obsesyon
(bkz: öldürmeyip süründüren şeyler)
devamını gör...
ajan smith
her oyuncunun canlandıramayacağı,hugo
weawing'in altından başarıyla kalktığı karakter.
weawing'in altından başarıyla kalktığı karakter.
devamını gör...
hayatım sen çok yoruldun bugün de evin işini ben yaparım diyen erkek
bir ev işi neden kadınlara has bir şey gibi lanse ediliyor? iki abartılacak bi durum yoktur ortada yapılması gereken bir iş vardır ve onu yapan kişi vardır kadın-erkek fark etmez o an.
devamını gör...
birini hiç tanımadan hoşlanmak
platonikliğin ağır zirvesidir. hikayenin devamında hoşlandığınız kişiyle bi şekilde tanışmaya bakın zaten “tanıdıkça bu muydu ya abarttığım” demeniz çok yüksek olasılık.
devamını gör...
aşı olmayanlara kısıtlama gelebileceği iddiası
yahu 65 yaşındaki annem çarşamba 2. doz aşısını olacak ve ben inşallah aşısını ayırmışlardır diyorum. yaşlılara aşı yetiştirmeyen devlet aşı olmayana kısıtlama getirecek öyle mi? kıçım bile gülmedi buna yani.
devamını gör...
umutlandıran sözler
"belki de ilerdedir yaşanacak günlerin en güzelleri"
nazım hikmet
nazım hikmet
devamını gör...
yerdeki çöpü alıp çöp kovasına atan varoş
devamını gör...
elektromanyetik alan
elektrik alanı ile manyetik alanın birleşmesinden meydana gelen, elektrik yüklü parçacıkların hareketi sonucu ortaya çıkan etki alanı.
devamını gör...
yks 2021 sonuçlarının açıklanması
öylesine girdiğim ve 10k yap
dur dur, ekşi'ye yazıyorduk bunu.
dur dur, ekşi'ye yazıyorduk bunu.
devamını gör...
yoldaş'la ev arkadaşı olsan yaşanacak diyaloglar
yoldaş: yemekte ne var?
ben: portakallı pekin ördeği.
yoldaş: tatlı?
ben: portakallı kek.
yoldaş: ulan uğraşma boşuna bana yaranmak için seni moderatör yapmayacağım.
ben: zıkkım ye!
yoldaş: kalbimiz seninle.
ben: portakallı pekin ördeği.
yoldaş: tatlı?
ben: portakallı kek.
yoldaş: ulan uğraşma boşuna bana yaranmak için seni moderatör yapmayacağım.
ben: zıkkım ye!
yoldaş: kalbimiz seninle.
devamını gör...
kusma hissi uyandıran insan davranışları
arkadaşlarının yanında ailesini kötüleyen insanlar.
devamını gör...
sözlükteki bitmez vedaların yazarları
süleyman s. tarzı yazarlar. süleyman s. da yapıyor, cb otur oturduğun yerde diyor.
bulaşmamak lazım arkası güçlü olabilir
ben öyle yapıyorum. sedat peker olan video yayımlasım.
bulaşmamak lazım arkası güçlü olabilir
ben öyle yapıyorum. sedat peker olan video yayımlasım.
devamını gör...
devletin erasmus burslarını veremeyecek noktaya gelmesi
bugünün haberleri ile ortaya çıkan durum. almanya'da erasmus öğrencisiyim. bursu geçtim burs antlaşması dahi henüz yapılmadı. internette yayınlanan bu haberlerde ulusal ajansın ancak 2.5 aylık bir para verebileceği, bunu da 2022 şubat zamanında verebileceği ihtimali itü yönetimi tarafından dillendirilmiş. benim bağlı olduğum üniversite de tarih dahi açıklamayıp bu anlaşmanın ne zaman gerçekleşeceğine dair bir fikirlerinin olmadığını söyledi.
bir yıldır çalıştım para biriktirdim, burada 2 ay yetecek para ile geldim. bakalım gerisi nasıl olacak.. iş ilanlarına bakıyorum, ders programına uyan bulursam gireceğim.
bir yıldır çalıştım para biriktirdim, burada 2 ay yetecek para ile geldim. bakalım gerisi nasıl olacak.. iş ilanlarına bakıyorum, ders programına uyan bulursam gireceğim.
devamını gör...
siyah giyinmek
yazın yapıldığında güneş ışınlarının hepsini üzerine çekerek kavrulmanıza sebebiyet verecek eylemdir.
devamını gör...
aileden para isterken utanmak
ailenin bir yaştan sonra seni yük olarak görüyor olmasından kaynaklanan bir utanma hissi.
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın hayvan öldürdün mü sorusu
ülkemdeki hayvanlar bile bizimle aynı durumda. hayvanlar için de, coğrafya kaderdir.
devamını gör...
günler aylar yıllar
hayatla inatlaşan bir adam ve köpeğinin öyküsü. evet tam anlamıyla böyle bir tanım yapmak gerekiyor zira amcamız ve köpeği adeta hayatla inatlaşıyorlar. sen mi galip geleceksin yoksa ben mi yarışına giriyorlar. şimdi hikayeyi biraz baştan alacak olursak buradan sonrası için yola spoiler uyarısı ile devam edeceğiz.
amcamız en başta köylüler ayrılırken biraz tembellik ediyor gibi geldi bana. şimdi kim kalkıp buradan gidecek teee o kadar yolu yahu der gibiydi sanki. yani o tarlada bulduğu bir fidan bana çok da gerçekçi gelmedi orada kalması adına üşengeçliğinin bir kılıfıydı sanki.
fakat sonra amcamızın samimiyetine inanmaya başladığımız bir dizi olaylar oldu ki yahu bu adam resmen hayatla inatlaşıyor ölüme meydan okuyor dedim kendime okuduğum her satırda. öykü ile ilgili benim canımı sıkan en büyük nokta çeviri oldu.
küfürler bana çok geçmedi açıkçası. şimdi tabii kitap çince, hal böyle olunca orjinal dilinden okuyamıyorum e çeviriyi yapan çevirmen de bu işin uzmanı bir itirazım yok. ama ne bileyim küfürler bana çok geçmedi kitapta. neyse çok küfür yoktu zaten.
kitapla ilgili en güzel şey şuydu kitap hayal satmıyordu. tamam inatçılığı, hayata tutunmayı, mücadeleyi vs öğretiyordu belki ama şunu da alt metin olarak kocaman puntolarla aslında yazıyordu zihnimize: "hayata karşı mücadelenizde kazanan hayat olur. kıçı ile inatlaşan altına sıçar."
nihayetinde de öyle oldu, mısır büyüdü ama mısırın büyüdüğünü kim gördü ki? bana geçmedi hikayenin sonu. şu eleştiriyi yapacaklar olacaktır bu entryimi okuyunca. yahu işte oldu adam kazandı mısır yetişti kendisi gübre oldu. oldu kardeşim olmadı demiyorum ama nihayetinde adam öldü. o mısır mahsulünü alıp köpeciği ile yiyebildi mi? hayır.
işte böyle bir öyküdür bu kitap. lianke yazı dili olarak betimlemelerinde çok başarılı değildi bence bu öyküsünde. bana öyle geldi en azından. betimlemeler bana pek geçmedi. daha düz bir anlatımı vardı zihnimde çok canlanmadı o öykü. ama inatlaşması bana geçti hoşuma gitti inatlaşan insanları severim.
amcamız en başta köylüler ayrılırken biraz tembellik ediyor gibi geldi bana. şimdi kim kalkıp buradan gidecek teee o kadar yolu yahu der gibiydi sanki. yani o tarlada bulduğu bir fidan bana çok da gerçekçi gelmedi orada kalması adına üşengeçliğinin bir kılıfıydı sanki.
fakat sonra amcamızın samimiyetine inanmaya başladığımız bir dizi olaylar oldu ki yahu bu adam resmen hayatla inatlaşıyor ölüme meydan okuyor dedim kendime okuduğum her satırda. öykü ile ilgili benim canımı sıkan en büyük nokta çeviri oldu.
küfürler bana çok geçmedi açıkçası. şimdi tabii kitap çince, hal böyle olunca orjinal dilinden okuyamıyorum e çeviriyi yapan çevirmen de bu işin uzmanı bir itirazım yok. ama ne bileyim küfürler bana çok geçmedi kitapta. neyse çok küfür yoktu zaten.
kitapla ilgili en güzel şey şuydu kitap hayal satmıyordu. tamam inatçılığı, hayata tutunmayı, mücadeleyi vs öğretiyordu belki ama şunu da alt metin olarak kocaman puntolarla aslında yazıyordu zihnimize: "hayata karşı mücadelenizde kazanan hayat olur. kıçı ile inatlaşan altına sıçar."
nihayetinde de öyle oldu, mısır büyüdü ama mısırın büyüdüğünü kim gördü ki? bana geçmedi hikayenin sonu. şu eleştiriyi yapacaklar olacaktır bu entryimi okuyunca. yahu işte oldu adam kazandı mısır yetişti kendisi gübre oldu. oldu kardeşim olmadı demiyorum ama nihayetinde adam öldü. o mısır mahsulünü alıp köpeciği ile yiyebildi mi? hayır.
işte böyle bir öyküdür bu kitap. lianke yazı dili olarak betimlemelerinde çok başarılı değildi bence bu öyküsünde. bana öyle geldi en azından. betimlemeler bana pek geçmedi. daha düz bir anlatımı vardı zihnimde çok canlanmadı o öykü. ama inatlaşması bana geçti hoşuma gitti inatlaşan insanları severim.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
daha çok okuyan kısımdayım ama yazarken de zevk alıyorum. kimseciklere anlatmadığımı sözlüğe yazıyorum, rahatlıyorum. canım sözlük.*
devamını gör...
yılmaz güney
sırf sol görüşlü olduğu için kendisine düşmanlık beslenen, bu topraklardan çıkmış değerli bir yönetmen, oyuncu ve sanatçıdır. işlerine gelince sanatı dışında her şeyi nefret etmek için malzeme yapanlara şunu hatırlatayım.
eylül 1971'de gerçekleşen festivalde yılmaz güney toplam 25 bin tl'lik bir ödül kazanır. 4 ödülün birden toplamı olan bu miktar, o dönem için bir sinemacı elbette çok yüksek bir meblağdır. ancak yılmaz güney, ödülü türk hava kuvvetlerini güçlendirme vakfı'na bağışlar.
madem sanatı dışında bazı şeyleri konuşmak istiyorsunuz bunu konuşun.

*
eylül 1971'de gerçekleşen festivalde yılmaz güney toplam 25 bin tl'lik bir ödül kazanır. 4 ödülün birden toplamı olan bu miktar, o dönem için bir sinemacı elbette çok yüksek bir meblağdır. ancak yılmaz güney, ödülü türk hava kuvvetlerini güçlendirme vakfı'na bağışlar.
madem sanatı dışında bazı şeyleri konuşmak istiyorsunuz bunu konuşun.

*
devamını gör...