kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az evvel karsisinda aglayarak yaptigim hareket.

karsimda degildi elbet. telefonda olay anlatirken dayanamadim ve agladim. olayin kendisiyle hicbir alakasi yok. kendisi benim üzülmeme dayanamadigi icin üzüldü. “ama annecim sen boyle yapinca ben daha cok üzülüyorum” dedi sadece. ancak o zaman kendime gelip ne yaptigimin farkina vardim. ıstemsizce oldu ama bu sefer de ben onu uzdugum icin daha cok uzuldum. hem de degmeyecek insanlar yuzunden.

ozur dilerim sekerim. beni mutlu gormeyi istedigini biliyorum ama bazen hayat insani cok zorluyor. dayanamadigin noktada goz yaslari iniyor yer yuzune. yine de affet beni.

uzmeyin sakin annenizi. sonra isi gucu birakip vicdaniniza hesap vermekle ugrasiyorsunuz.
devamını gör...

bugün yaptırdığım harikulade test. 3 metrelik bir çubuğu ağzıma ve burnuma sokacaklarını, hiç tanımadığım bir adamın en çirkin, en iğrenmiş ifadeye sahip halimi göreceğini, gözlerimden yılmaz morgül ağlaması şeklinde yaş geleceğini bilseydim sahiden diyorum, çok dikkat ederdim. kimseyle herhangi bir temasta bulunmaz, kendime çok başka bir hayat kurardım.

çok net söylüyorum şu testi herkeslere bir kez yapmış olsalar aynı herkesler dikkat ederdi, vaka sayısı azalırdı.

bence test işine henüz bulasmamış olanlar dikkat etsin kendine. 3 metre dedim ama az söyledim, en az 7 metrelik bir çubuğu oraya buraya sokuşturuyorlar. çok zor.

edişimini:
aynı başlığa 2 kez yazılmıyormuş. müthiş saçma.. ikinci yazılanı şuraya ekleyelim madem.

" ailemin, apartman halkının ve tanıdığım minyonlarca insanın pozitif olması nedenüylen gidip yaptırdığım ve negatif sonuç aldığım harikulâde test.

tanımı yaptık. şimdi konuya dönelim. dün yazmıştım, 7 metrelik bir çubuğu ağzına burnuna sokuyorlar diye. hani hannibal abimiz sevmediği şu polisin beyninden ufacık bir parça alıp yine polise ikram etmişti ya. bu testin hissettirdiği şey budur işte. bence hastanelerin test yapılan bölümüne o anın fotoğrafını asıp böyle hissedeceksiniz ahahahshshsjsh yazmalılar.

komik mi? değil.

testimin negatif çıkması nedenli derin üzüntü yaşıyorum. çünkü pozitif çıkmış olsaydı ilaç kullanır ve belirtiler nedenli çok korkup lütfen iyileşeyim ölmek istemiyorum diye ağlaya ağlaya dua ederdim. şimdi endişe içindeyim arkadaş! 2 gün sonra belirtiler başlarsa yeniden test yaptırmak zorunda olacağım için çiçek gibi içime kapandım. yemin ediyorum ağlamaklıyım. şundan çok eminim, belirtiler olduğu zaman test bölmesine ağlayarak giriş yapacağım. zaten "çok korkuyorum" çığlıkları atarak burnuma sokturmuştum çubuğu, bu sefer başıma ne geleceğinin tamamen farkında olmanın yarattığı çaresizliği yaşayacağım. bunları hak edecek hiçbir şey yapmadığıma inanıyorum. cümlenin sonuna daha gelmeden yaptığım birkaç çok kötü şeyin vicdani olarak beni aşırı rahatsız etmesi. ah ah..

bunları yazma sebebim ne biliyor musunuz? sahiden belirtiler yoksa benim gibi mallık yapıp gidip test için başvurmayın. ha şunu diyeceksiniz, o zaman bomba gibi masum insanların arasında pozitif gezeyim öyle mi belirtim yok diye?

çok haklısınız. onu ben yazının sonuna gelene kadar düşünmemiştim. yine de köylü kurnazı gibi sırf test yapsınlar diye tüm kanser belirtilerini söylediğim için pişmanım ben. çünkü çok eminim belirtiler başlayacak, o halde gideceğim, burnuma hortum sokacaklar..

herkes çok dikkat etsin, olayı test yaptırmak zorunda kalmaya kadar ilerletmeyin gençler. ınsanlar ile olan tüm ilişkinizi şu an tamamen bitirin. bu konuda susmayı düşünmüyorum. yeniden test yaptırdığım zaman yine koşa koşa bu başlığa gelip yıkacağım ortalığı!!!

ve buradan yüce devletimize sesleniyorum, beni alıp kamu spotu reklamına koyun. yüzümdeki bu dehşete uğraşmışlık, korku ve ağlamaklılık ile test yaptırmanın nasıl bir süreç olduğunu anlatayım, ciddiyim günlük test yaptırma ve vaka sayısı azalır. çok etkilendim bu süreçten ben. evet. "
devamını gör...

kağıt kalemi alıp gelin, reçeteyi yazıyorum.*

bu kadını anlamıyorsanız bilin ki sizde bir şey net olarak eksiktir, o da tutku.
bu kadın her şeyden önce tutkukudur. her hareketinin, tavrının itici kuvetti bu kaynaktan gelir. her şeyi de bu yüzden büyük bir coşkuyla yapar.
sevinci, üzüntüsü, mutluluğu, kavgası, hüznü, çoşkusu bu duyguyla çoğalır. böyle olduğunda da hem kendisi tüm bu duyguları çok yüksek perdeden yaşar hem de yaşatır.
kovalamacayı sever, ne avdır ne de avcı. çoğu zaman rolünü değiştirir. tek bir duyguya odaklanmaz, her birini deneyimlemek ister.
ve önce o olmak ister. kapıdan ilk giren, dikkati ilk çeken, bir sürüsü içinde takip edilen, yönlendiren..
ona sahip olduğunuzu zannettiğiniz anla kaybettiğiniz an arasında incecik bir çizgi vardır.. işte o çizgi üzerinde o koşarken en azından siz yürüyebilin ister.. sizinle hep oyun oynar ve bundan haz duyar.
onu kazanmak için kendiniz olmak dışında bir şey yapmamalısınız zira dikkatini çektiyseniz o sizi zaten alacaktır.*
kafasına koyduğu şeyi yapması onun için sadece biraz zaman alır.
derin bir paylaşım yakalayabilirseniz bütün odağı siz olursunuz ve beraber çok eğlenirsiniz. dikkati kolay dağılmaz ama dağıldığında emin olun elinden gelen her şeyi yapmıştır sizin için.
onu kaybetmemeniz içinse tek önerim özgürlüğüne dokunmamanız. yoksa bir anda yok olacaktır hayatınızdan, emin olun.
devamını gör...

kiracı olmaktan korkmak şeklinde okuduğum başlık.
devamını gör...

büyük şairlere kendini aşık etmeyi başarabilmiş bir kadın o

tomris uyar kendisine şiir yazılan kadınların en şanslısıdır herhalde. kocası turgut uyar, tutkulu bir aşk yaşadığı cemal süreya ve ona olan ilgisi ve hayranlığını saklamayan arkadaşı ve belki de platonik aşığı edip cansever, yani şiirimizin 3 büyük ismi de satırlarında kendisine seslenmiştir.

sayım / cemal süreya

ayışığında oturduk
bileğinden öptüm seni
sonra ayakta öptüm
dudağından öptüm seni
kapı aralığında öptüm
soluğundan öptüm seni
bahçede çocuklar vardı
çocuğundan öptüm seni
evime götürdüm yatağımda
kasığından öptüm seni
başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni
en sonunda caddelere çıkardım
kaynağından öptüm seni



bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur / turgut uyar

herkes seni sen zanneder.
senin sen olmadığını bile bilmeden,
sen bile..
seni ben geçerken,
derim ki,
saati sorduklarında;
onu ”o” geçiyordur.
kimse anlam veremez.
tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
ettirmek istiyor musun demezler.

bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

zamanı durdururum yüreğimde,
sensiz geçtiği için,
akrep yelkovana küskündür.
şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
bil ki akrep yelkovanı geçerse,
atan bu yüreğim durur.
bırak bozuk kalsın, hiç değilse;
bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

yaş değiştirme törenine yetişen öyle bir şiir / edip cansever

ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
ve yarışırsa ancak monet'nin
kadınlarına yaraşan giysilerinle
gördüm de
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
öyle kısaydı ki adımların
şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
ölçülür ve denk düşerdi ancak
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

yok bir yanıtın "nereye" diyenlere
bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
o bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
hani etiler'den hisar'a insek bile
bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
çok yaşında her zamanki çocuksun gene
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
mutfağın mutfak olalı böyle
bir adın vardı senin, tomris uyar'dı
adını yenile bu yıl, ama bak tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
devamını gör...

evet sosyal demokratlarda bir eleştiri kültürü vardır. malum siyasi oluşum bilmez bunu.
devamını gör...

türk ve türkiye düşmanı bir deli.

aleviler için şunları demiştir:


alevilerin sözlerine bakarsan, hiç alevi kalmaması lazımdı türkiye'de. şimdi 20 milyonuz diyorlar. nasıl kaldınız 20 milyon? o kadar kestiler sizi. keşke bitirseydi! isyan eden adamı bitirseydi tabii.

çanakkale için şunları:


bana göre çanakkale harbi bir büyük harp değildir. çanakkale, askeri bakımdan bir faciadır. şu beğenmediğiniz kıbrıs harekâtı, çanakkale'den daha ehemmiyetli bir harptir bizim için.

mehmet akif için şunu :


seksen sene sonra yunan'ı hâlâ sakarya'da mı vehmediyorsun da 'korkma' diye başlatıyorsun. niye korkacağım lan dünya benden korksun pezevenk! mehmet âkif... serserinin teki!

yahudiler için şunları:


bugün bile büyünün, cin ilminin üstadı yahudilerdir. onlardan çıkmadır. bugün herkes bilir ki, istihbaratla alakadar olan herkes bilir ki, yahudiler cinnileri istihbaratta kullanıyorlar.

deli denmesinin sebebi:


bunun üzerine dedim ki bu cinni dürüst bir cinni. cinniler aynı insanlar gibidir. mümini vardır, kâfiri vardır, münafığı vardır. dürüstü vardır, dürüst olmayanı vardır. bu cinni, dürüst bir cinni. mustafa kemal'i çağır dedim. kıvrandı, kıvrandı, kıvrandı o fincan; hareket etmiyor. güç bela, çocuk kan ter içinde kaldı. geldi. 'ya sabahtan beri seni çağırıyoruz.' hatta vazgeçiyordu bir iki defa. ben ısrar ettim. 'o kötü vaziyettedir, kolay gelemez' dedim. nihayet geldi. 'beni bırakmıyorlar' dedi, 'ne soracaksanız çabuk sorun, geri gönderin beni' dedi.

fatih hakkında söyledikleri:


evlat, kardeş katli ümmetin selameti için ihtiyar olunmuş, ailenin fedakârlığıdır. fatih kardeşini öldürdü, emzikte çocuğu. bu kolay bir iş değil, alkışlıyorum.

selahaddin eyyübi için şunu demiştir:


hayvan oğlu hayvan!

karl marx için


karl marx bir cinnîdir. benden duyun. ben onun doğup yaşadığı yeri gördüm.

alman kadınları için şunu:


kocasına sadık alman kadını %1 yoktur. tabii sayarım. hiçbir alman, 'bu çocuk benimdir' ve çocuk da, 'bu benim babamdır' diye kati bir iddiada bulunamaz.

ve bu adamın ne kadar iğrenç ve aşağılık bir adam olduğunu tekrar hatırlatmak için şunu bırakıyorum.


keşke yunan galip gelseydi.

bu adama tarihçi diyen, üstad diyen insanların kafasının içinde saman vardır.

edit : daha neler yazardım da bu bile yeter zannediyorum ki. sallamadığı adam kalmamış.
devamını gör...

"ben deli dolu biriyim ama su an sadece doluyum.
kırılmış bir sağ kolum, gönlü bir hayli kırık, yapayalnız, bomboş bir yolum
beni arayan orada bulur, sözün bittiği yerde bekliyorum"
devamını gör...

-hanım hanım! bunlar benim yavrularım.
-ben şişman değilim, pofuduğum.

animasyon da olsa, film sonuçta. öyle, dimi?
devamını gör...

iyi halt ediyorsun der, kavgaya devam ederim. romantik komedi filmi mi çekiyoruz burada aluminyum!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sanatçı: théodore géricault
yılı: 1818-1819
sergilendiği yer: louvre müzesi, paris

éricault’nun 27 yaşında tamamladığı medusa’nın salı, fransız romantizm akımının en önemli eserlerinden biridir. tablonun adını duyunca aklınıza yunan mitolojisindeki yılan saçlı figür gelmiş olabilir ama bu tablodaki başka bir medusa.

afrika açıklarında yol alan bir fransız donanma gemisi olan medusa, 2 temmuz 1816 tarihinde moritanya’da kıyıya oturdu. üç günlük kurtarma çabalarının ardından tayfa ve yolcular geminin altı küçük sandalıyla kurtulmaya çalıştı. ancak 400 kişiyle yola çıkmış olan gemi, sadece 250 kişiyi kurtarabilecek kapasitede sandala sahipti. sonuç olarak, 146 erkek ve 1 kadın ağaçtan yapılmış bir sala bindi.

sadece bir paket bisküvi, iki fıçı su, birkaç fıçı şarap olan salda insanlar 13 gün boyunca cehennemi yaşadı. şartların güçlüğü, saldakilerin sıkça kavga etmesine; kimilerinin denize atılmasına kimilerinin kendini denize atmasına ya da canlı canlı yenmelerine sebep oldu.

nihayet saldakiler kurtarıldığında sadece on beş kişi kalmıştı. bu olay, kazazedeleri kurtarma anlamında hükümetin yeterince hızlı hareket etmediği gerekçesiyle büyük yankı buldu.
devamını gör...

sanırım yaklaşık bir saat kadar önce içine tekrar çekildiğim hal, durum.

sanırım diyorum çünkü emin değilim, soracağım ama şu anda soda içiyor ve o şişeyi kafama yemek istemiyorum.
şimdi şöyle oldu efenim, evde gevrek + boyoz yedik, yanında klorak içtik, çiğdem çitleyelim diye deniz kenarına gitmeye karar verdik, çünkü ikimiz de izmirliyiz ve izmirli olmak bunları yapmayı gerektirir.

e iyi güzel, lay lay lom gidiyoruz, gece pazarı için kimbilir nerden çıkıp gelmiş bir ıvır zıvır satıcısı mallarını düzeltiyormuş serin bir köşede, bunu gördü benim hatun* gitti sattığı şeylere bakıyor, ben de az geride öyle mal mal duruyorum, sonra yanıma geldi bu, "sol elini uzatsana" dedi, bileklik filan aldı sandım, salak gibi uzattım, şak diye yüzüğü taktı.
'bu ne lan kadın? " diye nazikçe sordum, " aynısınından kendime de aldım, baaak?" diye sol elini gözüme soktu, sonra" 20 lira versene " dedi, verdim o memleketi batasıca satıcıya verdi, kikir kikir gülerek yanıma geldi, "çıkarma sakın, kalsın " dedi.

durum böyle, dışardan bakılınca evlilik yüzüğü olması gereken parmaklarımızda 10 liralık teneke zımbırtılar var, ama bana evlenme teklif etmedi?
biz şimdi evlendik mi?
kına gecesi bari yapsaydık, puh!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

medeni bir insandir ayrıca empati kurabilmektir.
devamını gör...

antalya il sınırları finike ilçesi yakınlarında bulunan limyra antik kenti m.ö. 5. yüzyılda kurulmuştur.

likyalı perikles, perslere karşı likya birliği'ni kurmak için limyra'yı başkent olarak kullanmış, likya'nın sönmeyen özgürlük meşalesinin ateşini bu kentte yakmıştır. geçmişte bir liman kenti olan limyra günümüzde denizden 5 km. içeride kalmıştır. dağdan çıkan şifa dolu su kaynağı sütunlar arasında doğal ve berrak bir havuz oluşturur. mitolojiye göre tanrıçalar bu havuzda yıkanıp daha da güzelleşirlerdi. amerikalı sanatçı margaret ross tolbert, anadolu’nun su kültürünü ele alan kapsamlı bir belgesel ve kitap projesi için limyra'ya gittiğinde orada su perisi sirena'nın olduğunu hissettiğini açıklamıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
“sirena en güzel, en doğal, en leziz ve billur gibi akan su kaynaklarını seviyor. ama sular kirlenince sirena ve bereket de gider” diyerek su kaynaklarımızı kirletmemiz konusunda yetkilileri uyarmıştır.
devamını gör...

kızkardeşimin watsup tan,
*yemek söylüyorum bir şey istiyormusun,

satış uygulamalarından
*tebrikler yeni bir siparişiniz var

bu ikisi her gördüğümde mest eder beni :)
devamını gör...

güneş sistemi'nde büyüklük sıralamasına göre güneş'ten sonra gelen en büyük 2. cisim ve güneş'e uzaklık bakımından 5. sıradaki gezegen.

jüpiter, gaz devlerinden biridir. kütlesi, sistemde güneş dışındaki bilinen tüm cisimlerin (uydular, kuyruklu yıldızlar vs dahil) toplamından yaklaşık 2,5 kat daha büyüktür.

güneş etrafındaki 1 tam turunu dolanma süresi, dünya zamanı ile ifade edersek yaklaşık 12 yıldır. büyük kırmızı leke'si ile tanınır bu gezegen. bu leke yüzyıllardır (belki de daha uzun süredir) devam eden bir fırtına.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, nasa. gov'dan alıntıdır.)

gezegen üzerinde gördüğünüz o karman çorman güzel şekiller, bulut ve fırtınalardan kaynaklanıyor. bu nedenle değişken olabiliyorlar.

gezegenin atmosferi ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşur. buna ek olarak metan, amonyak ve başka birkaç gaz daha, az miktarda da olsa bulunur atmosferinde.

başıboş gök taşlarının çoğundan, dünya'yı koruyan bir gezegendir jüpiter.
(bkz: shoemaker - levy 9)

gezegenin bazı fiziksel özellikleri, iç yapısına ilişkin modellemeler yapabilmemizi mümkün kılıyor. buna göre modellemeler gösteriyor ki, jüpiter'in dünya boyutlarından biraz daha ufak bir iç çekirdeği olmalı. ancak bu kayalık çekirdeğin yoğunluğu, dünyanın kütlesinin yaklaşık 8 katı kadar olmalı. bu çekirdeğin etrafı da yarı akışkan bir tabakayla çevrilmiş olmalı.

atmosfer hakkındaki bilgilerimiz ise farklı elektromanyetik dalga bölgelerindeki gözlemler sayesinde elde edilebiliyor. yine bu gözlemler sayesinde, gezegenin güçlü bir manyetik alanı olduğunu da biliyoruz.

gezegenin tıpkı dünyamızdaki kutup ışıklarını oluşturan mekanizmaya benzer bir manyetik alan mekanizması var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, businessinsider. com'dan alıntıdır.)

gezegenin 79 adet uydusu var. bunlardan 53 tanesi resmi olarak onaylandı. geri kalanların gerçek birer uydu olup olmadığı henüz teyit edilmedi.

hakkında söylenecek çok şey olan bir gezegen ama bir tanım için bu kadarı yeter de artar.
devamını gör...

yanlış bulduğum önerme. gerçek değildir, bence damak zevkine göre değişir.

ha illa gerçek aranıyorsa da siyah zeytin, hem meyve olgunlaştığı için hem de yağlı olduğu için daha lezzetli olması gerekir.
devamını gör...

bu yılın euroleague şampiyonu duble mvp seçtiren takım..
devamını gör...

gündemden uzaklaşmak, farklı diyarlara gidip kafa dağıtmak için birebir bir yayın.

(bkz: arındır bizi pink)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim