(bkz: harita anahtarı) olarak da bilinen kavramdır.
devamını gör...

the walking dead diye düşünüyorum. "çok övdüler. bir bakayım neymiş?" diyerek açıp 1 günde ilk sezonu bitirmiştim.
devamını gör...

doğrusu aldatmayan insanın olmamasıdır. herkes aldatır ve aldatılır. bazısı eyleme döker bazısı fikirde yaşar. arada fark yoktur, kim karşısındakinin fikrini öğrense aynı derece de kırılır. mesele hayatı dengede yürütmek ve irade kontrolünde yatmaktadır zannımca.
devamını gör...

sözlüğümüzün "engin bilgi denizi" olarak gördüğüm şahane yazardır. matematik, tarih, psikoloji, sosyoloji... her konuda fikrini bizlerle paylaşmaktadır. esprilidir ayrıca: #140570 :d

hep yazması, hiç bırakmaması dileklerimle...

edit: ekleme
devamını gör...

sadece ağzımi açsam yine iyi. ben bir de çiğneyip yutuyorum olmayan yemekleri. *
devamını gör...

ben daha küçükken aklım çok ermiyorken bu bayrama bir keresinde tüm sülale miting vardı ona gitmiştik. bir sanatçı vardı şarkılar söylemişti. her yer insan kaynıyor herkes mutlu, gülüyor, eğleniyor tam bir şenlik havası. en güzel yeri de 'bir mayıııs bir mayıııs işçinin emekçinin bayramııı' diye herkesin hep bir ağızdan bu marşı söylemesiydi. gaza gelip ben de yumruğum havada katılmıştım bu marşa. ne güzel bir gündü. hala hatırımda.
devamını gör...

diyanet işleri başkanı ali erbaş taburcu olurken, yanında görülen hanımefendinin kıyafet kombinasyonudur. beğenimi kazanmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yarın hallederim yaa, en kötü otobüste çalışırım ne olacak.
(halledemedi...)
devamını gör...

teoman tarafından da seslendirilen, hatta birçokları tarafından bir teoman parçası sanılan orhan atasoy eseri.

klibi şahanedir.

devamını gör...

türk gençliğinin sana o kadar ihtiyacı var ki... arıyoruz seni...
devamını gör...

huysuz virjin'in yaptığı bağış.
devamını gör...

herkesten soğumama neden olan durum.
bir saatlik sohbet içinde 2 dakika kendim ile ilgili bir şey söylüyorum ve bir anda konu yine karşımdaki kişiye geçiyor. bu durum özgüvenimi de zedeliyor. ciddiye alınmadığımı hissediyorum. konuştuğumda da düşündüğüm şey karşımdakini sıkıyor muyum oluyor. az sayıda dostum var ama çoğunda hep dert dinleyen kişi ben oluyorum artık kimseyi aramak telefonlarını açmak istemiyorum.
devamını gör...

nedense marketten yeni gelmiş poşetleri açan çocuk heyecanıyla okuduğum hede.
devamını gör...

not: bir başka sitedeki kendi yazımdan alıntıdır.


termodinamik yasaları ile ilgili bir düşünce deneyi.

yazı, içerikten kaynaklı olarak mecburen biraz uzun olacak. baştan uyarmış olayım.

***

termodinamik, 4 yasa üzerine şekillenmiştir. cinin olayını anlamak için kısaca bakalım bunlara.

0. yasa:
elimizde bir a ve bir de b olmak üzere 2 sistem olsun. bu sistemler birbirleriyle etkileşim içerisinde olsunlar. eğer etkileşime rağmen ikisinin de sıcaklığında zamanla bir değişim meydana gelmiyorsa, bu sistemler ısıl dengededir.

bir c sistemimiz daha olsun. bunun sıcaklığına dair bir bilgimiz olmasın. bu sistemi mesela a sistemi ile etkileşecek şekilde konumlandıralım. tıpkı yukarıdaki gibi, a ve c arasında bir ısı alışverişi ve sıcaklık değişimi olmazsa, a ile c ısıl dengededir. o halde c sistemini b ile bir araya getirmeye gerek kalmadan, b ve c'nin de ısıl dengede olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

1. yasa:
çoğumuzun bildiği "enerji yoktan var, vardan yok edilemez" sözünün temeli olan yasadır. ancak enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir.

2. yasa:
en meşhur yasadır da diyebiliriz. entropi ilkesi olarak da bilinir. en kaba şekliyle, evrendeki her şeyin minimum enerji ve maksimum düzensizliğe gitme eğilimi içerisinde olduğunu söyler. bir yerde var olan enerji, %100 verimli şekilde işe dönüştürülemez. bir kısmı işe dönüşürken, bir kısmı da sistem içerisinde kullanılır.

3. yasa:
basitçe, hiçbir maddenin sonlu sayıda işlemden geçirilerek mutlak sıfır noktasına kadar soğutulamayacağını söyler.

***

cin konusuna geçmeden önce 2 detayı daha hatırlamak gerek.

1- bir ortamda bulunan parçacık ya da moleküllerin tamamı aynı hıza sahip değildir. ortalama bir hız değeri ve bunun altında ya da üstünde kalan hızlarda hareket eden parçacıklar bulmak mümkündür. yani hız değerleri bir dağılım gösterir.

2- odaya bıraktığınız sıcak bir çayın zamanla soğumasını beklersiniz, daha fazla ısınmasını değil. normal şartlarda ısı transferi sıcak olan ortamdan, daha soğuk olana doğru gerçekleşir. sıcak çay, ısısını daha soğuk olan oda ortamına vererek onunla eşit sıcaklığa gelir bu yüzden.

***

düşünce deneyimiz şöyle:

ortasında açılıp kapanan küçük bir kapı olan, eşit sıcaklıkta 2 bölmemiz var ve cinimiz de bu kapının yanında nöbet tutuyor.

cinin görevi, ortamdaki moleküller içerisinde, ortalama hızdan daha hızlı ve daha yavaş olan molekülleri ayrı ayrı bölmelerde bir araya toplamak için, uygun zamanda kapıyı açıp kapatmak. ortalamadan daha hızlı moleküller kapıya yaklaştığında cin kapıyı kapatıyor ve geçişe izin vermiyor. ortalamadan daha yavaş moleküller içinse kapıyı açıyor ve bunların diğer bölmeye geçmesine izin veriyor. yani 1. bölmeye hızlı, 2. bölmeye de yavaş olan molekülleri topluyor.

şöyle bir sorun geliyor karşımıza: başlangıçta bölmelerin sıcaklıkları eşitti, ancak cin termodinamiğin 2. yasasına aykırı görünen bir iş yapıyor gibi... eşit sıcaklıktaki bölmeler arasında ısı transferi yaptığı için bölmelerden biri zamanla daha sıcak, diğeri daha soğuk oluyor. hatta sıkıntı tam olarak şu: yavaş olan molekülleri diğer tarafa geçirerek, soğuk ortamdan sıcak ortama ısı aktarıyor. oysa böyle bir şey gerçekte pek de karşılaşacağımız bir durum değil.

görünüşe göre termodinamiğin 2. yasası ihlal edildi ama gerçekten edilebilir mi?

edilemeyeceği, birçok uğraş ve çalışmadan sonra, landauer - penrose - bennett çözümü ile anlaşıldı. buna göre cini de sistem içerisindeki bir faktör olarak hesaba katmak gerektiği açıkça ortaya çıkmıştı. cin, gazın entropisini düşürmesine düşürüyordu, ama aynı işlemi sürekli tekrarlıyordu (moleküllerin hızını ölçme ve kapıyı açıp kapatma.) cin canlı bir varlık da olsa, bir bilgisayar da olsa hafızasını sonsuza kadar verimli kullanamayacak ve eski bilgileri "kafasından" silmek zorunda kalacaktı. silme işlemini yaparken enerji harcamak, çevreye ısı vermek zorunda kalacağından, sürekli olarak entropi doğuracak ve böylece toplam entropi sürekli olarak artmaya devam edecekti. bu da 2. yasanın geçerliliğini koruması demekti.

maxwell'in cini adlı bu düşünce deneyi 2. yasayı geçersiz hale getirmek şöyle dursun, yasanın mikroskobik sistemler için de geçerli olduğunu ortaya koymuş oldu.
devamını gör...

k
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
kendini ısıtabilmekten mahrum
kalbini avutabilmeye mahkum
kaybolmuş avucunda evrenin
karanlığında yitip gitmiş koyu gecenin
kara düşlerin büyük yangınıyım
közlerim yarışamaz rüzgarla
küllerim yollarla, aşılamaz dağlarla
kavuşur mu sanıyorsun, kavuşmaz !
kolum kanadım onulmaz yaralarla.
kaçıp gelebilsem dünden yarınlara
kıvılcım halinde ulaşsam sana
kaderim, kederim, kuruntum, tasam
kırçiçeğim, gelinciğim, yaban çileğim
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
küçük bir ateş, senin'çin yanan.

-fıstıklıbörek-
devamını gör...

oğuz atay tutunamayanlar romanını bu kitaptaki bir paragraftan etkilenerek yazmıştır. hatta kitabı yazdıktan sonra yusuf atılgan'a bir mektup yazmış fakat cevap alamamıştır.
bunu yusuf atılgan'ın kendi ağzından anlattığı bir söyleşisi yüklüydü youtube'da fakat bulamadım şu an, bulunca editlerim.
devamını gör...

ben hikaye yazarken, kafamdaki insanlar balığa çıkardı.
sait faik abasıyanık
devamını gör...

doğup büyüdüğüm ilçedir.şuanki bilgiye göre 108.000 nüfusludur.
2007 verilerine nüfusu 70.000'dir.somanın göç alma potansiyeli buradan anlaşılabilir.
sınırlarında birçok maden ocağı ve bir termik santral bulunur.nufüsun çoğu madende ve santralde çalışır.
yer altı kaynakları:linyit kömürü açısından çok zengindir.bunun yanı sıra çinko ve manyezit yatakları bulunmaktadır.ancak şuana kadar hiçbir şirketin ilgisini çekmemiş olacak ki,maden ocağı açılmamıştır.
santral:türkiye elektiriğinin %20'sini karşılayan bir santraldir.1950 yılında açılmıştır.o dönemde işçi kıtlığı olmuş olacak ki köylerden insanlar toplanıp 60 gün madenlerde santral için çalıştırılmış.büyük dedemde bunlardan biridir.

değerleri:saymakla bitmez ancak kültürel değerlere tarih başlığında değineceğim.leblebi her ne kadar çoruma ait olsa da somanın unutulmuş değerlerinden biridir.şuanda üreticisi bulunmamakla birlikte 40 yaş üstü somalıların dilinde bir türküdür.helvası ile de meşhurdur.özellikle tahin helvası.somada birçok helva üreticisi bulunur.en eskiler karcıoğlu helvadır.bir gün yolunuz düşerse alınız,yiyiniz.

tarihi:soma ilçesi aslında bugün ki konumundan ziyade,halen varlığını sürdüren darkale köyünde kurulmuştur.tam net tarih verilemesede,m.ö 350 civarı olduğu tahmin edilir.önceleri pergamon krallığına bağlı iken roma'lılara,doğu romalılar'a,araplar'a,anadolu selçuklular'a,osmanlılar'a,yunan'a ve nitekim türkiye cumhuriyetine bağlı kalmıştır.1 d.s dönemine kadar kayda değer bir olayı yoktur.sade bir kazadır.aydın vilayetine bağlı kalmıştır.(aydın vilayeti-saruhan sancağı-soma kazası).

bu devletler,bir çok eser vermişlerdir.en önemlisi kırkoluk camisidir.altından dere geçen nadir camilerden olup,yapımında kullanılan çiviler bile ahşaptır.çeşmesinde ve kapısında bizans döneminde kalma ve bizansa özgü bezemeler görülmektedir.camiye entegre bir çeşmeside vardır.cami ile aynı adı taşır.somalılar oranın suyu için kurşun atar kurşun yer.bunun dışında çarşı camisi,damgacı camisi*,ulu cami balcı hanı,balık hali vs.de önemli eserlerdir.merak edenler.ulusal tez merkezinden bilgi edinebilirler.çok detaylı ve akademik bilgi alabilirsiniz.

ulupınar simidi:savaştepe unundan,balıkesir suyunda,yeni çıktı fırından sloganıyla satılan bir tür simittir.

seher ali:somanın merkezinde yani çınar denen mevki de heykeli bulunur.olayı anlatmak gerekirse;
seher ali yada yerel adıyla zeher ali somalı efelerdendir.yunan kuvvetleri ikinci taaruzlarında somayı işgal için gelirler.turgutalp civarında bigadiç milli taburundan iki çavuşumuzu şehit ederler(bu şehitlerimiz şuan turgutalpte yatmaktadırlar),kalan birliklerimiz ise bugün belkent dediğimiz sırtlara doğru çekilirler.bölge de 147.alay bağlısı birlikler vardır.kazım özalp komutasındadır.(bu bilgiler teyite muhtaçtır.şahsım bu bilgileri edineli çok olmuştur.)
yunan kuvvetleri bugün hala ayakta olan postane binasına kadar gelirler ve trompetlerini çalarak ilerlemeye başlarlar.bunu duyan zeher alimiz,(çınar ile postane arası 1.5 dk.)gururuna yediremez ve ateş eder.bir yunan atını vurur ancak yakalanır ve çınar ağacına asılmak suretiyle idam edilir.

bugün zeher alimizi tanıyan insan sayısı çok değildir.benim gibi koyu somalı birini en çokta bu üzmektedir.

verilebilecek çok bilgi var fakat kirlilik yapmak istemiyorum. eğer somaya gelecekseniz ve bilgi almak istiyorsanız mail atabilirsiniz.
[email protected]
devamını gör...

lucy maud montgomery'nin yazdığı kitabın netflix'e uyarlanmış dizisidir. 3 sezon yayınlanıp final yapmıştır. 1900 küsürlü zamanları anlatan dizimiz gerek karakterleriyle, gerek çekimleriyle insana huzur veren, içini sıcacık yapan çok güzel bir dizidir. bitmesine çok üzülmüştüm. dizisi popüler olduktan sonra kitapları da türkçeye çevrilmeye başlandı. onları okuyacağım artık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim