konuşma kelime haznesi vs bir yere kadar da...kaliteli bir okuru olaylara, hayata bakış açısından çok net anlarsınız.
devamını gör...

kuzey yarım kürede musluktan akan suların birikintisi/girdabı lavabo deliğine saat yönünde dönerek akarken ekvator çizgisi üzerinde yapılan aynı işlem hiçbir dönme hareketi yapmadan direkt düz bir şekilde akar. güney yarım kürede ise aynı işlemi yaparsanız saat yönünün tersi bir şekilde dönme hareketi yaparak aktığını görürsünüz.
bunun bizzat denendiği videolar youtube’da mevcut.
devamını gör...

-kaç kardeşsiniz?
-oha tek anneden mi?
devamını gör...

sarışın olmak kötü bir kader kendimden biliyorum.güvenmiyorlar abicim hep bi ama acaba oluyor hatun kişisinin gözünde.ani kontroller vesaire,lanet bişeydir sarışın erkek olmak ama güzeldir.
devamını gör...

ahmed arif'in cemal süreya'nın kız kardeşine aşık olduğu, onunla tanışıp evlenmek istediği ancak temiz bir gömleği olmadığı için kızla buluşmaya gidemediği anlatılır.


ahmed arif ve cemal süreya her zaman aynı meyhanede içerler, dertleşirler, şiir yazarlar …
bir gün ahmed arif meyhaneye gelmez. iki gün, üç gün derken, neredeyse aradan bir hafta geçer. cemal süreya dayanamaz, garsona sorar : “oğlum bizim ahmed’i hiç gördün mü? ” garson: ” yok cemal abi hiç görmedim, bir haftadır uğramıyor valla. ” der .
bunun üzerine cemal süreya, ahmed’i aramaya başlar fakat bir türlü bulamaz. en son ispirto içilen üçüncü sınıf meyhanelere bakmaya karar verir ve bu yerlerden birinde bulur ahmed arif’i.
“nerelerdeydin ahmed ?” diye sorar, ahmed arif cevap vermez. “oğlum söylesene, biz seninle dostuz.” diye üsteler. ahmed arif: “cemal, ben sana çok büyük bir hata yaptım. ” der sadece. cemal süreya :”ben böyle bir hata yaptığını hatırlamıyorum ” dese de, “yok yok, yaptım. ben senin kız kardeşine aşık oldum.” deyiverir ahmed arif. cemal süreya da bunun normal olduğunu söyleyerek, “senin gibi bir insandan daha iyisini bulacak değil ya ahmed ” der. uzun uzun konuşup dertleşirler.
cemal süreya :” evlen kız, türkiye’nin en iyi şairi. ” diyerek kız kardeşi ayten’i ahmed arif ile buluşup görüşmesi için cesaretlendirir bile. ayten önce şaşırır ama ağabeyinin sözünü de dinler.
zafer çarsısı’nda buluşmak üzere sözleşirler ama o gün ahmed arif buluşmaya gelmez. çok sinirlenen ayten, durumu ağabeyine anlatır. cemal süreya da sinirlenir.
eliyle koymuş gibi yine aynı üçüncü sınıf meyhanede içerken bulur ahmed arif’i ve :” neden kız kardeşimi beklettin? ” diyerek başlar söylenmeye… ahmed arif ise :” gömleğim kirliydi be cemal, temiz bir gömleğim yoktu. o gün onun karşısına kirli gömlekle çıkmak olmazdı. ” der sadece .


kaynak: ot dergi şiirlerle özel sayı - 4
devamını gör...

zeki müren-bir gülü sevdim.
devamını gör...

hayvanlara nasıl müslüman mı sorusu yöneltilmiyorsa uzaylılara da yöneltmek saçmadır.
devamını gör...

eklerdir. bu kadar abartılacak bir tatlı görmedim. içine basmışlar kremayı tatlı diye satıyorlar.
devamını gör...

bizde tekil olarak kullanılsa da aslında şekil sözcüğünün çoğul biçimi olan arapça isim soylu sözcük.
-türkçede, arapçadaki çoğul sözcükleri tekil olarak kullanma oldukça yaygın: velet-evlat, varak-evrak....-
en temel anlamı, bir kimsenin tanınmasını sağlayan dış görünüşü anlamı.
-tarihte, yeniçeri ocağı ve saray hizmetlerinde kullanılmak üzere devşirilen acemi oğlanların kaydedildiği defterin adı da eşkal defteri-
ve elbette insan dışındaki her türlü varlık ve nesnenin de biçimini anlatmak için kullanılan bir sözcük eşkal sözcüğü.

bu sözcükle ne zaman karşılaşsam aklıma hep ahmet kaya ve onun o ünlü şarkısı geldiği için buraya da koymadan edemem.
başım belada
devamını gör...

yaklaşık 400 sene ispanya sömürgesi olan küba, ispanyol-amerikan savaşından sonra bu seferde amerika egemenliğine geçer....
amerika kübaya bağımsızlık vermesine verir ama ; her an müdahale doğrudan müdahale hakkı doğuran bir anlaşmada yapar...platt değişikliği ismi verilen bu anlaşmayla fidel castronun ''küba’nın kalbindeki hançer” olarak nitelendirdiği guantanamo da askeri üs olarak amerikaya kiralanmıştır...
bu süreç içerisinde küba başkanlarının hepsi abd destekli başkanlardır...öğrenci ve işçilerden oluşan oldukça güçlü bir muhalif yapı; aralarında fulgencio batista’nın da bulunduğu ordu içerisindeki bir grup düşük rütbeli asker, 4 eylül 1933’te yönetimi ele geçirmiştir...
kurulan hükümetin, halkçı politikalarından rahatsız olan abd ise; yeni hükümetin genel kurmay başkanı fulgencio batista ikinci bir darbeyle 5 ocak 1934 tarihinde başkanı olması için destekliyor......neyse efem gel zaman git zaman fulgencio batista, ülkeyi bırakıp 7 yıl boyuncaflorida da yaşıyor...ülkeyi hükümete bırakıp çekip gidiyor....
bu süreçte ülkeyi bok götürüyor... sendika liderleri bertaraf edilerek yerlerini gangsterler almış, işçi liderleri cinayetlere kurban gitmiş, her türlü memuriyet satılığa çıkarılmış; rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk devletin her kademesine hakim oluyor...
küba’da 1 haziran 1952 yılında genel seçimlerin yapılacak..... abd için kötü haber....ülkede esen rüzgarların kokusuna bakarsak seçimide kesin sol gruplar kazanacak... ee bir taraftan da soğuk savaş var.... abd batistaya bir ıslık çalıyor geç diyor şu ülkenin başına ....

iş böyle olunca batista komutu aldığı gibi kübaya dönüp, 10 mart 1952 tarihinde carlos prio socarras u deviriyor ..yeniden ülke yönetimine el koyuyor..
ama ülke leş...batista’nın ülke yönetiminden uzak olduğu yıllar boyunca, küba’da kamu hizmeti diye bir şey kalmamış... rüşvet, yolsuzluk ve toplumsal yozlaşma ...ne ararsan var...
hal böyle olunca halk batista'nın dönmesini tepkiyle değil onayla karşılıyor...
10 martta darbe oluyor ve 25 martta “la habana” gazetesinde bir yazı yayınlanıyor...yazıyı yazan kişi genç bir avukat olan fidel castro... yazıda kısaca darbeyi yapanların amaçlarını sorguluyor ve bu darbeyle kübaya yeni bir diktatörlük mü getirmek istiyorsunuz? diye soruyordu...

bu avukat, aynı gün havana yüksek mahkemesine, batista’nın anayasayı ihlal ettiği için ,cezalandırılmasını isteyen bir dilekçe veriyordu.... castronun amacı diktatörlüğün demokratik açıdan yasadışı olduğunu yasal bir
yöntemle ortaya koymaktı...yani demem o ki eğer mahkeme cuntayı onaylarsa,mahkeme gayri meşru duruma düşecek; yok eğer mahkeme meşru ise cunta gayrimeşru duruma düşecekti...( bu mahkeme sonucunu çok aramama rağmen bulamadım...bulabilen beri gelsin)

bütün demokratik yollar kapanıyor ve bu sebepten cuntayı sona erdirmek için yapılacak tek
şey kalıyordu...silahlı mücadele...
1953 başlarında batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup oluşturan castro, 26 temmuz'da santiago'daki moncada kışlası'na 165 arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenledi; ama başarısızlığa uğrayarak tutuklandı. 16 ekim 1953'te santiago'daki küba yüksek mahkemesi'nde yapılan yargılamada 'sayın yargıç siz beni mahkûm edin! tarih beni haklı çıkaracaktır!' (la historia me absolvera) cümlesiyle biten ünlü savunmasını yaptı. mahkeme sonunda 16 yıla mahkum oldu.

hapishanelerde maruz kaldığı ağır işkencelerden haberdar olan destekçileri, mahkumların serbest kalmaları yönünde hükümet üzerinde kurduğu baskı, seçimlerin de yaklaşmasıyla sonuç vermiş ve mayıs 1955’te çıkarılan
af kanunuyla castro ve arkadaşları hapisten çıkmıştır .
üzerindeki baskı ve hayati tehlikesinin bulunmasından dolayı ; kübayı terk etmiş ve meksikaya gitmiştir...

meksika da askeri taktiklerile ilgili, ispanya iç savaşına katılmış emekli bir asker olan general
alberto bayo dan dersler almışlardır...meksika’ya gelişinin üzerinden henüz birkaç ay geçmişti ki castro hem kendi hayatı hem de küba devrimi adına büyük bir öneme sahip olan bir isimle tanıştı ernesto (che) guevara.

bu arada küba içinde sürekli bildiriler manifestolar yayımlanıyor...hatta amerikada filan epey destekçileri oluyor efem...
bu kadar eğitim yeter dedikleri 25 kasım 1956 da ;fidel castro ve beraberindeki 82 arkadaşı devrimi
gerçekleştirmek maksadıyla poza rica şehrindeki tuxpan limanından ,granma/büyükanne” isimli bir gemiye atlayıp kübaya yol alıyorlar...

30 kasım’da adaya varıyorlar...cunta bu işten haberdar ve karşılıyorlar..şiddetli çatışmalar oluyor...bu çatışmadan 21 kişi sağ çıkıyor ve sierra maestra dağlarına doğru çekilmek zorunda kalıyorlardır...

bu arada radyo yayınları şehirle kurulan bağlar derken zaman geçmiş ve artık batista ya karşı güçlü eylemler gerçekleştirmişlerdir... 2 yıl sonra 1 ocak 1959’da mevcut rejimini yıkarak küba’da devrimi ilan ettiler.

bu kübanın hayatında verdiği üçüncü bağımsızlık mücadelsidir.
birincisi ;on yıl savaşı
ikincisi ; küba devrimci partisinin ispanyollarla savaşı
üçüncüsündeküba devrimisonucunda gelen bağımsızlık...
küba'nın böylece 500 yıllık çektiği çile bitiyor ve artık bağımsız oluyordu...
kaynak:
dergipark.org.tr/tr/downloa...
tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%...
devamını gör...

işte bu yüzden eksi oy gelmesin
devamını gör...

kesinlikle büyülü bir şehir. fakat yaşamak için sabırlı biri olmak gerek.
devamını gör...

öncelikle 2021 yılına iki çift lafım var. bu neydi kardeşim? ölüm, azcık mutluluk, ölüm,ölüm,ölüm, daha azcık mutluluk... şeklinde devam eden günlerinden gına gelmişti. insanın üzerine de bu kadar gelinmez yaa. tamam yılın bir suçu yok her şeyi insan kötüleştiriyor ama hepsini kendinde barındırdığın için çok göze battın. benim senden yana vicdanım rahat. neredeyse her ay yeni kararlar aldım bir şeyleri güzelleştirmek için ama sen her defasında ayağımı kaydıracak, durup uzun uzun nefes aldıracak şeyler yaşattın bana. insanız yani, bizde bir yerden sonra bıraktık artık, olmayınca olmuyor çünkü. neyse çok hakkını almayayım hayatıma güzel insanların girmesine de vesile oldun. hele son 2 ayın "hala 2021 mi acaba" diye sorgulattı bana, o kadar güzeldi yani.
seninle geçirdiğim 12 ay boyunca çok çabaladım, en çok kendi çabamdan öpüyor, seni de daha fazla bekletmeden uğurlamak istiyorum. yolun açık olsun paşam!

öğrenilmiş çaresizliklerimden dolayı 2022'den pek beklentim yok.* yerimden kalkamayacağım kadar yormasın gerisini bir şekilde hallederim ben. ama tabi adettendir, ülkemiz için adalet ve huzur, biz garipler için ise huzur, mutluluk ve sağlık isteyeyim. tabi birazcık para, azıcık saygınlık, çok az seyahat, şu kadarcık* da başarı olsa fena olmaz.* bak çok açgözlü değilim kuşburnu marmelatı istemiyorum senden onu 2021 e hallettirdim, hadi yine iyisin.* neyse efendim buraya kadar okuduysanız hepinizin yeni yılını kutluyor ve bölümü başarıyla geçtiğiniz için hepinizi tebrik ediyorum.*


not: yine belirtmek isterim ki deli değilim. sadece kafamda arada beliren bir huni var.*
devamını gör...

eski komşum. sonradan tanıştık, yaşlı bir fransız teyzeydi. pandemide öldü maalesef.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yeni keşfettiğim kafa sözlük yazarı.

ayrıca ingilizcede amaçsızca dolaşan kimse anlamına gelen kelime.

daha iki gün önce kadim dostum dr. sokratesin kadehi ile bu kelime hakkında konuşmuştuk. kelimenin etimolojik kökü fransızca flâner kelimesidir. anlamı da savrulmaktır.
devamını gör...

9 aralık 2020 günün ünlüsü yazarımız mutsuzlugumdan mutluyum oldu.
instagram postumuz
devamını gör...

kurumsallaşmış hristiyanlığın öldüğünü,artık işlevinin kalmadığını,ölü bir şeyden medet umulamayacağı anlamına da geliyor.
devamını gör...

karamsarlık yok.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bayram meral adını duyunca istemsiz meriç pirinç demeye başladıysanız bizdensiniz.
devamını gör...

meksikada bulunan "oyuncak adasıdır." korku filmlerinden fırlamış gibi duran bu adanın olayını özetlemek gerekirse; bölgede bulunan bir su kanalında küçük bir kız boğuluyor. don julian santana adlı bir adam kız çocuğunun boğulmasının ardından kanallarda bir oyuncak bebek buluyor ve küçük kızın ruhunu onurlandırmak amacıyla oyuncağı bir ağaca asıyor.
daha sonra bu eylemi sürekli yapan santana uzun bir süre boyunca adanın her yerindeki ağaçları eski püskü ve ya kolları, ya bacakları, ya da başları olmayan oyuncak bebeklerle donatıyor. turistlerin dikkatini oldukça çeken bir adadır kendisi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim