kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanım girmek yerine kim ne yazmış diye bakıyorum.
devamını gör...

bütün gün seni düşündüm
devamını gör...

sürekli bir kadın sınıflaması var ve bu aşırı rahatsız edici bir durum. buyurun hemcinslerim söz sizin.
devamını gör...

son derece bilgili ve bilgisini oldukça net ve güzel ifade edebilen değerli bir yazar.
dünyaya baktığımız yerler farklı olsa da durduğu yer son derece saygın ve saygılı.
tanımlarını severek takip ediyorum.
daim olsun kalemi.
devamını gör...

kesinlikle hanımeller.ayda yılda bir içtiğim çayla hanımeller yerim.
devamını gör...

rainbow-temple of the king.
hayatım bittikten sonra da dinlemek isterdim.
devamını gör...

çok çalış...çoğu zaman baba'dan zengin olanın kullandığı bir ifadedir.
devamını gör...

son bölümünde "ne bu uyarlama sevdası" diye çemkiren uyarlama dizi.
devamını gör...

(bkz: gençlik)

gerçi biyolojik açıdan bakarsak hâlâ bir 15 yılım var ama yine de şu geç kalmışlık hissi gitmiyor bir türlü. hoş, bütün bunlar hep türkiye'de yaşamaktan kaynaklı.

tanım: zamanında müdahale edilmediği takdirde kaybedilmesi ağır sonuçlara yol açabilecek şeylerdir.
devamını gör...

en yakın arkadaşımın lisede kitabı çıkmıştı, kitabın başlangıcından sonuna kadar her aşamasına tanık oldum, başrolün ismini ben bulmuştum hatta
son sayfada da kitabı bana ve bir iki arkadaşımıza ithaf etmişti, hala bakar bakar duygulanırım.
havam olsun diye yazdım *
devamını gör...

karl marx'ın fransa'daki sınıf mücadelesini ele eldığı fransız üçlemesinin ilk kitabı. dilimize fransa'da sınıf mücadeleleri ve/veya fransa'da sınıf savaşımları olarak çevrilmiş olan bu eser oldukça kısa ve marx'ın çıkardığı günlük bir gazete olan neue rheinische zeitung'un bir parçası olan politisch-ökonomische revu dergisinde yayımladığı 3 makaleden oluşuyor. esasında şubat devrimi hakkında 4 makale yazmayı planlıyor marx fakat dördüncü makale hiç yazılmıyor. eser ile ilgili ilgi çekici bir diğer nokta girişinin friedrich engels tarafından yazılmış olması çünkü daha sonra bu giriş engels'in oldukça canını sıkacak bir duruma dönüşüyor. engels'in yazdığı giriş kısmı almanya sosyal demokrat partisi tarafından açıkça fazla devrimci olduğu gerekçesi ile tartışmalara neden oluyor ve engels kendi kendisini sansürlemesi konusunda uyarı alıyor böylece mecburen bir çok önemli noktanın üzerini çizmek zorunda kalıyor. daha sonra bu metinde kullandığı ifadeler engels'in fikirlerini çarpıtmakta kullanılıyor. bu eseri sadece düz bir biçimde tarihi bir olayı okumak olarak değerlendirmemek gerekir çünkü mevcut olaylar üzerinden oldukça etkileyici bir çok çıkarım yapmış marx hatta sanıyorum eserin yazılış amacını giriş kısmında engels'in açıkladığı kadar net bir şekilde açıklamam da mümkün değil. şöyle diyor engels:


elinizde yeni baskısı bulunan bu çalışma, marx'ın, güncel tarihin bir kesitini, kendi materyalist anlayışıyla, verili iktisadi durumdan hareketle açıklamaya yönelik ilk girişimiydi. komünist manifesto'da tüm yakın tarihe geniş hatlarıyla uygulanan teori, marx'ın ve benim neue rheinische zeitung'daki makalelerimizde, o dönemdeki siyasal olayları yorumlamak için hep kullanılmıştı. buna karşılık, buradaki çalışmanın amacı, yıllar süren ve tüm avrupa için hem kritik önem taşıyan hem de tipik olan bir gelişmenin akışı içinde, bu gelişmenin nedensel iç bağlantılarını göstermek, yani, yazara göre, siyasal olayları, son çözümlemede iktisadi olan nedenlerin sonuçları olarak açıklamaktı.



die revolutionen sind die lokomotiven der geschichte. s.107 devrimler, tarihin lokomotifleridir

nur zu lyon kam es zu einem hartnäckigen, blutigen konflikt. hier, wo sich die industrielle bourgeoisie und das industrielle proletariat unvermittelt gegenüberstehen, wo die arbeiterbewegung nicht wie in paris von der allgemeinen bewegung eingefaßt und bestimmt ist, verlor der 13. juni im rückschlage den ursprünglichen charakter. wo er sonst in die provinzen einschlug, zündete er nicht - ein kalter blitz s.133

yalnızca lyon'da kararlı, kanlı bir çatışma yaşandı. 13 haziran, sanayi burjuvazisi ile sanayi proletaryasının dolaysız bir şekilde karşı karşıya geldiği, işçi hareketinin paris'te olduğu gibi genel hareket tarafından çevrelenip belirlenınediği bu kentteki yansımasında, başlangıçtaki karakterini yitirdi. görüldüğü diğer illerin hiçbirinde alevlenmedi; soğuk bir şimşek olarak kaldı.

der französische bauer, wenn er sich den teufel an die wand malt, malt ihn unter der gestalt des steuerexekutors. von dem augenblick an, wo montalembert die steuer zum gott erhob, wurde der bauer gottlos, atheist, und warf sich dem teufel in die arme, dem sozialismus. die religion der ordnung hatte ihn verscherzt, die jesuiten hatten ihn verscherzt, bonaparte hatte ihn verscherzt. der 20. dezember 1849 hatte den 20. dezember 1848 unwiderruflich kompromittiert. der "neffe seines onkels" war nicht der erste seiner familie, den die weinsteuer schlug, diese steuer, die nach dem ausdruck montalemberts das revolutionsunwetter wittert. der wirkliche, der große napoleon erklärte auf st. helena, daß die wiedereinführung der weinsteuer mehr zu seinem sturze beigetragen als alles andere, indem sie ihm die bauern südfrankreichs entfremdet habe. schon unter louis xıv. die favoritin des volkshasses (siehe die schriften von boisguillebert und vauban), von der ersten revolution abgeschafft, hatte napoleon sie 1808 unter modifizierter form wieder eingeführt. als die restauration in frankreich einzog, trabten vor ihr her nicht allein die kosaken, sondern auch die verheißungen von der abschaffung der weinsteuer. die gentilhommene <der adel> brauchte natürlich der gent taillable à merci et misericorde <dem auf gnade und ungnade steuerpflichtigen volk> nicht wort zu halten. 1830 versprach die abschaffung der weinsteuer. es war nicht seine art, zu tun, was es sagte, und zu sagen, was es tat. 1848 versprach die abschaffung der weinsteuer, wie es alles versprach. die konstituante endlich, die nichts versprach, machte, wie erwähnt, eine testamentarische verfügung, wonach die weinsteuer am 1. januar 1850 verschwinden sollte. und gerade 10 tage vor dem 1. januar 1850 führte die legislative sie wieder ein, so daß das französische volk ihr <82> beständig nachjagte, und wenn es sie zur türe hinausgeworfen hatte, sie durch das fenster wieder hereinkommen sah. s.154

fransız köylüsü şeytanı düşündüğünde, gözünde vergi tahsildan canlanır. montalembert'in vergiyi tanrı düzeyine yükselttiği andan itibaren, köylü tanrı inancını yitirdi, ateistoldu ve kendisini şeytanın, yani sosyalizmin koliarına attı. düzenin dini onu kaybetmişti, cizvitler onu kaybetmişti, bonaparte onu kaybetmişti. 20 aralık 1 849, 20 aralık 1848'i geri dönüşsüz şekilde lekelemişti. montalembert'in ifadesiyle devrim fırtınasının habercisi olan şarap vergisinin darbe vurduğu "amcasının yeğeni", ailesinde bu darbeyi alan ilk kişi değildi. gerçek ve büyük napoleon, st. helena'da, şarap vergisinin yeniden yürürlüğe sokulmasının, güney fransa köylülerini kendisinden soğutarak, düşüşüne başka her şeyden daha fazla katkıda bulunduğunu açıklamıştı. napoleon, daha xıv.louis döneminde halkın en fazla nefret ettiği şey olan (boisguillebert ile vauban'un yazılarına bakınız) ve birinci devrim tarafından kaldırılan şarap vergisini 1 808'de değiştiritmiş biçimiyle yeniden yürürlüğe sokmuştu. restorasyon fransa'ya
girerken, önünde yalnızca kazaklar değil, şarap vergisinin kaldırılacağı vaatleri de koşturuyordu. ama kuşkusuz, gentilhommerie {soylular}, gent taillable a merci et misericorde'a {kayıtsız şartsız vergi yükümlüsü olan halka} verdikleri sözleri tutmasa da olurdu. 1830, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü verdi. söylediğini yapmak ve yaptığını söylemekonun tarzı değildi. 1 848, her şey için söz verdiği gibi, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü de verdi. son olarak, hiçbir söz vermeyen kurucu meclis, değinilmiş olduğu üzere, şarap vergisinin ı ocak ısso'de kaldırılmasını öngören, vasiyet niteliğindeki bir karar aldı. ve ı ocak ısso'den tam ıo gün önce, yasama meclisi onu yeniden yürürlüğe soktu; fransız halkı sürekli şarap vergisini kovalıyor ve onu kapıdan dışarı attığında, bacadan yine içeri girdiğini görüyordu.


devamını gör...

denilene göre ben çok baştan çıkarıcıymışım. her zaman kendimi karşı cinse karşı; soğuk ve durağan hissetmiş ve öyle de davranmış biriyimdir. hiç bir şey yapmadan bir insan nasıl baştan çıkarıcı olabilir ki?!?
devamını gör...

ne alaka? koca bulunca savunduğumuz ilkeleri de mi unutuyoruz?

(bkz: ne salak salak başlıklar bunlar ya)
devamını gör...

her şeye burnunu sokanlarda bugün.

(bkz: ceku)#1088220 (bkz: milk) #1088237
ne güzel söylemişler başka söze gerek var mı?
hee tabi var durun bir dakika.

haddinizi bilin!!!
devamını gör...

-şimdi değilse, ne zaman?
-ben değilsem, kim?
-korkmasaydım, ne yapardım?
kararsız kaldığımda beni kurtaran sorular.
devamını gör...

bir şey yap, güzel olsun.
çok mu zor?
o vakit güzel bir şey söyle.
dilin mi dönmüyor?
öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
beceremez misin?
o zaman güzel bir şeye başla.
ama hep güzel şeyler olsun.
çünkü her insan ölecek yaşta.

şems-i tebrîzî
devamını gör...

bela paratoneri gibi dertsiz günümün olmaması.
yorgunluktan tükenirken, içten içe pes etmek bir yana bundan haz duymam. çalışmayı, çabalamayı, keşfetmeyi ve yardım etmeyi yaşatmayı seven bir ruh inşa ettim.
işte bu benim başarım.
(bkz: heeeyytt kuzum benim)
devamını gör...

peki benim niye bundan haberim yok?ayrıca 25 yaşında değil 30 yaşında olan fotoğrafımı koydum,o konuyuda açıklığa kavusturalım lütfen.
devamını gör...

bir diyaloğu verdiği cevapla çıkmaza sokan kişidir. bu insana artık ne derseniz deyin, nafiledir. bu noktadan sonra ettiğiniz kelam bir altın külçesi olsa dahi kıymeti yoktur.

yetişkin bir muhabbet katili, manidar cevabıyla o güzelim muhabbetinizi bertaraf etme kudretine sahip kişidir.

kaç! arkana bile bakmadan kaç!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim