etrafına dalga yayan bir kaynak ile gözlemciden herhangi birisi hareketliyse gözlenebilecek etkidir. adını bilim insanı ve matematikçi christian andreas doppler’dan alır.
bir ambulansın sesi, ambulans bizden uzaklaştıkça pesleşir değil mi? bunun nedeni; her ne kadar ambulanstan çıkan ses dalgalarının dalga boyu eşit olsa dahi, dalgaların kulağımıza ulaşma süresi arttığı için, kulağımız birim zamanda daha az ses dalgasına maruz kaldığı için, dalga boyunu artmış frekansını azalmış gibi hissederiz dolayısıyla da ses giderek pesleşir. işte doppler etkisi budur.
bunu elektromanyetik dalgalarda gözlemek de mümkün. örneğin bir yıldız bizden uzaklaştıkça ışık spektrumu kırmızıya kayar çünkü yukarıda da anlattığım gibi kaynak bizden uzaklaştıkça biz, dalgaların dalga boylarını olduğundan daha büyük algılarız ve kırmızı ışık görünür ışıkların içerisinde dalga boyu en büyük olan renktir. dolayısıyla da yıldızın ışık tayfı kırmızıya kayar.
peki bunun bize kazandırdığı ne? evrenin genişlediğini ilk olarak böyle anladık. hubble amca teleskopuyla hangi yıldıza baksa ışık spektrumunun kırmızıya kaydığını görmüş ve neredeyse tüm yıldızların bizden uzaklaştığını anlamış, bunu da evrenin genişlemesi gerektiğine yormuş. tabi şu anki bilgilerimiz dahilinde yıldızların değil galaksilerin hatta daha da doğrusu galaksi kümelerinin birbirinden uzaklaştığını biliyoruz. bunu kafamızda daha rahat canlandırmamız için evreni bir balon gibi hayal edelim ve kalemle birkaç nokta işaretleyelim, balonu şişirirsek tüm noktalar birbirinden uzaklaşır. işte evrenimizi basitçe böyle simüle edebiliriz.
devamını gör...

dikkat bu bir nickaltı yalakalığıdır! *
efenim ben tanımlarını severek okuduğum sevgili yazar arkadaşıma nasıl nickaltı yazmamışım diye hayıflandım. tanımları ve yazı dili çıtayı tepelere çıkarmış, cana yakın, sevecen, yardımsever, güleryüzlü bazen bir bahar kelebeği bazen arı maya* iyi kalpli güzel insan evernevergreen.. seviliyorsun.. * hep yazsın, hep okuyalım.. daim olsun kaliteli tanımları.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şaka maka efsaneleşen bir adamın*, efsaneleşen bir şarkısıdır.

olmayan aşkın acısını yaşatır, uzaklara hasret çektirir. tek başına şu "ziyadesiyle şerdeyim" cümlesi bile içinizden geçer. abartmış olabilirim, kabul ama parça gerçekten enfes. tarzınıza uymuyor olabilir, anlıyorum ancak yeni tarzlara açıksanız kesinlikle dinlemelisiniz.
devamını gör...

insan uçurumun kenarına varmadan kanatlanmaz. *
devamını gör...

yaşasın neşeli kadınlar.
devamını gör...

kafa sözlük kitap edebiyat kulübüyle beraber incelemesini yaptığımız ilk kitap. kendim de ayrıca bir inceleme yazmak uzun zamandır aklımdaydı aslında fakat şimdiye fırsat bulabildim.

öncelikle kitabı edebi yönden incelemeden önce yazıldığı dönemin tarihsel zeminine bir göz atmak lazım diye düşünüyorum. zira kitaptaki bazı noktaları anlyabilmek için o dönemin tarihsel koşullarını bilmek gerekiyor bence.

kitap sanayi devrimi ingilteresinde yazılmış. sanayi devrimi sömürge faaliyetleriyle elde edilen kaynaklar sayesinde üretimin arttığı, fabrikalaşmanın başladığı, makineleşmenin yaygınlaştığı bir dönem. bu dönemde iki farklı sınıfın öne çıktığını görüyoruz: sömürü faaliyetleri ve yapılan üretimlerle gittikçe zenginleşen burjuva sınıfı. ve burjuva sınıfının açtığı fabrikalarda çalışan işçi sınıfı. burjuvanın sömürü faaliyetleri sadece diğer ülkelerle sınırlı değil bu arada, işçi sınıfının da o dönemlerde yoğun bir sömürüye maruz kaldığını söyleyebiliriz. o dönemde insan hakları, ekonomik haklar, siyasi haklar gibi temel haklardan mahrum kalan işçi sınıfı 20 saate kadar varan acımasız ve sağlıksız iş koşullarında düşük ücretler karşılığında çalıştırılıyordu. üstelik sendikalaşma ve grev hakları da bulunmuyordu. dolayısıyla haklarını savunamayan işçiler karın tokluğuna çalışırken onların iş verenleri olan burjuvalar gittikçe zenginleşiyordu. haliyle bu iki sınıf arasındaki ekonomik ve toplumsal uçurum gittikçe büyüyordu. bu durumu gören wells bu iki sınıfın geleceğine dair ön görülerini bilim kurguyla süsleyerek aktarıyor okura. bunu yaparken darwinin evrim teorisidende etkilendiğini düşünüyorum.

kitapta işçi sınıfının geleceği morlocklar, burjuva sınıfının geleceği eloilar tarafından temsil ediliyor.

morlocklar zorlu yaşam koşulları nedeniyle vahşileşmiş, hayvansallaşmış bir tür iken eloilar çocuk gibi tasvir edilen, zihinsel gelişimlerini tamamlayamamış bir tür.
eloiların böyle olmasının sebebini ise yazar şu şekilde tarif ediyor:

"değişimin, tehlikelerin ve güçlüklerin altından zihinsel çokyönlülükle kalkılması görmezden geldiğimiz bir doğa yasasıdır. çevresiyle tam bir uyum sağlamış hayvan kusursuz bir düzenektir. alışkanlık ve iç güdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekâya hiçbir zaman başvurmaz. değişiimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde zekâ da olmaz. ancak çok çeşitli gereksinimleri ve tehlikeleri gidermek zorunda kalan hayvanlar zekâdan yararlanırlar."


kitaptaki zaman yolcusu karakteri iki defa zaman yolculuğu yapıyor. ilk gittiğimde bahsettiğim eloi ve morlocklar ile karşılaşıyor. ikincisinde ise çok daha ileri bir tarihe gidiyor ve

insanlığın tamamen ortadan kalktığı bir döneme denk geliyor. öyle bir anlatmış ki o dönemi bir an korku kitabı okuyormuş gibi hissettim


wells edebi olarak çok iyi bir yazar değil aslında. zaten bilim kurgunun yeni yeni yeşerdiği, bilimin yeni yeni gelişmeye başladığı o dönemlerde iyi bir bilim kurgu kitabı beklemek kendisine haksızlık olur diye düşünüyorum. fakat ön görülerinin oldukça kuvvetli olduğunu söyleyebilirim. ayrıca ondan sonra senelerce işlenecek olan zaman makinesi fikrini ortaya atan ilk kişi olması bakımından da vizyonu oldukça geniş birisi bence.

özetle benim okumaktan keyif aldığım bir kitap oldu zaman makinesi. muhteşem bir kitap değil belki fakat dönemine göre iyi yazılmış olduğunu düşünüyorum. okumak isteyenlere de rahat rahat önerebilirim.
devamını gör...

iko belediyesi çalışıyor özelliğidir. düşünenlerin aklına, yapanların eline sağlık.
ha ben madalya falan alamam orası ayrı. ama özelliğin geldiğini görüp, içeriği de öğrenince dehşet derecede hoş şeyler yazıp herhangi bir lobiye dahil olmadığı, amiyane tabirle kendi yağlarında kavrulmayı tercih ettikleri için varlıkları dahi pek bilinmeyen 8 10 yazar mahlası zihnime doluştu.

güzel oldu bu olay güzel. henüz ilgili bir tanım görmedim. umarım madalya verilen tanımda bir simge vs beliriyordur. belirmiyorsa da isteriz efenim. arsızlığı ele aldık nasılsa.*
devamını gör...

okurken kafanın bambaşka yerlerde olmasından mütevellit tekrar tekrar okuma durumudur. çok fazla dikkat eksikliğim olduğu için çok keyifli bir şey bile okusam mutlaka dikkatim dağılır, okurken arka planda başka şeyler düşünürüm ve çoğu cümle hatta bazen çoğu sayfa tekrar tekrar okunur.
devamını gör...

altmışlarının başındaki bölüm başkanı profesörümüz oynuyor.

büyütülmemesi gereken meseledir.
devamını gör...

heyoo taze program.
seçilen konu, şimdiden geçmişe götürdü beni. tabii kaşkolnikov'a katılıyorum, aynı dönemin çocukları mıydık bilinmez. onu dinleyip, öğreneceğiz. yine de, ortak anılar çıkacak gibi hissediyorum.
kulağım sizde olacak. şimdiden iyi yayınlar.
devamını gör...

yolculuk süresinin kısa olması.
devamını gör...

uzun zamandır izlediğim en iyi 4 dakika 6 saniye bu videodur. troller limonsa uçurulanlar da limonata olsun diye de öneride bulunuyorum. keyfim kaçtıkça gelir izlerim bunu.
devamını gör...

ayrıca kaptan olarak bilinmektedir.
devamını gör...

...kesin bunu da en iyi erkekler bilip yorumlar, menstruasyonu bile onlar anlatıyor, allah aşkına ağalar doğum sancısının yüzde biriyle ölürsünüz, doktorlar susun dilinizi çekin ve doğum esnasında karınız tekme dahi atsa size; susup şükredin diye boşa demiyorlar...
devamını gör...

yine serbest atış mahalline dönmüş ortalık.. 'klasik ortadoğu dinleri sebebiyle cehennem tasavvuru hep sıcaktır' önermesi artık bi küfür şeklini almış durumda. hint mitolojisinde naraka var tamas var, iskandinavlarda niflheimr, dante'de milton... hangisini sayıyım, bunların hepsi soğuk cehennem. kaldı ki dinlerde de cehennem anlayışı tabaka tabaka ve soğuk bölümler var. dinler mitolojidir diyecekseniz deyin ama destekli deyin agalar paşalar..
devamını gör...

benim için, belirsizliktir.

ne olacaksa olsun artık; beklemekten ölmek üzereyim.

bir başka tahammül edilemeyen durum için:
(bkz: türkiye'de genç olmak)
devamını gör...

soğuma hızım ışık hızını solluyor bu cümleyi bir erkekten duyunca. arkadaş bu tip bu kadar önemli mi gerçekten ya?
devamını gör...

insan sosyal bir varlıktır. bazen tercihli bazen de istemeden yalnızlık bulur bizi. istesek de artık, bırakmaz. bunaltır. konuşacak çok şeyin vardır ama kimse yoktur etrafında. kalabalıklar içinde yalnız hissedersin. içine içine hem ağlar hem de gülersin. öyle bir şeydir konuşacak birinin olmaması.
devamını gör...

pandeminin adana'ya verdiği en büyük zararlardan biridir bu festivalin yalan olması.

ben bunun ilkini de hatırlıyorum. ulan adana, ne güzeldin.
devamını gör...

hiç ''onlar yalnızca çocuk'' falan diyemeyeceğim, bu meni artıklarını canlılara eziyet etmemeyi öğretemeyen aileleriyle birlikte bayıltana kadar dövmek lazım. insan değil de ipsiz sapsız itler* yetiştiriyorsunuz. y***k gibi çocuklarınız var kısırlaştırmak gerek bir kısmınızı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim