masa dışında her yerde de değilim, asıl sorun masa başında olup her yerde olmak... aklın yani... vize dışında her şey düşünülüyor...
devamını gör...

avustralyalı şarkıcı ve söz yazarı olan sia'nın lion (film)inde dinlediğim ve sonra da dinlemeyi bırakamadığım
çok sevdiğim bir şarkısı.

türkçe çeviri haliyle şarkıda en sevdiğim kısımlar şunlar:

denize seslendim ama o beni terketti...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır


gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu...
ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır


peki bu kısımları neden çok sevdim? bir düşünün, hüzünlüsünüz ve güneşli bir havada bir deniz kenarında olsam ne kadar güzel olurdu bu bana çok iyi gelirdi diye düşünüyorsunuz. evet bu çok güzel olur ama şöyle bir durumda var; ya hava fırtınalı olsaydı, gökyüzü karanlık, deniz ise sisle kaplı olsaydı.*
beklentilerimiz ve isteklerimiz olduğu gibi gerçekleşecek diye bir kaide yok. evet doğanın insan psikolojisinde bir etkisi olduğu gerçek ama kendimizi herhangi bir şey ile kısıtlamazsak yani mutlu olmamızı, yeniden ayağa kalkmamız için bize gereken gücün dışa bağlı olduğunu düşünmez, herhangi bir madde ya da insana atfetmezsek, gereken şeyin sadece zihnimizde olduğunu düşünürsek, bunu zihnimizde halledersek ne kadar güçlü olabileceğimizi bir düşünün.
devamını gör...

anne ve babalarının düğün fotoğraflarına yada videolarına bakarken "beni neden goturmediniz" diyip ağlayanı biliyorum.
devamını gör...

okuru olmaktan mutluluk duyduğum, takip edilesi yazar. müthiş bir kalemi var ve düşüncelerini yazıya oldukça yalın ve etkili bir şekilde dökebiliyor.

canıgönülden yazmaya devam etmesini diliyorum. zira kendisinden öğreneceğimiz daha çok şey var.*
devamını gör...

(bkz: hay kafanıza kadın kadar taş düşsün)
devamını gör...

bir de benim gibi oldukça uzak bir şehirde okuduysanız her şey farklıdır.eksileri olsa da artıları daha fazladır.
devamını gör...

güvenlik görevlilerine ''hayırlı nöbetler babayiğit'' şeklinde selam verir.
devamını gör...

sinirden kanımın çekilip beynime sıçramasına, şu an yazarken bile elimin ayağımın titremesine neden olan olaydır. ağız şapırdatmak vb seslerden rahatsız olanlar bir de tıbben hasta olarak kabul edilmiş ve bu durum misofoni olarak tanımlanmış. hayır rahatsız edilen, huzuru kaçırılan ben iken neden rahatsız eden kişiye hasta denmiyor da benim gibi insanlar yaftalanıyor. bak yine sinirlendim. son sözüm “lütfen yemek yerken ağzınızı şapırdatmayın, lütfen.”
devamını gör...

kendini pazarlamak, okuduklarını, yazdıklarını, giydiklerini hatta yardımlarını bile pazarladığın platform. beğeniyle orantılı da kendini tatmin hissini sağlar. özellikle şu devirde artık sevemediğim uygulama.
devamını gör...

"yalnızlığın dayanılmaz hafifliği" bunun en geçerli ve güzel örneğidir..

bir diğeri de modern zaman aşıkları. aşık dediysem yanlış anlaşılmasın lütfen, kastım aşkı tek öğünlük yemek olarak gören, gördüğü her tabağa ağzının suyu akan maneviyat yoksunu oburlar..

yoksa yeşilçam'ın saf aşıklarına saygımız sonsuz efendim..
devamını gör...

artık dayanacak gücüm kalmadı, tut tamam mı?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aslında radyocu. youtube'da dizi/film eleştirmenliği yapıyor.

töre nomus intikom.
-murat soner.
devamını gör...

"her zaman güzel öten kuğular, ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde, belki de hizmetinde bulundukları tanrının yanına gideceklerini sevindiklerinden, daha çok ve daha güzel ötmeye başlarlar. ama insanlar ölümden korktukları için kuğulara iftira atarak, üzüntüden öttüklerini, yaklaşan ölümleri için ağıt yaktıklarını söylerler. oysa genel inanışa göre kederlerinden öttükleri varsayıan bülbül, kırlangıç, ibibik gibi kuşlar da dahil olmak üzere, hiçbir kuşun aç olduğunda, üşüdüğünde ya da başka herhangi bir sıkıntı yaşadığında ötmediğini hiç akıllarına getirmezler. "*
devamını gör...

çocukluğunda köyün çocuklara sunduğu tüm coşkuyu kaçırmış kişilerdir. köyde yaşamadım, fakat çocukken tatillerde biriktirdiğim anılarım var, hayatımın en güzel anları olarak saklıyorum onları hafızamda.
kuzularla koşturduğum, buzağıların, sıpaların en minik en güzel halleriyle kalbimi coşturan zamanlardı. kendime en yakın bulduğum kuzuyu diğer yaz göremeyince çok ağlamıştım. o artık bir koyun olmuştu ve bu benim için kuzumu kaybettiğim anlamına geliyordu. ilk hayalkırıklığımdı sanırım. * kazlarla ve arılarla aram hiç bir zaman iyi olmadı.
pınarın başında oynardık en güzel oyunlarımızı köyün çocuklarıyla.
elma, erik ağaçları yuvamdı. evin bahçesindeki duvara tırmanır korukların tadını çıkarırdım. hiç ağaçtan düşmedim fakat damdan düştüm bir kere. "bana damdan düşeni getirin" *
sıkılırsam ya da birine kızmışsam alıp başımı tepelere koşardım, rüzgarlarla yarışırdım. en özgür hissettiğim anlardı. bir daha hiç öyle hissedemedim. bu yüzden çok değerli bu anılar benim için.
köyde yaşamadım dedim ama en güzelini yaşamışım aslında. *
devamını gör...

acil bir durum yoksa hele de karşı taraf başka bir görüşme yapıyorsa peş peşe aranmaz, aranmamalıdır.
devamını gör...

daha bir tane kötü şarkısına denk gelmediğim grup. hangi duygu durumunda olursanız olun dinlenilesi. tabii rock seviyorsanız.
devamını gör...

amazon.com.tr üzerinden kitap siparişi vererek katkıda bulunduğum kampanya. 30 haziran - 5 temmuz tarihleri arasında teslim edileceği yazıyor. bu vatanın pırıl pırıl evlatlarına ayırmak istedim çok az olan bütçemin bir kısmını. az çok demeden sadece bu köy okulunu değil, zor durumda olan köy okullarını tespit ederek desteklemeye devam edersek bu tam da bize yakışan bir hareket olur. evet devletin yapmadığını biz yapacağız buna mecburuz. babası yıllarca köy okullarında öğretmenlik yapmış, harabe bir toprak barakanın ortasına tahtalar cakıp bir tarafını okul bir tarafını ev olarak kullanmış babasıyla o toprakların havasını solumuş biri olarak siparişi oluştururken gözlerim doldu. canım babam, canım çocuklar. keşke imkanım daha fazla olsaydı.
yardım eden elleriniz dert görmesin arkadaşlar.
devamını gör...

bilmediğim ama öğrenmeye çalıştığım mevzudur.
kendimi 80 yaşından sonra okuma yazma öğrenen insanlar gibi hissediyorum.
şimdi gülmemiz gereken yere bunu yazıyoruz doğru mudur ey sözlük.
devamını gör...

aşırı tahammülsüzlük.gülüp geçtiği bir şakaya dahi aşırı tepki vermek birer örnek olabilir. ve yaşam amacını sorgulamak zaman zaman.
devamını gör...

ara ara bıraksam da düzenli olarak yapmaya çalıştığım hede. gelecekteki kendimin bana teşekkür edeceğini bildiğim için düşündüklerimi, yaşadıklarımı, hissettiklerimi kağıda dökmeyi seviyorum. kendi tarihimi kayıt altına almak gibi bir şey.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim