vakti evvelinde ekşi sözlük ve inci sözlük gibi popülaritesi olmayan genelde günde 40 50 kişinin aktif olduğu bir sözlükte yazardım.
birisiyle yakınlık kurmaya başladık ettik, düşünce yapımız, görüşlerimiz, hobilerimiz uyuyor diye. neyse bir baktık yaşadığımız şehir, hatta ilçe bile aynı. 20 milyonluk kentte büyük şans.
gel zaman git zaman kendileri kanser olduğunu, benimle bir daha konuşmak ve görüşmek istemediğini söyledi. her yerden engelledi vs. ne kadar direttiysem de kabul etmedi. sadece yakın zamanda bana haber vereceğini söyledi.
neyse evini de bilemediğim için gidemedim tabi. koca ilçede de bulamazdım.
aradan 2 buçuk sene geçti. ve bu popülaritesi olan sözlüklerden birinde kendisinin yazmaya devam ettiğini gördüm. yani sonuç game over.
devamını gör...

hiç kimse. herkes için bir hiç olan, kendi hiçliğindeyse tek olan kişi. son yobaz bükücü. hoşgörüsüzlüğe hoşgörüsü olmayan, bağımsızlık ve özgürlük düşkünü, özgün, yaratıcı ve farklı. kitap âşığı. tarih, dil, mitoloji, felsefe ve kültür meraklısı.
devamını gör...

ünzile kaç koyun ediyor
devamını gör...

istanbul balat
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

" roman okumayı marifet sanan bir tip " gibi ifade ancak ve ancak roman okumayan bir tipin ağzından dökülür.
devamını gör...

yavaştan hızlandık sanki. güzel başladı, güzel devam ediyor. *
devamını gör...

bazı yazarlarda bir serzeniş oluyor zaman zaman ,
sözlük sıkıcı, konular basit, aşk yok, siyaset çok, gençlere hitap ediyor, ilim bilim yok, goy goy çok, yaşlıların egemenliği vs.vs. türden başlıklar açılmakta.

ben de burada belki biraz formatın da dışına çıkarak, ilgi alanlarımızı yazabileceğimizi düşündüğüm bu başlığı açtım .
bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak.

mesela ben, gündemi takip etmeyi severim, gerçek gündemi, siyaseti, ekonomiyi, ülke ve dünya halklarının sorunlarını irdelemeyi daha çok tercih ediyorum.

bunu sürekli yaparak, acaba diğer yazarların zevk renk ve tercihlerini dikkate almıyor ve sözlükte tek düze bir gidişatı bencilce bir yaklaşımla körüklüyor olabilir miyim acaba diye düşünüyorum.

büyük katılımcı bir fikir beyanının da, ben gibi diğer yazarların da ufkunu açacağını, bunun da hem bireysel, hemde sözlük varlığına olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum...

edit; bir çok konuda olduğu gibi, onu da severim bunu da şeklindeki yuvarlak tanımlardan ziyade, gerçekten samimî ve açık tanımların yapılmasının daha olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.

edit 2; görüldüğü üzere başlıklarla ilgili memnuniyetsizlik belirten yazarların, samimiyetsizliğini ortaya koyan başlık oldu bu. 'biz şikayet etmeye devam eder, çözüm için de herhangi bir katkıda bulunmayız ' deme gibi bir durum.

edit 3; bu #386205 tanıma ve sayın yazara özel mesaj yoluyla düşüncemi aktarmak istedim, ancak mesaj alımı kapalı olduğundan bu yolu kullanmak zorunda kaldım, yönetimin anlayışına sığınıyorum.

ben yukarıda aynen şu ifadeyi kullandım;

" bundaki amacım, kimsenin ilgisini tercihini sorgulamak değil, tam tersine, bazen hepimizin içine düştüğü egoistçe yaklaşımdan bir nebze de olsa kurtulup, başka düşüncelere, başka fikirlere, başka tercihlere de zaman ayırıp, onlara da az da olda eğilim gösterip, ortada bir yerde buluşulabilir mi sorusuna cevap aramak "

yani salt kendi tercihlerimizin peşinden koşmak, sürekli bunları aramak ve karşı tarafa da dikte etmek yerine, zor da olsa farklı fikirkere de şans tanısak ne kaybederiz diyorum.

çok güzel bir konu yakalamışsınız
( gümüş konusu ) ,ama keşke eksik veya yanlış da olsa, bunu başlık halinde koysaydınız ortaya.

buna benzer bir çok konuda olduğu gibi büyük olasılıkla bu konuya da büyük bir ilgi gösterilmeyecekti.
ama bir kişi bile bunu görür okur ve az da olsa fikir sahibi olursa ben bunu fayda olarak görenlerdenim .
ve söylediğim de tam da bu zaten,

kişiler, başlıkları, konuları beğenmediklerini söylemenin yanında, kendi ilgi alanlarını da ortaya koymaktan çekinmesinler, herkes fikrini açıkça paylaşsın,
bu durum, zaman içinde kişilerin aradığını bulduğu bir yer olma yolunda, sözlüğe olumlu katkı sağlayacaktır.

"yazar arkadaşımızın, sadece kendi takip ettiği konulara başlık açması yeterli zaten,"

demiş sayın yazar, yani adeta benim düşündüğümü söylemiş.
meselenin özü de zaten burada yatıyor, insanlar bir çok şeyi beğenmiyor ama beğendiği konuyla ilgili de bir tek başlık açmıyor.
yani gündem belirlemeyip, gündemin esiri oluyor.
devamını gör...

ekşi sözlükte kendisi hakkında önceden açılan başlıklara bir bakmanızı öneririm. kendisi lgbt nin arkasına saklanarak her haltı yemeyi hak gören bir kişi. ayrıca twitter hesabında biraz dolanın bir doktordan ziyade escort hesaplarına benziyor.
kısacası duyar kasan ve yediği haltlara kılıf bulan bir kişidir, devletimiz arada doğru kararlar verebiliyor sanırım.

edit: şunu belirteyim, bu kişi kanada veya isveç hariç (almanyadan da emin değilim) bütün batı ülkelerinde işinden kovulurdu. kimse kimsenin özel hayatına karışamaz yani sana şunu yap bunu yapma diyemez. fakat yaptığın bazı şeylerden dolayı seni tercih etmeme hakkına sahiptir.
devamını gör...

az önce yaptım bakalım.
uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi.
çok zararı oldu ama insan kıyamıyor işte.
ben üzüleyim ama o üzülmesin.
kırıla kırıla kırmaya başlıyormuş ya insan.
o da kötü be.
kim ister ki hikaye kötü bitsin?
vurdumduymaz ise o daha da kötü.
peşinden gelse o da kötü.
başlık bu muydu acaba?
umarım uygun yazıyorumdur.

neyse mutlu olduğum günün de içine ettiler şükür!
ah bu şarkıların gözü kör olsun!
devamını gör...

kendisi pek okumadığı için bunu ağır bir yük ya da angarya gibi görmesi muhtemel olan tip. bir karakter bozukluğu olan dedikoduya şaşırmaz mesela, hatta belki yapmayı da sever ama çok kitap okuyana hayretler içerisinde bakar.

bu arada (bkz: entelektüel)
devamını gör...

okuyunca bile üzüyor. başka ne denir ki?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bakışmalar
müzik
bakışmalar
tokat
efekt sesi
bakışmalar
müzik
bakışmalar
...
ve böyle sürer gider.
devamını gör...

addetmek: (öyle) kabul etmek, (öyle) saymak.
atfetmek: bir düşünceyi, eylemi ya da sözü birinden çıkmış gibi göstermek, birini kaynak olarak belirtmek.
devamını gör...

ses mi çiçek mi desem;
ışık mı renk mi desem;
sanki geçtiğim yolda bir şey unuttum.

şükûfe nihal başar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

felsefe öğretmenimizin kulakları duymazdı. çok ağır işitirdi duysa bile. sınavlarda bir kişi hep öğretmeni oyalar, diğerleri bağıra çağıra kopya çekerdi ve öğretmenimizin ruhu duymazdı. o zamanlar zevk alırdık bu durumdan çalışsak geçebileceğimiz derslerden katakulliyle geçerdik. şimdi utanıyorum açıkçası o zamanlar eğlence gibiydi. haylazlık yıllarım 3 yaşların da başladı 17-18 civarında bitti. herkes tarafından falancanın akıllı, hanım kızlarından biriydim ama aslını çok az insan bilirdi. mahallede ailemin çok sevilmesi okulda ise derslerimin iyi olmasından dolayı hep tolere edilirdim. aslında güzel bir çocukluk geçirdim. tam bir mahalle kültürüyle büyüdüm. yaşıtım çocukların korkulu rüyası olmam dışında bir sorun yoktu şimdi acaba kimin ahını aldım diye düşünüyorum. hani travmalarınızı bulup çözmek için çocukluğunuza inin diyorlar ya sanırım bu ah konularını çocukluğuma inerek çözebilirim. kusura bakmayınız canım çocukluk arkadaşlarım ve mahallemizin güzide sakinleri.
devamını gör...

"ağzımın ortasına çakıver" derse seve seve yapacağım tiptir.
devamını gör...

herşey bilinemez elbette ancak bazıları çok uğraşıp, çok öğreniyor.

ee tabi o da sora sora öğreniyor.

burada gerçekten bilen ile blöf yapanı ayırt etmenin püf noktası ; egosunu ölçmek, ego varsa saf bilgi yoktur.
devamını gör...

sadece bir aptal taşlara ya da insanlara takılır.
devamını gör...

hayatı kendisine de karşı tarafa da zindan eden kişidir.
sol frame'de durmaksızın inanç çatışması ile ilgili başlıklara girip çıkıp artık daralmış iken alakasız bir başlığa girmek istedim ve bu sefer de tanıma birinin "islama saldırı" diye nitelendirdiği esprilerin ekran görüntüleri ile karşılaştım*. şunu bir açıklığa kavuşturalım;
din ile ilgili ister iğrenç espri yapsın ister kaliteli* espri yapsın bu saldırı değildir. kaldı ki direkt olarak aşağılamada bulunulsa* bile sana ne kardeşim? defalarca söylemekten usanmayacağım; inandığın şey madem o kadar yüce, senin korumana ihtiyaç yok.
bu ülkede inanan kadar inanmayan da var. sen gavur esprileri yapıp gülüyorsan o adam da din ile ilgili espri yapar güler. bak farkettiysen din ile ilgili. yine senin ile ilgili değil yani. sen direkt kişiyi ateş hattına alıyorsun o ise dini.
saldırı olması için hasar olması gerek öyle değil mi? noluyor peki saldırı sonrası? senin inancın mı zayıflıyor? minarelerin duvarları mı tahriş oluyor? noluyor?
gül geç kardeşim. ya da çok rahatsız oluyorsan başladığın an okumayı bırak.
edit: buyur taze taze, 4. tanım sahibinden ikiyüzlülük örneği
hizliresim.com/d9tGMi
hizliresim.com/1k5grd
e sen baya eğlenmiş görünüyorsun be paşam. sal işte insanları.
ben soyut şeylere saldırıda bulunulabilir demedim ki kendin çıkardın durduk yere..
üstelik ben tek kelime hakaret içerikli bir şey yazmamış iken, bana yobaz ve ahlaksız yakıştırması yaptın. ayıb.. sessiz kalsan daha çok haklı olacaktın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim