vergi alınmayan şey
türkiye stansartlarında bu başlık için oksijen cevabını verebiliriz ama o da şimdilik .
devamını gör...
sezen aksu'nun din üzerinden linç yemesi
bindik bir alâmete
gidiyoruz kıyamete
selam söyleyin o cahil
havva ile adem'e
bu dörtlükte ilk 2 satırı belki kastedilen gibi bütün insanlığı kapsayan anlam içeriyor olabilir ama alenen son 2 satırda aynı şeyi söyleyemeyiz.
hz.adem kuranla tescilli ilk alim, ilk insan, ilk peygamber, ilk allahla konuşan insan ve melekleri bile alt edecek ilme sahipken şarkı satırlarında "cahil" kelimesiyle zikretmek kimsenin haddine değil.
"allah âdem'e esmâların (ilimlerin) hepsini öğretti."
(bakara - 31 )
hatrı sayılır bir sanatçı olmak da dini konuda hassasiyet gösteremeyeceği anlamına gelmez. eğer sanat anlayışını da dini hafif almaya, alaya almaya, ya da kötülemeye indirgemişseniz o anlayışta bir sıkıntı var demektir.
kimsenin kimsenin kutsalına sanat olarak geçtim normal cümle olarak bile bu gibi satırlar kurma hakkı yoktur.
aynı zamanda dinden çıkmaya sebep olan 4 tane unsur vardır;
1- inkâr : islam'ın kesin bir hükmünü kabul etmemek.
2- istihfaf: islam'ın hükümlerini (islamî değerleri) hafife almak.
3- istihzan: islam'ın hükümleriyle (islamiyetle) alay etmek.
4- istihlâk: kesin olan bir haramı helal saymak.
bir şarkıda "selam söyleyin o cahil isa'ya (haşa)" gibi cümleler kullansak bu dindar hıristiyan kesimin tepkisini çekmez mi? tabiki çeker. evet insanlık soyu hz. adem (as) ve havva annemizden gelmiştir. ama eğer bütün bir insanlığı kapsayacak bir cümle kuracaksan (velev ki) gidipte "cahil" kelimesini kullanamazsın daha doğrusu dil uzatıcak, alaya alacak ya da hakaret edecek bir cümle kuramazsın.
kelimeler yerin dibine mi girdi? sırf insanlığı da kapsayacak bir cümle kuralım diye ille de bu hz.adem ve havva annemize cahil demeyi mi gerektiriyor? allah aşkına bir doğruyu yanlışı görün. körü körüne savunmayı değil, yeri geldiğinde insanların yanlışı olabileceğini de görün.
sesi güzele değil, sözü güzele sanatçı denir. eğer bir sözünde sıkıntı varsa bu konuşulmalıdır.
komşuya hakaret 6 ay, idareciye hakaret 1 yıl, atatürk'e hakaret 3 yıl ama allah'a, rasulüne, peygamberlerine, islam değerlerine hakaret ise fikir özgürlüğü, sanat sayılıyor.şimdi biri dese ki "selam söyleyin o cahil atatürk'e" ve açıklama olarak ordan bütün insanlığa veya türk halkına bir söylemde bulunduk dense hangi kişi o kelimeyi yine de içine sindirebilir? kim bunu sanat olarak kabul eder? emin olun sezen aksu'ya yapılan linçten daha fazlası ortaya çıkar gerek tv kanallarında, programlarda gerekte sosyal medyada.
dini değerlerin bu kadar mı yeri var ya gerçekten? iki sanat cümlesine sığdırılabilecek kadar mı bir sorun teşkil etmiyor? din, sanat için her yolda kullanmak mübah olacak kadar değersiz değil herkes kusura da bakabilir bu cümlem için. lütfen dini değerlerimize sahip çıkalım, içinde olunmasa bile hakaret etmeden, alaya almadan saygı duymak zorunluluktur.
gidiyoruz kıyamete
selam söyleyin o cahil
havva ile adem'e
bu dörtlükte ilk 2 satırı belki kastedilen gibi bütün insanlığı kapsayan anlam içeriyor olabilir ama alenen son 2 satırda aynı şeyi söyleyemeyiz.
hz.adem kuranla tescilli ilk alim, ilk insan, ilk peygamber, ilk allahla konuşan insan ve melekleri bile alt edecek ilme sahipken şarkı satırlarında "cahil" kelimesiyle zikretmek kimsenin haddine değil.
"allah âdem'e esmâların (ilimlerin) hepsini öğretti."
(bakara - 31 )
hatrı sayılır bir sanatçı olmak da dini konuda hassasiyet gösteremeyeceği anlamına gelmez. eğer sanat anlayışını da dini hafif almaya, alaya almaya, ya da kötülemeye indirgemişseniz o anlayışta bir sıkıntı var demektir.
kimsenin kimsenin kutsalına sanat olarak geçtim normal cümle olarak bile bu gibi satırlar kurma hakkı yoktur.
aynı zamanda dinden çıkmaya sebep olan 4 tane unsur vardır;
1- inkâr : islam'ın kesin bir hükmünü kabul etmemek.
2- istihfaf: islam'ın hükümlerini (islamî değerleri) hafife almak.
3- istihzan: islam'ın hükümleriyle (islamiyetle) alay etmek.
4- istihlâk: kesin olan bir haramı helal saymak.
bir şarkıda "selam söyleyin o cahil isa'ya (haşa)" gibi cümleler kullansak bu dindar hıristiyan kesimin tepkisini çekmez mi? tabiki çeker. evet insanlık soyu hz. adem (as) ve havva annemizden gelmiştir. ama eğer bütün bir insanlığı kapsayacak bir cümle kuracaksan (velev ki) gidipte "cahil" kelimesini kullanamazsın daha doğrusu dil uzatıcak, alaya alacak ya da hakaret edecek bir cümle kuramazsın.
kelimeler yerin dibine mi girdi? sırf insanlığı da kapsayacak bir cümle kuralım diye ille de bu hz.adem ve havva annemize cahil demeyi mi gerektiriyor? allah aşkına bir doğruyu yanlışı görün. körü körüne savunmayı değil, yeri geldiğinde insanların yanlışı olabileceğini de görün.
sesi güzele değil, sözü güzele sanatçı denir. eğer bir sözünde sıkıntı varsa bu konuşulmalıdır.
komşuya hakaret 6 ay, idareciye hakaret 1 yıl, atatürk'e hakaret 3 yıl ama allah'a, rasulüne, peygamberlerine, islam değerlerine hakaret ise fikir özgürlüğü, sanat sayılıyor.şimdi biri dese ki "selam söyleyin o cahil atatürk'e" ve açıklama olarak ordan bütün insanlığa veya türk halkına bir söylemde bulunduk dense hangi kişi o kelimeyi yine de içine sindirebilir? kim bunu sanat olarak kabul eder? emin olun sezen aksu'ya yapılan linçten daha fazlası ortaya çıkar gerek tv kanallarında, programlarda gerekte sosyal medyada.
dini değerlerin bu kadar mı yeri var ya gerçekten? iki sanat cümlesine sığdırılabilecek kadar mı bir sorun teşkil etmiyor? din, sanat için her yolda kullanmak mübah olacak kadar değersiz değil herkes kusura da bakabilir bu cümlem için. lütfen dini değerlerimize sahip çıkalım, içinde olunmasa bile hakaret etmeden, alaya almadan saygı duymak zorunluluktur.
devamını gör...
palto (öykü)
üç kere okuduğum bir gogol amca hikayesi. fena eleştiri yapıp fena eleştiriye tutulmuştur. öykünün ardından dönemin en ünlü eleştirmeni belinski'nin eleştirisine bakabilirsiniz. ayrıntı yayınlarında bu eleştiri de mevcut. kısa klasikleri ayrıntıdan okuyun bence, keza dostoyevski'nin insancıklar'ını da çok iyi ele almışlar.
devamını gör...
hayatının aşkı karşına çıksın diye beklemek
hayatının aşkını bulma şansını yüzde elli azaltan eylem.
bence hayatının aşkı diye bir şey de yok ya, neyse… farklı derecelerde uyumlu ilişkiler kurabileceğimiz insanlar var. yüksek uyum tutturulabilecek birisini bulabilmek için de bence beklemek yerine gözü açık ve girişken olmak lazım. ayrıca denemekten de korkmamak lazım. kötü ilişkiler de birşeyler öğretir.
gençken bazen “o” kişiyi bulmak çok küçük bir ihtimal gibi geliyor. beğeneceğiniz kişi tarafından beğenilme ihtimalini arttırabilmek için;
- bağımsız olun
- öğrenin (kitap, internet, gezi vb her yoldan)
- ruhunuzu inceltin (sanat yaparak veya tüketerek)
- bedeninizi geliştirin (sağlıklı bir vücut daha cazip görünür, ayrıca 50 yıl sonrası için de bir yatırımdır)
bence hayatının aşkı diye bir şey de yok ya, neyse… farklı derecelerde uyumlu ilişkiler kurabileceğimiz insanlar var. yüksek uyum tutturulabilecek birisini bulabilmek için de bence beklemek yerine gözü açık ve girişken olmak lazım. ayrıca denemekten de korkmamak lazım. kötü ilişkiler de birşeyler öğretir.
gençken bazen “o” kişiyi bulmak çok küçük bir ihtimal gibi geliyor. beğeneceğiniz kişi tarafından beğenilme ihtimalini arttırabilmek için;
- bağımsız olun
- öğrenin (kitap, internet, gezi vb her yoldan)
- ruhunuzu inceltin (sanat yaparak veya tüketerek)
- bedeninizi geliştirin (sağlıklı bir vücut daha cazip görünür, ayrıca 50 yıl sonrası için de bir yatırımdır)
devamını gör...
ah'lar ağacı
ezberinden okuyan, okuduğunu yaşayan ve yeryüzündeki cennet sesine sarıp yollayanlar var.
yok demeyin, var.
bugün gördüm ben, arkada araba sesleri, kısık bir arka plan müziği, "burası en sevdiğim kısmıydı" diyen bir ara nağme, rüzgar ve fırtına, hepsi sen hepsi sana diyen battal boy sevda, tüm bunları nasıl taşıyacağımı düşünen ben, bitmeyen tanım, tamamen gitti aklım..
yok demeyin, var.
bugün gördüm ben, arkada araba sesleri, kısık bir arka plan müziği, "burası en sevdiğim kısmıydı" diyen bir ara nağme, rüzgar ve fırtına, hepsi sen hepsi sana diyen battal boy sevda, tüm bunları nasıl taşıyacağımı düşünen ben, bitmeyen tanım, tamamen gitti aklım..
devamını gör...
sözlükte birbirini tanıdığını düşündüğünüz yazarlar
bazen gerçekten şaşırıyorum neyi kaçırıyorum diye. bir grup var, birlikte hareket ederek sanki her gün birilerini gündeme taşıyor gibiler. o zaman diyorum ki herhalde bunların hepsi aynı apartmanda oturuyor ve tüm sözlüğü kendilerince evirip çeviriyorlar. (bkz: sözlüğü bir apartmandan yönetiyorlarmış) gibi bir durum var da bizden mi saklıyorsunuz?
devamını gör...
insan ilişkilerinden çıkarılmış en önemli ders
başka insanları kendinizi tanıdığınızdan daha fazla tanıyamazsınız. kendinizi tam anlamıyla tanımak için ne kadar çok çabalarsanız, başkalarını daha iyi tanımaya da o kadar yaklaşırsınız.
devamını gör...
kırmızı başlıklı kız masalındaki kurda yapılan haksızlık
kırmızı başlıklı kız hentaisi izlerken bu haksızlığın çok fazla dile getirilmediğini, hatta kurdun nefsi müdafaa hakkı olduğunu düşündüğüm olaylar silsilesi.
ormanların hali ortada. yakılmadık çimen kalmadı ülkede. hayvanlar yiyecek yemek, barınacak, kafalarını sokacakları bir yer bulamıyor. şehirleşme artık iyice ormanların içine kadar girdi. bunlar yetmezmiş gibi birde molozlarımızı, pisliklerimizi ormanlara döküyoruz. ormana sevişmeye giden çiftlerimizi hiç söylemiyorum bile. ya bu hayvan böyle bir ortamda nasıl hayatta kalsın. nasıl neslinin devamlılığını sağlasın. insanlara saldırır tabi napacaktı başka.
vay efendim ninesine yemek götüren kızı kandırmışta, 90 yaşındaki bir teyzeye saldırmış falan filan. ulan bu kurt deyip ötekileştirdiğiniz hayvan toplumun sunduğu maskülenliği yırtıp atmış, yeni bir kılığa bürünmüş. rahmetli seyfi dursunoğlu huysuz virjin oldu diye neler yaptılar adama. televizyona çıkarmadınız, ekmeğinden ettiniz be adamı. ya bu hayvan bu kadar zorluğun içinde, geçim mücadelesi güderken, bu tabuları yıkabilirken kendisine böyle bir tutum sergilenmesi ayıp değil mi?
ormancı denen bir şahıs geliyor ve kızı kurtarıcam ayağına içindeki hayvan düşmanlığını ortaya çıkarıp kurdun içini yarıyor ve hepimiz bunu alkışlıyoruz. üzgünüm ama evde kedi besleyip sokağa iki kap su koymak sokak hayvanlarını korumak değildir. bu tür konuları gündeme getirip tartışmak, bu vahşete susmamak hayvan haklarını korumak demektir.
hem üstelik ormancı denen adam kim ve neyin nesi? nerelerden mezun olmuş? ulusalcı mı milliyetçi mi yoksa seküler mi? daha önce hiç dostoyevski, gogol veya ivan turgenyev okumuş mu? en azından hayvan çiftliğini okumuş olması gerektiğini düşünüyorum. bir kızı ve nenesini kurtardı diye hemen kahraman ilan etmek ne kadar doğru? bunlar tartışılmalı
üstelik 95 yaşına gelmiş ailesine ve devlete maddi manevi zorluk yaratan, eski erbakancı bu teyzenin neden bi anda bu kadar önemsendiğini anlamış değilim. teyze ormanda tek başına yaşamaya başlamadan önce neredeydiniz? kurt aç kalıp karnını doyurmak isteyincemi değere bindi bianda.
bu masala ön ayaklık eden, okuyan okutan herkesin kendi kendine kalıp iç pazarlıklarını gözden geçirmesini umuyorum. lütfen artık bazı şeylerin farkına varalım. popülizmi bırakıp doğru olanı konuşalım.
ormanların hali ortada. yakılmadık çimen kalmadı ülkede. hayvanlar yiyecek yemek, barınacak, kafalarını sokacakları bir yer bulamıyor. şehirleşme artık iyice ormanların içine kadar girdi. bunlar yetmezmiş gibi birde molozlarımızı, pisliklerimizi ormanlara döküyoruz. ormana sevişmeye giden çiftlerimizi hiç söylemiyorum bile. ya bu hayvan böyle bir ortamda nasıl hayatta kalsın. nasıl neslinin devamlılığını sağlasın. insanlara saldırır tabi napacaktı başka.
vay efendim ninesine yemek götüren kızı kandırmışta, 90 yaşındaki bir teyzeye saldırmış falan filan. ulan bu kurt deyip ötekileştirdiğiniz hayvan toplumun sunduğu maskülenliği yırtıp atmış, yeni bir kılığa bürünmüş. rahmetli seyfi dursunoğlu huysuz virjin oldu diye neler yaptılar adama. televizyona çıkarmadınız, ekmeğinden ettiniz be adamı. ya bu hayvan bu kadar zorluğun içinde, geçim mücadelesi güderken, bu tabuları yıkabilirken kendisine böyle bir tutum sergilenmesi ayıp değil mi?
ormancı denen bir şahıs geliyor ve kızı kurtarıcam ayağına içindeki hayvan düşmanlığını ortaya çıkarıp kurdun içini yarıyor ve hepimiz bunu alkışlıyoruz. üzgünüm ama evde kedi besleyip sokağa iki kap su koymak sokak hayvanlarını korumak değildir. bu tür konuları gündeme getirip tartışmak, bu vahşete susmamak hayvan haklarını korumak demektir.
hem üstelik ormancı denen adam kim ve neyin nesi? nerelerden mezun olmuş? ulusalcı mı milliyetçi mi yoksa seküler mi? daha önce hiç dostoyevski, gogol veya ivan turgenyev okumuş mu? en azından hayvan çiftliğini okumuş olması gerektiğini düşünüyorum. bir kızı ve nenesini kurtardı diye hemen kahraman ilan etmek ne kadar doğru? bunlar tartışılmalı
üstelik 95 yaşına gelmiş ailesine ve devlete maddi manevi zorluk yaratan, eski erbakancı bu teyzenin neden bi anda bu kadar önemsendiğini anlamış değilim. teyze ormanda tek başına yaşamaya başlamadan önce neredeydiniz? kurt aç kalıp karnını doyurmak isteyincemi değere bindi bianda.
bu masala ön ayaklık eden, okuyan okutan herkesin kendi kendine kalıp iç pazarlıklarını gözden geçirmesini umuyorum. lütfen artık bazı şeylerin farkına varalım. popülizmi bırakıp doğru olanı konuşalım.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
sanat sanat için midir sanat toplum için midir sorunsalı
bir heykel veya bir resime baktığınızda ondan bir şeyler alıyorsanız, o sanat eseri sizin için yapılmıştır.
bin yıldır aynı konu. kimse de çıkıp benim gibi açıklayıcı tanım yazmayınca, kafalar aydınlanamıyor tabi. hadi iyisiniz.
bin yıldır aynı konu. kimse de çıkıp benim gibi açıklayıcı tanım yazmayınca, kafalar aydınlanamıyor tabi. hadi iyisiniz.
devamını gör...
yüzüne kezzap dökülen kızın saldırganıyla evlenmesi
yaşamadığım hayatları yargılamayı sevmiyorum. keşke kadına yardım edebilecek birileri olsa. sağlam psikolojiyle verilemez bu karar zaten. kadın olarak doğarak bir sıfır yenik başlıyoruz hayata.
devamını gör...
insanı mutlu eden ucuz şeyler
birkaç renk akrilik boya. tek sıkıntı, her şeyi boyamak istiyorum. *
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
kurultay
bir konuyu görüşmek üzere çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara "kurultay" denir.
toplumu ilgilendiren konularla alakalı olanları kamuya açık, toplumun genelini ilgilendirmeyen belli bir kooperatif kurultayları kamuya kapalı olabilir.
toplumu ilgilendiren konularla alakalı olanları kamuya açık, toplumun genelini ilgilendirmeyen belli bir kooperatif kurultayları kamuya kapalı olabilir.
devamını gör...
hintlerin ineğe olan saygısı
animizm temelli, paganist (putperest) dini anlayıştan gelir.
animizm; insanların, atalarının öldükten sonra, ruhunun hayvana* geçtiğine inanılan bir inanç biçimidir.
islamiyet öncesi, arap toplumlarında da bu inanış vardır*.
yani hindular: ineğe veya başka bir hayvana saygı duyarken, aslında ölen atalarının ruhuna saygı gösterdiklerini düşünürler.
günümüzde çok meşhur olan, reptilian felsefesinin temeli de budur.
animizm; insanların, atalarının öldükten sonra, ruhunun hayvana* geçtiğine inanılan bir inanç biçimidir.
islamiyet öncesi, arap toplumlarında da bu inanış vardır*.
yani hindular: ineğe veya başka bir hayvana saygı duyarken, aslında ölen atalarının ruhuna saygı gösterdiklerini düşünürler.
günümüzde çok meşhur olan, reptilian felsefesinin temeli de budur.
devamını gör...
hayatından boş arkadaşları çıkarta çıkarta hiçbir arkadaşının kalmaması
çokluk b+kluktur derler. en iyisi az insan ve çok huzurdur bence.
devamını gör...
kedilerin yolda yürürken durup sizi kesmeleri
ne bakıyon lan kurabiye var simit var diye karşılık verilesi bakıştır.
devamını gör...