hissedilen en masum, en mahsun, en duru asktir bence bu cocukluk asklari. tabii benimde vardi. daha once de bir baslikta yazmistim sanki, ismi burak'ti sozluk. simdi cocukluk aski dedigime bakmayin ilkokul besinci siniftan evlenene kadar bu cocugu sevdim ben. mevzusu derindi kisaca. ustelik dort sene hic gormedim. ne lise aski ne benzeri bir sey yasamadim ona sevgimden. yalniz cok guzel sevmistim, simdi animsadim....
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her seferinde karşımda insan mı var yoksa keşkül mü diye sorgulatan insan tipidir, olmaz olsundur, puh!

edit : pandemi döneminden önce de vardı bu tipler, şimdiye has değil yani.
devamını gör...

o z kuşağı acayip zeki ulan demek istediğim başlıktır.
adamlar mantıklı oy kullanıyor oradan biliyorum hepsi fırtına gibi maşallah.
15 yaşında bir yazar var bomba gibi tanımlar giriyor.
ben 15 yaşımda altıma çiş yapıyordum.
devamını gör...

ben buldum.
şimdi yeni bir sözlükmüş gibi burada bir sözlüğün reklamını yapacağız. sonra birisi çaktırmadan, öylesine iyilik yapıyormuş gibi sahte bir link verecek. o da doğruca "kuzey kore göçmen başvurusu" sayfasına yönlendirecek. doğukan, yeni bir sözlüğe kaydoluyorum sanıp dolduracak. birkaç gün içinde kim jong-un'un adamları gelip doğukan'ı götürecek. orada internet kullanamadığı için bir daha sözlükte hesap açamayacak.
devamını gör...

öğrencisi olduğum okulum için katıldığım protesto.

bu protestonun amacı okul dışından (siyasi kariyeri, intihallerle dolu akademik kariyerinin önüne geçmiş) birinin "atanarak" rektör yapılmasına karşı çıkmaktı. daha önceki sistemde okul içinde okul mensuplarıyla yapılan seçim sonucunda rektör belirlenirdi. ilk kez, seçilen yerine atanarak gelen mehmed özkan ile bu sistem değişti. mehmed özkan boğaziçi mensubu olduğu için o dönem yeterince ses çıkarılmadı. 20 yıldır bu ülkede yapılan hiçbir şey tek seferde yapılmamıştı oysa. hep bir öncü adımı oldu ve biz bu adımda ses çıkarmadığımız için son kaçınılmazdı hep.

ne diyordum? hah, ben bugün oradaydım. başta her şey çok güzeldi. daha önce boğaziçi'nde bu kadar büyük bir kalabalığın ortak bir fikir için bir araya geldiğini görmemiştim. öncesinde yapılan uyarılar işe yaramış, seviyeli bir eylem yapılıyordu. ta ki güney kampüse mezunların ve okul dışından öğrencilerin girişi engellenene kadar. grup bir anda ikiye bölündü ve bir kısmı içeri girerken diğer kısım dışarıda kaldı.

bu protesto planı yapılırken birçok kez öğrencilerin kaçınması gereken tutumlar konuşulmuştu. olayı amacından saptırmayacak bir açıklama hazırlanmıştı ve sloganlar da çirkinleşmeden devam ediyordu. fakat bir noktadan sonra polise su dolu pet şişe fırlatan birkaç kişi oldu. hatta bir ara havada uçan bir taş gördüm. ondan sonrası tomadan su sıkılması ve biber gazı vs. o taşı gördüğümde bittiğini düşündüm. saatlerce meramını düzgünce anlatmak, sesini duyurmak için çırpınan öğrencilerin bütün çabaları yok sayılacak ama o taş bütün haberlerde yer alacaktı ve hepimiz terörist ilan edilecektik. beklediğim gibi oldu...

çarşamba günü tekrar bir protestonun yapılacağı söyleniyor. bu protestolar nereye varır bilemem. yıllardır okuduğumuz okulu bizden sonrakilere emanet ederken içimiz rahat olsun istiyorum sadece. bu ülkede bizim neslimize emanet edilenler ortada. sırtladığımız enkazı büyütüp teslim edecek olmak çok acı geliyor.
devamını gör...

röportajinda "merak etmeyin yoldaş sizi bulur" dedikten sonra kayıplara karışan eyluling ve hate'nin uzun süre ortalarda gözükmemesi, bizi endişeye düşürmüştür. lütfen gerekli açıklamalar yapılsın. eğer buralardaysanız da göz kırpın, kapak fotoğrafınıza "help" falan yazın, biz anlariz. ortalığı ayağa kaldırırız.
devamını gör...

#1144106

bu girinin ardından "neden?" ya da "nasıl yani?" diye düşünenler olacaktir. ben de bunun sebebini açıklayayım:

hindistan'da gerçekten de ineğe tapılmaz. fakat dini olarak kutsal olan bazı canlılar vardır: maymun, kaplan, fare ve inek gibi. fakat bu canlılardan en kutsalinin inek olduğu kabul edilir.

çünkü hindistan'da bir rivayete göre 300 milyondan fazla tanrı vardır. her durumla ilgili ayrı bir tanrı vardır. bu nedenle çok fazla bulunmaktadır. ayrıca tanrılar arasında da aynı hinduizm'deki kast sisteminde olduğu gibi olceklendirme vardır. yani birinci sınıf tanrılar, ikinci sınıf tanrılar vb gibi.

( tanrılar arasındaki sınıfsal farklar ne işe yarar derseniz, halk daha alt sınıf tanrılara tapar. üst sınıf tanrılarla ancak brahman gibi çok dindar olan kişiler muhatap olabilir. halk bu üst sınıf tanrılara ulaşamaz. bu noktada alt sınıf tanrıların işlevi halk için bir tapınma aracı olmasıdır. )

konumuza tekrar dönelim. ineğe tapmiyorlar ama en kutsal hayvan kabul ediyorlar dedik, ayrıca çok fazla tanrıları olduğundan bahsettik. işte bu çok tanrılı dindeki en üst düzeydeki tanrı "brahma"dır. ve brahma bir ineğin vücudunda hayat bulur. bu nedenle inek kutsal kabul edilir.

yani görünürde tapılan şey inek gibi dursa da aslında taptıkları şey brahma'dır. gösterilen saygı ineğe değil brahma'nın ruhuna karşıdır. çünkü brahma evreni yaratmıştır ve evrende var olan her şeyin mutlak sahibidir. ineğin her bir uzvu da brahma'nın ruhuna ait sembolik bir parçadır.


ek: ayrıca inekleri kesmemelerinin ve inek eti yemeklerinin sebebi yalnızca sembolik olarak ona tapiniyor olmaları değil. hinduizmde ineğin kutsallığı şu 5 ürünü insanlığın yararına sunmasindan dolayidir:
1) süt
2)peynir
3) tereyağı
4)idrarı ( şifa niyetine içiyorlar )
5) gübresi. ( dışkısi yakacak olarak kullanılıyordu.)

hinduizm'e göre bu mükemmel hayvanı kesip tek seferde etinden faydalanmak yerine verdiği ürünlerden daha uzun sürede ve daha çok insan faydalanabilirdi.
devamını gör...

bedenin işlevini yerine getirdiği sürece onun ne kadar büyük bir düşman olabileceğini fark edemiyorsun, ama ona bir an için karşı koymaya kalkınca, yenildiğimi görüyorum.
devamını gör...

güne bir şerefsizlik haberiyle devam edelim.

iki buçuk sene önce izmir’den muğla’ya tatile giden bir çift, kelebekler vadisi’nde fotoğraf çektirirlerken ortalığın tenha olduğundan emin olan koca, 7 aylık hamile eşini yamaçtan aşağıya doğru itmiş ve ölümüne neden olmuş.

bu kadarla kalsa iyi. olaydan önce rahmetliye tek lehdarı kendisi olacak şekilde 400 bin lira teminat bedelli ferdi kaza sigortası yaptırmış. olay kaza sanıldığı için de adama sigorta şirketi 400 bin lira ödemiş.

bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz. adam bu parayla iki buçuk sene boyunca ülke ülke, şehir şehir gezmiş ve fotoğraflarını sosyal medyaya yüklemiş. bu kadar arsızlığa da pes doğrusu!

kaynak: www.hurriyet.com.tr/amp/gun...
devamını gör...

işte tam böyle havalarda ruhumun içine girerim.
böyle havalar.. kasvetli, soğuk havalar.
ruhumdan birer birer, biner parça koparan havalar.
yok olmayı tanrı'dan yalvararak isteyen ben,
bin umutla sigarama sarılıyorum tam da böyle havalarda.
bakma sen, benim ruhum hep böyle havalarda üşür.
gerçi ben hep yaz görünümlü kış değil miydim?
bileklerim acıya ve soğuğa yenik düşerken,
soyunup dalıyorum o hüzün denizine..
oysaki ne çok ihtiyacım var sımsıcak bir gülüşe.
onu bunu boş ver de, sizin oralarda da
havalar böyle midir?
kapının önünde o bilinmezliği beklerim.
şayet bilmediğim o bilinmezlik sen isen,
aç kolların sar beni *
devamını gör...

muhteşem bir ordu sonbaharından günaydın
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çayı şekersiz içen zevkli mi oluyor yani.
devamını gör...

mal paylaşımının aile içinde kalmasını isteyen ailelerin yaptığı yada sebep olduğu evliliktir. kadının da bir mal olarak görüldüğü toplumlarda daha yaygındır. sakıncaları vardır.

* ilk sebebi kalıtsal hastalıkların görülme ihtimalinin artmasıdır. akraba olan insanların genlerinde aktarılan hastalıklar da benzer olabilir. anne ve babada var olan ama çekinik kalan hasta genler döllenme ile bir araya gelerek çocukta baskın gen haline gelebilir. anne baba sağlıklı görünür ama bir bakarsınız çocukta akdeniz anemisi var. bir yabancı ile evlendiğinde bu ihtimal daha düşük olduğu için akraba evliliği biyolojik açıdan sakıncalı görülür.

* ikinci sebebi ise sosyal bir etkiye sahip. bir kahvenin bile kırk yıl hatrını görmezden gelemiyoruz, akrabayı kim tutar? akraba arasında kişisel alanı korumak daha zor olduğu için dingonun ahırı gibi bir hayat sürmeye sebep olur, huzur kalmaz.

* bir de tabi unutmamak lazım. kızın eli hamur tutuyorsa daha iyisini bulamayacaklarını düşünerek de ele vermek istemezler. sonuçta onca sene emek vermiş ve yetiştirmişlerdir. huyunu suyunu bildikleri için daha iyi fayda sağlayabileceklerini düşünürler. kurban bayramı'nda babamlar da bu mantıkla kendi baktıkları ineklerden birini keserler mesela, elden alacağın daha mı iyi olacak?*

babannem ve dedem dayı-hala çocuklarıymış ve küçük yaşta evlendirilmişler. babannem babama her öfkelendiğinde "sen akraba evliliği sonucu olduğun için böyle oldun, puuu sana" diyerek hırsını almaya çalışırdı*. canım ailem benim...

akraba evliliği yapmayın demeyeceğim. sonuçta nacizane fikrimi yazdım, isteyen alır götürür. tek söyleyebileceğim şey "ne yaparsan yap, aşk ile yap". pişman etmediğin, sebep olmadığın bir hayat kur ki yüzün gülsün. sen güldüğünde çok güzelsin. ve sen güldüğünde dünyalara bedelsin.
devamını gör...

bir araştırmaya göre; insan mutluluğunun %50'si genlere, %40'ı hayata bakış açısına, %10'u ise dış koşullara bağlıymış.
devamını gör...

türkiye’nin en doğusunda yer almasına rağmen sert karasal iklim değil, mikroklima alanı olduğundan dolayı akdeniz ikliminin karakteristiğinin görüldüğü ilimizdir.
devamını gör...

dalton trumbo'nun hem romanını yazıp, hem de filmini yönettiği johnny got his gun adlı eserinde, 1. dünya savaşında feci şekilde yaralanan bir gencin yaşadıkları anlatılır.

metallica'nın one isimli şarkısının ilham kaynağı ise bu kitapta olan aşağıdaki pasajdır:


"how could a man lose as much of himself as i have and still live? when a man buys a lottery ticket you never expect him to win because it's a million to one shot. but if he does win, you'll believe it because one in a million still leaves one. ıf i'd read about a guy like me in the paper ı wouldn't believe it, cos it's a million to one. but a million to (b: one always leaves one. i'd never expect it to happen to me because the odds of it happening are a million to one. but a million to one always leaves one. one." )


şarkının sözlerinde geçen şu kısımda, özellikle kitaba birebir gönderme yapılır:

darkness imprisoning me, all that i see, absolute horror
i cannot live, i cannot die, trapped in myself, body my holding cell
landmine has taken my sight, taken my speech, taken my hearing
taken my arms, taken my legs, taken my soul, left me with life in hell.


metallica konserlerinin master of puppets ile birlikte vazgeçilmezidir. bu şarkı için sahnede özel dev ekranlar kurulur ve şarkı aşağıdaki gibi başlar. başlangıcında duyulan sesler seyirciyi zaten havaya sokmaya yeterlidir.



ilham aldığı kitap için bkz: #403403
devamını gör...

halk kahramanı eşkıya debreli hasan için yazılmıştır.
drama köprüsü hasan dardır geçilmez
soğuktur suları hasan bir tas içilmez
at martinini de bre hasan dağlar inlesin
drama mahpusunda hasan dostlar dinlesin


sözlük radyosunda yer verilmesi gülümsetmiştir.
devamını gör...

iskender doğan-kan ve gül.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
:*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim