bir şarkı gibisin dünya!
çoğu zaman hüzün makamında
coşkulu bazan da
kimi zaman bir öğle vakti gibi
sıkıntılı ve sabit

şiirler, erdem bayazıt
devamını gör...

neden engelliyeyim ki? tanımlarında beyan ettiği fikre katılmıyorsam okur geçerim. kendimizi farklı düşüncelere kapatmamalıyız. ayrıca bizimle aynı düşüncede olmayan kişilerle günlük hayatta da karşılaşıyoruz. ben hiç 'engelle' butonu görmedim.
devamını gör...

“bütün insanlar aynı dilde gülümser.”
devamını gör...

profiterolün havada karada tokatlayacağı versustur.

yaz kış nefasetle tüketilir. akışkan çikolatası ve enfes kremalı hamuru ağzınızda şölen yaratır.
devamını gör...

insanın mevcut kapasite ve özelliklerinin bilimsel ve teknolojik imkanlar kullanılarak değiştirilmesi ve geliştirilmesini amaçlayan bir harekettir.

transhümanizm, öncelikle üç şeyi hedefler: insanüstü yaşam süresi, insanüstü zeka, insanüstü sağlık kalitesi.

transhümanizm kelimesinin ilk kullanimi 1950 yıllarına dek uzanır. filozof nick bostrom, "transhümanist düşüncenin tarihi" isimli makalesinde, bu akımın antik temellerdeki mitsel düşüncelerin söz konusu aklımdaki yeni yetenekler kazanmayı ifade ettiğini söyler. bu mitsel düşünceler, eski yunan'daki tanrı, yarı tanrı insanlar ve kabalacılar'ın tanrı-insan metaforu olarak gösterilebilir.

fransız filozof marquis de condorcet, insan ömrünün uzatılmasının tıp biliminin bir amacı olmasını savunan ilk kişidir.

benjamin franklin de bir konuşmasında tüm hastalıkların ortadan kaldırılmasından ve yaşlılığın engellenmesinden bahsetmiştir.

biyolog julian huxley'in 1957'de bir yazısında transhümanizmi, "insan olarak kalan fakat kendisini aşarak insan doğasının yeni imkânlarını yine kendi doğası için kullanan insan" olarak açıklamıştır. kendisi aynı zamanda transhümanizm kelimesini ilk kullanan kişidir.

kimi çevreler tarafından dünyanın en tehlikeli fikri olarak tanımlanırken kimileri tarafından en yaratıcı fikir olarak tanımlanmıştır transhümanizm. bazı yanlış bilgilerin aksine transhümanizm, herhangi bir ideoloji, din, tarikat, siyaset ya da etnik bir hareket değildir. tabii ki hareketin içeriği ve şeffaflığı çeşitli şekillerde tartışma konusudur.

bilim kurgu filmlerinin de ele aldığı şekilde, bu hareketin bir kesimin dünyanın geri kalanı için bir üstünlük, yönetimi lehine çevirmesi gibi avantajlar için kullanılması aslında bu hareketin içindeki en büyük tehlikedir. işin insanlık yararına olan kısmına bakacak olursak, bu alanda yapılan çalışmalar çoğu hastalık için bir tedavi yöntemi geliştirilmesine, insan ömrünün geçmişe göre daha da uzun olmasını sağlamıştır.

transhümanistler, gerçekleşecek olan teknolojik devrimi, ikinci rönesansa benzetmektedirler. onlara göre bu geçiş, herkese toplumsal bir refah ve rahatlık sağlayacaktır. tabii ki bu noktada düşünülmesi gereken, bu devrime herkesin erişebilir olup olamayacağıdır. dünya servetinin yüzde 80'inin dünya nüfusunun yüzde 1'nde olduğunu göz önüne alırsak bu hiç mümkün görünmemekte.

transhümanizm, içerinde genetik mühendisliği, psikofarmakoloji, geç yaşlandırma terapileri, sinirsel arayüzler, hafıza artırma ilaçları, giysi bilgisayarları, bilinçsel teknikler barındırır. bu alanda, bilim insanları, fütüristler, fizikçiler, filozoflar; otomatik, robotik, siber güvenlik, elektronik ve yapay zeka alanında faaliyet gösteren şirketler ortak çalışma yapmaktadır.
devamını gör...

türkiye'yi bir bütün olarak en iyi şekilde tanımlayan tıbbi terim.*

bu ülke hastalıklı kardeşim. kaçın kurtarın kendinizi bu cehennemden.
devamını gör...

tek taraflı yaşanan en leziz ilişki.
platonik ama olsun, ben tatlıyı seviyorum diye tatlı da beni sevmek zorunda değil.
kıymetlilerimissss.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oscar wilde şiiridir. tanışmamız tuncel kurtiz ve ezel dizisi sayesinde olmuştur.
devamını gör...

ölen aile fertlerini anmaya adanmış roma festivali. on üç şubat'da başlamak üzere her yıl bir hafta boyunca kutlanırdı. kökleri etrüsk pratiklerine dayanan bu kutlamada ev içinde toplanılıp atalar onurlandırılır, ardından da halka açık festivaller düzenlenirdi.

parentalya, diğer çoğu roma festivalinin aksine, neşeli kutlamalar yerine çoğunlukla sessizlik ve kendini gözden geçirme zamanıydı. aileler genellikle bir araya gelir, kendilerinden önce gelenlerin mezarlarını ziyaret eder ve libasyonlar sunarlardı. bazen rahmetli akrabalara ekmek ve şarap sunumları yapılırdı, ayrıca eğer bir ailenin ev halkı tanrısı var ise, ona da ufak bir sunum yapılabilirdi.

geleneksel olarak 7 gün süren bu festivalde(bazı kaynaklar 8 veya 9 gün der) romalılar gündelik işlerinin çoğunu askıya alırlardı. düğünler ertelenir, tapınaklar kapılarını kapatır, politikacılar ve yasa koyucular bütün işlerini ertelerlerdi.

parentalya'nın son gününde feralya olarak bilinen bir halka açık ziyafet düzenlenirdi. feralya'nın ritüelleri hakkında fazla şey bilinmese de, ovid sağolsun elimizde bazı şeyler var. yazılarında bu günün festivalin son günü olduğundan ve son günde sunumların yapıldığından, bu sebeple feralya denildiğinden bahseder.

feralya ayrıca tanrı jüpiter'in, ıuppiter feretrius, yani yemin bozanların ve düşmanların boyun eğdiricisi yanının kutlandığı bir zaman idi.
devamını gör...

hala belamız olmaya devam eden kavramdır. şarkının yazıldığı tarih* göz önüne alındığında aşırı üzücü olan durumdur aynı zamanda. bilmeyen yoktur muhtemelen ama bilmeyen ya da dinlemek isteyenler için;

devamını gör...

annelerin listede başı çekeceği acıklı durumdur.
devamını gör...

odamın balkonunu odama ilave ettirdim, pişmanım.
devamını gör...

sarımsak severim ama turşusu bence çok kötü.

çok kötü kokar. bir de bunu kıtır kıtır yiyen insanlar var, şaşarım kendilerine.
devamını gör...

/yine dar geldi evimin surları. aldım sigaramı, çakmağımı, cüzdanımı ve anahtarlarımı; ardımdan kapıyı kapatıp çıktım öylece. eğer kulaklıklarımı kaybetmiş olmasam, başrolünde olduğum filmimde havalı havalı ve bir o kadar da şairane bir şekilde yürüyebilirdim. lakin arama ve kurtarma çabalarım sonuç vermedi. amacım sabahtan beri bulanan midem için bir soda almak ve biraz yürüdükten sonra eve dönmekti. ama oyunun kuralını unutmuştum “evdeki hesap çarşıya uymazdı”. kapıdan çıkmamla siyah benekli bir kedi kesti önümü. önce meydan okurcasına bir bakış attı, ardından benim bakışlarıma yenilmiş olacak ki boynunu büküp yanaştı yamacıma. onu korkutup ürkütmeden yavaşça eğilip başını okşadım. bacaklarıma sürtündü de sürtündü. hemen koydum adını. senin adınsmoke…
gitmeye yeltendim yavaşça. ben bir adım attım, o bir adım attı. ben iki adım attım, o üç.. böylece kısa sürecek olan dostluğumuz başlamış oldu. markete kadar gittik birlikte. markette kasayı kapatmak üzere olan abladan rica ettim. cebimde sadece sigaradan arta kalan 4 lira… bir paket salam aldım hemen. tamı tamına yetti param. hemen geçtim bir kenara oturdum aldım onu da yanıma. paketi açmamla yeni bir arkadaşın gelmesi bir oldu. geldi sürtündü bacaklarıma. başını okşadım biraz. gözü elimdeki salamda. beşini bizim oğlana verdim beşini ona. benim oğlum hayırlıydı ama. yemeği bitmesine rağmen ana yola kadar takip etti beni. arkamdan da hoşça kal dedi. gözlerinden okudum ben. bir çocuğa şeker verdiğinizde nasıl bir sevinç ve minnetle bakıyorsa, smoke da öyle bakmıştı bana. giderken de çok sevdiği bir dostunu uğurlar gibi. belki de ben öyle anladım, bilmiyorum ama sanırım sadece ben hissedebilirdim o bakışların varlığını.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne olursa olsun gülümsemeyi yüzünden eksik etmeyen, şikayet de etmekten imtina eden.
devamını gör...

anıları yaşamışsındır bir şekilde yazabilirsin . ama kurgu çok önemlidir. özellikle hiç bulunmadığın bir ortamı doğru tespitlerle kurgulamak çok büyük bir yazar işidir. o yüzden şu ana kadar komedide en iyisi sanırım gülse . tebrik ediyorum.
devamını gör...

zorundayım, almazsam ölecekmişim öyle dediler.
devamını gör...

dünyanın demek belki iddialı olur ama hanuta gofret gerçekten güzel.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

entelektüel birikimin had safhada olması gereken bir eylemdir fakat okuyanlarda bunu görememek üzücü.
devamını gör...

mutluyken de olur, hüzünlüyken de.
bazen sadece, "birine" sarılıp ağlamak istersiniz. ona sarılınca, her şey geçecekmiş gibi gelmesinden kaynaklı.
bazen de yine aynı "biri" sıcacık hissettirir, içiniz bir hoş olur, yumuş yumuş olursunuz o zaman da sarılmak istersiniz.
oksitosin'in(aşk hormonu) can dostudur sarılmak.
iki şekilde de iyi hissettirir.
son olarak:
"kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda, birbirine sarılarak uyuyordur."
özdemir asaf
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim