anasayfada kendi entryne rastlamak
az önce yaşadığımdır.
sözlükte girilmiş yaklaşık 500.000 entry var. bunlar ana sayfada rastgele 50 tane entry gösteriliyor. benim kendi entrymi görme olasılığım şu;
tüm durum: 500.000'in 50'li kombinasyonu.
benim en az 1 entrymin orada olma durumu: 500.000'in 50'li kombinasyonu - 498.000'in 50'li kombinasyonu
günde sayfayı 200 kere yeniliyorum.
benim kendi entrymi ana sayfada görme olasılığım: 500.000'in 50'li kombinasyonu - 498.000'in 50'li kombinasyonu/500.000'in 50'li kombinasyonu*200
sözlükte girilmiş yaklaşık 500.000 entry var. bunlar ana sayfada rastgele 50 tane entry gösteriliyor. benim kendi entrymi görme olasılığım şu;
tüm durum: 500.000'in 50'li kombinasyonu.
benim en az 1 entrymin orada olma durumu: 500.000'in 50'li kombinasyonu - 498.000'in 50'li kombinasyonu
günde sayfayı 200 kere yeniliyorum.
benim kendi entrymi ana sayfada görme olasılığım: 500.000'in 50'li kombinasyonu - 498.000'in 50'li kombinasyonu/500.000'in 50'li kombinasyonu*200
devamını gör...
aslında bayan blum sütçüyü tanımak istiyordu
aslında bayan blum sütçüyü tanımak istiyordu peter bichsel’in yirmi bir öyküden oluşan kitabının adı.
bu kitabı okumak istemenin iki nedeni olabilir. ya uzun öyküler okumaktan hoşlanmayan, kitap okumayı metro yolculukları esnasında bir tür zaman geçirme aracı olarak kullanan, kitap okumaktan hoşlanmadığı halde yine de birkaç kitap okumuş olmaya gerek duyan, çantasında bir kitap taşımak isteyen ama ağırlık yapmasını istemeyen birisindir.
ya da kitap ismini enteresan bulup, edebi değeri üzerinde dşünmek isteyen, eline geçen her şeyi okuyan biriysen. aslında bir grup daha var, yazmayı unuttum; iyi bir okursundur…
kitaptaki 21 öykü bir solukta bitmekte. peter bichsel bu minicik kitapta günlük yaşamda her an karşılaşabileceğin insanlardan- mesela sütçüden, mesela bayan blum’dan- ve onların basit hikayelerinden bahsediyor. zamanımızın en büyük sorunu sayılabilecek ola iletişimsizlik kitabın temel izleği. insanlar bireyselleşmeye ve bu bireysellik illetini çağdaş ve eğlenceli bulmaya başladığından beri dünya üzerinde müthiş bir iletişim sorunu yaşanıyor. artık dünya dev bir babil kulesine dönmüş ve aynı dili konuşan insanlar dahi birbirini anlamakta zorlanıyor. işte böyle bir ortamda bu iletişimsizlik sorununu peter bichsel’in kaleminden, hem de hiç yorulmadan okumak çok eğlenceli olacaktır. belki sen de sütçüyü tanımak istersin…
bu kitabı okumak istemenin iki nedeni olabilir. ya uzun öyküler okumaktan hoşlanmayan, kitap okumayı metro yolculukları esnasında bir tür zaman geçirme aracı olarak kullanan, kitap okumaktan hoşlanmadığı halde yine de birkaç kitap okumuş olmaya gerek duyan, çantasında bir kitap taşımak isteyen ama ağırlık yapmasını istemeyen birisindir.
ya da kitap ismini enteresan bulup, edebi değeri üzerinde dşünmek isteyen, eline geçen her şeyi okuyan biriysen. aslında bir grup daha var, yazmayı unuttum; iyi bir okursundur…
kitaptaki 21 öykü bir solukta bitmekte. peter bichsel bu minicik kitapta günlük yaşamda her an karşılaşabileceğin insanlardan- mesela sütçüden, mesela bayan blum’dan- ve onların basit hikayelerinden bahsediyor. zamanımızın en büyük sorunu sayılabilecek ola iletişimsizlik kitabın temel izleği. insanlar bireyselleşmeye ve bu bireysellik illetini çağdaş ve eğlenceli bulmaya başladığından beri dünya üzerinde müthiş bir iletişim sorunu yaşanıyor. artık dünya dev bir babil kulesine dönmüş ve aynı dili konuşan insanlar dahi birbirini anlamakta zorlanıyor. işte böyle bir ortamda bu iletişimsizlik sorununu peter bichsel’in kaleminden, hem de hiç yorulmadan okumak çok eğlenceli olacaktır. belki sen de sütçüyü tanımak istersin…
devamını gör...
kadın filozof olmaması
''cadı avı'' altında yakılan, diri diri toprağa gömülen kadınların olduğu geçmişe sahip bir tarihte, açılan başlığın nedenlerini saymak zor değildir.
kadınlara okuma yazma bile öğretilmediği, sadece ev işi yapmakla görevlendirildiği zamanlarda kadınlar nasıl filozof olabilir ki, ha olsalar bile kaynaklar, yazdıkları şeyler zaten sabote edilmiştir. erkek filozoflar bile, bile diyorum çünkü o dönemde kadını ''aşağı'' gören bir düşünce var, birçok zorluk çekmişken o dönem zihniyetinin kadınlara zor zaman yaşatmamasının imkanı yoktur. aynı şey kadın bilim insanlarına da yapılmıştır.
kadınlara okuma yazma bile öğretilmediği, sadece ev işi yapmakla görevlendirildiği zamanlarda kadınlar nasıl filozof olabilir ki, ha olsalar bile kaynaklar, yazdıkları şeyler zaten sabote edilmiştir. erkek filozoflar bile, bile diyorum çünkü o dönemde kadını ''aşağı'' gören bir düşünce var, birçok zorluk çekmişken o dönem zihniyetinin kadınlara zor zaman yaşatmamasının imkanı yoktur. aynı şey kadın bilim insanlarına da yapılmıştır.
devamını gör...
sözlükteki puan tablosunun asla gerçeği yansıtmaması
gittim baktım, kankacılık yaptığı için puan toplamış olan birileri var evet ama genelleme yapmak için yeterli değil.
mademki liste başındayım ve sürekli olarak bu olayın lafı yapılıyor, bu konuda konuşmaya hakkım vardır diye düşünüyorum ama ben kendi adıma konuşabilirim sadece. diğer kişiler beni bağlamaz.
çok açık ve net söylüyorum, sözlükte kankam yok. en çok muhabbetim olan kişi artık sözlükte yazar bile değil. * onun dışında takipçi listemde olup da sık konuştuğum 3-5 kişi dışında öyle koyu muhabbetim olan kimse de yok. yani? yanisi şu; hatır gönül için oy veren yok. varsa da bu puanı almama yetecek kadar değil. son günlerde, bilgi tanımları girenleri küstürmemek için özellikle beğenenler var sadece, onlar da bana özel değil. herkesi beğeniyorlar.
***
sözlükten ayrılırken "isteklerimi geri çevirmeyen moderatörler"e teşekkür etmiştim. onu da yeri gelmişken açıklayayım. isteklerim dediklerim "bu tanım bilgi kategorisine giriyor, oraya alır mısınız?" ya da "bu başlık zaten açılmış, tanımları ona taşımak mümkün mü?"gibi mantıklı dayanağı olan isteklerdi. "şu kişiyi sevmedim, tanımını silsenize" ya da "bu başlık beni rahatsız etti, kapatın gitsin" gibi abes ve canımın istediği şeylere bağlı istekler değildi. özetle; moderatörlerde de kankam yok.
aldığım puanların yaklaşık 42 bini sözlüğü 3 aylığına bırakmadan önce aldığım, fizik, astronomi ve benzeri konulardaki tanımlarımdan geldi (ki bunların %90'ı madalyalı tanım. madalya olayı sözlüğe getirilmeden önce yazıldılar, madalya için değil. madalya geldiğinde ben sözlükte yoktum.) ilk başlarda nickaltında bana sataşıldığında, sataşan kişiye laf edenlerle de o dönemler doğru dürüst muhabbetim bile yoktu. uzun uzun emek verip yazdığım ve yazdıklarımı sağ olsunlar zaman ayırıp okudukları için haksızlık yapıldığını düşünüp tepki vermişti insanlar.
hele hele gerçek düşüncelerimi söylemiyor olmakla itham edileceksem gülerim buna. tabii bunu anlamak için beni gerçekten tanıyor olmak gerekir ki burada beni sözlükle alakası olmaksızın reelde tanıyan 1 kişi dışında, kimsenin bunu anlamasını beklemiyorum. kimseden çekinecek değilim. sadece siyasi başlıklardan biraz uzak duruyorum. o da "aman şu küsmesin" düşüncesinden değil, adli mercilerle başıma iş almak istemediğimden.
***
puan sistemini umursamıyorum. siz de umursamayın. madalyalı olması gereken tanımları bildirmek dışında bir şey yapmıyorum. sonuçta siz ne kadar geyik için kullanıyor olursanız olun, buraya bir şeyler öğrenmek için tıklayacak insanlar olacak ve sadece benimkiler değil, tüm madalyalı tanımlar o insanlara bir şeyler verebilecek.
canınız neyi çekiyorsa, sözlük kuralları dahilinde onu yazın, okuyun. ben yeri geliyor trollük de yapıyorum, yeri geliyor doktora tezi uzunluğunda tanım da gidiyorum ki alay konusu bile oluyor bazıları tarafından. herkes vakti varken buraya gelip iki eğlenip, zevk aldığı şeyi yapıp gidiyor. sekmeyi kapattığınızda sözlük falan yok. bu puanları hak ettim ya da etmedim, kapattığınızda ben de yokum. sürekli bu konuyu açmanın bir alemi yok. hatta keşke kaldırılsa tüm bu puandı, ödüldü bilmem neydi sistemleri de artık kafamızı dinlesek bu konuda. cidden sıkıldım çünkü saçma sapan ithamlara maruz kalmaktan.
mademki liste başındayım ve sürekli olarak bu olayın lafı yapılıyor, bu konuda konuşmaya hakkım vardır diye düşünüyorum ama ben kendi adıma konuşabilirim sadece. diğer kişiler beni bağlamaz.
çok açık ve net söylüyorum, sözlükte kankam yok. en çok muhabbetim olan kişi artık sözlükte yazar bile değil. * onun dışında takipçi listemde olup da sık konuştuğum 3-5 kişi dışında öyle koyu muhabbetim olan kimse de yok. yani? yanisi şu; hatır gönül için oy veren yok. varsa da bu puanı almama yetecek kadar değil. son günlerde, bilgi tanımları girenleri küstürmemek için özellikle beğenenler var sadece, onlar da bana özel değil. herkesi beğeniyorlar.
***
sözlükten ayrılırken "isteklerimi geri çevirmeyen moderatörler"e teşekkür etmiştim. onu da yeri gelmişken açıklayayım. isteklerim dediklerim "bu tanım bilgi kategorisine giriyor, oraya alır mısınız?" ya da "bu başlık zaten açılmış, tanımları ona taşımak mümkün mü?"gibi mantıklı dayanağı olan isteklerdi. "şu kişiyi sevmedim, tanımını silsenize" ya da "bu başlık beni rahatsız etti, kapatın gitsin" gibi abes ve canımın istediği şeylere bağlı istekler değildi. özetle; moderatörlerde de kankam yok.
aldığım puanların yaklaşık 42 bini sözlüğü 3 aylığına bırakmadan önce aldığım, fizik, astronomi ve benzeri konulardaki tanımlarımdan geldi (ki bunların %90'ı madalyalı tanım. madalya olayı sözlüğe getirilmeden önce yazıldılar, madalya için değil. madalya geldiğinde ben sözlükte yoktum.) ilk başlarda nickaltında bana sataşıldığında, sataşan kişiye laf edenlerle de o dönemler doğru dürüst muhabbetim bile yoktu. uzun uzun emek verip yazdığım ve yazdıklarımı sağ olsunlar zaman ayırıp okudukları için haksızlık yapıldığını düşünüp tepki vermişti insanlar.
hele hele gerçek düşüncelerimi söylemiyor olmakla itham edileceksem gülerim buna. tabii bunu anlamak için beni gerçekten tanıyor olmak gerekir ki burada beni sözlükle alakası olmaksızın reelde tanıyan 1 kişi dışında, kimsenin bunu anlamasını beklemiyorum. kimseden çekinecek değilim. sadece siyasi başlıklardan biraz uzak duruyorum. o da "aman şu küsmesin" düşüncesinden değil, adli mercilerle başıma iş almak istemediğimden.
***
puan sistemini umursamıyorum. siz de umursamayın. madalyalı olması gereken tanımları bildirmek dışında bir şey yapmıyorum. sonuçta siz ne kadar geyik için kullanıyor olursanız olun, buraya bir şeyler öğrenmek için tıklayacak insanlar olacak ve sadece benimkiler değil, tüm madalyalı tanımlar o insanlara bir şeyler verebilecek.
canınız neyi çekiyorsa, sözlük kuralları dahilinde onu yazın, okuyun. ben yeri geliyor trollük de yapıyorum, yeri geliyor doktora tezi uzunluğunda tanım da gidiyorum ki alay konusu bile oluyor bazıları tarafından. herkes vakti varken buraya gelip iki eğlenip, zevk aldığı şeyi yapıp gidiyor. sekmeyi kapattığınızda sözlük falan yok. bu puanları hak ettim ya da etmedim, kapattığınızda ben de yokum. sürekli bu konuyu açmanın bir alemi yok. hatta keşke kaldırılsa tüm bu puandı, ödüldü bilmem neydi sistemleri de artık kafamızı dinlesek bu konuda. cidden sıkıldım çünkü saçma sapan ithamlara maruz kalmaktan.
devamını gör...
tanen
şaraba üzümün kabuklarından geçen bir maddedir.
şarap üretiminde kabukların şarap içerisinde bırakılma oranına göre ürünün niteliği değişir. genelde asidite ile karıştırılır. ayrım için şu metod uygulanabilir; tanen, ağızı fazla demli içilen bir çay gibi kurutan, şaraba sert bir nitelik katarken ağızda tükrük salgısını arttırmayan özelliktir.
(bkz: asidite)
şarap üretiminde kabukların şarap içerisinde bırakılma oranına göre ürünün niteliği değişir. genelde asidite ile karıştırılır. ayrım için şu metod uygulanabilir; tanen, ağızı fazla demli içilen bir çay gibi kurutan, şaraba sert bir nitelik katarken ağızda tükrük salgısını arttırmayan özelliktir.
(bkz: asidite)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
yazarım ama yazmıyorum.
devamını gör...
kızların espri yapmayı becerememesi
kızların çocukluktan beri;
"ayıp öyle konuşma"
"çok sesli gülme"
gibi baskılara maruz kalarak büyümelerinin etkisiyledir.
yine de espri yapabilen kızlar ya da espri yapamayan erkekler vardır.
"ayıp öyle konuşma"
"çok sesli gülme"
gibi baskılara maruz kalarak büyümelerinin etkisiyledir.
yine de espri yapabilen kızlar ya da espri yapamayan erkekler vardır.
devamını gör...
robot süpürgelerin sesleri kaydetmesi ve dolaşımlarını haritalandırıp saklaması
abd maryland üniversitesinde yapılan bir araştırmayla, robot süpürgelerine kullandığı lidar (ışık algılama ve ölçme) teknolojisi manipüle edilerek evdeki sesler kayıt altına alınabiliyor. üstelik haritalama özelliği olan cihazlar bu verileri izinsiz biçimde bir buluta aktarıp depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
haber:
bilgisayar uzmanları, sinyal işleme ve derin öğrenme tekniklerini kullanarak normalde mikrofonları olmayan bu robotları birer kayıt cihazına dönüştürdü.
araştırmacılar, ışık algılama ve uzaklık ölçme "lidar" teknolojisi kullanan tüm cihazların, bu yöntemle manipüle edilebileceğini söylüyor.
bu teknolojide, sinyalin gidişiyle dönüşü arasındaki zaman farkı temel alınarak uzaklık ölçülüyor. uzmanlar, robot süpürgelerin odalar için oluşturduğu haritaların sıklıkla bulut sistemlerinde depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
sesler nasıl dinlendi:
araştırmacılar lazer ışınının pozisyonunu kontrol edebileceklerini ve cihazın navigasyonuna müdahale etmeden algılanan veriyi wi-fi aracılığıyla dizüstü bilgisayarlarına aktarabileceklerini göstermek için bir robot süpürgeyi hackledi. sonra iki ses kaynağıyla deneyler yapıldı.
bunlardan birinde bir kişinin tekrarladığı rakamlar bilgisayarın hoparlöründen odaya verildi, birinde de televizyondan gelen sesler kullanıldı.
ardından robot süpürgenin navigasyon sisteminin algıladığı, ses kaynağının yakınındaki nesnelerden yansıyan lazer sinyalleri kaydedildi.
sinyaller insan ve televizyon sesleri için tasarlanan derin öğrenme algoritmalarından geçirildi.
sistem, araştırmacının tekrarladığı rakamları yüzde 90 doğrulukla bildi.
televizyondan kaydedilen bir dakikalık ses dosyasında ise doğruluk oranının yüzde 90'dan fazla olduğu görüldü.
www.bbc.com/turkce/haberler...
(bkz: laptop kamerasını bantlayan insan)
haber:
bilgisayar uzmanları, sinyal işleme ve derin öğrenme tekniklerini kullanarak normalde mikrofonları olmayan bu robotları birer kayıt cihazına dönüştürdü.
araştırmacılar, ışık algılama ve uzaklık ölçme "lidar" teknolojisi kullanan tüm cihazların, bu yöntemle manipüle edilebileceğini söylüyor.
bu teknolojide, sinyalin gidişiyle dönüşü arasındaki zaman farkı temel alınarak uzaklık ölçülüyor. uzmanlar, robot süpürgelerin odalar için oluşturduğu haritaların sıklıkla bulut sistemlerinde depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
sesler nasıl dinlendi:
araştırmacılar lazer ışınının pozisyonunu kontrol edebileceklerini ve cihazın navigasyonuna müdahale etmeden algılanan veriyi wi-fi aracılığıyla dizüstü bilgisayarlarına aktarabileceklerini göstermek için bir robot süpürgeyi hackledi. sonra iki ses kaynağıyla deneyler yapıldı.
bunlardan birinde bir kişinin tekrarladığı rakamlar bilgisayarın hoparlöründen odaya verildi, birinde de televizyondan gelen sesler kullanıldı.
ardından robot süpürgenin navigasyon sisteminin algıladığı, ses kaynağının yakınındaki nesnelerden yansıyan lazer sinyalleri kaydedildi.
sinyaller insan ve televizyon sesleri için tasarlanan derin öğrenme algoritmalarından geçirildi.
sistem, araştırmacının tekrarladığı rakamları yüzde 90 doğrulukla bildi.
televizyondan kaydedilen bir dakikalık ses dosyasında ise doğruluk oranının yüzde 90'dan fazla olduğu görüldü.
www.bbc.com/turkce/haberler...
(bkz: laptop kamerasını bantlayan insan)
devamını gör...
bıçaklı saldırıya karşı yapılacaklar
eminim biri bıçakla saldırınca hemen ceketimi elime sarıp sert etkili bir darbe yapmak aklıma gelir, eminim!
devamını gör...
aşık olmak neye benzer sorunsalı
ne kadar yüksek olduğunu kestiremediğin ve düştüğünde sağ kalıp kalmayacağından asla emin olamayacağın ama bununla hiç ilgilenmediğin bir uçurumdan kendini boşluğa bırakma halidir.
şanslı olanlar için aşağıda bir atlama yatağı kurulmuştur, diğerlerine geçmiş olsundur, uzun bir nekahet dönemi bekler kendilerini...
şanslı olanlar için aşağıda bir atlama yatağı kurulmuştur, diğerlerine geçmiş olsundur, uzun bir nekahet dönemi bekler kendilerini...
devamını gör...
aydın'da eş cinsel olduğu için öldüresiye dövülen genç
insanların cinsel kimliğinin, cinsel yöneliminin, yatak odasında olanların bizi ilgilendirmediğini anladığımız gün bir daha asla yaşanmayacak olaydır. ancak bu kafa yapısıyla biraz zor görünüyor.
devamını gör...
pandemide akıl ve ruh sağlığını koruma yolları
biraz boşvermiş olmak gerekiyor en ucuzu bu.
devamını gör...
kendime yetecek kadar dua biliyorum
bugün her zaman gittiğin kafede oturmuş efendi efendi cafer modarres sadıqi’nin at kafası isimli kitabını okurken çaprazdaki masada oturan ve kalabalık oldukları için bağırma hakları olduğunu düşünen grubun içindeki bir kadının herkesin ilgisini toplama çabası ile haykıra haykıra konuşurken kurduğu cümledir.
şimdi bu cümlenin neresinden tutsam tuhaf geliyor bana. neresinden tutsam acaba? önce dincilere bir güzel sövüp sayan arkadaşımız daha sonra da muhalefeti budadı baştan aşağı. söylediklerinin hiçbir anlamının olmaması önemli değildi onun için. zaten ne söylediğine da odaklı değildi. çünkü gözleri etrafı tarıyordu sürekli. izlenmediğini anlayınca ses tonu daha da yükseldi. ben kitabıma odaklanıp cihan’ın planını çözmeye çalışmaktan vazgeçip gözlerimle değilse de kulaklarımla bu enfes konuşmayı takip ettim.
bir süre sonra altın vuruşu yapmak isteyen kardeşimiz bir sene imam hatipte okuduğunu, birçok şeyi bildiğini, birçok şeyin yanı sıra da kendine yetecek kadar dua bildiğini söyledi.
benim aklım burda karıştı aslında. kendine yetecek kadar dua ne olabilirdi? iki rekat namaz çıkartabilecek kadar mı? zor durumda kalınca içini rahatlatacak kadar m? burada olduğu gibi haykırmalı sohbetlerde değinecek kadar mı? ayrıca bir insana yetecek dua sayısı kaç tane olabilir? ayetel kürsi yeter mi mesela tek başına? fatiha ve ihlas bir insan için yeterli olur mu bir yere kadar?
dinlere oldukça mesafeli duran biri olarak anlam vermekte çok zorlandım. hala da zorlanıyorum. acaba ben kendime yetecek kadar dua biliyor muyum?
umarım biliyorumdur. süphaneke, dinimiz amin.
şimdi bu cümlenin neresinden tutsam tuhaf geliyor bana. neresinden tutsam acaba? önce dincilere bir güzel sövüp sayan arkadaşımız daha sonra da muhalefeti budadı baştan aşağı. söylediklerinin hiçbir anlamının olmaması önemli değildi onun için. zaten ne söylediğine da odaklı değildi. çünkü gözleri etrafı tarıyordu sürekli. izlenmediğini anlayınca ses tonu daha da yükseldi. ben kitabıma odaklanıp cihan’ın planını çözmeye çalışmaktan vazgeçip gözlerimle değilse de kulaklarımla bu enfes konuşmayı takip ettim.
bir süre sonra altın vuruşu yapmak isteyen kardeşimiz bir sene imam hatipte okuduğunu, birçok şeyi bildiğini, birçok şeyin yanı sıra da kendine yetecek kadar dua bildiğini söyledi.
benim aklım burda karıştı aslında. kendine yetecek kadar dua ne olabilirdi? iki rekat namaz çıkartabilecek kadar mı? zor durumda kalınca içini rahatlatacak kadar m? burada olduğu gibi haykırmalı sohbetlerde değinecek kadar mı? ayrıca bir insana yetecek dua sayısı kaç tane olabilir? ayetel kürsi yeter mi mesela tek başına? fatiha ve ihlas bir insan için yeterli olur mu bir yere kadar?
dinlere oldukça mesafeli duran biri olarak anlam vermekte çok zorlandım. hala da zorlanıyorum. acaba ben kendime yetecek kadar dua biliyor muyum?
umarım biliyorumdur. süphaneke, dinimiz amin.
devamını gör...
kız isteme cinsiyetçi midir sorunsalı
erkeğimin malı olmaktan mutluyum diyen birinin sorun olarak görmeyeceği eylem .
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
biri serviste yerime oturmuş. çok sinirlendim sabah sabah. arkasına oturdum yanlışlıkla vurmuşum gibi rahatsız etcem. rutinimi bozdu pislik.
devamını gör...
anonim yazar
(bkz: tülay geri dön)
devamını gör...
favlayan yazarın asıl amacı
efendim başkalarının amacı nedir bilmem. az önce de biri bunu "flörtleşme" olduğunu söylemişti. şimdi başka şeylerle karıştırmayayım aklınızı.
neyse, ben favlamışsam "ulan ne güzel yazmış, tam altına imza atmalık" demek için atmışımdır, bu da böyle biline.
neyse, ben favlamışsam "ulan ne güzel yazmış, tam altına imza atmalık" demek için atmışımdır, bu da böyle biline.
devamını gör...