normal sözlük'te pozitif şeylerden rahatsız olan yazarlar
"sözlükten arkadaş edinilmeyecek!!!" gibi bir ifade gördüğümü hatırlamıyorum. pek tabii normaldir, sözlük dışına da kimsenin karışacağı yok herhalde. bu neyin kuruntusu anlamadım. bunun kötü bir şey olduğunu kimse söylemedi.
nickaltı edebiyatına gelince, tabii ki kullanılacak ama hayatında ilk kez sözlük kullandığını tahmin ettiğim yazarımıza hatırlatayım ki bunun bir raconu var. bana yazarla ilgili hiçbir bilgi ve yorum sağlamayan, bomboş, teneke parlatır gibi girilmiş ponçik tanımların bir faydası yok. yasak değil elbette girilir. girilir fakat sonuç da ortada. sabahtan akşama kadar birbirini al gülüm ver gülüm öven, takipleşen, seri beğeniler atan, kümeleşen, tamamen karma puanı denen saçmalığa oynayan bir dolu yazar var. sonra ortadoğulu deyince kızıyorsunuz ama ortadoğulusunuz işte. zira ortadoğulu olmak bunu gerektirir, fikre değil cisme önem verir.
kollektif olarak istediğimiz bu mu sözlükte? biriyle ponçik aşk yaşamak istediğinde pek ala özel mesaj opsiyonu da var. sonuç olarak sözlüğün selameti açısından zararlıdır. naçizane tavsiyemiz ve eleştirimizdir. dikkate alıp almamak sözlük yönetimine ve yazarlarına kalmıştır. biz söyleyeceğimizi söyleyelim de ne olacaksa olsundur. yoksa yemişim nickaltı edebiyatını da yazarını da ponçiğini de sözlüğünü de.
nickaltı edebiyatına gelince, tabii ki kullanılacak ama hayatında ilk kez sözlük kullandığını tahmin ettiğim yazarımıza hatırlatayım ki bunun bir raconu var. bana yazarla ilgili hiçbir bilgi ve yorum sağlamayan, bomboş, teneke parlatır gibi girilmiş ponçik tanımların bir faydası yok. yasak değil elbette girilir. girilir fakat sonuç da ortada. sabahtan akşama kadar birbirini al gülüm ver gülüm öven, takipleşen, seri beğeniler atan, kümeleşen, tamamen karma puanı denen saçmalığa oynayan bir dolu yazar var. sonra ortadoğulu deyince kızıyorsunuz ama ortadoğulusunuz işte. zira ortadoğulu olmak bunu gerektirir, fikre değil cisme önem verir.
kollektif olarak istediğimiz bu mu sözlükte? biriyle ponçik aşk yaşamak istediğinde pek ala özel mesaj opsiyonu da var. sonuç olarak sözlüğün selameti açısından zararlıdır. naçizane tavsiyemiz ve eleştirimizdir. dikkate alıp almamak sözlük yönetimine ve yazarlarına kalmıştır. biz söyleyeceğimizi söyleyelim de ne olacaksa olsundur. yoksa yemişim nickaltı edebiyatını da yazarını da ponçiğini de sözlüğünü de.
devamını gör...
sevgilin ya da eşin tarafından aldatılsan affeder misin sorunsalı
affederim tabii ki. hayatımdan tamamen def ederek özgür bırakırım. insan hem affedemedikleriyle yaşarsa deliriyor. en iyisi salıvermek. mutluluklar dilerim olmayan şerefiyle.
devamını gör...
kafa sözlük
orta doğu ve balkanların en troll yazarı ile, sözlükler arası bilgi yarışmasında kafa sözlük'e altın madalya kazandıran bir yazarın, nickaltlarında civcivleştiği sözlüktür.
işbu saatten sonra "kafa sözlük çok sıkıcı yea" gibi söylemleri dikkate almayacağımızı belirtmek isterim *
işbu saatten sonra "kafa sözlük çok sıkıcı yea" gibi söylemleri dikkate almayacağımızı belirtmek isterim *
devamını gör...
evli birinin eşinden başka birine aşık olması
evliler de sever, ama boşanmak şartıyla.
devamını gör...
türk siyasetinin temel sorunu
gerizekalılık.
devamını gör...
hukuk fakültelerinde eğitimin 5 yıla çıkarılması
ne bu şimdi ? hukuk reformu mu? bağımsız denetimsiz yargı bu fakültenin 5 sene olmasıyla mı tesis edilecek? adil yarglamayı 5 senelik hukuk fakültesi mezunu mu yapacak? 12 senede okullarında ingilizce öğretemeyen ülke 4 senelik fakülteyi 5 sene yapınca hukuk devleti olacak öyle mi?
devamını gör...
zlatan ibrahimovic
nev'i şahsına münhasır futbolcu.
bana göre en iyisi.
şuan 39 yaşında ac milan takımında oynuyor. mütevazılık olgusuna zıt giden bir adamdır, delikanlıdır, eyvallahı yoktur.
bana göre en iyisi.
şuan 39 yaşında ac milan takımında oynuyor. mütevazılık olgusuna zıt giden bir adamdır, delikanlıdır, eyvallahı yoktur.
devamını gör...
içinde kadın kelimesi geçen başlık görünce dellenen kadın
kadın kelimesi geçen her başlığa sinirlenmediğinden, aslında var olmayan kadın.
(bkz: kadın mucitler)
böyle başlıklar açtınız da bir şey mi dedik?
(bkz: kadın mucitler)
böyle başlıklar açtınız da bir şey mi dedik?
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
kendime not: aslında birkaç tane var ama zamanla editlemeyi düşünüyorum*.
11. sınıftayken sınıfça kendi kendimize bi karar almıştık. herkes çay ve kahve içmeyi çok seviyordu ve okulun kantini bulunduğumuz kattan 5 kat aşağıda bulunuyordu. anlayacağınız tam bir eziyetti kantine gitmek. o yüzden biz de sınıfça kettle almaya karar verdik. normalde yasaktı tabikii ama kendi aramızda para toplayıp lila çok güzel bi kettle almıştık*yaklaşık 6-7 ay boyunca bütün sınıf kullandık. nescafe, çay, bitki çayı ya da normal kahve falan getiriyorduk ve herkes canı istediğinde hazırlıyordu bi şeyler kendine, bisküvilerimiz bile doluydu bittikçe yeniliyorduk. ama bi gün arama yapılacağını öğrendik, onların asıl amaçları telefon varsa toplamaktı tabii. biz de o gün öğrenmiştik yani aramadan beş on dakika önce falan ve unutmuşuz kettle’ı daha düzgün bi yere saklamayı. okulun müdürü, müdür yardımcısı, rehber öğretmeni ve en korktuğumuz hocalardan bir iki tanesi aramaya başladılar ve zaten ilk dolapta buldular güzelim kettle’ımızı. aldılar ve öğretmenler odasında kendileri kullanmaya başladılar daha sonra*çok üzülmüştük ama güzel bi anı oldu yine de bizim için.
11. sınıftayken sınıfça kendi kendimize bi karar almıştık. herkes çay ve kahve içmeyi çok seviyordu ve okulun kantini bulunduğumuz kattan 5 kat aşağıda bulunuyordu. anlayacağınız tam bir eziyetti kantine gitmek. o yüzden biz de sınıfça kettle almaya karar verdik. normalde yasaktı tabikii ama kendi aramızda para toplayıp lila çok güzel bi kettle almıştık*yaklaşık 6-7 ay boyunca bütün sınıf kullandık. nescafe, çay, bitki çayı ya da normal kahve falan getiriyorduk ve herkes canı istediğinde hazırlıyordu bi şeyler kendine, bisküvilerimiz bile doluydu bittikçe yeniliyorduk. ama bi gün arama yapılacağını öğrendik, onların asıl amaçları telefon varsa toplamaktı tabii. biz de o gün öğrenmiştik yani aramadan beş on dakika önce falan ve unutmuşuz kettle’ı daha düzgün bi yere saklamayı. okulun müdürü, müdür yardımcısı, rehber öğretmeni ve en korktuğumuz hocalardan bir iki tanesi aramaya başladılar ve zaten ilk dolapta buldular güzelim kettle’ımızı. aldılar ve öğretmenler odasında kendileri kullanmaya başladılar daha sonra*çok üzülmüştük ama güzel bi anı oldu yine de bizim için.
devamını gör...
tavşan jojo
gereksiz abartılan*, dandik bir filmdir. 20 dakika dayanabildim. tamamını izleyebilen insan ya çok sabırlıdır, ya berbat bir zevki vardır.
devamını gör...
yaşamın anlamı
yaşamın anlamı zaten ona bir anlam bulmaya çalışmak değil midir?
devamını gör...
anneler günü
varlığının kıymetini bilin çünkü yokluğunda sizi siz olduğunuz için seven her ne olursa olsun bütün hatalarınızla sizi kabul eden sizi hala büyümemiş çocuk olarak gören engin denizlerden dönüşte sakin limanınız olmayacak.
devamını gör...
cinsiyetçilikten artık gına gelmesi
artık gerçekten canıma tak etmiştir. insanları her durumda kadın erkek diye ayırmak yerine insan demek neden bu kadar zor? elbette biyolojik olarak eşit değiliz ama konu ahlâk,hukuk, iş hayatı olduğunda kadın-erkek-trans değil insan vardır . her insanın toplum tarafından eşit karşılanması lazım , doğru olan bu. ama niye buna rağmen bu ayrımcılık? eminim hayatınızda bu cinsiyetçiliğe rastladınız , yaşadınız. bu yüzden bunun bitmesine ilk sözlükten başlayalım ne dersiniz ?
devamını gör...
döner yerken sarılı olan kağıdı yediğini fark etmek
hayat usulü dürüm yiyorsan kağıt da ıslanacağından lavaş niyetine farketmezsin bile, olsundur bedava extra gıdadır vardır illa bir yararı.
devamını gör...
imagine dragons
gunumuzun en unlu muzik gruplarindan olan (ustune grup tanimam) ve yaklasik dort kisiden olusan amerikali rock grubu. grubun olusum donemi 2008 yillari olsada asil unlerinin duyuldugu donem 2012 yilina tekabul etmektedir. o donem unlerinin en onemli nedeni olan cikis sarkisi ise radioactive sarkilaridir. bu sarkiyla bir cok alanda birincilik elde etmislerdir. benim favori parcalarim ise radioactive (klibi de cok anlamlidir) ve demons'dir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
devamını gör...
zartoşt
ağır kürt faşisti, ''yuvarlak'' tanımlarla pkk'cılık oynayan kertenkele.
devamını gör...
aziz bey hadisesi
ayfer tunç’un “yeşil peri gecesi”nden sonra en sevdiğim eseridir.
“ne olurdu herkes gibi bir adam olsaydı? hiç... ama belki daha uzun yaşardı...”
muazzam bir hikaye...
sadece 88 sayfa...
sadece 88 sayfa ve muazzam bir hikaye...
öncelikle belirtmek isterim:
güvendiğim kaynaklarımdan şiddetle tavsiye edilmesi üzerine bir kaç kitabını edindiğim ayfer tunç’un kalemi ile tanışmam bu kitapla oldu. ve bundan kesinlikle pişman değilim... iyi ki de bu öykü ile başlamışım...
neden?
birincisi, dil çok güzel. akış muazzam. zaten 88 sayfa, çerez gibi. kısacık. hemen bitiveriyor. lakin, metin öyle güçlü, öyle dolu ki; anlatmaya kalkmak 88 sayfadan fazlasını fazlasıyla hak ediyor...
ikincisi, karakterler oldukça gerçekçi. mesela alkol tüketiyorsanız; bu öyküyü okuduktan sonra gittiğiniz her meyhanede gözleriniz aziz bey’i arayacaktır muhakkak, sizi temin ederim...
toplumumuzun neresine baksak sıklıkla görebileceğimiz kaybeden umutsuz adamların kadınlarla ilişkilerini temel alarak, aslında insanların duygularıyla hareketlerinin hayatlarına etkisini bir kaç pencereden anlatıyor diyebiliriz. hatta bunu bir erkeğin ağzından okuyor, fakat okuduğunuzun aslında bir kadın gözlemi olduğunu da asla dikkatinizden kaçıramıyorsunuz...
psikolojik tespitler çok yerinde ve doğru.
gözlem, muazzam derecede iyi...
ben, gerçekten çok beğendim. aslında o kadar şiddetli tavsiye edildi ki; abartılmış olabileceğine dair bir ön yargı oluşmadı desem yalan olur. lakin metni okuduktan sonra, öncesinde böyle bir ön yargıya kapılmak beni çok utandırdı, söylemeliyim.
kitaba 1000k’da 10 puan verdim. gerçekten hak ettiğini düşünüyorum. kitap okumayı seven herkese şiddetle tavsiyemdir. özellikle erkek çocuğu annelerine sesleniyorum. bu öyküyü 15 yaş üstü bütün erkek çocuklarına okutmanız gerektiğini düşünüyorum...
“ne olurdu herkes gibi bir adam olsaydı? hiç... ama belki daha uzun yaşardı...”
muazzam bir hikaye...
sadece 88 sayfa...
sadece 88 sayfa ve muazzam bir hikaye...
öncelikle belirtmek isterim:
güvendiğim kaynaklarımdan şiddetle tavsiye edilmesi üzerine bir kaç kitabını edindiğim ayfer tunç’un kalemi ile tanışmam bu kitapla oldu. ve bundan kesinlikle pişman değilim... iyi ki de bu öykü ile başlamışım...
neden?
birincisi, dil çok güzel. akış muazzam. zaten 88 sayfa, çerez gibi. kısacık. hemen bitiveriyor. lakin, metin öyle güçlü, öyle dolu ki; anlatmaya kalkmak 88 sayfadan fazlasını fazlasıyla hak ediyor...
ikincisi, karakterler oldukça gerçekçi. mesela alkol tüketiyorsanız; bu öyküyü okuduktan sonra gittiğiniz her meyhanede gözleriniz aziz bey’i arayacaktır muhakkak, sizi temin ederim...
toplumumuzun neresine baksak sıklıkla görebileceğimiz kaybeden umutsuz adamların kadınlarla ilişkilerini temel alarak, aslında insanların duygularıyla hareketlerinin hayatlarına etkisini bir kaç pencereden anlatıyor diyebiliriz. hatta bunu bir erkeğin ağzından okuyor, fakat okuduğunuzun aslında bir kadın gözlemi olduğunu da asla dikkatinizden kaçıramıyorsunuz...
psikolojik tespitler çok yerinde ve doğru.
gözlem, muazzam derecede iyi...
ben, gerçekten çok beğendim. aslında o kadar şiddetli tavsiye edildi ki; abartılmış olabileceğine dair bir ön yargı oluşmadı desem yalan olur. lakin metni okuduktan sonra, öncesinde böyle bir ön yargıya kapılmak beni çok utandırdı, söylemeliyim.
kitaba 1000k’da 10 puan verdim. gerçekten hak ettiğini düşünüyorum. kitap okumayı seven herkese şiddetle tavsiyemdir. özellikle erkek çocuğu annelerine sesleniyorum. bu öyküyü 15 yaş üstü bütün erkek çocuklarına okutmanız gerektiğini düşünüyorum...
devamını gör...
bağdaş kuramadığı için meditasyon yapamayan budist
tapınağı terk ederek youtube'dan meditasyon kanalı açıp yolunu bulan budisttir.
devamını gör...

