genelde ortadoğu’daki ve kuzey afrika ülkelerinde yaşayan primatlardır. bu bölgelere çeşitli sebepler ile seyahat edenler veya seyahat etmek zorunda kalanlar doğal ortamlarında kimlik bulmuş bu primatlardan çokça görebilirler..

bunlar genellikle trafikte önünüze kırarak “toplumda uyanık davranarak 1-0 öne geçtiklerini”, “trafiği rahatlattıklarını” veya “iyi/aktif araba kullandıklarını” vb düşünerek yaptıklarına bir de kendilerince kılıf uydururlar. tepki verdiğinizde filan yaptığının modern toplumlarda “öküzlük” adı altında sınıflanacak bir aktivite olduğunu dahi anlamazlar. trafikte yaptıkları türlerine özgü davranışları, sırada, kaldırımda, çarşıda pazarda, plajda gösterirler. daha yeteneklilerinde görülen diğer takdire şayan davranışlar ise “balkondan aşağı sigara atmak, yediğinin çöpünü atmak”, “sağlık personeline saldırmak”, “yerlere tükürmek” vb dir. düşündükçe örnekler çok arttırılabilir ama bu yazıyı okuyarak anlayabilen seviyede türkçe bilen herkes bu primatların binlerce davranışına şahit olduğundan örnekleri kısa tutuyorum. maalesef herkesi kendi zeka kapasitesi içerisinde kabul etmek zorundayız. ama bizler için bu primatlardan bazılarının kendilerini modern toplumun üyesi zannediyor olması kötü…. birde şu güzellemeleri çok duyulur: “ülkemiz cennet yaaa” “buraları gibisi yoğğğh”… en ilginç benzetmeleri bu olsa gerek. başka yeri görmediklerinden veya görüp de ne gördüğünü anlamadıklarından veya oralarda kendilerini buradaki kadar doğayla başbaşa zannetmediklerinden olabilir. normal karşılamalıyız.

genelde bu tür platformlarda birçok avrupa ülkesinde yaşamak için kurulan hayallere ilişkin entryler okuyoruz. aslında ekonomik gelişmişlik yanında bu tür primatların fazlalığı da yaşamaya çalıştığımız bu yerde hayatı daha da fazla zorlaştırırarak bu ülkeden gitme konusundaki hisleri daha da perçinlemiyor mu?

ben 20 li yaşlarımda gitme şansım varken gitmedim… şimdi o dönem için kendime koyduğum hedeflerin hepsine eriştim ama pişman mısın sorusunun cevabı koca bir “evet” tir.

ülkemizde bulunan bu primatlara karşı eğitim de dahil olmak üzere tüm argümanları kullanarak mücadele edemeyeceğimize göre kendi hayatımızı güzelleştirecek yöntemleri hayata geçirmeliyiz. bunlardan birisi modern insanın evrimleşmesinin tamamlandığı bu yerlerde yaşamak diğeri ise burada yaşayamaya karar verenler için, yaşadığımız toplumla 0 iletişime girmek olabilir.
devamını gör...

pelin esmer'in yönetmenliğini yaptığı senaryoyu da barış bıçakçı ile paylaştığı 2018 yapımı film.
başak köklükaya ve öykü karayel'in güzel oyunculuklariyla taclandirdigi bir yol filmi.

yönetmeni yazmasaydi yine de pelin esmer; senaristi söylenmese barış bıçakçı derdiniz. o derece izleri var filmde.

filmin çekimleri ve neredeyse hiç yarım kalmayan müzikleri güzel olmuş. pelin esmer hikayelerin ortasından başlatıp sonunu seyirciye bırakarak bitirmeyi seviyor. hayatın bir parçası gibi filmleri o yüzden.kahramanlar sizden önce yaşıyorlar ve sanki film bittiğinde devam ediyorlar gibi. bütün bu parça hikayeye rağmen filmde müzikler tam olması güzel enstantane.

bir tren yolculuğunda tanışan şair ve hemşirelik öğrencisi iki kişinin garip hikayesi.hikaye sıradışı ama çok olağan anlatılmış.ve siz filmi izlerken sanki her on kişinin dokuzunun başına gelecek bir hikayeymis gibi izliyorsunuz.
ben çok şiir seven bir insan değilim.siirlerin yüksek sesle okunduğu yerlerden de koşarak uzaklaşmak isterim.o derece banal gelir bana. o yüzden filmin şiir okunan sahnelerinde biraz sıkıldım.
ama birazcık bile şiir seven biriyseniz,rakı masasında müziklerle eşlik edilesi anları seviyorsanız ,havalı cümleleri söylemek dinlemek sizi mutlu ediyorsa pelin esmer'in deyimiyle şiir gibi bir film.
ben izledim ama tekrar izlemem.yine de zaman kaybı değil.
devamını gör...

zamanın enerji bakanı taner yıldız'ın sarf ettiği sözlerdir. konuşma

eğitime saldırıp, dine sarılmaları bu yüzden zaten.
devamını gör...

akciğer nakli ondan da zor .
devamını gör...

bizim ülkede çok yanlış anlaşılan olaydır.
kocan seni böyle sevebiliyor mu haaaa!
sen benim neyimsin.
cidden pis konuşmalar ayıp yahu.
ben senin yarinim.
devamını gör...

harper lee tarafından yazılan orjinal adı to kill a mockingbird olan romanın baş kahramanıdır. kitap türkçe'ye bülbülü öldürmek adıyla çevrilmiştir.


atticus, abd'de 1920 lerin sonunda başlayan büyük buhran sırasında alabama eyaletinde hayali bir kasaba olan maycomb'da iki çocuğu ile birlikte yaşayan bir avukattır. kasabanın önde gelenlerinden biridir ve büyük buhran sırasında kasabanın diğer sakinlerine göre ekonomik olarak nispeten daha iyi durumdadır.

atticus insanların hem iyi hem de kötü nitelikleri olduğunu kabul eden, kötüyü anlayıp affederken iyiye hayran olmaya ve yüceltmeye kararlı biridir.

kasabada etkileyici zekası, bilgeliği ve örnek davranışları nedeniyle herkes tarafından saygı gören biridir. ancak siyah bir adam olan tom robinson'un beyaz bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla açılan davada onu savunmaya karar verince maycomb halkıyla arası açılır.

alabama bir güney eyaletidir ve siyahi birini savunmak hoş karşılanacak bir durum değildir.


atticus isminin manası eski yunancada atina'nın bir bölgesi olan attica ile ilgili olup attica'lı adam demektir. roman ve filmden sonra abd'de bu isim epey popüler olmuş ve yeni doğan çocuklara öncekine göre daha fazla verilmeye başlanmış.

roman daha sonra aynı adla sinemaya uyarlanmıştır. filmde atticus finch'i oynayan gregory peck 1963 yılında en iyi erkek oyuncu akademi ödülünü kazanmıştır.

kısa adı afi olan amerikan film endüstrisinin
100 yılın 100 kahramanı ve kötüsü sıralamasında, kahraman sınıflandırılmasında atticus finch karakteri bir numaradadır.

hem romanını okumuş hem de filmini izlemiş biri olarak gerçekten ününü haketmiş bir karakter olarak nitelendirebilirim.

film ile ilgili yazdıklarım için bkz:. #377681
devamını gör...

yağmurlu veya fırtınalı havalarda geçireceğim hiçbir dakikayı boşa harcamamak adına sadece yağmur ve kahve kısmını uyguladığım üçleme.

hatta bu havada yapılacak bir yürüyüş için kahveyi bile satabilirim. swh.
devamını gör...

dün gece...hiç tanımadığım bir yazarı...seri oyladım sırf sana benziyor diye...

nickini öpüp de yatarsın. bazen imleci nickinin üzerinde gezdirip okşarsın sevdiceğini. aşk böyle bir şey çünkü...aşığım be sözlük.
devamını gör...

dur.. diyebilen.. hem kendine hem de bir baskasina..
olgunluğun anasıdır..
devamını gör...

eğlence mekanlarını kapatıp ayasofya'yı açıp şenlik yapıp müziğe ve sanata düşman kafaların yediği halttır. eğer inandıkları dinin tanrısı varsa günahlarını ayasofya'yı cami yapmak temizlemeyecektir.
kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. (maide-32)
devamını gör...

trafikte biri hata yaptığında kolumu camın dışında sallayarak, çek kenara diye bağırmak.
devamını gör...

radikal mastektomi'den farklı olarak göğsün en büyük ve kolun en güçlü flexor kası olan m.pectoralis major kasının korunması esasına dayanan operasyondur.
devamını gör...

iko can, şöyle bir özellik de gelebilir.
yazar ismi ( gbkz veya bkz ) yazıldığında " x yazar tanımında sizden bahsetti " diye bildirim gelebilir.
devamını gör...

çoğu danimarka'da olmak üzere kuzey avrupa ülkelerinde bulunan, yaklaşık 2000-2500 yıllık doğal mumyalanmış cesetler.

nedeni bilinmeyen bir şekilde boğazları kesilerek, boğularak ve bağlanarak bataklığa atılmış olan insanlardan geriye kalan bu cesetler, bataklığın sahip olduğu ortam nedeniyle doğal bir şekilde mumyalanmış ve korunmuş. aynı şekilde köpek cesetleri de bulunmuş. normal şartlarda o çağda ölenlerin yakıldığı bilindiğinden, bu insanların ve hayvanların belki de kurban töreni sonucunda atılmış olabileceği düşünülüyor.

beni en çok etkileyeni tollund adamı olarak bilinen kişinin cesedi. yüzünde ilginç şekilde huzurlu bir ifade var ama belli ki huzurlu bir biçimde yatağında rahatça ölmemiş. o kadar iyi korunmuş ki, sanki özel olarak her detayına dikkat edilerek yapılmış bir heykel gibi duruyor.

görsel arkeofili. com'dan alıntıdır ve tollund adamını gösteriyor:

arkeofili.com/wp-content/uploads/2016/10/bog5.jpg
devamını gör...

ooo benim kafa adamlar muhabbet edecek.
y kuşağı olarak zevkle dinleyeceğim.
şimdiden elinize, emeğinize sağlık.
devamını gör...

bünyede eğreti duruyor, ne yapayım? iltifat edilince yüzüm ekşiyor, kabullenemiyorum bir türlü. e tabii bir de samimiyetsiz geliyor bazı iltifatlar, 'hadi lan oradan!' demek istiyorum.
devamını gör...

kendisiyle pek barışık olmayan ve yüzünü çirkin bulduğu için de kadınlara açılamayan bir insandır. arkadaşı şemsettin kutlu'ya anılarını anlatırken kendisine yarattığı sevgiliyi anlatır:

"galatasaray lisesi’nde idim. arkadaşlarımın çoğu varlıklı, iyi giyinen, gösterişli çocuklardı. ben giysem, onlar gibi kendime yakıştıramaz, pısırıklıktan kurtulamazdım.

çoğunun ceplerinde güzel, fettan kızlardan gelmiş mektuplar, resimler bulunur; övüne övüne bunları birbirlerine okuyup gösterirlerdi. onların bu başarılarını gördükçe içim içimi yerdi. geceleri yatakhanede pısır pısır, bu çeşitten kahramanlıklar anlatıldıkça benim gözüme uyku girmezdi.

“ben bunların çoğundan daha derin, daha duygulu, daha anlayışlıyım; üstelik bazı dergilerde şiirlerim de çıkıyor. onlardan eksiğim yok, fazlam var. hal böyle iken neden benim de kız arkadaşlarım olmuyor?” yollu tasalarla, sabahlara kadar yastığımda döner bire dönerdim.

tatil ya da paydos oldu mu, bu hızla okuldan dışarı fırlar, tünel’le taksim arasında melil mahzun mekik dokurdum. ama faydasız, yine de okula eli boş dönerdim. bu, uzun süre böyle gitmişti. baktım ki, bu işin sonu yoktu. arkadaşlarıma karşı da, kendime karşı da zor durumda kalıyordum. nihayet buna bir çare buldum:

kafamda, kendi zevkime göre bir sevgili yarattım. ona boy pos verdim, kaş göz düzdüm, adını koydum. artık benim de hiç değilse arkadaşlarıma anlatacak bir “kızım” vardı. anlatmaya da başladım. yalnız ne var ki, bunu belgelendirmek gerekiyordu.

bir gece, kuytu bir köşede yazımı değiştirerek, özene bezene, bu düşten sevgilimin ağzından, kendime bir mektup yazdım. beşiktaş postanesine gidip, oradan adıma postaladım.
mektubun elime geçtiği günkü heyecanımı anlatamam. bu gerçekten sahici bir kızdan gelseydi, ancak o kadar duygulanırdım. bir süre sonra bu mektupları arkadaşlarıma okurken onlar:

– cahit, sen tam dengini bulmuşsun. sen şair, o şair… diyorlardı. bu mektuplaşma böylece yarım yıl kadar sürdü. sonunda galiba ben vefasızlık ettim. mektuplaşmayı kestim.”
devamını gör...

arkadaşlar selam. her hafta aynı gününde, aynı saatinde aynı hatırlatma işte. eyluling ile dalgalar geçildiği, filmlerin, dizilerin eleştirildiği, naçizane bir konuk (bkz: 21oz)un kısa bir süreliğine bizlere eşlik ettiği yayın bu akşam 9.00 da. yine buluşuruz orada, aynı yerde, aynı zamanda!
devamını gör...

hamdım, piştim, yandım.
(bkz: mevlana)
devamını gör...

sevan nişanyan tarafından geliştirilen bir türkçe köken bilimsel sözlüğü.

www.nisanyansozluk.com/?

otuz iki binden fazla türkçe kelimenin kökeni, o kelimenin yazılı olarak geçtiği bilinen en eski eserlerden alıntılar gibi sözcüğün serüvenini bize sunmaktadır. örneğin;


--! spoiler !--

kadın


tarihçe (tespit edilen en eski türkçe kaynak ve diğer örnekler)
eski türkçe: [ orhun yazıtları, 735]
ögüm ilbilge ḳatunı [anam ilbilge kraliçeyi]
eski türkçe: [ ırk bitig, 900 yılından önce]
avınçu ḳatun/χatun bolzun [cariye kraliçe olsun]
eski türkçe: [ kaşgarî, divan-i lugati't-türk, 1073]
kātūn [[afrasiyab'ın kız soyundan gelenlere (hakan sülalesinden kadınlara) verilen ad]]
türkiye türkçesi: [ meninski, thesaurus, 1680]
ḳādın, ḳādün vulg. pro χātūn: matrona, domina, materfamilias [hanımefendi].
yeni türkçe: kadınsı [ cumhuriyet - gazete, 1951]
likomediya kızları arasında kadınsı bir ömür sürerken ülis geliyor
köken
eski türkçe ḳātūn veya χātūn "kraliçe, hakan eşi veya kızı" sözcüğünden evrilmiştir. eski türkçe sözcük soğdca aynı anlama gelen χwatēn sözcüğünden alıntıdır.

daha fazla bilgi için hatun maddesine bakınız.

ek açıklama
hatun sözcüğünün varyant biçimidir. ş. ülkütaşır, h. kılıç ve diğerlerinin sözcüğü türkçeden türetme denemeleri ciddiye alınamaz.

benzer sözcükler
kadın göbeği, kadın kadıncık, kadın tuzluğu, kadınbudu, kadınsı

www.nisanyansozluk.com/?k=k...

--! spoiler !--
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim