önceliklerin değişmesi,
mücadele gücünün arttığını,
sakinliğin ve huzurun önemi,
para kazanmanın zorluğu.
devamını gör...

kişinin olaylara karşı geliştirdiği tutumu ya da sahip olduğu fikridir.
şu an trendyol indirimlerine karşı oportünist, hayata karşı makinist bakış açısı ile bakmaktayım.
çizer: erdil yaşaroğlu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tek bir oda içerisinde bu kadar kült nasıl bir film çekilmiş dedirten türkçe adıyla 12 öfkeli adam filmi, sidney lumet yönetmenliğinde çekilmiş siyah beyaz film. şiddetle tavsiye edilir.
devamını gör...

yaz aylarının vazgeçilmez içeceğidir.
evde yapmak için malzemeler :
1 limon
1 portakal
3lt su
1 su bardağı toz şeker ( şeker oranı tercihe göre değiştirilebilir.)

bir gün önceden portakal ve limonu yıkayıp, dilimleyip buzluğa atın. ertesi sonra çıkartıp yaklaşık on dakika bekleyin. portakal ve limonları doğrayıp robota atın. üzerine 1su bardağı şekeri de ilave edin. robottan geçirdikten sonra bir kaba 3 lt suyu dökün. üzerine de bu karışımı dökün ve hızlı bir şekilde 3-4 dakika kadar karıştırın. karışımı tülbentle süzdükten sonra limonata tarifi başarı ile gerçekleşmiş olacak.
devamını gör...

galiba yazarımız, istanbul'daki kuştepe, gültepe gibi semtlere gitmemiş.
devamını gör...

yoğurdu buluyordu, yunan çalıp adını 'yunan yoğurdu' koysun diye...*
devamını gör...

hakkında en güzel tanımlamayı can yücel'in yaptığı onurlu adam.

en uzun koşuysa elbet türkiyede de devrim
o, onun en güzel yüz metresini koştu
en sekmez lüverin namlusundan fırlayarak
en hızlısıydı hepimizin.
en önce göğüsledi ipi..

acıyorsam sana anam avradım olsun.
ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun.
devamını gör...

basligi acan arkadasin propoganda degil farkindalik yaratmaya çalıştığını dusunuyorum. ama kotuyum, kötüsünüz, kötüyüz...

yaniyor diyor arkadas, hem de 10 gundur. diger bolgeler kadar onemli degil diyor, dersim`e takılıyorsunuz.

ben aslen kastamonuluyum. bizim oralarda köylere girerken tabelalar var. örneğin dere mahallesi yazıyor tabelada. ama orasi kimseye gore dere mahallesi degil. kime sorsaniz 'abuduuuğ koy' abuduuuğ ne demektir bilen yok, belki şive, belki eski dilde bir anlami var. aliskanliklari degistirmek zor. kelimeler sizi bu kadar korkutmasin.

dersim ya da tunceli yaniyor ve gundemde kalmali. agaclarimiz, hayvanlarimiz, dogamiz katledilmemeli.bunu tartismaliyiz.
devamını gör...

umarım birkaç sene sonra birileri gelip bu başlıgın altına maske yazar.
devamını gör...

iki an var. birisi bana ilk hediyelerinden olan tatlı küçük bir anahtarlığın yanına evinin yedek anahtarını vermesi. artık senin de evin demişti. bana böyle güvenmesine aşık olmuştum. diğeri de üniversitede farklı bir şehirde okurken kardeşimden telefon geldi. annem rahatsızlanmış hastaneye kaldırılmış. o an hiç kimseyi değil de onu aramak istemiştim. aradığımda bu olaydan bahsetmememe rağmen kötü bir şeyler olduğunu anladı ve hemen yan yana gelmiştik. o an yüzüne baktığımda bana her zaman destek olacağını hissetmiştim. yanılmadım da. umarım hiç yanılmam.
devamını gör...

girdiği tüm görüşmelerde teklif aşamasına gelen ve yakışıklı olmayan bir çalışan olarak önemli olmadığını düşünüyorum. ancak bu tanım gerçek anlamda kurumsal firmalar için geçerlidir.
devamını gör...

tansiyonun normal değerinden yüksek olması yani kan basıncımızın damar duvarlarına uyguladığı basıncın yüksek olmasıdır.
tansiyon yükseldiğinde genel olarak şikayetler başın enseden yukarıya doğru ağrıdığı, terleme, yüzde kızarıklık ve nefes almada zorluk görülür.

tansiyonun normal değeri 120/80'dir. 130/80 110/70 gibi değerlerde normal kabul edilir. küçük tansiyonun 90 olması tansiyonun yüksek olduğuna işaret eder. ayrıca ölçüm sırasında 200 civarlarında ufak atımlar duyulursa bu tansiyonun daha da yükseleceğine işarettir. *

aslında birçok hastalığa sebep olabilir bir şikayettir uzun vadede. damar sertleşmesi, anevrizma gibi. bu yüzden hipertansiyon hastaları dikkat etmeli ve tansiyonunun yükselmesine sebep olabilecek etkenlerden kaçınmalıdır. bu etkenler: tuzlu tüketme, hareketsiz yaşam, stres, fazla kilolar, alkol ve sigara kullanımı gibi.
tedaviye gelecek olursak hepimizin bildiği gibi dilaltı haplar. neden dilaltına veriliyor? daha evvel de belirtmiştim dilaltından emilim ve kana karışma hızı yüksektir. dilaltı alındıktan sonra idrara çıkma eğilimi başlar. idrara çıktıkça tansiyon normal seyrine iner.

evde ise tansiyonun düşmesi için bol sıvı tüketilmeli, özellikle limonlu su ve sık idrara çıkılmalıdır. tabii bu şekilde düşmeyecek tansiyonlarda vardır, baktınız olmuyor hemen acile. küçümsenmeyecek bir rahatsızlıktır.
devamını gör...

filme de adını veren karakterimiz undine bir tarihçidir. berlin'de bir müzede çalışmaktadır. gelene gidene berlin şehrinin tarihini anlatıyor. sıkıcı bir işi var doğrusu.

film karakterimizin aşk hayatını anlatıyor. ilk sahneden itibaren merakınızı çekiyor.*
her şey neredeyse undine etrafında dönüyor ve undine'nin takıntılı bir tarafı var. birlikte olduğu erkekten tam sadakat bekliyor. yani undine'nin karşısına geçip yok ben başka birini buldum yok ben ayrılıyorum diyemezsiniz. sizi gebertir vallahi.*

tabii bu film öyle dümdüz bir romantik drama değil. mitolojik diyebileceğimiz unsurlar, rastlantılar ve semboller ön planda. ben filmi maalesef dümdüz izledim ve gerçekliğe uymayan kısımlarını anlamlandıramadım. sonra işin aslını öğrenince doğal olarak taşlar yerine oturdu. mesela su sembolü çok ön planda. undine ve su arasında bir bağ var. ki senaryo açısından da çok etkili bir sembol. filmin kırılma noktalarında karşımıza çıkıyor.

bütün bu sembolik anlatı tek başına zaten izlenmeyi hak ediyor bence. fakat bu filmden nasıl bir mesaj almalıyız ya da almalı mıyız ben pek bilemedim. yani nihayetinde takıntılı sevmeyin, kendinizi harap etmeyin mi deniyor, artık orası size kalmış.

oyunculuk olarak ise paula beer, undine, bence o takıntılı ve şüpheci ruh halini iyi yansıtmış. diğer karakter olan christoph'u canlandıran franz rogowski'nin ise iyi oynadığı söyleniyor. ben zaten kimin iyi ya da kötü oynadığını pek anlayamıyorum. ama düşününce kötü de oynamamış kesinlikle.

müzikler çok iyi. durgun sahneleri daha da anlamlı kılan şu esere kulak verebilirsiniz:


bu film aynı zamanda yönetmenin üçlemesinin üçüncü filmiymiş.

nihayetinde izlenmeyi hak eden durgun ama merak uyandıran güzel bir drama.
siz de benim gibi film seçmekte zorlanıyorsanız şans verebilirsiniz.*
devamını gör...

tespit üstadı umut sarıkaya yıllar önce değinmişti bu konuya bir karikatüründe;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

neden bozsun ki zaten. bu ülkede aile yapısını bozan bir çok ciddi durum varken, lgbt bozuyor demek saçmalıktır.
bu ülkede aile yapisini kendi oz kizina tecavüz eden babalar bozuyor, bunu bilip susan anneler bozuyor. sözde kuran kurslarinda erkek cocuklara tecavüz eden sozde hocalar bozuyor. katiller, tecavuzculer, pedofililer bozuyor. bunların üstünü kapatıp lgbti bireylerini günah keçisi yapmak trajikomik.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu aralar özellikle gündüz vakitlerinde kendini gösteren gerçek. okul, iş falan bahane bence çünkü oradayken de girmek isteyen giriyor sözlüğe.

bilgi mevzusunu geçtik çoktan. demek ki eğlence amaçlı açılan başlıklarda da iş yok ki kimsenin ilgisini çekmiyor artık. şaşırtıcı değil aslında. eğlence de olsa, hakkında konuşulacak konu kısıtlı. bu yetmezmiş gibi başlıklar da neredeyse birbirinin aynısı. bazı yazarlar var ki yazdıkları tanımlar, kullandıkları görseller bile her başlıkta neredeyse hep aynı.

en çok ilgi çeken konular genellikle sözlük içi mevzular olur. onda bile kısır döngü var. hangi yazarın gözümüzde nasıl canlandığı başlığına baksanız hep aynı yazarların adlarını görürsünüz mesela. dolayısıyla, bu tür başlıklarda kendi adını görmeyen farklı yazarlar bir süre sonra bakmıyor bile bu başlıklara.

nick altları keza... onlar da aynı durumda. belirli bir grup birbirine yazıyor sadece. yeni bir yazara da çoğunlukla iyi bir yazar diye değil, kadın olduğu için nick altı giriliyor bazı erkek yazarlar tarafından.

yani ne yapılırsa yapılsın, dışarıda kalan, kendini dışlanmış gibi hisseden bir grup oluyor muhakkak. bu, yeri geliyor yeni yazarlar oluyor, yeri geliyor erkek yazarlar oluyor, yeri geliyor kaoslara karışmayan kendi halindeki yazarlar oluyor.

gündem başlıkları da fazla ilgi görmediğinden akışta hararetli tanımlara sahne olan başlıklar olmuyor pek.

ben şikâyet etmiyorum bu arada. duruma teşhis koyalım da ona göre çözüm bulunsun diye yazıyorum çünkü kan kaybı iyice göze batıyor son zamanlarda. "beğenmiyorsan git" diyecek olan varsa bunu bilsin öncelikle.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

mama ver dedim sana!
devamını gör...

zordur. çok zordur. rozetler, renkli mahlas, reklam engelleme size bön bön bakar. sizin karmanız hep aynıdır. almak istiyorum dersiniz alamazsınız.

artı oy ve favori atmayan yazarlar umarım istedikleri rozeti alamazlar. püüü size.
devamını gör...

7 yaşındayken cehennemde yanası öz amcamın ablamı silahla vurması oldu.

ortalık kan gölüne dönmüştü ve ablam "anne vuruldum" diye acıdan inliyordu.

çocukluğum travma üstüne travmayla geçti.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim