üşengeç biri olmadığını kanıtlamak
uyanınca yataktan kalkıyorum. daha ne yapayım ben bu hayatta?
devamını gör...
köylerdeki komik lakaplar
çocukluğunda çok gaz çıkardığı için bırtlı denilen dede ve bırtlılar ailesini tek geçiyorum.
devamını gör...
tabii lan manyak mısın
kullanışlı bir bkz cümlesidir.
devamını gör...
depresyonla başa çıkma yöntemleri
kabul etmek , kabul ettiğin an değişimin başladığını düşünüyorum .
devamını gör...
inci çayırlı
az önce vefat ettiğini öğrendiğim türk sanat müziği sanatçısı.
üniversite yıllarımda tanışmıştım kendisiyle, en az ferhan şensoy kadar üzdü beni. nur içinde uyusunlar.
üniversite yıllarımda tanışmıştım kendisiyle, en az ferhan şensoy kadar üzdü beni. nur içinde uyusunlar.
devamını gör...
alternatif prezervatif sloganları
biz prezervatifi de bahisi de iyi biliriz.
devamını gör...
normal sözlük’ün hayatınızda yarattığı değişiklikler
durdurulamayan bir yazma isteği. tamamen az uyumak ve vaktinin çoğunu sözlükte geçirmek. bu arada kafamı meşgul eden bir çok şeyden arınmış oluyorum ve sözlük benim pek düşünmememi sağlıyor. bir nevi terapi gibi ama bedava terapi.
devamını gör...
bilgisayarlı tomografi
bt olarak kısaltılan, x ışını kullanılan bir görüntüleme yöntemidir.
görüntü kesit kesit görüntülenebildiği için beyin ve akciğer için özellikle önem kazanmıştır.
genel olarak tümör,travma,taş olgularında en iyi yöntemdir.
non-invazif anjiyografi (koroner,pulmoner bt) yapma imkanı da çok tercih edilmektedir.
görüntü kesit kesit görüntülenebildiği için beyin ve akciğer için özellikle önem kazanmıştır.
genel olarak tümör,travma,taş olgularında en iyi yöntemdir.
non-invazif anjiyografi (koroner,pulmoner bt) yapma imkanı da çok tercih edilmektedir.
devamını gör...
11 ocak 2022 domuz kalbinin insana nakil edilmesi
yanlış bilmiyorsam domuz damar sistemi ve doku bakımından insan için iyi bir donördü. hatta domuzun damarlarını insana nakil edebiliyorduk, bunda müslümanlar açısından haram olduğu düşüncesi olsa bile haram olduğunu düşünmüyorum.
eğer hasta sorunsuz bir şekilde yaşarsa insanlığa harika bir katkı, nakil listedesinde bekleyen insanlar için büyük bir şans.
eğer hasta sorunsuz bir şekilde yaşarsa insanlığa harika bir katkı, nakil listedesinde bekleyen insanlar için büyük bir şans.
devamını gör...
kıtır
ankara'da, tunalı hilmi caddesi'nde bulunan restoran - pub.
neredeyse kendimi bildim bileli oradadır. sanırım 40 yıldır falan var. bir ara çayyolu'nda da bir şubesi açıldı ama sonra ne oldu orası, bilmiyorum. tunalı'daki hâlâ duruyor.
kumpir dediniz mi kıtır gelirdi akıllara. hafta sonları arkadaşlarla gider, şanslı azınlıktan olup da yer bulabilirsek otururduk biraz. pek kalabalık olurdu. özlüyorum eski zamanlarını.
neredeyse kendimi bildim bileli oradadır. sanırım 40 yıldır falan var. bir ara çayyolu'nda da bir şubesi açıldı ama sonra ne oldu orası, bilmiyorum. tunalı'daki hâlâ duruyor.
kumpir dediniz mi kıtır gelirdi akıllara. hafta sonları arkadaşlarla gider, şanslı azınlıktan olup da yer bulabilirsek otururduk biraz. pek kalabalık olurdu. özlüyorum eski zamanlarını.
devamını gör...
babayla olan ilişki
13-14 senedir biyolojik babamı görmedim, beni büyüten babamla ise de son derece çetrefilli bir ilişkim var. daddy issues x2
devamını gör...
sırt kaşımak
ücretsiz vücut egzersizi sağlayan eylemdir.
devamını gör...
insan acıyı seviyor mu sorunsalı
biz kadınlar için topuklu ayakkabıları örnek vereceğim başlık.
devamını gör...
uzun entryleri okumak
süreli yaptığım eylemdir.
zaten iyi bir okuyucu değilsen iyi bir yazı yazamazsın ben böyle düşünüyorum.
ayrıca bazı yazarlar var öyle emek veriyorlar öyle değerli yazılar yazıyorlar ki saygıdan yine okuyorsun.
zaten iyi bir okuyucu değilsen iyi bir yazı yazamazsın ben böyle düşünüyorum.
ayrıca bazı yazarlar var öyle emek veriyorlar öyle değerli yazılar yazıyorlar ki saygıdan yine okuyorsun.
devamını gör...
yatakta kadının yapma dedikçe erkeğin hazza gelmesi
"hayır" demek, "hayır" demektir. bu tip hatalı tespitler; kadının hep istemiyor göründüğü ve zorlanmaktan hoşlandığı gibi bir algı oluşturuyor.
devamını gör...
akılda kalan okul travması
daha önce yazmış mıydım bilmiyorum ama yazdıysam bile tekrar yazacağım.
ilkokula gidiyorum o yıllarda. sanırım 5. sınıftı.* zorunlu din dersine de girmeyen bir öğrenciydim. dava açtı ailem bu konuda hatta. tabii o süreçte başıma gelmeyen kalmadı. türkiye'nin sosyo-kültürel yapısı malumunuz. bizim millet dünyanın en şerefli, namuslu, onurlu rerörö milletidir ama kendinden olmayan birini fırsat bulsa bir kaşık suda boğar.
neyse işte o zamanlar okul yönetimi, öğrenciler, veliler allah ne verdiyse herkes dolaylı yoldan yapıyor yapacağı çirkefliği.
birgün okulda ders bitti; tenefüse girdik. ben de ara boyunca yerimde oturdum* ve karakalem çizimlerimden birine devam ettim. sonra zil çaldı, herkes içeri girdi ve ders başladı. tabii her ilkokulda olduğu gibi bir ders başlatma geleneği olan gammazlama faslına geçildi. biri kalktı dedi ki hocam x bana çarptı.* hoca x'e döndü, x de aynen şöyle dedi: "öğretmenim iorek beni ittirdi; ben o yüzden ona çarptım."
sonra hoca bu şerefsize inandı. beni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıp özür dilememi söyleyerek bağırdı. "öğretmenim ben bir şey yap..." cümlemi tamamlayamadan bizim şeref yoksunu eğitimci kılıklı yaratık tekrar bağırınca özür dileyip yerime oturmak zorunda kaldım. sonra derse başladı bu k....k.
ve bu şerefsiz annemin öğrencisiydi bir de. bu olaydan aylar önce tesadüfen öğrenmiştik.
belki çoğu kişiye çok basit ve anlamsız gelir bu anlattığım ama o yaşlarda ve özellikle de özgüveni düşük, içe kapanık küçük bir çocuk için korkunç bir şey bu bence. aklıma geldikçe öfkeden deliye dönüyorum. yapmadığım, hiçbir suçumun olmadığı bir şey için haksız yere birinden özür dilemek zorunda kaldım; üstelik yaşıtlarımdan oluşan kalabalık bir grubun önünde. yıllarca yaptığım her şeyde bir hata varmış gibi hissettim. hâlâ daha bir hata yapıp kendimi suçlu bir durumda bulmaktan korkuyorum. kafamda gerçek dışı senaryolar oluşuyor çoğu zaman.
hocam, olmaz ama eğer burayı okuyorsanız şunu belirteyim; ilk karşılaşmamızda bunun karşılığını ağır bir biçimde alacaksınız. diğer şikayetçi piçi de elden geçireceğim bulsam ama yapılan şeye o kadar takıldım ki kim olduğunu bile hatırlamıyorum.
bu zihniyetteki şerefsizler için küçük bir not bırakıp bu yazıyı bitireceğim; zaten yine anksiyete krizinin ortasındayım. allahın belası ilaç da bitti yine. geberiyorum alüminyum.
eğer üzerinde güç, denetim ve söz sahibi olduğunuz insanlarla birlikte çalıştığınız bir işiniz varsa, özellikle de çocuklarla çalıştığınız bir meslek, sakın ben bunun ağzına s.....m nasıl olsa bana bir bok yapamaz mantığıyla hareket etmeyin. sonra attığınız füze dönüp sizi vurur benden söylemesi.
(özellikle çocuklar bu tür olayları unutmaz. daha doğrusu insanlar pek çok şeyi unutur ama küçük yaşta yaşadığı travmaları ve bu travmaların öznesi olan yaratıkları asla unutmaz. hepimiz yeri geldiğinde pek çok insanla ağız burun kavga etmişizdir mesela ama çocukken yenen o yumruk unutulmuyor.)
t: denetlemeyen eğitim sisteminin küçücük çocuklar üzerinde bıraktığı trajik izleri içeren başlık.
ilkokula gidiyorum o yıllarda. sanırım 5. sınıftı.* zorunlu din dersine de girmeyen bir öğrenciydim. dava açtı ailem bu konuda hatta. tabii o süreçte başıma gelmeyen kalmadı. türkiye'nin sosyo-kültürel yapısı malumunuz. bizim millet dünyanın en şerefli, namuslu, onurlu rerörö milletidir ama kendinden olmayan birini fırsat bulsa bir kaşık suda boğar.
neyse işte o zamanlar okul yönetimi, öğrenciler, veliler allah ne verdiyse herkes dolaylı yoldan yapıyor yapacağı çirkefliği.
birgün okulda ders bitti; tenefüse girdik. ben de ara boyunca yerimde oturdum* ve karakalem çizimlerimden birine devam ettim. sonra zil çaldı, herkes içeri girdi ve ders başladı. tabii her ilkokulda olduğu gibi bir ders başlatma geleneği olan gammazlama faslına geçildi. biri kalktı dedi ki hocam x bana çarptı.* hoca x'e döndü, x de aynen şöyle dedi: "öğretmenim iorek beni ittirdi; ben o yüzden ona çarptım."
sonra hoca bu şerefsize inandı. beni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıp özür dilememi söyleyerek bağırdı. "öğretmenim ben bir şey yap..." cümlemi tamamlayamadan bizim şeref yoksunu eğitimci kılıklı yaratık tekrar bağırınca özür dileyip yerime oturmak zorunda kaldım. sonra derse başladı bu k....k.
ve bu şerefsiz annemin öğrencisiydi bir de. bu olaydan aylar önce tesadüfen öğrenmiştik.
belki çoğu kişiye çok basit ve anlamsız gelir bu anlattığım ama o yaşlarda ve özellikle de özgüveni düşük, içe kapanık küçük bir çocuk için korkunç bir şey bu bence. aklıma geldikçe öfkeden deliye dönüyorum. yapmadığım, hiçbir suçumun olmadığı bir şey için haksız yere birinden özür dilemek zorunda kaldım; üstelik yaşıtlarımdan oluşan kalabalık bir grubun önünde. yıllarca yaptığım her şeyde bir hata varmış gibi hissettim. hâlâ daha bir hata yapıp kendimi suçlu bir durumda bulmaktan korkuyorum. kafamda gerçek dışı senaryolar oluşuyor çoğu zaman.
hocam, olmaz ama eğer burayı okuyorsanız şunu belirteyim; ilk karşılaşmamızda bunun karşılığını ağır bir biçimde alacaksınız. diğer şikayetçi piçi de elden geçireceğim bulsam ama yapılan şeye o kadar takıldım ki kim olduğunu bile hatırlamıyorum.
bu zihniyetteki şerefsizler için küçük bir not bırakıp bu yazıyı bitireceğim; zaten yine anksiyete krizinin ortasındayım. allahın belası ilaç da bitti yine. geberiyorum alüminyum.
eğer üzerinde güç, denetim ve söz sahibi olduğunuz insanlarla birlikte çalıştığınız bir işiniz varsa, özellikle de çocuklarla çalıştığınız bir meslek, sakın ben bunun ağzına s.....m nasıl olsa bana bir bok yapamaz mantığıyla hareket etmeyin. sonra attığınız füze dönüp sizi vurur benden söylemesi.
(özellikle çocuklar bu tür olayları unutmaz. daha doğrusu insanlar pek çok şeyi unutur ama küçük yaşta yaşadığı travmaları ve bu travmaların öznesi olan yaratıkları asla unutmaz. hepimiz yeri geldiğinde pek çok insanla ağız burun kavga etmişizdir mesela ama çocukken yenen o yumruk unutulmuyor.)
t: denetlemeyen eğitim sisteminin küçücük çocuklar üzerinde bıraktığı trajik izleri içeren başlık.
devamını gör...



