siklet farkı aynı branşlar için geçerlidir, yani 60 kilo bir profesyonel dövüşçü karşısında ancak 120 kilo profesyonel bir dövüşçü olarak avantaj elde edebilirsin, 120 kilo yüzücü veya futbolcu vs olarak değil. daha bu ayrimi 50 yaşınızda bile yapamıyorsaniz savas gibi rezil olursunuz maalesef, ya da burdan, ben olsam orda kaan i şöyle böyle döverdim falan diyerek gülünç hallere girersiniz ancak. swh. la adamın işi dövmek, profesyonel olarak bu iş yapıyor hiç mi mantık yok sizde anlamdım bu işi arkadaş.
devamını gör...
kaç yaşında adamların yaptığı saçmalığa bak.

vücudu geliştirmeye odaklandıkça beyin zayıflıyor.
devamını gör...
ben üzülüyorum böyle işlere ya.

biri çıkmış ben pro dövüşçü de olsa 70 kilo adamdan dayak yemem demiş, öbürü çıkmış ben döverim demiş. tamam buraya kadar sıkıntı yok. daha olayı neden kişiselleştirip şu rezilliği kendinize yakıştırıyorsunuz. bir de iki tarafın da yanlarındaki arkadaşları silahlı. hatta bir ara savaş denen adam ilyas denen arkadaşına sesleniyor ki üstündeki dayak yediği elemanı vursun diye. oha ama ya. muhtemelen o çocuğun yanında getirdiği silahlı elemanlar durdurdu ilyas’ı. orada bir anlık adrenalin ve testesteron etkisiyle olay çok farklı yerlere de gidebilirdi.

bir de olayı romantize eden genç arkadaşlar var. yok kafasının altındaki taşları temizlemiş adil olsun diye bilmem ne. yavrum o taşın orada temizlenme sebebi centilmenlikten değil, altımdaki adamın eline geçerse alıp da kafama vurmasın diye. kendilerini şu duruma sokan adamlardan ne centilmenliği bekliyorsunuz? bu tipleri neden yüceltiyorsunuz?

ikisi de topluma kötü örnek oldukları için yargılanmalılar. sporla alakalı profesyonel yaşamları sonlandırılmalı. böyle örnek olunmaz. bu işin olur tarafı bir ringde hakem eşliğinde öyle ya da böyle eldivenle dişlikle vs. ne ekipman gerekiyorsa takarsın, madem sporcusun bu işi sporun kuralları çerçevesinde yaparsın. yenersin yenilirsin. ama bu başka bir şey olmuş. olmamış.
devamını gör...
yılın ergen kavgası olarak tarihe geçmiştir.
devamını gör...
işin enteresan olan kısmı şu,

gerçek bir profesyonel dövüşçü böyle bir işe girer mi? girdi diyelim bu görüntüyü verir mi?
lan adam gibi bir organizasyon çatısı altında olsun bari..

gerçek bir dövüşçü yaptığı işi 50 yaşındaki bir koftiyi döverek ucuzlatmaz.
savaş dayağı hak etti mi? etti buna hiç şüphe yok. ama çayırda çimende babası yaşındaki bir adamı dövmek bir sporcuya yakıştı mı?
yakışır mı?

kaan isimli vatandaş söylediğine göre yıllardır dövüşmesine rağmen elde edemediği şöhretin bilmem kaç yüz katını 50 yaşında bir kum torbasını yatırıp döverek elde etmiş oldu.

bu da aslında kaan'ın dövüsçülük kalitesini, seviye olarak nerede olduğunu gösteriyor.
çocuğu öyle ahım şahım bir dövüşçü olarak lanse etmesin hiç kimse..

oğlum savaş! kendini şöhretin kokusunu almış aç kargalara gagalattın, parçalattın.
yazık ettin kendine...
o dayağı bari çayır çimende yemeseydin..
devamını gör...
savaş cebeci, yine her zamanki çirkefliğiyle olduğu gibi kavgayı başlatan taraftır. kaan kazgan, alttan almaya ve insaflı davranmaya çalışmış. kavganın sonunda kaan kazgan, savaş cebeci'yi kevgire çevirerek evire çevire dövdü yani cebeci savaş, kendi etti kendi buldu.
bu olayda kazgan kaan, sonuna kadar haklıdır.
devamını gör...
iki tarafı da bilmediğim için olaylara hakim olamadığım kavga. ama döven ufak arkadaşın tehlikeli derecede bir esmerliği var. bu esmerlik vurduğunu yere yıkar
devamını gör...
bir goril ile lemur kavga etmiş sanırım. pek mühim bir mevzu.
devamını gör...
ülkenin zeka seviyesinin ne kadar geri gittiğini, varoşluk seviyesinin ise ne kadar arttığını görebileceğiniz başlıktır. şöyle bir tanımımızı yapalım.
ben eskiden boks ile ilgilenirken sokakta kavga vs durumlarına karışınca lisans iptal ediliyordu bu değişti mi? ayrıca bodybuilding ve herhangi bir savunma ya da saldırı (kaba tabirle dövüş) sporu bambaşka şeyler. sapla samanı karıştırmamak lazım. elinizdeki balyozla nereye nasıl vuracağınızı bilmediğiniz sürece verim alamazsınız. ayrıca sokakta kavga eden biri profesyonel olamaz ancak ergen olur. ha bir de reklamın iki taraf için de iyisi kötüsü olmaz tabii...
devamını gör...
ne kadar gereksiz hareketler bunlar ya
devamını gör...
bu lafım kaan'a: madem profesyonel dövüşçüsün, senin bu mevzuyu kulak ardı etmen gerekirdi. ne o öyle boş arsada, o tiplerin arasında, yerlerde debelenmek. zaten kazanacağını biliyorsun, ağırbaşlı ol gül geç. prof olduğunu söyleyen sporcunun yapacağı iş değil. kınadım.

bu da öteki tipe: adam senin içinden geçecek belli yani, oradan buradan attın tuttun herif ağzını yüzünü eline verdi. adamın mesleği profesyonel dövüşçülük. yani yoldaki standart sürücü ile f1 pilotu arasındaki fark gibi, senin dövüş bilgin ile kaan'ın arasındaki fark. neyine güvendin de. bir de hala sahaya çıkılmış kufrediyorsun ana avrat e yuh. adamı kınasak da sen bunu hak ettin birader. hepsini geç, çocuklu çocuklu adamsın, videolar internette. onları da utandırdın, psikolojilerine bir yara açtın. egondan beynin'e yer kalmamış.

bu ders olmuştur belki bir daha çiğneyemeyeceğin lokmayı yutmaya kalkmazsın.
devamını gör...
bu iki kişinin ve çevresindeki gaz verenlerin babalarının çifte prezervatif kullandığını ve bunların hiç dünyaya gelmediklerini düşünün.
düşündünüz mü? dünyada hiçbir şey ne eksik ne fazla olurdu değil mi?
eksikliği hiçbir şey fark etmeyecek iki lüzumsuzun kavgasıdır.
devamını gör...
bu kavgaya ilişkin görüntüler sosyal medyada biteviye paylaşılıyor. şimdiye kadar da erişim engeli getirilmedi, içerikler kaldırılmadı. hatta kimi gazeteciler mütekebbir bir edayla haberleştirmişler olayı.
fiziksel şiddet görüntüleri ihtiva eden binlerce video senelerdir medyaya servis ediliyor.
fakat bu videoların çoğu editörler tarafından düzenleniyor, faillerin ve kurbanların yüzleri bulanık hale getiriliyordu. sözünü ettiğim kavga videosunun sansürsüzce, pervasızca paylaşılması oldukça ilginç. ben, hakaretin bile ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu düşünen biriyim. ancak burada, ifade ve paylaşım özgürlüğü kapsamına sıkıştırılamayacak kadar dallanıp budaklanmış olan farklı bir sorunla karşı karşıyayız.

şiddete dahil olmak ile yani deneyimleyen özne olmak ile izlemek farklı şeylerdir. bu farklılık nedeniyledir ki, şiddet uygulayanın ve uygulanan şiddete izleyici olarak maruz kalanın algılayışları da benzeşim göstermez. şiddete doğrudan doğruya tanıklık etmekle, şiddete bir aktarım aracı vesilesiyle tanıklık etmek arasında da bir ayrım yapmak zorundayız. cereyan eden bir olayın bir cihaz marifetiyle kayıt altına alınması ve kaydın kitlelerle paylaşılması, evvelemirde izleyicileri sonuca zincirler.
kim yendi? kim yenildi?

bu yönlendirici etki, şiddet olarak şiddetin diğer etkenlerden soyutlanarak kendinde bir mefhum olarak kavranmasını ve hakkında düşünülmesini engeller. izleyiciyi önceden belirlenmiş olan bir duygu durumuna yönlendirmek için müziklere, efektlere, sloganlara, muhtelif çekim tekniklerine başvurulabilir. haneke sinemasını farklı kılan en önemli unsurlardan biri de her türden şiddetin, yönlendirici etkilerden kaçınılarak sunulmasıdır. dış etkenlerden ve müdahalelerden arındırılmış çıplak şiddet, izleyenin korku, ürperti, rahatsızlık, acıma hatta tiksinti gibi hisleri duyumsamasına neden olur. yönetmenin kullandığı bir diğer önemli silah da kendiliğindenliktir. hem ansızın vuku bulan şiddet eylemine hem de planlanarak gerçekleştirilen şiddet eylemine mündemiç olan kendiliğindenliğe vurgu yapmayı yeğler. esasında mevzubahis videodakine benzer şiddet gösterilerinin de yukarıda açıkladığım etkileri tetiklemesi gerekir.

insan toplumlarının alimleri, uygarlığın gelişiminin “kaba şiddetin” azaltılması ile mümkün olabileceğini düşündüler. böyle bir düşünce ortaya attılar ve bu düşünceden ilham alınarak oluşturulan kanunlar, birtakım uygulamalar, pratikler avam tabakaya da dayatıldı. kadim bir meseledir bilindiği gibi. freud’un kaleme aldığı o meşhur satırlarda yani “uygarlığın rahatsızlığı” adını verdiği metinde, öz itibarıyla yaban ve vahşi olan insanın modern dünya tarafından aslına zıt sayılabilecek bir hale getirilmesi sonucunda ortaya çıkan kaynamadan, hoşnutsuzluklardan, kıpırdanmadan söz ediliyordu malum.

insanın bir vahşi olmasını engelleyip onun düşüncelerine, söylemlerine, eylemlerine incelik kazandırmak ve merhamet, insaf gibi mücerret kavramlara eskiye nazaran daha fazla anlam yüklemesini sağlamaktı maksat.
artık, sen benim karımı nasıl dansa kaldırmaya cüret edersin, sen bana nasıl yan gözle bakarsın deyip ateşli silahla veya kılıç kalkanla hasmını kitleler önünde düelloya çağıranların devri kapanmış, sağduyuyla ve bilgiyle aklın ışığında hareket eden hukukçuların devri başlamıştı, güya.
güya diyorum çünkü bu yaklaşımın sürdürülebilir olduğuna ikna olmak istiyorduk.
batı medeniyetinin yaratımıydı, bir başka zâviyeden bakarsak batı’nın öz eleştirisi olarak da görebiliriz bunu. sömürülen, köleleştirilen, işkence edilen, katledilen ve hemen hemen her türlü fanteziye kurban edilen yaban halklara karşı da bir özür mahiyeti taşıyordu aynı zamanda.

modernize edilen hukuk anlayışı, böyle yabanıl davranışların engellenmesi için oluşturulmuştur. bu türden düşüncelerin felsefi kökenleri büyük ölçüde roma’ya uzanır. düellolar, büyük kapışmalar, bahisler ve şov haline getirilmiş vahşet de orada karşımıza çıkar. büyük bir ironi barındırır.
devamını gör...
özellikle yeni nesilin internette yana döne gezerek kendine kanaat önderi, hoca, idol aramasına hastayım. bu savaş'a bile ne çok hocam diyen varmış dünden beri zırlıyorlar tüm mecralarda. gençler, memlekette primabolan kullanan herkes hoca zaten yenisini bulursunuz. *

arkadaşlar ağırlık kaldırmakla dövüşmek arasındaki farkı bilmiyorsanız kum torbasına sargısız eldivensiz 1 tane vurun bütün gücünüzle*,
boksör kırığıyla tanışmış olursunuz.
devamını gör...
taşı savaş cebeci zarar görmesin diye almamış reis. taşı savaş cebeci tutup da kendisine vurmasın diye almış.
boşuna övmüşüm adamı *
devamını gör...
hilal cebeci ve kaan kural kavgası daha ilginç olabilirdi. bu benim için haber değeri taşımıyor. *
devamını gör...
2 liseliyi abileri çayıra çırakımış gibi bir dövüş beklerdim.

hiç kavga etmemiş erkekler lütfen yorum yapmasın.

güzel bir kavga olmamış tek taraflı bir karşılaşma olmuş

daha profesyonel bir maç ve rövanşını bekliyorum
devamını gör...
hayatı dövüşmek olan bir adamla, hayatında hiç dövüşmemiş bir adamın kavgası oldu. arkadaşlar her şey tecrübe bu hayatta. kaan artık dövüşmeyi yüzmeye, bisiklet binmeye bağlamış. adam beyniyle değil omurilik soğanıyla otomatik olarak dövüşüyor. savaşsa streoidli bir balon. kavga nedir, gard almak nedir, yumruk atmak nedir, sokak dövüşü nedir dünyadan haberi yok.
davul bile dengi dengine demişler. dövüşmeyi bilen bir adamım. onlarca sokak kavgasına girdim ve yüzümün akıyla çıktım hepsinden şükürler olsun. kaan ile ben dövüşsem yemin ederim daha adil bir maç olurdu. evet kaan beni döver perişan ederdi ama 3-4 tane sağlam darbe de yerdi benden. savaş'ın düştüğü çaresiz acınası duruma düşmezdim. iyi mücadele etmiş biçimde onurlu şekilde dayağımı yerdim, kaan'ı da tebrik ederdim.
bu dünkü kavgaysa bir erkeğin, bir kadına saldırması gibi bir şey oldu. b.k kadar dövüşmeyi bilmeyen bir ceylana, hayatı dövüşmek olan bir arslan saldırdı. siz ne bekliyordunuz sonuç olarak! savaş'a üzüldüm. umarım bu travmayı atlatabilir.
devamını gör...
her kafadan bir ses çıkıyor. bilgehan demir bu konu hakkında söylenebilecek her şeyi söylemiş.
görmüş olduğum en doğru yorum...
ekşici pijler ve g.tü boklu yutubırların konu hakkındaki saçma sapan yorumlarını bir tarafa atıp bilgehan demir'i dinlemeli.

devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"18 eylül 2023 savaş cebeci ve kaan kazgan kavgası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim