanın fotoğrafını alıp kendi fotoğrafıymış gibi kullanan insan. sahtekârın en önde gidenidir. genellikle pinterest'ten alırlar.
devamını gör...
intihar eden edebiyatçılar
“içimde bir şeyler haklıydı ve bunu sadece içimdeki diğer ben biliyordu...”
dünya edebiyat tarihine yazdığı kitaplar ile damga vurmuş bir isim;
“stephan zweig”
28 kasım 1881’de viyana doğmuştur. 1934 yılında adolf hitler ve nazi ideolojisinin iktidara gelmesi sonrası viyana’yı terk etmişti. önce ingiltere ardından abd’ye giden zweig, 22 şubat 1942’de hayatına son verdiği brezilya’ya yerleşmişti.
“amok koşucusu”, “yürek çöküntüsü” gibi birçok kitabı türkçe’ye de çevrilen zweig’ın, karısı lotte ile intiharına, hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden olmuştu.
eminim bir çoğunuz hayat hikayesini biliyordur. biz gelin, intihar mektubuna bakalım ve bir değerlendirme yapmaya çalışalım.
zweig, karısı lotte ile birlikte, geride bir not bırakarak intihar etti. (çevirisi ve orjinalini aşağıya ekliyorum) almanca el yazısıyla yazdığı not ise, ölümünden 70 yıl sonra israil ulusal kütüphanesi tarafından yayınlandı. intihar mektubunu bir doktorun, 1960 yılında brezilyalı bir polis memurundan aldığı ve kütüphaneye verildiği söylenir ki, (kütüphanenin açıklamasıdır.) açıkcası bu hikaye bana pek inandırıcı gelmemiştir. nedeni ise bana göre mossad’dır. konudan çok uzaklaşmak istemiyorum. ileride ikinci dünya savaşı sonrası mossad’ın nazi avı ve yahudi eserleri hakkında yazmak isterim ve bu konuyada değinirim.
gelelim mektuba;
kendi el yazısıyla yazdığı mektup, o kadar nahif bir dil ile yazılmıştır ki, artık almanca konuşulan hiç bir ülkede bu dili göremezsiniz. ben almanca bilmeme rağmen okumada zorluk çektim. aslında sadece bu bile, dillerin nasıl erozyona uğradığını, insanların gün geçtikce nasıl yozlaştığının tek başına kanıtıdır. (zweig mektubunda, anadilinin yok olduğunu görmenin üzüntüsünden bahseder)
aslında biz bunu daha acı yaşıyoruz, çünkü artık türkçe bence can çekişiyor. halkın kullandığı günlük kelime sayısı yüze kadar düşmüş durumda. derdini bile anlatacak kadar kendi dilini bilememek. pisa sıralamasında bu durum net olarak ortadadır. az okuyoruz ve daha da önemlisi yazmıyoruz. maymun zekası ile yapılmış tv dizileri, seviyesi belaltından yukarı çıkmayan sosyal medya, hakaret etmeyi siyaset sanan “şahsımlar” vs...
oysa ki bir toplumu ayakta tutan, edebiyatıdır, şairidir, yazarıdır. tankı topu değil! bunun için öncelikle kendi dilinize ihanet etmeyin. ve bir yabancı dil mutlaka öğrenin. ancak diliniz geliştikce, siz gelişirsiniz. toplum bu şekilde değişir. cehaleti yenmenin başka yoluda yoktur.
mektubun çevirisi;
“özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
orjinali;
dünya edebiyat tarihine yazdığı kitaplar ile damga vurmuş bir isim;
“stephan zweig”
28 kasım 1881’de viyana doğmuştur. 1934 yılında adolf hitler ve nazi ideolojisinin iktidara gelmesi sonrası viyana’yı terk etmişti. önce ingiltere ardından abd’ye giden zweig, 22 şubat 1942’de hayatına son verdiği brezilya’ya yerleşmişti.
“amok koşucusu”, “yürek çöküntüsü” gibi birçok kitabı türkçe’ye de çevrilen zweig’ın, karısı lotte ile intiharına, hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden olmuştu.
eminim bir çoğunuz hayat hikayesini biliyordur. biz gelin, intihar mektubuna bakalım ve bir değerlendirme yapmaya çalışalım.
zweig, karısı lotte ile birlikte, geride bir not bırakarak intihar etti. (çevirisi ve orjinalini aşağıya ekliyorum) almanca el yazısıyla yazdığı not ise, ölümünden 70 yıl sonra israil ulusal kütüphanesi tarafından yayınlandı. intihar mektubunu bir doktorun, 1960 yılında brezilyalı bir polis memurundan aldığı ve kütüphaneye verildiği söylenir ki, (kütüphanenin açıklamasıdır.) açıkcası bu hikaye bana pek inandırıcı gelmemiştir. nedeni ise bana göre mossad’dır. konudan çok uzaklaşmak istemiyorum. ileride ikinci dünya savaşı sonrası mossad’ın nazi avı ve yahudi eserleri hakkında yazmak isterim ve bu konuyada değinirim.
gelelim mektuba;
kendi el yazısıyla yazdığı mektup, o kadar nahif bir dil ile yazılmıştır ki, artık almanca konuşulan hiç bir ülkede bu dili göremezsiniz. ben almanca bilmeme rağmen okumada zorluk çektim. aslında sadece bu bile, dillerin nasıl erozyona uğradığını, insanların gün geçtikce nasıl yozlaştığının tek başına kanıtıdır. (zweig mektubunda, anadilinin yok olduğunu görmenin üzüntüsünden bahseder)
aslında biz bunu daha acı yaşıyoruz, çünkü artık türkçe bence can çekişiyor. halkın kullandığı günlük kelime sayısı yüze kadar düşmüş durumda. derdini bile anlatacak kadar kendi dilini bilememek. pisa sıralamasında bu durum net olarak ortadadır. az okuyoruz ve daha da önemlisi yazmıyoruz. maymun zekası ile yapılmış tv dizileri, seviyesi belaltından yukarı çıkmayan sosyal medya, hakaret etmeyi siyaset sanan “şahsımlar” vs...
oysa ki bir toplumu ayakta tutan, edebiyatıdır, şairidir, yazarıdır. tankı topu değil! bunun için öncelikle kendi dilinize ihanet etmeyin. ve bir yabancı dil mutlaka öğrenin. ancak diliniz geliştikce, siz gelişirsiniz. toplum bu şekilde değişir. cehaleti yenmenin başka yoluda yoktur.
mektubun çevirisi;
“özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
orjinali;

devamını gör...
kamyon arkası sözleri
"ölüme gidelim dedin de benzin mi yok dedik."
devamını gör...