ciddiye alarak söyleyebilirim ki atıyorum çok takip edilen bir yazarsınız her yazınızı binlerce kişi okuyor. bir marka ile anlaşıp link bıraktığınızı düşünürsek bu olağan bir durum olabilir ama eğer sözlükte reklam yapmak varsa tabii.
+ ha yazımızı binlerce kişi okudu bir de link kaldı he?
devamını gör...

bizim şirkette çokça bulunduğuna inandığım bir grup bu, grup diyorum çünkü çoook var.

mutlaka herşeyi bilirler ve herşeye karışırlar en önemli özellikleride sinsi ve içten pazarlıklı oluşları hala anlamış değilim ama nedense karşısındakileri de aptal zannediyorlar.

başlığı görünce yarının da pazartesi olması sebebi ile içimden bir iki satır yazmak geldi..
devamını gör...

etimolojik olarak italyanca sepia "mürekkep balığı" sözcüğünden alıntı kelimedir. italyanca sözcük ise eski yunanca aynı anlama gelen sēpía σηπία sözcüğünden alıntıdır.

sepya mürekkebi, greko-romen medeniyetinde yazı yazmak için yaygın olarak kullanılmıştır. 19. yüzyıla kadar sanatçılar tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. bu renk, grisaille (bir resmin yalnızca gri, sepya veya koyu yeşil tonlarında resmedildiği, 14. yüzyılda geliştirilmiş bir boyama tekniği) tekniğinde de kullanılmıştır. 18. yüzyılın son çeyreğinde, dresdenli profesör jacob seydelmann sulu boya ve yağlı boyalarda kullanılmak üzere konsantre bir sepya formunu çıkarmak ve üretmek için bir işlem geliştirmiştir.

sepya tonlama, siyah beyaz baskıların görünümünü kahverengiye çeviren, fotoğrafçılıkta kullanılan kimyasal bir işlemdir. bu renk artık genellikle antika fotoğraflarla ilişkilendirilmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

fotoğraf grafik yazılım programlarının çoğu ve birçok dijital kamera, sepya tonlu baskıların görünümünü taklit etmek için bir sepya ton filtresi sunmaktadır.

ekleme: aynı zamanda sevgili yazarımız nikimyok'un verdiği bilgiye göre mürekkep balığına sepia officinalis denmektedir.


kaynak
devamını gör...

picasso nun guernica adlı tablosunun yapımını etkilemiştir. zira bir nazi subayının ''bunu kim yaptı?'' sorusuna picasso'nun verdiği cevap çok güzeldir:''bunu siz yaptınız!''.
devamını gör...

içki sosyal mesafeyi azaltan bir etkiye sahip. tabii ki kısıtlama getirmekte haklıyız açıklamasına istinaden haftasonları alkol satışı yasaklandı. şuan 5 e kadar açık olan migros gibi alkol satışı yapan büyük alışveriş merkezlerinde ise görüntü böyleydi.
sayın bakan'a buradan bir soru yöneltiyorum. peki camii'lerimizde kılınan namazlar, sosyal mesafeyi etkileyen bir unsur değil mi?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beni hiç şaşırtmamış yazardır.

siz neden sürekli olarak kafa sözlük yönetimini suçluyorsunuz? bu konunun bu adamlarla ne alakası olabilir ? gerçekten merak ediyorum. gidip ekşi sözlükte falan karalıyorsunuz adamları. yok yazar savunuyor yok kafa sözlük yönetimi hatalı. niye bu adamlara sıçrıyorsunuz ? o girdiyi ben yazdım ben. benim yazım beni ilgilendirir, beni suçlasanıza direkt mesul benim. adamlar görünce silmiş işte daha ne yapılabilir ? burada bu kadar insan emek veriyor iki dakikada şöyleler böyleler diye her yerde karalamanın amacı nedir ?

onlar suçlu, bunlar şöyle, ötekisi ahlaksız bunlar ak kaşık ya. ya kardeşim siz değil misiniz imali küfürlü girdiler yazan*, siz değil misiniz benim mesaj kutumda anama küfür eden*, siz değil misiniz milletin çıplak fotoğraflarını alıp şantaj yapan* siz değil misiniz discordda ''analar neler doğuruyor'' ve ''ayıplı ganal'' kanallarında abuk subuk* fotoğraflar paylaşan* ). eeeee siz böyle kirli oynayın okey tamam. biz oynayıncaaa ''oooğğğğ nasıl böyle yazabilir'' kafa sözlük yönetimi bla bla. oldu canım ya üstüne fıstıkta ister misiniz ? yanına dondurma ? jahdshadhahahda rahatlığı kes ya. neymiş de efendi yazarmış neden banlanmışmış. ya olum ajhsdhjasdhah ne diyeceğimi şaşırıyorum. adam adli suç işlemiş suç daha niyesi mi var. ya bi emzik takında kundağa yatırın bari böyle olmaz. tertemiz ya hepsi. bunlardan hariç herkes suç makinası.

milleti oradan buradan tehdit edip durmayın gelin mesul burada. sneo#9100 alın discord adresim. atayım size kimliğimin önlü arkalı fotokopisini. vereyim kapı numarama kadar adresimi gidin ne yapıyorsanız yapın. millete rahatsızlık verip durmayın. ne kadar kolayınıza geliyor suçlu yönetim demek. adamalarla ne alaka çok bile sabretmişler.

yalnız şunun hakkını vereyim dönüş hızınıza bayıldım. dün efendi yazar bugün bizi şaşırtan yazar yarını göreceğiz. iyi bari ümmet hızınıza yetişir.
devamını gör...

bu yazarlar insanı minnak bir şoka sokar, bildirim yağmuruna tutar. ancak iyi ki vardırlar.
devamını gör...

eğer iki taraf için de geçerliyse sebep sayılabilir.
devamını gör...

komşudan gelen tabağı boş göndermiyorum.
telefonla konuşurken '' selam söyle, kendine iyi bak, görüşürüz, bay baaayy...'' sıralamasını uzattığım için telefonu bir türlü kapatamıyorum.
devamını gör...

susmak bir tercih midir? bir vazgeçiş mi? yoksa yenilgi mi?
e. noelle neumann bu konu hakkında; kişi toplumdan farklı olan düşüncelerini dile getirmez ve çoğunlugun fikrini kabullenir. toplumda sessiz çoğunluk fazla olsada, düşüncelerini söyleyen ve dayatan kesim daha hakim duruma gelir der.
bu araştırma daha geniş bir bakış açısıyla yapılmış ve sonuçları itibariyle siyasi partilere yol göstermiştir. sessiz çoğunluğun sesiyiz gibi sloganlar bu kuramdan sonra kullanılmıştır.
ancak insanlar sadece siyasi düşüncelerini dile getirmek için değil, özel nedenlerden dolayı da susmayı tercih edebilirler. okuduğum bir kitapta (kitabı ve yazarı bulursam ekleyecegim) suskun insanları ikiye ayırır. “bazı insanlar susuyorsa gerçekleri bildikleri içindir. bazı insanlar susuyorsa gerçeği saklamak içindir.”

derin ve sessiz bir konu.
devamını gör...

mfö' nün ali desidero şarkısında dediği gibi :

teoride desen zehir gibi,
pratik dersen sallanmakta.


bugün bile üzerinde çok tartışılan ama sscb komünist değil sosyalistti, komünizm ütopyadır tartışmalarının aktörüdür. zamanında felsefesini, kitaplarını çok okuduk, çok anlattık.
devamını gör...

frank schätzing, en çok satan bilim kurgu romanı the swarm, türkçeye geçmiş hali "sürü" ile tanınan alman bir yazardır.
devamını gör...

2019 yılında yayınlanan netflix filmidir.
yönetmen koltuğunda john lee hancock oturuyor senaryo ise john fusco abiye ait.
filmin başrollerinde kevin costner ve woody harrelson var.

öncelikle filme çok önyargılı yaklaştım zaten önyargılı olduğum için bu zamana kadar izlememiştim.
kendimi bir kaka zannedip abi netflix filmi yaaa diyordum.
bu gece çok derin sıkıntılara düşüp can sıkıntısından açtım ve izledim ve çok beğendim. abartmadan söyleyebilirim ki yayınlanan en iyi netflix filmiydi.

film 1930ların ünlü suçluları bonnie ve clyde ikilisini yakalayıp öldürmekle görevlendirilen iki eski ihtiyar polisi anlatıyor.
zaten gerçek bir hikayeyi anlattığı için merakla izlettiriyor kendini.
filme geçecek olursak filmi çok beğendim yani gerçekten tam izlemekten keyif aldığım filmlerin tarzında yapılmış bir film.
müzikler çok başarılıydı çekim teknikleri ve kullanılan renkler çok güzeldi.
dönemi muhteşem yansıtmışlar gerçekten 2019 yılında yapıldığına çok şaşırdım arabalar , kostümler , sigaralar , şapkalar , mekanlar , silahlar ve saymakla bitmeyecek dönem ürünü filmde kendini çok güzel gösteriyor.
izlerken kendimi 1930larda dönemin texasında buldum ve keyif alarak izledim.

ayrıca filmde sevdiğim bir konu ise acımasız ve iğrenç katilleri övmeden bu filmin yapılmasıydı. bildiğiniz gibi bazı katillere toplumda hep ilgi duyulmuştur bonnie ve clyde ikilisi bunlardan sadece bir kaçıydı. bu iki katilin cenazesine 15 bin ve 20 bin kişi katıldı sonuçta.
işte film bunları romantik bulmadan çat çat hikayeyi seyirciye aktarmış. o yüzden büyük saygı duydum ve çok sevdim.


işin spolier kısmına gelecek olursak filmde bulunan ihtiyar iki polis çok iyi işlenmiş. birisi alkol bağımlısı bir moruk diğeri ise hayatı boyunca acımasızca kanun namına gözünü kırpmadan adam öldüren bir baş komiser.
filmde bulunan bu iki polis gerçek hayatta romantik birer çift olan iki katili öldüren polis amcalar ve filmin amacı o polis amcaları anlatmak olmuş.
sonuç olarak binlerce insan katil olan ikili bonnie ve clyde ikilisini tanıyor ama kimse o iki polisi tanımıyor filmde tanımamız için bize o iki polis ihtiyarı anlatıyor.
filmde başrolde bulunan iki polisin ihtiyarlık havaları çok hoşuma gitti. eski kafalılar devir değişmiş ve ayak uydurmaya çalışıyorlar. o duruma düşen iki polisi izlemekten çok keyif aldım.
mesela genç polisler yerden kovanları topluyorlar balistik rapor falan diyorlar bizim polis amcalar ellerine alıp çıkarım yapmaya çalışıyor çok komik ve keyifliydi o kısımlar.
unutmadan eklemek istediğim bir kısım ise kevin costner abinin silah dükkanından silah alışverişi yaptığı sahneydi. babacım o nasıl bir karizma o nasıl bir duruş o nasıl bir oyunculuk performansı çok karizmatiksin hayran kaldım sana respect!
son sahnede katil ikiliyi delik deşik ettikleri kısım içimi rahatlattı.
ayrıca filmin sonuna gerçek fotoğrafları ve gerçek olayları tekrar yazı halinde anlatmaları çok kıyak olmuş.




severek ve keyif alarak izledim henüz izlemeyen yazarlar varsa kesinlikle tavsiye ederim çok lezzetli bir film izleyeceksiniz bana güvenin.
resimag.com/p1/3e790982a5d2.jpeg
devamını gör...

saçlarım nefes alamayacak, özellikle yaz aylarında hızlıca yağlanacak.....
tam kapanmada hissedilen(u: ): peçeye alışkındım da eldiven takma zorunluluğu canımı sıkıyor.. kara çarşaf giyinmenin raconlarını sindireceğiz, elhamdülillah...
devamını gör...

ıı.bayezid döneminin kapıağası hüseyin ağa tarafından camiye çevrilmiş bir bizans kilisesidir.

kadırga limanı ile cankurtaran semtleri arasında bulunup, bulunduğu semte kendi adını vermiştir. cami, türbe, zaviye-medrese, sıbyan mektebi ve hamamdan oluşan komple bir yapıdır.

ayasofya'yı da yaptıran doğu roma imparatoru ı. jüstinyen ve karısı theodora tarafından yaptırılmıştır.yapımına 527 senesinde başlanmış da olsa nika ayaklanması yüzünden ancak 536 yılında tamamlanıp, ibadete açılabilmiştir . kiliseye sergios ve bakhos adlı azizlerin ismi verilmiştir.efsaneye göre bu isimlerin veriliş sebebi; idamlarını bekleyen jüstinyen ve amcasının, -imparatorun bu iki azizi rüyasında görüp suçsuz olduklarını azizlerden duyması neticesinde- azizlerin bağışlanmalarındaki rollerine karşılık duydukları minnettir.bir diğer efsane ise; theodora’nın, romalı güçlü aristokratlardan biri olan anikiana juliana’nın manidarca yaptırdığı kiliseye cevap niteliği taşıdığına dairdir .*

yapı asimetrik dikdörtgen bir şekilden oluşur.iç kısımda 8 adet sütun, bu sütunlardan destek alan ana kubbe, 4 yarım kubbe ve dört kemer bulunur.yarım kubbe modelinin ilk defa kullanılması ağırlığın paylaştırılmasını sağladığı için daha büyük kubbelerin yapımına olanak sağlamış ve mimaride çığır açmıştır.bir bakıma bu kilisenin yapımı ayasofya’nın provası niteliğindedir.fetih’den sonra bu yarım kubbeli sistem türk mimarisini de etkilemiş ve süleymaniye cami gibi eserlerin çıkmasını sağlamıştır.

yine jüstinyen tarafından yaptırılan ravenna kentindeki san vitale adındaki kilisede de aynı planlar kullanılmıştır.german imparatoru şarlman’nın yaptırdığı katedralde de san vitale’nin planlarının kullanılması dolaylı yoldan küçük ayasofya’nın planlarının kullanılmasını sağlamıştır.

yukarda kısaca tanıtmaya çalıştığım bizans döneminden kalan bu gözbebeği camimizi mutlaka ziyaret edip güzelliklerini görmek gerektiğini düşünüyorum.





kaynaklar:

www.kalinti-istanbul.com/it...
islamansiklopedisi.org.tr/k...
tr.m.wikipedia.org/wiki/K%C...
devamını gör...

dün sabahın bir vakti içimde çalıp duran türküydü. öğlenden beri sayısız sanatçıdan dinleyip eşlik ettiğim türkü oldu. hangi sanatçıdan dinlesem o sanatçının yorumu en güzeliymiş gibi geldi hep kulağıma. en sonunda müzeyyen senar'dan paylaşmak istedim. bugün senar'dan 8 bininci falan dinleyişim oldu. her dinleyişimde büyük sanatçımızın sesinin tüm kanun, keman, ud ve benzeri enstrumanlardan daha yüce olduğunu düşündüm.

insanı hayal, anı ırmaklarının asitli sularında yıkayan bir türküdür. buna rağmen hordcore bir türkü değildir. insanı her yerinden severken belini incitmeden yapar bunu. (trt sansür kurulundan zalım sözlük yönetimini protesto ederim)

''ne sen beni unut, ne de ben seni...''

devamını gör...

"ağzımın ortasına çakıver" derse seve seve yapacağım tiptir.
devamını gör...

çok var da denk gelmesi zor. herkesin uygun zamanı farklı. ayrıca herkesin o anki önceliği, kafasındaki şey, konuşmak istediği konu falan tutacak ki sohbet olsun.
devamını gör...

hasan ali toptaş-sonsuzluğa nokta.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

indomie kalmadı ama bebe bisküvili içimino yemeye davet edebilirim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim