heian dönemi, klasik japon tarihinin son kısmıdır ve ms 794 - 1185 yıllarını kapsar. nara döneminin devamıdır. japon tarihinde şiir ve edebiyatın önemli olduğu bir dönemdir. ayrıca bu dönemde samuray sınıfı da yükselişe geçmiş ve sonucunda japonya'da feodal düzenin başlamasının yolu açılmıştır.
devamını gör...

market poşetiyle mahalle bakkalının önünden geçmek.
devamını gör...

alaattin çakıcı'nın twitter hesabından boğaziçi üniversitesi'ndeki olaylara dair mektubunu içeren tweettir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tweet
devamını gör...

(bkz: millet aç aç)

sözlüğün dar gelirli yazarlarının bayram öncesi sevindirilmesi açısından gayet güzel bir haber. birlik ve beraberliğe en çok böyle günlerde ihtiyacımız var.

yalnız sözlük zenginleri için de bir adım atılmalı. kardeşim bir renkli mahlas alayım dedim param çıkışmadı, rezil oldum golf kulübündeki arkadaşlarıma.
devamını gör...

hadi biraz düz mantıkçılık oynayalım.
bir yazar pozitif bir şeyden rahatsız oluyorsa o şey onun için pozitif değil negatiftir. öyle midir? öyledir.
o halde sözkonusu yazarlara göre negatif olan şeylerden bahsetmemiz lazım.
nedir onlar?
onların ne olduğunu bilen biliyor. zaten biz de uzayda yazmıyoruz, kelimeler parmaklarımızın ucunda. herkes kimin ne olduğunu biliyor yani.
tatava yapma dediğinizi duyar gibiyim.

tamam esas konuya geleyim, ben de bazı pozitif ve dolayısıyla negatif şeylerden rahatsızım. ağzımdaki baklayı çıkarmam lazım. ağzımı açıp gözümü yumabilirim değil mi?

mesela bazı yazarlar kantarın topuzunu kaçırıyorlar, bi ara ben de kaçırmışım, olabilir yani yazarlık hâli hepimizin başına gelebilir. ama ısrarcı olmamak lazım sonra maazallah kantarın topuzu kaçar bi daha da gelmez falan tövbeler tövbesi. neyse topuzunuz kaçarsa arayın belki bulursunuz.

bir de bazı yazarlar var ki bırakın kaçacak topuzu kantar yok kantar. yahu kantarsız yazar olur mu? şaka gibi.

kantarsız bi yazar var sözlükte biliyorsunuz. hah işte ondan bahsediyorum. işte bu yazar aslında, nasıl desem... şöyle söyleyeyim, bir insanda nasıl ki akıl süzgeci olur ve o süzgeç çalışmadığında da naaparız dooğru psikiyatri servisine gideriz. değil mi? siz bilirsiniz isterseniz gitmeyin keyfiniz bilir. ama şunu biliriz ki o insanın söyledikleri mantıklı değildir ve evet biz o insanı dikkate almayız amiyane tabirle doktor kendi haline bırakın dedi deriz.
işte bu yazar da akıl süzgeci çalışmadığı için dikkate alınmamalı. çünkü yediği halttan sonra bile pişkinliğini koruyabiliyor bu yazar. hey maşallah allah nazardan saklasın!*

bazı yazarlar da ara ara ortaya çıkıyorlar böyle ortalık karışınca, neden peki? normal zamanda yazdıkları para etmiyor da ondan. fırsatçı golcü gibi karambolde top önüne düşerse ne âlâ yoksa öyle topu süreyim çalım atayım falan nerdee. ne diyorduk bunlara? beleşçi diyorduk. aslında çoğu zaman ofsayta düşer bu gibiler. var sistemi zaten çalışmıyor dörtgöz hakemler sağolsun.
bir de bir özelliği daha var bunların sürekli hakemle dalaşmalar, rakip takım taraftarına sövmeler falan çeneleri pek düşük oluyor maalesef.
yaani yazmak da bir yetenek sonuçta. ama olmayınca böyle garip yollardan medet umuyorlar.

işte benim rahatsız olduğum da bu kantarsız, beleşçi yazarlar.

şimdi adım gibi biliyorum ki bu yazdığımı kimse üzerine alınmayacak çünkü alınırsa eğer bu yazdıklarımı kabul etmiş olur. ben de zaten isim vermedim, kimsenin tavuğuna kışt demedim. ne kadar da zekiyim. hadi bye!
devamını gör...

sevilmemek
20 yaş.
ölüm
şiir.
ayrılık.
devamını gör...

yetmez ama evet. bence evli olmayan kadın ve erkeğin aynı ortamda nefes alması da zina sayılmalıdır. iç anadolu, karadeniz, akdeniz, ege ve marmara bölgeleri evli çiftlere verilmelidir. doğu anadolu bölgesinde bekar erkekler, güneydoğu anadolu bölgesinde de bekar kadınlar yaşamalıdır. hem de böylece insanları evliliğe teşvik etmiş oluruz.
devamını gör...

herkesin böyle bir dönemden geçtiği olmuştur. bu dönem kendinle yüzleşme ve gözlerinizin daha iyi görmesini sağlayacaktır. çocukken yere düştüğümüzde bezen ebeveynler kaldırmadan ayağa kalkarsın ya dibe vurmadan da kendin kalkmalısın o zaman daha güçlü oluyorsun. ne yaşıyorsan sonuna kadar hakkını vereceksin.
devamını gör...

"ya uyur rüya görmeye devam edersin, ya da kalkar rüyanın peşine düşersin." diye düşünerek geceleri uyumayıp gelecekte yapmak istediğim meslek için bolca çizimler ve tasarımlar yapmaya çalışıyorum. bu düşünceyi artık o kadar benimsemişim ki eğer uyursam hayallerime ulaşamayacağım korkusunu yaşıyorum. bunu gece yapıyor oluşumun başka bir nedeni ise tüm şehir uyurkenki o sessizlik, o huzur sayesinde kendimi daha fazla duyabiliyorum. tüm bunlara ek olarak pandemide bu yeni düzenimde aşırı etkili oldu. ama artık geceleri uyuyup, sabah 4'te * uyanarak tüm bunları yapmaya çalışacağım.
neden mi 04:00'da uyanmalıyız?
devamını gör...

yıllar önce aysun kayacı'nın haksız yere linçlendiğinin bir ispatı daha.
devamını gör...

aslında başlığı tam olarak istediğim gibi ukde bırakamadım. uzun bir tanım yazacağımı bildiğimde müziği kısmıyorum ama kısa bir tanım girmek üzere başlığa girip bir anda lafı uzatmam gerektiğini fark edince önce müziği kısıyorum. tıpkı arabayla kaybolunca müziği kısmak gibi.

beklenmedik bir şey olunca daha iyi odaklanmak istiyor insan. diğer türlü zaten uzun tanım yazacağımı bilip biraz da olsa hazır hissediyorum ve müzik sorun teşkil etmiyor. örneğin şu an müziği kısmadım. zaten uzun bir tanım da olmadı. ama uzatmak istesem, mesela üçüncü paragrafa falan geçsem kısarım.
devamını gör...

canlar dostlar nasılsınız?

yine bir pazar günü yine bir ben. değişikliğe hazır mısınız?
bugün değişik 90'lar türkçe yayını olacak dinleyince cidden bu da vardı ya diyeceksiniz. arada hunili şarkılar ile....
bu haftalık sadece 90'larda takılacağız sonra tekrar 70'ler 60'lar ve daha eskiler ile devam edeceğiz.
saatlerinizi 20.15'e ayarlayınız.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: sakalıma dokunma)
devamını gör...

grup adını, aslında avukat olan 1674-1741 tarihleri arasında yaşamış ingiltere' de icat ettiği insan gücüne dayanmayan mekanik tarım aletleri ile yeni tarım teknikleri geliştiren jethro tull isimli ingiliz tarım öncüsünden alır. tohum delici ve atlı çapa gibi icatları ile modern ve çok daha verimli ingiliz tarımının temellerini atmıştır. geliştirdiği tarım yöntemini, 1731 yılında yayımlanan atla çapalama tarımcılığı adındaki kitabında anlatmıştır.

grubun beyni ian anderson adı nereden aldıklarını meşhur olduktan sonra şöyle anlatmış:
1968 yılının şubatında londra’da değişik barlar ve klüplerde sahne alarak kendimizi ispatlamaya, ünlü ve zengin olmaya çalıyorduk. o kadar kötüydük ki aynı mekanda iki kez üst üste çıkabilmek için grubumuzun adını hemen hemen her hafta değiştirmek zorunda kalıyorduk. londra’daki ünlü marquee club’dan ikinci kez sahneye çıkma teklifini aldığımız performansımızda grubumuzun adı jethro tull idi ve artık bu ismi değiştirmek için çok geçti. jethro tull ismini daha önce tarih eğitimi almış o dönemki menejerimiz teklif etmişti.
devamını gör...

"şaka lan şaka gül diye" demenin bir şeklidir.
devamını gör...

lucifer bizimle eğleniyor sevgili yazarlar.. çok da seeey yapmayın..
devamını gör...

tam, 46 yıldır ben.
çocukken kardeşlerimle kavga ederdik,
beni balkona kilitlerdiler.
aman, burda da ne hoş bir manzara varmış derdim.
dalardım hülyalara. öyle, onları kudurtmak için değil, işi ciddiye alarak yapardım bunu.
onlar, benim orda mutlu olmamdan sıkılır, bana kapıyı açardılar.
tahammülü tavan insanların, hemen dağılmayan insanların, çözüm odaklı insanların, pratik insanların, o olmazsa bu olur ne olacak diye düşünen insanların çıkışı açık tutma halleridir.
kafalarında algoritmalar ile dallanmalar ile yaşarlar.
onlara ve öyle olmaya heves edenlere kayahan'dan neden olmasın şarkısı gelsin.
devamını gör...

kadınların ufak tatlış komplolarının sonucudur. elbette size güveniyorlar (hıhım) ama başka kadınların size bakmaması için kilo aldırmak, parmağınıza alyans takmaktan çok daha garanti. alyans bir kaç saniyede çıkabilir ama o fazladan 15 kilo en iyi ihtimalle andropoz krizine kadar sizinle.

neyse karınızın sizin için hazırladığı o sunumlu munumlu yemekleri, gece atıştırmalıklarını, tatlı kaçamaqlarını gömerken bi daha düşünün bebeyim.

ya da ne düşüneceksiniz anasını satayım gömün gitsin.
devamını gör...

insanları ne kadar etkilediği, her sözlükte mutlaka bir zeze bulunmasından da anlaşılabilecek otobiyografik roman. jose mauro de vasconcelos'un otobiyografik üç kitaplık serisinin birinci -ve bence- en başarılı kitabıdır. diğer ikisi delifişek ve güneşi uyandıralım'dır.
devamını gör...

hem sağlığını hem de cebini düşünen kendine değer veren akıllı insandır.

hayatımda bir kez bile içmedim, iyi ki de içmemişim. hem benim param kıymetli zehirli şeylere harcayamam.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim