ülkeyi kırmızıya boyayan akp kongrelerini tebrik eden sağlık bakanının açıklaması. harita kıpkırmızı olmuş bakan bey. hatta istanbul artık kırmızı bile değil siyah olmuş. aşı bulunalı, piyasaya sürüleli aylar olmuş, ingiltere, israil, amerika ve başka bir çok ülke nüfüsun büyük bölümünü aşılamış, kısmen maskesiz ve normal hayata geçmiş, vaka sayılarını bile yüzün altına düşürmüş ama bizde daha 55 yaşa ancak aşı sırası gelmiş. üllkenin sağlık bakanı diyor bunu. 55 yaş. ne büyük başarı. üstelik bu mutant virüslerin gençleri daha çok etkilediği ve genç hasta sayısında artış olduğu da söyleniyor. siz daha marifetmiş gibi 55 yaşa anca aşı sırası geldiğini açıklıyorsunuz.

öyle bahtsız bir nesiliz ki.
devamını gör...

ashlee vance'a ait 2016 yilinda ilk baskisi yayinlanmis elon musk'un hayatini ele alan biyografi kitabi. kitaba baslarken acikcasi olabildigince onyargiliydim, biyografi kitaplarinin miy miy sıkıcı anlatimlarindan nefret ederim cunku. ama bu kitap bir cok turune gore olabildigince ilgi cekici ve akıcıydi. cevirisini de oldukca begendim. kitabin yazilis seruveni oldukca ilginc...yazar elon musk'in hayatina cok ilgilidir. musk'a ulasarak hakkinda bir biyografi kitabi yazmak istedigini dile getirir. elon musk bu teklifi tabii ki reddeder ki birakin teklifi kabul etmesini ona ulasmak bile cok zordur. yazar inat eder aylarca ugrasir, tanidiklari devreye sokarak nihayet elon musk'a kararliligini dile getirir. deyim yerindeyse "ben bu kitabi seninle de yazarim sensiz de" der. musk da, yazara iki secenek sunar, ya yazarin hayatini zehir edecek ya da yazara bu konuda yardim edecek. lakin yardim icin musk'un en buyuk sarti kitabin eklenip cikarilacak kisimlarina bizzat kendisi karar verecek ve kitap basilmadan once kendisinin okuyup onay vermesi gerekecek. yazar bu sarti kabul eder ve boylece bu kitap ortaya cikar. kitap icin sayisiz kere bulusup röportaj yaparlar. kitap duz anlatimla yazilip gecilen bir biyografiden ote, karsilikli yapilmis bir roportaji okuma havasi veriyor. zaten bir cok bolumde musk'un agziyla olaylarin anlatimina denk geleceksiniz. sanirim kitabi bu denli begenmemin nedeni de bu iste... kitabi sadece istanbul metrobuslerinde okuyarak bitirmistim (458 sayfa) ve pdf versiyondu. musk'in hayatini merak ediyorsaniz, biyografi tarzi kitaplari okumayi seviyorsaniz kesinlikle elinizden gecmeli derim.
devamını gör...

gözleri kaybetmek. görme yetisini kaybedip karanlığa mahkum olmak.
görme engelli olmak, ölmek dışında daha kötü ve hatta ölmekten de beter bir durum.
allah, hiçbirimizi ve yakınımızı aydınlıktan mahrum etmesin.
devamını gör...

"yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. çoğu insan sadece var olur. " (bkz: oscar wilde)
devamını gör...

yazar olma fırsatını bize veren kafa sözlük mevzusudur. sağ olsun.
her türlü sözlükte çaylaklık yapan bir numune olarak şahsımı da eklemenizi rica edeceğim başlıktır.
devamını gör...

önlerden yerimizi alalım bakalım
benim de şöyle dinleyeceğim yayındır.(bkz: radyoyu dinliyorum gözlerim kapalı)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her zaman bebeğin yaşama hakkını elinden almak değildir. kimi zaman düşük gerçekleştiği halde rahimden tam olarak atılamayan ölü kalıntıların uzaklaştırılması için kürtaj elzemdir.

ayrıca insanlığın belki de başından beri var olmuş bir şeydir gebeliktan kurtulma isteği ve çabası, şurada yazanlara bakınca utanç duydum gerçekten... kimse istemediği çocukları doğurmaya zorlanmamalıdır. istenmeyen çocuklar ileride sorun oluşturur, zira insanın ruhsal varlığı bedensel varlığından çok daha önce şekillenir ve her insan bilinçli olarak değilse bile içten içe istenip istenmediğini bilir ve kendisine verdiği değer bunun üzerine inşa edilir.

dünyada 8 milyar insan var, dana fazla insana gerek yok, bırakın da kadınlar özgürce kürtaj yaptırsın, sizin rahminizdeki çocuğu zorla almadıkları sürece buna "hayır!" demek size düşmez.
devamını gör...

adam tatilde yahu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dalgakıranı olan liman anlamına gelmektedir. yunancada ''liman ağzına inşa edilen koruma suru'' anlamına gelen ''mandrakion'' kelimesinden türeyen sözcük, ilk defa 6. yüzyılda prokopios'un kartaca limanı'ndan bahsettiği eserde geçmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok tükettiğimden olacak; boğazıma düğümlenen nikotinin kekremsi acısını ve ağzımda dolaşan çamursu hissi, buruşturduğum paketle birlikte bir kaldırıma fırlattım bir tükürüğün arefesinde…

sana ‘sen’ diye ilk hitap edişimde, salıncakta en hızlı sallanmasını gerçekleştiren bir çocuk kadar şendim, birazdan yüzükoyun kuma uzanacağından habersiz… sen, çocukluğumun mahalle aralarında top peşinde koşarken, kollarıma aldığım faça izlerimdin benim. giydiğim ilk takım formamın sevinci, terliyken içip beni hasta edeceğinden endişe duyduğum, ama yine de dişlerimi ağrıtarak kana kana içtiğim soğuk suyumdun benim…

seninle bana ‘biz’ diye hitap edişimizin üstünden takribi bilmem kaç gün geçti. birbiri ardına geçen her gün kanatırken bir çocuğun dizlerini; dizlerinden öptüğüm ilk günü özlediğimi fark ettim… sen benim, geceleri altından geçmeye korktuğum incir ağacımdın, bir çocuğun düş evinin ocağına diktiği…

şimdi seninle, uzanıp çıplak ayaklarla yemyeşil çimenlere, güneşin batışını izleyerek çocukluğuma inmeyi düşlüyorum, ıslak bir sokağın kuytu bir kaldırımında son sigaramı içerken… sen, bana kötü yanlarımı hatırlatan karanlığımdın benim. tanıdım seni, sevdim. sevdim seni, aydınlandım. aydınlandım derken, söndü tüm ışıklar, perde kapandı. karanlıkta kaldım…

sen kadın, sen…
karanlıktan korkan bir çocuğun, korkarak içine yürüdüğü karanlık sokağımdın benim. sana gelen o karanlık yolu aşındırırken adımlarım, etmeyi becerebildiğim hiçbir dua kalmamış içimde. kim bilir, belki seninle korkmadığımdan unutmuş olmalıyım.
belki de, seni sevmekle şirk koşarken tanrıya, cebimden düşürmüş olmalıyım…
devamını gör...

kadınlar hakkında üstten üstten ve cahilce konuşmaları. meseleye son derece yabancılar bir de ne yazık ki. kadınlar ve kadınların dünyasına dair hiçbir şeyi tam olarak anlamamış, zahmet edip üstüne de düşünmemiş olmalarının yanında bir de bildiklerini zannetmeleri, ne acı. gerçi bunun sebebi de zaten süregelen o korkunç erk anlayış fakat hayatın içinde samimiyetle tanıdığınız ve sevdiğiniz, anlamaya çalıştığınız kadınlar hiç mi olmadı diye düşünüyorum bazen uzaktan bakıp. hiç mi anneleri, kız kardeşleri, akrabaları, eşleri, sevdikleri kadınlar vs olmadı bunca erkeğin. kişi kıymet verdiği özneyi hem merak eder, hem anlamaya çalışır ve bu samimi merak ve çaba epey de yardımcı olur o dünyayı anlamaya. kimse zorunda değil tabii kadınları anlamaya ama bari üstten üstten ahkam kesmeseler.

evet napıyoruz bu durumlarda, içimizden: "senin fikrinin ne önemi var vasat herif!" deyip, yolumuza devam ediyoruz. her ne olursa olsun gezegenimizde şahane adamlar, şahane kadınlar ve çok güzel insanlar var. hep de var olacaklar. çiçek gibi yaşayıp gideceğiz onları görüp, sevip, beraberce güzel olanı savunmaya devam ederek.
devamını gör...

tanım: gelecek zamana ait olan duygular bütünü.

her zaman bir hedeftir. çoğunlukla amaçsallaştırılır ve bu nedenle de her zaman geleceğe aittir. şimdiki zamanda ancak keyif vardır. keyif dinamiktir, mutluluk ise illüzyon.
"mutlu olmak zorunda değilsin."
devamını gör...

kötü gibi görülse de iyi bir şeydir. sonuçta insanlar geçmişten bu yana sadece bedenen değil zihinsel ve fikirsel olarakta evrimleşmişlerdir. dolayısıyla her insan düşünce dünyasını sürekli evrimleştirmeli , fikirlerini değiştirmelidir. hep aynı fikirlerde takılıp kalan insanlar tutucu insanlardır. ve topluma zarar verirler , yeniliğe açık olamazlar. düşünsel dünyayı tecrübeler çok geliştirir lakin sağlam ve tutarlı geliştirmek kitap okumaktan geçer.
devamını gör...

kendimce güzel danslar etmemi, kulağımın pasını silen ve beni mutlu eden bir yayın olmuş ve devam ediyor.
çok güzel. keşke yazar arkadaşlarımla dans edebilseydik çok daha güzel olurdu. can sağlığı olsun. teşekkür ediyorum yayını yapan yazarımız oblomovreis'e.
devamını gör...

tüm yozlasmıslıga ve hayal kırıklıklarına inat hala icinde yasadıgımız topluma dair umutlanmama vesile olmus etkinliktir. insanlıgın pisligine ve dünyanın kötülüklerine karsılık inatla direnen güzel cocuklarımızın yüzünün gülmesine vesile olan her yazara ayrı ayrı iyi dilekler biriktiriyorum. ekonomik olarak oldukca sıkıntı yasadıgım bu ögrencilik hayatımda sigarasız, kitapsız ya da bes kurus parasız kalmak beni asla kolay kolay incitmiyor fakat bu tür güzelliklerde payımın olmaması kötü hissettiriyor. dilerim ki imkanı el verenler kendilerinden cok uzakta yasayan o güzel cocukların yüzlerini güldürmek icin ellerinden geleni yaparlar.
devamını gör...

bazı durumlarda anal ve üretral duyumsamaları kışkırtır. her ne kadar korku, bizzat, haz hâline gelmese de özel bir haz türünün gelişmesine vesile olabilir. black mirror’ın bir bölümünde insanların çektiği acıları, özel bir mikroçip sayesinde kendi bünyesinde toplayan ve bu yolla gerçekleşecek olanı gerçekleşmeden tespit eden bir doktor, sonraları korkuyla karışık acıdan büyük `zevk` aldığını keşfediyor, bu yolla orgazmın doruklarına ulaşıyor ve bu durumun bağımlısı hâline geliyordu.

hazırda bekleyen korku, haz doruğa çıkarken duyulan sıcaklık hissi beklenen orgazmın gerçekleşmesi olarak algılanılıyor ve böylece acı duymaya kadar varan, ancak acı ve korku esnasında gerçekleşebilen bir ritüele dönüşüyor. belli şartlar altında acı ve korku, normalde korkulan rahatlamayı yaşamanın tek yolu hâline gelebilir. bu yüzden insanın bazı korkularının altında hissettiği bir haz duygusu vardır; korkmaktan haz almanın (bu acı içinde geçerlidir) tek anlamı, korkunun `cinsel uyarı`ma vesile teşkil etmesidir.

“”özlem, korku, ayni şey," diye araya girdi, tipik bir acelecilikle. uçakların uçması beni dehşete düşürüyordu, fakat daha sonra bir defa bir uçağı uçurdum, büyüleyici bir deneyimdi. korku ile büyülenme yan yana gidiyor.”

genellikle aşk ilişkilerinde, çiftlerde, ayrılığa dair duyulan yoğun korkunun uzantısal açıdan tutkulu bir tablo çizmesinin nedeni de budur. kavgaların ilişkiyi diri tuttuğuna dair inanışın altında yatan sebeplerden en büyüğü kaybetme korkusudur. daha taraflar ayrılmadan, tamamen zihinde, sevgili artık bir başkası ile birliktedir. birlikte yapılan, mutlu olunan her şey artık `öteki` iledir; bu durum katlanılamaz, dayanılamaz, hatta intihar sebebidir. ayrılık gerçekleşmeden zihinde olup biten her şey, bilinçaltında kaybetmeye dair korkularımızı besler. bu da bir çatışma doğurur; sürekli gerginlik, huzursuzluk ve bundan beslenen haz.

bu yüzden insanlar hayal dünyalarında, korkuya dair fanteziler kurar. partneri ile sevişirken tecavüze uğradığını hayal eden bir kadın, dayak fantezisi olan bir erkek, bir hücrenin içinde açlığa terk edilmiş olarak seks yaptığını düşünen insanlar... tüm bu fanteziler hazza ulaşmanın ve korkuyu zedeleyerek onunla başa çıkmanım bir yoludur.
devamını gör...

gardrobu her açtığımda başıma gelen vahim olay. onlarca kıyafetim var ama sorsan giyecek hiçbir şeyim yok. hakikaten yok, o kadar kıyafetin orada ne yaptığını ise bilmiyorum.
devamını gör...

"zenginler fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadılar."
(bkz: friedrich nietzsche)
devamını gör...

(bkz: olan var olmayan var)
ağlarım hatırıma geldikçe miyavlaştıklarımız...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim