tanım oylamak bedavadır arkadaşlar kullanalım.

sahip çıkalım sözlüğe.
devamını gör...

pek hoşuma giden hede.
böyle telaşlandırmıyor ne yazılmış diye, merak da uyandırıyor.

böyle ayrıntılara çok dikkat ederim sözlük, evet.
devamını gör...

doğrusu, "dünyada nerde savaş olsa türkiye'nin ortasına dalması" olacak başlık.

genellikle çarpışma esnasında en çok zarar gören araya sonradan girenlerdir. savaşta da mahalle kavgasında da aynı şey oluyor.
devamını gör...

ne geçmişi getirebiliriz ne de geleceği sadece anı yakalayıp yolumuza devam edebiliriz.
devamını gör...

twitter

lütfen başlık açıldıysa hemen birleştirilsin ya da bu girdi o başlığa eklensin.

burada da bbc linki var.

the uk "cannot and will not just look away" at russia's "hideous and barbaric" attack on ukraine, boris johnson has said.

"birleşik krallık bu barbar saldırıyı göz ardı etmeyecek" şeklinde konuşan boris johnson, ciddi bir şekilde bütün bir dünya'nın tek gündeminin artık savaş olduğunu göstermiş oldu ve birleşik krallığın da dahil olduğunu göstermiş oldu. birleşik krallık güzellemesi yapmak istemem ancak, açık ve net şekilde putin'e diktatör diyen johnson belli ki bunun yanına kalmayacağını açıkça ifade etti. akşamki amerika birleşik devletleri yani joe biden açıklaması sonrası iyice netlik kazanır durumlar.

açıklamanın genelini daha sonra ekleyeceğim şu anda ekleme yapamıyorum mümkün olmadığı için. dediğim gibi başlık açıldıysa kusura bakılmasını ve lütfen diğer başlık ile birleştirilsin.
devamını gör...

bir galatasaray efsanesi olan, türkiye liginin ilk gol kralı ve altı kezle en çok gol kralı olan taçsız kral metin oktay’a ait olan bir sözdür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
metin oktay bu sözü fenerbahçe ikinci başkanı olan müslüm bağcılar’a söylemiştir. 1957 yılında müslüm bağcılar’la bir gazinoda görüşen metin oktay’a ikinci başkan boş bir çek uzatır ve istediği rakamı yazmasını söyler. başkan “ yeter ki fenerbahçe forması giy” der.

metin oktay bu teklifi kabul etmez. ama nezaketini de elden bırakmaz ve başlıktaki cümleyi kurar. taçsız kral onu sevenlere ihanet etmez ve sevgisini para karşılığı satmaz.

ancak başkanın isteği 12 yıl sonra metin oktay’ın jübile maçında gerçek olur. eşref ruşen’in “ fenerbahçe taraftarı sana her zaman hayrandı, fenerbahçe forması giyer misin?” ricasına “ (bkz: şeref duyarım)” cevabını veren metin oktay, büyük futbolcu ve büyük karakter sinyor lakaplı can bartu ile on dakikalığına forma değiştirir.

her fırsatta endüstriyel futbola atıp tutanların tribünlerde rakip taraftar ve futbolculara küfrederken düştükleri çelişkinin farkına varmaları açısından bu dostluk ve nezaket önemlidir bence.
devamını gör...

benim babamdır.

sene 1896 olması lazım. bir gün karnemi eve getirdim, bir mahçubum bir mahçubum neredeyse yerin dibine gireceğim. rüstem bey'in oğlu ali izzet fenni ve cebiri fevkalade notuyla geçmiş, benimkisi ikisi de idare eder... peder bey bu vaziyeti gördüğünde küplere binerek "vre eşek kafalı çocuk seni! her sene aynı haltı karşıma getiriyorsun! utanmaz arlanmaz! seni bu rüştiyede okuttuğum parayla yemin olsun altıma sıfır bir fayton çekmiştim!" dedi. o anda elini kaldırıp vuracak gibi oldu fakat validem "yapma beyy! düzeltir karnesini ne olacak" demişti. sonra büyüdük koca adam olduk, memur dairesinde kâtiplik dairesinde çalışıp kendi paramızı kazanıyoruz. ne günlerdi.. babamın hakkı çoktur bende.
devamını gör...

kitabın yazarı ile yapılan hayâlî bir sohbettir. bu sohbet, bazen okuyucu ile yazar arasında tartışmaya da dönüşebilir.
devamını gör...

yaptığım elmalı kurabiyeyi bitirmeden 3 saniye önce.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

istanbul iyice kafayı yedi; gündüz hava güneşliydi diye çıkıp parkta kahve içtim, şimdi kar yağıyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kolundaki yaralar efendim ?
tutunurken öyle oldu olric.
ya yüreğindeki yaralar. . . efendim tutulurken öyle oldu olric..!
peki ya gözlerindeki suskunluk ; ne efendim?
hiç dokunma..! sus olric!.

oğuz atay
devamını gör...

bir tüyo:

iki parmağınızla aynı anda (daha rahat kullanım için başparmaklarınızla) tanıma dokunursanız tanımı daha hızlı beğenmiş olursunuz. çift dokunma fonksiyonunu bir dokunuşta gerçekleştirmiş olursunuz. sonuç olarak telefonlarımızın ekranları çoklu dokunma özelliğine sahiptir.
devamını gör...

devamını gör...

kesinlikle 29 ekim 1923 tarihine gider , mustafa kemal paşa'yı bulur, ülkenin bugünkü durumunu genel hatlarıyla özetlerdim. alınması gereken daha radikal önlemleri ve az içmesini isterdim. erken ölümü bugün yaşadığımız çoğu kronik sorunun sebebidir.
devamını gör...

etken maddesi pro-vitamin b5 olarak da adlandırılan dekspantenol'dür. pro-vitamin demek o vitaminin öncülü (precursor) demektir. yani vücut pro-vitamin b5'i ciltten emerek alır ve vitamin b5 (bkz: pantotenik asit) dönüştürür. vitamin b5 doğada brokoli, mercimek, buğday, yumurta, yeşil yapraklı sebzelerde, patateste, hayvansal et ürünlerinde, mantarda, bakliyatta bulunur ve suda çözünür bir vitamindir. fazlası idrarla atılır. suda çözünen vitaminlerin eksikliği modern hayatta anormal bir durumdur.

pantotenik asit yani b5 vitamini kortizon gibi steroid hormonların üretiminde ve d vitamini sentezinde vücudumuz tarafından kullanılır. bu yönüyle yara iyileşmesini hızlandırır. (bkz: sikatrizan)

ben yaraların hızla iyileşmesi, cildi nemlendirmek ve beslemek için fito krem kullanıyorum. sağlık personelinin yanık tedavisinde kullandığı ve etken maddesi arpa ekstraktı olan bir pomattır. madecassol ise yine aynı tedavi yöntemlerinde kullanılan başka bir etkili pomattır. bütün bu medikal ürünler sikatrizan etkilidir.
devamını gör...

internet kafeden oyunun simgesini alıp kendi bilgisayarında açmaya çalışmak.
devamını gör...

elimde 90 'lı yıllardan kalma iki adet taso ile hamağa uzanmak suretiyle nostaljinin uzay boşluğuna doğru spin atarak ilerleyeceğim radyo yayını. *

neşeli programcımız sevgili bengaripsengüzeldünyaumutlu bizi çocukluğumuza/ilk gençliğimize götürmeyi vaadediyor. üstelik yayında yabancı da yok, hepimiz çocukluk arkadaşıyız öyle değil mi ? şapkayı ters takan bahçıvan pantolonlu çocuklar cemiyeti üyeleri olarak hepimiz orada olacağız. saat geliyor, tik tak tik tak tik tak...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
üç renk üçlemesi'nin ikinci filmidir.

yönetmen krzysztof kieślowski yine ilk filmde olduğu gibi bir renk ve bir konsept üzerinden ilerliyor. beyaz üzerinden eşitliği anlatıyor ve her sahne beyazla bütünleşiyor.

sahnelerde beyazın kullanılması, oyunculukların mükemmele yakın olması, her görüntünün estetik açıdan güzelliği ve anlamı çok başarılıydı. bütün bunlar olurken zbigniew preisner'in müzikleri bu filmi bambaşka bir yere taşıyor. müzikler çok doyurucu ve sahnelerde çok başarılı şekilde kullanılıyor. her iki filmde de sahnelerin seyirciyi yaralama sebebi müzik kullanımı.

ilk filmin müzikleri de güzeldi ama bu filmde müzikleri daha güzel buldum. ilk filmle kıyaslamam gerekirse daha gerçek bir film izlediğimi düşünüyorum. ilk filmde görüntülerle beraber inanılması güç, büyülü bir dünya izlemiştim. bu film hem beyaz rengiyle hem anlatısıyla daha gerçekti. ayrıca kieślowski oyuncu seçimi konusunda çok başarılı. hem ilk filmde hem bu filmde çok güzel kadın oyuncularla çalışıyor. ilk filmde kadın karakterimiz çok güzel ve zarifti. bu filmde de aynısıyla karşılaşıyoruz. çok güzel ve zarif bir kadını izliyoruz.

filmin konusu iktidarsızlığı yüzünden karısı tarafından terk edilen bir adamı anlatıyor. bir mahkeme sahnesiyle başlıyor ve film sizi içine alıp götürüyor. üzerine bol bol düşüneceğim ve sahneler uzun süre hafızamdan silinmeyecek. muhteşem bir kieslowski filmi.


yönetmenin filmde eşitsizliği anlatma yöntemini çok sevdim, eşitsizliğin ikili ilişkiler üzerinden anlatılması ilginç ve güzel bir fikir. filmin ilk sahnesinde mahkemeye bir kadın giriyor, o kadın ilk filmde mahkemeye giren kadının aynısı. burası çok hoşuma gitti. hem ilk filmden ikinci filme gönderme yapılıyor, hem ikinci filmden ilk filme selam çakılıyor. gerçekten tebessümle izlediğim bir sahne oldu. yine ilk filmde şişeyi geri dönüşüm kutusuna atamayan yaşlı teyzeyi, ikinci filmde de görüyoruz. yönetmen neden bu filmleri üçleme olarak yapmış çok rahat anlıyoruz.

filmde en sevdiğim sahne ise mahkemeye giderken güvercinleri hayranlıkla izleyen adamın üzerine güvercinlerin pislemesi oldu. bu sahneden sonra mahkeme salonuna giriyor ve hayranlıkla izlediği karısı, onu sevmediğini söylüyor. zekice bir sahneydi, tabii ki çok hoşuma gitti. kieslowski filmlerinde dramı pornoya çevirmeden aktarmayı başarıyor ve bu benim çok sevdiğim bir şey. saygı!

filmde sevdiğim ve zorlandığım kısım ise intikamın sebebini pek haklı bulamadım. yani herkese göre değişir ama bana olaylar o kadar vurucu ve güçlü gelmedi. bu olay yüzünden böyle bir plan yapılması mantıklı değildi diye düşündüm. onun dışında her saniyesinden keyif aldım. muhteşemdi.
devamını gör...

günaydın gençler,
14-15 yaşlarındayken okuduğum "üzüntüyü bırak, yaşamaya bak" kitabını bir de 40 yaşındaki kafamla okuyayım dedim. bir de ne göreyim? içindeki tavsiyelerin çoğunu unutmuşum, ben yıllardır oradan oraya savrulmuşum, bazen geçmişin üzüntülerine bazen de geleceğin endişeleri arasında sıkışıp bugünü yaşamayı unutmuşum. kitabın henüz başlarındayım ama verdiği tavsiyeyi her sabah hatırlayıp ona göre yaşamaya karar verdim. yazarımız şöyle diyor: "günleri kapalı bölmelerde yaşamayı öğrenmenizi tavsiye ediyorum. düğmeye basın ve geçmişin demir kapılarının kapandığını, dünlerin geride kaldığını duyun. bir başka düğmeye basarak geleceğin, doğmamış yarınların önüne bir perde çekin. böylece, bugün güvenlikte olursunuz. geçmişin kapılarını kapatın. onu gömün gitsin. geleceğin kapılarını da tıpkı geçmişinkiler gibi sımsıkı kapatın. gelecek bugündür. yarın yoktur. insanın kurtuluş günü bugündür. o halde bölmelerinizi sıkıca kapatın ve "günleri kapalı bölmeler"de yaşamayı alışkanlık haline getirin."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim