kavga anıları nedir dedirten başlık. savunma sanatları dışında dövüşmek kadar anlamsız bir eylem yoktur. birde buraya yazılıyor ne kadar güzel!
devamını gör...

"ne sen leyla'sın ne de ben mecnun
ne sen yorgun ne de ben yorgun
kederli bir akşam, içmişiz sarhoşuz, hepsi bu"
devamını gör...

tarçın olurdu. tatlı gibi kokuyor ama aslında acıdır. hiç aşık olmamış kişiler ağızlarına bir kaşık tarçın atarak deneyim kazanabilir.
devamını gör...

birlikteliklerde yakın mesafe ya da uzak mesafe, saygı, anlayış, sadakat ve merhamet ile ilgilidir. öyle ki bazı insanlar daki duygu ne kadar yakınsa o kadar uzak, soğuk ve hissiz olabiliyor. herkes aynı duygu ile bunu yaşayamadığı için kişinin karakteri ile ilgilidir ve her zaman başaramayabilir. anlayış gösterip, birliktelik olmuyorsa zorlamadan, kimsenin zamanını çalmadan, yormadan ve yıpratmadan bir karar vermek gerekir. herkes mutlu olmayı sevmeyi, sevilmeyi, saygı duyulmayı hak ediyor, hepimiz bunun bilincinde olmalıyız.
devamını gör...

erkekler olarak beğendiğimiz kadının saçını çekiyoruz, ya da sevdiği bir şeyini alıp yardır yardır kaçıyoruz.
devamını gör...

aslen samsun bafralı olan, 6 kasım 1984 yılında doğan dizi ve sinema oyuncusudur. altın portakal ulusal film yarışmasında da en iyi kadın oyuncu ödülünü alan da birisidir. şahsen ben bu kadının oyunculuğunu seviyorum çünkü bir karakteri oynarken hiç kasmıyor kendini, yaşıyor o karakteri adeta. samimi yani. son yaz, bir başkadır dizisinden tanıyan olmuş kendisini fakat ben bu dizilerden ziyade kendisini uçurum dizisinde tanıyorum. orada canlandırdığı karakter her ne kadar iyimser olsa da cesaretli birini canlandırıyordu.

eğitimli bir kadındır funda eryiğit, üniversite eğitimini de istanbul üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi‘nde almıştır. başarılarla dolu bir kariyeri var, diğer oyuncular gibi gündemde kalmak için saçmalamaz, tuhaf hareketler sergilemez sadece oyunculuğunu konuşturur, bu yüzden maalesef çok popüler birisi değildir. yalnız ciddi anlamda hayran kitlesi var, kendisini yere göğe sığdıramazlar. haklılar da kanımca.

limonata, karadayı, yok artık gibi başarılı projelerde de yer almıştır. aslında kendisinde başrol oynayacak yetenek varken bazı projelerde hep yan rol oynamıştır, yeteneğini sergilemiştir. kendisi benim favori kadın oyuncularımın arasında yer alır. çok da güzel, öyle estetik manyağı ünlüler gibi her sene yüzüne değişik şeyler yaptırmaz, gayet doğaldır.

en son, son yaz dizisinde başrol oynamıştır, dizinin reytingleri tavan yaparken kendisinin oynadığı karakter ölünce yerine gelen birce akalay sayesinde reyting düşüklüğü sebebiyle dizi erken final kararı almıştır. diziden ayrılmasaydı muhtemelen dizi sezon sonunu görebilirdi ama anlaşmazlıklar oldu demek ki.

sevgiler saygılar olsun. izlemeye devam kendisini. *
devamını gör...

günaydın sözlük.

en sevdiğim istanbul var şu an.
hava kapalı ve serin.

devamını gör...

bir olacak o kadar vecizesi.
devamını gör...


"hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayacak lükse sahip değildir."
-bir ömür nasıl yaşanır, s. 171, ilber ortaylı, söyleşi: yenal bilgici, 27. baskı, kronik kitap.


daha erken okusam hayatımı daha farklı biçimlendirebileceğim, söyleşi türünde bir eser. kitapta kişinin öneri olarak değerlendirebilecekleri kısır değil, her yaşama bir biçimde uyarlanabilecek nitelikte. bunun yanında ilber ortaylı gibi dünyayı görmüş, ciddi anlamda sokak sokak arşınlamış bir insandan dünya insanlarına ve türk insanına dair tespitler okumak kıymetli. bir hızlı tüketim kitabı değil benim için. bir kitabı okumak yalnız göz ile sözcükleri taramaktan ibaret değil nihayetinde ki bu kitapta yüzü aşkın müzik, kitap, isim, gezi önerisi var. ben bunları araştırmadan, en azından %25'ine hakim olmadan bir değerlendirmede de bulunamam zaten.

bu kitapta yer alan çoğu öneri bence çoğu insanın daha önce duymadığı, bilmediği şeyler değil. zaten mesele kimsenin keşfetmediği bir şeyle karşılaşmak değil. neyi neden yapacağız ve ne işe yarayacak? bu kitap benim gözümde daha çok bunun üzerine kurulu. bilmeden, özüne inmeden verilmiş önerilerden çok daha fazlası var. her şeyden önce niçin tarih öğrenelim, şiir, edebiyat bilelim gibi -ne yazık ki ülke insanının uzak olduğu- konulara değinilmiş. ne yapmak gerektiğini, nasıl bir yol tayin etmenin ihtiyaç olduğunu söyleyecek çok insan vardır fakat bu biçimde önerilere az rastlanacağını düşünüyorum.

özellikle ebeveynler için iyi bir kaynak kitap olduğunu düşünüyorum. bu tarzda bir kitapla karşılaşmanın, okumanın da bir yaşı var. en nihayetinde 5 yaşında bir çocuğun bu kitabı alıp okuyup da ben şunu öğreneyim demesi zor, bu sayıyı 16 yaşa kadar çıkarabilirim. bu yaştaki genç insanların bu eserden yararlanmasının yolu bana kalırsa ebeveynleri, idealist öğretmenleri sayesinde sağlanabilir. genç yaşlar için çok ciddi öneri ve tespitleri var. gerçi sadece genç bireylere değil hayatın her evresindeki insanlara hitap edecek bir kitap.

kitapta ilber ortaylı'nın tanıdığı, bildiği çok çeşitli alanlarda uzman şahsiyetler ve kurumlardan bahsediliyor ki pek çoğu internette araştırılarak ulaşılabilecek isimler değil. tarih, basın, müzik, müzecilik gibi alanlarda öğrenim görenler için istifade edebilecekleri müthiş bir kaynak bence. bir de es geçmem çok büyük bir haksızlık olacaktır, idealist öğretmenlerin bu kitaptan elde edebileceği çok değerli kazanımlar olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

kısas gelmediği sürece hiçbir şey düzelmeyecektir.
devamını gör...

herkesin okuması gereken bir kitaptır. ayrıca roman günümüzden çok da farklı olmayan bir distopyayı anlatmaktadır.
"utançsız olmayı isterdim, utanmaz olmayı isterdim. cahil olmayı isterdim. böylece ne kadar cahil olduğumu bilmezdim."
devamını gör...

*futuristik bir program güzel olur,
dünya gündemini takip eden, kendiside bu konuda donanımlı, bir maker olabilir mesela, bence çok uygun böyle bir program için, teknoloji, değişen kavramlar, gelecekte olabilecek değişimlerin işaretleri, yeni icatların deneme süreçleri, ilgili bir konukla bunların konuşulduğu bir program kafamızı açabilir.

*mimarlıkla ilgili bir program olabilir, görsellik olmadan da olur, çünkü, mimarlık çok geniş bir disiplin, sadece fotoğraflarına bakılan bir şey gibi düşünmeyin, içinde yaşamı ilgilendiren her şeyin zeminini tasarlamak için, önce düşünme ve hesaplama gerektiren, hem de yaşam şeklimizin tamamen değiştiği bu günlerde bence tam da konuşulması gereken, kalın bir başlıktır, zaten mimarların olaylara ve durumlara yaklaşımı çok enteresandır, onlarla sohbet güzel olur.

*hukukla ilgili bir program olabilir,
kişisel haklarımız, bildiklerimiz, kullanmadıklarımız, mesela polisin bizi kafasına göre durdurup kimlik soramayacağını ben yeni öğrendim, bence bugünlerde hepimizin bu konuda bilinçlenmeye ihtiyacı var, çünkü yasal haklarımızı bilerek ve bildiklerimize güvenerek kendimizi daha iyi koruyabiliriz diye düşünüyorum, bu hepimizi ilgilendiren bir konu olacaktır.

*girişimcilik, e-ticaret de ilgi görecek bir konu olabilir

şimdilik aklıma gelenler bunlar, aslında ben de çok istiyorum bir program hazırlamak, yapmak, ama nasıl olur hiç bilmiyorum, arkadaşlar bir başlasın, takipteyim, mutlaka bir şekilde katılacağım, herkese kolay gelsin.
devamını gör...

yasama, yürütme, yargı ve basından sonra beşinci güç oldu. hatta hepsinin de üstünde bir güç oldu. basın ve medya, artık sosyal medyaya bakarak haber ve yorumlarını hizalar oldu.
yasama, yürütme ve en önemlisi de yargı, artık sosyal medyaya göre karar veriyor. bir kişi hakkında sosyal medya sayesinde yargının verdiği kararı neredeyse coşkuyla alkışlıyoruz.
adalet ve hukuk, hepimize bir gün lazım olacak. işte o zaman adalet tarafından mı, sosyal medya tarafından mı yargılanmak istersiniz? işte mevzunun can alıcı noktası da bu.
devamını gör...

yıllar geçmişse gözlerinin önünden..
ya ölüyorsundur..
ya da sürünüyorsun..
sonuna gelmişsen hayatının..
ne önemi var..
ne yaşadığının..
bir aciysa bunca yaşanan..
değer bilmez desinler..
zaten içi bomboştu dünyanın..
devamını gör...

adı üstünde alamıyordur. öf bazı kadınlar öf ...
devamını gör...

gece uyanık duran, uyuyamayanlar için kullanılan arapça sözcüktür.
devamını gör...

bir bölümünde kenar ile selahattin rakı sofrasında muhabbet ederler;

kenar: bizim de bir gargamel kamil var biliyorsun değil mi?

selahattin: hani şu ''alkol duvarını aşan cisimler, kütleleri oranında haydari ve mezeye dönüşür.'' hipotezini bulan mı? abi, adama ''rakının einstein'ı'' diyorlarmış..

kenar: yok, bu adam içince içinden başka başka insanlar çıkıyor.bir keresinde vietnamlı dördüz annesi bir kadın çıkmış.geçen de ben çıkmışım.

selahattin: yok abi dedikodudur.senin ne işin var adamın içinde?
devamını gör...

ekte gördüğünüz gibidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dunyanin en guzel kadinlarindan biridir fevziye fuad. laf-i guzaf degil gercek bir prensesdir. 1921 yilinda misir'in iskenderiye sehrinde misir kirali 1. fuad'in kizi olarak dunyaya gelir. soylu ve zengin ailenin kizi olarak oldukca guzel bir cocukluk donemi gecirir. buyuyup genc kiz oldugu donemde ise ailesi tarafindan egitim icin isvicre'ye gonderilir. oldukca zeki, donanimli bir kizdir fevziye. turkce dahil olmak uzere birkac dil ogrenir. egitimini bitirip misir'a doner.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


o donemlerde misir oldukca zengin, modern bir ulke. ulkesine doner donmez, kendisi gibi isvicre'de egitim almis iran şahının oglu m. riza pehlevi ve ailesi tarafindan istenir. riza esasen iranli bir kadina asiktir ama iran ve misir arasindaki baglarin guclenmesinden oturu bir nevi ticari bir evlilik yapmaya olumlu bakar. fevziye misir'daki hayatini oldukca bogucu bulmasindan oturu bir nevi kacis umidiyle evliligi kabul eder. ailesinin de onay vermesiyle riza ile nisanlanir. 10 aylik bir nisanlilik doneminden sonra cift evlenir. hem misir hem iran'da gunlerce suren dugunler yapilir. fevziye'nin hayati artik esinin ve ailesinin yasadigi iran'da bir sarayda devam eder.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


iran o donemlerde misir'in cok gerisinde kalmis bir ulke. gerek ulke, gerek yasadigi hayat sartlari fevziye icin tam bir hayal kirikligi olur. zaman gectikce de fevziye bunalima girer. hem esiyle hem esinin ailesiyle ciddi sikintilar yasar. kendisini odasina kapatir, butun gununu uyuyarak gecirir. yasadigi sikintilar iran basininda bile yer alir. hatta baska bir adama asik olmasindan oturu bunalima girdigi dedikodusu bile doner. zor donemlerden gectigi donem icerisinde hamile kalir ve bir kizi olur. durumu kiziyla daha da kotuye gider. ruhsal bunalimlarindan oturu cocugunun bakimini ustlenmesine bile karsi cikip annelik yapmasina bile izin vermezler. erkek cocuk yerine kiz cocuk dunyaya getirdigi icin de aile icinde daha da dislanir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

zaman gectikce durumu ciddilesir ve yataga dusecek kadar buyuk bir rahatsizlik gecirir. tedavisi icin misir'a gitmek istedigini esine bildirir ve riza kabul eder. esasen fevziye'nin amaci tedavi icin misir'a gitmek gibi gorunse de kiziyla bir daha iran'a donmemek icin gitmenin planini yapar. riza bunun farkindadir da. tum hazirliklar yapilir, gidecegi gun belirlenir ve yolculuk icin ucaga binerler. ucak tam kalkmak uzereyken fevziye'nin yanina bir gorevli yanasir ve babasinin kizini bir kez daha opup sarilmak icin kizini istedigini fevziye'ye iletir. gorevli cocugu babasina goturdugu an ucak kalkis yapar ve fevziye mecburi misir'a tek basina donus yapar *. misir'a doner donmez esinden de bosanir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bosanmanin yaklasik bes ay sonrasinda ise cerkez asilli turk olan ismail şirin'le evlenir. bu evliliginden ise iki cocugu olur. o donemlerde misir karisir, cumhuriyet ilan edilir, ailesinin tum serveti yok olur ve ulkeyi terkederler. fevziye ise tum kaosa ragmen esiyle birlikte misir'da
sade eski hayatindan bir hayli uzak bir sekilde yasamayi surdurur. 1994 yilinda esi, 2013 yilinda ise fevziye vefat eder...
devamını gör...

18. yüzyılda bir finans kurumu kuran mayer amschel rothschild'in, 5 oğlunu avrupa'nın farklı şehirlerinde görevlendirmesiyle tarih sahnesine çıkan aile. soyadları almancada "kırmızı kalkan" anlamına geliyormuş.

5 oğul farklı bölgelerde çalıştığından, herhangi birinin bulunduğu yerde var olan mali bir sıkıntı diğerlerini etkilemiyormuş. bu nedenle servetleri hiçbir zaman zarar görmemiş. evlilikleri de hep aile içinde gerçekleştiğinden servetleri dışarıya da çıkmamış hiçbir zaman. ancak tabi bir süre sonra bu gelenek bir kenara bırakılmış. yine de evlilikler her zaman zengin ailelerden kız alıp verme şeklinde gerçekleşmiş.

çok zengin olmalarına önemli bir neden olarak şu durum gösterilir: önce 2 ülke arasında çıkacak bir savaşı körüklerler. ardından kardeşlerden biri, ülkelerden birine, diğer kardeş de diğer ülkeye finansal destek sağlar. böylece ülkeler birbirine girdiğinde parayı kazanan her zaman bu aile olur.

bir başka iddia da bitcoin'in bu ailenin başının altından çıktığıdır. yani günün sonunda kazanan yine rothschild ailesidir.

bir de her zaman dillendirilen komplo teorilerine göre aile, rockefeller ailesi ile beraber illuminati adlı örgüte üyedir ve dünyanın maddi gücünün büyük bir kısmını elinde bulunduran sayılı ailelerdendir.

***

osmanlı da bu aileden nasibini almış:
link
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim